Muhammed Hamidullah - Türkiye Diyanet Vakfı
Muhammed Hamidullah - Türkiye Diyanet Vakfı
Muhammed Hamidullah - Türkiye Diyanet Vakfı
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
“İslâm’ın bir estetik medeniyet olduğunu unuttuk ve<br />
biz böylece oryantalistlerin ekmeğine yağ sürdük. Çünkü<br />
onlar, İslâm’ın sadece bir din olduğunu ve bir medeniyet<br />
olmadığını, bir medeniyet üretmediğini söylüyorlar.<br />
Biz, farkında olmadan kendi medeniyetimizi<br />
göz ardı ederek, kendi medeniyetimize sahip çıkmayarak<br />
oryantalistlerin ekmeğine yağ sürdük.” dedi.<br />
İkinci hatanın İslâm’ı sadece bir form olarak görmek<br />
olduğunu söyleyen Hilmi Yavuz, Bugün formun<br />
öne çıkıp, İslâm’da biçimin öne çıkmadığını söyleyerek<br />
“Çünkü İslâm hakiki muhtevasını, ahlaki içeriğini<br />
kaybediyor da ondan. İçerik, muhteva ne kadar boşaltılırsa,<br />
biçim o kadar öne çıkar. Biçim ile muhteva<br />
arasında, şekil ile muhteva arasında böylesine bir asimetrik<br />
ilişki var. Dolayısıyla ne oldu İkinci hatamız,<br />
ikinci büyük ve vahim hatamız İslâm’ın içeriğini boşaltmak<br />
oldu” dedi.<br />
Üçüncü hatanın da Cumhuriyeti, Osmanlının<br />
mefhumu, muhalifi olarak görmek olduğunu belirten<br />
Hilmi Yavuz “Osmanlıda ne yapıldıysa, Osmanlı<br />
ne ise, neyi ürettiyse, neyi ortaya koyduysa Cumhuriyeti<br />
onun tam tersi olarak algılamak ve böyle bir<br />
inşa sürecine girmek de üçüncü hatamız oldu. Dünyanın<br />
hiçbir ülkesinde modernleşme, geleneksel hamulenin<br />
bütünüyle tasfiyesiyle gerçekleşmez. En radikal<br />
modernizasyon projelerinde bile gelenek belli ölçüde<br />
bir süreklilik ve devamlılık göstermek durumundadır.<br />
Biz ne yaptık Cumhuriyeti, Osmanlının mefhumu<br />
muhalifi olarak tanımladık. Üçüncü hatamız<br />
buydu.” dedi.<br />
Yanlış olarak değerlendirdiği konuları örneklerle<br />
açıklayan Hilmi Yavuz dünyanın hiçbir ülkesinde<br />
modernliğin köylülük üzerine inşa edilmediğine vurgu<br />
yaparak “Böyle bir şey yoktur. Modernleşme sanayileşme<br />
demektir, modernleşme köylülüğün tasfiyesi<br />
demektir. İngiltere’de de böyle olmuştur bu, Fransa’da<br />
da böyle olmuştur. Biz ne yaptık Biz, modernleşmemizi<br />
köylülük üzerinden inşa etmeye kalktık, köy enstitüleri<br />
açtık. Vahim yanlışlıklarımızdan biri şuydu: Biz,<br />
köy enstitüleri değil, kent enstitüleri açmalıydık, insanlara<br />
kentleşmeyi öğretmeliydik, modernleşme kentleşme<br />
demektir; çünkü, medeniyet Medine sözünden gelir.<br />
Medine site demektir, kent demektir. Biz ne yaptık<br />
Vahim bir yanlışlık yaptık, modernliğimizi köylülük<br />
üzerinden inşaya kalktık.” dedi.<br />
Yapılan yanlışlardan birinin de Batı’dan aldığımız<br />
kavramların hiçbirini tanımlamadan tarif etmenin<br />
olduğunu belirten Hilmi Yavuz, “Kavramlar tanımla-<br />
nır, tarif edilirler, Aristoteles’ten bu<br />
yana bildiğimiz budur. Herkesin zihninde<br />
farklı olan imajlar, imgelerse<br />
tasvir edilirler, betimlenirler. Birtakım<br />
kavramlar alındı, tanımları<br />
var mı Hangi kavram diyeceksiniz,<br />
söyleyeyim; kamusal alan mesela,<br />
bugün karşı karşıya kaldığımız<br />
alan. Kim çıkıp bugün kamusal<br />
alanın tanımını yapabilir Nedir<br />
kamusal alan Kamusal alan devletin<br />
alanı mıdır, yoksa sivil toplumun<br />
alanı mıdır, mesela. Bunlar soruldu<br />
mu, bunlar konuşuldu mu Herkes<br />
kendi kafasına göre bir kamusal<br />
alan imajı üretiyor. Benim zihnimdeki<br />
imaj ile sizin zihninizdeki<br />
imaj örtüşmez. Gözünüzü kapayın,<br />
gözünüzün önüne bir ağaç getirin.<br />
Siz bir çınar ağacını getirirsiniz,<br />
ben bir salkım söğüdü getiririm.<br />
Salkım söğüt ile çınarı ayrı ayrı zihinlerde<br />
ayrı ayrı imgeler olarak tahayyül<br />
ettiğimiz için de anlaşmamız<br />
mümkün olmaz. Dolayısıyla, bizim<br />
zihinsel olarak çok ciddî bir maluliyetimiz<br />
ve vahim bir yanlışlığımız<br />
vardır. Hiçbir şeyi tarif etmedik, tanım<br />
yok. Sadece herkes kendi kafasındaki<br />
imgeye göre anlaşmaya çalışıyor,<br />
iletişim kurmaya çalışıyor. İletişim<br />
kurulamıyor.” dedi.<br />
Konuşmasının sonunda bu tür<br />
zihinsel maluliyetlerin, bu tür yanlışlarda<br />
ısrar edildiği sürece devam<br />
edeceğini belirten Hilmi Yavuz<br />
“Yapmamız gereken şudur: Oturacağız<br />
ve baştan başlayacağız. Yaptığımız<br />
hataları ve yanlışlıkları yeniden<br />
gözden geçireceğiz ve onların nedenleri<br />
üzerinde duracağız. Dolayısıyla,<br />
hataları ve yanlışlıkları tekrar etmeden,<br />
hatalarda ve yanlışlıklardan bir<br />
farkındalık göstermeden var olmaya<br />
devam etmemiz, bizi mana aleminden<br />
uzaklaştıracak ve düpedüz<br />
bir manasızlığa mahkum edecektir.”<br />
dedi.<br />
TDV<br />
www.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 39 >