Muhammed Hamidullah - Türkiye Diyanet Vakfı

silahı kullananın ne maksatla kullandığı
ve kullandığı zaman ne sonuç
elde ettiğidir. Hükme tabi olan
budur. Bu da öyle, bilimsel bir gelişmedir.
Evet, ucube yaratıklar çıkarılabilir
mi Çıkarılabilir. Tek
gözlü insanlar, kolu başından çıkan
yaratıklar yapılabilir mi Teorik
olarak yapılabilir. Ama bunda teknolojinin
ne kabahati vardır
Ben kelamcıyım, esas branşım
usulü fıkıh ve kelamdır. Bunların
hepsi Allah’ın yaratmasıdır. Senin
yaptığın bir şey yok. Sen bir araya
getiriyorsun, seyrediyorsun. Ana
ile baba birleşiyor, yaptığı iş bundan
ibarettir. Ondan sonra seyrediyor.
Yaptığı iş var mı Laboratuarda
da, alıyor bir spermi, bir de kadın
yumurtasını, özel bir cihazda,
özel bir mikroskop altında, titreşimden
uzaklaştırılmış, mikroenjeksiyon,
deliyor, yumurtanın içine bırakıyor
o spermi. Bizim yaptığımız
bundan ibaret. Ondan sonra bekliyoruz,
bakıyoruz ne olacak acaba
Ertesi gün eğer etrafında bir tabaka
oluşmuşsa, ha bu döllendi diyoruz,
bakıyoruz hücre de ikiye bölünmüş
zaten, bir gün sonra dörde
bölünmüş. Şimdi, biz mi yaratıyoruz
bunu Hayır. Biz sadece spermi aldık,
buradan buraya koyduk. Sadece
vesile olduk biz buna. Ondan sonra
yaratma işlemi başlıyor, bizim yaptığımız
sadece seyretmekten ibaret.
Hangi genin ne iş yaptığı konusunda
bugün tespit edilebilen hastalık
olarak 5 bin hastalık var listede.
Bu genlerden kaynaklanan hastalık
tipleri. Çözülebilen bu kadar
daha, çözülemeyen neler var. İşte
ALS hastalığını çözemiyorlar mesela,
Şizofreniyi hâlâ çözebilmiş değiller,
hangi genetik bozukluktan kaynaklanıyor
Alzheimer’i çözebilmiş
değiller, genetik bunlar, hangi genetik
arızadan Ama günün birinde
bulurlar bunu. Bunları buldukça bulamadıkları artıyor,
daha başka tipleri fark edilmeye başlıyor.
O zaman, bizim Kur’an-ı Kerim’deki ifade, her
şeyi yaratan Allah’tır; Eğer bizim yaptığımıza yaratma
deniyorsa veya yaratılışa müdahale deniyorsa, bu ciddi
bakımdan dinî bir arıza demektir. Bu terim, Allah’ın
kudreti yanında ona denk başka kudretler var anlamına
gelir ki, İslam inancı buna izin vermez. O hâlde,
kafasından çıkan kolu, gözünün biri boğazında olan
varlığı yaratan gene Allah, biz onu yaratmıyoruz. Biz
o yaratma sürecinde bize verilen hür irademiz içinde
sadece sebepleri başlatıyoruz, sorumluluğumuz buradan
itibaren başlıyor bizim. Niyetimiz, bizim o sebepleri
başlatma istikametinde ve bizi sorumlu tutan o.
Ondan önce demiş ki, ben seni bir yol ayrımına getirdim,
buradan itibaren ikiye ayrıldı yol. Şimdi, dedik ki,
buradan gidersen kurtuluştasın, buradan gidersen ziyandasın.
Burada serbest bıraktık; yani “artık, dileyen
inansın dileyen de kabul etmesin”.
Şimdi, eğer, ben bana verilen emrin doğru olduğunu
kabul edersem -burada hiçbir etki yok-, inanırsam,
bana buradan gidersen kurtuluş var dedi, bu
doğrudur, buraya gittim. Ben hür irademi bu istikamette
kullandığım için sevap kazınıyorum, hür irademi
bunu reddedip şu istikamette kullandığım için günaha
giriyorum veya kâfir oluyorum. İşte, buradaki hürriyet.
Yaratılış da böyle, getiriyoruz biz, şuradan bu yolun
başına koyuyoruz geni. Burada konduğu zaman
yolu bu, şöyle bir gelişme meydana getiriyor. Şimdi,
bu yolu çizen ben değilim. Tabiat kanunu dediğimiz
kanun, Allah’ın kainatı yürütmekteki âdetidir, o kuralları
koymuş. Buraya girerse şöyle gider, buraya girerse
böyle gider, bu kuralları koymuş. Ama şuraya mı gidecek,
buraya mı gidecek bana bırakmış onu. Benim
fiillerim olarak bana bırakmış. Ben bunu buraya koyduğum
zaman o yine yaratmasına devam ediyor, benim
gösterdiğim istikamette yaratılış yine Allah’a ait.
Bundan dolayı Allah bunu yarattığı için sorumlu değil,
Allah’ın bunu yaratmasını istediğim için ben sorumluyum.
Akrebi yaratmış, soktuğu zaman öldürsün milleti
diye. Ama akrebin sorumluluğu olmadığı için, niye
bu adamı soktun sokmadın, ondan sorumluluğu yok.
Dolayısıyla GDO’lara zararlı ya da faydalı demek
için bunların insanlığın faydası veya zararı istikametinde
nasıl kullanıldığına bakmak gerekir. Tabii ki değerlendirmenin
tamamen siyasî ve ticarî kaygıların dışında,
ilmin çerçevesinde yapılması da esastır.
TDV
www.diyanetvakfi.org.tr TÜRKİYE DİYANET VAKFI HABER BÜLTENİ 29 >