RÃPORTAJ: Prof. Dr. Mehmet AYDIN - DEM
RÃPORTAJ: Prof. Dr. Mehmet AYDIN - DEM
RÃPORTAJ: Prof. Dr. Mehmet AYDIN - DEM
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
düşündüğümüzde aynı zamanda kendi hadislerini<br />
dikkate aldığımızda Hz. Peygamber hem bilen<br />
biri hem de o bildiğini Medine toplumunda<br />
uygulayan ve böylece bir örneklik ortaya koyan<br />
kişi olarak karşımıza çıkıyor. Farabi’nin yaşadığı<br />
döneme baktığımızda siyaseten çok zor bir dönem<br />
olduğunu görürüz. Siyaset her zaman zordur ama<br />
doğrusu Farabi’nin yaşadığı dönem çok parlak bir<br />
dönem değildir. Farabi, Hz. Peygamber’in şahsında<br />
belki bir araya gelen bu erdemlerin ondan<br />
sonraki dönemde tek bir kişinin şahsında bir araya<br />
gelmesinin o kadar kolay olmadığını görünce<br />
çözüm olarak bu erdemlerin hiç değilse devlette<br />
toplanmasını teklif ediyor.<br />
Bu teklifinin anlamı nedir<br />
Bir devletin erdem odaklı şekilde yönetilebilmesi<br />
için bilgiye, tutarlı ve sistemli düşünmeye,<br />
düşünülenleri hayata geçirecek tecrübeye ve mesela<br />
askeri kabiliyete sahip olması beklenir. Farabi<br />
eğer bir kişide bu kadar erdem bir araya gelmiyorsa<br />
farklı farklı erdemlere sahip olanların bir araya<br />
gelerek yönetimi onların ele alması gerekir diyor.<br />
Diyelim ki bir kişi bilgi sahibi bir diğeri sistemli,<br />
tutarlı düşünme gücüne sahip bir başkası erdemlerin<br />
nasıl hayata geçirileceği konusunda uzman ve<br />
başka biri askeri zekâya mümkünse dehaya sahip<br />
olsun yönetimin bunların bir araya gelerek oluşturulması<br />
lazım. Yani Farabi’nin teklifinin anlamı<br />
bir tür erdemliler yönetimidir. Ona göre erdemlerin<br />
toplandığı yer bir şahıs olamıyorsa bir kurum<br />
olarak devlet olmalıdır.<br />
Bu teklifi döneminde nasıl karşılanıyor<br />
Kendisinden büyük bir ihtimalle 25–30 yaş<br />
küçük -İbn-i Sina’yla Farabi arasında yaşayan-<br />
Ebu’l-Hasan el-Amiri, herhalde biraz öfkelenmiş<br />
olacak ki; “Ne yapıyor bu adam!” diyor. Ona göre<br />
yönetimde tek kişinin olması lazım. O anda kim<br />
en iyiyse onun olması lazım. Yönetimi farklı kişiler<br />
arasında dağıttığınız zaman bundan kaos çıkar<br />
diye düşünüyor. Ama bu şekilde tepki görmüş olmasına<br />
rağmen kendilerinden sonraki gelişmeleri<br />
dikkate alarak bugün geriye dönüp baktığımızda<br />
haklı olanın Farabi olduğunu görüyoruz. Ebu’l-<br />
Hasan el-Amiri’nin kitabının adı enteresandır.<br />
Kitabu’s-saade ve’l-is’ad yani “mutlu olma ve mutlu<br />
kılma kitabı”. Bu mutluluğu bizim anladığımız<br />
Eğer evrensel bir dinin ufku içinde yaşıyorsanız sadece kendi kentinizin, kendi şehrinizin ya da Isparta’nın,<br />
Atina’nın veya o günkü Bağdat’ın erdemli olması sizin için yeterli olmuyor. Orada durmuyor insanlığa kadar<br />
giden küresel boyutta bir kuşatıcılık fikrine sahip oluyorsunuz. Farabi’de böyle düşünüyor.<br />
Y IL 2 SAYI 5 | <strong>DEM</strong> DERGİ 41