Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
II. Selim ve III. Murat zamanlarında da hem saraydan<br />
hem halktan büyük bir itibar ve ilgi görmüştür. Vefatından<br />
önce bu kadar ilgi ve alâka gören sanatçı sayısı<br />
azdır, O ise vefat etmeden “Sultanüş’şuâra” yani<br />
“Şairlerin Sultanı” diye anılmaya başlamıştır.<br />
Kaynak: (Tâhir Olgun, Bâkî’ye Dâir, Aydınlık Basımevi İstanbul<br />
1938, s. 5-49) (Mehmed Çavuşoğlu, “Baki”, DİA, İSAM İstanbul<br />
1991, IV, 537-540)<br />
Bulgurlu Mahallesi<br />
Cami <strong>Sokak</strong><br />
S<br />
öğütlü Çayır Caddesi ile kesiştiği yerden<br />
başlayan sokak bu ismi almasına sebep olan<br />
Söğütlü Çayır Camii’nin önünden kıvrılarak<br />
Çakırlar Sokağı’nda son bulmaktadır. <strong>Sokak</strong> adını<br />
Bulgurlu Mescid Camii’nden almaktadır. Bulgurlu<br />
Mescid Camii inşasına, Mimar Zeki Şerifoğlu’nun çizmiş<br />
olduğu proje ile Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün<br />
kontrolünde Camii derneğinin öncülüğünde<br />
1992’de başlanmıştır. Eski bina yıkılarak yerine halkın<br />
yardımlarıyla yeni inşaat başlatılmış ve 1994 yılında<br />
bitirilerek yeniden ibadete açılmıştır.<br />
Baki Sokağı<br />
Baki Sokağı<br />
S<br />
okağa adını veren ve 1526 yılında<br />
İstanbul’da doğan Bâki’nin asıl ismi Mahmud<br />
Abdülbâki’dir. Aslında fakir bir ailenin çocuğu<br />
idi, babası müezzinlik yapıyordu. Çocukluğunda<br />
saraç çıraklığı yapmıştır. Orhan Şaik Gökyay, Baki’nin<br />
“saraç” (koşum ve eyer takımları yapan ya da satan<br />
kimse) çıraklığı değil, “serac” (camilerde kandillerin<br />
yakılmasından sorumlu kimse) çıraklığı yaptığını iddia<br />
etmiş ve eski imlâsı aynı olan iki kelimenin yanlış<br />
okunmasının yol açtığı hataya işaret etmiştir.<br />
Eskiden kandillerin camilerde yegâne aydınlatma<br />
aracı olduğu göz önünde tutulursa, özellikle çok<br />
sayıda kandilin bulunduğu büyük camilerde seraclık<br />
önemli bir görevdi. Baki’nin babasının Fatih<br />
Camii’nde müezzinlik yaptığı anımsanırsa, kendisinin<br />
de aynı camide serac çırağı olması ihtimali gerçekten<br />
kuvvetlidir. Nitekim pek çok akademisyen<br />
şairin saraç çıraklığı değil, serac çıraklığı yapmış olduğu<br />
görüşünü daha doğru bulmaktadır. Eğitime,<br />
ilme olan büyük tutkusu fark edilmeye başlanınca<br />
ailesi medreseye devam etmesine izin vermiştir, zira<br />
başlarda medreseye kaçak, ailesinden gizli gitmekteydi.<br />
Gayretleri ile iyi bir eğitim görmüş, dönemin<br />
ünlü müderrislerinden ders almıştır. Eğitimi boyunca<br />
şiire olan ilgisi giderek artmış ve güçlü kaleminin<br />
ünü de yavaşça yayılmaya başlamıştır. Eğitimini tamamladıktan<br />
sonra çeşitli medreselerde müderrislik<br />
yapmıştır.<br />
Kanuni Sultan Süleyman tarafından İstanbul’a getirtilen<br />
şair hayatı boyunca çeşitli dönemlerde devlet<br />
hizmetinde bulundu, kadılık, kazaskerlik gibi makamlarda<br />
görev yaptı. Yaşlılığında Şeyhülislam olmak<br />
isteyen Baki bu makama getirilmemiştir. 1600<br />
yılında, İstanbul’da ölmüştür.<br />
Bâki’nin Saray’a hep bir yakınlığı olmuştur. Özellikle<br />
Kanunî Sultan Süleyman ile yakın ilişkileri olmuş,<br />
pâdişah sık sık kendisine iltifat etmiştir. Daha sonra<br />
<strong>Sokak</strong>, Mart 1889’dan itibaren Osmanlı arşiv belgelerinde<br />
“Bulgurlu Mescid Sokağı” olarak yer almıştır.<br />
Sultan II. Abdülhamid döneminde Bulgurlu Mescid<br />
Sokağı köşesinden Yenicami Sebili karşısına kadar,<br />
Bulgurlu Mescid Sokağı’yla Yenicami arasında bulunan<br />
yerler sürekli temiz tutulmuş, lağımlar temizlenmiş,<br />
sokak kaldırımları yapılmıştı. Bir arşiv belgesine<br />
göre 4 Kasım 1902’de Bulgurlu civarında Ümraniye<br />
adıyla bir köy kurulmuştu.<br />
Kaynak: (E. Koçu, İstanbul Ans. 6/3125)<br />
Cahit Zarifoğlu <strong>Sokak</strong><br />
Ü<br />
sküdar’ın Bulgurlu Mahallesi sokaklarındandır.<br />
Bulgurlu Caddesine parelel bir sokak<br />
olup, Şura <strong>Sokak</strong> ile Yerlioğlu Sokağı<br />
birbirine bağlamaktadır. Çakırlar <strong>Sokak</strong>’la kesiştiği<br />
noktada bir dört yol oluşmaktadır. <strong>Sokak</strong> adını aslen<br />
Kahramanmaraşlı olan ve 1940’da Ankara’da<br />
doğan şair, yazar ve kültür adamlarından Cahit<br />
Zarifoğlu’ndan almıştır. Edebiyata, lise yıllarında<br />
başlayan yazar İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi<br />
Alman Dili ve Edebiyatı bölümünde okumuş ve<br />
buradan mezun olmuştur. Birçok dergide şiirleri bulunan<br />
Zarifoğlu, 1976’dan sonra Mavera dergisinde<br />
şiirleri, hikâyeleri, senaryo çalışmaları, günlükleri ve<br />
sohbetleri yayımlanmıştır. Birçok devlet kademesinde<br />
de görev yapan Zarifoğlu, 1987’de vefat ederek<br />
Küplüce Mezarlığı’na defnedilmiştir.<br />
Kaynak: www.zarifce.com<br />
Cahit Zarifoğlu <strong>Sokak</strong><br />
140 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />
141