Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Karakol <strong>Sokak</strong><br />
E<br />
nfiyehane Sokağı’nı Yastıkçı Sokağı’na<br />
bağlayan “L” şeklinde fazla uzun olmayan<br />
bir sokaktır. Sahra Konağı bu sokak üzerindedir.<br />
Sokağın ilk adı “Karakolhane <strong>Sokak</strong>”tı.<br />
Aralık 1886’da sokağın tamiri ile ilgili yazışmalarda<br />
Karakolhane <strong>Sokak</strong> ismi kullanılmıştı. Daha sonra<br />
“Selamsız Karakolu Sokağı” ismi kullanılmış, Aralık<br />
2005’de “Karakol” sokak olmuştur.<br />
<strong>Sokak</strong> adını burada bulunan Selamsız Karakolu’ndan<br />
almaktadır. Karakol; Hâkimiyet-i Milliye Caddesi ile<br />
Karacaoğlan Sokağı’nın birleştiği yerde ve sokağın<br />
sağ köşesinde idi. Karakol, eski bir yeniçeri kolluğu<br />
yerine 1838 yılında Sultan II. Mahmud tarafından<br />
yaptırılmıştı. Sultan II. Abdülhamid döneminde çok<br />
meşhur olan karakol’un bir resmi Sultan tarafından<br />
Amerikan Kongre Kütüphanesi’ne hediye edilen<br />
fotoğraf albümünde de yer almıştı. Sultan II. Abdülhamid<br />
döneminde karakolda Osman ve Kemal<br />
adlı iki komiserin adı öne çıkmıştı. Komiser Osman<br />
aldığı rüşvetler ve içkiciliği, Komiser Kemal ise daha<br />
çok katil ve hırsızlara yönelik başarılı operasyonları<br />
ile öne çıkmıştı. Komiser Osman azledilirken, Komiser<br />
Kemal nişan ve ödüllerle yaptıklarının karşılığını<br />
görmüştü. 1909’da 31 Mart Olayı nedeni ile<br />
Üsküdar’a gelen Harekât Ordusu mensubu subaylar<br />
ilk önce bu karakolu etkisiz hale getirmişler ve polislerin<br />
silahlarını toplayarak Tophane’ye göndermişlerdi.<br />
1910 başlarında bir kez daha bazı subaylar<br />
Selamsız Karakolu’nu taciz etmiş, bunun sonucu bu<br />
işi yapan subaylar için maaş kesme ve görev yeri değiştirme<br />
cezası verilmişti. Cumhuriyetin ilk yıllarına<br />
kadar varlığını sürdüren karakol binası 1935’de geçirdiği<br />
tamirat sonrası orijinal özelliğini kaybetmiştir.<br />
Halen “Çocuk Şube Müdürlüğü” binası olarak<br />
kullanılmaktadır.<br />
Kaynak: (Ahmet Uçar, İstanbul’un <strong>Sokak</strong> İsimleri Tarihi, S. 565)<br />
Kaptanpaşa Camii Sokağı<br />
Kaptanpaşa Camii Sokağı<br />
S<br />
okağa adını veren Kaptanpaşa Camii, Kaptan<br />
Paşa Sokağı ile Aziz Mahmud Efendi<br />
Sokağı arasında ve set üzerindedir. Üsküdar<br />
ve Boğaziçi’ne bakan hakim bir durumu vardır. Her<br />
iki sokağa açılan avlu kapıları bulunmaktadır. Aziz<br />
Mahmud Efendi Sokağı’na açılan kapısının sol tarafında<br />
Şehzâde Seyfeddin adına yaptı rılmış 1728-<br />
29 tarihli klâsik bir çeşme vardır. İki tarafı, taş bir<br />
merdivenden üst avluya çıkılmaktadır. Tam karşıda,<br />
Kaptan Paşa Sokağı’na açılan kesme taş avlu kapısı<br />
bulunmaktadır.<br />
Bu iki kapıda kitâbe yoktur. Sağ tarafta, tek katlı ah-<br />
şap meşruta binası ve onun yanında abdest muslukları<br />
mahalli yer almıştır. Sol tarafta ise, Kaptan Paşa<br />
Camii vardır. Mabedin önünde, bugün ahşap olan<br />
son cemaat yeri bulunmaktadır. Mermer minberi<br />
zarif ve güzeldir. Yan korkulukları şebekelidir. Vaiz<br />
kürsüsü ahşap, mihrabı ise alçı istalaktitlidir. Camiin<br />
içi, çiniler ve kalem işleri ile bezenmiştir. Çiniler, Edirnekapı<br />
civarındaki Tekfur Sarayı’nda yapılmıştır. Yanmadan<br />
evvel tamamen çini kaplı olduğu anlaşılan<br />
mabedin, bugün yalnız alt pencerelerinin üst hizasına<br />
kadar çini döşelidir. Bunlar, 18. yüzyıl çinilerinin<br />
en güzel örnekleridir. Fakat pek çoğu kaybolmuştur.<br />
Kaynak: (M. Aktepe, Derya Kaptanı Mustafa Paşa ve Bir Vakfiyesi,<br />
Belgelerle Türk Tarihi Der. Aralık 1968, Sayı:15-16)<br />
Karakol <strong>Sokak</strong><br />
96 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />
97