Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Hafız Ali Paşa <strong>Sokak</strong>’ta tarihi bir ahşap konak<br />
Gülfem Sultan başarmış, günümüzdeki Aziz Mahmud<br />
Hüdâî Mahallesi asırlarca onun adını taşımıştır.<br />
Şehzâde Murad’ın annesi olan ve Kanuni’den beş<br />
yıl önce 1561’de vefat eden Gülfem Hatun, hayırsever<br />
bir hanım olup bir bölümü bu sokakta bulunan<br />
Gülfem Hatun Camii’nin de bânîsidir. Gülfem<br />
<strong>Sokak</strong> ile Eski Mahkeme Sokağın birleştiği yerde<br />
ve Eski Mahkeme Sokağın sağ köşesinde bulunan<br />
Gülfem Hatun Camii, 1539-1540 yıllarında Gülfem<br />
Hatun tarafından yaptırılmıştır. Cami, 1850 tarihinde<br />
geçirdiği yangın felâketinden sonra, kitabesi<br />
yeniden yazılırken muhtemelen bir yanlışlık yapılarak,<br />
1561’de yapıldığı yazılmıştır. Taşın sonradan<br />
konduğu ve kitâbesinin de yanlış yazıldığı “Gülfem<br />
Hatun bint-i Abdullah” ibaresinden de anlaşılmaktadır.<br />
Çünkü, Gülfem Hatun’un babasının ismi h. 949<br />
tarihli vakfyesinde de anlaşıldığı gibi Abdullah değil,<br />
Abdurrahman’dır. Küçük hazîrede Gülfem Hatun’dan<br />
başka üç kişi daha gömülü olup, biri 1050 (1640-4l)<br />
tarihinde vefat eden Hüdâî Aziz Mahmud Efendi<br />
Camii mukabelecisi Mehmet Efendi’dir. Gülfem<br />
Hatun’un zengin bir kadın olduğu Manisa muhasebe<br />
defterinde yer alan belge ve bilgilerden de anla-<br />
şılmaktadır. Bu defterdeki kayıtlardan; Manisa Göktaşlı<br />
ve Çaprazlar mahallelerine yaptırdığı iki çeşme<br />
ve bir mektep için İstanbul’da vakıf dükkânlar, Üsküdar’daki<br />
cami için de Manisa’da 30 dükkân vakfettiği<br />
anlaşılmaktadır. Hadîka’da verilen bilgiye göre Gülfem<br />
Hatun’un “Camiye yakın ve caddeye nazır türbesi<br />
ile hemen yanında mektebi de vardır.” Gülfem<br />
Hatun 1561 tarihinde şehid edilmiştir.<br />
Kaynak: (Hadikatu’l-Cevami, 2/205) (Barkan Ayverdi, İstanbul<br />
Tahrir Defteri, s. 435, No: 2498) (Mehmet Raif Bey, Mir’at-i İstanbul,<br />
s. 70)<br />
Hacı Ahmet Paşa Çıkmazı<br />
D<br />
oğancılar’a bağlı kısa bir çıkmaz sokaktır.<br />
<strong>Sokak</strong> adını burada bir türbesi bulunan<br />
Doğancı Ahmet Paşa’dan almaktadır. Doğancı<br />
Ahmet Paşa Candaroğulları soyundan olup,<br />
aynı zamanda Kızıl Ahmet Paşa’nın da sülalesindendir.<br />
Osmanlı Sarayı’nda Enderun’dan yetişmiş, Çakırcıbaşı,<br />
1555 yılında Büyük Mirahor, 1558’de Konya<br />
ve Rumeli Beylerbeyi, 1563’te de Şam Beylerbeyi,<br />
ikinci kez 1571’de Konya Beylerbeyi görevlerine getirilmiştir.<br />
Sultan II. Selim (1574–1595) ve Sultan III.<br />
Murad’ın (1574–1595) Nedimi olmuştur. Av merakından<br />
ötürü “Doğancı” ismi ile tanınmış 1577 yılında<br />
da ölmüştür.<br />
Ahmet Paşa’nın türbesi, Doğancılar Meydanı’ndaki<br />
Çakırcıbaşı Hasan Paşa Camii’nin kuzeyindedir.<br />
Ramazanoğlu Sokağı’na açılan avlu kapısından girilir.<br />
Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Tezkiretü’l-<br />
Ebniye’de “Üsküdar’da Hacı Paşa Türbesi” adı ile kayıtlıdır.<br />
Evliya Çelebi’nin meşhur seyahatnamesinde<br />
ismi “Hacı Paşa Darü’l-Kurrası ve Türbesi” olarak<br />
geçmektedir. Ayrıca Evliya Çelebi bu yerde bir de<br />
Hacı Paşa Sarayı’nın bulunduğunu belirtmiştir.<br />
Çelebi’nin, Hacı Paşa Darü’l-Kurrası dediği binaya,<br />
Hadika yazarı, Çakırcıbaşı Hasan Mektebi demektedir.<br />
Evliya Çelebi, Hacı Ahmet Paşa’nın bir de mescidi<br />
olduğunu söylemekte ve “Üsküdar mescitlerinden<br />
Hacı Paşa Mescidi en seçkinidir” diyerek bu mescidi<br />
övmektedir. “Tuhfetü’l-Mimarîn”de Mimar Sinan’ın<br />
yapmış olduğu mescidler sayılırken “Üsküdar’da<br />
bina olunan Hacı Paşa Mescidi” diye bu mescidin<br />
adı geçtiği halde Hacı Paşa’nın yaptırdığı Darü’l-<br />
Kurrâ’dan hiç söz edilmemektedir. Hadîka yazarı<br />
da bu isimle bir mescit yazmamıştır. Şu anda Aziz<br />
Mahmud Hüdâî Mahallesi Mektep <strong>Sokak</strong>’ta bulunan<br />
bu türbeyi Doğancı Hacı Ahmet Paşa sağlığında<br />
1576–1577 yıllarında Mimar Sinan’a yaptırmıştır.<br />
Türbe, klasik Osmanlı türbe mimarisi üslubunda<br />
olup, düzgün kesme taştan sekizgen planlı olarak<br />
yapılmış, üzeri sekizgen kasnaklı bir kubbe ile örtülmüştür.<br />
Türbenin önündeki giriş revakı günümüze<br />
gelemeyerek yıkılmıştır. Bugün yalnızca temelleri<br />
görülmektedir. Türbenin üst kısmına yakın bölümünde<br />
oldukça belirgin bir silmesi vardır. Türbenin<br />
mermer kitabesini Doğancı Hacı Ahmet Paşa’nın akrabası<br />
olan Şemsi Ahmet Paşa yazmıştır.<br />
Kaynak: (Osm. Arş. Evkaf Defteri II, No:12939-18380)<br />
(Ayvansarayi,Vefeyat, s. 43)<br />
Hafız Ali Paşa <strong>Sokak</strong><br />
D<br />
oğancılar Caddesi’nden ayrılan ve yine<br />
onunla birleşen kare biçiminde bir sokaktır.<br />
Rüstem Paşa Sıbyan Mektebi, Doğancılar<br />
Caddesi ile Hafız Ali Paşa Sokağı’nın birleştiği yerde<br />
Hafız Ali Paşa <strong>Sokak</strong><br />
90 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />
91