You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
<strong>Sokak</strong> özellikle Aziz Mahmud Hüdâî Hazretleri’nin<br />
külliyesine yakın olmak isteyen Celvetîlerin ilgisini<br />
çekmişti. Celvetî Tarikatı mensubu olan İstanbul eski<br />
Merkez Kumandanı Kerameddin Paşa da bu yüzden<br />
Üsküdar’da Açık Türbe Sokağı’nda oturmakta idi.<br />
ibaresi bulunur, hiç ummadığınız kadar alçakgönüllü<br />
evlerden şahane boğaz ve İstanbul manzarası görebilirsiniz.<br />
Kaynak: (Osm. Arşivi, Evkaf Defteri II,s. 903, No 16227)<br />
(Hadikatu’l-Cevami, 2/214) (E. Kocu, İstanbul Ans. I/347 ve 2/2,<br />
708)<br />
Üsküdar Postanesi şu andaki postanenin yerinde<br />
ama Açık Türbe Sokağı’ndaki Gizlice Evliya<br />
Tekkesi’nin haziresinin Hâkimiyeti Milliye<br />
Caddesi’ne bakan bölümünün üstüne inşa edilmiş<br />
tek katlı bir bina idi. Binanın girişine yaklaşık 20-30<br />
basamaklı bir merdivenle çıkılırdı. Postaneden Halk<br />
Caddesi’ne kadar olan kısım da mezarlık idi. Daha<br />
sonra 1940’ların ortalarında postane soluna iki buçuk<br />
katlı kübik stilde bir de Defterdarlık binası inşâ<br />
edilmişti. O zamanlarda bu postanede Üsküdar’ın 2<br />
adet umûmî telefonu vardı. Onlar da Postanede idi.<br />
Aziz Efendi Mektebi <strong>Sokak</strong><br />
Aziz Mahmud Efendi <strong>Sokak</strong><br />
Aziz Mahmud Efendi <strong>Sokak</strong><br />
Bu telefonlar Üsküdar ahalisinin ihtiyaçlarını karşılamadığı<br />
için o zamanlar eczanelerden de belirli bir<br />
ücret karşılığında telefon etmek mümkündü. Daha<br />
sonra kırtasiyeciler de bu hizmeti vermeye başlamışlardı.<br />
1950’lerin ortalarında ise hemen hemen<br />
her dükkânda ufak ankesörlü telefon cihazları bulunmaya<br />
başlamıştı.<br />
Bunlara 10 kuruş atılarak telefon edilmekte idi.<br />
Üsküdar’ın bu postanesi 1958-1959’larda yıkılarak<br />
yerine doğru dürüst ve kapsamlı hizmet verecek<br />
birkaç katlı bir postane binası yapılmıştı. 2006’da<br />
bu bina da tâdil edilerek hizmet alanı genişletilmiş<br />
ve Avrupa’daki benzerleri gibi bankacılık hizmeti<br />
de verebilecek çok amaçlı bir komplekse dönüştürülmüştür.<br />
Ahmet Çelebi Çıkmazı<br />
Ü<br />
sküdar Kaymakamlığı’nın hemen yanından<br />
başlar, Üsküdar itfaiyesine kadar uzanır.<br />
Halk Caddesi’ne paralel olarak üsküdar<br />
çarşısına doğru devam eder. İstanbul’un saklı kalmış<br />
güzel sokaklarından biridir. <strong>Sokak</strong>ta kâgir evler veya<br />
onların yerine yapılmış, estetik olarak çokta kötü olmayan<br />
beton binalar bulunur. Ahmet Çelebi Camii<br />
sokağa adını verir, caminin kapısında Açık Türbe<br />
Ahmet Çelebi Çıkmazı<br />
H<br />
üdâî Mahmud Sokağı’nı Aziz Mahmud<br />
Efendi Sokağı’na bağlayan sokaktır.<br />
Bu sokak adını Aziz Mahmud Hüdâî<br />
Mektebi’nden almaktadır. Mektep, Aziz Mahmud<br />
Hüdâî Efendi Camii’nin kıble tarafında ve Kapıcı çıkmazı<br />
ile Aziz Mahmud Efendi Sokağı arasındaki dar<br />
saha üzerine yapılmıştı. 1595’de külliye ile beraber<br />
inşa edilmiştir.<br />
Aziz Efendi Mektebi <strong>Sokak</strong><br />
T<br />
ürbe Kapı Sokağı’nı Doğancılar Caddesi’ne<br />
bağlayan sokak, Abdi Efendi, Aliağa, Eski<br />
Mahkeme ve Tepsi Fırın Sokağı ile kesişmektedir.<br />
Bu sokak Aziz Mahmud Hüdâî Hazretleri’nin<br />
camii’nin ve türbesinin önünde bulunan, Abdi Efendi<br />
<strong>Sokak</strong> ile başlayıp Aziz Mahmud Hüdâî Türbesi ile<br />
sonlanmaktadır. <strong>Sokak</strong> adını tasavvufun önde gelen<br />
<strong>isimleri</strong>nden Cüneyd-i Bağdadi’nin neslinden ve evliyaullahın<br />
büyüklerinden Aziz Mahmud Hüdâî’den<br />
almıştır. Seyyidlerden olan Hüdâî hazretleri 1541’de<br />
Şereflikoçhisar’da doğdu. İlk eğitimi Sivrihisar’da<br />
geçen Hüdâî, ilmini ilerletmek için İstanbul’a gelmiş,<br />
genç yaşta tefsîr, hadîs, fıkıh ve zamanın fen<br />
ilimlerinde büyük bir âlim olmuştu. Hocası ile birlikte<br />
Edirne, Şam, Mısır ve son olarak Bursa’ya gelmiş<br />
ve bu gittiği şehirdeki tasavvuf âlimlerinden<br />
ders alarak ilim ve irfanını ilerletmiştir. Hocasının<br />
vefâtı ile Bursa kadılığına getirilen Hüdâî hazretleri<br />
Bursa’da Muhammed Üftâde Hazretleri’nden feyz<br />
ve sonunda da icâzet almıştır. Üftâde Hazretleri’nin<br />
vefâtıyla mânevî bir işâretle Trakya’ya gitmiştir. Bir<br />
müddet sonra da Şeyhülislâm Hoca Sâdeddîn Efendi<br />
vâsıtası ile İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da tekke<br />
ve camilerde hocalık yapmış talebelere, tefsîr, hadîs<br />
ve fıkıh dersleri vermiş, ilim ve devlet adamlarına<br />
kadar uzanan geniş bir çevre edinmişti. Daha sonra<br />
78 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />
79