03.02.2015 Views

Uskudar-Sokak-isimleri-TARIHCESI

Uskudar-Sokak-isimleri-TARIHCESI

Uskudar-Sokak-isimleri-TARIHCESI

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Altunizâde Mahallesi<br />

Aka Gündüz <strong>Sokak</strong><br />

Atıf Bey <strong>Sokak</strong><br />

Aka Gündüz <strong>Sokak</strong><br />

K<br />

ısıklı Caddesi’ni Bağlarbaşı-Tophanelioğlu<br />

Caddesi’ne bağlayan sokaktır. Bu sokak adını<br />

son devir hikâye ve romancısı; şair ve gazeteci<br />

Aka Gündüz’den almaktadır.<br />

Aka Gündüz; 1886 yılında Selanik’e bağlı Katerina<br />

ile Alasonya kasabaları arasındaki bir dağ köyünde<br />

doğmuştu. Asıl adı Enis Avni idi. Önceleri Enis Avni,<br />

sonraları ise, Aka Gündüz adıyla eserler vermişti. İlk<br />

tahsilini Serez’de İncili Mektep’te ve Selanik’deki<br />

Şemsi Hoca Mektebi’nde tamamlamıştı. Bir müddet<br />

Selanik Askeri Rüşdiye’sine devam etmişse de<br />

1896 Yunan Harbi nedeni ile Kadıköy’deki Eğrikapı<br />

Rüşdiyesine nakledilmişti. Daha sonra Mekteb-i<br />

Sultanî’nin idadi kısmı, Edirne Askeri İdadisi ve Kuleli<br />

Askeri İdadisinde okumuştu.<br />

Hastalığı sebebiyle Harbiyenin ikinci sınıfından ayrılmıştı.<br />

Paris’e giderek bir müddet Güzel Sanatlar<br />

Okulu ve Hukuk Fakültesine de devam etmişti. Ancak<br />

ikisini de bitiremeden üç yıl sonra diplomasız<br />

olarak geri dönmüştü. 1907 yılında siyasî faaliyetleri<br />

nedeni ile Selanik’e sürgün edilmişti. Selanik’te Çocuk<br />

Bahçesi ve Genç Kalemler dergilerine yazmıştı.<br />

Milli edebiyat akımı yazarlarındandır. Sade Türkçeyi<br />

savunmuştur Adana’daki Ermeni olayları üzerine<br />

oraya tayin olunan Bahriye Nazırı Cemal Paşanın<br />

maiyetinde on dört ay Vilayet Meclisi İdare Başkâtibi<br />

olarak çalışmıştı.<br />

Aka Gündüz, 31 Mart Vak’ası üzerine gönüllü olarak<br />

yazıldığı Hareket Ordusuyla İstanbul’a gelmişti.<br />

Mensubu olduğu İttihat ve Terakki’yi eleştirdiği için,<br />

onlar tarafından da dışlanmış, hatta 1913’den 1918<br />

yılına kadar Konya ve Bilecik’te sürgün kalmıştı.<br />

Konya sürgünlügünde beraber olduğu şair Hüseyin<br />

Kami’den –özellikle taşlama ve mizahî şiirlerin yazımı<br />

konusunda - çok fazla etkilenmişti. İstanbul’a<br />

dönüşünde tekrar gazetecilik yapmaya başlamıştı.<br />

1920 yılında Alay Dergisi’ni çıkardı. Milli Mücadeleyi<br />

desteklediği için işgal kuvvetleri tarafından Malta’ya<br />

sürülmüştü. Ankara Hükumeti’nin teşebbüsüyle<br />

yurda dönmüştü. Cumhuriyetten sonra 1932 - 1946<br />

yılları arasında milletvekili olmuş ve Kasım 1958’de<br />

Ankara’da ölmüştür Birçok eseri sinemaya uyarlanmıştır.<br />

Eserlerinde genellikle romantik bir hava sezilmektedir.<br />

Kaynak: (“TBMM Albümü”. tbmm.gov.tr.)<br />

Atıf Bey <strong>Sokak</strong><br />

V<br />

alidebağ Korusu yolunu Ali Dede Caddesi’ne<br />

bağlayan dolambaçlı ve uzunca bir<br />

sokaktır. Çeken ve Gencay sokakları ile kesişmektedir.<br />

Bu sokak adını II. Meşrutiyet döneminin<br />

meşhur komitacılarından Mülazım Atıf Bey’den<br />

almaktadır. Sultan II. Abdülhamid dağa çıkan Niyazi<br />

ve Enver Bey gibi İttihatçıların isyanını bastırmak<br />

için, Arnavut olup, bölgeyi çok iyi bilen Müşir Şemsi<br />

Paşa’yı olağanüstü yetkilerle Manastır’a göndermişti.<br />

Bu durumdan çok rahatsız olan İttihatçılar Şemsi<br />

Paşa’yı bir suikastla öldürmeye karar verdiler. Bu vazife<br />

iyi bir silahşör olan Teğmen Atıf’a verildi. Atıf Bey<br />

7 Temmuz 1908’de Manastır’a geldiğini bir telgrafla<br />

Yıldız Sarayı’na bildiren Şemsi Paşa’yı, Postahane çıkışı<br />

bir suikast ile öldürdü. Olay sonrası II. Meşrutiyet<br />

ilan edildiğinden, kurulan uydurma bir komisyonca<br />

suikastçının tesbit edilemediği bildirildi. Atıf Bey; bu<br />

suikastı ile çok popüler olmuş, özellikle İttihaçıların<br />

sembol <strong>isimleri</strong>nden birisi haline gelmiş, İttihat ve<br />

Terakki’nin merkez komitesine alınmıştı. Cumhuriyet<br />

döneminde de aynı itibarı görmeye devam eden<br />

Atıf Kamçıl (1884-1947), bazı İttihatçı komitacıların<br />

etkisiz hale getirildiği tek parti döneminde de korunmaya<br />

devam edilmiş, hatta 6. ve 7. Dönem Çanakkale<br />

Milletvekili yapılmıştı. 1947’de öldüğü zaman<br />

cenazesi Türkiye’de yapılan ilk ulusal anıt olan<br />

Hürriyet-i Ebediye Abidesi çevresinde oluşturulan<br />

anıt mezara, buradaki meşhur anıtın elli metre arkasındaki<br />

ağaçlıklı bölüme gömülmüştü.<br />

Kaynak: (Abdullah Muradoğlu, Resmi Tabanca İşleri –<br />

Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e faili meçhul cinayetler, Yenişafak<br />

Gazetesi, 17.11.2011)<br />

60 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />

61

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!