You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
de azledilmiştir. Sonra I. Ahmet’in kemerlerine bina<br />
emini oldu. 1143 (1730) tarihinde vefat eden Ahmet<br />
Ağa’nın kabri cami ile dershane arasındaki hazirededir.<br />
Hazirenin Gündoğumu Caddesi’ne bakan yüzü,<br />
mermer sütunlu ve şebeke demirlidir. Buranın altı<br />
penceresi vardır. Lâhdinin kavuksuz, köşeli bir sütun<br />
şeklindeki baş taşına şu kitâbe yazılmıştır:<br />
El-Fatiha. “Dirîğa Hacı Ahmed sâhibu’l-hayrât<br />
Eminzâde / Ki terk-i âlem-i fâni idüb azm itdi<br />
ukbâya / Rızâ-yı Hakk’a mal ü canın bezl eyledi<br />
merhûm / Ki bilmişdi cihân bâki değil a’lâ vü ednayâ<br />
/ Neşîmensâz-ı Firrdevs-berîn olub Hüdavenda /<br />
Resûl-i Ekrem olsun Cennet-i âlâ’da hem-saye / Bu<br />
mısra’la didi târîh-i fevtin geldi bir dâ’i / Eminzâde<br />
cihândan göçdü tâ Firdevs-i a’lâya”. Sene 1143<br />
Ahmediye Külliyesi’ne dâhil olan medrese, Gündoğumu<br />
Caddesi’ne açılan mermer avlu kapısının ve<br />
iki yanındaki sebil ile çeşmenin üzerindedir. Dershane,<br />
1133 (1720-21) tarihinde Tersane Emini Ahmet<br />
Ağa tarafından yaptırılmıştır.<br />
Ahmediye Camii Çeşmesi, Gündoğumu Caddesi<br />
üzerinde ve bu cadde ile Esvapçı Sokağı’nın birleştiği<br />
yerde bulunan Ahmediye Camii Külliyesi’nin kıble<br />
tarafındaki avlu kapısının sağındadır. Kapının sol tarafında<br />
Ahmediye Sebili, çeşmenin üstünde ise, bir<br />
zamanlar tekke olarak kullanılan Ahmediye Mektebi<br />
bulunmaktadır. Çeşme, Türk çeşme mimarîsinin en<br />
güzel örneklerindendir.<br />
Ahmediye Camii sebili, eski Ahmediye yeni Gündoğumu<br />
Caddesi üzerindedir. 1134 (1721-22) tarihinde<br />
Ahmediye Camii, medresesi, mektebi, kütüphanesi<br />
ve çeşmesi ile beraber yaptırılmıştır. Bu, devrinin en<br />
güzel ve zarif eseri, külliyenin bânisi, Eminzâde Hacı<br />
Ahmet Ağa tarafından yaptırılmıştır.<br />
Kütüphane, Ahmediye semtinde ve Ahmediye Camii<br />
Külliyesi’ne dâhil olup 1134 (1721-22) tarihinde<br />
Tersane Emini Ahmet Ağa tarafından fevkânî olarak<br />
yaptırılmıştır.<br />
Kaynak: (İbrahim Öztürkçü, İsmek El Sanatları Dergisi, 2012 -<br />
Sayı 13, s.154)<br />
Fethi Gemuhluoğlu Sokağı<br />
F<br />
ethi Gemuhluoğlu, Elazığ’ın Ağın ilçesinin<br />
Gemuhu köyündendir. İstanbul’a göçen bir<br />
aileden gelir. Göztepe’ de 1922 yılında doğmuştur.<br />
Gemuhluoğlu, 13 yaşında iken Necip Fazıl’ın Bir<br />
Adam Yaratmak adlı piyesini bir çatı katında tek<br />
başına oynamaya kalkar. Ailesi çok şaşırmıştır. O bu<br />
olayı tebessümle anlatarak, “beni çıldırıyor sanmışlardı”<br />
der.<br />
Fethi Gemuhluoğlu Sokağı<br />
Tek parti döneminde gençlik hareketleri, resmî organizasyonların<br />
başında gelen Halkevleri dışında faaliyetlere<br />
girişirler. Özellikle öğrenci yurtlarında bir<br />
araya gelirler. Gençler Halkevleri toplantılarına katılarak,<br />
konuşmacıları soru yağmuruna tutarlar. Eminönü<br />
Halkevi’nde Kopenhag’da ki Dünya Devleti Fikri<br />
Konferansı’nı anlatan Ahmet Emin Yalman ve Hamdullah<br />
Suphi Tanrıöver’e Fethi Gemuhluoğlu heyecanla<br />
ve ellerini savurarak, “Siz bir hafta önce milliyetçiliği<br />
şu şekilde tarif ediyordunuz. Din diyordunuz, dil<br />
diyordunuz, tarih diyordunuz, ülkü diyordunuz, vatan<br />
diyordunuz” diyerek, Kopenhag konferansı sonrası<br />
Dünya devleti fikrini anlatan Hamdullah Suphi’yi<br />
terslemiştir. Bu gençlerin bir araya geldiği yurt ve<br />
kahvehaneler, mektepleşir. Gençler Beyazıt’taki Küllük<br />
Kahvehanesi’nde toplanır. 1946 yılında, Türk<br />
Kültür Ocağı derneği kurulur. Gemuhluoğlu, derneğin<br />
kuruluşunda askere gitmiştir. Askerlik dönüşü<br />
ocak faaliyetlerinde aktif görevler alır. Bilahare Türk<br />
Kültür Ocağı ile üç derneğin birleşmesiyle Milliyetçiler<br />
Derneği kurulur. Dönemin bütün gençlik faaliyetlerinde<br />
mitinglerde başı çeker. Moskova Radyosu<br />
ve Bizim Radyo onu hedef gösterir.<br />
10 Nisan 1950’de Mareşal Fevzi Çakmak’ın vefatı<br />
üzerine radyo, neşeli şarkılar ve oyun havaları ile<br />
sevincini dile getirince milliyetçi gençliğin önünde<br />
28 yaşında heyecanlı nutuklar verir, radyoyu ve yönetimi<br />
protesto eder. Harbiye Ordu Komutanlığı’na<br />
giderek, bayrağı yarıya indirir. Beyazıt Camii’nde<br />
mareşalin tabutunu resmî makamlara teslim etmez<br />
ve Eyüp Sultan’a kadar yürütür. Bu kişilerin arasında<br />
Turgut Özal da vardır.<br />
İstanbul’un çeşitli liselerinde öğretmenlik, İstanbul<br />
Spor ve Sergi Sarayı Müdürlüğü, Millî Eğitim Bakanlığı<br />
Özel Kalem Müdürlüğü, Türkiye Odalar ve Borsalar<br />
Birliği Basın Müşavirliği görevlerinde bulunur.<br />
1969 yılından itibaren Türk Petrol Vakfı Genel Sekreterliği,<br />
Aydınlar Ocağı ile Türk Edebiyat Cemiyeti’nin<br />
İstişare Kurulu ve Anadolu Bankası Yönetim Kurulu<br />
Üyeliği ve pek çok hayır kurumunun da yöneticiliğini<br />
yapar.<br />
Gemuhluoğlu, 5 Ekim 1977 tarihinde çarşamba<br />
günü vefat etmiştir. Ertesi gün Fatih Camii avlusunda<br />
bakan, milletvekili, vali, komutan, profesör, şair,<br />
yazar, gazeteci, din görevlisi ve yetiştirdiği kadrolar<br />
kendisini yolcu etmiştir. 6 Ekim 1977 günü Sahrayıcedid<br />
Mezarlığı’ndaki kabrine defnedilmiştir.<br />
Hüseyin Hüsnü Paşa <strong>Sokak</strong><br />
Ü<br />
sküdar’ın Ahmediye Mahallesi sokaklarındandır.<br />
Bu sokak, Ferah <strong>Sokak</strong> ile Büyük Selim<br />
Paşa Caddesi arasında yer almaktadır.<br />
Ayin <strong>Sokak</strong> ile paraleldir.<br />
Sokağa adı verilen Hüseyin Hüsnü Paşa 1850’de<br />
İstanbul’da doğdu. Osmanlı askeri ve devlet adamıydı.<br />
31 Mart Olayı sırasında Hareket Ordusu’nda<br />
önemli bir rol oynadı. Kısa bir süre Harbiye Nazırlığı<br />
yaptı. Hüseyin Hüsnü Paşa, Harbiye Okulunu bitirdikten<br />
sonra 1877- 1878 Osmanlı - Rus Harbinde<br />
savaşmıştı. 31 Mart Ayaklanmasını bastırmak için<br />
Selanik’ten İstanbul’a gelen Hareket Ordusu’nun<br />
ilk komutanı idi. Hareket Ordusu İstanbul’a girmeden<br />
biraz önce komutayı Mahmud Şevket Paşa’ya<br />
devretmişti. Bir süre Trablusgarp Valiliği ve Harbiye<br />
Nazırlığı (18 Ağustos 1920-21 Ekim 1920) da yapan<br />
Hüseyin Hüsnü Paşa Kurtuluş Savaşı’nda Milli<br />
Mücadelecilerin yanında yer almış, 1926 yılında<br />
İstanbul’da Kuzguncuk’taki yalısında ölmüştür. Hüseyin<br />
Hüsnü Paşa Türk futbolunun en önemli <strong>isimleri</strong>nden<br />
olan Fuat Hüsnü Kayacan ve Hamit Hüsnü<br />
Kayacan’ın babası ve 1961-1971 yılları arasında<br />
Türkiye İşçi Partisi’nin liderliğini yapan Mehmet Ali<br />
Aybar’ın dedesidir.<br />
İnadiye Mektebi <strong>Sokak</strong><br />
G<br />
ündoğumu Caddesi’nde başlayıp yine aynı<br />
cadde üzerine açılan dolambaçlı bir sokaktır.<br />
Sokağın cadde ile kesiştiği yerde Tavaşi<br />
Hasan Ağa Camii ve Emin Ahmet Ağa çeşmesi yer<br />
almaktadır. <strong>Sokak</strong> adını İnadiye semtinde bulunan<br />
ve bu yüzden “İnadiye Mektebi” de denilen Tavaşi<br />
Hasan Ağa Mektebinden almaktadır. Mektep, İnadiye<br />
Mektebi Sokağı üzerinde ve Tavaşi Hasan Ağa<br />
Camii önünde ve avlunun sokağa açılan kapısının<br />
sol tarafında ve şimdiki meşrutanın yerinde idi.<br />
Okulun kimin tarafından ve hangi tarihte yapıldığı<br />
kesin olarak belli değildir. Bânisinin, Osmanlı Devleti<br />
ricalinden Türk Ahmet Paşa olduğu sanılmaktadır.<br />
Ahmet Paşa; 1716’da Varadin Muharebesi’nde şehid<br />
olmuştur. Ahmet Paşa’nın bu eserinden başka Ça-<br />
46 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />
47