Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
şifa bulmak, sıkıntılarından kurtulmak amacıyla kendisine<br />
ameliyat için başvurduğunu ve bu tarihlerde<br />
onun 17’si fıtık toplam 18 ameliyat gerçekleştirdiğini<br />
öğrenmekteyiz. Saliha Hanım, gerçekleştirdiği on<br />
yedi fıtık, ameliyatı için zorluk derecesine göre 400<br />
ile 3000 akçe arasında değişen farklı ücretler almıştı.<br />
Bir hastanın başındaki uru ise 300 akçe karşılığında<br />
aldığı görülmektedir. Ücretlerin yarısı peşin alınmakta,<br />
kalanlar için ise senet yapılmakta idi. Saliha<br />
Hatun’un ameliyat ettiği hastaları arasında Üsküdar,<br />
Aksaray, Unkapanı ve Galata gibi İstanbul’un merkez<br />
semtlerinden gelenlerin yanında; Mora, Eğriboz,<br />
Tırhala, Beyşehir, İnegöl, Derebozan, Erzurum, Sakız<br />
Adası, Arapkir gibi İstanbul dışından farklı yerlerden<br />
gelenler de vardır. Muhtemelen bunlar İstanbul’da<br />
bir yakınını ziyarete gelmiş ve onun ününü duyarak<br />
tedavi olmuş hastalardı. Tedavi ettiği hastalardan<br />
ikisi de yeniçeri ocağı mensuplarındandı.<br />
Doğancı <strong>Sokak</strong><br />
A<br />
cıbadem Caddesi’ni Eczacı Necip Akar Sokağa<br />
bağlayan sokaktır. Akağaç ve Barış sokakları<br />
ile dört yol ağzı yaparak kesişir. Nişantaşı<br />
Yolu Sokağı’na paralel uzanmaktadır. <strong>Sokak</strong><br />
adını Sultan II. Selim ve III. Murat’ın nedimleri Doğancı<br />
Hacı Ahmet Paşa’dan almaktadır. Doğancı Ahmet<br />
Paşa, Candaroğulları soyundan ve Kızıl Ahmet Paşa<br />
sülalesindendir. Osmanlı Sarayı’nda Enderun’dan<br />
yetişmiş; önce çakırcıbaşı, 1555 yılında büyük mirahor<br />
1558’de Konya ve Rumeli Beylerbeyi, 1563’te<br />
de Şam Beylerbeyi, ikinci kez 1571’de Konya Beylerbeyi<br />
görevlerine getirilmiştir. Av merakından ötürü<br />
“Doğancı” ismi ile tanınmış olup 1577 yılında da<br />
vefat etmiştir. İstanbul ili, Üsküdar ilçesi, Aziz Mahmud<br />
Hüdâî Mahallesi Mektep <strong>Sokak</strong>’ta bulunan ve<br />
kendisinin sağlığında, 1576–1577 yıllarında Mimar<br />
Sinan’a yaptırdığı türbede yatmaktadır.<br />
Kaynak: (Üsküdar Şer’iye Sicilleri, 139/59a; 144/1a-1; 144/1a-2.)<br />
(Prof. Dr. Osman Çetin, Üsküdar’da bir kadın Cerrah, Küpeli Kızı<br />
saliha Hatun, Üsküdar Sempozyumu IV. Sayfa: 519-530)<br />
Cüneyt Kosal Sokağı<br />
S<br />
okak adını, Tasavuf Musikîmizin büyük üstadı<br />
bestekâr Cüneyt Kosal’dan almaktadır.<br />
Cüneyt Kosal, 3 Kasım 1931 tarihinde,<br />
İstanbul’un Sultanahmet semtinde dünyaya geldi.<br />
Babası Vedat Bey’in görevi sebebiyle, tahsiline Bolu<br />
Feyz-i Cumhuriyet İlkokulu’nda başladı.<br />
İstanbul Şişli Ortaokulu ve Zonguldak Mehmet Çelikel<br />
Lisesi’ni bitirdikten sonra İstanbul Tıp Fakültesi’ne<br />
giren Cüneyd Kosal, mûsiki sevdasından dolayı eğitimini<br />
yarıda bıraktı. Annesi Sacide Hanım, mûsiki<br />
ile meşgul olmuş, bir müddet konservatuara devam<br />
etmiş sanatkâr ruhlu bir hanımdı.<br />
İlkokul yıllarından itibaren güzel bir sese sahip olduğu<br />
için çevresinden de teşvik gören Cüneyd Kosal,<br />
lise son sınıfta eline geçen kanun enstrümanını çok<br />
sevdi ve kısa zamanda bildiği şarkıları çalabilecek<br />
duruma geldi. Üniversite yıllarında ses sanatçısı olarak<br />
Üsküdar Musikî Cemiyeti, Üniversite Korosu ve<br />
özel topluluklarda musikî çalışmalarını sürdürdü.<br />
Üniversite Korosu şefi Nevzat Atlığ tarafından kanun<br />
çaldığı öğrenilince, sazendeler arasına giren Kosal,<br />
bu tarihten itibaren ses sanatçılığını bıraktı ve kanun<br />
sanatçılığına ağırlık verdi. Askerlik hizmetinden sonra,<br />
İstanbul Radyosu müzik yayınlarında memur olarak<br />
görev aldı. Cüneyd Kosal’ın; Nişâbur makamında<br />
bir Mevlevî âyini, üç saz eseri, Ferahnâk-Aşiran makamında<br />
beste, ağır semâi, yürük semâiden oluşan<br />
bir takımı, bir durak, altı şarkı, iki köçekçe ve altmış<br />
sekiz ilâhi olmak üzere toplam seksen dört eseri<br />
mevcuttur. İlahiler, ilahi Güldestesi ve 99 Makamda<br />
İlahiler adıyla üç kitabı basılmıştır. Sertaç Tezeren tarafından<br />
önce tez olarak hazırlanıp 2007 yılında CD<br />
eki ile kitap haline getirilen; Cüneyt Kosal Sanatı ve<br />
Hayatı adlı bir biyografi çalışması bulunmaktadır.<br />
Hasan Tan İlköğretim Okulu bu sokaktadır.<br />
Kaynak: (http://www.isam.org.tr/index.<br />
cfmfuseaction=objects2.detail_content&cid=591&cat_id=5)<br />
Cüneyt Kosal <strong>Sokak</strong><br />
Evliya Çelebi’nin aktardığına göre, bu sokağın bulunduğu<br />
Doğancılar Semti adını, pâdişahların; ala<br />
doğan, akdoğan, delice, doğan çakırdoğan vb. av<br />
kuşlarını yetiştiren ve bu eğlencelerde hizmet gören<br />
Doğancılar Bölüğü’nden almaktadır. Bu teşkilat 40<br />
kişilik bir cemaat olup Enderunların beşinci kısmı<br />
kabul edilmişlerdi. Başlarında bulunan genç ağaları<br />
“Doğancı Başı” adını taşımakta, pâdişah ava çıktığında<br />
neferleri ile birlikte onun maiyetinde bulunmakta<br />
idi. Üsküdar’daki Doğancılar Meydanı, Doğancılar<br />
Ocağı’nın ana mekânı idi. Üsküdar’ın yedi<br />
tepesinden biri üzerinde bulunan bu maruf ve ünlü<br />
meydan, Üsküdar İskelesi ile Kadıköy yolu üzerindedir.<br />
Öte yandan Üsküdar’da pâdişahın kaldığı Doğancılar<br />
Sarayı’nın da bu meydanın yanında olduğu<br />
rivayet edilmektedir. Bu saraydan bugüne en küçük<br />
bir iz bile kalmamıştır.<br />
Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Çakırcıbaşı<br />
Hasan Paşa Camii’nin yapılmasıyla iskân edilen bu<br />
semtte, sefer sırasında, pâdişahların ve serdarların<br />
önünde çok parlak merasimler yapılırdı. Doğancılar<br />
Meydanı’nda yapılan resmi geçide, ordunun ihtiyacını<br />
karşılamak amacı ile sefere katılan bir çok sanat<br />
ehli ve esnaf katılırdı. Aynı zamanda, her sene recep<br />
Doğancı <strong>Sokak</strong><br />
22 ÜSKÜDAR SOKAK İSİMLERİ TARİHÇESİ<br />
23