25.01.2015 Views

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Sanırım ar<strong>adı</strong>ğımız yer burası, ne dersin"<br />

Yaprakları tırpanla bir kenara toplayarak yerleri incelemeye başl<strong>adı</strong>lar. Zor şartlarda çalışıyorlardı<br />

çünkü her bir tanesi yağmurla karışmış olarak yağan kar, tüm yüzeyin buzla kaplanmasına neden<br />

olmuştu, zehirli ve şapkalı, açık beyaz renkli, parlak turuncu renkli mantarlar buldular.<br />

Đlk mavi mantarı bulan Lincoln oldu. Ağacın köklerinin dibinde çıkmış olan mantarın etrafındaki<br />

yaprakları temizleyerek bitkiyi bir poşete sardı. Hava neredeyse tamamen kararmıştı ve mantarın rengi<br />

sadece elindeki fenerin ışığı altında belli oluyordu. Yan yana çömelmişlerdi. Üzerilerine yağan kar ve<br />

yağmur, zaferlerinin t<strong>adı</strong>nı çıkartamayacak kadar üşütüyordu onları. Clarie örneği çantasına koydu.<br />

"Evi biraz ileride olan bir biyolog tanıyorum," dedi Clarie. "Belki o bunun ne olduğunu bilebilir."<br />

Hiç konuşmadan çamurlara bata çıka ilerleyip ormandan çıktılar. Locust gölünün kıyısına<br />

geldiklerinde ikisi de şaşkınlıkla durakl<strong>adı</strong>lar. Sahil şeridinin yarısından çoğu tamamen karanlıktı.<br />

Evlerin ışıklarının parlaması gereken zifiri karanlıkta sadece camlardan yansıyan cılız mum ışıklan vardı.<br />

"Elektrik kesintisi için çok kötü bir gün. Isı eksi on'a kadar düşecekti," dedi Lincoln.<br />

"Benim evin olduğu kısımda elektrikler var gibi görünüyor," dedi Clarie.<br />

"Şömineni iyice yak bence. Elektrik telleri buzlanmış olmalı ve sırada sizin evler var."<br />

Kamyonete vardıklarında Clarie tırmıkları arkaya attı. Kapıya doğru ilerlerken gölün orada gözüne<br />

bir şey çarptı. Oldukça zayıf bir parıltıydı. Boulders'in suya yansıyan karanlığına bu kadar zıt olmasaydı<br />

parıltıyı fark etmeyebilirdi.<br />

"Lincoln," diye bağırdı. "Lincoln!"<br />

"Ne oldu"<br />

"Göle bak," dedi Clarie, kıyıdaki çamurun orada biriken küçük suya doğru ilerleyerek.<br />

Lincoln k<strong>adı</strong>nın arkasından gitti.<br />

Adam gördüğü şeyin ne olduğunu tam olarak anlayam<strong>adı</strong> ilk başta. Suyun yüzeyinde, yansıyan ay<br />

ışığı gibi bir parıltı vardı sadece. Ne var ki gece aysızdı ve suyun üzerinde parlayan ışık fosforlu yeşildi<br />

üstelik. Kayalardan birinin üzerine tırmanarak suya daha yakından bakmaya başl<strong>adı</strong>lar. Suyun<br />

yüzeyinde bir yılan gibi kıvrılan mücevher parlaklığındaki yeşil görüntüyü şaşkın şaşkın izlediler.<br />

Görüntü düzenli olmayan rasgele hareketlerle büzülüyor sonra genişliyordu.<br />

Sulu kar taneleri birden yağışlarım hızlandırınca suyun yüzeyini bombalayan buz parçacıkları oluştu.<br />

Fosforlu ışık binlerce parçaya bölündü ve bir süre sonar kayboldu.<br />

Uzun bir süre ne Lincoln ne de Clarie konuştu. En sonunda Lincoln kendine geldi.<br />

"Bu lanet şey de neydi" diye fısıld<strong>adı</strong>.<br />

"Daha önce hiç görmedin mi"<br />

"Clarie, bütün hayatımı burada geçirdim ben ve bu şeyi ilk defa görüyorum."<br />

Suyun yüzeyi tekrar kararmıştı. Artık hiçbir şey görünmüyordu.<br />

"Ben gördüm," dedi Clarie.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!