25.01.2015 Views

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

9<br />

Đnce ince dilimlenmiş havuç, haşlanmış patates ve çok az bir miktar da tavuk göğsü. Lousie<br />

Knowlton oğlunun önüne koyduğu tatsız görünüşlü yemek tabağına baktığında, annelere has olan o<br />

yumuşaklık kapl<strong>adı</strong> içini. Kendi oğlunu açlığa terk ediyordu. Bunu oğlunun yüzünden, kendine bakan o<br />

aç gözlerden, çökmüş omuzlarından okuyabiliyordu. Günde 1600 kalori! Bir insan bu kadarcık şeyle<br />

nasıl yaşayabilirdi ki Barry sonunda gerçekten kilo veriyordu, ama ne pahasına! Çocuk, cüssesine<br />

rağmen bir gölge gibi yaşamaya başlamıştı. Onun kilo vermesi gerektiğini Lousie de biliyordu aslında,<br />

ama dünyada en çok sevdiği varlığın, sevgili oğlunun acı çektiğini açık açık görebiliyordu.<br />

Yerine oturarak kendi tabağındaki kızarmış tavuk ve tereyağlı bisküvilere baktı. Soğuk bir gecede<br />

ihtiyaç duyulan, sağlıklı bir yemek... Başını kaldırdığında kocasının bakışlarıyla karşılaştı. Mel başını<br />

sallıyordu sessizce. O da oğullarının açlık çekmesine dayanamıyordu.<br />

"Barry, tatlım, neden bir bisküvi almıyorsun"<br />

"Hayır anne."<br />

"Ama fazla kalorili değil. Üzerindeki sosu da sıyırırsan..."<br />

"Đstemiyorum!"<br />

"Baksana zaten incecikler. Tarifini Barbara Perry'nin annesinden aldım. Domuz yağı onlara çok<br />

güzel bir tat vermiş," diye konuşurken bir tanesini de oğlunu dudaklarına kadar uzattı k<strong>adı</strong>n. Kendini<br />

tutamıyordu işte. On dört yıllık annelik hayatı boyunca, bu pembe, kendine muhtaç, küçük ağzı<br />

beslemeye alışmıştı. Uzattığı şey, bir bisküviden fazlaydı. Uzattığı şey, parmağına yağları damlayan bu<br />

bisküvinin şekline bürünmüş sevgisiydi. Barry'nin bu armağanı kabul etmesini bekliyordu<br />

"Sana istemediğimi söyledim!" diye bağırdı Barry öfkeyle.<br />

Bu tepki Louise'in suratına bir tokat gibi indi. Yerine oturarak dondu kaldı. Elindeki bisküvi,<br />

parmaklarının arasından kayarak sos dolu tabağın içine düştü.<br />

"Barry!" dedi babası.<br />

"Sürekli ağzıma bir şeyler tıkıştırıyor. Böyle olduğuma şaşmamalı. Bir kendinize baksanıza aynada!"<br />

"Annen seni çok seviyor. Birde şu söylediklerine bak. Bak onu nasıl incittin."<br />

Louise dudakları titrer bir halde oturuyor, ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Hazırl<strong>adı</strong>ğı<br />

masaya baktı. Mutfakta iki saat uğraşmıştı bunları hazırlamak için. Bunlar küçük oğluna olan sevgisinin<br />

ürünleriydi. Đşte şimdi bu yemeklerin ne olduğunu anlamıştı. Şişko aptal bir annenin boşa giden<br />

emekleri. Ağlamaya başl<strong>adı</strong>. Gözyaşları peynir sosuyla süslenmiş haşlanmış patateslerin üzerine<br />

akıyordu.<br />

"Anne. Anne çok üzgünüm."<br />

"Önemli değil," Louise, oğlunun kendine acımaya başlamasına engel olmak istermiş gibi elini<br />

kaldırdı. "Anlıyorum Barry. Anlıyorum ve inan bana bir daha yapmayacağım. Yemin ederim<br />

yapmayacağım." Önlüğüyle gözlerini kurulayarak kendini toparlamaya çalıştı. "Ama deniyorum Barry<br />

gerçekten deniyorum ve..." Önlüğünü suratına kap<strong>adı</strong>. Ağlamamak için didinen k<strong>adı</strong>nın tüm vücudu<br />

titremeye başlamıştı. Oğlunun sesini duyması bir iki saniyesini aldı.<br />

"Anne. Anne"<br />

Louise derin bir nefes aldı ve kendini zorlayarak oğluna baktı.<br />

"Bir bisküvi alabilir miyim"<br />

Hiçbir şey söylemeden tabağı oğluna uzattı. Barry uzanarak bir bisküvi aldı, ikiye böldükten sonra<br />

içini tereyağıyla doldurdu, sonra da ağzına götürdü. Louise, oğlunun ilk lokmayı almasıyla beraber

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!