25.01.2015 Views

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Noah da soğuğu hissetmişti. Kayadan artık çok az bir sıcaklık geliyordu ama gölün suları hâlâ<br />

pürüzsüzdü. Simsiyah bir cam gibiydi. Bir an için sanki göl yaşıyormuş gibi geldi Noah'a. Yaşayan sıvı<br />

bir organizma. Amelia'nın göl hakkında söylediklerini düşündü. Acaba gerçekten doğru muydu Göl<br />

kışın gerçekten sesler çıkartıyor muydu Donan su yayılır evet bu bilimsel bir gerçekti. Buz ilk başta<br />

suyun sadece yüzeyini kaplar, kışın ilerleyen ayları boyunca katmam katman kalınlaşırdı. Dipte,<br />

çamurun içinde ise gidecek hiçbir yeri olmayan kurbağalar gömülü dururdu.<br />

Tüm gücüyle kürekleri çeken Clarie'nin alnında terler birikmişti. Sandalı gölün ortalarına doğru<br />

ilerledikçe sandalın altından sürüklenen sazlıkları daha net hissediyordu. O kadar aydan sonra nihayet<br />

kürek çekmesi düzelmeye başlamıştı. Mayıs ayında kürekleri suya ilk sokusunu hatırlıyordu da... Çok<br />

utanç vericiydi. Artık daireleri tam olması gerektiği gibi çizebiliyordu. Anahtar sözcük kontroldü. Güç<br />

mükemmel bir şekilde dengelenmeliydi. Küreğin yarıp geçtiği sular oraya buraya sıçramamalı, kayıp<br />

gitmeliydi.<br />

Đşte artık yapabiliyordu.<br />

Gölün ortalarına kadar ilerledikten sonra kürekleri sudan çekerek sandala koydu, kendini rüzgâra<br />

ve akıntıya bıraktı. Güneş ağaçların arkasına girmişti. Clarie kürek çekme işinden sonra hâlâ terliydi,<br />

ama alnındaki terlerin az sonra kırağı gibi yüzüne yapışıp üşümesine sebep olacağını biliyordu. Fark<br />

etmezdi; soğuğu düşünmeden güneşin batışını seyretmek istiyordu. Gölün suları petrol gibi kapkaraydı<br />

ve karşı kıyıdaki evlerin ışıkları suda güzel bir ışık oyunu oluşturuyordu. Aileler akşam yemeğine<br />

hazırlanıyor olmalıydılar. Ailelerin bir araya gelip tek vücut ve tek ruh haline geldikleri anlar...<br />

Sen hayattayken bizim de olduğumuz gibi Peter. Bölünmemiş bir bütünken olduğumuz gibi...<br />

Karşı kıyıdaki evlere bakıp içlerindeki aileleri düşünürken Peter'a olan özlemi o kadar arttı ki nefes<br />

almakta zorlanıyordu. Yazları birlikte kayıkla gezmeye çıktıklarında kürekler asılan Peter olurdu. Clarie<br />

sandalın ucunda oturur, kocası kürekleri çekerken kaslarının hareketini ve terlerle ışıldayan yüzünü<br />

izlerdi. Clarie aşığı tarafından şımartılan büyülü bir yolculuğa çıkartılan nazlı bir yolcuydu o zamanlar.<br />

Suyun sandala çarpmasından çıkan sesleri duyuyor ve adeta Peter'ın, kendisini üzgün gözlerle<br />

izlediğini hissedebiliyordu.<br />

Kürekleri tek başına çekmelisin artık Clarie. Artık sandala yön vermesi gereken kişi sensin.<br />

Nasıl Peter Daha şimdiden batmaya başl<strong>adı</strong>m. Biri beni buradan uzaklaştırmaya çalışıyor. Ve<br />

Noah, sevgili Noah'ımız artık bana o kadar uzak ki...<br />

Ağlamaya başlamıştı. Sanki elini uzatsa ona dokunabilecekmiş kadar net hissediyordu Peter'ın<br />

varlığını. Sevdiği adam sanki yanındaydı. Canlı ve sıcak; etten ve kemikten...<br />

Ama orada değildi işte. Clarie sandalda tek başınaydı.<br />

Rüzgârın yardımıyla karaya doğru sürüklenmeye devam ederken gökyüzünde yıldızlar parlamaya<br />

başlamıştı. Clarie artık karşısında yazlık köşklerin olduğu kıyıyı görebiliyordu.<br />

Ani bir su sesiyle irkildi. Döndüğünde kıyıda bir adamın siluetini gördü. Suya doğru eğilmiş bir<br />

şeylere bakıyordu. Bir su sesi daha duyuldu ve adam görünürde yoktu. Bu tek bir kişi olabilirdi.<br />

Clarie aceleyle gözlerini kurulayıp adama seslendi: "Doktor Tutwiller Đyi misiniz"<br />

Adam ayağa kalktı. "Kim var orada"<br />

"Clarie Elliot. Suya düştüğünüzü sandım."<br />

Adam iyi olduğunu söyleyerek ona el sall<strong>adı</strong>. Clarie bir kaç hafta önce tanışmıştı bu biyologla.<br />

Karşılaştıklarında adam, Alfrod konağını bir aylığına daha yeni kiralamıştı ve bir sabah her ikisi de<br />

sandal gezisine çıkmışken karşılaşmışlardı. O gün hava çok sisliydi. Sandalları burun buruna geldiğinde

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!