25.01.2015 Views

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

"Hareketsiz yatacağını sanmıyorum."<br />

"Gerekirse üstüne oturun. Bel kemiğinden ilik almamız gerekiyor."<br />

Hep birlikte çocuğu ters çevirdiler. Çocuk sürekli dizlerini büküp kalçasını sallıyor, kafasını hareket<br />

ettiriyordu. Hemşirelerden biri omuzlarına eğilerek bastırmaya çalıştı. Taylor neredeyse k<strong>adı</strong>nın elini<br />

kapıyordu.<br />

"Dişlerine dikkat et!"<br />

"Uğraşıyorum!"<br />

Clarie çok hızlı çalışması gerektiğini biliyordu, çünkü çocuğu uzun süre o şekilde tutamayacaklardı.<br />

Çocuğun üzerindeki hastane önlüğünü, sırtını açıkta bırakacak şekilde sıyırdı. Sırtında dördüncü ve<br />

beşinci omur çıkıntısını hızla belirleyerek önce Betadin, sonra alkolle sıvazl<strong>adı</strong>. Ardından steril<br />

eldivenlerini takarak lokal anestetikli şırıngasını aldı.<br />

"Xyolakini veriyorum. Bundan pek hoşlanacağını sanmıyorum."<br />

Clarie deriyi gererek yirmi beş birimlik iğneyi batırdı ve lokal anestetiği şırınga etmeye başl<strong>adı</strong>.<br />

Taylor iğnenin daha derisine dokunmasıyla öfkeyle bağırmaya başlamıştı. Clarie hemşirelerden<br />

birinin kendine korkulu bir bakış fırlattığım gördü. Daha önce hiçbirisi böyle bir şeyle karşılaşmamıştı<br />

ve ellerinin altındaki küçük çocuğun bedenindeki öfke hepsini korkutmuştu.<br />

Clarie uzanarak omurilik iğnesini aldı. Đğne sekiz santim uzunluğunda, yirmi iki birimlik parlayan<br />

çelikten yapılmıştı. Göbek kısmındaki delik sıvının çıkış yoluydu.<br />

"Sıkı tutun. Şimdi sıvıyı almaya başlıyorum."<br />

Đğneyi deriye soktu. Xyolakin, bölgeyi hissizleştirmişti ve çocuk acı hissetmiyordu henüz...<br />

Clarie, iğneyi, ucunu omur çıkıntılarının arasını hedefleyerek omur iliğin koruyucu zarını delip<br />

geçecek biçimde daha derine sokmaya başl<strong>adı</strong>.<br />

Taylor bağırmaya ve debelenmeye başl<strong>adı</strong>.<br />

"Sıkı tutun. Sıkı tutmanız lazım!"<br />

"Uğraşıyoruz. Daha çabuk olamaz mısınız"<br />

"Đçeri girdim bile. Sadece bir dakika daha." Bir test tüpü alarak tüpü iğnenin delik olan kısmının<br />

altına tuttu ve tüpe akmaya başlayan beyin omur ilik sıvısının ilk damlasına baktı. Şaşırmıştı. Çünkü<br />

tahmininin aksine sıvı kansızdı. Kristal kadar berraktı. Hastalıklılık belirtisi yoktu. Menenjit filan da<br />

değildi o zaman. Uğraştığım şey nedir o halde, diye düşündü üçüncü tüpü doldururken. Sıvı; hücre<br />

sayımı, bakteri, glikoz ve protein analizi, hemen laboratuara gönderilecekti. Clarie tüpteki sıvılara<br />

bakarak dahi sonuçların normal çıkacağını söyleyebilirdi.<br />

Đğneyi çıkartarak Taylor'un sırtındaki o bölgeyi steril bezle sardı. Odadaki herkes ister istemez derin<br />

bir nefes aldı; işlem tamamlanmıştı.<br />

Ama cevaplar hâlâ çok uzaklardaydı.<br />

Clarie, aynı akşam Taylor'un annesini hastanenin küçük kilisesindeki mihraba boş gözlerle bakarken<br />

buldu. Lumbar fonksiyon için izin alma esnasında bir kere daha konuşmuşlardı. O sıra k<strong>adı</strong>n tam bir<br />

sinir buhranı geçirmekteydi. Titreyen eller, sürekli kuruyan titrek dudaklar, şaşkın bakışlar... Bütün bir<br />

günü yolda geçmişti. Đlk önce boşanma avukatıyla görüşmek için iki yüz mil uzaklıktaki Portland'a<br />

gitmiş, sonra geri dönmüş, hemen ardından ise polisler arayarak korkunç olayları haber vermişlerdi.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!