Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
olanlar hoşuna gitmiyordu tabii; kimseyi öldürmeyi planlamamıştı. Ama sonra Doreen Kelly ortaya<br />
çıkıp adamın arabasını çalmıştı, bu durumda yapabileceği hiçbir şey yoktu artık Groome'un.<br />
Demek ki bazen bir tek cinayet, diğer cinayetleri de gerektirebiliyordu.<br />
Groome duvarları da benzinle iyice ıslattıktan sonra son kalan benzin kutusunu mağaranın<br />
ortasındaki diğer benzin havuzuna boşalttı. Havuz, solucanların en yoğun olduğu kısımdaydı.<br />
Yaratıklar, sanki yaklaşan sonlarını anlamış gibi hareketlenmeye başlamıştı. Yarasalarsa çoktan uçup<br />
gitmiş, omurgasız dostlarını az sonra ortaya çıkacak alevlere terk etmişlerdi.<br />
Groome bir şey unutup unutm<strong>adı</strong>ğını kontrol etmek için etrafına son bir kez daha baktı. Son bir<br />
kutu solucan ve Max'in kitap ve incelemelerini barındıran arabası, mağaranın hemen girişine çekilmişti.<br />
Tek bir kibrit aleviyle bütün bu mağara ve diğerleri yok olacaktı.<br />
Bu solucanlar dünya üzerinden silinmiş olacaktı bir dakika kadar sonra. Anson Biyolojilerinde<br />
beslenen örnekler ve arabasındakiler hariç tabii. Solucanların salgıl<strong>adı</strong>ğı hormon Savunma Bakanlığıyla<br />
yapılan anlaşma sonucunda onlara akıllarının alamayacağı bir servet kazandıracaktı; ama bunun<br />
olabilmesi için solucanların dünyadaki tek örneklerinin Anson Biyolojilerinin elinde bulunması<br />
gerekiyordu. Bu mağaranın ortadan kalkmasıyla tek örnekler Anson'un elinde kalacaktı ve ortaya<br />
çıkacak olan saldırganlık salgınının sebebi dünyanın geri kalanı için bir sır olarak kalacaktı.<br />
Groome sürünerek mağaranın giriş kısmına doğru yürüdü. Giriş mağarasının ortasında durup bir<br />
kibrit yaktı ve yere attı. Alev şeridi tünelden hızla geçerek içeriye doğru yol almaya başl<strong>adı</strong>, birkaç<br />
saniye sonra da patlama sesi duyuldu. Groome içerideki oksijenin azaldığını hissetti ve gaz maskesini<br />
açtı. Başındaki feneri kapattıktan sonra bir an alevleri izledi. Solucanların cansız bedenlerinin tavandan<br />
ve duvarlardan nasıl düştüğünü hayal edebiliyordu. Sonra Max'in cesedini düşündü. O da artık<br />
tamamen tanımlanamayacak bir kül ve kemik yığınına dönüşmüş olmalıydı.<br />
Geri geri yürüyerek mağaradan çıktı ve mağaranın ağzını yine çalılarla kapattı. Kimse içerideki<br />
yangını fark etmese daha iyi olurdu. Göl yatağından çıktı ve nihayet ayağını toprağa bastı. Alevlerin<br />
görüntüsü gitmiyordu gözlerinin önünden. Dışarıdaki karanlığa alışmamıştı ve arabasını görebilmek için<br />
başlığının fenerini yaktı.<br />
Ancak o zaman silahlarını çekmiş bir halde karşısında duran polisleri gördü.<br />
Onu bekliyorlardı.<br />
Warren elini tutan eline baktı. Yıllar önce gölün kıyısında birlikte oturduklarında nasıl el ele<br />
tutuştuklarını anıms<strong>adı</strong>. Ellerimiz ne kadar da değişmiş, diye düşündü. Ama buradayız işte, yine<br />
birlikteyiz, sen hâlâ benim tatlı Đris'imsin.<br />
Warren'in gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Ona baktı ve ölmeye hiç de hazır olm<strong>adı</strong>ğına karar verdi.<br />
Warren Emerson gözlerini açtı ve Demek sonunda öldüm diye düşündü. Peki ama niye cennetteydi<br />
ki Bu keşif onu çok şaşırttı çünkü ölümden sonra hayat varsa, öldüğünde kendini karanlık ve korkunç<br />
bir yerde bulacağını düşünürdü hep. Ona göre ölümden sonra yaşayacağı hayat dünyada çektiği<br />
acıların biraz daha genişletilmiş bir hali olabilirdi ancak.<br />
Buradaysa çiçekler vardı. Vazolar ve saksılar dolusu çiçekler.<br />
Kıpkırmızı güller dolmuştu odaya. Pencerelerin kenarlarına yerleştirilmiş orkideler beyaz kelebekleri<br />
andırıyordu. Ve leylaklar, kokuları en güzel parfümlerden bile daha güzel olan leylaklar. Hayranlıkla<br />
karışık bir merakla etrafına bakındı. Ömründe hiç böyle şeyler görmemişti.<br />
Warren bu düşünceler içindeydi ki yatağının yanında bir sandalye gıcırtısı duydu. Başını<br />
çevirdiğinde ona gülümseyerek bakan bir k<strong>adı</strong>n gördü.