Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
"Elimden geleni yaparım."<br />
Clarie telefonu kapattı. Elektrik ısıtıcısı açık olduğu halde içerisi çok soğuktu. Şömineyi yaktıktan<br />
sonra kahvaltı edecek bir şeyler ar<strong>adı</strong>. Kahve, yağlı ekmek ve bir elma bulabildi. Yemeğini bitirdiği<br />
sırada oda o kadar ısınmıştı ki artık terliyordu. Hastaneyi arayıp Noah'ın durumunu kontrol ettikten<br />
sonra pencerenin kenarına oturarak Max'i beklemeye koyuldu.<br />
Sonsuza kadar saklanamazdı.<br />
Clarie gözlerini açtığında boynu tutulmuştu. Saat üçe geliyordu. Boynunu ovalayarak kalktı ve<br />
köşkün içinde aşağı yukarı gidip gelmeye başl<strong>adı</strong>. Salondaki topografi haritasının önünden geçerken<br />
hafifçe işaretlenmiş bir yer çarptı gözüne. Đşaretli yer Beech Hill'di. Rakım dokuz yüz seksen fit. Lois<br />
Cuthber kasaba toplantısında ne demişti Đnsanlar Beech Hill dolaylarında geceleri ışıklar görüyor ve<br />
satanistleri suçluyorlardı.<br />
Lois ışıkları açıklamaya çalışmıştı. Şu çatlak biyolog Dr. Tutwiller, geceleri oralarda semender<br />
toplayıp duruyor. Bir kaç gün önce onunla orada karşılaştığımda bana kendi anlattı.<br />
Havanın kararmasına sadece bir saat kalmıştı. Aramaya nereden başlayacağını biliyordu ve ar<strong>adı</strong>ğı<br />
şeyi bulması için aydınlığa ihtiyacı vardı.<br />
Kar araştırmasını kolaylaştıracaktı. Yola çıktı ve ilerden Beech Hill sapağına döndü. Warren<br />
Emerson'un evinin önünden geçerken arabasını yavaşlattı ve adamın karlarla kaplı girişine baktı.<br />
Kendinden sonra eve gelen kimse olmamıştı. Arabasını sürmeye devam etti ve Emerson'un evini geçti.<br />
Tepede onun evinden sonra başka ev yoktu. Şimdi üzerinden geçtiği yol bir zamanlar buranın ana<br />
yoluyken şimdi sadece avcılar ve otostopçular tarafından kullanılıyordu. Başka bir aracın izleri<br />
görünmeye başl<strong>adı</strong> yolda. Emerson'un evinden bir kaç yüz metre ileride bulunan bir öbek çam<br />
ağacının orada sona eriyordu. Araç buraya park etmemişti; aracın sahibi herkimdiyse çoktan gitmişti.<br />
Neyse ki arkasında bırakmış olduğu ayak izleri hâlâ duruyordu. Clarie arabasından inerek ayak izlerini<br />
incelemeye başl<strong>adı</strong>. Bunlar bir erkeğin giyebileceği kadar büyük botlarla yapılmıştı. Đzleri bırakan kişi,<br />
görünüşe göre defalarca ağaçlıklara girip çıkmıştı.<br />
Clarie yerdeki karın bir avcının en iyi dostu olduğunu duymuştu. Şimdi avcı olan kendisiydi ve<br />
ormana doğru ilerleyen ayak izlerini takip ediyordu. Kaybolmaktan korkmuyordu. Karanlıkta kalması<br />
durumunda cebinde bir fener olduğunu biliyordu, ayrıca ayak izlerini takip ederek arabasına<br />
dönebilirdi ve cep telefonu da yanındaydı. Sağ tarafından gelen su sesini duyduğunda akıntı yatağının<br />
yakınlarında bir yerlerde olduğunu anl<strong>adı</strong>. Đzler akıntı paralelinde ilerliyor, tepeden yuvarlanmış<br />
kocaman kaya yığınlarının orada son buluyordu.<br />
Bir an durdu ve merakla kayalara baktı. Eriyen karlar kayaların üzerinde buzdan saçaklar<br />
oluşturmuştu. Clarie kayaların dibinde durmuş ayak izlerinin nasıl kaybolmuş olabileceğini<br />
düşünüyordu. Max kayalara tırmanmış olabilir miydi Esen rüzgâr donmuş karları iyice düzleştirmiş ve<br />
pürüzsüz bir buz tabakası haline getirmişti. Buraya tırmanmak neredeyse imkânsızdı.<br />
Akıntının sesi tekrar dikkatini çekti. Yere baktığında akan suyun kara karıştığı yerde iyice silikleşmiş<br />
bir ökçe izi gördü. Eğer sudan geçtiyse ayak izleri neden karşı kıyıda devam etmiyordu<br />
Suya doğru bir <strong>adı</strong>m attı, sonra ilerleyerek suya girdi. Buzlu suyun botlarındaki deliklerden girip<br />
ayaklarına işlediğini hissedebiliyordu. Bir <strong>adı</strong>m daha attı. Su botlarının bileğine kadar çıkmıştı,<br />
neredeyse pantolonun paçalarına kadar ıslanmıştı. Đşte o anda kayalardaki girişi fark etti.<br />
Yarığın ağzı dallarla kapatılmıştı. Clarie yarığın ağzına ulaşmak için baldırlarına kadar suya girmek<br />
zorunda kaldı. Yan taraftaki kayaya tutunarak eğildi ve içeri girdi.<br />
Đçerisi ayağa kalkabilecek kadar yüksekti. Arkasında bıraktığı küçücük girişten çok az ışık giriyordu.<br />
Çevresindekileri belli belirsiz görebiliyordu. Đçerideki rutubeti ve duvarlardaki suları fark edebiliyordu.