Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
23<br />
Clarie karanlık hastane odasında Noah'ın baş ucuna oturmuş oğlunun sağa sola dönerek uyumasını<br />
seyrediyordu. Çocuk akşamın erken saatlerinde yapılan bel kemiği sondasından beri doktorlara<br />
hemşirelere deli gibi bağırmış, küfürler savurmuştu. Đşlem sırasında iki teknisyen Noah'ı zaptetmeyi<br />
zor başarmıştı. Thayer sonunda hemşirelerin ısrarlarına dayanamayarak çocuğa sakinleştirici<br />
vurulmasına izin vermişti. Sakinleştirici vurulup, ışıklar söndürüldükten sonra dahi Noah bağırıp<br />
küfürler savurmaya devam etmişti. Oğlunu böyle görmek Clarie'nin yüreğini parçalıyordu.<br />
Gece yarısında Clarie kapının açıldığını fark etti. Đçeri sızan ışıkla gelenin Lincoln olduğunu gördü.<br />
Adam içeri girdi ve Clarie'nin karşısındaki sandalyeye oturdu.<br />
"Hemşireyle konuştum. Durumu istikrarlıymış."<br />
Đstikrarlı. Clarie bu kelimeyi düşünerek başını sall<strong>adı</strong>. Anlattığı tek şey değişmezlikti. Sabitlik<br />
durumu. Đyi ya da kötü. Umutsuzluk da istikrarlı bir durum olarak düşünülebilirdi.<br />
"Sakinleşmiş."<br />
"Tüm vücudunu sakinleştiriciyle doldurdular."<br />
"Sonuçlar geldi mi"<br />
Menenjit yok. Ensafalit yok. Oğluma neler olduğunu açıklayabilecek hiç bir şey yok. Ve şimdi<br />
parazit teorisi de çöktü. ' Clarie arkasına yaslanıp gülmeye başl<strong>adı</strong>. "Hiç kimse bana neler olduğunu<br />
açıklayamıyor. O solucanın oğlumun vücuduna nasıl girmiş olduğunu bilmiyoruz. Hiç bir anlamı yok bu<br />
olanların Lincoln! Toprak solucanları parlamaz. Dahası insan vücutlarına girmezler. Bir yerlerde bir<br />
hata olmalı..."<br />
"Eve gidip uyumaya ihtiyacın var."<br />
"Hayır! Benim yanıtlara ihtiyacım var. Benim, babası ölmeden önceki haliyle oğlumu görmeye<br />
ihtiyacım var. Tüm bu belalardan önceki haliyle, hâlâ beni sevdiği zamanlardaki gibi..."<br />
"Oğlun seni hâlâ seviyor Clarie."<br />
"Artık bundan emin değilim. Bunu o kadar zamandır hissetmedim ki... Bu yere taşındığımızdan<br />
beri... Clarie oğluna bakmaya başl<strong>adı</strong>. Noah küçük bir çocukken onun uyumasını seyretmesi aklına<br />
geldi. O zamanlar oğluna karşı duyduğu sevgiyle dolup taştığım, onu bir tutkuyla sevdiğini hissederdi.<br />
"Onun gerçekte nasıl bir çocuk olduğu hakkında hiçbir fikrin yok," dedi Lincoln'a dönerek. "Onu en<br />
kötü döneminde tanıdın. Onu bir suç zanlısıyken tamdın. Küçücük bir çocukken ne kadar tatlı, ne<br />
kadar sevecen olduğu hakkında hiçbir fikrin yok. O benim en iyi dostumdu..." Clarie elleriyle gözlerini<br />
sildi. Oda iyi ki karanlıktı. Lincoln'un onu ağlarken görmesini istemiyordu.<br />
Lincoln ayağa kalkıp k<strong>adı</strong>nın yanına gitti.<br />
"Onun en iyi dostun olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama tek dostun değil, inan bana."<br />
Clarie adamın ona sarılıp alnından öpmesine izin verdi, ama Artık sana güvenemem, sana asla<br />
güvenemem, diye düşündü. Artık kendimden ve oğlumdan başkasına güvenemem.<br />
Lincoln, Clarie'nin aralarına örmeye başl<strong>adı</strong>ğı duvarı hissetmiş gibiydi ve k<strong>adı</strong>nı yavaşça bıraktı.<br />
Ardından sesini çıkarmadan odadan çıktı.<br />
Clarie tüm geceyi oğlunun başucunda geçirdi. Hemşireler arada bir olağan kontroller için odaya<br />
girip çıkıyorlardı.<br />
Clarie sabahleyin gözlerini açtığında düşüncelerinin bir şekilde kristalleşip berraklaşmış olduğunu<br />
fark etti. Noah sonunda sakin sakin uyumaya başlamıştı. Kendisi de uyumayı başardığı halde beyni