Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Clarie manevrayı tekrarl<strong>adı</strong>. Bu sefer daha kuvvetli bastırdı. Oğlunun ciğerlerinden çıkan havanın<br />
sesini, tıkanmasına sebep olan şey burun kanallarından birinden çıkarken çocuğunun nefes borusun<br />
açıldığını anlatan sesi duydu. Çocuğunu burnundan çıkan şeyi görünce korkuyla bir çığlık atarak<br />
geriledi.<br />
"Aman Tanrım!" diye bağırdı, kapıda bekleyen bir eyalet polisi. "Bu lanet şey de ne"<br />
Solucan, kan ve sümük karışımı pembe bir köpüğün içinde kıvrılıp duruyordu. Serbest kalmak için<br />
kıvranırken daha da büyük bir bölümü çıktı dışarı. Clarie öyle şok olmuştu ki solucanın oğlunun<br />
burnundan çıkıp kıvrıla kıvrıla yere inmesini donmuş bir şekilde izlemekle kalabiliyordu sadece. Yere<br />
indiğinde kendi etrafında sarındı ve bir ucunu, kobra yılanı edasıyla kaldırıp havayı test etti. Ardından<br />
hızlanarak yan taraftaki ranzanın altına kaçtı.<br />
"Nerede Bulun onu!" diye bağırdı Clarie.<br />
Max çoktan diz çökmüş, ranzanın altını yokluyordu.<br />
"Bulamıyorum..."<br />
"Laboratuara göndermemiz gerekiyor!"<br />
"Orada, işte gördüm!" diyen Lincoln de Max'in arkasından solucanı aramaya başlamıştı. "Hâlâ<br />
hareket ediyor..."<br />
Clarie, ambulansın sesiyle irkildi. Oğluna baktığında çocuğun kasılmalarının tamamen kesildiğini ve<br />
nefes alıp vermesinin normale döndüğünü gördü. Nabzı yavaş, ama düzenli atıyordu.<br />
Hücreye giren acil servis görevlileri çocuğa damar yoluyla oksijen vermeye başl<strong>adı</strong>.<br />
"Clarie," dedi Lincoln. "Şuna baksan iyi olur."<br />
Lincoln'un yanına giderek yere eğildi. Yatağın altındaki dar boşlukta bir şey görmekte zorlandı. Đlk<br />
olarak, sadece birkaç toz topu ve buruşuk bir peçete gördü, ama onların arkasına baktığında, en<br />
köşede, kıvrılıp duran yeşil parlak şeyi fark etti.<br />
"Bu şey parlıyor Clarie," dedi Lincoln. "O gece gölde gördüğümüz şey buydu."<br />
"Biyolojik bir ışık veriyor," dedi Max. "Bazı solucanların bu özellikleri vardır."<br />
Clarie arkasına döndüğünde acil servis görevlilerinin Noah'ı sedyeye yatırdıklarını gördü. Gitmeleri<br />
gerekiyordu.<br />
"Durumu dengeli gözüküyor," dedi acil servis görevlisi. "Knox acile götürüyoruz."<br />
"Hemen arkanızda olacağım," dedi Clarie ve Max'a döndü. "O örneğe ihtiyacım var," dedi.<br />
"Sen Noah'la git," dedi Max. "Ben solucanı patolojiye götürürüm."<br />
Clarie başını sall<strong>adı</strong> ve binadan çıktı.<br />
Clarie, röntgen odasında durmuş, görüntü kutusunun üzerindeki filmlere bakıyordu. "Ee, ne<br />
düşünüyorsun" diye sordu.<br />
"Beyin filmleri oldukça normal görünüyor," dedi Dr. Chapman. "Bütün kesimler simetrik. Hiç bir<br />
kitle veya kist de göremiyorum. Beyinde kanaması da yok."<br />
Dr Chapman, Noah'ın doktoru Dr. Thayer içeri girerken kafasını kaldırdı: "Biz de tam Noah'ın beyin<br />
filmlerine bakıyorduk. Hiç bir anormallik yok."<br />
Thayer gözlüklerini takarak filmleri incelemeye başl<strong>adı</strong>.<br />
"Katılıyorum," dedi. "Ya sen Clarie"