Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
"Evet, bunu biliyordum galiba."<br />
"Fern çok üzgünüm."<br />
Fern kafasını sall<strong>adı</strong>. "Hayır. Hayır. Üzülmene gerek yok, gerçekten," dedi ve sonra da<br />
gülümseyerek ekledi; "Bu benim için yeni bir şey değil. Alıştım artık."<br />
Lincoln, Fern'in arkasını dönerek binaya ilerlemesini izledi. Tam köşeye vardığında durarak<br />
omuzlarını toparl<strong>adı</strong> ve daha dik yürümeye başl<strong>adı</strong>. Gururunu onarmaya çalışıyordu. Neden o kişi Fern<br />
olm<strong>adı</strong> diye düşündü Lincoln. Eğer ona aşık olup evlenmiş olsaydı büyük bir ihtimalle mutlu bir<br />
evlilikleri olurdu. Fern zeki olduğu kadar da çekici bir k<strong>adı</strong>ndı. Ama aralarında bir şey hep eksik<br />
olmuştu. Yeterli çekim yoktu. O büyüyü yakalayamamışlardı.<br />
Lincoln, üzüntüyle Fern'in binanın kapısını açışını izledi. O sırada bağırtılar ve koşuşturmalar<br />
başlamıştı. Bir grup çocuk kapıdan çıkmaya çalışıyordu.<br />
"Yine ne oldu" diye bağıran Fern hızla içeri girdi. Lincoln de onun peşinden.<br />
Đçeri girdiklerinde ortalıktaki dağınıklığı fark ettiler ilk önce. Yiyecek masası devrilmiş, bütün<br />
yiyecekler ve punç kavanozu yerlere saçılmıştı; koca spor salonunun yerleri çilek renkli punç ile<br />
kaplanmıştı. Müzik hâlâ son ses çalmaya devam ediyordu, ama çocukların yarısı duvarın dibine gitmiş,<br />
birbirlerine sokulmuş, diğer yarısı ise müzik sisteminin yanındaki yerde bir halka oluşturmuştu. Lincoln<br />
çemberin merkezinde neler olduğunu göremiyordu. Ama salonun hoparlörlerinden biri gürültüyle yere<br />
düştü ve Pete Sparks'ın sesini duyuldu. "Bırak onu! Geri çekilin! Geri Çekilin!"<br />
Lincoln kalabalığı yararak ilerlerken diğer bir amplifikatör de tam punç gölcüğünün ortasına düştü.<br />
Aletten sağır edici bir ses yükselmeye başl<strong>adı</strong>ğından herkes kulaklarım tıkayıp geri çekildi, etrafa<br />
kıvılcımlar saçılmaya da başlamıştı.<br />
Bir kaç saniye sonra müzik sustu ve salonun elektrikleri kesildi.<br />
Karanlık sadece bir kaç saniye kadar sürmüştü. Jeneratörlerin devreye girmeleri için gerekli bir kaç<br />
saniye içinde kalabalık paniklemişti. Kaçmaya çalışan çocuklar Lincoln'a çarpıp duruyorlardı. Ayağının<br />
dibinde düşen bir şey hissetti. Körlemesine eğildiğinde eline bir kızın eteği geldi. Onu tutarak kaldırdı.<br />
Sonunda devreye giren jeneratörle salonun uç kısmına yerleştirilmiş olan acil lambası yandı. Lincoln<br />
artık oradan oraya koşuşturan gölgeleri görebiliyordu.<br />
Lincoln o sırada kanını donduran bir şey gördü. Pete Sparks yere düşmüştü. Yanına gelen aşırı<br />
kilolu bir çocuk eğilerek adamın silahını aldı. Lincoln çocuğu engelleyemeyecek kadar uzaktaydı, ama<br />
yine de hızla onlara doğru koşmaya başl<strong>adı</strong>. Bir kaç <strong>adı</strong>m atmıştı ki çocuğun kendisine dönmesiyle<br />
donakaldı. Çocuğun gözlerinde tüyler ürperten bir ifade vardı. Lincoln onu tanıdı. Barry Knowlton'du.<br />
"Đndir o silahı evlat," dedi Lincoln. Sesinin sakin çıkmasına dikkat ediyordu. "Silahı yere koy."<br />
"Hayır! Artık her isteyenin gelip kıçımı tekmelemesine izin vermeyeceğim."<br />
"Bunu oturup konuşabiliriz, ama önce o silahı yere indirmen lazım."<br />
"Hayır! Hiç kimse benimle konuşma zahmetine katlamaz," diye bağırdı Barry. Gözlerini spor<br />
salonunda gezdirdikten sonra bağırmaya devam etti.<br />
"Siz kızlar hiçbir zaman benimle konuşm<strong>adı</strong>nız. Tek yaptığınız bana gülmek oldu. Benimle sadece<br />
alay ettiniz. "Elindeki silahı salonun başka bir köşesine çevirdi. "Ya sen çok bilmiş!" diye bağırdı, "bana<br />
ne demiştin Koca kıçlı mı Hadi bir daha söylesene."<br />
"O silahı indir," diye tekrarl<strong>adı</strong> Lincoln. Yavaşça kendi silahına ulaşmaya çalışıyordu. Silah son<br />
başvuracağı şeydi; çocuğu vurmak istemiyordu. Çocukla konuşması, onu yatıştırması gerekiyordu.<br />
Kurşunların havada uçuşmaması için elinden gelen her şeyi yapmalıydı.