Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Çok derinlere itilmiş ve bastırılmış bir özlem duygusuyla gözlerini kapayıp derin bir şekilde iç çekti.<br />
Lincoln onu öperken hafifçe inledi ve birbirlerine sarıldılar.<br />
Kanepeye vardıklarında hâlâ öpüşüyorlardı. Şöminedeki kütüklerden biri çatırdayıp etrafa kıvılcımlar<br />
saçtı. Uzun süre beklemiş odun en sıcak ateşi oluşturur. Đçlerindeki ateşe hiçbir şey direnç<br />
gösteremezdi. Birbirlerine sıkıca sarılarak kanepeye uzandılar. Elleri birbirlerini keşfetmeye çalışıyordu.<br />
Clarie adamın gömleğini çekiştirip ellerini sırtında gezdirmeye başl<strong>adı</strong>. Lincoln'un teni inanılmaz<br />
serindi, sanki barındırdığı tüm ısıyı Clarie'nin bedenine yolluyormuş gibi. Clarie adamın kokusunu iyice<br />
içine çekerek gömleğinin düğmelerini açmaya başl<strong>adı</strong>. Şu anda dokunduğu şeyler sanki haftalardır<br />
beynine kazınmış gibi tanıdık geliyordu.<br />
"Eğer duracaksak sanırım şimdi durmamız iyi olur," diye homurdandı Lincoln.<br />
"Ben durmak istemiyorum."<br />
"Ben hazır değilim... yani daha doğrusu hazırlıklı değilim..."<br />
"Önemi yok. Önemi yok," diye mırıldandı Clarie. Önemi olup olm<strong>adı</strong>ğını bilecek veya umursayacak<br />
durumda değildi. Tek bildiği adamın dokunuşlarına ihtiyacı olduğuydu.<br />
"Noah," dedi Lincoln, "ya Noah uyanırsa"<br />
Clarie birden gözlerini açtı ve Lincoln'le göz göze geldiler. Daha önce onu hiç böyle görmemişti.<br />
Adamın gözleri ateşin ışığında parlıyor, bakışlarından ona olan ihtiyacı okunuyordu.<br />
"Yukarı, benim odama çıkalım," dedi Clarie.<br />
Lincoln yavaşça gülümsedi. "Kapının kilidi var mı"<br />
O gece üç kere seviştiler. Birincisi arzu içinde yanan bedenlerin birbirine sıkıca sarılmış<br />
birleşmeleriydi. Đkincisi daha yavaş, bakışları birbirine kilitlenmiş halde iki kişinin artık tanıdıklaşan<br />
dokunuş ve kokular eşliğinde olmuştu.<br />
Üçüncü kez seviştiklerindeyse birbirlerine hoşça kal demek içindi.<br />
Gün doğmadan birkaç saat önce uyandılar. Her ikisi de uzandığında yanında kimi bulacağını<br />
bilmenin zevkiyle uyanmıştı. Hiçbir şey konuşmadan vücutları tekrar birleşti. Lincoln onun içine<br />
boşalırken sanki hem mutluluk hem de acı göz yaşları döküyordu. Onu bulmuş olmanın mutluluğu.<br />
Onları bekleyen problemlerin hüznü. Doreen'in öfkesi, Noah'ın karşı koyması ve Clarie'yi hiçbir zaman<br />
kabul etmeyebilecek bir kasabayı düşünüyordu.<br />
Lincoln, Noah'ın sabahleyin onu evde bulmasını istemiyordu. Clarie de kendisi de bununla baş<br />
edebilecek bir durumda değildi. Giyinip evden çıktığında hava hâlâ tam aydınlanmamıştı.<br />
Clarie yatak odası penceresinden Lincoln'un arabasının gidişini izledi. Yollar buzlanmıştı. Anlaşılan<br />
geceleyin hava daha da soğumuştu ve bugün açık havada nefes almak bile acı verecekti. Clarie, araba<br />
gittikten sonra da bir süre daha camın önünde durarak ay ışığının buzların üzerinde oluşturduğu<br />
parıltısını seyretti. Şimdiden özlemişti Lincoln'u. Aynı anda birden içini başka bir his daha kapl<strong>adı</strong>;<br />
sadece kendi istek ve ihtiyaçlarını önemseyen bir anne olduğu düşüncesinin yarattığı suçluluk.<br />
Koridora çıkarak Noah'ın odasına gitti. Kapının önünde durdu ve içeriyi dinledi. Hiçbir ses yoktu.<br />
Oğlunun uykusunun ne kadar ağır olduğunu bilirdi. Dün gece annesinin odasından gelen sesleri<br />
duymamıştı. Clarie karanlık odaya girdi ve oğlunun yatağının yanına diz çöktü.<br />
Oğlu daha küçük bir çocukken hep yatağının yanına oturur, oğlunun saçlarını okşar, mis kokusunu<br />
içine çekerdi. Artık aralarında çok az temasa izin veriyordu çocuk; Clarie geri itilmeden ona<br />
dokunmanın nasıl bir şey olduğunu bile neredeyse unutmuştu. Onu tekrar kazanmak için her şeyi