25.01.2015 Views

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

2<br />

Warren Emerson sonunda kendine geldiğinde, ağaçların dibinde, güneş tam gözlerine parlar bir<br />

halde buldu kendisini. En son hatırl<strong>adı</strong>ğı şey otların üzerindeki gümüş görünümlü kırağı ve soğuk<br />

yüzünden kabarmış topraklardı. Yakacak odun kesiyordu. Baltayı öylesine sallayabilmek ve soğuk,<br />

keskin havada çıkardığı sesleri duymak çok hoşuna gidiyordu. Güneş daha avlusunun ön kısmındaki<br />

çam ağacını aydınlatmamıştı.<br />

Şimdi ise güneş ağacın ötesine geçmişti, yani burada uzun zamandır, belki bir saattir yattığına<br />

karar verdi.<br />

Başı ağrıyordu. Sonrasında hep ağrırdı. Elleri ve suratı soğuktan donmuştu. Eldivenleri de<br />

ellerinden kaymıştı. Baltası hemen yanı başında bir kütüğe saplanmış bir günlük yakacağı, hepsi de<br />

hazır, etrafında saçılmış duruyordu. Etrafındaki sahneyi netleştirip kaydetmesi ve her birinin önemini<br />

tartabilmesi çok uzun bir zaman almıştı. Düşünceleri sanki çok uzaktan geliyormuş gibi parça parça<br />

olmuş, büyük bir gayret sonucu karman çorman bir halde geliyordu. Ama Warren sabırlıydı. En<br />

sonunda her şeyi hatırlayabilecek, bir anlam verebilecekti.<br />

Günlük ihtiyacı olan odunları kesmek için gün doğarken çıkmıştı dışarı. Emeğinin sonuçları şimdi<br />

etrafında duruyordu. O sabah planl<strong>adı</strong>ğı miktara ulaşmış tam son kütüğü keserken üzerine bir karanlık<br />

çökmüştü. Kütük tepeciğinin üzerine düşmüştü, ki bu da bazı kütüklerin etrafa saçılmasını açıklıyordu.<br />

Đç çamaşırları ıslaktı. Nöbeti tuttuğunda genellikle olduğu gibi yine altını ıslatmıştı herhalde. Üstüne<br />

baktığında pantolonlarının da adamakıllı ıslanmış olduğunu gördü.<br />

Gömleğimde kan vardı.<br />

Ayağa kalktı ve ağır ağır evine yürüdü.<br />

Mutfak, içeride yanan odun sobası yüzünden sıcak ve havasızdı; başının dönmesine sebep oluyordu<br />

ve banyoya gidene kadar etrafındaki her şey dönmeye başlamıştı. Yontma klozet kapağının üstüne<br />

oturarak ellerini başının arasına aldı ve kendine gelmeye çalıştı. Kedisi gelerek bacaklarına<br />

sürtünmeye, ilgi isteğiyle miyavlamaya başl<strong>adı</strong>. Adam, hayvanı kucağına alarak okşamaya başl<strong>adı</strong>.<br />

Tüylerinin yumuşaklığı onu rahatlatıyordu.<br />

Soğuktan donan suratı ısınmaya başlamıştı ve artık şakaklarında zonklayan acıyı hissedebiliyordu.<br />

Destek almak amacıyla lavaboya tutunarak ayağa kalktı ve aynaya baktı. Sol kulağının üstünde beyaz<br />

saçlarını birbirine yapıştırmış kanları gördü. Đnce bir şerit kan yanağının üstüne akarak donmuştu.<br />

Aynada yansıyan suratına baktı. Yalnızlık, dürüst çalışma ve nice kara kışlar görmüş altmış yıllık suratı<br />

bunların derin izlerini taşıyordu. Tek dostu şu anda ayaklarının dibinde miyavlayan kedisiydi. Ama bu<br />

sefer miyavlamasının sebebi ilgi çekmek değil, acıkan karnıydı. Kedisini seviyordu. O öldüğü zaman<br />

ağlayacağını ve yapayalnız geçireceği sıkıcı gecelerde onun mırıltısını çok özleyeceğini biliyordu. Yine<br />

de kedisinin de onu seviyor olduğu fikrine kapılmıyordu boşuna.<br />

Elbiselerini çıkardı, kan lekeli eskimiş tişörtünü ve ıslatmış olduğu pantolonunu... Hayatındaki her<br />

konuda olduğu gibi özenle çıkardığı elbiselerini muntazam bir şekilde katlayarak klozet kapağının<br />

üzerine koydu. Ardından duşa girerek, suyun ısınmasını beklemeden yıkanmaya başl<strong>adı</strong>. Soğuk suyun<br />

verdiği ani rahatsızlık kendi soğuk ve rahatsız yaşantısının yanında bir hiçti. Saçlarındaki kanları<br />

temizledi. Düştüğü sırada kafasını yarmış olmalıydı. Fark etmezdi, bütün diğer yaraları gibi o da<br />

iyileşirdi nasıl olsa. Warren Emerson, yaraların zamanla iyileştiğinin yürüyen bir kanıtıydı.<br />

Adam duştan çıkınca kedi tekrar miyavlamaya başl<strong>adı</strong>. Çok açması bir sesi vardı. Umutsuzluk dolu<br />

bir ses. Kendini suçlu hissetmeden bu sesi dinleyebilmek mümkün değildi. Üstünü giyinmeden, çıplak<br />

bir halde mutfağa gitti ve konserve kutusundan bir parça tavuk çıkartarak Mona'nın tabağına koydu.<br />

Kedi zevkle mırıldanarak yemeğe koyuldu. Artık yaşlı adamın nerede olduğu, gelmesi veya gitmesi<br />

onu ilgilendirmiyordu. Kedi için bir konserve açıcağından başka bir şey değildi adam.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!