Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
Tess GERRITSEN KAN GÖLÜ Orijinal adı : Blood ... - Kitabxana
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
13<br />
Warren Emerson'un ciğerleri soğuktan rahatsızlanmıştı artık. Kapısının dışındaki termometre eksi<br />
on iki dereceyi gösteriyordu ve adam sıkı giyinmişti. Ceketinin altına iki tişört, bir süveter giymiş,<br />
başına bir şapka geçirmiş, boynuna da bir atkı dolamıştı. Ama soluduğu soğuk havaya engel<br />
olamıyordu. Atkı ve soluduğu soğuk hava boğazını sıkıyor, göğsünü ağrıtıyor, ciğerlerini sıkıştırıyordu.<br />
Yolda yürürken ilerlemeye çalışan bir lokomotif gibi ses çıkartıyordu. Daha kış bile olmamıştı ve tüm<br />
dünyaları şimdiden buz tutmuştu. Kaygan yolda dikkatli yürümek zorundaydı. Eyalet kamyonlarının<br />
kum serptiği yerlerde oluşan oyuklara basmaya dikkat ederdi, ama ayakta kalmak için çok çaba sarf<br />
etmesi gerekiyordu. Kasabanın girişine vardığında bacakları titriyordu artık.<br />
Cobb ve Morong'un deposundaki güvenlik görevlisi, Warren içeri girerken kafasını kaldırarak ona<br />
baktı. Warren belki karşılık verir umuduyla her hafta yaptığı gibi ona gülümsedi ve k<strong>adı</strong>nın dudakları<br />
otomatik olarak bir karşılık vermek üzere gerçekten de harekete geçti. Ne var ki k<strong>adı</strong>n, bakmakta<br />
olduğu adamın kim olduğunu anl<strong>adı</strong>ğında gülümsemesi dondu. Kafasını çevirip başka bir yere baktı.<br />
Yenilgiyi yine sessizlikle karşılayarak alışveriş arabasını aldı.<br />
Her zaman, her hafta aynı olan alışveriş turuna başl<strong>adı</strong>. Konserve sebzelerin olduğu bölüme girdi.<br />
Kremalı mısır kavanozlarının, yeşil fasulye kavanozlarının üzerilerine baktı. Etiketlerinde resimlenmiş,<br />
sıcak yaz günlerini çağrıştıran sulu güzel sebzelere baktı. Etiketler yalan söylüyor, diye düşündü.<br />
Dilimlenip bu kavanoza tıkılmış portakallarla, sıcak bir yaz günü dalından koparılarak yenen meyvenin,<br />
topraktan çıkarılan sebzenin t<strong>adı</strong> karşılaştırılamazdı bile. Hiç birisi almadan orada öylece dikildi durdu.<br />
Düşünceleri yetiştirmiş olduğu yaz sebzelerinde dolaşıyordu. Yazı çok özlemişti. Bahara kaç ay<br />
kaldığını hesapl<strong>adı</strong> ve üzerine bir sebzenin olgunlaşması için gerekli zamanı da ilave etti. Birden<br />
hayatının kışların bitmesini beklemek ve kışa yeniden hazırlanmalardan ibaret olduğunu düşündü. Bu<br />
kadar yeter. Yelerince kış yaş<strong>adı</strong>m. Bir tanesine daha dayanamam, diye düşündü.<br />
Market arabasını olduğu yerde bırakarak kapıya doğru ilerledi. Kendine sonsuza dek<br />
gülümsememeye kararlı olan görevlinin önünden geçerek dışarı çıktı.<br />
Cobb ve Morongs'un önündeki kaldırımda durarak karşı tarafta yeni yeni donmaya başlayan göle<br />
baktı. Gölün yüzeyi cilalanmış ayna kadar parlaktı. Buz pateni diye düşündü, çocukluğunda geçirdiği<br />
kışları hatırlayarak. Yakında buradaki çocuklar da kaymaya başlardı. Ellerindeki hokey sopalan ve<br />
beyaz kış ceketleriyle göle yağan konfetiler gibi olurlardı.<br />
Ama ben yeterince kış yaş<strong>adı</strong>m. Daha fazlasını istemiyorum.<br />
Derin bir nefes alarak soğuk havayı içine çekti ve keskin soğuğu ciğerlerinde hissetti. Cezalandırıcı<br />
soğuğu.<br />
Elm sokağındaki dükkanın kedisi yine camın önündeydi. Parlak simsiyah tüylerini yalayarak<br />
temizleniyordu. Clarie dükkanın önünden geçerken kedi bir an için kendiyle meşgul olmayı bırakarak<br />
küçümser gözlerle ona baktı.<br />
Clarie gökyüzüne baktı. Çok soğuk bir gecenin habercisi olacak şekilde bulanık maviydi. Scotty'nin<br />
Dört gün önceki ölümünden beri kış kentlini daha zalimce göstermeye başlamıştı. Mat bir parlaklığa<br />
sahip olan buz tabakası gölü kaplamıştı. Bu sabah, gazetelerdeki tüm cenaze ilanlar aynı cümleyle son<br />
buluyordu: 'Tören baharda yapılacaktır.' Toprak çözüldüğü zaman. Dünya uyandığı zaman yani.<br />
Bahanla hâlâ burada olacak mıyım acaba<br />
Tannery sokağına döndü. Üzerindeki levhanın söylediğine göre 'Tranquility Polis Merkezi' olan<br />
binaya girdi.<br />
Clarie doğruca Lincoln'un odasına giderek hiçbir şey söylemeden masasının üzerine Haftalık<br />
Haberci dergisinin son baskısını koydu.