Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
144 Tüketici Yazıları <strong>III</strong><br />
Nanoteknoloji, Çevre ve Aile<br />
145<br />
Teknolojinin gelişimi ve nanoteknoloji<br />
İnsan, tabiatı gereği üreten ve tüketen bir varlıktır. Bu özelliği onu görev, sorumluluk ve<br />
karşılaştığı sorunlar açısından diğer canlılardan farklı kılmaktadır. Bu nedenle insan tarih<br />
boyunca hep bu özelliğinin gerektirdiği çaba ve davranışlar içinde olmuş veya olma<br />
durumunda kalmıştır (Ökmen, 1996). Teknoloji insanlık tarihi ile başlamıştır. İki milyon<br />
yıl önce silah, araç ve gereçlerin yapılmaya başlandığı taş devri ile başlayan teknoloji<br />
evrimi, bronz ve demir çağlarının ardından 1750-1830 yılları arasında insan ve hayvan<br />
gücünün çok üstünde işler yapabilen buhar gücünün egemenliği ile özdeşleşen endüstri<br />
devrimi ile büyük bir ivme kazanmıştır. 2000’li yıllarda ise teknoloji büyük ölçüde bilgi<br />
yoğun yapılara dönüşmüştür (Kiper, 2004).<br />
Teknoloji en basit tanımıyla, bilginin bir ürünüdür. Teknolojik gelişme, üretim ile ilgili<br />
yöntemleri, kullanılan araç, gereç ve aletleri kapsayan bilgideki gelişmeyi ifade etmektedir<br />
(Uzay, 2007).<br />
Teknolojinin gelişimi üretim ve tüketim yapılarında bir farklılaşmaya yol açmıştır. Bir<br />
yandan mevcut mal ve hizmetlerin niteliği ve niceliği daha kolay artırılabilir hale gelmişken,<br />
diğer yandan yeni teknolojilerin kullanımı yoluyla eskiden üretilemeyen mal ve hizmetler<br />
üretilebilir olmuştur. Ekonominin arz yönünde meydana gelen bu gelişmeler yeni<br />
pazarlama stratejileriyle birleşerek insanları daha çok ve yeni ürünler talep eder duruma<br />
getirmiştir (Ertaştan ve Yalçınkaya, 1998). Tüketici talebi beklenti ve isteklerin karşılanmasının<br />
yanı sıra artık yenilik ve yaratıcılık sonucu piyasaya sürülen ürünlerden yanadır.<br />
Çünkü şu anki piyasa koşullarında bir ürün için çeşitli ikame alternatiflerinin bulunması<br />
nedeniyle tüketicinin ilgisini çekecek olan şey yenilik olacaktır. İşte bu nedenle<br />
işletmeler üründe gereksinim duyulan fonksiyonel özelliklerin yanı sıra üründe bir yenilik<br />
oluşturmak zorundadır (Aybarç, 2007).<br />
Yeni teknolojiler teknolojik değişimin ulaştığı son aşamadır. Teknolojik gelişme, ekonomi,<br />
ekonomik ve toplumsal yapıdaki değişim ve etkileşimlerle sanayileşme, sanayileşmeden<br />
de içinde bulunduğumuz yeni teknoloji aşamasına ulaşmıştır. Bu anlamda teknolojik<br />
değişim, var olan değişim sürecinin bir parçasıdır. Bu değişim sürecinde teknik yeniliklerin,<br />
ekonomik gelişmeyle toplumsal ve kurumsal değişikliklerle karşılıklı bağımlılıkları<br />
söz konusudur (Erdut, 1997).<br />
Bilim ve teknolojide meydana getirilen gelişmelere gün geçmeden yenileri eklenmektedir.<br />
Sağlık alanından malzemeye hatta bilişim dünyasına kadar her alanda yenilik, yeni<br />
ürün ortaya koyma prensibi artık her sektöre hakim bir anlayış halini almaktadır. Bu<br />
yeni teknolojiler nanoteknoloji, biyoteknoloji ve mikroteknoloji uygulama teknolojileri<br />
olup ekonomik büyümenin gelecekteki motorları olacaklarına kesin gözüyle bakılmaktadır<br />
(Aybarç, 2007).<br />
Nanoteknoloji, maddenin atomik-moleküler boyutta mühendisliğinin yapılarak yepyeni<br />
özelliklerinin açığa çıkarılması; nanometre ölçeğindeki fiziksel, kimyasal ve biyolojik<br />
olayların anlaşılması, kontrolü ve üretimi amacıyla, fonksiyonel materyallerin, cihazların<br />
ve sistemlerin geliştirilmesidir. Bir başka ifade ile çeşitli araçların, malzemelerin ve yapıların<br />
moleküler düzeyde işlenmesi, oluşturulması ve manipüle edilmesi olarak tanımlanmaktadır<br />
(Balcı, 2006).<br />
“Nano-” ön eki yunanca nanos kelimesinden gelir ve “cüce” demektir (Keiper, 2003).<br />
“Nano” sözcük olarak, bir fiziksel büyüklüğün bir milyarda biri anlamına gelmektedir.<br />
Bir nanometre ise metrenin bir milyarda birine eşit bir uzunluk birimidir. Bir nanometre<br />
içine yan yana ancak 2-3 atom dizilebilmekte ve yaklaşık 100-1000 atom bir araya gelerek<br />
nano ölçeklerde bir nesneyi oluşturmaktadır (Çıracı, 2005). İnsan saç teli çapının<br />
yaklaşık 100.000 nanometre olduğu düşünülürse ne kadar küçük bir ölçekten bahsedildiği<br />
daha rahat anlaşılmaktadır. Nanoteknoloji de bu bağlamda “çok küçük maddelerin<br />
teknolojisi” olmaktadır (Özdoğan ve ark. , 2006).<br />
Nano-ölçek seviyesindeki malzemelerin özellikleri makroskobik ölçekten tamamen<br />
farklı olup, nano boyutlara yaklaştıkça birçok yeni özellik ortaya çıkmaktadır (Nanoteknoloji<br />
Strateji Grubu, 2004). Malzemenin büyüklüğü nanometre ölçütlerine inince kuantum<br />
davranışlar bilinen klasik davranışların yerini almakta, fiziksel özellikleri kesikli bir<br />
değişim göstermeye başlamaktadır. Kimyasal ve fiziksel özellikler, yapının büyüklüğüne<br />
ve atom yapısının ayrıntılarına, dışarıdan sisteme bağlanan yabancı bir atomun cinsine<br />
ve yerine göre çok farklı ve olağanüstü davranışlar sergilemektedir. Şöyle ki, mevcut nanoyapıya<br />
yabancı bir atomun yapışması, elektronik özellikleri, örneğin elektrik iletkenliği<br />
fark edilebilir şekilde değiştirmekte, bu yabancı bir atom geçiş elementi olduğunda yapıştığı<br />
bir nanoyapıya manyetik özellikler kazandırabilmektedir. Kısaca, bir nanoyapının<br />
fiziksel özellikleri, bağ yapısı ve dolayısı ile mukavemeti onun büyüklüğüne ve boyutuna<br />
bağlı olarak önemli değişimler gösterebilmektedir. Maddeyi nano boyutlarda işleyerek<br />
ve ortaya çıkan değişik özellikleri kullanarak, yeni teknolojik nano boyutta aygıtlar<br />
ve malzemeler yapmak mümkün olmuştur. Örneğin, karbon atomlarından oluşan elmas<br />
kristali iyi bir yalıtkan olduğu halde, bir boyutlu karbon atom zinciri altın ve gümüş zincirlerinden<br />
bile daha iyi bir iletken olabilmektedir.<br />
Nanobilim çok küçük boyutlarda ortaya çıkan bu yeni davranışları kuantum kuramı<br />
yardımı ile anlamamızı sağlamaktadır (Çıracı, 2006). Nanobilim ile ilgili yapılan en yaygın<br />
yorum; atom ve moleküler boyutta ölçüm, izleme ve üretim yapabilme ve bu boyutlarda<br />
yeni özellikleri işleyebilme olarak ifade edilmektedir (Arnall, 2003). Nanobilim, en<br />
kısa ve özlü ifade şekliyle doğayı taklit etmektir. Doğaya baktığımızda, kendisinin temel<br />
yapı taşları olan atom ve molekülleri mükemmel bir şekilde kullanarak bildiğimiz her şe-