Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
102 Tüketici Yazıları <strong>III</strong> Yaşlı Tüketiciler Ve Teknoloji: Yaşlı Tüketicilerin Bilgi Ve İletişim Teknolojileriyle İlişkilerini Anlamaya Yönelik Nitel Bir Araştırma 103<br />
Birşey olursa onları sorumlu tutarım dedim. Eve de almadım, bunun için de uzak kaldık.<br />
(Mehmet, E, 65)<br />
Bilgisayarlar ortaya çıkınca, öğrencilerime yeterli olamadığımı düşündüm ve öğretmenliği<br />
bıraktım... O zamandan sonra bilgisayar kullanma ihtiyacı duymadım. (Saadet, K, 60)<br />
Bu endişeler, sadece yaşanan tecrübelerden değil aynı zamanda kişinin bu teknolojilere<br />
bakış açısından da kaynaklanabilir (Selwyn, 1997). Örneğin, bu grup içindeki katılımcılar<br />
teknolojinin kendileri için oldukça karmaşık olduğunu düşünmektedir:<br />
Teknoloji bizim için biraz karmaşık... Geçenlerde 5 yaşındaki torunum telefondan mesaj<br />
gönderemediğimi öğrenince çok şaşırdı. (Saadet, K, 60)<br />
Teknolojik ürünlerle çok barışık değilim… Aradığım zaman bulunayım, bazı zamanlarda<br />
da hanımın sesini duyayım. Kamera falan olsun diyor kız ama ben ne yapayım. Araba<br />
bile o kadar teferruatlı olsun istemem. (İbrahim, E, 63)<br />
Hatta katılımcılardan birisi cep telefonunun özelliklerini kullanmaktan bahsederken<br />
kendisini “teknoloji özürlü” olarak tanımlamıştır.<br />
Richardson vd. (2005) kadın ve erkeklerin teknolojiye yönelik endişelerini farklı şekillerde<br />
ifade ettiklerini belirtmektedir. Erkekler yaşadıkları endişeyi dışsal (yapısal ve sosyal)<br />
değişimlere bağlarken, kadınlar bu durumu daha çok içinde bulundukları nesil ve<br />
yaşla ilintili olarak açıklamaktadırlar. Dahası erkekler kendilerini, bu hislerin üstesinden<br />
gelebilecek ve teknolojiye karşı galip gelebilecek şekilde tanımlama eğilimindedirler.<br />
Gerçekten de bu grup içinde yer alan erkek katılımcılardan birisi Internet’i ve bilgisayarı<br />
kullanmamasını Türkiye’nin teknolojik gelişimindeki eksikliğe bağlamakta ve bu teknolojileri<br />
kullanabileceğini ifade etmektedir:<br />
Bana da pek yakışmıyor eksik kalmak (Internet’i bilmemesi hakkında) ama şimdiden<br />
sonra gözüm yemiyor. Aslında bir kursa gitsem çok da zor değil... (Mehmet, E, 65)<br />
Teknoloji Cahilleri<br />
Bu grup içinde yer alan katılımcıların tamamı kadınlardan oluşmaktadır. Yaşları 70’e yakın<br />
ve üzerinde olan bu katılımcılar aynı zamanda düşük gelir ve eğitim seviyesine sahiptirler.<br />
Bu grup içindeki katılımcılardan ikisi çocuklarının zoruyla cep telefonu taşımaktadır<br />
ancak hayatlarında ne bilgisayarı ne de Internet’i hiç kullanmamışlardır. Diğer iki katılımcı<br />
ise ele alınan ürünlerden hiçbirini kullanmamıştır. Bu katılımcıların bilgi ve iletişim<br />
teknolojileri hakkındaki bilgi ve tecrübeleri oldukça sınırlı olduğundan, görüşmelerde<br />
çok fazla bilgi toplanamamıştır. Katılımcıların en önemli ortak noktası, bu tip ürünlere<br />
ilgi ve merak duymamalarıdır:<br />
Hiç bakmadım, hiç beni çekmiyor (cep telefonu için söylüyor). Hiçbir şey bilmiyorum,<br />
öğrenmek de istemiyorum. (Zübeyde, K, 79)<br />
Hiç kullanmadım (bilgisayar), hiç de heves etmedim. (Nurten, K, 68)<br />
Richardson vd. (2005) yaşlı tüketicilerin belleklerinin ve dikkatlerinin azaldığını, bu durumun<br />
da yeni birşeyler öğrenmelerini zorlaştırdığını belirtmektedir. Katılımcılardan birisi<br />
gerileyen zihinsel yetenekleri nedeniyle kendisini “bunak” olarak tanımlamakta ve sadece<br />
bu ürünlere değil, hayatta hiçbirşeye karşı ilgisinin kalmadığını da ifade etmektedir.<br />
Diğer taraftan, bu grupta yer alan katılımcılar bu ürünleri hep çocuklarının ve torunlarının<br />
evlerinde/ellerinde gördüklerinden, teknolojinin gençler için olduğunu ve kendilerinin<br />
bu tür cihazlarla başa çıkamayacaklarını düşünmektedirler:<br />
Beceremeyiz biz onları (çok fonksiyonlu telefonlar için söylüyor), gençlerin işi onlar...<br />
(Hatice, K, 79)<br />
SONUÇ VE ÖNERİLER<br />
Ülkemizdeki yaşlı tüketicilerin bilgi ve iletişim teknolojileriyle ilişkisini anlama çabasında<br />
bir başlangıç niteliği taşıyan bu keşifsel çalışmada, 60 yaş ve üstü 15 tüketici ile yarı<br />
yapılandırılmış derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Bu görüşmelerde, yaşlı tüketicilerin<br />
bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik algıları, tutumları, bilgileri ve bu teknolojileri<br />
kullanım düzeyleri değerlendirilmiş, bu teknolojilerle nasıl bir ilişki içinde oldukları<br />
anlaşılmaya çalışılmıştır. Bu değerlendirmeler sonucunda, yaşlı tüketicilerin bilgi<br />
ve iletişim teknolojileriyle ilişkilerine göre dört grup altında toplanabileceği görülmüştür;<br />
teknoloji karşıtları, teknoloji aşıkları/kullanıcıları, geride kalanlar ve teknoloji<br />
cahilleri.<br />
Çalışmada ortaya çıkan bu kategoriler, yaşlı tüketicilerin bilgi ve iletişim teknolojileriyle<br />
tek tip bir ilişkisi olmadığını, diğer tüketici kesimleri gibi yaşlı tüketicilerin de farklı<br />
tutum ve davranışlara sahip olduklarını göstermiştir. Ancak, yurtdışında gözlenen<br />
“teknoloji kullanıcısı” profilinin aksine, bu kategoriler bizlere Türkiye’deki yaşlıların<br />
ağırlıklı olarak teknolojik değişimin dışında kaldıklarını göstermektedir. Küçük bir azınlık<br />
(teknoloji aşıkları/kullanıcıları) dışında katılımcıların bu teknolojileri yaşamlarına dahil<br />
ettiklerinden ve gerçek anlamda birer kullanıcı olduklarından bahsetmek henüz zor<br />
gözükmektedir. Bununla birlikte elde edilen bu kategoriler, aynı zamanda yaşlı tüketicilerin<br />
potansiyel kullanıcılar haline çevrilmesini sağlayacak ipuçları da sunmaktadır.<br />
Demografik özelliklerin, özellikle de gelir ve eğitim durumunun, yeni teknolojilerin<br />
benimsenmesi ve kullanımı ile ilişkili olduğu kabul edilmektedir. Ancak, bu çalışmada<br />
elde edilen kategoriler incelendiğinde sadece teknoloji cahilleri grubunda belirli demog-