Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
92 Tüketici Yazıları <strong>III</strong> Yaşlı Tüketiciler Ve Teknoloji: Yaşlı Tüketicilerin Bilgi Ve İletişim Teknolojileriyle İlişkilerini Anlamaya Yönelik Nitel Bir Araştırma 93<br />
dır (Melenhorst vd., 2001; Selwyn vd., 2003). Buna karşın, teknoloji kendilerine bir<br />
avantaj sağlıyorsa, yaşlılar sözkonusu teknolojiyi benimsemeye ve kullanmaya da istekli<br />
olmaktadırlar (Zeithalm ve Gilly, 1987).<br />
Sahip olunan olumsuz tutum yanında, yaşlıların teknolojiden uzak durmalarının diğer<br />
önemli sebeplerinden birisi de yaşadıkları endişelerdir. Bu endişeler farklı nedenlerle ortaya<br />
çıkabilmektedir. Örneğin bilgisayara bir zarar verme korkusu ya da bilgisayarı kontrol<br />
edemeyeceği düşüncesi yaşlıların bilgisayar kullanımı konusunda daha fazla endişe yaşamasına<br />
sebep olmaktadır (Torkzadeh ve Angulo, 1992). Diğer taraftan mekanik problemler<br />
de bazı endişelere yol açabilmektedir. Yaşanan kötü deneyimler (Festervand vd.,<br />
1994), tasarım hatalarının yol açtığı kullanışsız sistemler (Selwyn, 1997) ya da oldukça<br />
karmaşık ve kafa karıştırıcı olabilen bilgi sistemleri terminolojisi (Richardson vd., 2005)<br />
yaşlıların endişelerini körüklemektedir. Tüm bu durumlar yaşlıların kendilerine olan güvenlerini<br />
kaybetmelerine ve bu yeni teknolojileri kullanamayacaklarını düşünmelerine sebep<br />
olmaktadır (Goodman vd., 2003).<br />
Bilgi ve iletişim teknolojileri ile yaşlılar arasına giren önemli engellerden bir diğeri de<br />
yaşlanma ile beraber vücudun çeşitli fonksiyonlarında yaşanan gerilemelerdir. Fiziksel ve<br />
zihinsel yetilerdeki azalma, yaşlı tüketicilerin yeni teknolojileri kullanmayı öğrenme becerilerini<br />
etkilemektedir. Yapılan çalışmalar, yaşlıların bilgisayar ve Internet kullanımını<br />
zorlaştıran –ekranı görmeyi engelleyen göz bozuklukları ya da klavye kullanmayı kısıtlayan<br />
eklem hastalıkları gibi- pek çok fiziksel engelden söz etmektedir (Richardson vd.,<br />
2005; Trocchia ve Janda, 2000). Diğer taraftan, hafıza ve dikkat kayıpları yaşlıların yeni<br />
kavram ve becerileri öğrenmelerini zorlaştırmaktadır (Richardson vd., 2005).<br />
Kişinin çevresindeki kişilerden aldığı desteğin eksikliği de teknolojiyi kullanma ve benimseme<br />
motivasyonunu önemli ölçüde etkilemektedir (Richardson vd., 2005; Trocchia<br />
ve Janda, 2000). Richardson vd. (2005) yaşlıların eğitim için toplumsal desteğe ve tavsiyeye<br />
ihtiyaç duyduklarını göstermişlerdir. Bu çalışmalarda yer alan katılımcıların çoğu bu<br />
alanlarda tavsiye alabilecekleri ya da deneyimlerini paylaşabilecekleri birisini bulamadıklarından<br />
bahsetmektedir. Yaşlıların bilgi ve iletişim teknolojilerine yönelik bilgi ve tutumları,<br />
üyesi oldukları referans gruplarından önemli ölçüde etkilemektedir (Trocchia ve<br />
Janda, 2000). Ayrıca, çevrelerinde teknolojiye yakın kişilerin bulunmaması da yaşlıların<br />
teknoloji kullanımına yönelik motivasyonlarını etkileyebilmektedir.<br />
Tüm bunlara ek olarak, ürünlerin maliyetleri (Richardson vd., 2005; White ve Weatherall,<br />
2000), cinsiyet (Richardson vd., 2005; Selwyn, 1997), eğitim ve gelir (Zeithalm<br />
ve Gilly, 1987) gibi unsurların da yaşlıların teknoloji ile ilişkisinde etkili olduğu görülmüştür.<br />
2. YÖNTEM<br />
Yaşlı tüketicilerin bilgi ve iletişim teknolojileriyle olan ilişkilerini ortaya koymayı<br />
amaçlayan bu keşifsel çalışmada veriler yarı yapılandırılmış, derinlemesine görüşmeler<br />
aracılığıyla toplanmıştır. Katılımcıların düşünce ve hislerini kendi sözcükleri ile ifade<br />
etmesine olanak veren bu yöntem, araştırılan konunun bilinmeyen yönlerinin ortaya<br />
çıkartılmasına yardımcı olma potansiyeline sahiptir. Diğer taraftan, yarı yapılandırılmış<br />
niteliği sayesinde belirli bir yol planı çerçevesinde ilerlemeyi kolaylaştırmaktadır. Veri<br />
toplama amacıyla Eskişehir’de süreleri 45 dakika ile 2.5 saat arasında değişen 15<br />
görüşme gerçekleştirilmiştir. Bilgi ve iletişim teknolojileri kapsamında ele alınabilecek<br />
çok sayıda ürün olmakla birlikte, bu çalışmada genel nüfus içinde kullanımı en yaygın<br />
olan cep telefonları, bilgisayarlar ve İnternet üzerine odaklanılmıştır. Görüşmelerde<br />
katılımcılarla öncelikle bu ürünlere yönelik farkındalıkları ve sahiplikleri ile ilgili kısa bir<br />
sohbet yapılmış, sonrasında ise bu ürünlere dair bilgileri, kullanım düzeyleri ve bu<br />
teknolojilerin yaşamları içindeki yeri gibi sorular sorulmuştur. Her bir görüşme iki<br />
görüşmeci tarafından gerçekleştirilmiştir. Tüm görüşmeler kasete kaydedilmekle<br />
birlikte, görüşmecilerden birisi de önemli bulduğu noktaları görüşme sırasında not<br />
almıştır.<br />
Örneklem seçiminde, maksimum çeşitleme yönteminden yararlanılmıştır. Maksimum<br />
çeşitliliğe dayalı bir örneklem oluşturmada amaç, genelleme yapmak için bu çeşitliliği<br />
sağlamak değil, tam tersine çeşitlilik arz eden durumlar arasında herhangi ortak ya da<br />
paylaşılan olguların olup olmadığını bulmaya çalışmak ve bu çeşitliliğe göre problemin<br />
farklı boyutlarını ortaya koymaktır (Yıldırım ve Şimşek, 2004: 84). Patton’a (2002: 235)<br />
göre, maksimum çeşitlilik gösteren küçük bir örneklem seçmek bir yandan örnekleme<br />
dahil her vakanın kendine özgü boyutlarını ayrıntılı bir biçimde tanımlamaya, diğer yandan<br />
heterojenlik gösteren vakalar arasında ortaya çıkabilecek ortak örüntülerin keşfedilmesine<br />
yardımcı olmaktadır. Örneklem seçiminde maksimum çeşitliliğin sağlanması<br />
amacıyla çalışma örneklemine mümkün olduğunca farklı yaş, cinsiyet, çalışma durumu,<br />
gelir ve yaşam şekline sahip 60 yaş ve üstü 15 yaşlı tüketici dahil edilmiştir. Tablo 1’de<br />
örnekleme dahil edilen bu katılımcıların bu özellikleri özetlenmektedir.<br />
Görüşme kayıtlarının analizinde iki farklı kodlama yapılmıştır. İlk etapta, yaşlı tüketicilerin<br />
bilgi ve iletişim teknolojileri sahipliği ve kullanım detaylarını yansıtan betimsel<br />
değişkenler kodlanmıştır. Araştırmacılar, her bir görüşme metnini okuyarak, sahiplik ve<br />
kullanımla ilgili soruları ve cevap kategorilerini belirlemiş ve katılımcıların bu sorulara<br />
verdikleri cevapları, belirlenen kategoriler doğrultusunda kodlamışlardır.