Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
62 Tüketici Yazıları <strong>III</strong> Kültür, Dil Ve Tüketim Ve Reklam İlişkisi 63<br />
Tüm bu ölçütler doğrultusunda, iletişim ve teknoloji alanındaki gelişmeleri de göz<br />
önünde bulundurarak, reklam iletisinin bireyin, hedef kitlenin değer yargılarına, yaşam<br />
biçiminde, tüketiminde ve satın alma alışkanlıklarında köklü değişiklikler ortaya çıkardığı<br />
bir gerçektir. Günümüzde hedef kitle edilgen bir bilgi alıcısı değil, yenilik ve gelişmeleri<br />
izleyen, toplumun ve çevresindeki dünyayı gözlemleyen, yorumlayan ve eleştiren<br />
biridir. Birey reklamları da aynı biçimde değerlendirmekte ve tepki vermektedir. Bu nedenle<br />
klasik reklam anlayışının aşılıp, tüketicinin odak noktası olarak benimsendiği reklamlara<br />
yönelinmektedir. Böylece hedef kitle yalnızca reklamı yapılan ürün üzerine bilgilenmeyecek<br />
ayrıca reklamda amaçlanan tutum ve davranış değişikliğini gerçekleştirecektir.<br />
Reklam iletisi, tüketicide ürüne karsı belli bir istek yaratmak amacındadır. Tüketici,<br />
bir ürün ya da hizmeti gereksinimi çerçevesinde satın almak ister. Reklam, bu bağlamda,<br />
ele aldığı ürün ya da hizmetleri hoşa giden tarafları ile tanıtarak kişilerde yeni gereksinimler<br />
yaratmayı, var olan gereksinimleri güçlendirmeyi amaçlamaktadır. Bireyin ya da<br />
tüketicinin gereksinimlerini ele alan reklam iletişiminde birçok algılama yöntemi geliştirilmiştir.<br />
Bunlardan en çok vurgulanan ve gereksinimi öncelikle irdeleyen yöntem, sırasıyla<br />
tüketicinin iletiye dikkatinin çekilmesi ve ilgisinin uyandırılmağı, belli bir istek yaratılması,<br />
tüketicinin ürünü satın alma eylemine yönlendirilmesi ve sonuçta ürünün kullanımından<br />
tüketicinin alacağı tatminin gerçekleştirilmesi vurgulanmaktadır.<br />
Bireyin değişik gereksinimlerine seslenen reklam iletileri türlü ürünlere uygulanmaktadır.<br />
Örneğin fizyolojik gereksinimler ilaç, sağlıkla ve rejimle ilgili ürünlerde; güvenlik<br />
gereksinimleri sigorta, alarm sistemleri, emeklilikle ilgili ürünlerde; ait olma gereksinimleri<br />
giyim, toplumsal demekler, içeceklerle ilgili ürünlerde; benliğe yönelik gereksinimler<br />
otomobil, kürk, kredi kartı ile ilgili ürünlerde; kendini gerçekleştirme ise hobiler, öğrenim<br />
ve gezinti ile ilgili ürünlerde ve hizmetlerde yararlanılır.<br />
Bireyin sonradan edindiği, öğrendiği gereksinimleri arasında başarma, bağımsızlık, düzenlilik,<br />
yardım etme, saygı duyulma gibi gereksinimleri sayılabilir. Tüm bu gereksinimler<br />
reklam iletisinde kullanılmaktadır. Örneğin, gazetede karsılaştığımız "Dardanel Ton<br />
Gold" reklamındaki "Hayattan zevk almasını bilenler için çok özel" iletisi ve alt yazıdaki<br />
"En seçkin ton balığından, saf zeytinyağı ile..." iletilerinde, "Hayattan zevk almasını bilmek",<br />
"En seçkin" sözcüklerinin kullanımı belli bir toplumsal yeri simgeleştirmektedir.<br />
Ayrıca görselde yansıtılan şarap kadehleri ile yaratılmış, hafif bulanık, romantik ortam ve<br />
logonun seçkinliği, zenginliğin göstergesidir. Kullanılan sarı renk ise seçkinlik, "seçkin<br />
bir topluluğa üye olma" anlamlarını iletiye yüklemektedir. (Küçükerdoğan, 2005:136)<br />
tasarlanmış sembolik anlamını, hem de o anlamın ifade etmeye yaradığı bütün ihtiyaçlar,<br />
istekler ve değerler yelpazesini devreye sokar. Aynı nedenle, reklamın ihtiyaçlar hakkındaki<br />
söylemi de onları genelde nesneler dünyasıyla ilişkili biçimde tanımlamaya hizmet<br />
etmektedir. Aslında sembolik reklam, sadece bir reklam olma özelliğiyle isteklerin<br />
ve ihtiyaçların karakteri hakkındaki belirli temel varsayımları kodlamaktadır.<br />
Reklamcılık, doğası gereği bireyleri daima potansiyel müşteriler gözüyle görerek ve<br />
böylece onlara o rolle sıkı sıkıya bağlı toplumsal bir kimlik atfederek, her reklam metnini<br />
tüketim açısından bakarak tasarlamaktadır. Bu yaklaşım, kısmen reklamcılığın etkisi<br />
altında, kendi başına ideolojik bir güç haline bile gelmiştir. Reklam dünyasında olmak,<br />
sahip olmaya, muhtaç olma arzusuna indirgenir. Onları karşılayarak tatmin edecek bir<br />
meta düşünülmeden hiçbir ihtiyaç ya da istek (en azından kişinin duygularında hayali bir<br />
yer ayırmadığı hiçbir meta) dile getirilemez. Tatmin daima bir nesne ya da programlanmış<br />
bir deneyim dolayımıyla gelir ve (nazikçe göz yumulmuş olsa bile) kaçınılmaz olarak<br />
bir bedeli vardır, imaj yaratmaya dönük reklamlar dünyasında, doğal nesneler (gökyüzü,<br />
ağaçlar, atlar, sokaklar, kumlu kıyılar) bile, onları sunmanın sahnesini hazırlamaya başladıkları<br />
metalar karsısında özerk anlamlarını kaybederler. Çayırlar hiçbir karşı çıkışa ve<br />
şaşkınlığa yol açmadan otomobili ve dağ gölünü çağrıştırır.<br />
Reklamlarda gösterilen mutlu tüketiciler, maddileşme denizinde sakinleşmektedirler.<br />
Onların saadeti sihirli bir maskeyle ilettikleri nesneler kadar durağandır. Öbür yandan,<br />
ürünü destekleyen varlıklı olma imajı, onu edilgen biçimde tatmin olmakta odaklanan<br />
bütünsel bir paradigma içerisinde tüketme arzusunu ortaya koymaktadır, imaj reklamcılığının<br />
vaat ettiği belirsizlik ile onun ihtiyacı ile istek arasındaki açık ayırımı ortadan kaldırması<br />
göz önüne alındığında, bütün bunlar olumlu bir anti rasyonel karakter taşıyabilir.<br />
Reklamcılığın sürekli olarak kışkırttığı arzu, onun değerlendirilebileceği bütün rasyonel<br />
ölçütleri (maddi, ahlaki, estetik, politik ölçütleri) bir kenara koymaktadır. Bununla<br />
birlikte, bir reklamın yansıttığı tüketimci yönelim daima belirli bir promosyonun ön plana<br />
çıkışına odaklanmaktadır. (Wernick,1996:85)<br />
Reklam, işleyiş sekli olarak belirli bir metanın istenmesini ya da ona ihtiyaç duyulmasını<br />
gerektiğini vurguladığında, hiçbir zaman yalnızca bununla yetinmez. Hem ürünün