Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
60 Tüketici Yazıları <strong>III</strong> Kültür, Dil Ve Tüketim Ve Reklam İlişkisi 61<br />
neologism denir. Günlük dilde ayrı bağlamlarda kullanılan sözcük ve ekler belli bağlamlarda<br />
kullanılırsa bunlar yeni yaratılan ya da türetilen sözcükler olarak nitelendirilir. Örnek<br />
olarak: Tursilleyin, Cifleyin, Çokoprens, Rulokat… gibi.<br />
Reklamcı ürünün satışı, akılda kalması, yaratıcılık ve anlaşılmasını kolaylaştırması açısından<br />
dilde ki bazı dilbilimsel özellikler ile sesbilgisel, biçimbilgisel, sözdizimsel ve anlambilimsel<br />
açıdan oynar ve kelimelere ve sözcüklere ve hatta hecelere yeni şekiller verir.<br />
Yinelemeler, koşutluklar ve uyaklar yardımı ile reklamın okunabilme ve anımsanabilme<br />
özelliklerini pekiştirir. (Özünlü,1988: 285–303)<br />
3.3 Reklam Dilinde Dil Dışı Öğeler:<br />
Reklâm dilinin dil dışı etkilerini yeni kavram ve kültürlerin topluma girmesi olarak<br />
özetlenebilir. Örneğin; bazı reklâmlarda evli erkeklerin evde yemek pişirdiği veya ev isi<br />
yaptığı görülmektedir. Böylece Türk toplumunda yer almayan ve her iki üyesinin de<br />
canlı, dinamik ve saygılı olduğu ve bütün isleri paylaştığı bir evlilik kavramı<br />
kültürümüze girmektedir. Başka bir örnek; hızlı ve dinamik yaşantılarından dolayı batı<br />
kültürüne ait olan, çabuk hazırlanabilen veya hazır yiyecekler de Türk toplumuna girmiş<br />
ve özellikle büyük şehirlerde çok benimsenmiştir. Bu da aslında günümüzde değişen<br />
tüketici profilini bize göstermek ile beraber değişen tüketim alışkanlıklarının da bir<br />
sebep- sonuç ilişkisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir diğer dil dışı etki ise reklâmların<br />
çocuklar üzerindeki etkisidir.<br />
Reklâmlarda kullanılan dil hem görsel-işitsel, hem de dilsel nitelikleri içermektedir. Yani<br />
gazetelerde yazılı reklâmlar, radyolarda sözlü reklâmlar, televizyonda da hem yazılı<br />
hem sözlü, hem de resimli görsel ve işitsel reklâmlar bulunmaktadır. Buna bağlı olarak<br />
reklâmlarda aranan en önemli özellik reklâmların okunabilir ve anlaşılabilir olmasıdır.<br />
Reklâmların hatırlanabilirliği yine kullanılan dil ile bağlantılıdır. Cümlelerin kısa ve kafiyeli<br />
aynı zamanda kelimelerin çağrışım ve diğer söz sanatlarıyla ifade edilmesi reklâmın<br />
anımsanmasını sağlar. Anımsanabilen reklâmlar, uzun süreli etkili olmayı sağlayabilmiş<br />
reklâmlardır. Anımsanmayan reklâmlar amacına ulaşamaz. Bir reklâmın kolay okunabilmesi<br />
için, kısa, öz ve anlaşılabilir olması gerekir. Markaların çoğunun üç hece, firmaların<br />
adlarının çoğunun üçten fazla heceli olduğu gözlenmiştir (Isıl,1993:231)<br />
Bir ürün ve hizmet, müşteri ve/veya tüketiciye sunulurken dilsel bir özellik taşır. Ve yine<br />
bir ürün veya bir hizmet satın alınırken aynı zamanda fikirler, artılar, gelenek görenek<br />
eğlence, zevk, yarar, üstünlük, güç gibi soyut kavramlar satın alınır. Örneğin; kaliteli,<br />
pahalı, büyük bir araba satın almak; dilsel kavram olarak güç satın almak anlamını<br />
taşır. Reklâm dilini iyi kullanmayı bilen reklâmcılar; mesajlarının, hedef kitlelerinin bilinçaltına<br />
kolayca ulaşmasını sağlayabilirler.<br />
4- TÜKETİM - TÜKETİCİ - REKLAM VE DİL İLİŞKİSİ:<br />
Reklâmcılık, çok yönlü çalışma gerektiren bir sektördür. Buna paralel olarak reklâm<br />
metinlerinin hazırlanışı da disiplinler arası bir çalışma gerektirmektedir. Metin yazarı dil<br />
seçiminde sanıldığı kadar serbest değildir. Aksine, reklâmı yapılan ürünle ilgili pek çok<br />
yan araştırma bulgularını da dil aracılığıyla reklama yansıtmak durumundadır.<br />
Örneğin tüketici psikolojisi, reklâmın yöneltildiği hedef kitle, reklâmda kullanılan<br />
medya, görsel araçlar gibi faktörler metin yazarının dilsel seçimini etkilemektedir. Diğer<br />
bir deyişle, seks, sağlık, itibar, ekonomi gibi psikolojik dürtüler; yas, cinsiyet, sosyal sınıf,<br />
gelir düzeyi, meslek grubu, eğitim durumu gibi tüketiciyle ilgili sosyal faktörler; televizyon,<br />
gazete, radyo vs. gibi medya türlerinin dile olan etkisi, dille birlikte kullanılan<br />
görsel malzeme ve aradaki ilişkiler reklamda kullanımları dile bir takım kısıtlamalar getirmektedir.<br />
Örneğin reklâmcılar doğrudan tüketicinin bilinçaltını etkilemek ve bu suretle<br />
ürünün satısını sağlamak amacıyla, özellikle yurt dışında, çok sayıda araştırma yürütülmektedir.<br />
Türkçe reklâmlarda da bazı "evrensel psikolojik özelliklerin" kullanıldığını<br />
ve bunların dile yansıdığı görülmektedir.<br />
Örneğin;<br />
- “…Drakkar Noir… Erkeğin imzası...” Reklamında seks imajının öne çıkarıldığı veya<br />
- “ …Bulaşıklarınız için ABC... Farkı fiyatı...”<br />
- “ …Yarın iyi bir alışveriş yapın, yağ alın... Aymar alın...” gibi.<br />
Reklâmlarında ise ürünün ucuz oluşunun kullanılan dil aracılığıyla vurgulandığı görülmektedir.<br />
Bir reklâm dili hazırlanırken reklâmda hangi tür psikolojik dürtünün kullanılacağı<br />
ve bunun, dile nasıl aktarılacağı konusunun düşünülmesi gerekir. Aynı şekilde, değişik<br />
sosyal sınıf meslek, yas veya özel ilgi gruplara hitap eden reklâmların dilinde de birtakım<br />
değişiklikler görülmektedir.<br />
Örneğin;<br />
- Spor ayakkabının devinden müthiş bir sistem daha... Pump... Reebok'tan… Bas havanı<br />
Reebok...” gibi içinde argo kelimeler kullanılan bir reklam gençlere hitap ederken,<br />
- “...Mobil'e güven, Gerisini merak etme sen...” gibi aynı zamanda bir şarkı sözünü de<br />
içeren reklam sloganı, arabesk müzik dinleyen bir şoför grubuna hitap etmektedir.<br />
Reklâm metninin hazırlanması ve tüketici tarafından yorumlanması ayrı bir kültür gerektirmektedir.<br />
Her ülkenin sosyo-kültürel durumu farklıdır. Yani reklâm verilecek hedef<br />
kitlenin özelliklerinin önceden araştırılıp tespit edilmesi gerekmektedir.<br />
Özetle reklâmlarda psikolojik dil, hedef kitleye göre kullanıldığı takdirde tüketici üzerinde<br />
daha vurucu etki oluşturmaktadır. (Isıl,1993:233.)