Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
Tüketici Yazıları III - tüpadem - Hacettepe Ãniversitesi
You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
20 Tüketici Yazıları <strong>III</strong> Ekonomik Krizin Tüketicilerin Satın Alma Davranışı Üzerine Etkileri 21<br />
Kriz dönemlerinde tüketicilerin gösterdikleri reaksiyonları genel olarak şu şekilde özetlemek<br />
mümkündür:<br />
1. Toplam tüketimde ve savurganlıkta azalma<br />
2. Ürünler hakkında genişletilmiş bilgi araştırması<br />
3. Daha ucuz markalar ile ikame<br />
4. Yabancı markalardan ziyade yerli ürünler satın alma<br />
5. Görselliğe dayalı reklamlar yerine bilgilendirici reklamları tercih etme<br />
6. İndirimli mağazalara ve promosyonlu mallara yoğun ilgi (Yavuz,2008:22).<br />
SONUÇ VE ÖNERİLER<br />
Günümüzde globalleşme ile ortaya çıkan yeni yönelimler, ekonomik krizleri çok daha<br />
büyük bir boyutta, daha karmaşık ve daha yıkıcı etkiler yaratan bir olgu olarak yeniden<br />
şekillendirmiştir. Artık ülkeler arasındaki finansal sınırların büyük ölçüde ortadan kalkması<br />
para ve sermayenin serbest dolaşımını sağlamıştır. Bu gelişmelerin sonucunda son<br />
yirmi yılda yaşanan krizler Dünya’nın gündemine oturmuştur.<br />
Krizlerin ekonomik, siyasi ve psikolojik anlamda birçok sonucu vardır. Genel anlamda<br />
krizlerin sonuçları iflas eden firmalar, batan bankalar, hurdaya dönüşen fabrikalar, depolarda<br />
bozulan/çürüyen mallar ve sonrasında iflaslar, işsizlik ve yoksulluktur. Kriz ortamında<br />
sermaye ve zenginlik daha az sayıda kişinin elinde toplanır. Bu durum da toplum<br />
içerisinde sosyal çatışmaya ve gerginliğe neden olur.<br />
Ekonomik krizin neden olduğu bütün bu olumsuz koşullardan en çok etkilenen reel<br />
sektör ve tüketicilerdir. Kriz ortamında kampanyalarla ayakta durmaya çalışan reel sektör<br />
kâr marjlarını düşürerek talep yaratmaya çalışmaktadır. Ancak kriz ortamında temkinli<br />
alışveriş yapan tüketiciler reel sektörün kapasitesinin düşmesine neden olarak işsizliği<br />
daha da artırmaktadırlar. Reel sektörün, krizin yarattığı olumsuz tablodan mümkün<br />
olan en zararla çıkabilmesi için bazı düzenlemeler yapılabilir:<br />
• Krizler makro ekonomik istikrarsızlığın genel bir sonucudur. Makro ekonomik istikrarın<br />
sağlanmasının temel koşulu ise siyasal istikrarın gerçekleştirilmesidir.<br />
• Makro ekonomide düzen, güven ve istikrarı temin edecek yapısal reformlar mutlaka<br />
yapılmalıdır.<br />
• Finansal disiplini sağlayacak olan ciddi anayasal ve kurumsal düzenlemeler gerçekleştirilmeli,<br />
sürdürülebilir bütçe açıkları tanımlanmalı ve bu konuda hükümetleri bağlayıcı<br />
anayasal düzenlemeler yapılmalıdır.<br />
• Yüksek faiz politikalarının ve bunun bir sonucu olan rant ekonomisinden kurtulmanın<br />
reçetelerinden birisi olan kamu borçlanması mutlaka disipline edilmelidir.<br />
• Vergi sistemi; tarafsızlık, basitlik, adalet, genellik, istikrar ve etkinlik ilkeleri çerçevesinde<br />
radikal bir şekilde yeniden düzenlenmelidir. Ülkemizde halen mevcut olan ağır<br />
vergi yükü mutlaka azaltılmalı ve vergi dışı piyasa ekonomisini daraltacak önlemler alınmalıdır.<br />
• Esnek kur sistemi, döviz piyasasında ortaya çıkabilecek spekülatif ataklara karşı bir<br />
tampon işlevi görmektedir. Esnek kur sisteminin bu işlevini yerine getirebilmesi için<br />
uzun dönemde faiz ile döviz kuru gelişmelerinin sağlıklı bir zemine oturtulması sağlanmalıdır.<br />
Yaşadığımız ekonomik krizlerin tüketicilerin satın alma davranışlarını da etkilediği bir<br />
gerçektir. Böylesi bir ekonomik kriz ortamında, bu krizden en az derecede etkilenmek adına<br />
krizle birlikte daha çok tasarruf etmeye, harcamalarımızı mümkün olduğunca minimize<br />
etmeye ya da herhangi bir alışveriş kararı vermeden önce iki kere düşünmeye başlar hale<br />
geldik. Acaba salt bir tasarruf davranışı bizi ekonomik krizin etkilerinden koruyabilir<br />
mi ya da tasarruf anlayışının dışında geliştirmemiz gereken başka rasyonel ve bilinçli tüketici<br />
davranışları var mıdır Bu gibi soruların eşliğinde kriz sonrası tüketici davranışlarının<br />
nasıl olması gerektiği konusunda tüketicilerin içinde bulunduğu mevcut şartlar dikkate<br />
alındığında beş temel tüketici davranışının belirleyici olabileceğini söyleyebiliriz.<br />
Bunlar;<br />
• Emekliliği ertelemek<br />
• Yatırım olanaklarını yeniden gözden geçirmek<br />
• Kredi istihbaratına önem vermek<br />
• Konut alımı ve satımına dikkat etmek<br />
• Pazarlık gücünün farkına varmak’tır.<br />
Emekliliği ertelemek: Tüketicilerin imkanları müsaitse ideal olan mümkün olduğunca<br />
çalışma yaşamlarını devam ettirmeleri ve emeklilik sürecini ertelemeleridir. Çünkü çalışırken<br />
para biriktirmek, emekli iken para biriktirmekten daha kolaydır. Ayrıca krize<br />
güçlü bir psikoloji ile girmek de oldukça önemli olmaktadır. Dolayısı ile çalışan bir bireyin<br />
ruh hali, emekli olmuş bir bireyin ruh halinden çok daha iyidir. Bunun yanı sıra ele<br />
geçen gelirin miktarını da göz önünde bulundurursak krize çalışarak girmenin tüketicileri<br />
daha güçlü bir konumda tutacağı açıktır.<br />
Yatırım olanaklarını yeniden gözden geçirmek: Ekonomik kriz ortamında yaşanan<br />
nakit sıkıntısı doğal olarak elinde nakit bulunduranlara yeni fırsatlar sunmuştur. Bu durumda<br />
mevcut nakiti yatırıma dönüştürmek en eski ve en kazançlı yollardan birisidir.<br />
Ancak yatırım yaparken her bir yatırım aracının taşıdığı riskleri de göz önünde bulundurmak<br />
gerekir. Parayı kriz koşullarında avantajlı hale getiren yatırım araçlarında değerlendirmek,<br />
tüketicinin potansiyel finansal gücünü artırması bakımından son derece<br />
önemlidir.