21.01.2015 Views

2sayi

2sayi

2sayi

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

UYUŞMAZLIK<br />

MAHKEMESİ<br />

DERGİSİ<br />

Altı Ayda Bir Yayımlanan Ulusal Hakemli Dergidir<br />

CİLT: 21 ••SAYI: 21 ISSN: 2147-8376<br />

MAYIS OCAK 2014 2013


Dergide yayımlanan makaleler yazarlarının kendi kişisel<br />

görüşleri olup, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin görüşlerini<br />

yansıtmamaktadır. Eserde yer alan görüş ve değerlendirmeler,<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi’ni bağlayacak mahiyette resmi bir<br />

yorum olarak kabul edilemez


UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ DERGİSİ<br />

Altı Ayda Bir Yayımlanan Ulusal Hakemli Dergidir<br />

*<br />

Sahibi<br />

Serdar ÖZGÜLDÜR<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı<br />

*<br />

Editör<br />

Ufuk YEŞİL<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Sekreteri<br />

*<br />

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü<br />

Şafak ŞAKAR<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Yazı İşleri Müdürü<br />

*<br />

Yayın Kurulu<br />

Ufuk YEŞİL<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Sekreteri<br />

Doç. Dr. Ali KARAGÜLMEZ<br />

Yargıtay 17. 19. Hukuk Dairesi Üyesi<br />

Doç. Dr. Mustafa TAŞKIN<br />

Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü Daire Başkanı<br />

Dr. Hüseyin EKİNCİ<br />

Anayasa Mahkemesi Başraportörü<br />

Yrd. Doç. Dr. Musa SAĞLAM<br />

Anayasa Mahkemesi Başraportörü<br />

*<br />

Yayın Yönetim Merkezi<br />

Ahlatlıbel Mahallesi, İncek Yolu Serpmeleri,<br />

No: 4, 06805, Çankaya - Ankara / TÜRKİYE<br />

E-Posta : bilgi@uyusmazlik.gov.tr<br />

Telefon : 0312 489 82 04 – 07<br />

Faks : 0312 489 80 59<br />

Web<br />

: www.uyusmazlik.gov.tr<br />

*<br />

Baskı<br />

Kalkan Matbaacılık<br />

Büyük Sanayi, 1. Cadde,No:92/32, İskitler/ANKARA<br />

Tel : 0 312 431 92 34<br />

*<br />

ISSN: 2147-8376


YAZIM KURALLARI VE YAYIN İLKELERİ<br />

1.Uyuşmazlık Mahkemesi dergisi altı ayda bir yayınlanan hakemli bir dergidir.<br />

2.Daha önce başka bir yerde yayınlanmamış veya yayınlanmak üzere<br />

gönderilmemiş eserler kabul edilir.<br />

3. Derginin yayın dili Türkçe’dir.<br />

4 Yayınlanan makalelerden kaynaklanan her türlü sorumluluk yazarlarına<br />

aittir.<br />

5. Gönderilecek eserlerin;<br />

* Word 97-2003 formatında veya bununla uyumlu bir programda yazılmış<br />

olması,<br />

* A 4 sayfa ebadında, sayfanın alt, üst, sağ ve sol taraflarından 2,5 cm kenar<br />

boşlukları bırakılmış, 12 punto Times New Roman karakteriyle, çift satır aralığı<br />

bırakılarak yazılmış olması,<br />

* Tablo ve referanslar dahil en az 4.000 en fazla 20.000 kelime arasında olması<br />

gerekmektedir.<br />

6. Yayınlanması talep edilen makalelerin bilgi@uyusmazlik.gov.tr adresine e-<br />

posta ile gönderilmesi gerekmektdir.<br />

7. Gönderilecek eserlerin ilk sayfasında yazar(lar) hakkında aşağıdaki bilgiler<br />

bulunmalıdır:<br />

*Ad-soyad, ünvan, varsa çalışılan kurum, telefon, e-posta ve yazışma adresi<br />

bilgileri.<br />

8.Gönderilen makalelerin başlığı metne uygun; kısa ve açık ifadeli olmalıdır.<br />

9. Gönderilen makalelerin başlığının sayfanın en üstünde, sayfaya ortalanmış<br />

olarak ve tüm harfleri büyük olacak şekilde düzenlenmiş olması, başlığın hemen<br />

alt kısmında başlığın İngilizcesinin sayfaya ortalanmış ve sadece kelimelerin ilk<br />

harfi büyük olarak yazılmış olarak yer alması gerekmektedir<br />

10. Başlıklardan sonra ilk önce Türkçe olarak özet ve anahtar kelimeler, daha<br />

sonra İngilizce özet ve anahtar kelimeler yazılır. Özet ve Abstract ortalanmış<br />

olarak koyu ve sadece ilk harfi büyük yazılır. Anahtar kelimeler ve keywords sola<br />

yaslı koyu ve sadece ilk harfleri büyük olarak yazılır. Anahtar kelimeler ve<br />

keywords yazıldıktan hemen sonra kelimeler aralarına virgül konulmak suretiyle<br />

sıralanır. Özetler en fazla 150 kelime, anahtar kelimeler en az 5 en fazla 10 adet<br />

olmalıdır. Özetler, makalenin amacını, araştırma yöntemini (yazı eğer bir<br />

araştırma ise), yazıldığı sahaya katkılarını ve sonuçlarını açıkça göstermelidir.<br />

11. Eserlerde kullanılacak tüm referanslar, Tablo ve Şekiller APA 5. Basım sitili<br />

(APA Style 5th edition) kullanılarak düzenlenmelidir. APA hakkında daha fazla<br />

bilgi için lütfen http://owl.english.purdue.edu/owl/resource/560/01/ internet<br />

sitesini ziyaret ediniz.<br />

12. Başlıklardan sonraki ilk satırda paragraf girintisi kullanılmaz sola yaslı<br />

olarak paragraf başlatılır. Sonraki paragraflar için paragraf girintisi<br />

kullanılmalıdır.<br />

13. Eserde irdelenen konuyla doğrudan ilgisi olmayan ancak açıklanmak veya<br />

detay bilgi verilmek istenen kısımlar dipnot yöntemiyle esere eklenmelidir.<br />

14. Eserlerin sonunda APA referans sistemine göre hazırlanacak alfabetik<br />

biçimde dizilmiş bir kaynakça bulunmalıdır


DANIŞMA KURULU<br />

Prof. Dr. Ahmet GÜRBÜZ BİLGİN<br />

Prof. Dr. Ahmet M. GÜRBÜZ KILIÇOĞLU<br />

Prof. Dr. Dr. Ahmet Nezih M. KILIÇOĞLU KÖK<br />

Prof. Dr. Ahmet Nezih KÖK<br />

Prof. Dr. Ali AKYILDIZ<br />

Prof. Dr. Ali AKYILDIZ<br />

Prof. Dr. Ali ŞAFAK<br />

Prof. Dr. Ali ŞAFAK<br />

Prof. Dr. Arif KÖKTAŞ<br />

Prof. Dr. Arif KÖKTAŞ<br />

Prof. Dr. Ayşe Füsun ARSAVA<br />

Prof. Dr. Cemil KAYA<br />

Prof. Dr. Cevdet YAVUZ<br />

Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN<br />

Prof. Dr. Emine Tuncay KAPLAN<br />

Prof. Dr. Erol ULUSOY<br />

Prof. Dr. Erol ULUSOY<br />

Prof. Dr. Faruk TURHAN<br />

Prof. Dr. Faruk TURHAN<br />

Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ<br />

Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ<br />

Prof. Dr. Gülay ALTUN<br />

Prof. Dr. Gürcan Gülay ALTUN ALTUN<br />

Prof. Dr. Hakan Gürcan PEKCANITEZ<br />

ALTUN<br />

Prof. Dr. Halil Hakan AKKANAT PEKCANITEZ<br />

Prof. Dr. Hasan Halil AKKANAT Hüseyin ÇEVİK<br />

Prof. Dr. Hasan Hüseyin TUNÇ ÇEVİK<br />

Prof. Dr. Hayati AKYOL<br />

Prof. Dr. Hasan Tunç<br />

Prof. Dr. İhsan ERDOĞAN<br />

Prof. Dr. Hayati AKYOL<br />

Prof. Dr. İlhan ÜZÜLMEZ<br />

Prof. Dr. İhsan ERDOĞAN<br />

Prof. Dr. İsmail KIRCA<br />

Prof. Dr. Kayıhan İsmail KIRCA İÇEL<br />

Prof. Dr. Kemal Kayıhan BAŞLAR İÇEL<br />

Prof. Dr. M. Kemal Macit BAŞLAR KENANOĞLU<br />

Prof. Dr. Mahmut M. Macit KOCA KENANOĞLU<br />

Prof. Dr. Metin Mahmut GÜNDAY KOCA<br />

Prof. Dr. Mustafa Fadıl YILDIRIM<br />

Prof. Dr. Metin GÜNDAY<br />

Prof. Dr. Osman DOĞRU<br />

Prof. Dr. Mustafa FADIL YILDIRIM<br />

Prof. Dr. Ömer ANAYURT<br />

Prof. Dr. Osman DOĞRU<br />

Prof. Dr. Pervin SOMER<br />

Prof. Dr. Ramazan Ömer ANAYURT ÇAĞLAYAN<br />

Prof. Dr. Salih Pervin CENGİZ SOMER<br />

Prof. Dr. Selçuk Salih CENGİZ ÖZTEK<br />

Prof. Dr. Selma ÇETİNER CETİNER<br />

Prof. Dr. Seyithan DELİDUMAN<br />

Prof. Prof. Dr. Dr. Sibel Sibel İNCEOĞLU<br />

Prof.<br />

Prof.<br />

Dr.<br />

Dr.<br />

Şebnem<br />

Şebnem<br />

AKİPEK<br />

AKİPEK<br />

ÖCAL<br />

ÖCAL<br />

Prof. Dr. Tayfun AKGÜNER<br />

Prof. Dr. İlhan ÜZÜLMEZ<br />

Prof. Dr. Timur DEMİRBAŞ<br />

Prof. Dr. Tayfun AKGÜNER<br />

Prof. Dr. Ümit BİÇER<br />

Prof. Dr. Timur DEMİRBAŞ<br />

Prof. Dr. Veli Özer ÖZBEK<br />

Prof. Prof. Dr. Dr. Veysel Ümit BİÇER BAŞPINAR<br />

Prof. Dr. Yasin Veli ÖZER SEZERÖZBEK<br />

Prof. Dr. Yusuf Veysel KARAKOÇ BAŞPINAR<br />

Doç. Prof. Dr. Dr. Ali Yasin Rıza SEZER ÇOBAN<br />

Doç.<br />

Prof.<br />

Dr.<br />

Dr.<br />

Çetin<br />

Yusuf<br />

ARSLAN<br />

KARAKOÇ<br />

Doç. Dr. Elif GÖKÇEARSLAN ÇİFCİ<br />

Doç. Dr. Çetin ARSLAN<br />

Doç. Dr. Elif Sibel ÇAKAR<br />

Doç. Dr. Elif GÖKÇEARSLAN ÇİFCİ<br />

Doç. Dr. Faruk AŞICIOĞLU<br />

Doç. Dr. Faruk AŞICIOĞLU<br />

Doç. Dr. Hasan PETEK<br />

Doç. Doç. Dr. Dr. İbrahim Hasan PETEK ÖZBAY<br />

Doç. Dr. Mehmet İbrahim Emin ÖZBAY BİLGE<br />

Doç. Dr. Mustafa ÖZEN TAŞKIN<br />

Doç. Doç. Dr. Dr. Mustafa Müslüm TAŞKIN AKINCI<br />

Doç.<br />

Doç.<br />

Dr.<br />

Dr.<br />

Müslüm<br />

Rauf KARASU<br />

AKINCI<br />

Doç. Dr. Rauf KARASU<br />

Doç. Dr. Serdar KENAN GÜL<br />

Doç. Dr. Serdar Kenan GÜL<br />

Doç. Dr. Yüksel METİN<br />

Doç. Dr. Yüksel METİN<br />

Yrd. Doç. Dr. Bülent ALGAN<br />

Yrd. Doç. Dr. Adnan KÜÇÜK<br />

Yrd. Yrd. Doç. Doç. Dr. Dr. Bülent Devrim ALGAN AYDIN<br />

Yrd. Doç. DOÇ. Dr. Dr. Devrim İdris Hakan AYDINFURTUN<br />

Yrd. Doç. Dr. İdris İlke Hakan GÖÇMEN FURTUN<br />

Yrd. Yrd. Doç. Doç. Dr. Dr. İlke R. Murat GÖÇMEN ÖNOK<br />

Yrd.<br />

Yrd.<br />

Doç.<br />

Doç.<br />

Dr.<br />

Dr.<br />

R.<br />

Recep<br />

Murat<br />

MAKAS<br />

ÖNOK<br />

Yrd. Doç. Dr. Recep MAKAS<br />

Yrd. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR<br />

Yrd. Doç. Dr. Sinan BAYINDIR<br />

Yrd. Doç. Dr. Timuçin KÖPRÜLÜ<br />

Yrd. Doç. Dr. Timuçin KÖPRÜLÜ<br />

Dr. Ahmet M. GÜNEŞ<br />

Dr. Ahmet M. GÜNEŞ<br />

Dr. Dr. Gürsel Gürsel ÖZKAN ÖZKAN<br />

Dr. İlyas ŞAHİN<br />

Dr. Yusuf Solmaz BALO


ÖNSÖZ<br />

Anayasada; adlî, idarî ve askerî olmak üzere birbirinden<br />

bağımsız üç ayrı yargı düzeni kabul edilmiştir. Birbirinden bağımsız<br />

yargı düzenleri arasında görev ve hüküm uyuşmazlıklarının doğması<br />

kaçınılmazdır.<br />

1924 tarihli Teşkilâtı Esasiye Kanununda sözü edilen üç yargı<br />

düzeni arasında doğacak görev ve hüküm uyuşmazlıklarını çözecek<br />

bir mercie yer verilmemiş ise de, “yargı ayrılığı” ilkesinin zorunlu<br />

bir sonucu olarak ve kişilerin hak arama hürriyetlerinin güvence<br />

altına alınması için 9.7.1945 tarihli ve 4788 sayılı Kanunla, yalnızca<br />

hukuk alanında doğan uyuşmazlıkları çözümlemek üzere Uyuşmazlık<br />

Mahkemesi kurulmuştur.<br />

1961 Anayasasının 142. maddesinde ise Uyuşmazlık<br />

Mahkemesi yüksek mahkeme olarak düzenlenmiştir. Anayasanın bu<br />

hükmü gereğince 12.6.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2247 sayılı<br />

Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun<br />

1. maddesinde de, Anayasanın bu hükmüne paralel olarak bağımsız<br />

bir yüksek mahkeme olduğu açıkça belirtilmiştir. Mahkemenin bu<br />

konumu 1982 Anayasasının 158. maddesiyle aynen korunmuştur.<br />

Üç ayrı yargı kolunda faaliyet gösteren yerel ve yüksek<br />

mahkemelerden mahkememize dosyalar gelmektedir. Ayrı yargı<br />

kollarının, aynı konulara ilişkin verdikleri farklı kararlar nedeniyle<br />

hakkın tesisinin bir an önce gerçekleşmesi ve usul ekonomisi açısından<br />

da dosyaların en hızlı şekilde sonuçlandırılabilmesi adına daha önce<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Kararları Dergisi hazırlanmıştı. Bu dergimiz<br />

ile, farklı yargı kolu içerisinde faaliyet gösteren yerel ve yüksek<br />

mahkemelere, ne tür konularda görev ve hüküm uyuşmazlıkları<br />

çıktığı ve bu konularda mahkememizin nasıl karar vermiş olduğu<br />

hususlarında yardımcı olunmaya çalışılmıştır.<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisi’nin ikinci sayısında kıymetli<br />

yazarlarca kaleme alınan on adet bilimsel inceleme yer almaktadır.<br />

Mahkememizin görev alanının neredeyse tüm Türk hukuk<br />

sistematiğini kapsaması nedeniyle, birbirinden farklı ve hakem<br />

incelemesinden geçmiş hukuk konularının siz değerli okurların<br />

beğenisini kazanacağını umuyor, yayının oluşumunda emeği geçen<br />

değerli meslektaşlarımıza ve Mahkememiz Genel Sekreteri Sayın<br />

Ufuk YEŞİL’e kıymetli katkılarından dolayı teşekkür ve şükranlarımı<br />

sunuyor, Uyuşmazlık Mahkemesi Dergisinin bu sayısının da hukuk<br />

camiasına faydalı olmasını diliyorum.<br />

Serdar ÖZGÜLDÜR<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanı


İÇİNDEKİLER<br />

Prof Dr. Erdal TERCAN - Farklı Yargı Kollarına Mensup<br />

Mahkemeler Arasındaki Hüküm Uyuşmazlığı...................................... 1<br />

Tahir Hami TOPAÇ - Eşya Müsaderesi (TCK. 54)............................. 47<br />

Dr. İlyas ŞAHİN - Amerikan Hukukunda Kişi Hakları İle Kamu<br />

Yararlarının Dengelenmesine İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarında<br />

Yapılan Aramaların Hukuki Durumu................................................. 71<br />

Onur YİĞİT - Yargıtay Kararları Işığında Bilinçli Taksir Kavramı<br />

ve Unsurları....................................................................................113<br />

İrfan SAZ - Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri.........137<br />

Nurdane TOPUZ - Görev Uyuşmazlıklarının Çözümü İçin<br />

Uyuşmazlık Mahkemesi’ne Yapılacak Başvurular.............................159<br />

Bahadır YALÇINÖZ - Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak<br />

İşlem ve Kararlar.............................................................................187<br />

Mehmet Reis KOCA - Edimin İfasına Fesat Karıştırma Suçu<br />

ve Uygulamada Öne Çıkan Sorunlar ...............................................207<br />

Fazıl ALTINORDU - Askeri Mahkemelerin Bağımsızlığı ve<br />

Mahkemelerin İşleyişi İle İlgili Yapılan Değişikliklerin Yargı<br />

Bağımsızlığı Açısından Değerlendirilmesi.........................................251<br />

Erhan TUTAL - Spor Kulüplerinin İsim Hakkı ve Haciz Yasağı.........271


FARKLI YARGI KOLLARINA MENSUP MAHKEMELER<br />

ARASINDAKİ HÜKÜM UYUŞMAZLIĞI<br />

Conflict Of Judgement Between Assgned Courts<br />

That Belong Dfferent Jursdctons<br />

Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Anayasa Mahkemesi Üyesi<br />

ÖZET<br />

Türk Yarg Örgütünde, görev alan gerek Anayasa ve gerekse kanunlarla<br />

belirlenmiş farkl yarg kollarna mensup pek çok mahkeme bulunmaktadr<br />

ve her mahkeme snrlar yasal mevzuat ile çizilmiş bu çerçeve dahilinde<br />

faaliyet göstermektedir. Ancak bu görev paylaşmnn doğal bir sonucu olarak,<br />

uygulamada, bazen farkl yarg kollarna mensup mahkemeler arasnda<br />

görev veya hüküm uyuşmazlğ çkabilmektedir. Bu uyuşmazlklar , bunlarn<br />

dşnda ve üstünde bağmsz bir mahkemenin varlğn zorunlu klmş ve bu<br />

zorunluluğun bir sonucu olarak da 1961 Anayasas ile Uyuşmazlk Mahkemesi<br />

kurulmuş ve 12/06/1979 tarih ve 2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesi’nin<br />

Kuruluş ve İşleyişi Hakknda Kanun ile Uyuşmazlk Mahkemesi’nin kuruluş<br />

usulü ve faaliyet alan belirlenmiştir.<br />

Bu makale kapsamnda Hüküm Uyuşmazlğ Kavram 2247 sayl Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakknda Kanunu’nun 24. Maddesi<br />

kapsamnda tanmlandktan sonra, uygulamada karşlaşlan sorunlar,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nin kararlar şğnda incelenecektir.<br />

Anahtar Kelimeler: Hüküm Uyuşmazlğ, Yarg Kolu, Adli Yarg, İdari Yarg,<br />

Askeri Yarg, Ceza Yargs<br />

ABSTRACT<br />

Turkish Law System comprises of different types of courts which have different<br />

duties assigned by the Constitution or other Laws. All these courts execute their<br />

duties within the framework of these regulations. However, due to the tasksharing<br />

among these courts, some conflicts of jurisdiction or decision may arise<br />

occasionally between them. In the result of such problems related to the execution<br />

of the courts’ duties, the Court of Jurisdictional Disputes was established with<br />

the 1961 Constitution and organization and tasks of this Court were regulated<br />

by Law nr. 2247.<br />

In this article, “conflict of judgment” concept will be described within the framework<br />

of Article 24 of Law nr. 2247 and the problems related to the application will be<br />

examined in the light of the Court of Jurisdictional Disputes’ decisions.<br />

Key Words: Conflict Of Judgment, Jurisdiction, Judicial Justice, Administrative<br />

Justice, Military Justice<br />

<br />

- 1 -


GİRİŞ<br />

Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Hüküm uyuşmazlğ, 2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve<br />

İşleyişi Hakknda Kanunun (UMK) 24. ve 25. maddelerinde düzenlenmiş,<br />

hukukumuzda çok bilinmeyen, fazla incelenmemiş ama hukuk devleti<br />

ilkesi ve hak arama özgürlüğü açsndan da, bir o kadar önemli bir<br />

konudur.<br />

Ülkemizde farkl yarg kollarnda faaliyet gösteren mahkemeler<br />

bulunmaktadr 1 . Bu mahkemeler arasnda zaman zaman görev<br />

uyuşmazlğ çkabildiği gibi, konusu, sebebi ve taraflarndan da en az<br />

birisi ayn olan farkl yönde kararlar verilebilmekte ve kararlar arasndaki<br />

çelişki nedeniyle hakkn yerine getirilmesi mümkün olamamaktadr. İşte<br />

bu gibi durumlarda Uyuşmazlk Mahkemesi devreye girmekte ve farkl<br />

yarg kollarna mensup mahkemeler arasndaki gerek görev, gerekse<br />

çelişkili kararlar arasndaki uyuşmazlğ karara bağlayarak, tabiri<br />

caizse, tkanan hukuki yolu tekrar açmakta, hak arama özgürlüğünün<br />

önündeki engeli kaldrmakta ve hak sahibinin hakkna ulaşmasn<br />

sağlayarak, hukuk devleti ilkesine hizmet etmektedir.<br />

Ülkemizde farkl yarg kollarna mensup mahkemelerin faaliyette<br />

bulunmas nedeniyle, her yarg koluna mensup mahkemenin görev<br />

alan gerek Anayasa, gerekse kanunlarla belirlenmiştir. Bu görev<br />

paylaşmnn doğal bir sonucu olarak, her mahkeme kendi yarg<br />

yolu açsndan görev alanna giren dava ve işlere bakmaldr. Ancak<br />

uygulamada, bazen farkl yarg kollarna mensup mahkemeler arasnda<br />

görev veya hüküm uyuşmazlğ çkabilmektedir. İşte farkl yarg kollarna<br />

mensup mahkemeler arasnda doğan görev ve hüküm uyuşmazlklar,<br />

bunlarn dşnda ve üstünde bağmsz bir mahkemenin varlğn<br />

gerektirmektedir. Uyuşmazlk yargs ve Uyuşmazlk Mahkemesi bu<br />

zorunluluktan doğmuştur 2 .<br />

1961 Anayasasnn 142. maddesinde Uyuşmazlk Mahkemesine anayasal<br />

bir organ olarak yer verilmiştir. Bu hükme uygun olarak 12.06.1979<br />

tarihinde 2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi<br />

Hakknda Kanun’la Uyuşmazlk Mahkemesinin teşkilat ve görev alan<br />

düzenlenmiştir. 1982 Anayasasnn 158. Maddesinde de Uyuşmazlk<br />

Mahkemesine yer verilmiş ve şu şekilde düzenlenmiştir.<br />

“Uyuşmazlk Mahkemesi, adlî, idarî ve askerî yarg mercileri arasndaki<br />

görev ve hüküm uyuşmazlklarn kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri<br />

1 Bu mahkemelere ve yarg kollarna aşağda ayrca değinilecektir, bkz. aşa. dn. 3 civar.<br />

2 Anl, Ayten: Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi: A.Ü. Siyasal Bil. Fak. Der.<br />

1992/1, C.47, s. 45.<br />

- 2 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlğn Anayasa<br />

Mahkemesince, kendi üyeleri arasndan görevlendirilen üye yapar.<br />

Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasndaki görev<br />

uyuşmazlklarnda, Anayasa Mahkemesinin karar esas alnr.”<br />

Görüldüğü gibi, “hüküm uyuşmazlğ” n çözümlemek Anayasann söz<br />

konusu maddesinde de ayrca zikredilerek, Uyuşmazlk Mahkemesinin<br />

görev alanna dahil edilmiştir.<br />

II. YARGI KOLLARI (ÇEŞİTLERİ), YARGI YOLU UYUŞMAZLIĞI<br />

VE UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ<br />

A. Genel Olarak<br />

Anayasann 9. maddesine göre “Yarg yetkisi, Türk Milleti adna bağmsz<br />

mahkemelerce kullanlr”. Anayasamzn 138 -165. maddelerinde<br />

“Yarg” başlğ altnda üçüncü kuvvet olarak yarg, ayrntl olarak<br />

düzenlenmiş ayrca, farkl yarg kollarnda faaliyet gösteren yüksek<br />

yarg organlar da saylmştr. Bu kapsamda Anayasa Mahkemesi’ne<br />

(m. 146-153), Yargtay’a (m.154), Danştay’a (m.155), Askeri Yargtay’a<br />

(m.156), Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne (m.157) ve Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne (m.158) yer verilmiştir 3 .<br />

Ülkemizde farkl alanlarda faaliyette bulunan mahkemelere paralel<br />

olarak, anayasa yargs, adli yarg, idari yarg, askeri ceza yargs, askeri<br />

idari yarg ve uyuşmazlk yargs faaliyette bulunmaktadr 4 . Farkl yarg<br />

kollar arasndaki ilişki de yarg yolu ilişkisi olarak adlandrlmaktadr.<br />

Ancak buna uygulamada görev de denilmektedir.<br />

- Anayasa yargs alannda ilk ve tek yarg organ olarak Anayasa<br />

Mahkemesi faaliyette bulunmaktadr. Anayasa Mahkemesinin görev<br />

alan Anayasa m. 148’de ve 6216 s.K.m.3’de belirtilmiştir. Anayasa<br />

Mahkemesi ile diğer yarg kollarnda görev yapan mahkemeler arasnda<br />

hüküm uyuşmazlğ (veya görev uyuşmazlğ) çkma ihtimali zayftr.<br />

Buna rağmen, diğer mahkemeler ile Anayasa Mahkemesi arasnda görev<br />

veya hüküm uyuşmazlğ çkarsa bu duruma ilişkin olarak Anayasa’<br />

da (m.158,3) ve UMK’da (m.36) özel hüküm öngörülmüştür. Buna<br />

3 Ayn başlk altnda (3.Bölümde) Hakimler ve Savclar Yüksek Kurulu (m.159) ile<br />

Sayştay’a da (m. 160) yer verilmiştir. Ancak bu iki kurumun yüksek yarg organ<br />

olarak değerlendirilmediği için ayrca düzenlendikleri yönünde görüşler vardr.<br />

Anayasa Mahkemesi, 27.12.2012 tarihli ve E.2012/102, K.2012/2017 sayl karar<br />

ile Sayştay’n kesin hesap yargs açsndan bir yarg organ olduğunu kabul etmiştir.<br />

(R.G. Tarih-Say: 02.04.2013-28606 mük.).<br />

4 Bunlarn dşnda, Yüksek Seçim Kurulu tarafnda gerçekleştirilen seçim yargs ile<br />

Sayştay tarafndan gerçekleştirilen hesap yargs da bulunmaktadr. Ancak bunlar ile<br />

diğer mahkemeler arasnda hüküm uyuşmazlğ çkmas kabul edilmediğinden, bu<br />

kurumlara değinilmemiştir.<br />

- 3 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

göre, Anayasa Mahkemesi ile diğer mahkemeler arasnda görev veya<br />

hüküm uyuşmazlğ çkarsa Anayasa Mahkemesi karar esas alnr.<br />

- İdari Yarg, idarenin kamu hukuku alanndaki faaliyetlerinden<br />

kaynaklanan uyuşmazlklarn çözümü ile uğraşr. İdari yarg alannda<br />

görev yapan mahkemeler şunlardr: İlk derece mahkemeleri; idare<br />

mahkemeleri ve vergi mahkemeleridir (2576 s.K. m.2); İkinci derece<br />

mahkemeler, bölge idare mahkemeleri (2576 s.K.m.2), en üst mahkeme<br />

ise, Danştay’dr (AY m. 155; 2575 s.K.).<br />

- Askerî idari yarg, askerî veya sivil idarenin askerî hizmete ilişkin olup,<br />

asker veya asker saylan kişilere yönelik idari işlem veya eylemlerinden<br />

doğan uyuşmazlklarn çözümünü konu alan yarg koludur 5 . Askerî<br />

idari yarg alannda bir tek mahkeme görev yapmaktadr; o da Askeri<br />

Yüksek İdare Mahkemesidir (AYm.157; 1602 s.K).<br />

Adlî yarg, idari yargnn görev alan dşnda kalan ve genel olarak hukuk<br />

mahkemelerinin özel hukuk alanndaki yargsal faaliyetleri ile ceza<br />

kanunlarna göre suç saylan fiiller hakknda Devletin cezalandrma<br />

yetkisini kullanmasn konu alan yarg koludur 6 . Adli yarg, kendi<br />

içinde medeni yarg ve ceza yargs olarak iki ana bölüme ayrlr.<br />

Medeni yarg alannda görev yapan mahkemeler şunlardr:<br />

*İlk derece mahkemeleri (5235 s. K. m.4):<br />

- Genel Mahkemeler: Sulh hukuk mahkemeleri ve asliye hukuk<br />

mahkemeleridir.<br />

- Özel Mahkemeler: Asliye ticaret mahkemeleri, iş mahkemeleri, kadastro<br />

mahkemeleri, aile mahkemeleri, icra mahkemeleri, tüketici<br />

mahkemeleri, fikri ve snai haklar hukuk mahkemeleri, denizcilik<br />

ihtisas mahkemeleridir.<br />

*İkinci derce mahkemeler: Bölge adliye mahkemeleridir (5235 s.K.<br />

m.3;25 vd.).<br />

*Medeni yarg alannda en üst mahkeme Yargtay’dr (AYm154; 2797<br />

s.K).<br />

Ceza yargs alannda faaliyet gösteren mahkemeler şunlardr:<br />

*İlk derece mahkemeleri: (5235 s.K. m.8)<br />

Genel Mahkemeler: Sulh ceza mahkemeleri, asliye ceza mahkemeleri,<br />

ağr ceza mahkemeleri.<br />

5 Tanm için bkz. ayrca Arslan Ramazan/ Tanrver, Süha: Yarg Örgütü Hukuku, Ders<br />

Kitab, 2. B., Ankara 2001, s.155.<br />

6 Arslan/Tanrver s.53.<br />

- 4 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Özel Mahkemeler: Çocuk mahkemeleri, basn mahkemeleri (5187<br />

s.K. m.27).<br />

*İkinci Derece Mahkemeler: Bölge adliye mahkemeleri (5235 s.K.<br />

m.3; 25 vd.).<br />

*Ceza yargs alannda en üst mahkeme medeni yargda olduğu gibi<br />

Yargtay’dr (Anayasa m. 154; 2797 s.K.).<br />

Askerî ceza yargs, esas olarak asker (veya asker saylan) kişilerin Askerî<br />

Ceza Kanunu’nda suç olarak kabul edilen fiillerinin yarglanmasn<br />

konu alan yarg koludur. Askeri ceza yargs da kendi içinde, genel<br />

askerî ceza yargs ve askerî disiplin ceza yargs olmak üzere ikiye<br />

ayrlmaktadr.<br />

Askerî ceza yargs alannda görev yapan mahkemeler şu<br />

şekildedir:<br />

*İlk derece mahkemeleri:<br />

- Askerî mahkemeler, (AY m. 145,1; 353 s.K. m.1 vd.)<br />

- Skyönetim mahkemeleri (Anayasa m. 122; 1402 s.K.11).<br />

*Üst derece mahkeme: Askeri Yargtay (AY m.156; 1600 s.K.)<br />

Askeri disiplin ceza yargs alannda Askeri Yüksek İdare Mahkemesi<br />

ve savaş zamannda disiplin mahkemeleri görev yapmaktadr (AY<br />

m.145; 6413 s.K. m.43; 477 s.K m.1).<br />

B. Yarg Yolu Uyuşmazlğ ve Uyuşmazlk Yargs<br />

Yukarda belirtildiği üzere, anayasa yargsnn, idari yargnn, askerî<br />

idari yargnn, adli yargnn ve askerî ceza yargsnn görev alanna<br />

giren dava işler kanunlarla belirlenmiştir. Her mahkeme, kanunlarla<br />

kendi yarg alanlarna dahil edilen dava ve işlere bakabilirler, bir diğer<br />

yarg koluna dahil mahkemenin yarg alanna giren dava ve işlere<br />

bakamazlar. Bu açdan farkl yarg kollarna mensup mahkemeler<br />

arasnda yarg yolu ilişkisi vardr. Mahkemeler, yarg yolu ilişkisine<br />

re’sen dikkat etmek zorundadrlar; bu husus dava şart olduğundan<br />

davann her aşamasnda dikkate alnmaldr. Taraflar da, mahkemeye<br />

yarg yolu ilişkisine uymadğ konusunda her zaman itirazda, daha<br />

doğrusu hatrlatmada bulunabilirler. Keza, bu husus kamu düzenine<br />

ilişkin olduğundan, taraflar kendi aralarnda anlaşarak, yarg yolu<br />

ilişkisi açsndan görevli mahkemeyi değiştiremezler.<br />

Bir dava, dahil olduğu yarg koluna mensup mahkemede, yani yarg yolu<br />

ilişkisi açsndan görevli mahkemede değil de, diğer bir yarg koluna<br />

mensup mahkemede, yarg yolu ilişkisi açsndan görevli olmayan<br />

- 5 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

mahkemede açlrsa, daval taraf bu duruma itiraz edebilir. Daval<br />

tarafça yaplan bu itiraza yarg yolu itiraz denilmektedir.<br />

Fakl yarg kollarna dahil olan mahkemelerin görev alanlar, yukarda<br />

belirtildiği üzere kanunlarla tespit edilmiş olmasna rağmen, bazen<br />

uygulamada bir davann hangi yarg koluna dahil mahkeme tarafndan<br />

görülebileceği konusunda, olumlu yahut olumsuz görev uyuşmazlğ<br />

çkabilmektedir. Keza, baz hallerde de farkl yarg kollarna mensup iki<br />

mahkeme, konusu sebebi ve taraflarndan en az biri ayn olan iki davada<br />

farkl yönde karar verdikleri için kararlarn icra edilmesinde tereddüt<br />

ortaya çkmakta, hakkn yerine getirilmesi mümkün olamamaktadr.<br />

Bu gibi hallerde de iki mahkeme arasnda hüküm uyuşmazlğ çkmş<br />

olmaktadr. İşte farkl yarg kollarna mensup mahkemeler arasnda<br />

ortaya çkan olumlu veya olumsuz görev uyuşmazlğna yahut hüküm<br />

uyuşmazlğna yarg yolu uyuşmazlğ denilmektedir.<br />

UMK’nun 1. maddesi de dikkate alnarak, uyuşmazlk yargsn şu<br />

şekilde tanmlamak mümkündür: Adlî, idari veya askerî mahkemeler<br />

arasnda ortaya çkan görev veya hüküm uyuşmazlğn gidermeye<br />

ilişkin yarg koluna uyuşmazlk yargs denir 7 . Şu halde, uyuşmazlk<br />

yargsnn söz konusu olabilmesi için adlî, idari veya askerî mahkemeler<br />

arasnda yani farkl yarg kollarna mensup iki mahkeme arasnda bir<br />

uyuşmazlk olmaldr. Ayn yarg koluna mensup iki mahkeme arasnda<br />

yarg yolu uyuşmazlğ söz konusu olamaz. Ayn yarg koluna dahil<br />

mahkemeler arasnda göreve veya hükme ilişkin uyuşmazlk çkarsa,<br />

bu uyuşmazlklar, kural olarak o yarg kolundaki yüksek mahkeme<br />

tarafndan hükümlerin temyizi üzerine çözümlenir.<br />

III. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN YAPISI VE GÖREVLERİ<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Anayasa’nn 158. maddesinde düzenlenmiştir.<br />

Ayrca 2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesi Kanunu kabul edilmiştir.<br />

Bu Kanun’un 1. maddesine göre Uyuşmazlk Mahkemesi; Türkiye<br />

Cumhuriyeti Anayasas ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yarg<br />

mercileri arasndaki görev ve hüküm uyuşmazlklarn kesin olarak<br />

çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağmsz bir<br />

yüksek mahkemedir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi bir Başkan ile oniki asl, oniki yedek üyeden<br />

kurulur; hukuk ve ceza bölümlerine ayrlr. Hukuk uyuşmazlklar<br />

Hukuk Bölümünde, ceza uyuşmazlklar Ceza Bölümünde karara<br />

bağlanr.<br />

Her bölüm, bir başkan ile alt asl üyeden kurulur. Birlikte toplanan<br />

7 Tanm için bkz. ayrca Arslan/Tanrver s. 131.<br />

- 6 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Hukuk ve Ceza Bölümleri, Uyuşmazlk Mahkemesi Genel Kurulunu<br />

teşkil ederler.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin görevlerine ilişkin olarak Anayasa m.<br />

158,1’de “Uyuşmazlk Mahkemesi, adlî, idarî ve askerî yarg<br />

mercileri arasndaki görev ve hüküm uyuşmazlklarn kesin olarak<br />

çözümlemeye yetkilidir” denilmiştir (ayrca bkz. UMK m.1,1).<br />

1. Görev uyuşmazlğ UMK’nun 10. – 23. maddeleri arasnda<br />

düzenlenmiştir.<br />

Kanunda görev uyuşmazlğnn iki şekilde çkabileceği kabul edilmiştir.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ (m. 10-13, 17), 2 – Olumsuz görev uyuşmazlğ<br />

(m.14-16).<br />

Olumlu görev uyuşmazlğnn da kendi içinde tekrar iki şekilde çkmas<br />

mümkündür:<br />

- Olumlu Görev Uyuşmazlğ Çkarma (Başsavclklar Araclğyla<br />

Çkartlan Görev Uyuşmazlğ) (m. 10-13),<br />

- Olumlu Görev Uyuşmazlğ (m.17).<br />

2. Hüküm Uyuşmazlğ (UMK m. 24-25)<br />

Usul hukuku kurallarna uyulsa, farkl yarg kollarna mensup mahkemeler<br />

arasnda görev veya hüküm uyuşmazlğnn da ortaya çkmamas gerekir.<br />

Gerçekten, farkl yarg kollarna mensup mahkemeler arasndaki<br />

yarg yolu açsndan görev kurallarna, derdestlik kurallarna, kesin<br />

hüküm kurallarna uyulsa, farkl yarg kollarna mensup iki mahkeme<br />

arasnda hüküm uyuşmazlğ çkamaz. Söz konusu usul kurallarna<br />

riayet edilmediğinde istisnaen, konusu, sebebi ve taraflarndan en az<br />

biri ayn olan davaya farkl mahkemelerde baklabilmekte ve her iki<br />

mahkeme de esasa ilişkin kararlarn verebilmektedir. Bu kararlar<br />

arasnda da hakkn yerine getirilmesini engelleyecek şekilde çelişki<br />

varsa, işte bu durumda farkl yarg kollarna mensup iki mahkeme<br />

arasnda hüküm uyuşmazlğ çkmş olmaktadr 8 .<br />

IV. HÜKÜM UYUŞMAZLIĞININ AMACI, TANIMI, HUKUK DEVLETİ<br />

VE HAK ARAMA HÜRRİYETİ İLE İLİŞKİSİ<br />

A. Hüküm Uyuşmazlğnn Amac ve Tanm<br />

UMK m. 24 gereğince, konusu, sebebi ve taraflarndan en az birisi ayn<br />

olan bir davann, adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az ikisinde<br />

açlmas ve bunlarn ayn davann esas hakknda çelişkili kararlar<br />

vermeleri ve bu kararlarn kesinleşmeleri mümkündür. Kesinleşmiş<br />

8 Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.1, 6.B., İstanbul 2001, s. 768.<br />

- 7 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

bu kararlar arasndaki çelişki nedeniyle, kimin hak sahibi olduğunun<br />

veya hakknn kapsamnn belirlenmesi mümkün olamayabilir ve bu<br />

duruma bağl olarak kararlarn icras da sağlanamayabilir. Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi, aralarnda çelişki olduğu için icras mümkün olmayan kesin<br />

hükümlerden birini veya ikisini kaldrp gerektiğinde esas hakknda<br />

yeniden karar vermek suretiyle hakkn yerine getirilmesine ilişkin<br />

imkânszlğn ortadan kaldrmakta, böylece kişisel hak ve menfaatler<br />

korunmakta, hukuk aleminde istikrar ve güven sağlanmaktadr 9 .<br />

Görüldüğü gibi, hüküm uyuşmazlğnn amac, farkl yarg kollarna<br />

mensup mahkemelerin ayn dava hakknda esasa ilişkin olarak<br />

vermiş olduklar kararlar arasndaki çelişki nedeniyle ortaya çkan<br />

ifa imkânszlğn ortadan kaldrmak, hakkn yerine getirilmesini<br />

sağlamaktr. Böylece, Ülkemizde farkl yarg kollarnn mevcut olmas<br />

nedeniyle ortaya çkan sakncalarn bir ksm bu yolla bertaraf edilmiş<br />

olmaktadr.<br />

Hüküm uyuşmazlğnn tanm, UMK ‘da yaplmamştr. Sadece m.<br />

24,1ve 2’de<br />

hüküm uyuşmazlğnn çkmas için gerekli şartlar düzenlenmiştir.<br />

Doktrinde hüküm uyuşmazlğna ilişkin çeşitli tanmlar yaplmştr;<br />

yaplan bu tanmlarda, UMK m. 24’1e paralel olarak hüküm<br />

uyuşmazlğnn çkmas için gerekli şartlar belirtilmiş, ancak bu<br />

kurumun asl belirleyici özelliği dikkate alnmamştr.<br />

Hüküm uyuşmazlğnn tüm unsurlarn da içine alacak şekilde tanmn<br />

yapabilmek için öncelikle hüküm uyuşmazlğ kurumunun unsurlarn<br />

belirlemek gereklidir. Buna göre bir bütün olarak hüküm uyuşmazlğ<br />

kurumunun unsurlarn şu şekilde tespit etmek mümkündür.<br />

1. Adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan<br />

verilmiş kesin kararlar olmaldr.<br />

2. Bu kararlar, konusu, sebebi ve taraflarndan en az biri ayn olan<br />

davann esasna ilişkin olmaldr.<br />

3. Bu kararlar arasnda, davann esas açsndan çelişki olmaldr.<br />

4. Kararlar arasndaki bu çelişki nedeniyle, hakkn yerine getirilmesi,<br />

kararlarn icras mümkün olmamaldr.<br />

5. Hakk kararlar arasndaki çelişki nedeniyle zarara uğrayan yahut<br />

yerine getirilemeyen ilgilinin, bu çelişkinin giderilmesi ve hakkn yerine<br />

getirilmesini mümkün klacak bir karar verilmesi için Uyuşmazlk<br />

Mahkemesine başvurmas gerekir.<br />

9 Dinç, İlhan: Hüküm Uyuşmazlklar ve Çözümü: Danştay Dergisi, 1988, Sy.70-71, s. 6.<br />

- 8 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

6. Uyuşmazlk Mahkemesinin, kesinleşmiş kararlardan birini kaldrp<br />

diğerini kabul ederek veya ikisini de kaldrp yeni bir karar vererek,<br />

kararlar arasndaki çelişkiyi giderip, hakkn yerine getirilmesini<br />

mümkün klacak bir karar vermesi gerekir.<br />

Hüküm uyuşmazlğ denildiğinde kanaatimce tüm bu unsurlar birlikte<br />

anlaşlmaldr. Yoksa hüküm uyuşmazlğnn çkmas için gerekli<br />

şartlarn saylmas (ilk dört unsur) ile hüküm uyuşmazlğ tanmlanmş<br />

olmamaktadr. Buna göre hüküm uyuşmazlğn şu şekilde tanmlamak<br />

mümkündür: Adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az<br />

ikisinin; konusu, sebebi ve taraflarndan en az biri ayn olan davann<br />

esas hakknda birbiriyle çelişik kararlar vermeleri ve bu çelişki<br />

nedeniyle hakkn yerine getirilmesinin mümkün olmamas halinde,<br />

ilgililerin Uyuşmazlk Mahkemesine başvurarak çelişkinin giderilip,<br />

hakkn yerine getirilmesini mümkün klacak bir karar verilmesini<br />

istemeleri üzerine, Mahkemenin çelişik kararlardan birini kaldrp<br />

diğerini kabul ederek veya her ikisini de kaldrp yeni bir karar<br />

vererek hakkn yerine getirilmesine ilişkin imkânszlğ ortadan<br />

kaldran olağan üstü bir hukuki yoldur.<br />

Hüküm uyuşmazlğ, şekli anlamda kesinleşen kararlarn bu niteliğinin<br />

sona ermesini sağlamada doğrudan etkiye sahip olağandş bir hukuksal<br />

çare (ein unmittelbarer ausserordentlicher Rechtsbehelf) olarak<br />

nitelendirilmelidir.<br />

Hüküm uyuşmazlğ baz yönlerden benzerlik arz etse de temyizden,<br />

karar düzeltmeden, yarglamann yenilenmesinden ve olumlu veya<br />

olumsuz görev uyuşmazlğndan farkldr.<br />

B. HÜKÜM UYUŞMAZLIĞININ HUKUK DEVLETİ VE HAK ARAMA<br />

HÜRRİYETİ İLE İLİŞKİSİ<br />

Hüküm uyuşmazlğ kurumu, hukuk devleti ve hak arama özgürlüğü<br />

ile de sk bir ilişki içindedir.<br />

1982 Anayasasnn 2 inci maddesinde, Türkiye Cumhuriyetinin “… İnsan<br />

haklarna saygl,… Sosyal bir hukuk devleti” olduğu belirtilmiştir.<br />

Hak arama özgürlüğü de temel hak ve özgürlüklerin kapsam içinde<br />

yer aldğndan, bunlarn tam olarak gerçekleştirilebilmesi hak arama<br />

özgürlüğünün varlğna doğrudan bağldr 10 . Anayasa’nn “temel hak<br />

ve ödevler” başlğn taşyan ikinci ksmnda 36 nc maddede “hak<br />

arama hürriyeti” başlğ altnda hak arama özgürlüğü, temel bir insan<br />

hakk olarak düzenlenmiştir 11 .<br />

10 Erdemir, Nevzat: Hukuk Devleti ve Savunma Hakk, Tür. Bar. Bir. Der. 1988/1, s. 85.<br />

11 Ylmaz, Ejder: Hukuk Davalarnda Yasa Yollarna Başvuru Hakk ve Bu Hakkn<br />

Snrlandrlmasnn Yerindeliği Sorunu: TBBD, 1988/1, s.135 (Ylmaz –Yerindelik );<br />

- 9 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Hak arama özgürlüğünün, amacna uygun bir şekilde gerçekleşebilmesi<br />

için, Devlet, gerekli yarg organlarn ve yarg teşkilatn oluşturmal,<br />

gerekli hukuki düzenlemeleri yapmaldr. Kişiler, bu hakkn, serbestçe<br />

ve herhangi bir engelle karşlaşmadan kullanabilmelidir 12 . Ayrca,<br />

hakkn özünü zedeleyecek, kullanlmasn imkânsz hale getirecek<br />

veya güçleştirecek şekilde snrlamalar getirilmemelidir.<br />

Hukuk devleti ve hak arama hürriyeti bağlamnda hüküm uyuşmazlğ<br />

değerlendirildiğinde, hiç şüphesiz her ikisiyle de bağlantl olduğu,<br />

hem hukuk devleti ilkesine hem de hak arama hürriyetine hizmet<br />

ettiği açktr. Esasen hak arama hürriyeti gerçekleştirilmeden, hak<br />

arama hürriyetinin Anayasada öngörüldüğü şekilde kullanlabilmesi<br />

için gerekli ortam sağlanmadan, hukuk devletinden söz etmek de<br />

mümkün değildir.<br />

Hüküm uyuşmazlğ, yukarda ifade edildiği üzere, farkl yarg kollarnn<br />

Ülkemizde kabul edilmesi nedeniyle ortaya çkmaktadr. Farkl yarg<br />

kollarna mensup mahkemelerde, konusu, sebebi ve taraflarndan en<br />

az biri ayn olan davann açlmas ve mahkemelerin çelişik kararlar<br />

vermesi mümkün olmaktadr. Böyle bir durumda da hem mahkeme<br />

kararlar icra edilememektedir ki bu durum hukuk devleti ilkesine<br />

aykrdr; hem de hak sahibinin mahkeme kararlar arasndaki çelişki<br />

nedeniyle hakknn yerine getirilmesi mümkün olamamaktadr, bu<br />

durum da yine hukuk devleti ilkesine aykrlk oluşturmaktadr.<br />

Ayrca, hak arama özgürlüğü, vatandaşlarn mahkemeye gidip dava<br />

açabilmeleri, açlmş davada kendilerini savunabilmeleri ile snrl<br />

değildir. Hak arama özgürlüğü kullanlarak açlan dava sonunda<br />

mahkemeler tarafndan verilen kararlarn da, öngörüldüğü şekilde icra<br />

edilmesi ve hak sahibine hakknn teslim edilmesi gerekir. O açdan<br />

mahkemece verilen kararn, öngörüldüğü şekilde icra edilmesi de hak<br />

arama hürriyetinin bir parçasdr, gereğidir. İşte hüküm uyuşmazlğ,<br />

farkl yarg kollarna mensup mahkemelerin ayn uyuşmazlk hakknda<br />

verdiği kararlar arasndaki çelişki nedeniyle icra edilmelerinin mümkün<br />

olmadğ, hak sahibinin hakknn yerine getirilmesi konusunda yollarn<br />

tkandğ bir noktada devreye girerek, düğümü açmaktadr. İki mahkeme<br />

karar arasndaki çelişkiyi hukuka uygun olarak gidermekte, icras<br />

mümkün bir karar verilmektedir; böylece ilgili tarafn hakknn yerine<br />

getirilmesi sağlanarak hak arama hürriyeti gerçekleştirildiği gibi,<br />

Pekcantez, Hakan: Yarg Reformu Yaplmasn Gerektiren Nedenler: İz. BD 1995/4,<br />

s.104. (Pekcantez – Yarg Reformu); Donnelly, Jack: Teoride ve Uygulamada Evrensel<br />

İnsan Haklar (Türkçesi: Mustafa Erdoğan/Levent Korkut) Ankara 1995, s.35 vd.<br />

12 Ylmaz, Ejder: Hukuk Davalar Bakmndan Adalet Hizmetlerinin İyileştirilmesi İhtiyac<br />

ve Yaplmas Gerekenler: SÜHFD, Prof. Dr. Şakir Berki’ye Armağan, 1996/1-2, s.58<br />

(Ylmaz - İyileştirme ).<br />

- 10 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

mahkeme kararlarnn icras sağlanarak da hukuk devleti ilkesine<br />

hizmet edilmiş olmaktadr.<br />

Hüküm uyuşmazlğ hallerinde, hakkn yerine getirilmesi mümkün<br />

olmadğndan, bu durumun bir an önce hukuka uygun olarak<br />

çözümlenmesi, hukuka duyulan güvenin sarslmamas açsndan da<br />

zorunludur. Aksi takdirde, hukuka duyulan güven sarslacağ gibi, bu<br />

durum hukuktan kaçşa, hukuka aykr alternatif yollarn aranmasna<br />

da neden olabilir.<br />

V. HÜKÜM UYUŞMAZLIĞININ ORTAYA ÇIKTIĞI ALANLAR<br />

A. Genel Olarak<br />

Hüküm uyuşmazlğ yukarda ifade edildiği üzere, farkl yarg kollarna<br />

mensup mahkemelerin konusu, sebebi ve taraflarndan en az biri ayn<br />

olan bir davann esas hakknda çelişik kararlar vermeleri halinde<br />

hakkn yerine getirilmemesi halinde ortaya çkmaktadr 13 . Bu açdan<br />

bakldğnda, hüküm uyuşmazlğnn türlerinden söz edilmemesi<br />

gerekir 14 . Zira ortada bir tek hüküm uyuşmazlğ vardr. Hüküm<br />

uyuşmazlğn düzenleyen UMK m. 24 ve 25’e baktğmzda “hukuk<br />

alanndaki hüküm uyuşmazlklar” ve “ceza alanndaki hüküm<br />

uyuşmazlklar”ndan söz edildiğini görüyoruz. Şu halde, hüküm<br />

uyuşmazlğnn, hukuk alannda ve ceza alannda olmak üzere iki<br />

alanda ortaya çkabildiği kabul edilmelidir. Aslnda bu iki alandaki<br />

hüküm uyuşmazlğnn, karakteristik özellikleri itibariyle birbiriyle<br />

paralellik gösterse de, baz yönlerden aralarnda farkllklar vardr. Bu<br />

farkllklar, hukuk ve ceza yarglamalarnn amacndan ve yapsndan<br />

kaynaklanmaktadr.<br />

2247 sayl UMK’nundan önce yürürlükte olan, 1945 tarihli ve 4788<br />

sayl Kanun’da sadece hukuk uyuşmazlklarnda görev ve hüküm<br />

uyuşmazlğ kabul edilmiş, Uyuşmazlk Mahkemesinin görev alan da<br />

sadece hukuki uyuşmazlklarla snrlandrlmşt; ceza uyuşmazlklar<br />

kapsam dş braklmşt. 2247 sayl Kanun’un kabulü ve Uyuşmazlk<br />

Mahkemesinin görev alanna ceza uyuşmazlklarnn da dahil edilmesiyle,<br />

ceza yarglamas alannda karşlaşlan görev ve hüküm uyuşmazlğna<br />

ilişkin skntlar giderilmiş oldu.<br />

B. Hukuk Alanndaki Hüküm Uyuşmazlklar<br />

Hukuk alannda doğan hüküm uyuşmazlklar ifadesi ile ceza<br />

alannda doğan hüküm uyuşmazlklarnn dşnda kalan diğer<br />

alanlar kastediyoruz. Bir başka ifade ile ceza alannda doğan hüküm<br />

13 Bkz. yuk D,I.<br />

14 Örneğin Bkz. Dinç s.6-7.<br />

- 11 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

uyuşmazlklarnn dşndaki diğer alanlar, hüküm uyuşmazlğ açsndan<br />

hukuk alan olarak kabul edilmelidir.<br />

Adli (hukuk mahkemeleri), idari ve askeri idari yarg alanndaki<br />

uyuşmazlklar hukuk uyuşmazlğ alanna dahildir.<br />

Hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlklarnda UMK m. 24,1 gereğince<br />

hukuk alanna dahil olan yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan,<br />

görevle ilgili olmakszn kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, ayn<br />

konuya ve sebebe ilişkin, taraflarndan en az biri ayn olan bir karar<br />

verilmiş olmas gerekir 15 .<br />

C. Ceza Alanndaki Hüküm Uyuşmazlklar<br />

Ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklar ise, adli (ceza mahkemeleri) ve<br />

askeri ceza yargs alanndaki hüküm uyuşmazlklarn ifade etmektedir.<br />

Ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklarnda, hukuk uyuşmazlğndan<br />

farkl olarak, sanğn, fiilin ve maddi olaylarn ayn olmas gerekmektedir.<br />

Ceza alannda da yine iki farkl yarg koluna mensup mahkemenin<br />

ceza uyuşmazlğnn esasna ilişkin farkl kararlar vermesi gereklidir 16 .<br />

D. Hukuki ve Cezai Uyuşmazlklarn Ayrdedilmesi<br />

Yukarda genel olarak belirtildiği üzere, hüküm uyuşmazlğ, hukuk<br />

ve ceza alanlarnda çkabilir. Hukuk alanndaki uyuşmazlklara<br />

Hukuk Bölümü, ceza alanndaki uyuşmazlklara da Ceza Bölümü<br />

bakar. Bu şekilde, uyuşmazlklar ve görevli bölümleri Kanundaki<br />

düzenlemeye ve uyuşmazlklarn niteliğine bağl olarak kolaylkla<br />

belirlemek mümkündür. Bu durum, özellikle, bir uyuşmazlğn hukuk<br />

alanna m, yoksa ceza alanna m girdiği konusunda tereddüt yoksa,<br />

bir zorluk arz etmez. Örneğin, asliye hukuk mahkemesinde görülen bir<br />

tazminat davas ile idare mahkemesinde görülen bir tam yarg (tazminat)<br />

davasnda, çok fazla tereddüt çkmayabilir. Ancak baz konular, bu<br />

kadar açk olmadğ, snrlar birbirine yakn olduğu için yahut bu<br />

konuda pek çok istisna bulunduğu için tereddüt doğurabilir. Bu gibi<br />

hallerde, Uyuşmazlk Mahkemesi tarafndan verilen ilke kararlar ile<br />

sorun aşlmaya çalşlmştr.<br />

Hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlklar, adli yarg alanndaki medeni<br />

yargya dahil mahkemelerde görülen özel hukuk ilişkilerinden doğan<br />

uyuşmazlklar, idarenin eylem ve işlemleri nedeniyle idari yarg<br />

mercilerinde açlan idari davalar, askeri idarenin eylem ve işlemleri<br />

15 Hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlklar aşağda ayrntl olarak ayrca incelenecektir,<br />

bkz. aşa. F.<br />

16 Ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklar aşağda ayrntl olarak ayrca incelenecektir,<br />

bkz. aşa.G.<br />

- 12 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

nedeniyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açlan idari davalar<br />

şeklinde belirlemek mümkündür. Ayrca, UMK m. 1,2 gereğince, “Özel<br />

kanun uyarnca hakeme başvurulmasnn zorunlu olduğu hallerde,<br />

eğer hakemlik görevi hakim tarafndan yerine getirilmiş ise bu merci,<br />

davann konusuna göre, yukardaki fkrada yazl adli veya idari yarg<br />

mercilerinden saylr.”<br />

Ceza alanndaki uyuşmazlklar ise, kanunlarla suç saylan fiillerin,<br />

Devletin kamu adna cezalandrma hakkna dayanarak, adli yarg<br />

alanndaki ceza mahkemeleri tarafndan yaplan yarglamalardr. Keza,<br />

Askeri Ceza Kanunu’nda öngörülen askeri suçlar nedeniyle askeri ceza<br />

mercilerinin baktklar davalar da, ceza alanna dahil uyuşmazlklardr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Genel Kurulunca verilen ilke kararnda ceza<br />

ve hukuk uyuşmazlklarnn ayrmna ilişkin olarak şu şekilde bir<br />

kriter getirilmiştir: “Ceza uyuşmazlklar” ibaresin den, savcnn ya<br />

da şahsi davacnn talebiyle başlayan yarglanmas sonunda sanğn<br />

mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve<br />

adli ceza mahkemeleri arasnda çkan görev ve hüküm uyuşmazlklarnn<br />

anlaşlmas, bunun dşnda kalan tüm görev uyuşmazlklarnn “hukuk<br />

uyuşmazlğ” saylmas gerektiği sonucuna varlmaktadr.” 17<br />

Bu ilke kararnda ayrca idari yaptrmlarn ve bunlara ilişkin davalarn<br />

genel olarak hukuki uyuşmazlk saylmas gerektiği ve buna bağl olarak<br />

gerek görev, gerekse hüküm uyuşmazlklarnn Hukuk Bölümünde<br />

karara bağlanmas gerektiği kabul edilmiştir. Ancak, idare tarafndan<br />

verilen cezalara karş, özellikle idari para cezas ve mülkiyetin kamuya<br />

geçirilmesi cezalarna karş adli yargda, kural olarak sulh ceza<br />

mahkemesinde açlan davalarn, 5326 sayl Kabahatler Kanunu da<br />

dikkate alnarak tekrar değerlendirilmesi, hukuki nitelikleri de göz<br />

önünde bulundurularak ceza uyuşmazlğ saylmas ve buna bağl<br />

olarak ortaya çkan görev ve hüküm uyuşmazlklarnn Ceza Bölümünce<br />

karara bağlanmas uygun olur.<br />

VI. HUKUK ALANINDA ÇIKAN HÜKÜM UYUŞMAZLIĞI<br />

A. Hukuk Alannda Hüküm Uyuşmazlğ Doğabilmesi İçin Gerekli<br />

Şartlar<br />

UMK m.24,1’de “1 nci maddede gösterilen yarg mercilerinden en az<br />

ikisi tarafndan, görevle ilgili olmakszn kesin olarak verilmiş veya<br />

kesinleşmiş, ayn konuya ve sebebe ilişkin, taraflarndan en az biri ayn<br />

olan ve kararlar arasndaki çelişki yüzünden hakkn yerine getirilmesi<br />

17 UM Genel Kurul İlke Karar, 11.7.1988, E.1988/1, K. 1988/1 (RG 13 Ekim 1988,<br />

S.19958).<br />

- 13 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

olanaksz bulunan hallerde hüküm uyuşmazlğnn varlğ kabul edilir.”<br />

denilerek, hukuk alannda hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için<br />

gerekli şartlar esas itibariyle saylmştr. Şimdi, UMK m. 24,1 hükmü<br />

ve yukarda yapmş olduğumuz tanm 18 çerçevesinde, söz konusu<br />

alanda hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için gerekli şartlar biraz<br />

daha yakndan inceleyeceğiz. Belirtmek gerekir ki, bu şartlar kümülatif<br />

olup, hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için tümünün gerçekleşmesi<br />

gerekir.<br />

1. Adli, İdari veya Askeri Yarg Mercilerinden En Az İkisinde Açlmş<br />

İki Dava Bulunmaldr<br />

UMK m. 24,1’de, 1. maddeye atf yaplarak, orada gösterilen yarg<br />

mercileri arasnda hüküm uyuşmazlğnn çkabileceği kabul edilmiştir.<br />

UMK m. 1’de ise, adli, idari ve askeri yarg mercilerinden söz edilmiştir.<br />

Şu halde, hüküm uyuşmazlğnn çkabilmesi için bu yarg mercilerinden<br />

en az ikisinde ayr ayr açlmş davalar bulunmaldr.<br />

Aralarnda, hukuki alanda hüküm uyuşmazlğnn çkabileceği adli, idari<br />

ve askeri yargya dahil mahkemeleri şu şekilde belirlemek mümkündür:<br />

Adlî yarg, Medeni Yarg:<br />

İlk derece mahkemeleri (5235 s. K. m.4):<br />

- Genel Mahkemeler: Sulh hukuk mahkemeleri ve asliye hukuk<br />

mahkemeleri,<br />

- Özel Mahkemeler: Asliye ticaret mahkemeleri, iş mahkemeleri, kadastro<br />

mahkemeleri, aile mahkemeleri, icra mahkemeleri, tüketici mahkemeleri,<br />

fikri ve snai haklar hukuk mahkemeleri, denizcilik ihtisas mahkemeleri,<br />

İkinci derece mahkemeler: Bölge adliye mahkemeleri (5235 s.K.<br />

m.3;25 vd.) 19 ,<br />

En üst mahkeme: Yargtay.<br />

İdari yarg: İlk derece mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi<br />

mahkemeleri (2576 s.K. m.2),<br />

İkinci derece mahkemeler: Bölge idare mahkemeleri (2576 s.K.m.2),<br />

En üst mahkeme: Danştay.<br />

18 Bkz. yuk . D,I.<br />

19 Bölge adliye mahkemeleri, 5235 sayl Kanunla (m.3)kurulmuş olup faaliyete<br />

geçecekleri tarih ayrca duyurulacaktr (5235 s.K. Geçici m. 2); ancak henüz faaliyete<br />

geçirilmemiştir.<br />

- 14 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Askerî idari yarg: Askeri Yüksek İdare Mahkemesi.<br />

Ayrca, UMK m.1,2 gereğince özel kanun (3533 s.K.) uyarnca hakeme<br />

başvurulmasnn zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi<br />

hakim tarafndan yerine getirilmiş ise bu merci, davann konusuna<br />

göre, yukarda belirtilen adli veya idari yarg mercilerinden saylr. O<br />

nedenle, bu şekilde verilen hakem karar ile yukarda belirtilen diğer<br />

mahkemeler arasnda, hüküm uyuşmazlğ çkarsa, bunlar da hukuk<br />

uyuşmazlğ olarak kabul edilmelidir.<br />

Açlan davalar, farkl yarg kollarna mensup mahkemeler, yani adli,<br />

idari veya askeri mahkemelerde açlmş olmaldr. Buna göre örneğin,<br />

adli yargya dahil asliye hukuk mahkemesi ile idari yargya dahil<br />

idare mahkemesi arasnda hüküm uyuşmazlğ çkabilir. Ayn yarg<br />

koluna mensup iki mahkemede, örneğin adli yargya dahil sulh hukuk<br />

ve asliye hukuk mahkemesinde davalar açlmşsa, bu iki mahkeme<br />

arasnda hüküm uyuşmazlğ çkmaz. Ayn yarg koluna mensup iki<br />

mahkeme arasnda farkl hükümler verilirse; bu durum, temyiz süreleri<br />

henüz dolmamşsa, o yarg kolundaki yüksek mahkeme tarafndan<br />

(istinaf veya temyiz) kanun yoluna başvurularak giderilebilir. Her iki<br />

karar da kesinleşmişse bu takdirde yarglamann yenilenmesi yoluna<br />

başvurularak, kararlardan birinin kaldrlmas sağlanr.<br />

Adli, idari veya askeri yarg mercileri olarak, o yarg alannda görev<br />

yapan ve yukarda saylan mahkemelerde dava açlmaldr. Mahkemede<br />

değil de, idari bir makama başvuruda bulunulmuşsa, başvurulan idari<br />

makam ile mahkeme arasnda hüküm uyuşmazlğ çkmaz.<br />

Adli, idari veya askeri yargya yaplan başvuru, somut bir talebe yönelik,<br />

dava şeklinde olmaldr. Mahkemelerden birine yaplan başvuru dava<br />

şeklinde değilse, böyle bir başvuru, hüküm uyuşmazlğna temel teşkil<br />

edemez.<br />

2. Her İki Yarg Merciinde Açlan Davalarda Verilen Kararlar<br />

Uyuşmazlğn Esasna İlişkin Olmaldr<br />

UMK m. 24,1’de, bu şart, “görevle ilgili olmakszn… verilmiş kararlar”,<br />

şeklinde ifade edilmiştir. Maddede her ne kadar, görevle ilgili olmakszn<br />

verilmiş kararlardan söz edilmişse de, bu durumu, sadece göreve<br />

ilişkin kararla snrlandrmak doğru olmaz. “Görevle ilgili olmakszn”<br />

ifadesini öncelikle, usule ilişkin bir kararla dava sona erdirilmemiş<br />

olmaldr şeklinde anlamak kanaatimce daha doğru olur. O nedenle<br />

de, sadece görevsizlik karar değil, usule ilişkin davaya sona erdiren<br />

diğer kararlar örneğin yetkisizlik karar, davann açlmamş saylmas<br />

karar, dava şartlarnn bulunmamas nedeniyle verilen red karar gibi<br />

kararlar da bu kapsamda kabul edilmelidir. Bu duruma bağl olarak,<br />

- 15 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

davalardan biri usule ilişkin bir kararla sona erdirilmişse, verilen bu<br />

karar hüküm uyuşmazlğna temel teşkil edemez. Şu halde, her iki<br />

mahkemede uyuşmazlğn esasna girmeli ve esas hakknda bir karar<br />

vermiş olmaldr 20 .<br />

Davann esasna ilişkin karar ret şeklinde olabileceği gibi, kabul şeklinde<br />

de olabilir. Davann kabul edilmesinin veya reddedilmesinin bu açdan<br />

önemi yoktur. Önemli olan, iki mahkemenin karar arasnda çelişki<br />

olmas ve bu çelişki nedeniyle, kararlardan biri lehine, diğeri aleyhine<br />

olan tarafn hakknn yerine getirilmesinin mümkün olmamasdr.<br />

3. Her İki Yarg Merci Tarafndan Verilen Kararlar Kesinleşmiş<br />

Olmaldr<br />

Hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için farkl yarg kollarna mensup<br />

mahkemelerce verilen her iki kararnda kesinleşmiş olmas gerekir 21 .<br />

Bu husus, UMK m. 24,1’de, “… kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş<br />

… kararlar…” şeklinde ifade edilmiştir. Hüküm uyuşmazlğna temel<br />

teşkil edecek kararlardan birinin kesinleşmiş olmas yeterli değildir,<br />

her iki kararn da ayr ayr kesinleşmiş olmas gereklidir.<br />

Bilindiği gibi mahkeme kararlarnn kesinleşmesi ile şekli anlamda<br />

ve maddi anlamda kesinleşmeden söz edilebilmektedir 22 . Burada,<br />

hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi açsndan aranlan kesinlik şekli<br />

anlamda kesinliktir. Verilen kararlar şekli açdan çeşitli şekillerde<br />

kesinleşebilir. Buna göre, verilen karara karş kanun yolu açk değilse<br />

verildiği anda; kanun yolu açk ama gidilmezse, kanun yoluna başvuru<br />

süresinin dolamasyla; kanun yolu açk gidilir ve talep reddedilirse<br />

bu tarihte kesinleşir. Uyuşmazlk Mahkemesi tarafndan da her iki<br />

kararn kesinleşmiş olmas titizlikle aranmaktadr.<br />

4. Her İki Yarg Merci Tarafndan Verilen Kararlarn Konularnn,<br />

Sebeplerinin ve Taraflarndan da En Az Birinin Ayn Olmas<br />

Farkl yarg kollarna mensup mahkemelerin verdikleri kararlar arasnda<br />

hüküm uyuşmazlğnn çkabilmesi için, her iki kararn konularnn,<br />

sebeplerinin ayn olmas, taraflarndan da en az birinin ayn olmas<br />

gerekmektedir. Bu husus UMK m. 24,1’de “…ayn konuya ve sebebe<br />

ilişkin, taraflarndan en az biri ayn olan … kararlar…” şeklinde<br />

ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi hükümde, iki kararn konularnn ve<br />

sebeplerinin ayn olmas aranmş, ancak taraflar için ayniyet biraz daha<br />

20 Kuru-HMU 1, s.774.<br />

21 Dinç s.10.<br />

22 Kuru, Baki /Arslan, Ramazan/Ylmaz, Ejder: Medenî Usul Hukuku Ders Kitab, 22.B.,<br />

Ankara 2011, s.685 vd.; Gürdoğan, Burhan: Medenî Usul Hukukunda Kesin Hüküm<br />

İtiraz, Ankara 1960, s. 13 vd.<br />

- 16 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

yumuşatlmş, her iki davann taraflarnn ayn olmas aranmamş,<br />

taraflarndan en az birinin ayn olmas yeterli görülmüştür.<br />

UMK m.24’ün, 2592 sayl Kanunla değiştirilmesinden önce, “en az<br />

davaclarnn ayn olmas” aranyorken, yaplan değişiklikle “taraflarndan<br />

en az birinin ayn olmas” öngörülmüştür. Yaplan değişikliğin, isabetli<br />

olduğu kabul edilmektedir 23 . Yaplan değişiklikle taraflarn ayniyeti<br />

açsndan kapsam biraz daha genişletilmiştir. Gerçekten, değişiklikten<br />

önce, her iki tarafn ayn olmas yahut en az davaclarn ayn olmas<br />

aranyorken, değişiklikten sonra her iki tarafn ayn olmas veya en<br />

az davaclarn yahut davallarn ayn olmas da yeterli olabilecektir.<br />

Bu durum da, hüküm uyuşmazlğna başvurmay kolaylaştrmakta ve<br />

kapsam biraz daha genişletmektedir.<br />

Belirtmek gerekir ki, her iki kararn konularnn, sebeplerinin ayn<br />

olmas ve taraflarndan da en az birinin ayn olmas şart, kesin hüküm<br />

itiraz (HMK m. 303) ve derdestlik itiraznn (HMK m.114,1/) ileri<br />

sürülebilmesi için aranan, davalarn konularnn, sebeplerinin ve<br />

taraflarnn ayn olmas şartna benzemektedir. Ancak, kesin hüküm<br />

ve derdestlik için her 3 unsurunda ayn olmas aranrken, hüküm<br />

uyuşmazlğ için, taraflarn her iki kararda da ayn olmas aranmamş,<br />

sadece bir tanesinin ayn olmas yeterli görülmüştür. Bununla birlikte,<br />

medeni usul hukukundaki kesin hüküm ve derdestlik için aranan<br />

davalarn konularnn ve sebeplerinin ayn olmasndaki kstaslar<br />

burada da uygulama alan bulabilir. Ancak, hüküm uyuşmazlğnn<br />

amac ve niteliği ile kesin hükmün ve derdestliğin niteliği ve amac farkl<br />

olduğundan, söz konusu kstaslar, medeni usul hukukundaki gibi<br />

çok sk uygulamak hüküm uyuşmazlğnn amac ile bağdaşmayabilir.<br />

Zira, kesin hüküm itiraznn amac, daha önce görülmüş ve karara<br />

bağlanmş bir davann tekrar görülmesini engellemek 24 , derdestliğin<br />

amac da 25 benzer şekilde halen görülmekte olan bir davann tekrar<br />

açlp görülmesine engel olmaktr. Buna karşlk, hüküm uyuşmazlğnn<br />

amac, yukarda incelendiği şekilde, farkl yarg kollarna mensup<br />

mahkemeler tarafndan verilen kararlar arasndaki çelişki nedeniyle<br />

hakkn yerine getirilmesinin mümkün olmamas halinde, çelişkinin<br />

giderilerek, hakkn yerine getirilmesini sağlamaktr. O nedenle de,<br />

hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurmak için kararlarn konularnn ve<br />

sebeplerinin ayniyeti için tatbik edilecek kstaslar biraz daha esnek<br />

tutmak hüküm uyuşmazlğnn amacna uygun bir davranş olacaktr.<br />

Nitekim kanun koyucu da, bu düşünce ile taraflarn her ikisinin de<br />

23 Dinç s.10.<br />

24 Bkz. Gürdoğan s. 60 vd.<br />

25 Bkz. Tanrver, Süha: Medeni Usul Hukukunda Derdestlik İtiraz, Ankara 1998, s.18<br />

vd.<br />

- 17 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

ayn olmasn aramamş, bir tanesinin ayn olmasn yeterli görmüştür.<br />

Benzer şekilde, yukarda temas edildiği üzere, 2592 sayl Kanunla<br />

yaplan değişiklikten önce, en az davaclarn ayn olmas aranyorken,<br />

yaplan değişiklikle, kapsama daval da dahil edilmiş ve taraflardan<br />

en az birinin ayn olmas yeterli görülmüştür. Hüküm uyuşmazlğ<br />

açsndan aranan husus, her iki kararda taraflardan en az birinin<br />

ortak olmas, yani her ikisinde de yer almasdr. Her iki kararda da<br />

yer alan tarafn, davalardaki davac veya daval konumu farkl olabilir.<br />

Taraflarn ayn olup olmadğ araştrlrken, taraflarn fiziki ayniyetine<br />

değil, hukuki ayniyetine dikkat edilmelidir 26 .<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi tarafndan da bu unsurlar incelenirken, hüküm<br />

uyuşmazlğnn amac dikkate alnarak, hakkn yerine getirilmesinin<br />

engellenip engellenmediği göz önünde bulundurulmaktadr.<br />

Hüküm uyuşmazlğ için yaplan başvurularn, büyük bir ksm kararlarn<br />

konularnn, sebeplerinin ve taraflarndan en az birinin ayn olmas<br />

şartnn gerçekleşmemesi nedeniyle reddedilmektedir.<br />

5. Her İki Yarg Merci Tarafndan Verilen Kararlar Arasndaki<br />

Çelişki Yüzünden Hakkn Yerine Getirilmesinin Mümkün Olmamas<br />

Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil edecek farkl yarg mercileri<br />

tarafndan verilen kararlar arasnda çelişki bulunmaldr ve bu çelişki<br />

nedeniyle hakkn yerine getirilmesi, bir diğer ifade ile kararlarn icras<br />

mümkün olmamaldr (UMK m. 24,1).<br />

Kararlar arasndaki çelişki çeşitli şekillerde ortaya çkabilir. Kararlar<br />

arasnda çelişki genellikle, davac tarafndan ileri sürülen talebin bir<br />

mahkeme tarafndan kabulü, diğer mahkeme tarafndan reddi halinde<br />

çkabilir. Ancak bu halin dşnda başka şekillerde de kararlar arasnda<br />

çelişki olmas mümkündür.<br />

Farkl yarg mercileri tarafndan verilen kararlar arasnda çelişki<br />

bulunmas hüküm uyuşmazlğ için yeterli değildir, UMK m. 24,1<br />

gereğince, ayrca bu çelişki nedeniyle hakkn yerine getirilmesi de<br />

mümkün olmamaldr 27 .<br />

6. Hukuki Yarar Bulunmas<br />

Hüküm uyuşmazlğna başvuruda bulunurken, başvurucunun hukuki<br />

yararnn bulunmasna ilişkin şart, UMK’ nunda ayrca belirtilmemiştir.<br />

Ancak, Kanunda belirtilmemiş olmas, başvurucunun başvuruda<br />

bulunurken hukuki yararnn aranmayacağ anlamna gelmez. Hüküm<br />

26 Gürdoğan s.86.<br />

27 Dinç s.13.<br />

- 18 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

uyuşmazlğna başvuruda bulunurken başvurucunun, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesinden yardm, hukuki korunma istemede korunmaya değer<br />

bir yarar bulunmaldr 28 . Hüküm uyuşmazlğ yoluna başvuruda<br />

hukuki yarar olmayan kişinin, Uyuşmazlk Mahkemesini gereksiz<br />

yere meşgul etmesi beklenemez.<br />

7. Hüküm Uyuşmazlğ Yoluna Bir Kez Başvurulmas<br />

Hüküm uyuşmazlğ yoluna, ayn kararlar için taraflarn bir kez<br />

yahut daha fazla başvurulabileceği konusunda UMK’nunda herhangi<br />

bir hüküm bulunmamaktadr. Olumlu görev uyuşmazlğ çkarmaya<br />

ilişkin UMK m. 12,4’de, bir davada uyuşmazlk çkarlmas için yalnz<br />

bir kez başvurulabilir, denilmiştir. Bu hükmü, hüküm uyuşmazlğna<br />

da doğrudan uygulamak mümkün değildir. O nedenle de söz konusu<br />

hakkn bir kez kullanlabileceği konusunda kanunda herhangi bir<br />

hüküm olmadğ halde, bu konuda bir snrlama getirilmesi kural<br />

olarak uygun değildir. Bu durum, özellikle hakkn niteliği gereği birden<br />

fazla kullanlabilmesi halinde geçerlidir. Ancak, hakkn niteliğine<br />

göre birden fazla kullanlmas mümkün değilse yahut birden fazla<br />

kullanlmas halinde hak sahibinin hukuki yarar bulunmuyorsa, bu<br />

takdirde hakkn birden fazla kullanlmas mümkün olmamaldr.<br />

Belirtilen çerçevede hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurma hakk<br />

değerlendirildiğinde, hüküm uyuşmazlğ yoluna bir kez başvurulabileceği<br />

konusunda kanunda herhangi bir snrlama bulunmasa dahi, bu hakkn<br />

birden fazla kullanlmas mümkün değildir, hakkn niteliği birden fazla<br />

kullanmaya uygun değildir. O nedenle, hakkn bir kez kullanlabileceği<br />

konusunda snrlama getirilmesi, taraflarn bu konudaki hakkn<br />

zedelemez, hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurma hakknn niteliğine<br />

uygundur.<br />

B. HÜKÜM UYUŞMAZLIĞINA BAŞVURU<br />

1. Kimler Başvurabilir<br />

Hüküm uyuşmazlğ yoluna kimin başvurabileceği konusu ile ilgili<br />

olarak UMK m.24,3’te “İlgili kişi veya makam Uyuşmazlk Mahkemesine<br />

başvurarak hüküm uyuşmazlğnn giderilmesini istiyebilir. Bu halde<br />

olumsuz görev uyuşmazlğnn çkarlmas ile ilgili 15 ve 16 nc<br />

maddelerdeki usul kurallar uygulanr” hükmüne yer verilmiştir.<br />

Buna göre, öncelikle hukuk alannda çkan hüküm uyuşmazlğnn<br />

giderilmesi için mahkemeler re’sen başvuramazlar. İlgililerin talepte<br />

bulunmas gereklidir 29 ; talep olmadan hüküm uyuşmazlğna<br />

28 Karş. Kuru/Arslan/Ylmaz – Usul s.261.<br />

29 Dinç s.19.<br />

- 19 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

baklamaz. Nitekim, uygulanacak usul konusunda atf yaplan UMK<br />

m. 15’de, başvuru konusunda ceza dşndaki diğer davalarda, yani<br />

hukuk alanndaki uyuşmazlklarda taraflardan birinin istemi üzerine<br />

başvurunun yaplabileceği açkça belirtilmiştir. Şu halde hukuk alannda<br />

çkan hüküm uyuşmazlklarnn giderilmesi için talepte bulunulmas<br />

gereklidir. Uyuşmazlk Mahkemesi de bir hüküm uyuşmazlğna re’sen<br />

el koyup çözümleyemez.<br />

UMK m.24,3’deki “ilgili kişi veya makam” ifadesindeki, “kişi” ibaresi<br />

gerçek ve tüzel kişileri ifade ederken, “makam” ibaresi de resmi kurum<br />

ve kuruluşlar, hukuk davalar açsndan kamu düzenini ilgilendiren<br />

konularda Cumhuriyet başsavclğn da ifade etmelidir.<br />

İlk karardan veya ikinci karardan hakk etkilenen ve o nedenle hakknn<br />

yerine getirilmesi mümkün olmayan taraf, hüküm uyuşmazlğ yoluna<br />

başvurabilir.<br />

Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil edecek kararlarn çelişkili olmas<br />

nedeniyle hakk yerine getirilemeyen kimselerin yannda, davalardan<br />

birinin taraf olup ta, hakk yerine getirmekle yükümlü kişinin de<br />

hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurmakta hukuki yarar bulunabilir.<br />

2. Hüküm Uyuşmazlğ Başvurusu İçin Süre<br />

UMK’nunda, hüküm uyuşmazlğ yoluna ne zaman ve hangi süre içinde<br />

başvurulacağ konusunda açk bir hüküm yoktur. UMK m.24,3’de<br />

olumsuz görev uyuşmazlğna ilişkin 15 ve 16. maddelere atf yaplmştr.<br />

UMK m. 15’de de, olumsuz görev uyuşmazlğna, son görevsizlik kararnn<br />

kesinleşmesinden sonra başvurulabileceği belirtilmiştir. Atf yaplan bu<br />

hükümden hareketle hüküm uyuşmazlğ yoluna en erken, ikinci kararn<br />

kesinleşmesinden sonra başvurulabileceğini söylemek mümkündür 30 .<br />

Hüküm uyuşmazlğ yoluna ne zamana kadar yahut hangi süre içinde<br />

başvurulabileceği konusu da UMK’nunda düzenlenmemiştir. Hukuk<br />

devletinde, bir hak tannmş ise, bu hakkn hangi süre içinde kullanlacağ<br />

da düzenlenmelidir. Kural olarak bir hakkn süresiz olarak kullanm<br />

kabul edilemez. Bu durum, özellikle kamu düzenini ilgilendiren<br />

konularda daha da belirgindir. Hüküm uyuşmazlğnda da, farkl yarg<br />

kollarna mensup iki mahkeme tarafndan iki karar verilmiştir. Bu<br />

kararlar şekli açdan kesinleşmiştir ve maddi anlamda kesin hüküm<br />

de teşkil etmiş olabilirler. Bu şekilde kesinleşen kararlarn, kesin<br />

hüküm gücünün kaldrlmasnn kamu düzenini etkilediğinden kuşku<br />

yoktur. O nedenle hüküm uyuşmazlğ talebinin ileri sürülebilmesi için<br />

de, işin niteliğine uygun bir süre kabul edilmesi uygun olur.<br />

30 Kuru-HMU 1, s.776.<br />

- 20 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden alacak veya hak için on yllk<br />

zamanaşm süresini, hüküm uyuşmazlğ talebini ileri sürmek için<br />

azami bir süre olarak kabul etmek mümkündür. Bu süre, hüküm<br />

uyuşmazlğnda bulunan tarafn dayandğ hak hangi karara dayanyorsa,<br />

o kararn kesinleşmesinden itibaren başlatlmaldr. Bunun dşnda<br />

ayrca daha ksa bir hak düşürücü süre öngörmek isabetli olur. Örneğin<br />

ikinci kararn kesinleşmesinin öğrenilmesinden itibaren üç ay içinde<br />

hüküm uyuşmazlğ talebinde bulunulmas kabul edilebilir.<br />

3. Başvurunun Yaplmas<br />

Çelişkili kararlar nedeniyle hakk yerine getirilemeyen ilgili kişi veya<br />

makam, hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurmak istiyorsa bu başvurusunu<br />

yazl olarak, dilekçe ile yapmaldr 31 ; Uyuşmazlk Mahkemesindeki<br />

inceleme kural olarak dosya üzerinden yapldğndan, sözlü başvuru<br />

yaplamaz. Başvurucu dilekçesinde, karş tarafn kim olduğunu, çelişkili<br />

kararlarn nereden verildiğini, tarihini, numarasn, hangi konularda<br />

aralarnda çelişki bulunduğunu ve hangi hakknn bu çelişki nedeniyle<br />

yerine getirilemediğini belirtmelidir ve Uyuşmazlk Mahkemesinden<br />

hüküm uyuşmazlğ yolu ile bu çelişkinin giderilmesini istemelidir.<br />

Ayrca, dilekçeye dava dosyasnda bulunmayan başka bilgi ve belgeler<br />

varsa onlar da eklemelidir.<br />

Başvurucu, ikinci kararn kesinleşmesinden sonra, bu karar veren<br />

mahkemeye Uyuşmazlk Mahkemesine gönderilmek üzere dilekçesini<br />

vermelidir. Uyuşmazlk Mahkemesine başvuru herhangi bir vergi veya<br />

harca tabi değildir (UMK m.34).<br />

Hüküm uyuşmazlğ başvurusunu alan mahkeme, ilk karara ilişkin<br />

dava dosyasn da getirtmelidir (UMK m.15 kyasen). Daha sonra<br />

başvuru dilekçesini, davaya ilişkin kendi elindeki dosyay, ilk karara<br />

ilişkin dosyay dizi pusulasna bağlayp, bir müzekkere ile Uyuşmazlk<br />

Mahkemesine göndermelidir.<br />

C. Başvurunun Uyuşmazlk Mahkemesince İncelenmesi<br />

Hüküm uyuşmazlğna ilişkin başvurunun Uyuşmazlk Mahkemesine<br />

gelmesinden sonra, Uyuşmazlk Mahkemesi, dosyay ilk incelemeden<br />

geçirir. Bu incelemede, dosyada eksiklik olup olmadğ araştrlr,<br />

özellikle dava dosyalarnn gelip gelmediğine baklr. Dosyada eksiklik<br />

varsa tamamlatlr. Hüküm uyuşmazlğ talebi karş tarafa bildirilerek,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesince belirlenecek süre içinde cevap vermesi<br />

bildirilir. Karş taraf uygun görürse belirlenen süre içinde cevap verebilir.<br />

UMK m. 33 gereğince, yaplacak tebligat işlerinde 7201 sayl Tebligat<br />

Kanunu hükümleri uygulanr.<br />

31 Dinç s.19.<br />

- 21 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Dosyada eksiklik olmadğ, tekemmül ettiği anlaşlrsa, başvurunun ilk<br />

incelemesi yaplr. İlk inceleme aşamasnda yahut daha sonra gerekli<br />

görülen hallerde ilgili başsavclklardan görüş alnr 32 . Daha sonra,<br />

iddia edildiği şekilde olayda hüküm uyuşmazlğnn şartlarnn mevcut<br />

olup olmadğ araştrlr. Eğer mevcut olmadğ sonucuna varlrsa,<br />

uyuşmazlğn esas hakknda inceleme yaplmadan talebin reddine karar<br />

verilir. Hüküm uyuşmazlğ için yukarda belirtilen şartlarn tümünün<br />

mevcut olduğu tespit edilirse, hüküm uyuşmazlğnn bulunduğuna ve<br />

uyuşmazlğn esas hakknda inceleme yaplmasna karar verilerek,<br />

hüküm uyuşmazlğ talebi esastan incelenmeye başlanr. Uyuşmazlk<br />

Mahkemesinde talebin esas incelenirken uyulacak usul kurallar 2577<br />

sayl İdari Yarglama Usulü Kanunu’dur 33 (İYUK).<br />

İYUK m.17,18’e göre, yazl yarglama usulü tatbik edilir, yarglama<br />

kural olarak dosya üzerinden yaplr; ancak gerek görülürse duruşma<br />

yaplmasna karar verilir. Bununla birlikte duruşma medeni yargda<br />

olduğu gibi, yeni delilerin ileri sürülmesi için yaplmamaktadr; o nedenle<br />

duruşmada sözlü olarak tank dinlenmesi mümkün değildir 34 . İdari<br />

yargda re’sen araştrma ilkesi tatbik edilir (İYUK m. 20), mahkeme<br />

taraflarn getirdiği delillerle bağl olmayp, gerekli gördüğü başka<br />

bilgi ve belgeleri de toplayabilir; keşif yapabilir, bilirkişi dinleyebilir;<br />

bu işlemler için istinabe yoluna da başvurabilir. UMK m. 35’e göre<br />

“Uyuşmazlk Mahkemesi; incelediği işlerde, bütün organ, makam<br />

veya kuruluşlarla doğrudan doğruya yazşmaya girebilir ve onlardan<br />

her türlü bilgi veya belgeyi ya da belgelerin onanmş örneklerini<br />

isteyebilir. Bilgi veya belgenin verilmesinden, ancak 521 sayl<br />

Danştay Kanununda gösterilen şartlar altnda kaçnlabilir.”<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, belirtildiği şekilde hareket ederek hüküm<br />

uyuşmazlğn inceler. Dosya bir raportör tarafndan incelenerek, rapor<br />

hazrlanr. Hazrlanan bu rapor bağlayc olmayp, Heyete yardmc<br />

olmaya yöneliktir. Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü dosyay,<br />

Başkann belirleyeceği bir günde esastan görüşüp karara bağlar.<br />

Başkanla birlikte yedi kişiden oluşan Hukuk Bölümü, salt çoğunlukla<br />

karar verebilir.<br />

UMK m. 29 gereğince Uyuşmazlk Mahkemesi Genel Kurulunun<br />

verdiği ilke kararlar ile Başkann uygun göreceği Bölümlerin<br />

kararlar Resmi Gazetede yaymlanr. Buna göre, Hukuk Bölümünce<br />

hüküm uyuşmazlğna ilişkin olarak verilen kararlardan, Başkan<br />

32 Dinç s.19.<br />

33 UMK m.25,1’de her ne kadar 521 sayl Danştay Kanunu’na atf yaplmş ise de, bu<br />

Kanun 2575 s.K. m.96 ile yürürlükten kaldrldğndan, yaplan bu atf 2577 sayl<br />

İdari Yarglama Usulü Kanunu’na yaplmş saymak gereklidir.<br />

34 Gözler, Kemal: İdare Hukuku Dersleri, 10.B., Bursa 2010, s.844.<br />

- 22 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

tarafndan uygun görülenleri, Resmi Gazetede yaymlanmaktadr.<br />

Ayrca verilen kararlar Uyuşmazlk Mahkemesinin internet sitesinde<br />

de yaynlanmaktadr.<br />

D. Esas Hakknda Karar Verilmesi<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi.. yaptğ inceleme sonunda 1- Hüküm<br />

uyuşmazlğ talebinin reddi, 2 – Hüküm uyuşmazlğ talebinin kabulü<br />

kararlarn verebilir.<br />

1. Hüküm Uyuşmazlğ Talebinin Reddi<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, …. yapmş olduğu inceleme sonunda, yukarda<br />

incelemiş olduğumuz hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için gerekli<br />

şartlardan biri veya birkaçnn eksik olduğunu tespit ederse, bu takdirde<br />

talebin reddine karar verir. Uyuşmazlk Mahkemesince verilen red<br />

kararnn, diğer mahkemelerce verilen ve aralarnda hüküm uyuşmazlğ<br />

olduğu iddia edilen kararlara herhangi bir etkisi yoktur. Her iki karar<br />

da kesinleşmiş olduğundan, kararlar doğrultusunda hareket edilir ve<br />

gereği yerine getirilir.<br />

Talebin reddi halinde, Uyuşmazlk Mahkemesince talebi reddedilen<br />

tarafa ayrca herhangi bir harç ve gider yükletilmediği gibi, karş taraf<br />

kendisini avukatla temsil ettirmiş olsa dahi, karş taraf lehine vekalet<br />

ücretine de hükmedilmemektedir. Ancak, karş taraf kendisini avukatla<br />

temsil ettirmişse, karş taraf lehine Avukatlk Asgari Ücret Tarifesi<br />

gereğince maktu vekalet ücreti takdir edilmesi uygun olur.<br />

2. Hüküm Uyuşmazlğ Talebinin Kabulü<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi yapmş olduğu inceleme sonunda, hüküm<br />

uyuşmazlğ için gerekli olan şartlarn tümünün mevcut olduğunu<br />

tespit ederse, hüküm uyuşmazlğnn mevcut olduğuna karar verir.<br />

Bundan sonra, hüküm uyuşmazlğnn ne şekilde giderileceği konusu<br />

incelenir. Burada Uyuşmazlk Mahkemesi iki şekilde hareket edebilir:<br />

a– Hüküm Uyuşmazlğna Temel Teşkil Eden Kararlardan Birinin<br />

Kabulü, Diğerinin Kaldrlmas<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, hüküm uyuşmazlğnn esas kapsamnda her<br />

iki mahkeme kararn da inceledikten sonra, bu kararlardan birini<br />

doğru bulup, orada getirilen gerekçeleri, varlan sonucu benimseyebilir<br />

ve hüküm uyuşmazlğnn bu karar doğrultusunda çözümlenmesine<br />

karar verir. Bu şekilde kararlardan birinin tümüyle kabulü şeklinde<br />

hüküm uyuşmazlğ çözümlendiğinde, diğer kararn kaldrlmasna<br />

karar verilmektedir.<br />

İlk derece mahkemesi kararnn Uyuşmazlk Mahkemesince kaldrlmas<br />

- 23 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

ile birlikte, o karar artk yok saylacağndan, kararn daha önce<br />

doğurmuş olduğu hüküm ve sonuçlarn da ortadan kalkmas gereklidir.<br />

Bu bağlamda kararn gerek şekli anlamda kesinleşmesi ile doğan<br />

sonuçlar, gerekse bu duruma bağl olarak maddi anlamda kesinliğe<br />

bağlanan sonuçlar da ortadan kalkmaldr.<br />

b- Hüküm Uyuşmazlğna Temel Teşkil Eden Kararlarn Her İkisinin<br />

de Kaldrlp Yeni Bir Karar Verilmesi<br />

Yaplan araştrma ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda, aralarnda<br />

hüküm uyuşmazlğ bulunan her iki kararda da getirilen çözüm<br />

Uyuşmazlk Mahkemesince doğru bulunmazsa, her iki kararn<br />

da kaldrlmas ve tümüyle yeni bir karar verilmesi mümkündür.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi ilk derece mahkemelerinin verdiği kararlarla<br />

bağl değildir. O nedenle de, onlarn dşnda farkl gerekçelerle farkl<br />

bir karar da verebilir.<br />

Böyle bir durumda, her iki karar da kaldrlp yeni bir karar verildiğinden,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesince verilen karar her iki kararn yerine hüküm<br />

ve sonuç doğuracaktr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesince verilen bu karar, kesinleşmekle birlikte,<br />

maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder ve kesin hükmün doğurduğu<br />

sonuçlar doğurur.<br />

E. Karara Karş Başvurulacak Yol Var Mdr<br />

UMK m. 29’a göre, Uyuşmazlk Mahkemesi Genel Kurulunun ve<br />

bölümlerin kararlar kesindir. Bu kapsamda Hukuk Bölümünün hüküm<br />

uyuşmazlğna ilişkin kararlarnn da kesin olduğu kabul edilmelidir.<br />

Burada amaçlanan kesinlikle, taraflarn kararn doğru olmadğn<br />

yahut hukuka aykr olduğunu düşünmeleri halinde, başvurabilecekleri<br />

temyiz, karar düzeltme gibi olağan bir kanun yolunun bulunmadğ<br />

ifade edilmek istenmiştir. Şu halde hüküm uyuşmazlğna ilişkin<br />

yarglama sonunda verilen karar, verildiği anda kesindir, bu karara<br />

karş başvurulabilecek olağan bir kanun yolu kabul edilmemiştir 35 .<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi tarafndan hüküm uyuşmazlğnn esasna<br />

ilişkin olarak verilen kararn maddi anlamda kesin hüküm gücüne sahip<br />

olup olmadğ konusunda bir ayrm yaplmaldr. Eğer Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi, hüküm uyuşmazlğ yarglamas sonunda uyuşmazlğa<br />

temel teşkil eden kararlardan birini benimseyip diğerini kaldrmşsa,<br />

bu karar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmemeli; buna karşlk<br />

hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden her iki karar da kaldrp,<br />

uyuşmazlğn esas hakknda yeni bir karar vermişse, Uyuşmazlk<br />

35 Dinç s.21.<br />

- 24 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Mahkemesince verilen bu karar şekli açdan kesinleşmekle birlikte,<br />

uyuşmazlğn esas hakknda maddi anlamda kesin hüküm de teşkil<br />

etmelidir. Maddi anlamda kesin hüküm teşkil eden bu karara karş<br />

yarglamann yenilenmesi yoluna başvurulabilmelidir.<br />

Ancak Uyuşmazlk Mahkemesi vermiş olduğu eski tarihli bir kararda<br />

yarglamann yenilenmesi talebini, kararn kesin olduğu gerekçesi ile<br />

kabul etmemiştir 36 .<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin, hüküm uyuşmazlğ yarglamas sonunda<br />

verdiği karara karş, İYUK m. 29 ve 30 gereğince açklama ve yanlşlklarn<br />

düzeltilmesi yoluna da başvurulabilmelidir.<br />

F. Örnek Karar<br />

Kara Harp Okulu Sistem Mühendisliğinde lisans öğrenimini 1998 ylnda<br />

tamamlayan davac, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü<br />

İşletme Anabilim Dal, Yönetim ve Organizasyon Bilim Dalndaki<br />

Yüksek Lisansn 2005 ylnda tamamlamş kendisine 1 yl lisansüstü<br />

öğrenim kdemi verilmiş; Ayn Anabilim Dal, İşletme Bilim Dalndaki<br />

yüksek lisansn da 2006 ylnda tamamlamştr.<br />

Davac 30.10.2006 tarihinde Yükseköğretim Kurulu Başkanlğna<br />

başvurarak, yandal uzmanlğnn ilave bir lisansüstü öğrenim olarak<br />

kabul edildiğine dair belgenin tarafna verilmesini talep etmiş; bu talebi<br />

Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlğnca, iki yüksek lisans öğreniminin<br />

farkl olmadğ gerekçesiyle reddedilmiştir. Davac bu kararn iptali<br />

ve okuduğu iki yüksek lisans öğreniminin birbirinden farkl olduğuna<br />

karar verilmesi ve yandal uzmanlğnn ilave bir lisans üstü öğrenim<br />

olarak kabul edildiğine dair belgenin tarafna verilmesi istemiyle<br />

Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlğna karş 6.2.2007 tarihinde idari<br />

yarg yerinde dava açmştr. Ankara 15. İdare Mahkemesi talebi kabul<br />

etmiş, iki alann farkl olduğuna karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.<br />

Davac daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanlğna verdiği 27.9.2006<br />

günlü dilekçesi ile, öğrenim kdeminin ve derece kdeminin yeni<br />

duruma göre yeniden görüşülmesini talep etmiş; talep, Subay Sicil<br />

Yönetmeliğinin 116/b maddesindeki şart taşmadğndan lisansüstü<br />

öğrenim kdemi verilmesine kanunen imkan bulunmadğ belirtilerek<br />

reddedilmiştir.<br />

Davac bu işlemin iptali istemiyle Milli Savunma Bakanlğ’na karş<br />

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlğnda 11.4.2007 tarihinde<br />

dava açmştr. AYİM 1. Dairesi iki alann farkl olmadğna kanaat<br />

getirerek talebi reddetmiştir.<br />

36 UM Hukuk Bölümü, 20.1.1968, E.1967/477, K.1968/164 (RG 1.6.1968, say 12913).<br />

- 25 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Bunun üzerine hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurulmuş, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesinin 8.4.2013 tarihli kararnda, AYİM 1. Dairesi kararnn,<br />

YÖK Başkanlğnn iki alann farkl olmadğ yönündeki önceki istikrarl<br />

görüşüne dayal olmas, Ankara 15. İdare Mahkemesi kararnn ise<br />

ilmi ve objektif verilere ya da bilirkişi mütalaasna dayanmayan salt<br />

bir hukuki değerlendirmeyle verilmiş olmasn dikkate alarak; Ankara<br />

15. İdare Mahkemesi kararnn usul ve kanuna uygun olmadğ, doğan<br />

hüküm uyuşmazlğnda AYİM 1. Dairesinin usul ve hukuka uygun olan<br />

kararnn esas alnmas ve Ankara 15. İdare Mahkemesinin kararnn<br />

kaldrlmas gerektiği kanaatine varlmştr 37 .<br />

VII. CEZA ALANINDA ÇIKAN HÜKÜM UYUŞMAZLIĞI<br />

A. Genel Olarak<br />

Yukarda açklandğ üzere 38 , adli yarg alanndaki ceza mahkemelerinde<br />

görülen ceza davalar ile askeri mahkemelerin askeri suçlara ilişkin<br />

baktklar davalar, ceza alanndaki uyuşmazlklar olarak belirlemek<br />

mümkündür. Ancak, idari yaptrmlar açsndan, daha önce ifade<br />

edildiği üzere, para cezalar ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi cezalar,<br />

yaplan itirazlar ve yarglamalar, ceza mahkemelerinde incelenmesine<br />

rağmen, bunlar Uyuşmazlk Mahkemesi tarafndan alnan 1988/1<br />

sayl ilke karar uyarnca ceza uyuşmazlğ değil, hukuk uyuşmazlğ<br />

kabul edilmektedir. O nedenle bu uyuşmazlklar, adli yargya dahil<br />

ceza mahkemelerince görülmelerine rağmen, hukuk uyuşmazlğ<br />

saylmaktadr.<br />

Ceza uyuşmazlklar, hukuk uyuşmazlklarndan, Uyuşmazlk Mahkemesi<br />

Genel Kurulunca verilen 1988/1 sayl ilke kararndaki kritere göre<br />

ayrt edilmektedir. Buna göre, “Ceza uyuşmazlklar” ibaresin den,<br />

savcnn ya da şahsi davacnn talebiyle başlayan yarglanmas<br />

sonunda sanğn mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek<br />

davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasnda çkan görev<br />

ve hüküm uyuşmazlklarnn anlaşlmas, bunun dşnda kalan tüm<br />

görev uyuşmazlklarnn “hukuk uyuşmazlğ” saylmas gerektiği”<br />

kabul edilmiştir 39 . Buna göre, ceza alanndaki uyuşmazlklar genel<br />

olarak, hukuk alanndaki uyuşmazlklarn dşndaki diğer uyuşmazlklar<br />

şeklinde ifade etmek mümkündür.<br />

B. Ceza Alannda Hüküm Uyuşmazlğ Doğabilmesi İçin Gerekli<br />

Şartlar<br />

UMK m.24,1’de “1 nci maddede gösterilen yarg mercilerinden en<br />

37 UM Hukuk Bölümü, 8.4.2013, E.2011/196, K.2013/468.<br />

38 Bkz. yuk. E,III.<br />

39 Bkz. yuk. dn. 17.<br />

- 26 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

az ikisi tarafndan, görevle ilgili olmakszn kesin olarak verilmiş<br />

veya kesinleşmiş, ayn konuya ve sebebe ilişkin, taraflarndan en<br />

az biri ayn olan ve kararlar arasndaki çelişki yüzünden hakkn<br />

yerine getirilmesi olanaksz bulunan hallerde hüküm uyuşmazlğnn<br />

varlğ kabul edilir.” denilerek, hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi<br />

için gerekli şartlar esas itibariyle saylmştr. Ancak, maddenin ikinci<br />

fkrasnda ceza uyuşmazlklar açsndan “ceza kararlarnda; sanğn,<br />

fiilin ve maddi olaylarn ayn olmas halinde hüküm uyuşmazlğ var<br />

saylr” hükmüne yer verilmiştir. Buna göre ceza alanndaki hüküm<br />

uyuşmazlklar açsndan hükmü şu şekilde anlamak gerekmektedir:<br />

“1 nci maddede gösterilen yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan,<br />

görevle ilgili olmakszn kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş,<br />

sanğn, fiilin ve maddi olaylarn ayn olmas halinde kararlar<br />

arasndaki çelişki yüzünden hakkn yerine getirilmesi olanaksz<br />

bulunan hallerde hüküm uyuşmazlğnn varlğ kabul edilir.”<br />

Ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklar açsndan hükmü bu şekilde<br />

anlayarak, bu alanda hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için gerekli<br />

şartlar belirleyebiliriz. Hukuk alannda olduğu gibi, belirlenen bu şartlar<br />

kümülatif olup, ceza alannda hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için<br />

de tümünün gerçekleşmesi gerekir.<br />

1– Adli veya Askeri Yarg Mercilerinden En Az İkisinde Açlmş<br />

İki Dava Bulunmaldr<br />

UMK m. 24,1’de, 1. maddeye atf yaplarak, orada gösterilen yarg<br />

mercileri arasnda hüküm uyuşmazlğnn çkabileceği kabul<br />

edilmiştir. UMK m. 1’de ise, adli, idari ve askeri yarg mercilerinden<br />

söz edilmiştir. Ceza alannda hüküm uyuşmazlğnn çkabilmesi için<br />

bu yarg mercilerinden adli veya askeri yarg mercilerinde ayr ayr<br />

açlmş davalar bulunmaldr. Ancak kanaatimce, idari para cezalar<br />

ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptrmlarda, itiraz<br />

ve yarglama 5326 sayl Kanunla sulh ceza mahkemelerine ve itiraz<br />

üzerine yaplacak incelemelerde asliye ceza mahkemelerine verildiğinden,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin 1988/1 sayl ilke kararndaki çözüm<br />

dikkate alndğnda, idare mahkemeleri ile sulh ceza mahkemeleri<br />

arasnda da hüküm uyuşmazlğ çkabilir. Nitekim uygulamada, bu<br />

iki mahkeme arasnda çok sayda görev uyuşmazlğ çkabilmektedir.<br />

Görev uyuşmazlğnn, özellikle olumlu göre uyuşmazlğnn çkabildiği<br />

hallerde, hüküm uyuşmazlğ da çkabilir.<br />

Aralarnda, ceza alanda hüküm uyuşmazlğnn çkabileceği adli ve<br />

askeri yargya dahil mahkemeleri şu şekilde belirlemek mümkündür:<br />

- 27 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Adlî yarg, Ceza Yargs:<br />

İlk derece mahkemeleri (5235 s. K. m.4):<br />

- Genel Mahkemeler: Sulh ceza mahkemeleri, asliye ceza hukuk<br />

mahkemeleri ve ağr ceza mahkemeleri,<br />

- Özel Mahkemeler: Çocuk Mahkemeleri, Basn Mahkemeleri (5187<br />

s.K. m.27).<br />

- İkinci derce mahkemeler: Bölge adliye mahkemeleri (5235 s.K.<br />

m.3;25 vd.) 40 ,<br />

En üst mahkeme Yargtay.<br />

Askeri Yarg: ilk derece mahkemeleri, askeri mahkemeler.<br />

Üst Mahkeme: Askeri Yargtay.<br />

5326 sayl Kabahatler Kanunu çerçevesinde idari para cezalar ve<br />

mülkiyetin kamuya geçirilmesi cezalar açsndan:<br />

İdari yarg: İlk derece mahkemeleri, idare mahkemeleri<br />

Adli yarg: Sulh ceza mahkemeleri.<br />

Açlan davalar, farkl yarg kollarna mensup mahkemeler, yani adli<br />

veya askeri mahkemelerde açlmş olmaldr. Ayn yarg koluna mensup<br />

iki mahkemede, örneğin adli yargya dahil sulh ceza ve asliye ceza<br />

mahkemesinde davalar açlmşsa, bu iki mahkeme arasnda hüküm<br />

uyuşmazlğ çkmaz.<br />

2– Her İki Yarg Merciinde Açlan Davalarda Verilen Kararlar<br />

Uyuşmazlğn Esasna İlişkin Olmaldr<br />

Bu şart, hukuk alannda doğan hüküm uyuşmazlklarnda olduğu<br />

gibi, ceza alannda doğan uyuşmazlklar için de aranmaldr. Bu şarta<br />

ilişkin olarak hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlklar için yaplan<br />

açklamalar 41 kural olarak burada da geçerlidir. O nedenle burada<br />

da, sadece görevsizlik karar değil, usule ilişkin davaya sona erdiren<br />

diğer kararlar örneğin yetkisizlik karar, takipsizlik karar, dava<br />

şartlarnn bulunmamas nedeniyle verilen red karar gibi kararlar<br />

da bu kapsamda kabul edilmelidir. Keza hükmün açklanmasnn<br />

ertelenmesi, esas çözümlemeyen hüküm olan durma, düşme de 42<br />

(CMK m.223) bu kapsamda değerlendirilmelidir.<br />

40 Bölge adliye mahkemeleri henüz faaliyete geçmemiştir, bkz yuk dn. 19.<br />

41 Bkz. yuk.dn. 19 civar.<br />

42 Özbek, Veli Özer / Kanbur, Nihat / Doğan,Koray / Bacaksz, Pnar / Tepe,İlker: Ceza<br />

Muhakemesi Hukuku, 2.B., Ankara 2011, s.769.<br />

- 28 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

3- Her İki Yarg Merci Tarafndan Verilen Kararlar Kesinleşmiş<br />

Olmaldr<br />

Hüküm uyuşmazlğnn doğabilmesi için farkl yarg kollarna mensup<br />

mahkemelerce verilen her iki kararn da kesinleşmiş olmas gerekir 43 .<br />

Bu husus, UMK m. 24,1’de, “… kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş…<br />

kararlar…” şeklinde ifade edilmiştir. Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil<br />

edecek kararlardan birinin kesinleşmiş olmas yeterli değildir, her<br />

iki kararn da kesinleşmiş olmas gerekir. Hukuk alanndaki hüküm<br />

uyuşmazlklarnda bu konuya ilişkin açklamalar, niteliğine uygun<br />

düştüğü ölçüde kural olarak burada da geçerlidir 44 .<br />

4- Her İki Yarg Merci Tarafndan Verilen Kararlarn Sanklarnn,<br />

Fiillerinin ve Maddi Olaylarnn Ayn Olmas<br />

Ceza alannda farkl yarg kollarna mensup mahkemelerin verdikleri<br />

kararlar arasnda hüküm uyuşmazlğnn çkabilmesi için, her iki kararn<br />

sanklarnn, fiillerinin ve maddi olaylarn ayn olmas gerekmektedir.<br />

Bu husus UMK m. 24,2’de “ceza kararlarnda; sanğn, fiilin ve maddi<br />

olaylarn ayn olmas halinde hüküm uyuşmazlğ var saylr” şeklinde<br />

ifade edilmiştir. Görüldüğü gibi hükümde, iki kararn sanklarnn<br />

(taraflarnn), fiillerinin (sebeplerinin) ve maddi olaylarnn (konularnn)<br />

ayn olmas aranmş 45 , ceza davasnn diğer unsurlar açsndan ayniyet<br />

aranmamştr.<br />

Sank, kovuşturmann başlamasndan itibaren hükmün kesinleşmesine<br />

kadar suç şüphesi altnda olan ve kendisine karş ceza davas yürütülen<br />

kişidir. Soruşturma aşamasnda suç şüphesi altnda bulunan kişi ise<br />

şüphelidir. Gerek şüpheli ve gerekse sank ancak gerçek kişiler olabilir 46 .<br />

Kanun koyucu, görüldüğü gibi, soruşturma evresindeki şüpheliyi esas<br />

almamş, kamu davasnn açlmasn belirleyici kabul edilerek, sanğn<br />

yani kendisine karş ceza davas yürütülen gerçek kişilerin her iki karar<br />

da ayn olmasn zorunlu görmüştür. Burada ayrca ceza davasnn<br />

sonunda mahkûmiyete karar verilmesi de esas alnmamştr. Zira<br />

mahkûmiyet esas alnsa idi, bu kez hükümlülerin ayn olmasndan<br />

söz edilmesi gerekirdi.<br />

Davada birden fazla sank varsa her biri açsndan, ayniyetin gerçekleşip<br />

gerçekleşmediği ayrca araştrlmaldr. Sanklardan bir ksm, hüküm<br />

uyuşmazlğ için başvurur, diğerleri başvurmazsa, bu duruma aşağda<br />

değinilecektir 47 .<br />

43 Dinç s.10.<br />

44 Bkz. yuk.F,I,3.<br />

45 Dinç s.18.<br />

46 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe s.210.<br />

47 Bkz. aşa. G,VII.<br />

- 29 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Taraflarn ayn olup olmadğ araştrlrken, hukuk uyuşmazlklarndan<br />

farkl olarak sanklarn fiziki ayniyetine dikkat edilmelidir. Buna<br />

göre, bir taraf ölmüşse, ölüm ile ceza ehliyeti sona ereceğinden, yerine<br />

mirasçlar geçmiş saylmaz.<br />

Kanunda ayrca her iki kararn maddi olaylarnn ayn olmas aranmştr.<br />

Burada, maddi olay ile kastedilen, sanğa isnat edilen ve yarglamaya<br />

konu edilen gerçekleşmiş veya gerçekleştiği iddia edilen vakalardr<br />

yahut hayat olaylardr.<br />

Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden her iki kararn fiillerinin de<br />

ayn olmas gereklidir. Fiillerin ayn olmas unsuru ile amaçlanan,<br />

sanğa isnat edilen maddi olaydaki Ceza Kanunu açsndan suç teşkil<br />

eden fiildir. Belirtmek gerekir ki, fiilin ayniyeti açsndan hüküm<br />

uyuşmazlğna temel teşkil eden kararlarda, ayn fiilin farkl şekillerde<br />

tavsif edilerek Ceza Kanunu’nun farkl maddeleri gereğince ceza tayin<br />

edilmesinin fiilin ayniyeti açsndan bir önemi yoktur. Önemli olan<br />

her iki kararda da sanğa isnat edilen ayn fiilin cezalandrmaya temel<br />

teşkil etmesi yahut her iki mahkemenin de ayn fiili esas alarak sanğ<br />

suçlu bulup mahkûm etmeleri veya beraat ettirmeleridir.<br />

Fiilin ayn olmas unsuru, yukarda incelenen maddi olaylarn ayn<br />

olmas unsuru ile bağlantl, hatta iç içe gözükmektedir. Aslnda,<br />

cezalandrmaya temel teşkil eden fiilin ayn olmas unsuru arandktan<br />

sonra, bundan başka bir de maddi olayn ayn olmasn aramak gereksiz<br />

görünmektedir. Zira her iki kararda da ayn olmas gereken fiil, maddi<br />

olayn ayn olmas unsurunun fonksiyonunu da üstelenebilir. Çünkü<br />

her ikisi de sonuçta ayn vakalara, hayat olaylarna yahut fiillere<br />

taallûk etmektedir.<br />

5- Her İki Yarg Merci Tarafndan Verilen Kararlar Arasndaki<br />

Çelişki Yüzünden Hakkn Yerine Getirilmesinin Mümkün Olmamas<br />

Hukuk alannda olduğu gibi, ceza alannda da hüküm uyuşmazlğna<br />

temel teşkil edecek farkl yarg mercileri tarafndan verilen kararlar<br />

arasnda çelişki bulunmaldr ve bu çelişki nedeniyle hakkn yerine<br />

getirilmesi, bir diğer ifade ile kararlarn icras mümkün olmamaldr<br />

(UMK m. 24,1).<br />

Kararlar arasndaki çelişki çeşitli şekillerde ortaya çkabilir; çelişkinin<br />

ne şekilde olduğunun önemi yoktur. Kararlar arasnda çelişki, sanğn<br />

bir mahkeme tarafndan beraatna karar verilirken diğer mahkeme<br />

tarafndan mahkûmiyetine karar verilmesi şeklinde ortaya çkabileceği<br />

gibi, iki mahkemenin de mahkûmiyet karar vermeleri halinde verilen<br />

mahkûmiyetlerin farkl olmas şeklinde de ortaya çkabilir. Her iki<br />

kararda beraat şeklinde ancak gerekçeleri farkl ise, iki karar arasnda<br />

- 30 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

çelişki bulunduğu kabul edilemez.<br />

Kararlar arasnda yukarda belirtildiği şekilde çelişki bulunmakla<br />

birlikte, bu çelişkiye rağmen kararlar icra edilebilmişse, bu takdirde,<br />

hüküm uyuşmazlğ yoluna gidilemez. Hüküm uyuşmazlğ, çelişki<br />

nedeniyle hakkn yerine getirilmesinin mümkün olmadğ hallerde<br />

başvurulan son bir çaredir. Hak bir şekilde yerine getirilmişse, srf<br />

kararlar arasndaki çelişkinin giderilmesi için hüküm uyuşmazlğ<br />

yoluna başvurulamaz.<br />

6– Hukuki Yarar Bulunmas<br />

Hukuk alannda olduğu gibi 48 , ceza alannda da hüküm uyuşmazlğna<br />

başvuruda bulunurken, başvurucunun hukuki yararnn bulunmas<br />

gereklidir.<br />

7 – Hüküm Uyuşmazlğ Yoluna Bir Kez Başvurulmas<br />

Hukuk alannda olduğu gibi 49 , ceza alannda doğan hüküm uyuşmazlklar<br />

için de Uyuşmazlk Mahkemesine bir kez başvurulabilmelidir.<br />

C. Hüküm Uyuşmazlğna Başvuru<br />

1– Kimler Başvurabilir<br />

Hüküm uyuşmazlğ yoluna kimin başvurabileceği konusu ile ilgili olarak<br />

UMK m.24,3’te “İlgili kişi veya makam Uyuşmazlk Mahkemesine<br />

başvurarak hüküm uyuşmazlğnn giderilmesini istiyebilir. Bu<br />

halde olumsuz görev uyuşmazlğnn çkarlmas ile ilgili 15 ve 16<br />

nc maddelerdeki usul kurallar uygulanr” hükmüne yer verilmiştir.<br />

Buna göre, öncelikle hüküm uyuşmazlğ yoluna ilgililer başvurabilir.<br />

Ayrca UMK m. 15’in uygulanmas nedeniyle, ikinci karar veren<br />

mahkemede doğrudan başvurabilir 50 , diğer mahkemelerin başvurmas<br />

48 Bkz. yuk. F,I,6.<br />

49 Bkz. yuk. F,I,7.<br />

50 Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümünün 22.12.1995 , E.1995/31, K.1995/35 sayl<br />

kararnda, hüküm uyuşmazlğnn giderilmesini isteyen olarak İzmit 15. Kolordu<br />

Komutanlğ Askeri Mahkemesi belirtilmiştir. Ancak karar metnine bakldğnda,<br />

kararn 2. Sayfasnda konuya ilişkin olarak şu ifadeleri görüyoruz:“ İzmit 15.<br />

Kolordu Komutanlğ Askeri Savclğnn: 31.8.1995 gün ve 1994/166 sayl<br />

yazs ile; Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.3.1995 gün ve E:1994/227,<br />

K:1995/170 sayl ve 15. Kolordu Komutanlğ, Askeri Mahkemesi’nin 25.4.1995<br />

gün ve 1995/97-159 sayl karar ile; sank K.B. hakknda ve ayn eylemi<br />

sebebiyle ayr ayr iki hüküm kurulduğu ve böylece; hüküm uyuşmazlğnn<br />

doğduğundan bahisle bu uyuşmazlğn giderilmesi için, askeri mahkemeye<br />

ait dosya Uyuşmazlk Mahkemesine gönderilmiş tir. Uyuşmazlk Mahkemesince<br />

istenmesi sonucu da; Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesinin anlan kararn kapsayan<br />

dosyas da gönderilmiştir.” Görüldüğü gibi, hüküm uyuşmazlğnn giderilmesi için<br />

İzmit 15. Kolordu Komutanlğ Askeri Mahkemesi değil, ayn Komutanlğn Savclğ<br />

başvurmuştur. O nedenle kararda, başvuran olarak Askeri Savclk yerine Askeri<br />

- 31 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

kabul edilmemiştir. Keza, Uyuşmazlk Mahkemesi de bir hüküm<br />

uyuşmazlğna re’sen el koyup çözümleyemez.<br />

UMK m.24,3’deki “ilgili kişi veya makam” ifadesindeki, “kişi” ibaresi<br />

gerçek ve tüzel kişileri ifade etmektedir; bu bağlamda sank, suçtan zarar<br />

gören -mağdur, malen sorumlu ve şikayetçi hukuki yararlar bulunmak<br />

kaydyla hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurabilirler. Hükümde geçen<br />

“makam” ibaresi de Cumhuriyet savclğn ifade etmektedir.<br />

2- Hüküm Uyuşmazlğ Başvurusu İçin Süre<br />

Ceza alannda da hüküm uyuşmazlğ başvurusu için kanunda herhangi<br />

bir süre öngörülmemiştir. Hukuk alanndaki uyuşmazlklarda süreye<br />

ilişkin olarak yaplan açklamalar 51 niteliğine uygun düştüğü ölçüde<br />

ceza alanndaki uyuşmazlklar için de geçerlidir. Tekrardan kaçnmak<br />

için atf yapmakla yetiniyoruz. Ancak, azami süre olarak ilamn tabi<br />

olduğu zamanaşm süresi yerine, ceza zamanaşmnn uygulanmas<br />

düşünülebilir.<br />

3- Başvurunun Yaplmas<br />

UMK m. 24,3, ile m.15 ve 16 çerçevesinde ceza alanndaki hüküm<br />

uyuşmazlklarnn giderilmesi için ilgililer başvuruda bulunabileceği<br />

gibi, son karar veren yarg mercii de başvurabilir. Hüküm uyuşmazlğ<br />

yoluna başvurmak isteyen bu başvurusunu yine yazl olarak, dilekçe<br />

ile yapmaldr 52 . Dilekçede bulunmas gereken hususlar hakknda,<br />

hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlğna ilişkin açklamalar burada<br />

da geçerlidir. Son karar veren yarg mercii de hüküm uyuşmazlğnn<br />

giderilmesi talebini yazl olarak yapmaldr.<br />

Başvurucu, ikinci kararn kesinleşmesinden sonra, bu karar veren<br />

mahkemeye Uyuşmazlk Mahkemesine gönderilmek üzere dilekçesini<br />

vermelidir. Keza, son karar veren yarg mercii, ilk karardan haberdar<br />

olmuşsa re’sen harekete geçerek kendi kararnn kesinleşmesinden<br />

sonra hüküm uyuşmazlğ başvurusunda bulunmaldr.<br />

Hüküm uyuşmazlğ başvurusunu alan yahut re’sen başvuruda bulunmak<br />

isteyen mahkeme, ilk karara ilişkin dava dosyasn da getirtmelidir<br />

(UMK m.15 kyasen). Daha sonra başvuru dilekçesini, davaya ilişkin<br />

kendi elindeki dosyay, ilk karara ilişkin dosyay dizi pusulasna<br />

bağlayp, bir müzekkere ile Uyuşmazlk Mahkemesine göndermelidir.<br />

D. Başvurunun Uyuşmazlk Mahkemesince İncelenmesi<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinde talebin esas incelenirken uyulacak<br />

Mahkemenin yanlşlkla yazldğna inanyoruz.<br />

51 Bkz. yuk. F,II,2.<br />

52 Dinç s.19.<br />

- 32 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

usul kurallarna ilişkin UMK m. 25,2 ve 3’de şu şekilde bir hüküm<br />

getirilmiştir: “Ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklarnda Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun bu kanuna aykr<br />

olmayan hükümlerini uygular ve esasa ilişkin bir karar vermeksizin<br />

sadece o davay hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlamas<br />

gerektiğini belirtmek suretiyle anlaşmazlğ çözer. Kazanlmş haklar<br />

sakl tutulur.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi hüküm uyuşmazlklarn dosya üzerinde<br />

inceleyerek karara bağlar. Gerekli gördüğü hallerde veya istek<br />

üzerine taraflar dinleyebilir.”<br />

Buna göre, ceza alanndaki hüküm uyuşmazlğ talebinin esas<br />

incelenirken uygulanacak usul kurallar konusunda Kanun koyucu<br />

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na atf yapmştr. Ancak 1412 sayl<br />

Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu kaldrlmş, yerine ceza yarglamas<br />

konusunda genel kanun olarak 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayl Ceza<br />

Muhakemeleri Kanunu kabul edilmiştir. O nedenle UMK m.25,2’de<br />

mülga 1412 sayl Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu’na yaplan<br />

atf, 5271 sayl Ceza Muhakemesi Kanunu’na yaplmş kabul etmek<br />

gereklidir. Buna göre, Uyuşmazlk Mahkemesi, ceza alanndaki hüküm<br />

uyuşmazlklarnn esasn incelerken Ceza Muhakemesi Kanunu’nun<br />

(CMK) UMK’na aykr olmayan hükümlerini uygulayarak karar verecektir.<br />

UMK m. 25,2 gereğince Uyuşmazlk Mahkemesinin, ceza alanndaki<br />

hüküm uyuşmazlğnn esas hakknda bir karar vermeksizin, sadece<br />

o davay hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlamas gerektiğini<br />

belirtmek suretiyle uyuşmazlğ çözmek zorunda olmas, inceleme<br />

yapacağ alan ve konular da oldukça snrlamaktadr. Bu duruma bağl<br />

olarak Ceza Muhakemesi Kanunu’nun pek çok hükmü de uygulama<br />

alan bulamayacaktr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklarn da<br />

dosya üzerinden inceleyerek karara bağlayacaktr; re’sen taraflarn<br />

dinlenmesine karar verebileceği gibi, taraflarn talebi varsa ve Mahkemece<br />

de uygun görülürse, bu halde de taraflarn belirlenen duruşmada<br />

dinlenmelerine karar verebilir. Uyuşmazlk Mahkemesinin bu kapsamda<br />

delillere başvurmasna örneğin tank dinlemesine kural olarak bir engel<br />

yoktur. Ancak Mahkemenin yetkisi, hüküm uyuşmazlğ yarglamas<br />

sonunda, hukuk alanndaki gibi uyuşmazlğn esas hakknda karar<br />

vermeyip, sadece görevli mahkemeyi belirlemekle snrl olduğundan,<br />

genellikle delillere de ihtiyaç duyulmayacaktr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü dosyay, Başkann belirleyeceği<br />

bir günde esastan görüşüp karara bağlar. Başkanla birlikte yedi kişiden<br />

oluşan Ceza Bölümü, salt çoğunlukla karar verebilir.<br />

- 33 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

E. Esas Hakknda Karar Verilmesi<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi yapmş olduğu inceleme sonunda UMK m.<br />

25,2 hükmünü de dikkate alarak iki şekilde karar verebilir: 1- Hüküm<br />

uyuşmazlğ talebinin reddi karar, 2 – Hüküm uyuşmazlğ talebinin<br />

kabulü karar.<br />

1– Hüküm Uyuşmazlğ Talebinin Reddi<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü, ……yapmş olduğu inceleme<br />

sonunda, yukarda incelemiş olduğumuz ceza alannda hüküm<br />

uyuşmazlğnn doğabilmesi için gerekli şartlardan biri veya birkaçnn<br />

eksik olduğunu tespit ederse, bu takdirde talebin reddine karar verir.<br />

Verilen bu red kararnn, diğer mahkemelerce verilen ve aralarnda<br />

hüküm uyuşmazlğ olduğu iddia edilen kararlara herhangi bir etkisi<br />

yoktur. Her iki karar da kesinleşmiş olduğundan ve aralarnda infazlarn<br />

engelleyecek çelişki de bulunmadğndan, kararlar doğrultusunda<br />

hareket edilir ve gereği yerine getirilir.<br />

2– Hüküm Uyuşmazlğ Talebinin Kabulü<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü yapmş olduğu inceleme sonunda,<br />

hüküm uyuşmazlğ için gerekli olan şartlarn tümünün mevcut<br />

olduğunu tespit ederse, hüküm uyuşmazlğnn mevcut olduğuna karar<br />

verir. Bundan sonra, hüküm uyuşmazlğnn ne şekilde giderileceği<br />

konusu incelenir. Yukarda genel olarak belirtildiği üzere UMK m.<br />

25,2 gereğince Uyuşmazlk Mahkemesi “esasa ilişkin bir karar<br />

vermeksizin sadece o davay hangi ceza mahkemesinin görüp karara<br />

bağlamas gerektiğini belirtmek suretiyle anlaşmazlğ çözer”. Şu<br />

halde Uyuşmazlk Mahkemesinin hüküm uyuşmazlğnn esasn çözme<br />

konusundaki yetkisi, hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlklarndan<br />

farkl olarak önemli ölçüde snrlandrlmştr.<br />

Buna göre, Ceza Bölümü iki karar arasnda hüküm uyuşmazlğ<br />

bulunduğunu kabul ettiğinde, hangi mahkemenin esas hakknda karar<br />

vermeye görevli olduğunu belirlemekte, her iki karar da kaldrmakta<br />

ve belirlediği mahkemeye dosya gönderilerek yeni bir karar vermesi<br />

sağlanmaktadr. Bu haliyle öngörülen sistem, hüküm uyuşmazlğndan<br />

ziyade, iki mahkeme arasnda çkan olumlu görev uyuşmazlğnn<br />

çözümüne benzemektedir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin iş yükü düşünülerek belirtildiği şekilde<br />

bir sistem tercih edilmiş olmakla birlikte, kanaatimce öngörülen<br />

sistem yine de uygun değildir. Eğer yaplan inceleme sonunda hüküm<br />

uyuşmazlğna temel teşkil eden kararlardan biri doğru bulunursa<br />

ve mahkemede görevli ise, bu takdirde o karar kabul edilip diğeri<br />

- 34 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

kaldrlarak hüküm uyuşmazlğ çözümlenebilirdi. Bu durumda her iki<br />

kararn da kaldrlmasna ve görevli olduğu kabul edilen mahkemece<br />

tekrar yarglama yaplmasna gerek kalmazd.<br />

Eğer her iki karar da hukuka uygun bulunmazsa, bu takdirde yeni<br />

bir karar verilmesi gerekir. Yeni bir karar için de yukarda belirtildiği<br />

şekilde duruşma yaplmas, sanğn savunmasnn alnmas, delillere<br />

başvurulmas vs. gerektiğinden, Uyuşmazlk Mahkemesinin bu iş<br />

yükünden kurtarlmas için, görevli mahkemenin tespit edilip, her iki<br />

kararnda kaldrlp, görevli olduğu tespit edilen mahkemeye yeniden<br />

yarglama yaptrlp yeni bir karar verilmesine ihtiyaç vardr.<br />

Yaplacak kanun değişikliği ile Ceza Bölümünün hüküm uyuşmazlğn<br />

incelerken, hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden kararlardan birini<br />

doğru bulmas ve bu karar veren mahkemenin de yarg yolu açsndan<br />

görevli bulunmas halinde, o karar kabul edip, diğerini kaldrarak<br />

hüküm uyuşmazlğn çözme yetkisinin verilmesi uygun olur.<br />

Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden kararlarn Uyuşmazlk<br />

Mahkemesince kaldrlmas ile birlikte, o kararlar artk yok<br />

saylacağndan, kararn daha önce doğurmuş olduğu hüküm ve<br />

sonuçlarn da, örneğin verilen mahkûmiyetin de ortadan kalkmas<br />

gereklidir.<br />

UMK m. 25,2’nin son cümlesinde “kazanlmş haklar sakl tutulur”<br />

denilmiştir. Buna göre her iki kararn da kaldrlp görevli olduğu tespit<br />

edilen mahkeme tarafndan yeni bir yarglama yaplp karar verilirken,<br />

sank lehine daha önceki yarglamada doğan lehe durumun dikkate<br />

alnmas gerekmektedir.<br />

F. Karara Karş Başvurulacak Yol Var Mdr<br />

UMK m. 29’a göre, Uyuşmazlk Mahkemesi Genel Kurulunun ve<br />

bölümlerin kararlar kesindir. Bu kapsamda Ceza Bölümünün hüküm<br />

uyuşmazlğna ilişkin kararlarnn da kesin olduğu kabul edilmelidir.<br />

Kararn kesin olduğu kabul edilerek, taraflarn kararn doğru olmadğn<br />

yahut hukuka aykr olduğunu düşünmeleri halinde, başvurabilecekleri<br />

itiraz, istinaf, temyiz gibi olağan bir kanun yolu tannmak istenmemiştir.<br />

Şu halde hüküm uyuşmazlğna ilişkin yarglama sonunda verilen karar,<br />

verildiği anda kesindir, bu karara karş başvurulabilecek olağan bir<br />

kanun yolu kabul edilmemiştir 53 . Esasen, Ceza Bölümünün hüküm<br />

uyuşmazlğ yarglamas sonunda verdiği karar, uyuşmazlğn esasna<br />

ilişkin olmayp sadece o davay hangi ceza mahkemesinin görüp karara<br />

bağlamas gerektiğini tespit etmekten ibaret olduğundan, bu karara karş<br />

taraflarn itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarna başvurmalarn<br />

53 Dinç s.21.<br />

- 35 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

gerektirecek bir durum da söz konusu değildir. Keza, bu karar esasa<br />

ilişkin olmadğndan, bu karara karş Yargtay Cumhuriyet Başsavcsnn<br />

itiraz etmesi, kanun yararna bozma, yarglamann yenilenmesi gibi<br />

olağanüstü kanun yollarna başvurmaya da ihtiyaç yoktur.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin, hüküm uyuşmazlğ yarglamas sonunda<br />

verdiği karara karş, maddi hata yahut belirsizlik varsa, açklama ve<br />

yanlşlklarn düzeltilmesi yoluna başvurulabilmelidir.<br />

G. Hüküm Uyuşmazlğnn Kabulü Halinde Kararlarn Kaldrlmasnn<br />

Diğer Sanklara Etkisi<br />

Hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden kararlarda birden fazla kişi<br />

sank olarak bulunuyorsa ve bunlardan biri hüküm uyuşmazlğ yoluna<br />

başvurmuş, diğeri veya diğerleri başvurmamşsa, bu takdirde hüküm<br />

uyuşmazlğ talebinin kabulü halinde bu kararn, başvurmayan diğer<br />

sanklara etkisi olur mu, olursa nasl <br />

Öncelikle belirtmek gerekir ki, hüküm uyuşmazlğna temel teşkil eden<br />

kararlar birden fazla sanğa ilişkinse, her iki kararda da sanklarn<br />

durumu ayn ve hüküm uyuşmazlğ yoluna birlikte başvurmuşlarsa,<br />

hüküm uyuşmazlğ talebinin kabulü üzerine kararlarn kaldrlmas<br />

sonucundan hepsinin de istifade etmesi gerektiği açktr.<br />

Buna karşlk birden fazla sank her iki kararda da mahkûm olmuş,<br />

bunlardan biri hüküm uyuşmazlğ yoluna başvurmuş, diğeri<br />

başvurmamş olabilir veya kararlardan birinde her ikisi de mahkûm<br />

olmuş, diğerinde biri mahkûm olmuş öbürü mahkûm olmamş<br />

olabilir. Bu durumda, sanklardan bir tanesi hüküm uyuşmazlğ<br />

yoluna başvurup talebi kabul edilirse, bundan başvurmayan diğer<br />

sank etkilenir mi, bu konuda tereddüt edilebilir. Bu konuda Ceza<br />

Muhakemeleri Kanunu’nun hükümlerinden kyas yoluyla yararlanmak<br />

mümkün olabilir.<br />

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 306. maddesinde “(1) Hüküm, sank<br />

lehine bozulmuşsa ve bu hususlarn temyiz isteminde bulunmamş olan<br />

diğer sanklara da uygulanmas olanağ varsa, bu sanklar da temyiz<br />

isteminde bulunmuşçasna hükmün bozulmasndan yararlanrlar”<br />

hükmü bulunmaktadr. Bu hüküm doğrultusunda, hüküm uyuşmazlğ<br />

yoluna sanklardan biri başvurmuş diğer başvurmamş olsa dahi, hüküm<br />

uyuşmazlğ talebinin kabul edilip kararlarn kaldrlmas halinde,<br />

ortaya çkan lehe durumdan başvurmayan sank da yararlandrlmaldr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi de bir kararnda hüküm uyuşmazlğnn kabul<br />

edilmesi halinde ortaya çkan sonuçtan, bu yola başvurmayan diğer<br />

sanğnda yararlanmasn kabul etmiştir 54 .<br />

54 UM Ceza Bölümü 11.04.1983, E.1983/47, K.1983/149.<br />

- 36 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

H. Örnek Karar<br />

Kestel Jandarma Bölük Komutanlğ terhisli Jandarma eri mağdur-sank<br />

Küşat B. ile asker olmayan (sivil kişi) sank Rfat Ç.’in; yönetimlerindeki<br />

araçlarla seyir halindeyken 4/8 orannda kusurlu davranşlar sonucu<br />

çarpştklar ve Küşat B.’in 90 gün; müşteki asker kişiler F.D.’in 7<br />

gün; diğer müştekilerin de 5’er gün yaralanmalarna sebebiyet verdikleri<br />

ileri sürülerek; sank Küşat B.’in TCK’nun 459/1-son., 119; 2918<br />

sayl Karayollar Trafik Yasas’nn 119. maddeleri; sank Rfat Ç.’in de<br />

TCK’nun 459/2- son ve 2918 sayl Yasann 119. maddeleri uyarnca<br />

cezalandrlmalar için Bursa Cumhuriyet Başsavclğnca kamu davas<br />

açlmştr.<br />

Bursa 5. Asliye Ceza Mahkemesi, mağdur sank Küşat B. hakknda<br />

şikayetçi bulunma dğ ve sank hakkndaki kamu davasnn ön ödemeyi<br />

gerektirdiği ve yarglama gideriyle birlikte 220.000TL.n mahkeme<br />

veznesine ödediği gerekçesiyle TCK’nun 119. maddesi uyarnca kamu<br />

davasnn bu sank yönünden, “ortadan kaldrlmasna” sank Rfat<br />

Ç.’in ise; iddianamedeki sevk maddeleri uyarnca cezalandrlmasna<br />

karar vermiş, karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.<br />

İzmit 15. Kolordu Komutanlğ Askeri Savclğnca sank Küşat B.<br />

hak knda TCK’nun 79. maddesi göz önünde bulundurularak, 1632<br />

sayl Askeri Ceza Yasas’nn 137. maddesi uyarnca cezalandrlmas<br />

ve hazine zarar olan 95.485.837 TL. nn ad geçene ödettirilmesi için<br />

2. kez kamu davas açlmştr.<br />

İzmit 15. Kolordu Komutanlğ Askeri Mahkemesi, sanğn “harp<br />

malzemesinin hasarna sebebiyet ver mek” suçunu işlediği gerekçesine<br />

dayanarak; TCK’ nun 459/2. maddesi de göz önünde bulundurulmak<br />

suretiyle 1632 sayl Yasa’nn 137. maddesi uyarnca cezalandrlmasna<br />

ve hazine zararnn ödettirilmesine karar vermiş bu karar da temyiz<br />

edilmeksizin kesinleşmiştir.<br />

İzmit 15. Kolordu Komutanlğ Askeri Savclğnca sank Küşat B.<br />

hakknda ayn eylemi sebebiyle ayr ayr iki hüküm kurulduğu ve<br />

böylece hüküm uyuşmazlğnn doğduğundan bahisle, bu uyuşmazlğn<br />

gideril mesi için, askeri mahkemeye ait dosya Uyuşmazlk Mahkemesine<br />

gönderilmiş tir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü olayda hüküm uyuşmazlğ<br />

bulunduğunu kabul etmiş, her iki mahkemenin kararn da kaldrmş<br />

ve şöyle demiştir:<br />

“2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakknda<br />

Yasa’nn “Hüküm Uyuşmazlğ” başlğn taşyan 24. maddesinde;<br />

- 37 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

“adli, idari ve askeri yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan<br />

görevle ilgili olmakszn kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, ayn<br />

konuya ve sebebe ilişkin, taraflar dan en az biri ayn olan ve kararlar<br />

arasndaki çelişki yüzünden hakkn yerine getirilmesi olanaksz<br />

bulunan hallerde hüküm uyuşmazlğnn varlğ kabul edi lir.<br />

Ceza kararlarnda; sanğn, fiilin ve maddi olaylarn ayn olmas<br />

halinde hüküm uyuşmazlğ var saylr” denilmektedir.<br />

Ayn Yasa’nn 25/2. maddesinde de; “Ceza alanndaki hüküm<br />

uyuşmaz lklarnda Uyuşmazlk Mahkemesi, Ceza Muhakemeleri<br />

Usulü Yasasnn bu yasaya aykr olmayan hükümlerini uygular<br />

ve esasa ilişkin bir karar vermeksi zin sadece o davay hangi ceza<br />

mahkemesinin görüp karara bağlamas gerekti ğini belirtmek suretiyle<br />

anlaşmazlğ çözer. Kazanlmş haklar sakl tutulur” hükmüne yer<br />

verilmektedir.<br />

Olayda; sank, fiil ve maddi olayn ayn olduğu açktr. Hal böyle<br />

olunca 2247 sayl Yasa’nn 24. maddesinde yazl tüm koşullar<br />

gerçekleşmiş ve sank K.B. yönünden her iki yarg yerinin ceza<br />

kararlar arasnda “Hü küm Uyuşmazlğ” oluşmuştur. Bu uyuşmazlğn<br />

ne şekilde giderileceği de 2247 sayl Yasa’nn 25/2. maddesinde<br />

hükme bağlanmş bulunmaktadr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklarnn<br />

çözümünde esasa girmeyip, anlaşmazlğn hangi yarg yerinde<br />

esastan karara bağlanmas gerektiğini belirtmek; davann esastan<br />

çözümünü görevli klacağ mahkemeye brakmak, bu mahkemenin<br />

delilleri değerlendirilmesine imkan tanmak durumundadr.<br />

Bunun için de; Uyuşmazlk Mahkemesi çelişkili kararlar kaldrmak<br />

esas hakknda karar verecek mahkemede bu kararlara konu dava<br />

dosyalarn incelemek, bunlardaki delilleri değerlendirmek ve yeniden<br />

yarglama yapmak zorundadr.<br />

Bu itibarla; ceza alanndaki hüküm uyuşmazlklarnn çözümünde<br />

iş, ne Uyuşmazlk mahkemesince davaya bakacak mahkemeyi<br />

belirtmekle; ne de, davaya bakacak mahkeme ilk olarak verdiği<br />

karar gibi bir karara varmakla bit memekte, bu mahkemece yeniden<br />

yarglama yaplmas çelişkili kararlara konu dosya ve delillerin<br />

değerlendirilmesi gerekmekte bunun için de; çelişen kararla rn<br />

ikisinin de kaldrlmas zorunlu bulunmaktadr”55.<br />

Belirtmek gerekir ki, hüküm uyuşmazlğ daha önce sk başvurulan<br />

bir yol değildi. Nitekim, Uyuşmazlk Mahkemesince bu güne kadar üçü<br />

55 UM Ceza Bölümü, 22.12.1995, E.1995/31, K.1995/35.<br />

- 38 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Ceza Bölümünce, on alts ise Hukuk Bölümünce olmak üzere toplam<br />

on dokuz hüküm uyuşmazlğ karar verilmiştir. Buna karşlk şartlar<br />

mevcut olmadğ için hüküm uyuşmazlğ talebinin reddine ilişkin çok<br />

sayda karar vardr. Son yllarda hüküm uyuşmazlğ başvuru saysnda<br />

da bir artş gözlenmektedir. Başvuruculara yardmc olmak açsndan,<br />

bugüne kadar verilen hüküm uyuşmazlğ kararlarnn, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Başkan Sayn Serdar Özgüldür tarafndan hazrlanan<br />

özetleri ekte sunulmuştur:<br />

EK<br />

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNCE VERİLEN HÜKÜM<br />

UYUŞMAZLIKLARI KARAR ÖZETLERİ<br />

1. Ceza Bölümünce Verilen Hüküm Uyuşmazlklar Kararlar<br />

(a) Hükümlü hakknda Sivas 1.Sulh Ceza Mahkemesi ile Erzurum<br />

Sk Yönetim Komutanlğ 2 No’lu Askeri Mahkemesi’nce verilen ve<br />

birbiriyle çelişen mahkumiyet kararlarnn varlğ karşsnda, her iki<br />

kesin hüküm de kaldrlarak, yeniden yarglama yaplmak üzere dava<br />

dosyalar yetkili ve görevli görülen Erzurum Sk Yönetim Komutanlğ<br />

2 No’lu Askeri Mahkemesi’ne tevdi edilmiştir.<br />

(11.4.1983 tarih ve E.1983/47, K.1983/149 Sayl karar.)<br />

(b) Hükümlü hakknda Karşyaka Sulh Ceza Mahkemesi ile İzmir<br />

Skyönetim Komutanlğ 1 No’lu Askeri Mahkemesi’nce verilen ve<br />

birbiriyle çelişen mahkumiyet kararlarnn varlğ karşsnda, her iki<br />

kesin hüküm de kaldrlarak, yeniden yarglama yaplmak üzere dava<br />

dosyalar yetkili ve görevli görülen İzmir Skyönetim Komutanlğ 1<br />

No’lu Askeri Mahkemesi’ne tevdi edilmiştir.<br />

(27.6.1983 tarih ve E.1983/60, K.1983/417 Sayl karar.)<br />

(c) Hükümlü er hakknda, karayolunda yönetimindeki askeri araç ile<br />

sivil bir aracn çarpşmas nedeniyle Bursa 5.Asliye Ceza Mahkemesi’ne<br />

açlan davada, bu mahkemece,sanğn ön ödeme yaptğ gerekçesiyle<br />

verilen davann ortadan kaldrlmas karar ile 15.Kolordu Komutanlğ<br />

Askeri Mahkemesi’nce verilen ve mahkûmiyetle sonuçlanan mahkûmiyet<br />

kararnn varlğ karşsnda, birbiriyle çelişen her iki kesin hüküm de<br />

kaldrlarak, yeniden yarglama yaplmak üzere dava dosyalar yetkili<br />

ve görevli görülen 15.Kolordu Komutanlğ Askeri Mahkemesi’ne tevdi<br />

edilmiştir.<br />

(22.12.1995 tarih ve E.1995/31, K.1995/35 Sayl karar.)<br />

- 39 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

2- Hukuk Bölümünce Verilen Hüküm Uyuşmazlklar Kararlar<br />

(a) 4753 Sayl Çiftçiyi Topraklandrma Kanunu uyarnca gerçek kişiye<br />

dağtm yaplan ve özürsüz olarak üst üste üç yl süreyle işlenmediği<br />

gerekçesiyle Hazine tarafndan şahsn tapu kaydnn iptali ile bu<br />

kaydn hazine adna çevrilmesi için adli yargda açlan davada; adli<br />

yarg yerince, davac idarenin toprağ geri alma davas açabilmesi<br />

için önce bir idari geri alma karar vermesi ve bu kararn toprak<br />

sahibine bildirilmesi akabinde, toprak sahibinin idari dava yoluna<br />

gitme süresini ve idari kararn kesinleşmesini beklemesi gerektiği,<br />

bu koşul gerçekleşmediği için davann reddi gerektiği yolunda karar<br />

verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Toprak Tevzi Komisyonunun<br />

geri alma kararnn iptali için gerçek kişi tarafndan Danştay’a açlan<br />

davada ise Danştay’ca işlem hukuka aykr görülerek iptal edilmiş ve<br />

bu karar da kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, kararlardan birinin kaldrlmas suretiyle<br />

uyuşmazlğn çözülemeyeceğini saptamş ve kendisi doğrudan işin<br />

esasn (… taşnmaz maln daval adna olan tapu kaydnn silinerek<br />

Hazine adna çevrilmesine…) karara bağlamak suretiyle doğan hüküm<br />

uyuşmazlğn karara bağlamştr.<br />

(8.12.1973 tarih ve E.1969/509, K.1973/64 Sayl karar.)<br />

(b) Denizde kaçakç motorunun yakalanmas ve kaçak eşyalarn idarece<br />

ele geçirilmesi sonrasnda iki şahsn muhbirin tespiti amacyla adli<br />

yarg yerinde açtklar davada; adli yarg yerince, davaclarn muhbir<br />

olduklarnn tespitine karar verilmiş ve temyiz edilen bu karar onanmak<br />

suretiyle kesinleşmiştir. Ayn olayla ilgili olarak bir başka şahs<br />

tarafndan, kendisine muhbir ikramiyesi verilmesi istemini reddeden<br />

Gümrük ve Tekel Bakanlğ işleminin iptali istemiyle Danştay’a açlan<br />

davada; davann kabulü ile işlemin iptaline karar verilmiş ve karar<br />

düzeltme istemi de reddedilmek suretiyle karar kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usül ve kanuna uygun olan adli yarg karar<br />

benimsenmek suretiyle hüküm uyuşmazlğ çözüme kavuşturulmuştur.<br />

(11.4.1979 tarih ve E.1978/66, K.1979/79 Sayl karar.)<br />

(c) Bakmakla yükümlü olmadğ halde, Bağ-Kurlu eşinden (babasndan)<br />

dolay sağlk yardmndan yararlanmas gerekirken, davac memurun<br />

sağlk güvencesiyle tedavi olan annesine yaplan masrafn tazmini<br />

yolunda tesis edilen işleme karş, davacnn ödemede bulunmamas<br />

üzerine Hazinenin davac aleyhine adli yargda açtğ davada; adli yarg<br />

- 40 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

yerince davann kabulü yolunda karar verilmiş ve vaki temyiz üzerine<br />

Yargtay’ca hüküm onanmak suretiyle kesinleşmiş; diğer taraftan<br />

davacnn tedavi giderlerinin iadesi talebinin reddine dair Samsun<br />

Valiliği işleminin iptali istemiyle açtğ davada, idari yarg yerince<br />

işlemin iptaline karar verilmiş ve bu karar da kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan idari yarg karar<br />

benimsenmek suretiyle hüküm uyuşmazlğ çözüme kavuşturulmuştur.<br />

(28.9.1992 tarih ve E.1992/14, K.1992/31 Sayl karar.)<br />

(d) Hazinenin mülkiyetinde olan büfeyi mevzuat hükümleri uyarnca<br />

ecrimisil karşlğ kiralayan davacnn bu yeri tahliyesi konusunda<br />

tesis edilen işleme karş açlan davada; idari yarg yerince, kira<br />

sözleşmesinin 31.12.1981 tarihinde sona erdiği, bu tarihten sonra<br />

davac ile daval idare arasnda akde dayal bir ilişkinin bulunmadğ,<br />

bu nedenle tesis edilen işlemin hukuka uygun düştüğü belirtilerek<br />

davann reddine karar verilmiş; ayn konuda adli yargda açlan davada<br />

ise adli yarg yerince, uyuşmazlğn önce 6570 sayl Kanuna, sonra<br />

da Borçlar Kanunu kapsamna girdiği, bu yasada öngörülen ihbar<br />

sürelerine idarece uyulmadğ belirtilerek, davacnn kiraclk sfatnn<br />

tespitine, muarazann men’ine ve tahliye işlemlerinin durdurulmasna<br />

karar verilmiş; temyiz edilen bu karar Yargtay’ca onanmak suretiyle<br />

kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, kararlardan birinin kaldrlmas suretiyle<br />

uyuşmazlğn çözülemeyeceğini saptamş ve kendisi doğrudan işin<br />

esasn (… kiracnn kiraclk sfatnn 31.12.1983 tarihine kadar<br />

devam ettiğine, 1.1.1984 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 2886 sayl<br />

Kanunun olaya uyan 75.maddesi hükmüne göre yürürlük tarihinden<br />

sonra kiracnn fuzuli şagil olduğuna ve büfenin tahliyesi gerektiğinden,<br />

tahliye işleminin iptaline yönelik davann REDDİNE…) karara bağlamak<br />

suretiyle doğan hüküm uyuşmazlğn karara bağlamştr.<br />

(7.3.1994 tarih ve E.1993/51, K.1994/5 Sayl karar.)<br />

(e) Sosyal Sigortalar Kurumunun çkarmş olduğu Genelgenin yürürlük<br />

tarihinden geriye dönük olarak tahakkuk ettirilen prim farknn tahsili<br />

yolunda tesis edilen işlemin iptaline dair Danştay kararnn varlğ<br />

nedeniyle, bu Genelgeye dayal işlemin iptali için tüzel kişi tarafndan<br />

idari yarg yerinde açlan davada: Danştay’ca “Konusu kalmayan dava<br />

hakknda karar verilmesine yer olmadğna” dair karar verilmiş; ayn<br />

tüzel kişi tarafndan şirketin kuruma (SSK’ya) prim borcu olmadğnn<br />

tespiti amacyla adli yargda açlan davada ise davann ksmen kabulü<br />

- 41 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

ve ksmen reddi yolunda verilen karar Yargtay’ca onanmak suretiyle<br />

kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, Türkiye ile Libya arasndaki Sosyal Güvenlik<br />

Sözleşmesinin yürürlüğe girdiği tarih ile SSK’nn ilgili Genelgesinin<br />

yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen döneme ilişkin olarak sigorta<br />

prim fark tahakkuk ve tahsilat hakkndaki dava yönünden hüküm<br />

uyuşmazlğ bulunduğu belirtilerek, usül ve kanuna uygun bulunmayan<br />

adli yarg karar kaldrlmş; ancak idari yarg kararnn da esasa<br />

ilişkin olmamas karşsnda, kararlardan birinin kaldrlmas suretiyle<br />

uyuşmazlğn çözülemeyeceğini saptamş ve kendisi doğrudan işin<br />

esasn (… hukuki dayanaktan yoksun bulunan… A.Ş. adna 1.9.1985-<br />

31.12.1988 dönemi için çkartlan _ TL. prim fark ile _ TL. gecikme<br />

zammna ilişkin ….. tarih ve sayl ödeme emrinin İPTALİNE…) karara<br />

bağlamak suretiyle doğan hüküm uyuşmazlğn karara bağlamştr.<br />

(16.6.2003 tarih ve E.2002/18, K.2003/32 Sayl karar.)<br />

(f) Su ve Kanalizasyon hizmetleri ayr bir kanunla düzenlenmiş bulunan<br />

Büyükşehir Belediyesinde 2560 sayl Kanun uyarnca tahsil edilen atksu<br />

bedelinin, 2464 Sayl Belediye Gelirleri Kanununun Mükerrer 44 ncü<br />

maddesinde düzenlenen çevre temizlik vergisi uygulamasnn kapsam<br />

dşnda olup olmadğna ilişkin davac tüzel kişi ile KOSKİ(Konya Su<br />

ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü) arasnda doğan ve farkl<br />

dönemlere ilişkin iki ayr ihtilafla ilgili olarak; adli yarg yerlerince,<br />

tahakkuk ettirilen atk su bedelinin usül ve kanuna uygun olduğuna<br />

ve KOSKİ tarafndan açlan davann kabulüne dair verilen kararlarla,<br />

Vergi Mahkemesince verilen “ Tahakkukun İptaline” dair kararlar<br />

kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, tahsil edilen atk su bedelinin çevre ve temizlik<br />

vergisi uygulamasnn kapsam dşnda kaldğ tespitini yaptktan<br />

sonra, adli yarg yeri kararn benimsemiş; usul ve kanuna aykr<br />

gördüğü idari yarg yeri kararn kaldrmak suretiyle doğan hüküm<br />

uyuşmazlğn karara bağlamştr.<br />

(16.6.2003 tarih ve E.2002/57, K.2003/34; 16.6.2013 tarih ve E.2002/56,<br />

K.2003/33 Sayl kararlar.)<br />

(g) Davacya ait taşnmazn Devlet orman snrlar içinde olduğuna<br />

dair Orman Kadastro Tutanağ kararna bağl olarak taşnmazn<br />

devletleştirilmesine ilişkin tasarrufun iptali istemiyle davac tarafndan<br />

idari yargda açlan davada idari yarg yerince (Danştay’ca) işlemin<br />

iptaline karar verilmiş ve karar düzeltme istemi reddedilmek suretiyle<br />

karar kesinleşmiş; ayn kadastro işlemine karş adli yargda açlan<br />

davada adli yarg yerince davann reddine karar verilmiş, vaki temyiz<br />

- 42 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

üzerine Yargtay’ca onanmak suretiyle hüküm kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan adli yarg karar<br />

benimsenmek suretiyle hüküm uyuşmazlğ çözüme kavuşturulmuştur.<br />

(10.10.2005 tarih ve E.2004/14, K.2005/65 Sayl karar.)<br />

(h) Su ve Kanalizasyon hizmetleri ayr bir kanunla düzenlenmiş bulunan<br />

Büyükşehir Belediyelerinde, 2560 sayl Kanun uyarnca tahsil edilen<br />

atksu bedelinin, 2464 Sayl Belediye Gelirleri Kanununun Mükerrer<br />

44 ncü maddesinde düzenlenen çevre temizlik vergisi uygulamasnn<br />

kapsam dşnda olup olmadğna ilişkin davac Kat Malikleri Kurulu<br />

ile İZSU (İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü) arasnda<br />

doğan ihtilafla ilgili olarak; adli yarg yerince, tahakkuk ettirilen atk<br />

su bedelinin usül ve kanuna uygun olduğuna ve davac Kat Malikleri<br />

Kurulu tarafndan açlan davann reddine dair verilen kararlarla, Vergi<br />

Mahkemesince verilen “Tahakkukun İptaline” dair karar kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, tahsil edilen atk su bedelinin çevre ve temizlik<br />

vergisi uygulamasnn kapsam dşnda kaldğ tespitini yaptktan sonra,<br />

adli yarg kararn benimsemiş; usül ve kanuna aykr gördüğü idari<br />

yarg yeri kararn kaldrmak suretiyle doğan hüküm uyuşmazlğn<br />

karara bağlamştr.<br />

(2.4.2007 tarih ve E.2004/127, K.2007/31 Sayl karar)<br />

() Birinci keşifte yer almayan, ancak projesi gereği zorunlu olarak<br />

yaplan ilave dört kalem işin birim fiyatnn ne olduğu konusunda davac<br />

tüzel kişi ile daval Büyükşehir Belediyesi arasnda doğan uyuşmazlkta;<br />

adli yarg yerince davann reddi karar verilmiş; idari yarg yerince ise,<br />

Bayndrlk Kurulu’nun fiyat uygulamasna ilişkin işleminin iptaline<br />

dair davac şirketçe açlan davada işlemin iptaline karar verilmiş ve<br />

bu karar da Danştay’ca onanmak suretiyle kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usül ve kanuna uygun olan adli yarg kararn<br />

benimsemek suretiyle hüküm uyuşmazlğn çözüme kavuşturulmuştur.<br />

(4.10.2010 tarih ve E.2009/211, K.2010/176 Sayl karar.)<br />

(i) Yatrm teşvik belgesi kapsamnda ithal edilen eşyaya ait katma değer<br />

vergisinin ertelenmesi için, mutemet firma sfatyla yükümlü tarafndan<br />

verilen banka teminat mektuplarnn iadesi istemi nedeniyle, davac<br />

tüzel kişi ile ilgili Muhakemat Müdürlüğü arasnda doğan ihtilafta; idari<br />

yarg yerince davann reddine karar verilmiş ve bu karar Danştay’ca<br />

onanmak suretiyle kesinleşmiş; davac şirketçe ayn konuda adli<br />

yarg yerinde açlan davada ise davann kabulü yönünde verilen karar<br />

- 43 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Yargtay’ca onanmak suretiyle kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan idari yarg kararn<br />

benimsemek suretiyle hüküm uyuşmazlğn çözüme kavuşturmuştur.<br />

(21.5.2012 tarih ve E.2010/95, K.2012/93 Sayl karar.)<br />

(j) İdarece yaplan Orman Kadastrosu sonrasnda, orman arazisi<br />

kapsamna alnan tapulu arazinin sahiplerince, bu işleme karş<br />

adli yarg yerinde açlan davada; davann kabulüne dair verilen ve<br />

kesinleşen adli yarg karar ile ayn taşnmazn Orman İdaresince bu<br />

kez özel orman ilan edilmesi işlemi sonras, arazinin sahiplerince bu<br />

işlemin iptali için idari yargda açlan davada verilen ve kesinleşen<br />

davann reddi kararlar arasnda doğan uyuşmazlk, Orman İdaresince<br />

Mahkememiz önüne taşnmştr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan adli yarg kararn<br />

benimsemek suretiyle hüküm uyuşmazlğn çözüme kavuşturmuştur.<br />

(1.10.2012 tarih ve E.2011/224, K.2012/190 Sayl karar.)<br />

(k) İdarece yaplan Orman Kadastrosu sonrasnda, orman arazisi<br />

kapsamna alnan tapulu arazinin sahiplerince bu işleme karş adli<br />

yarg yerinde açlan davada; davann reddine dair verilen ve kesinleşen<br />

adli yarg karar ile taşnmazn orman snrlar içinde yer almayp özel<br />

mülkiyete tabi alanda bulunduğuna işaret eden imar plannn iptali<br />

için Orman İdaresince idari yargda açlan davada verilen ve kesinleşen<br />

davann reddi kararlar arasnda doğan iki ayr uyuşmazlk, davac<br />

gerçek ve tüzel kişilerce Mahkememiz önüne taşnmştr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan idari yarg kararn<br />

benimsemek suretiyle hüküm uyuşmazlğn çözüme kavuşturmuştur.<br />

(5.11.2012 tarih ve E.2010/104, K.2012/211; 5.11.2012 tarih ve<br />

E.2011/200, K.2012/212 Sayl kararlar.)<br />

(l) Davac subayn yapmş olduğu ikinci yüksek lisans eğitiminin ilk<br />

yüksek lisans eğitimi ile ayn mahiyette olup olmadğna ilişkin doğan<br />

ihtilafta; askeri idari yarg yeri, her iki yüksek lisans eğitiminin ayn<br />

mahiyette olduğu gerekçesiyle, davacya ilave yüksek lisans kdemi<br />

verilmemesi işleminin iptali istemiyle açlan davay reddetmiş; davacnn<br />

her iki yüksek lisans programnn farkl olduğu iddiasyla idari yargda<br />

açtğ davada idari yarg yerince işlemin iptaline karar verilmiş ve bu<br />

karar Danştay’ca onanmak suretiyle kesinleşmiştir.<br />

- 44 -


Prof. Dr. Erdal TERCAN<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan askeri idari yarg kararn<br />

benimsemek suretiyle hüküm uyuşmazlğn çözüme kavuşturmuştur.<br />

(8.4.2013 tarih ve E.2011/196, K.2013/468 Sayl karar)<br />

(m) Davac adna kaytl taşnmazn imar uygulamas sonucu önce<br />

Belediye adna, akabinde de hazine adna tescili sonrasnda, davacnn<br />

eski arazisinde kalan ev, müştemilat ve ağaç bedelleri için ecri misil<br />

ödemesi yolunda Hazinece tesis edilen işlemin iptali için davacnn<br />

idari yarg yerinde açtğ davada; idari yarg yerince davann reddine<br />

karar verilmiş ve bu karar kesinleşmiş; davacnn adli yargda açtğ<br />

muarazann önlenmesi, ecri misil bedelinden dolay borçlu olmadğnn<br />

tespiti istemiyle açtğ dava kabul edilmiş ve vaki temyiz üzerine<br />

Yargtay’ca bu karar da onanmak suretiyle kesinleşmiştir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan adli yarg kararn<br />

benimsemek suretiyle hüküm uyuşmazlğn çözüme kavuşturmuştur.<br />

(1.7.2013 tarih ve E.2011/120, K.2013/1057 Sayl karar)<br />

<br />

KAYNAKLAR<br />

Anl, Ayten: Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi: A.Ü. Siyasal<br />

Bil. Fak. Der. 1992/1, C.47, s. 45-50.<br />

Arslan Ramazan/ Tanrver, Süha: Yarg Örgütü Hukuku, Ders Kitab,<br />

2. B., Ankara 2001.<br />

Dinç, İlhan: Hüküm Uyuşmazlklar ve Çözümü: DD, 1988, Sy.70-71,<br />

s.5-32.<br />

Donnelly, Jack: Teoride ve Uygulamada Evrensel İnsan Haklar<br />

(Türkçesi: Mustafa Erdoğan/Levent Korkut) Ankara 1995, s.35 vd.<br />

Erdemir, Nevzat: Hukuk Devleti ve Savunma Hakk, TBBD 1988/1,<br />

s. 81-90.<br />

Gözler, Kemal: İdare Hukuku Dersleri, 10.B., Bursa 2010.<br />

Gürdoğan, Burhan: Medenî Usul Hukukunda Kesin Hüküm İtiraz,<br />

Ankara 1960.<br />

Kuru, Baki: Hukuk Muhakemeleri Usulü, C.1, 6.B., İstanbul 2001.<br />

Kuru, Baki /Arslan, Ramazan/Ylmaz, Ejder: Medenî Usul Hukuku<br />

Ders Kitab, 22.B., Ankara 2011.<br />

- 45 -


Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Yargtay’ca Özbek, gerektirecek Veli onanmak Özer bir durum / Kanbur, suretiyle da söz Nihat kesinleşmiştir.<br />

konusu / Doğan,Koray değildir. Keza, / Bacaksz, bu karar Pnar esasa /<br />

Tepe,İlker: ilişkin olmadğndan, Ceza Muhakemesi bu karara karş Hukuku, Yargtay 2.B., Cumhuriyet Ankara 2011. Başsavcsnn<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

itiraz etmesi, kanun yararna bozma, yarglamann yenilenmesi gibi<br />

tespit Pekcantez, ettikten Hakan: sonra, Yarg usul Reformu ve kanuna Yaplmasn uygun olan Gerektiren idari yarg Nedenler: kararn<br />

olağanüstü kanun yollarna başvurmaya da ihtiyaç yoktur.<br />

benimsemek İz.BD 1995/4, suretiyle s.103-113, hüküm (Pekcantez uyuşmazlğn – Yarg çözüme Reformu kavuşturmuştur.<br />

).<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin, hüküm uyuşmazlğ yarglamas sonunda<br />

(21.5.2012 Tanrver, Süha: tarih Medeni ve E.2010/95, Usul Hukukunda K.2012/93 Derdestlik Sayl karar.)<br />

İtiraz, Ankara<br />

verdiği karara karş, maddi hata yahut belirsizlik varsa, açklama ve<br />

1998.<br />

(j) yanlşlklarn İdarece yaplan düzeltilmesi Orman yoluna Kadastrosu başvurulabilmelidir.<br />

sonrasnda, orman arazisi<br />

kapsamna Ylmaz, Ejder: alnan Hukuk tapulu Davalarnda arazinin Yasa sahiplerince, Yollarna Başvuru bu işleme Hakk karş<br />

ve<br />

G. Hüküm Uyuşmazlğnn Kabulü Halinde Kararlarn Kaldrlmasnn<br />

adli Bu Hakkn yarg yerinde Snrlandrlmasnn açlan davada; Yerindeliği davann kabulüne Sorunu: TBBD, dair verilen 1988/1, ve<br />

Diğer Sanklara Etkisi<br />

kesinleşen s.131-155 (Ylmaz adli yarg –Yerindelik). karar ile ayn taşnmazn Orman İdaresince bu<br />

kez Hüküm özel uyuşmazlğna orman ilan edilmesi temel işlemi teşkil eden sonras, kararlarda arazinin birden sahiplerince fazla kişi bu<br />

Ylmaz, Ejder: Hukuk Davalar Bakmndan Adalet Hizmetlerinin<br />

işlemin sank olarak iptali bulunuyorsa için idari yargda ve bunlardan açlan biri davada hüküm verilen uyuşmazlğ ve kesinleşen<br />

yoluna<br />

İyileştirilmesi İhtiyac ve Yaplmas Gerekenler: SÜHFD, Prof. Dr. Şakir<br />

davann başvurmuş, reddi diğeri kararlar veya arasnda diğerleri başvurmamşsa, doğan uyuşmazlk, bu Orman takdirde İdaresince<br />

hüküm<br />

Berki’ye Armağan, 1996/1-2, s.55-76 (Ylmaz - İyileştirme).<br />

Mahkememiz uyuşmazlğ talebinin önüne taşnmştr.<br />

kabulü halinde bu kararn, başvurmayan diğer<br />

sanklara etkisi olur mu, olursa nasl <br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit Öncelikle ettikten belirtmek sonra, gerekir usul ve ki, kanuna hüküm uyuşmazlğna uygun olan adli temel yarg teşkil kararn<br />

eden<br />

benimsemek kararlar birden suretiyle fazla sanğa hüküm ilişkinse, uyuşmazlğn her iki çözüme kararda kavuşturmuştur.<br />

da sanklarn<br />

durumu ayn ve hüküm uyuşmazlğ yoluna birlikte başvurmuşlarsa,<br />

(1.10.2012 hüküm uyuşmazlğ tarih ve E.2011/224, talebinin kabulü K.2012/190 üzerine Sayl kararlarn karar.)<br />

kaldrlmas<br />

(k)<br />

sonucundan İdarece yaplan hepsinin<br />

Orman de istifade<br />

Kadastrosu etmesi gerektiği<br />

sonrasnda, açktr.<br />

orman arazisi<br />

kapsamna Buna karşlk alnan birden tapulu fazla arazinin sank her sahiplerince iki kararda bu da işleme mahkûm karş olmuş, adli<br />

yarg bunlardan yerinde biri açlan hüküm davada; uyuşmazlğ davann reddine yoluna dair verilen başvurmuş, ve kesinleşen<br />

diğeri<br />

adli başvurmamş yarg karar olabilir ile taşnmazn veya kararlardan orman snrlar birinde içinde her ikisi yer almayp de mahkûm özel<br />

olmuş, mülkiyete diğerinde tabi alanda biri bulunduğuna mahkûm olmuş işaret öbürü eden imar mahkûm plannn olmamş iptali<br />

olabilir. için Orman Bu İdaresince durumda, idari sanklardan yargda açlan bir tanesi davada hüküm verilen ve uyuşmazlğ kesinleşen<br />

yoluna davann başvurup reddi kararlar talebi kabul arasnda edilirse, doğan bundan iki ayr başvurmayan uyuşmazlk, davac<br />

diğer<br />

sank gerçek etkilenir ve tüzel kişilerce mi, bu konuda Mahkememiz tereddüt önüne edilebilir. taşnmştr.<br />

Bu konuda Ceza<br />

Muhakemeleri Kanunu’nun hükümlerinden kyas yoluyla yararlanmak<br />

mümkün Uyuşmazlk olabilir. Mahkemesi, bu iki hüküm arasnda uyuşmazlk olduğunu<br />

tespit ettikten sonra, usul ve kanuna uygun olan idari yarg kararn<br />

Ceza benimsemek Muhakemesi suretiyle Kanunu’nun hüküm uyuşmazlğn 306. maddesinde çözüme “(1) kavuşturmuştur.<br />

Hüküm, sank<br />

lehine bozulmuşsa ve bu hususlarn temyiz isteminde bulunmamş olan<br />

diğer (5.11.2012 sanklara tarih da ve uygulanmas E.2010/104, olanağ K.2012/211; varsa, bu 5.11.2012 sanklar da tarih temyiz ve<br />

isteminde E.2011/200, bulunmuşçasna K.2012/212 Sayl hükmün kararlar.)<br />

bozulmasndan yararlanrlar”<br />

hükmü (l) Davac bulunmaktadr. subayn yapmş Bu hüküm olduğu doğrultusunda, ikinci yüksek lisans hüküm eğitiminin uyuşmazlğ ilk<br />

yoluna<br />

yüksek sanklardan<br />

lisans eğitimi biri<br />

ile başvurmuş<br />

ayn mahiyette diğer başvurmamş<br />

olup olmadğna olsa<br />

ilişkin dahi, hüküm<br />

doğan<br />

uyuşmazlğ<br />

ihtilafta; askeri talebinin<br />

idari yarg kabul<br />

yeri, edilip<br />

her kararlarn<br />

iki yüksek lisans kaldrlmas<br />

eğitiminin halinde,<br />

ayn<br />

ortaya çkan lehe durumdan başvurmayan sank da yararlandrlmaldr.<br />

mahiyette olduğu gerekçesiyle, davacya ilave yüksek lisans kdemi<br />

Uyuşmazlk verilmemesi Mahkemesi işleminin iptali de bir istemiyle kararnda açlan hüküm davay uyuşmazlğnn reddetmiş; davacnn<br />

kabul<br />

her edilmesi iki yüksek halinde lisans ortaya programnn çkan sonuçtan, farkl olduğu bu yola iddiasyla başvurmayan idari yargda<br />

diğer<br />

açtğ sanğnda davada yararlanmasn idari yarg yerince kabul işlemin etmiştiriptaline 54 . karar verilmiş ve bu<br />

karar Danştay’ca onanmak suretiyle kesinleşmiştir.<br />

54 UM Ceza Bölümü 11.04.1983, E.1983/47, K.1983/149.<br />

- 44 36 -


EŞYA MÜSADERESİ (TCK. 54)<br />

Confiscation Of Property (TPC. 54)<br />

Tahir Hami TOPAÇ<br />

Yargtay 14. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi<br />

ÖZET<br />

Eşya müsaderesi devletin var olduğu ya da siyasi yaplanmann sağlandğ<br />

toplumlarda çok eskilerden beri ceza ya da tedbir olarak kullanlagelen bir<br />

kurumdur. Günümüze kadar bir çok aşamadan geçen müsaderenin bugün<br />

bir çok ülkede farkl hukuki niteliklerde kullanm mevcuttur.<br />

Eşya müsaderesi 5237 sayl Türk Ceza Kanunu’nda güvenlik tedbiri olarak<br />

düzenlenmişse de doktrinde müsaderenin hukuki niteliğine ilişkin tartşmalar<br />

bitmemiştir. 5237 sayl Türk Ceza Kanunu’nda eşdeğer müsadere, ksmi<br />

müsadere, müşterek ve iştirak halinde mülkiyet halinde müsadere kurumlar<br />

düzenlenmiş ayrca düzenlemelerde orantllk ilkesi ve iyiniyetli üçüncü<br />

kişilerin mülkiyet hakknn korunmas benimsenmiştir.<br />

Anahtar Kelimeler: Müsadere, Güvenlik Tedbiri, Ceza, Eşya, Mülkiyet, Eşya<br />

Müsaderesi, Eşdeğer Müsadere, Ksmi Müsadere, Orantllk, İyiniyet<br />

ABSTRACT<br />

Confiscation of property is an immemorial institution used as a penalty or<br />

a measure in societies with a government or a political organization. Until<br />

today, the confiscation process has undergone many stages and currently it<br />

is in use with different legal nature in many countries.<br />

Confiscation of property is legislated in the Turkish Penal Code (TPC)<br />

No 5237 as a safety measure and but, the debate on the legal nature of<br />

confiscation under the TPC No 765 is not terminated. Similarly, in the TPC<br />

5237, equivalent confiscation, partial confiscation, and confiscation in the case<br />

of joint ownership and participation institutions are regulated; moreover, the<br />

principle of proportionality and protection of property rights of third parties<br />

acting in good faith are adopted in the regulations.<br />

Keywords: Confiscation, Safety Measure, Penalty, Property, Ownership,<br />

Confiscation of Property, Equivalent Confiscation, Partial Confiscation,<br />

Proportionality, Good faith<br />

GİRİŞ<br />

<br />

Özel hukuk penceresinden bakldğnda hak sahibine maddi değeri<br />

olan taşnr ya da taşnmaz bir eşya üzerinde kullanma, yararlanma,<br />

- 47 -


Eşya Müsaderesi<br />

tasarruf yetkisi veren mülkiyet hakk 1 ; ekonomik bir hak görünümüne<br />

sahip olsa da özünde temel insan haklarndan biridir 2 .<br />

Birçok uluslararas sözleşmede tannan mülkiyet hakk, 1982<br />

Anayasas’nn 35. maddesinde düzenlenmiş ve herkesin mülkiyet<br />

hakkna sahip olduğu, hakkn kullanlmasnn toplum yararna aykr<br />

olamayacağ belirtilerek; hakkn ancak kamu yarar amacyla ve kanunla<br />

snrlanabileceği hüküm altna alnmştr.<br />

Mevzuatmzda kamulaştrma ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi<br />

kurumlar ile birlikte eşya müsaderesi, uygulamas en yaygn mülkiyet<br />

hakkn kstlama araçlarndan biridir. Bünyesinde barndrdğ mülkiyet<br />

hakkna müdahale niteliği sebebi ile ceza hukukunun yan sra insan<br />

haklar bakmndan da çok önemli bir kurum olan eşya müsaderesi,<br />

5237 sayl Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 54. Maddesinde güvenlik<br />

tedbiri olarak 6 fkra halinde düzenlenmiştir:<br />

Madde 54 - (1) İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kastl<br />

bir suçun işlenmesinde kullanlan veya suçun işlenmesine tahsis edilen<br />

ya da suçtan meydana gelen eşyann müsaderesine hükmolunur. Suçun<br />

işlenmesinde kullanlmak üzere hazrlanan eşya, kamu güvenliği,<br />

kamu sağlğ veya genel ahlâk açsndan tehlikeli olmas durumunda<br />

müsadere edilir.<br />

(2) Birinci fkra kapsamna giren eşyann, ortadan kaldrlmas,<br />

elden çkarlmas, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette<br />

imkânsz klnmas hâlinde; bu eşyann değeri kadar para tutarnn<br />

müsaderesine karar verilir.<br />

(3) Suçta kullanlan eşyann müsadere edilmesinin işlenen suça nazaran<br />

daha ağr sonuçlar doğuracağ ve bu nedenle hakkaniyete aykr olacağ<br />

anlaşldğnda, müsaderesine hükmedilmeyebilir.<br />

(4) Üretimi, bulundurulmas, kullanlmas, taşnmas, alm ve satm<br />

suç oluşturan eşya, müsadere edilir.<br />

(5) Bir şeyin sadece baz ksmlarnn müsaderesi gerektiğinde, tümüne<br />

zarar verilmeksizin bu ksm ayrmak olanakl ise, sadece bu ksmn<br />

müsaderesine karar verilir.<br />

(6) Birden fazla kişinin paydaş olduğu eşya ile ilgili olarak, sadece suça<br />

iştirak eden kişinin paynn müsaderesine hükmolunur.<br />

Madde metni incelendiğinde TCK’nn, 765 sayl Türk Ceza Kanunu’nun<br />

(ETCK) aksine çok daha ayrntl bir düzenleme getirdiği görülmektedir.<br />

1 Ertaş, Şeref; Eşya Hukuku, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 6. Bas, Seçkin, Ankara, 2006, s. 61.<br />

2 Tatar, Onur; Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi Kararlar Işğnda Mülkiyet Hakk, Ankara Barosu<br />

Yaynlar, Ankara, 2003, s. 6.<br />

- 48 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

Bu durumun başlca sebebi, kanun koyucunun ETCK’da açkça hüküm<br />

altna alnmayan; fakat uygulamada geliştirilen durumlar ve mülkiyet<br />

hakkna müdahaleyi suçta ve cezada kanunilik ilkesine uygun olarak<br />

tamamen kanuni zemine geçirme isteğidir.<br />

I. EŞYA MÜSADERESİ<br />

A. Tarihi Gelişim<br />

Müsaderenin uygulanmasyla kişilere ait eşya çeşitli sebeplerle devlet<br />

hazinesine geçtiği için devlet yaplanmasnn olduğu her toplumda<br />

müsadere uygulamasnn var olduğunu söyleyebiliriz. Bu sebeple Hint 3 ;<br />

Babil 4 ; Eski Yunan 5 ; Roma 6 ; Selçuklu 7 ; Moğol 8 ; İslam 9 ve Osmanl 10<br />

hukuklarnda uygulama alan bulan müsaderenin gelişiminde asl<br />

faktör zaman değil, uygulamay gerçekleştiren devletin yaps, işleyişi<br />

ve ceza sistemidir.<br />

B. Kavram ve Tanm<br />

Arapça meydana çkma, olma anlamna gelen sudur kökünden 11<br />

türeyen müsadere kelimesinin kullanldğ tarihi döneme ya da amacna<br />

göre; yasak bir şeyin kanuna uygun olarak alnmas, Tanzimat’tan<br />

önce herhangi bir kimsenin malnn padişah adna zapt edilmesi 12 ,<br />

bir kimsenin taşnr ya da taşnmaz malnn iradesi dşnda devlet<br />

tarafndan elinden alnmas 13 , yasak edilen şeyin kanun gereği alnp<br />

resmen zapt edilmesi 14 , nitelikli suç işleyen kişiye ya da savaş srasnda<br />

3 Hint Hukukunda müsadere için bkz., Arsal, Sadri Maksudi; Umumi Hukuk Tarihi, 3. Bask, İstanbul<br />

Üniversite si Yaynlar, İstanbul, 1948, s. 42; Okandan, R. Galip; Umumi Hukuk Tarihi Dersleri, 6. Bas,<br />

İstanbul, 1951, s. 67.<br />

4 Hammurabi Kanunlarnda müsadere için bkz. , Okandan, s. 149.<br />

5 Eski Yunan Hukukunda müsadere için bkz. , Okandan, s. 292.<br />

6 Roma Hukukunda müsadere için bkz. , Okandan, s. 501-502; Artuk, Mehmet Emin; İntihar ve İntihara<br />

Yardm Suçu Üzerine Bir Deneme, in. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 4, S. 1-2, Y. 1994,<br />

s. 118.<br />

7 Selçuklu Hukukunda müsadere için bkz., Akylmaz, Sevgi Gül; Osmanl Devletinde Yönetici Snf<br />

Açsndan Müsadere Uygulamas, in. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XII, S. 1-2, Y. 2008,<br />

s. 391-392.<br />

8 Moğol Hukukunda müsadere için bkz., Alinge, Curt; Moğol Kanunlar, Sevinç Matbaas, Ankara, 1967,<br />

s. 286-287.<br />

9 İslam Hukukunda müsadere için bkz. , Akylmaz, s. 391; Esen, Hüseyin; İslam Hukuku Açsndan<br />

Müsadere, in. İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XV, S. Kş- İlkbahar, Y. 2002,<br />

s. 214.<br />

10 Osmanl Hukukunda müsadere için bkz. , Akylmaz, s. 391; Üçok, Coşkun/Mumcu, Ahmet/ Bozkurt,<br />

Gülnihal; Türk Hukuk Tarihi, 13. Bas, Turhan, Ankara, 2008, s. 306.<br />

11 Özön, Mustafa Nihat; Osmanlca-Türkçe Sözlük, 10. Bask, İnklap Yaynlar, İstanbul, 2008, s. 764.<br />

12 Özön, s. 565.<br />

13 Şener, Esat; Hukuk Sözlüğü, 1. Bask, Seçkin, Ankara, 2001, s. 568<br />

14 Karataş, Mehmet; 18-19. yüzyllarda Osmanl Devletinde Baz Müsadere Uygulamalar, in. Ankara<br />

Üniversitesi Osmanl Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, S. 19, Y. 2006, s. 220.<br />

- 49 -


Eşya Müsaderesi<br />

varlkl insanlara ait mallara el konmas 15 anlamlarna gelmektedir.<br />

Yargtay kararlarnda müsadere kavram yerine zoralm kavramnn<br />

kullanldğ da görülmektedir 16 ; fakat belirtmemiz gerekir ki ETCK’dan<br />

sonra TCK’da da madde metninde müsadere kavramnn kullanlmas,<br />

zoralm kavramnn müsaderenin anlamn tam olarak karşlamadğ<br />

gibi elkoyma kavramyla da karşma ihtimalinin bulunmas 17 karşsnda,<br />

müsadere kavramnn kullanlmas daha isabetli olacaktr 18 .<br />

Müsadere kavramnn tanmna uluslararas sözleşmelerde 19 yer<br />

verilirken gerek ETCK’da gerekse TCK’da bir tanm düzenlemesi mevcut<br />

değildir. Bu sebeple müsadere kavram hakknda doktrinde her yazar<br />

benzer şekillerde de olsa kendi tanmn oluşturmuştur 20 . Nüanslarla<br />

15 Ünal, Mehmet Ali; Osmanl İmparatorluğunda Müsadere, in. Türk Dünyas Araştırmalar Dergisi, S. 49,<br />

Y. 1987, s. 95.<br />

16 Yargtay Ceza Genel Kurulu kararlar ve Yargtay Ceza Daireleri kararlar arasnda kavram birliği<br />

mevcut değildir. Örneğin CGK. , 05. 03. 2013 tarih, 2013/8-131 E. , 2013/75 K. sayl kararnda zoralm<br />

kavramn; 09. 07. 2013 tarih, 2013/8-108 E. , 2013/359 K. sayl kararnda müsadere kavramn tercih<br />

etmiştir.<br />

17 Gökcen, Ahmet; Ceza Hukuku Muhakemesinde Basit Elkoyma ve Postada Elkoyma, Yetgin, Ankara,<br />

1997, s. 6-7 (Elkoyma).<br />

18 Ayn görüş için bkz., Gedik, Doğan; 5237 sayl Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayl Ceza Muhakemesi<br />

Kanunu’na Göre Müsadere, Adalet, Ankara, 2007, s. 17.<br />

19 11. 02. 1996 tarih, 22551 sayl R. G ile yaymlanan ve 21. 11. 1995 tarih ve 4136 sayl kanun ile<br />

onaylanan 1988 tarihli Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçlğna Karş Birleşmiş Milletler<br />

Sözleşmesi’nin 1. maddesi uyarnca müsadere; “hakkn kaybedilmesi kavram da dahil olmak üzere,<br />

mahkeme veya başka bir yetkili makamn kararyla mülkiyetin sürekli olarak kaybedilmesi; malvarlğ<br />

maddi veya gayr maddi, menkul veya gayrimenkul ziki varlğ olan veya olmayan her türlü mal ile<br />

bunlar üzerinde mülkiyet veya yararlanma hakkn gösteren hukuki belgeler veya senetler; kazanç 3.<br />

maddenin 1. fıkrasnda yer alan suçlarn işlenmesinden doğrudan veya dolay olarak kaynaklanan her<br />

türlü malvarlğdr.”. (http://www. tbmm. gov. tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc078<br />

/kanun tbmmc078/ kanuntbmmc07804136. pdf, Erişim Tarih: 14/6/2013);<br />

04. 02. 2003 tarih, 25014 sayl R. G ile yaymlanan ve 30. 01. 2003 tarih ve 4800 sayl kanun ile<br />

onaylanan 2000 tarihli BM Snraşan Suçlarla Mücadele Sözleşmesi’nin 2. Maddesine göre müsadere;<br />

“uygulanabildiği hallerde belirli bir hakkn kaybn da kapsayan malvarlğnn, mahkeme veya başka<br />

yetkili bir makamn emriyle, sürekli olarak kayb; malvarlğ gerek maddi gerek gayri maddi, taşnr<br />

veya taşnmaz, somut veya soyut her türlü varlk ve bu tür varlklara ilişkin tasarruf hakkn veya<br />

ayni hakk tevsik eden yasal belgeler veya araçlar; suç geliri suç teşkil eden yasadş bir eylemden<br />

kaynaklanan veya doğrudan veya dolayl olarak elde edilen herhangi bir maldr” (http://www. tbmm.<br />

gov. tr/etik_komisyonu/belgeler/sozlesme_BM. pdf, Erişim Tarih: 14/6/2013).<br />

20 Tanmlar için bkz., Taner, M. Tahir; Ceza Hukuku Umumi Ksm, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi<br />

Yaynlar, İstanbul, 1949, s. 640; Yüce, Turhan Tufan; Ceza Hukukunun Temel Kavramlar, Turhan,<br />

Ankara, 1985, s. 125. Dönmezer, Sulhi/Erman, Sahir; Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, c. 1, 12. Bas, Beta,<br />

İstanbul, 1999, s. 709; Öztürk, Bahri/Erdem, Mustafa Ruhan; Uygulamal Ceza Hukuku ve Güvenlik<br />

Tedbirleri Hukuku, 13. Bask, Seçkin, Ankara, 2013, s. 466; Koca, Mahmut/Üzülmez, İlhan; Türk Ceza<br />

Hukuku Genel Hükümler, Gözden geçirilmiş ve Güncellenmiş 5. Bask, Seçkin, Ankara, 2012, s. 530;<br />

İçel, Kayhan; Ceza Hukuku Genel Hükümler II, Yenilenmiş 5. Bas, Beta, İstanbul, 2013, s. 404;Hakeri,<br />

Hakan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 16. Bask, Adalet, Ankara, 2013, s. 636; Soyaslan, Doğan; Ceza<br />

Hukuku Genel Hükümler, Güncelleştirilmiş 5. Bask, Yetkin, Ankara, 2012, s. 596; Toroslu, Nevzat;<br />

Ceza Hukuku Genel Ksm, 19. Bask, Savaş, Ankara, 2013, s. 439; Özbek, Veli Özer/Kanbur, Mehmet<br />

Nihat/Doğan, Koray/Bacaksz, Pnar/ Tepe, İlker; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Güncellenmiş ve<br />

Geliştirilmiş 3. Bask, Seçkin, 2012, s. 613; Demirbaş, Timur; Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bask,<br />

Seçkin, Ankara, 2012, s. 606; Artuk, Mehmet Emin/Gökcen, Ahmet/Yenidünya, A. Caner; Ceza Hukuku<br />

- 50 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

yazar saysnca tanm bulunan eşya müsaderesini; işlenmiş ya da<br />

işlenecek suçla ilgili bulunan eşyann mülkiyetinin devlete geçirilmesini<br />

sağlayan bir güvenlik tedbiri olarak tanmlayabiliriz.<br />

C. Hukuki Nitelik<br />

ETCK döneminde müsadereye ilişkin tartşmalardan biri de müsaderenin<br />

hukuki niteliğine ilişkindir. ETCK’nn 11. maddesinde cezalarn<br />

saylmas bununla birlikte müsadereye değinilmemiş olmas sebebi<br />

ile doktrinde bu konuda iki görüş ortaya çkmştr. Bu görüşlerden<br />

biri, 11. maddede müsaderenin cezalar arasnda saylmamas sebebi<br />

ile güvenlik tedbiri niteliğinde olduğunu savunurken 21 ; diğer görüş<br />

müsaderenin düzenlendiği 36/1 maddesinin ceza, 36/2 maddesinin<br />

emniyet tedbiri niteliğinde olduğunu savunmaktadr 22 . Doktrinde<br />

müsaderenin özünde ceza olduğuna dair görüş de bulunmaktadr 23 .<br />

Yargtay Ceza Genel Kurulu (CGK) bu dönemde 05/12/1988 tarih ve<br />

327/505 sayl kararnda müsaderenin feri ceza niteliğinde olduğunu;<br />

04/12/1989 tarih ve 330/386 sayl, 02/10/1989 tarih ve 200/274<br />

sayl, 14/06/1982 tarih ve 129/279 sayl kararlarnda ETCK’nn<br />

11. maddesinde saylan cezalar arasnda yer almayan müsaderenin<br />

bir ceza olmayp cezai mahkumiyetin bir sonucu olan bir tedbir<br />

olduğunu; 05/01/1944 tarih ve 33/1 sayl İçtihad Birleştirme Karar ile<br />

20/02/1989 tarih ve 522/62 sayl kararnda ise müsaderenin kanunda<br />

yazl durumlarda belirli mallarn mülkiyet hakknn sahiplerinden<br />

alnarak devlete geçmesini sağlayan ve bazen ceza bazen de tedbir<br />

olarak uygulanan bir yaptrm olduğunu belirtmiştir 24 .<br />

TCK’da ise müsadere bir güvenlik tedbiri olarak düzenlenmiştir 25 .<br />

Müsaderenin güvenlik tedbiri olarak düzenlenmesinin nedeni ise<br />

TCK’nn müsadereyi suç işlemesini engelleyen bir araç olarak görmesi<br />

Genel Hükümler, Yeniden Gözden Geçirilmiş 3. Bas, Turhan, Ankara, 2007, s. 1017; Centel, Nur/Zafer,<br />

Hamide/Çakmut, Özlem; Türk Ceza Hukukuna Giriş, Yenilenmiş ve Gözden Geçirilmiş 7. Bask, Beta,<br />

İstanbul, 2013, s. 702; Hafızoğullar, Zeki; Ceza Hukuku Ders Notlar, http://www. zekihazogullari.<br />

com/Ceza Hukuku %20Ders%20Notlari. pdf, 04. 06. 2008, Erişim Tarihi: 24. 03. 2013; Zafer, Hamide;<br />

Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Bask, Beta, İstanbul, 2011, s. 534; Gedik, s. 8.<br />

21 Aydn, Öykü; Malvarlğna İlişkin Bir Emniyet Tedbiri Olarak Türk Ceza Yasas’nda Müsadere, in. Ankara<br />

Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 43, S. 1-4, Y. 1993, s. 143; Yüce, s. 127; Centel/Zafer/Çakmut,<br />

s. 702-703;Hafızoğullar, s. 614; Certel, Abdulkadir; Müsadere, Seçkin, Ankara, 2008, s. 17.<br />

22 Dönmezer/Erman, s. 712; Savaş, Vural/Mollamahmutoğlu, Sadk; Türk Ceza Kanunun Yorumu, 1.<br />

Bask, Seçkin, Ankara, 1995, s. 391; Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 615.<br />

23 Altürk, Yaşar; Türk Ceza Kanunu Reformu, Birinci Kitap- Toplumsal Değişim Sürecinde Türk Ceza<br />

Kanunu Reformu Paneli, 1. Bask, TBB Yaynlar, Ankara, 2004, s. 108; Bayraktar, Köksal; Türk Ceza<br />

Kanunu Tasar s’na İlişkin Genel Bir Değerlendirme ve Genel Hükümler Üzerine Birkaç Eleştiri, Türk<br />

Ceza Kanunu Reformu, 2. Kitap, Makaleler-Görüşler-Raporlar, TBB Yaynlar, Ankara, 2004, s. 29.<br />

24 Bakc, Sedat; Ceza Hukuku Genel Hükümleri, 2. Bask, Adalet, Ankara, 2008, s. 1236.<br />

25 Ayn görüşte; Özgenç, İzzet; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Gözden geçirilmiş ve güncellenmiş 8.<br />

Bas, Seçkin, Ankara, 2013, s. 739; Toroslu, s. 436 vd. ; İçel, s. 404-405; Soyaslan, s. 596; Centel/Zafer/<br />

Çakmut, s. 703; Koca/Üzülmez, s. 530; Hakeri, s. 637; Bakc, s. 1236; Certel, s. 23; Yerdelen, s. 56.<br />

- 51 -


Eşya Müsaderesi<br />

ve müsaderenin uygulanmas için ceza yaptrmnn şart olmamasdr 26 .<br />

Bununla birlikte doktrinde müsaderenin ceza olduğunu savunan<br />

görüş de bulunmaktadr 27 . TCK döneminde Yargtay ise müsaderenin<br />

güvenlik tedbiri olduğuna hükmetmiştir 28 .<br />

D. Eşya Müsaderesi ve Benzeri Kavramlar: Elkoyma, Mülkiyetin<br />

Kamuya Geçirilmesi, Dosyada Delil Olarak Saklama<br />

Mülkiyet hakknn kullanmna yönelik kstlamalar sebebi ile müsadere<br />

ile elkoyma, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve dosyada delil olarak<br />

saklama kurumlar benzer özellikler gösterse de gerek nitelikleri<br />

gerekse amaçlar bakmndan aralarnda büyük farklar vardr.<br />

1. Müsadere ve El koyma<br />

Delil teşkil edebilecek nitelikteki eşya hakknda uygulanan böylece<br />

sağlkl bir soruşturma ve kovuşturma için gerekli tedbirlerden olan<br />

el koyma bir ceza muhakemesi kurumudur 29 . Hakknda el koyma<br />

karar verilen bir eşya için sonradan müsadere karar da verilebilir<br />

ki bu anlamda iki kurumun birbirlerini tamamlayc özellik taşdğ<br />

da söylenebilir.<br />

TCK’nn genel hükümlerinde 54. ve 55. maddelerinde güvenlik tedbiri<br />

olarak düzenlenen müsadere ile eşyann veya kazancn mülkiyeti devlete<br />

geçmekteyken, 5271 sayl Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 123.<br />

maddesinde koruma tedbiri olarak düzenlenen el koymada ise eşya<br />

belirli bir süre devletin korumas altnda kalmaktadr. Yani müsaderede<br />

aslolan süreklilik iken, el koymada geçicilik söz konusudur 30 .<br />

Müsadere ve el koyma hükümlerinden de anlaşlacağ üzere müsaderede<br />

yasal şartlar oluştuğunda uygulama zorunluyken el koymada bu<br />

ihtiyaridir.<br />

Müsadere mahkemece verilen bir kararken, elkoyma hâkim karar<br />

26 Soyaslan, s. 596.<br />

27 Şen, Ersan; Yeni Türk Ceza Kanunu Yorumu, Vedat, İstanbul, 2006, s. 176-177; Yazar, Anayasann<br />

38. maddesinde yer alan “genel müsadere cezas verilemez” hükmü ile tedbirin geçici, cezann<br />

kalc mahiyette olup mülkiyetin kişi elinden alnarak devlete geçmesiyle kalc bir durum ortaya<br />

çkarmasn esas almaktadr. ; Öztürk/Erdem, s. 467; Yazarlar, müsaderenin suçun karşlğ olarak<br />

faile yönelmesinden ötürü ceza niteliğinde olduğunu savunmaktadr. ; Gedik, s. 19-20, Yazar, 54/1-<br />

2 maddelerinde yer alan müsadere ile kazanç müsaderesinin daha çok ceza niteliğinde olduğunu<br />

savunmaktadr. ; Gedik’le ayn görüş için bkz., Demirbaş, s. 606; Yurtcan, Erdener, Yeni Kaçakçlkla<br />

Mücadele Kanunu Şerhi, Beta, İstanbul, 2007, s. 105, Yazar müsaderenin güvenlik tedbiri olarak<br />

düzenlendiğini kabul etmekle birlikte güvenlik tedbirinin sonuç olarak suçtan ötürü uygulanan ceza<br />

yaptırm olduğunu belirtmektedir.<br />

28 CGK. , 05. 06. 2012 tarih, 2012/10-769 E. , 2012/223 K.<br />

29 Centel/Zafer/Çakmut, s. 703; Gökcen, Elkoyma, s. 49.<br />

30 Centel/Zafer/Çakmut, s. 703; Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 614; Aydn, s. 145; İçel, s. 405;<br />

Baytaz, Abdullah Batuhan; Türk Ceza Kanununda Müsadere, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü, Yaynlanmamş Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2009, s. 26-27.<br />

- 52 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

üzerine veya gecikmesinde saknca bulunan hâllerde cumhuriyet<br />

savcsnn, Cumhuriyet savcsna ulaşlamadğ hallerde ise kolluk<br />

amirinin yazl emri ile kolluk görevlileri tarafndan yaplr 31 .<br />

Güvenlik tedbiri olarak müsaderenin amac genel önleme, özel önleme<br />

ve kefaret iken, el koymann amac delillerin muhafaza altna alnmasn<br />

ve verilen kararn yerine getirilmesini sağlamaktr 32 .<br />

El koyma kararlarna karş itiraz söz konusuyken, müsaderede değeri<br />

yasal snr aşan eşya için temyiz yoluna başvurulabilir 33 .<br />

2. Müsadere ve Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi<br />

TCK, ETCK’da yer alan suçlarn cürüm ve kabahat olarak ayrmna son<br />

vermiş ve kabahatler 5326 sayl Kabahatler Kanunu ile düzenlenmiştir.<br />

Kabahatler Kanunu’nun 16/2 maddesinde kabahatler karşlğnda<br />

uygulanacak olan idarî yaptrm çeşitlerinden biri olarak mülkiyetin<br />

kamuya geçirilmesi tedbiri kabul edilmiş, 18. maddesinde ise mülkiyetin<br />

kamuya geçirilmesi ile ilgili genel hükme yer verilmiştir. Bu genel<br />

hükümden 34 yola çkarak mülkiyetin kamuya geçirilmesini, kabahatin<br />

konusunu oluşturan veya kabahatin işlenmesi suretiyle elde edilen<br />

eşyann mülkiyetinin kanunda açk hüküm bulunmas şartyla ve idari<br />

bir kararla kamuya geçirilmesi olarak tanmlanabilir. Bu tedbirin<br />

idare tarafndan ve yarg karar olmakszn uygulanabilir olmasndan<br />

dolay doktrinde mülkiyetin kamuya geçirilmesi kavram yerine idari<br />

müsadere kavram da kullanlmaktadr 35 .<br />

Kabahatler Kanunu’nun 16. maddesine ilişkin gerekçede kavram<br />

kargaşasna neden olmamak için kabahatlerle bağlantl olarak<br />

müsadere kavram yerine mülkiyetin kamuya geçirilmesi kavramnn<br />

kullanldğ belirtilmiş; 18. maddesine ilişkin gerekçede ise kaim<br />

değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesinde TCK’nn eşya ve kazanç<br />

müsaderelerine ilişkin madde metinlerine ve gerekçelerine atfta<br />

bulunarak müsadere ve mülkiyetin kamuya geçirilmesi arasndaki<br />

ilişkiye değinmiştir. Yine 18. maddeye ilişkin gerekçede müsaderen<br />

31 Centel/Zafer/Çakmut, s. 703.<br />

32 Gökcen, Elkoyma, s. 92.<br />

33 CGK. , 31/01/2012 tarih, 2011/3-222 E. , 2012/5 K. sayl kararnda “Ceza Genel Kurulunca 09. 03. 2010<br />

gün ve 237–51 ve son olarak da 15. 11. 2011 gün ve 213–227 sayl kararlarla çözüme kavuşturulduğu<br />

üzere; 04. 06. 1936 gün ve 12–14 sayl İçtihad Birleştirme kararnda; ‘zoralm kararlarnn temyiz<br />

edilebilme snrnn saptanmasnda Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasnn esas alnmas gerektiği’<br />

vurgulanmş olup, bu güne kadar istikrarl olarak devam eden uygulamann 5237 sayl TCK’nn<br />

yürürlüğe girmesinden sonra değiştirilmesini gerektirecek herhangi bir neden bulunmamaktadr. ”.<br />

34 5326 sayl kanunun 18/1 maddesi “Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde<br />

edilen eşyann mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açk hüküm bulunan hallerde karar<br />

verilebilir. ”.<br />

35 Mahmutoğlu, Fatih Selami; Kabahatleri Suç Olmaktan Çkarma Eylemi ve Düzene Aykrlklar<br />

Hukukunda İdari Yaptırm Rejimi, İstanbul, 1995, s. 152.<br />

- 53 -


Eşya Müsaderesi<br />

farkl olarak mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin kararn idari<br />

nitelikte bir karar olduğu vurgulanarak iki kavram arasndaki farka<br />

değinilmiştir.<br />

Müsaderenin kastl suçlarda uygulanrken, mülkiyetin kamuya<br />

geçirilmesinin kanunda düzenlenen hallerde kast veya taksir<br />

aranmakszn uygulanmas; kabahatlerde teşebbüsün mümkün<br />

olmamas nedeniyle bu halde mülkiyetin kamuya geçirilmesi mümkün<br />

değilken, suça teşebbüs halinde müsaderenin uygulanabilmesi ise iki<br />

kavram arasndaki diğer temel farklardr 36 .<br />

3. Müsadere ve Dosyada Delil Olarak Saklama<br />

Suç Eşyas Yönetmeliğinin 16/e maddesinde bahsi geçen dosyada delil<br />

olarak saklama; mahiyetleri itibaryla müsadereye konu edilemeyen<br />

eşyalar hakknda uygulanan ve yarglama sonunda verilen bu yöndeki<br />

karar doğrultusunda eşyann ilgili dosyasnda delil olarak muhafaza<br />

edilmesini sağlayan bir kurumdur.<br />

Uygulamada skça kullanlan dosyada delil olarak saklama özellikle<br />

müsadere şartlarn taşmayan ve başl başna delil niteliğinde olan<br />

ya da suç konusunu oluşturan eşyalar için kullanlmaktadr 37 . Faili<br />

meçhul olaylarda, failin kimliğinin tespit edilmesi ihtimaline binaen<br />

suçta kullanlan ya da başl başna suç unsuru saylan eşyalar hakknda<br />

da şüphelinin savunma hakkn kstlamama adna müsadere yerine<br />

dosyada delil olarak saklama uygulanmas gereken bir kurumdur.<br />

Yargtay 1. CD. , 2012/2008 E. , 2012/4100 K. , 22/05/2012 tarihli<br />

kararnda “Olay yerinde ele geçirilen 6136 Sayl Kanunun 12/4<br />

maddesi kapsamnda vahim nitelikteki tüfeği kullanan şüphelinin<br />

veya tüfek sahibinin tespit edilememiş olmas karşsnda, her ne kadar<br />

tüfeğe ilişkin ekspertiz raporu alnmş ise de soruşturmann devamnda<br />

her zaman yeni delil elde edilebileceğinden ve şüphelinin yakalanmas<br />

durumunda ekspertiz raporuna itirazda bulunulabileceğinden suça<br />

konu tüfeğin zamanaşm sonuna kadar dosyasnda delil olarak<br />

saklanmasna karar verilmesi gerekirken, müsaderesine karar<br />

36 Yerdelen, Erdal; Müsadere ve Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi, Adalet, Ankara, 2010, s. 42.<br />

37 11. CD. , 10/11/2009 tarih, 2007/507 E. , 2009/12858 K. sayl kararnda “Suça konu nüfus cüzdannn<br />

delil olarak dosyada saklanmas yerine müsaderesine karar verilmesi”<br />

11. CD. , 11/02/2009 tarih, 2008/12102 E. , 2009/818 K. Sayl kararnda “Sanğa yüklenen suçun<br />

kantı bulunan sahte sürücü belgesinin dosyada delil olarak saklanmas yerine müsaderesine karar<br />

verilmesi”<br />

11. CD. , 29/09/2006 tarih, 3685/7376. Sayl kararnda “Suça konu kredi kartlar ile sliplerin dosyada<br />

delil olarak saklanmas gerekirken zoralmna karar verilmesi”<br />

11. CD. , 10/11/2009 tarih, 2007/507 E. , 2009/12858 K. Sayl kararnda “ Suçta kullanlan av tüfeği<br />

kovanlar ile tabanca mermi çekirdeklerinin müsaderesi yerine dosyada delil olarak saklanmasna<br />

karar verilmesi”<br />

- 54 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

verilmesi” şeklindeki kararla müsadere ve dosyada delil olarak olarak<br />

saklama arasndaki amaç farkn ortaya koymuştur.<br />

II. TÜRK CEZA KANUNUNA GÖRE EŞYA MÜSADERESİ<br />

A. Genel Olarak<br />

ETCK’nn 36. maddesinde düzenlenen müsadere, mahkûmiyet halinde<br />

cürüm veya kabahatte kullanlan veya fiilin irtikâbndan husule gelen<br />

eşyann fiile iştiraki bulunmayan kimselere ait olmamak koşuluyla<br />

müsaderesi; kullanlmas, yaplmas, taşnmas, bulundurulmas<br />

suç teşkil eden eşyann bir ceza mahkûmiyeti olmasa ve faile ait<br />

bulunmasa bile müsaderesi; taşnmas yasak olmayan silahlarn<br />

ruhsatsz taşnmalar dolaysyla müsaderesi olmak üzere üç halde<br />

söz konusuydu ve ETCK’da kazanç müsaderesi düzenlenmemişti.<br />

Bununla birlikte TCK’da eşya ve kazanç müsadereleri ayr maddelerde<br />

düzenlenmiştir.<br />

TCK’da müsadere genel hükümler arasnda, güvenlik tedbirlerinin<br />

düzenlendiği ikinci bölümde yer almakta böylece bütün suçlar<br />

bakmndan uygulanabilen bir yaptrm olarak kabul edilmektedir.<br />

ETCK’da olduğu gibi ayrca özel kanunlar araclğ ile özel müsadere<br />

hükümleri getirilmesi yoluna gidilmemiş; ETCK döneminde yaplan<br />

eleştiriler dikkate alnarak eşdeğer müsadere, kaim değer müsaderesi,<br />

ksm müsadere, orantllk ilkesi, ortak mülkiyet halinde müsadere<br />

de hüküm altna alnmş ve 5237 sayl TCK’da müsadere konusu<br />

ayrntl olarak düzenlenmiştir 38 .<br />

B. Eşya Müsaderesi Ve Şartlar<br />

1. Eşya Müsaderesi<br />

Eşya müsaderesi TCK’nn 54. maddesinde 6 fkra halinde düzenlenmiştir.<br />

Daha önce belirttiğimiz üzere doktrinde birçok tanm bulunmakla<br />

birlikte madde metninden yola çkarak eşya müsaderesini kastl bir<br />

suçun işlenmesinde kullanlan veya suçun işlenmesine tahsis edilen<br />

ya da suçtan meydana gelen eşyann yahut kamu güvenliği, kamu<br />

sağlğ veya genel ahlak açsndan tehlikeli olmas durumunda suçun<br />

islenmesinde kullanlmak üzere hazrlanan eşyann; bunlarn ortadan<br />

kaldrlmas, elden çkarlmas, tüketilmesi veya müsaderenin başka<br />

türlü imkânsz hale gelmesi durumunda söz konusu eşyann değeri<br />

kadar parann yahut üretimi, bulundurulmas, kullanlmas, taşnmas,<br />

alm ve satm suç oluşturan eşyann mülkiyetinin devlete geçmesi<br />

olarak tanmlayabiliriz 39 .<br />

38 Baytaz, s. 65-66<br />

39 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 613.<br />

- 55 -


2. Eşya Müsaderesinin Şartlar<br />

Eşya Müsaderesi<br />

Madde metninden yola çkarak eşya müsaderesinin şartlarn suç ile<br />

ilgili eşyann müsaderesi ve suç teşkil eden eşyann müsaderesi olarak<br />

iki bölümde inceleyebiliriz 40 .<br />

a. Suçla İlgili Eşyann Müsaderesi<br />

aa. Kastl Bir Suçun Mevcut Olmas<br />

TCK’nn 54/1 maddesinde “…kastl bir suçun…” ifadesi kullanldğndan<br />

eşya müsaderesi için temel şart işlenen suçun kasten işlenmiş<br />

olmasdr 41 . Kast, TCK’nn 21/1 maddesine göre suçun kanuni<br />

tanmndaki unsurlarn bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir.<br />

Yine TCK’nn 21/2 maddesinde kişinin suçun kanuni tanmndaki<br />

unsurlarn gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemesi<br />

olarak tanmlanan olas kast durumunda da müsadere hükümleri<br />

uygulanacaktr.<br />

Kanunun kasten işlenen suç varlğn aramas taksirle işlenen suçlarda<br />

müsaderenin uygulanamayacağ anlamna gelir ki bu düzenleme ETCK’da<br />

madde düzenlemesinde durumun açk olmamas sebebi ile doktrinde<br />

yer alan taksirli suçlarda müsaderenin uygulanp uygulanmayacağ<br />

tartşmasna da son vermiştir. Yargtay ise gerek ETCK döneminde 42<br />

gerekse TCK döneminde müsaderenin kastl suçlarda uygulanmas<br />

gerektiğine hükmetmiştir. Bununla birlikte doktrinde müsaderenin<br />

taksirli suçlarda uygulanmamasnn mantğnn bulunmadğn ileri<br />

süren görüş bulunduğu gibi 43 , yasal düzenlemenin yaplarak bilinçli<br />

taksir durumunda da müsadere uygulanmas gerektiğini savunan<br />

görüş de bulunmaktadr 44 .<br />

Müsaderenin uygulanabilmesi için 765 sayl TCK’nn aksine 5237<br />

sayl TCK’da mahkûmiyet şart aranmamaktadr. Yani kastl suçun<br />

varlğ şartken bu suçtan mahkûm edilme şart değildir 45 . Doktrinde<br />

54/4 maddesi hariç olmak üzere mahkûmiyet şartnn aranmamasn<br />

eleştiren görüş de bulunmaktadr 46 . Yine bu suçun tamamlanmş veya<br />

40 Toroslu, s. 439-441; Baytaz, s. 67.<br />

41 Artuk, Mehmet Emin/Gökcen, Ahmet/Yenidünya, A. Caner; TCK Şerhi, c. 2, Turhan, Ankara, 2009, s.<br />

1384(Şerh); Toroslu, s. 440; Centel/Zafer/Çakmut, s. 706; Öztürk/Erdem, s. 469; İçel, s. 405;Özgenç,<br />

s. 740; Soyaslan, s. 596; Koca/Üzülmez, s. 530; Hakeri, s. 636;Zafer, s. 535; Gedik, s. 107-108; Bakc,<br />

s. 1238;Certel, s. 26; Yerdelen, s. 47-48.<br />

42 2. CD. , 26/05/1992-5187/5839 sayl kararnda “Sanğn dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu ölüme<br />

sebebiyet verme suçunda kullandğ av tüfeğinin kasti suçlarda uygulama olanağ bulunan TCK’nn<br />

36. maddesine dayanlarak zor almna karar verilmesi”(Bakc, s. 1258).<br />

43 Soyaslan, s. 596.<br />

44 Bakc, s. 1237.<br />

45 Toroslu, s. 440; Centel/Zafer/Çakmut, s. 706; Koca/Üzülmez, s. 530; Hakeri, s. 637; Özgenç, s. 743;<br />

Certel, s. 25; Yerdelen, s. 56.<br />

46 Yurtcan, s. 105.<br />

- 56 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

teşebbüs aşamasnda kalmş olmas veya tek başna yahut iştirak<br />

halinde işlenmiş bulunmas müsadere açsndan önem taşmaz 47 .<br />

Meşru savunma, zorunluluk hali veya yasada öngörülen diğer hukuka<br />

uygunluk nedenlerinin varlğ halinde eşya niteliği itibari ile bizzat<br />

suç oluşturmuyorsa müsadere edilemeyecekken 48 ; akl hastalğ, yaş<br />

küçüklüğü gibi kusur yeteneğini etkileyen yahut kişisel cezaszlk<br />

nedenlerinin bulunduğu durumlarda müsadere karar verilebilecektir 49 .<br />

CGK. 20. 12. 2011 tarih, 6-219/280 sayl kararnda failin yaş küçüklüğü<br />

veya akl hastalğ sebebi ile cezalandrlamadğ hallerde niteliği itibaryla<br />

bizzat suç oluşturmayan eşyann müsaderesine karar verilebileceğine<br />

hükmetmiştir 50 .<br />

bb. Eşyann Suçla İrtibatl Olmas<br />

Hukuki anlamda eşya üzerinde ferdi hâkimiyet sağlanabilecek iktisadi<br />

bir değer taşyan kişi dş cismani varlklardr 51 . Canl insan vücudu<br />

ve organlar hukuken eşya kavram dşndayken 52 insan vücudundaki<br />

kesilen saç, çekilen diş gibi ayrlan parçalar eşya mahiyetindedir 53 .<br />

Ancak insan vücudundan ayrlan bu biyolojik parçalar eşya saylsa<br />

da müsadere durumunda CMK’nn ilgili hükümlerince ayrks durum<br />

sergileyebilir ve müsadereye tabi tutulamayabilirler 54 . Somut olmayan<br />

hak ve alacaklar ile fikri haklar eşya müsaderesinin konusu olamazlar;<br />

fakat şartlar oluştuğunda kazanç veya kaim değer müsaderesine konu<br />

olabilirler 55 . Doktrinde ceset, ceset ksmlar, düşük veya ölü doğan<br />

cenin yahut yasadş yollarla elde edilen böbrek, göz gibi vücudun baz<br />

parçalarnn müsadereye konu edilebileceği de savunulmaktadr 56 . Yine<br />

parann eşya saylp saylmayacağ doktrinde tartşmaldr 57 . Yargtay’a<br />

göre para, döviz, altn gibi değerler eşya müsaderesinin değil kazanç<br />

müsaderesinin konusudurlar. 58<br />

47 Öztürk/Erdem, s. 469-470;Hakeri, s. 637; Yerdelen, s. 47.<br />

48 İçel, s. 406; Centel/Zafer/Çakmut, s. 706; Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1390-1391; Bakc, s. 1246.<br />

49 İçel, s. 406; Centel/Zafer/Çakmut, s. 706; Koca/Üzülmez, s. 530-531; Hakeri, s. 637; Demirbaş, s. 606;<br />

Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1390-1391; Bakc, s. 1238.<br />

50 İçel, s. 406.<br />

51 Oğuzman, Kemal/Seliçi, Özer, Eşya Hukuku, Tamamen Yenilenerek Baslmş 9. Bask, Filiz, İstanbul,<br />

2002, s. 4.<br />

52 Öztürk/Erdem, s. 469; Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1385; Gedik, s. 109; Yerdelen, s. 48.<br />

53 Oğuzman/Seliçi, s. 4; Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1385; Gedik, s. 109.<br />

54 5. CD. , 27/01/2011 tarih, 2010/8569 E. , 2011/367 K. sayl kararnda “Adli Emanette kaytl mağdure<br />

ile sanklar S. D ve O. D’ye ait kan ve kl örneklerinin kararn kesinleşmesine müteakip imhasna karar<br />

verilmesi yerine müsaderesine karar verilmesi”.<br />

55 Bakc, s. 1237; Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 617.<br />

56 Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1386; Bakc, s. 1237.<br />

57 Aydn, s. 149, Yazara göre çalnmş eşyann satılmasyla elde edilen para suçtan meydana gelmiş eşya<br />

nitelindedir. ; Yerdelen, s. 48-49, Yazara göre faile ait olup suç işlemek amacyla kullanlan para da<br />

eşya niteliğindedir. ; Hafızoğullar, s. 615.<br />

58 15. CD. , 22/11/2012 tarih, 2012/9917 E. , 2012/44079 K. Sayl kararnda “Sanklarn evlerinde yaplan<br />

- 57 -


Eşya Müsaderesi<br />

Yapay uzuvlar bakmndan diş dolgusu gibi vücuda ayrlmaz şekilde<br />

bağl olan parçalar eşya vasfnda değilken peruk, takma diş gibi<br />

vücuttan ayrlacak şekilde taklan yapay uzuvlarn eşya olduğu kabul<br />

edilmektedir 59 . Ayrca vücuda ayrlmaz şekilde birleşen eşyalarn<br />

müsaderesi insan haysiyetinin dokunulmazlğ ilkesine de aykrlk<br />

teşkil eder.<br />

İnsan ne suç aleti ne de eşya saylmazken 60 insan dşnda kalan canllar<br />

eşyadr ve müsadereye konu olabilir. 61<br />

Eşyann mütemmim cüzü (bütünleyici parça) ve teferruat (eklenti)<br />

arasnda bir ayrm yapmak gereklidir. Medeni Kanunun 684. maddesinin<br />

ikinci cümlesine göre bütünleyici parça yerel adetlere göre asl şeyin<br />

temel unsuru olan ve o şey zarara uğratlmadkça, yok edilmedikçe<br />

veya yaps değiştirilmedikçe ondan ayrlmasna olanak bulunmayan<br />

parçadr. Eklenti ise asl şey malikinin anlaşlabilir arzusuna veya yerel<br />

adetlere göre işletilmesi, korunmas veya yarar sağlamas için asl şeye<br />

sürekli olarak özgülenen ve kullanlmasnda birleştirme takma veya<br />

başka bir biçimde asl şeye bağl klnan taşnr maldr. Bütünleyici<br />

parçalar bağmsz bir mal olarak varlk arz etmedikleri halde eklenti<br />

bağmsz mal vasfn korumaktadr. 62 Bu sebeple mütemmim cüzler asl<br />

eşyaya bağl bulunmalar sebebi ile müsadereye konu edilebilecektir;<br />

fakat teferruatn asl eşyaya bağl olarak suçun işlenmesinde bir<br />

fonksiyonunun bulunup bulunmadğ araştrlmaldr 63 . Bu anlamda<br />

bir tabancann şarjörü müsadere edilebilecekken klf ya da temizlik<br />

aletleri müsadere edilemeyecektir 64 .<br />

Bütünleyici parçalar asl eşyann ana unsurunu oluşturmalar sebebi<br />

ile asl eşya ile birlikte müsadereye tabi iken teferruat asl eşya ile<br />

birlikte suçun işlenmesinde kullanlmamş ise asl eşya ile birlikte<br />

müsadere edilmemelidir. Örnek vermek gerekirse suçta kullanlan silah<br />

ile birlikte eklenti mahiyetinde olan silaha ait klf suçun işlenmesinde<br />

bir görevi bulunmamas sebebi ile müsadere edilmemeliyken, silaha<br />

ait bütünleyici parça mahiyetindeki şarjör müsadere edilmelidir 65 .<br />

aramada ele geçirilen ve emanetin 2008/7945 srasnda bulunan ve nitelikleri belirtilen altınlar, döviz<br />

cinsinden yabanc paralar ile Türk paralarnn TCK. nun 55. maddesi yerine 54. maddesi gereğince<br />

müsaderesine karar verilmesi yasaya aykrdr”.<br />

59 Oğuzman/Seliçi, s. 4.<br />

60 Delogu, Mauro; Suç Genel Teorisinde Alet, in. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 41, S.<br />

1-4, Çeviren:Doğan Soyaslan, s. 74.<br />

61 3. CD. , 19/03/2009, 2008/10768-2009/5339 sayl kararnda “Sanğn eyleminin sabit görülmesi<br />

nedeniyle suçta kullanlan katır ve semerin satılmş ise bedelinin irat kaydna satılmamş ise<br />

müsaderesine karar verilmesi gerekirken sanğa geri verilmesi”.<br />

62 Oğuzman/Seliçi, s. 231.<br />

63 Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1386-1387.<br />

64 Bakc, s. 1238.<br />

65 Yaşar, Osman/Gökcan, Hasan Tahsin/Artuç, Mustafa; Türk Ceza Kanunu, Adalet, Ankara, 2010, c. 2, s. 1756.<br />

- 58 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

Bir eşyann müsadere edilebilmesi için onun yasaca bir amaca tahsis<br />

edilmemiş olmas ya da devletin mülkiyetinde bulunmamas gerekir 66 .<br />

Yargtay’n görüşü de bu yöndedir. 1. CD. , 10. 05. 1993 tarih, 691/1018<br />

sayl kararnda “mir’i silah vasfn haiz tabancann müsaderesine<br />

karar verilmesini” 4. CD. , 30. 09. 1992 tarih 4589/5878 sayl<br />

kararnda “köy demirbaşna kaytl tabancann köy tüzel kişiliğine<br />

geri verilmemesini” yasaya aykr bulmuştur 67 .<br />

cc. Eşyann Suçta Kullanlmas<br />

Suçun işlenmesinde kullanlan veya kullanlmak üzere hazrlanan<br />

eşya 05. 01. 1944 tarih ve 33/1sayl Yargtay İçtihad Birleştirme<br />

Karar’na göre “suçun işlenmesini kolaylaştran harici bir vastadr<br />

ki, o vastann cürümden maksut olan gaye ile münasebeti mücerret<br />

suçun islenmesinden beklenen neticenin elde edilmesine yardm<br />

etmiş olmaktan ibarettir. Bu sebeple mal üzerinde işlenen suçlarda<br />

bir binaya girmeye hizmet eden merdiven, sandk kran veya çivi<br />

söken alet, kilit açan maymuncuk veya anahtar, kaçak maddeyi<br />

tartan ölçü, memnu maddelerin imal veya istihsalinde kullanlan<br />

alet ve edevat gibi şeyler suçta kullanlan veya kullanlmak üzere<br />

hazrlanan şeylerdir. Fakat suça mevzu olan yani üzerinde suç<br />

işlenen şey değildir. Üzerinde suç işlenen şey ise zat cürmü meydana<br />

getiren amildir ki Ceza Kanunu bakmndan bunlar mesela kaçak<br />

mal gibi esasen memnu olan veya kemiyet ve keyfiyetinde hile<br />

yaplmak sureti ile memnuiyet iktisap etmiş bulunan mahiyette<br />

olmadkça müsadereye tabi değildirler. ” 68 şeklinde tanmlanmştr.<br />

Suçta kullanlan eşya; suçun işlenmesinde bizzat 69 ve araç olarak 70<br />

kullanlarak suçun işlenmesini katk sağlayan, sucun icra hareketlerinin<br />

yaplmasna katk sağlayan, suçun icras ile doğrudan ilişkili bulunan<br />

şeydir 71 . Başka bir deyişle eşyann tipte belirtilen hareketin yaplmas<br />

esnasnda kullanlmas, suçun kendisi ile işlendiği eşya, suçta kullanlan<br />

eşyadr 72 . Suçun işlenmesinde kullanlan eşya ile suçu işleyenler arasnda<br />

sk bir ilişki mevcut olup bu durumdaki müsadere münhasran suçun<br />

işlenişine iştirak eden kişilerin mülkiyetindeki eşyaya mütealliktir<br />

ve madde gerekçesinde de belirtildiği üzere eşya kastl bir suçun<br />

işlenmesinde kullanlsa bile suçun işlenişinden haberi olmayan ya da<br />

66 Centel/Zafer/Çakmut, s. 711; Hakeri, s. 636; Zafer, s. 535; Bakc, s. 1246; Aydn, s. 145.<br />

67 Bakc, s. 1246.<br />

68 Bakc, s. 1238.<br />

69 Toroslu, s. 440; İçel, s. 407.<br />

70 Öztürk/Erdem, s. 471.<br />

71 Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1389; Centel/Zafer/Çakmut, s. 706; Gökcen, Elkoyma, s. 94;<br />

Aydn, s. 148; Demirbaş, s. 607; Gedik, s. 114; Certel, s. 38; Yerdelen, s. 49.<br />

72 1. CD. , 01/06/2009 tarih, 2008/6511 E. , 2009/1352 K. Sayl kararnda “Suçla ilgisi bulunmayan bira<br />

şişelerinin sahibine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi”.<br />

- 59 -


Eşya Müsaderesi<br />

iştirak etmeyen kişinin eşyas müsadere edilemeyecektir 73 . Kullanma,<br />

suç tamamlanana kadar ve suçun bitmesinden önce gerçekleştirilmiş<br />

olmaldr 74 . Bu anlamda binaya girmeye yarayan merdiven, kapy<br />

açmaya yarayan maymuncuk 75 , telefon direklerine trmanmay sağlayan<br />

kelepçeli ayakkab, eroin tartan terazi gibi eşyalar suçta kullanlan<br />

eşyalara örnektir 76 .<br />

dd. Eşyann Suça Tahsis Edilmesi<br />

Suça tahsis edilen eşya hazr edilmekle birlikte icra hareketleri<br />

esnasnda ksmen ya da tamamen kullanlmayan 77 ; fakat suçun<br />

işlenmesini kolaylaştran eşyadr 78 . Suçun işlenmesine tahsis edilen<br />

eşyann müsadere edilebilmesi için eşyann suç işlenmesi için sürekli<br />

hazr bulundurulmuş olmas başka bir deyişle tahsisin devamllk<br />

özelliğine sahip olmas gerekmektedir 79 . Bununla birlikte doktrinde<br />

tahsisin süreklilik taşmasna gerek olmadğn savunan görüş de<br />

bulunmaktadr 80 . Kastl suçta iyiniyetli üçüncü kişiye ait eşyalarda suç<br />

işlemeye yönelik tahsisten söz edilemez 81 . Suçun işlenmesinde kullanlan<br />

eşya ile suçun işlenmesine tahsis edilen eşya kavramlar birbirine<br />

yakndr. Suçta kullanlan eşya tipte yazl hareketi gerçekleştirmek için<br />

kullanlan eşya iken suça tahsis edilen eşya hareketin yaplmasndan<br />

önce veya sonra kullanlabilir 82 .<br />

Doktrinde bir görüşe göre suçun işlenmesine tahsis edilen eşya ifadesinin<br />

ne anlama geldiği madde gerekçesinde açklanmamş olmakla birlikte<br />

suçun islenmesine tahsis edilen eşya ifadesi, aslnda ETCK’da yer<br />

alan “. . cürümde… kullanlmak üzere hazrlanan eşya” ifadesinden<br />

başka bir şey değildir 83 .<br />

ee. Eşyann Suçtan Meydana Gelmesi<br />

Suçtan meydana gelen eşya önceden mevcut değilken suçun vücut<br />

vermesiyle oluşan eşyalardr 84 . Başka bir deyişle suç ile meydana<br />

73 Özgenç, s. 740.<br />

74 Centel/Zafer/Çakmut, s. 704; Öztürk/Erdem, s. 470; Koca/Üzülmez, s. 530; Yerdelen, s. 50.<br />

75 Toroslu, s. 440.<br />

76 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 1023; Gökcen, Elkoyma, s. 94.<br />

77 Toroslu, s. 440; Öztürk/Erdem, s. 470; İçel, s. 407; Centel/Zafer/Çakmut, s. 706; Demirbaş, s. 607.<br />

78 Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1389; Yerdelen, s. 51; Gedik, s. 123.<br />

79 Özgenç, s. 741; 7. CD. , 22/02/2012 tarih, 2009/5805 E. 2012/3152 K. Sayl kararnda “Kaçağa tahsis<br />

edilmediği ve zulas bulunmadğ anlaşlan 30 A. 6. . plakal aracn müsaderesine yer olmadğna”.<br />

80 Bakc, s. 1240; Gedik, s. 122.<br />

81 Özgenç, s. 741.<br />

82 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 618.<br />

83 Hafızoğullar, s. 616.<br />

84 Centel/Zafer/Çakmut, s. 708; Artuk/Gökcen/Yenidünya, (Şerh), s. 1389-1390; Özbek/Kanbur/Doğan/<br />

Bacaksz / Tepe, s. 618; Aydn, s. 149; Toroslu, s. 440; Demirbaş, s. 608; Bakc, s. 1240; Certel, s. 41;<br />

Yerdelen, s. 51.<br />

- 60 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

gelen eşya arasnda nedensellik bağ bulunmaldr 85 . Tağyir veya tahvil<br />

edilmek sureti ile meydana gelen eşya da suçtan meydana gelen eşya<br />

niteliğindedir 86 . Bir eşyann suçtan meydana gelmesi doğal olarak o<br />

suçun başladğn gösterir 87 .<br />

Uyuşturucu veya uyarc madde üretiminde kullanlan ve bu nedenle<br />

yetiştirilmesinin izinsiz olarak yaplmas yasak olan bitkilerin<br />

yetiştirilmesi durumunda bu bitkilerin 88 ya da sahte olarak düzenlenen<br />

belgelerin 89 müsaderesi bu duruma örnektir.<br />

Suçtan meydana gelen eşya banka mevduat, ipotek haklar, müşterek<br />

mülkiyet üzerindeki pay hakk gibi gerçekte cismani varlğ olmayan<br />

ve sahibine hak sağlayan değerleri de kapsarken 90 , uyuşturucu madde<br />

ticareti ya da kumar oynanmas örneklerinde olduğu gibi dolayl yoldan<br />

elde edilen değerler kazanç müsaderesi içinde değerlendirilmelidir 91 .<br />

ff. Eşyann Suçta Kullanlmak Üzere Hazrlanmas<br />

Suçta kullanlmak üzere hazrlanan eşya fiilin meydana getirilmesi için<br />

hazrlanmş ancak tamamen veya ksmen kullanlmamş eşyalardr 92 .<br />

Bu anlamda suçta kullanlmak üzere hazrlanan eşya, failce kullanlmak<br />

istenmiş ancak etkili olarak kullanlamamş yetersiz ya da elverişsiz<br />

yahut suçta kullanlan diğer araçlara göre yardmc ya da ikinci planda<br />

kalan eşyay da kapsar 93 . Suçta kullanlmak üzere hazrlanmş eşyann<br />

müsaderesi henüz icra hareketlerine başlanmadğndan ötürü mümkün<br />

değildir; ancak bu eşya kamu sağlğ, kamu güvenliği veya genel ahlak<br />

açsndan tehlikeli olmas durumunda müsadere edilebilecektir 94 . Bu<br />

sebeplerle eşyann kamu güvenliği, kamu sağlğ ya da genel ahlak<br />

bakmndan başl başna bir tehlike oluşturmas gerekmektedir 95 .<br />

Tehlikeden anlaşlmas gereken ise zarar tehlikesidir 96 . Bir kimsenin<br />

öldürülmesi için hazrlanan patlayc ya da zehir ya da internette<br />

yaynlanmak üzere hazrlanan pornografik görüntüler bu duruma<br />

örnek gösterilebilir 97 .<br />

85 Öztürk/Erdem, s. 470.<br />

86 Aydn, s. 149.<br />

87 Centel/Zafer/Çakmut, s. 708.<br />

88 Özgenç, s. 742-743; Aydn, s. 149.<br />

89 Toroslu, s. 440.<br />

90 Karş görüş için bkz., Bakc, s. 1237.<br />

91 İçel, s. 408.<br />

92 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 1023; Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 618; Öztürk/Erdem, s.<br />

470; Yerdelen, s. 50; Demirbaş, s. 607; Certel, s. 39.<br />

93 Aydn, s. 149.<br />

94 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 1023; Centel/Zafer/Çakmut, s. 709; Özgenç, s. 742; Zafer, s. 535; Koca/<br />

Üzülmez, s. 529.<br />

95 Özgenç, s. 742; Centel/Zafer/Çakmut, s. 709; Hakeri, s. 637; Koca/Üzülmez, s. 532.<br />

96 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 618.<br />

97 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 1023-1024.<br />

- 61 -


Eşya Müsaderesi<br />

Kanun koyucunun müsaderede tehlikeyi yeterli saymas ve henüz icra<br />

hareketleri başlamadan srf eşyann niteliğinden yola çkarak mülkiyet<br />

hakkna müdahale etmesi demokratik toplum gereklerine aykr olduğu<br />

görüşü ile doktrinde eleştiriye neden olmuştur 98 .<br />

TCK’nn 2/1 maddesinde “kanunun açkça suç saymadğ bir fiil için<br />

kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz” şeklinde<br />

ifade edildiği üzere henüz suç işlememiş kişi hakknda güvenlik tedbiri<br />

uygulanmas kişi dokunulmazlğ ve hürriyetini tehlikeye düşürür.<br />

Bu bakmdan güvenlik tedbirine ancak suçun işlenmesinden sonra<br />

hükmedilmeli ve kişinin hangi hallerde toplum için tehlikeli saylacağn<br />

diğer bir deyişle tehlikeli halin belirtilerini kanun tespit etmelidir 99 .<br />

Her ne kadar kanun suçta kullanlmak üzere hazrlanan eşyann kamu<br />

güvenliği, kamu sağlğ ya da genel ahlak bakmndan tehlikeli olduğu<br />

durumda müsadere uygulanacağn belirtmişse de bu kavramlarn<br />

objektif olmayan ve muğlak yaplar sebebi ile bu düzenlemenin TCK’nn<br />

2/1 maddesi ile çeliştiği düşüncesindeyiz.<br />

gg. Eşyann İyiniyetli Üçüncü Kişiye Ait Olmamas<br />

İyi niyetli üçüncü kişi suçun işlenişine iştirak etmemiş, suçun<br />

işlendiğinden haberdar olmayan kimsedir 100 . Başka bir deyişle kişinin<br />

suça bulaşmamş olmas, kendisine ait şeyin suçla ilişkilendirilmiş<br />

olduğundan hiçbir biçimde haberinin olmamasdr 101 . Yine iyiniyetli<br />

sfatna sahip olabilmesi için kişinin suçun işleneceğini de bilmemesi<br />

gerekir. Fiile psikolojik ya da fiziksel olarak onay verenler fiili sonuca<br />

götürenler işlenen fiile bağl olarak başka bir suç oluşturan fiili<br />

işleyenler iyi niyetli saylmaz 102 . Yani kişi suçta iştirak halinde olmasa<br />

98 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 618; Hafızoğullar, s. 617.<br />

99 Artuk, Mehmet Emin; Güvenlik Tedbirleri, in. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. . XII, S. 1-2,<br />

Y. , 2008, s. 468-469.<br />

100 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 1025; Soyaslan, s. 596; İçel, s. 406; Centel/Zafer/Çakmut, s. 705; Koca/<br />

Üzülmez, s. 531;<br />

3. CD., 15/03/2012 tarih, 2011/13620 E., 2012/10043 K. sayl kararnda “Sanğn iş yerinde<br />

kullanmakta olduğu ve iyiniyetli 3. kişi olan fırn sahibine ait olduğu anlaşlan hamur kesme aletinin<br />

iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi”;<br />

3. CD. , 18/04/2012 tarih, 2011/29449 E. , 2012/16520 K. sayl kararnda “Suçta kullanlan stakann,<br />

olayn meydana geldiği kahvehanenin sahibi olan iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olan tank Ş. Ç’ye<br />

ait olduğu, TCK’nin 54/1. maddesi uyarnca tanğa iadesine karar verilmesi gerekirken, yazl şekilde<br />

müsaderesine karar verilmesi”.<br />

101 Öztürk/Erdem, s. 469; Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 617; Hafızoğullar, s. 616;<br />

10. CD. 2006/12429-13820 sayl kararnda “Zoralmna karar verilen 72 D. . . 7 plaka sayl aracn<br />

sank tarafından kullanldğ ve suça konu uyuşturucu maddenin bulunduğu gizli bölmenin sonradan<br />

yapldğ , aracn gerçekte sanğa ait olduğu ve kredi alabilmek için kardeşi olan Y. adna tescil edildiği<br />

, böylece Y. ’nn iyiniyetli olmadğ, başka bir ifade ile bu suçta kullanlmasnda kusuru bulunduğu”<br />

(KURTULUŞ, Selda Binboğa, ” Yargtay’n Suçtan Kaynaklanan Mal Varlklarnn Müsaderesi ve El<br />

Koyma Hükümlerine İlişkin Uygulamalar, (www.ceza-bb.adalet. gov. tr/makale/selda_kurtulus_<br />

makalesi. doc. ).<br />

102 Aydn, s. 153.<br />

- 62 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

bile suçun işleneceğini bilerek eşyay verdiyse bu durumda iyi niyetli<br />

kabul edilmeyecektir 103 .<br />

Madde metninde yer alan ait olmak kavramnda ise iki görüş<br />

bulunmaktadr. Bir görüş ait olmak kavramn mülkiyet hukukunda<br />

en geniş kapsam ile değerlendirip üçüncü kişiler lehine tesis edilen<br />

her türlü ayni hakkn korunacağn kabul ederken diğer görüş bu<br />

kavram mülkiyet hukukunun dar anlamnda değerlendirmekte sadece<br />

mülkiyet hakknn eşyay müsadereden koruyacağn ancak ayni hakk<br />

sahip üçüncü kişilerin bu haklarn devlete karş ileri sürebileceğini<br />

savunmaktadr 104 . Kanmzca ait olmak kavram eşyaya malik veya<br />

zilyet olmak olarak yorumlanmaldr 105 .<br />

b. Suç Teşkil Eden Eşyann Müsaderesi<br />

aa. Konusu Suç Teşkil Eden Eşyann Bulunmas<br />

Hukuki anlamda eşya üzerinde ferdi hâkimiyet sağlanabilecek iktisadi<br />

bir değer taşyan kişi dş cismani varlklardr 106 . Bu durumda eşyann<br />

konusu suç oluşturuyorsa eşya müsadere edilebilecektir.<br />

bb. Üretimi, Bulundurulmas, Kullanlmas, Taşnmas, Alm ve<br />

Satm Suç Olan Eşya<br />

Söz konusu eşya suçta kullanlmasa, suçtan meydana gelmese veya suçun<br />

işlenmesine tahsis edilmemiş olsa bile eğer üretimi, bulundurulmas 107 ,<br />

kullanlmas, taşnmas 108 , alm-satm suç oluşturuyorsa müsadere<br />

edilebilecektir 109 . Üretimi suç teşkil eden eşya, üretilmesi yasak ya<br />

da ruhsata tabi olup da gerekli izin alnmadan imal edilen eşyay;<br />

103 10. CD. , 24/01/2012 tarih, 2011/5862 E. , 2012/550 K. sayl kararnda “Kayt malikinin, zaptedilen<br />

aracn suçta kullanlacağna dair bilgisi olduğunun tespit edilemeyişi karşsnda, olayda iyiniyetli<br />

üçüncü kişi konumunda olduğunun kabulüyle aracn sahibine iadesi yerine, müsaderesine karar<br />

verilmesi”.<br />

104 Aydn, s. 152-153.<br />

105 8. CD., 30/05/2012 tarih, 2011/1787 E. , 2012/18462 K. sayl kararnda “Göçmenlerin naklinde<br />

kullanlan aracn ruhsat sahibinin Ç. Otomotiv İnş. San. Tic. Ltd. Şti. olduğu ve şirket yetkilileri<br />

tarafından aracn sanğa verildiğine ya da satıldğna ilişkin bir delil bulunmadğ gözetilmeden, aracn<br />

iyiniyetli 3. kişi konumundaki ruhsat sahibine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi”.<br />

106 Oğuzman/Seliçi, s. 4.<br />

107 7. CD. , 31/01/2012 tarih, 2009/14530 E. , 2012/954 K. sayl kararnda “5728 sayl Yasa`nn 138.<br />

maddesiyle değişik 5856 sayl Yasa`nn 71/1. maddesi hükmü karşsnda davaya konu posterlerin<br />

kişisel kullanm amac dşnda bulundurulduğu anlaşldğndan ve anlan hüküm uyarnca<br />

bulundurulmas suç oluşturacağndan, söz konusu posterlerin 5846 sayl Yasa ile 5237 sayl TCK. nun<br />

54/4. maddesi uyarnca müsaderesine”.<br />

108 8. CD. , 25/01/2010 tarih, 2008/2092 E. , 2010/580 K. sayl kararnda “Taşnmas ve bulundurulmas<br />

yasak olan bçağn müsaderesi yerine iadesine karar verilmesi”.<br />

109 Artuk/Gökcen/Yenidünya, s. 1024; Özgenç, s. 742; Toroslu, s. 441; Öztürk/Erdem, s. 471-472; İçel, s.<br />

408; Centel/Zafer/Çakmut, s. 704; Demirbaş, s. 608; Yurtcan, s. 106; Yerdelen, s. 59;<br />

2. CD. , 04/12/2006 tarih, 9609/19538 sayl kararnda “Bulundurulmas ve taşnmas bizatihi suç<br />

teşkil etmeyen kuru sk tabanca ve iki adet boş kovann sanğa iadesi yerine müsaderesine karar<br />

verilmesi”.<br />

- 63 -


Eşya Müsaderesi<br />

bulundurulmas yasak eşya, kişinin yannda ya da hâkimiyet alannda<br />

eli altnda bulundurulmas yasak olan eşyay kapsar 110 .<br />

Bir eşyann üretimi, bulundurulmas, kullanlmas, taşnmas alm-satm<br />

suç oluşturuyorsa fail ya bu eşyalarla suçu işlemiştir ya da işleyecektir.<br />

Bu durumda fail suçu işlemiş ise bu eşyalar suçta kullanlan, suça tahsis<br />

edilen veya suçtan meydana gelen eşya olarak müsadere edilecektir.<br />

Failin eylemi hazrlk hareketi kapsamnda ise eşyalar kamu sağlğ,<br />

kamu güvenliği ve genel ahlak bakmndan tehlikeli olmas şartyla<br />

suçun işlenmesine hazrlanan eşya olarak müsadere edilecektir 111 .<br />

Burada kanun koyucu kaçak ya da uyuşturucu kapsamndaki eşyalar<br />

kastetmektedir 112 . Gerçekten kanun esrar, eroin gibi maddeler ile<br />

6136 sayl yasaya tabi ruhsatsz silahlarn imalini, bulundurulmasn<br />

kullanlmasn, taşnmasn, almn ve satmn suç saymaktadr.<br />

Bunlar, bu faaliyetlerde bulunan kişilerin davranşlarndan bağmsz<br />

olarak kanundan ötürü müsadere konusu olduklar için bu eşyalarn<br />

müsaderesine CMK’nn 259. maddesince sulh ceza hâkimi tarafndan<br />

duruşma yaplmakszn karar verilir. 113<br />

Yarglama konusu suçtan zamanaşm nedeniyle kamu davasnn<br />

düşmesine karar verilse dahi üretimi, bulundurulmas, kullanlmas,<br />

taşnmas, alm ve satm suç oluşturan eşyann müsaderesine karar<br />

verilebilecektir 114 .<br />

C. Eşya Müsaderesinde Özel Durumlar<br />

1. Eşdeğer Müsadere<br />

TCK’nn 54. maddesinin ikinci fkrasnda, “birinci fkra kapsamna<br />

giren eşyann, ortadan kaldrlmas, elden çkarlmas 115 , tüketilmesi<br />

veya müsaderesinin başka bir surette imkânsz klnmas hâlinde;<br />

bu eşyann değeri kadar para tutarnn müsaderesine karar verilir”<br />

hükmü ile eşdeğer müsadere düzenlenmiştir.<br />

Bu müsadere şekli, doktrinde failin suçla bağlants olmayan tüm<br />

110 Koca/Üzülmez, s. 532.<br />

111 Centel/Zafer/Çakmut, s. 704-705; Yazarlara göre kanun koyucu TCK 54/4 madde ve fıkrasyla gereksiz<br />

tekrar yapmştır.<br />

112 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 619; 7. CD. , 13/02/2012 tarih, 2011/13039 E. , 2012/2585 K.<br />

sayl kararnda “Muayet kapsamnda bulunan 500 gr. çay dşnda kaçak olan diğer eşyann ise 5607<br />

sayl Kaçakçlkla Mücadele Kanunu`nun 13/1 madde fıkras yollamasyla 5237 sayl TCK’nn 54/4<br />

maddesi gereğince müsaderesine”.<br />

113 Hafızoğullar, s. 618-619.<br />

114 CGK. , 18. 12. 2012 tarih, 2012/4-157 E. , 2012/1858 K.<br />

115 8. CD. , 30/04/2012 tarih, 2010/15708 E. , 2012/14574 K. sayl kararnda “Suçta kullanlan kamyonetin,<br />

yarglama srasnda iyiniyetli 3. kişiye satılmş olmas karşsnda, eşya müsaderesi imkansz hale<br />

geldiğinden TCK. nun 54/2. madde ve fıkras uyarnca değeri kadar para tutarnn müsaderesine karar<br />

verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi”.<br />

- 64 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

mal varlğnn müsaderesi ile sonuçlanma tehlikesi barndrdğndan<br />

eleştirilmiştir 116 .<br />

Doktrinde eşdeğer müsadere ve kaim değer müsaderesinin ayn anlamda<br />

kullanldğ görülmekte ise kaim değer müsaderesinde müsadereye<br />

tabi eşya yerine malvarlğna giren değer müsadere edilecek olup<br />

eşdeğer müsaderede malvarlğna karşlk bir değerin girmesine gerek<br />

yoktur. Malvarlğndan çkan müsadereye tabi değerin ederi kadar<br />

para müsadere edileceğinden her iki kavram birbirinden farkldr ve<br />

kullanlmas gereken terim eşdeğer müsaderedir 117 .<br />

Henüz icra hareketleri başlamadan srf tehlikeliliği nedeni ile müsadereye<br />

tabi olabilecek bir eşyann elden çkarlmas eşdeğer müsaderenin<br />

uygulanmasn sonuçlamamal, kanun koyucunun 54/1 maddesinde<br />

sözü edilen suçla ilgili eşya açsndan eşdeğer müsadereyi mümkün<br />

kldğ sonucuna varlmaldr 118 . Yargtay da ayn görüşte olup 8. CD.<br />

, 18/04/2012 tarih, 2010/16320 E. , 2012/13116 K. sayl kararnda<br />

“TCK’nn 54/1 maddesinde iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak<br />

koşuluyla, kastl bir suçun işlenmesinde kullanlan veya suçun<br />

işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyann<br />

müsaderesine hükmolunacağ ve 54/2 maddesinde de 1. fkra<br />

kapsamna giren eşyann, ortadan kaldrlmas, elden çkarlmas,<br />

tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkânsz klnmas<br />

hâlinde; bu eşyann değeri kadar para tutarnn müsaderesine”<br />

karar verileceğinin belirtilmesi karşsnda, 1. fkradaki unsurlar<br />

taşmayan bizatihi suç konusu olan silahn ancak anlan maddenin<br />

4. fkras uyarnca müsadere edilebileceği, ele geçirilememesi halinde<br />

2. fkra gereğince tespit edilen değerin müsadere edilemeyeceği<br />

gözetilmeden karar verilmesi” şeklinde kararyla eşdeğer müsaderenin<br />

54/1 maddesinde bahsi geçen eşyalar hakknda uygulanabileceğini<br />

hükme bağlamştr.<br />

2. Orantllk İlkesi<br />

Suçun işlenmesinde kullanlan eşyann müsadere edilmesi halinde<br />

bu yaptrm ile fiilin içerdiği hakszlk boyutu arasnda makul bir<br />

orann olmas gerekmektedir. Baz durumlarda işlenen fiilin hakszlk<br />

boyutunun çok az olmas sebebiyle müsadere ve bu hakszlk arasnda<br />

açk bir orantszlk mevcut olabilir. Bu durumda TCK 54/3 madde<br />

ve fkrasnca suçta kullanlan eşyann müsadere edilmesinin işlenen<br />

suça nazaran daha ağr sonuçlar doğuracağ ve bu nedenle hakkaniyete<br />

116 Centel/Zafer/Çakmut, s. 709.<br />

117 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 619.<br />

118 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 619; Hafızoğullar, s. 616-617.<br />

- 65 -


Eşya Müsaderesi<br />

aykr olacağ anlaşldğnda müsadereye hükmedilmeyecektir 119 .<br />

Hakkaniyetten maksat ise müsaderenin kişinin ykmna neden olmama,<br />

kişinin hayatn idame ettirmesini imkânsz klmama ve zorlaştrmama<br />

olarak yorumlanmaldr 120 .<br />

Orantllk ilkesinin sadece suçta kullanlan eşya yönünden kabul<br />

edilmiş olmas doktrinde eleştiri konusu olmuştur 121 .<br />

3. Ksmi Müsadere<br />

Kimi zaman bir şeyin sadece bütünden ayrlabilen baz ksmlarnn<br />

müsaderesi gerekebilir. TCK’nn 54/5. maddesi hükmünde, tümüne<br />

zarar vermemek kaydyla, bir şeyin bir ksmnn bütünden ayrlmas<br />

mümkünse, o şeyin bütününün değil, sadece o ksmnn müsadere<br />

edilmesini emredilmiştir 122 .<br />

Bu düzenleme ETCK’da bulunmamasna rağmen Yargtay tarafndan<br />

uygulamada geliştirilmiş ve kullanlmştr 123 .<br />

4. Müşterek ve İştirak Mülkiyet Halinde Müsadere<br />

Müsadere edilecek eşyann müşterek mülkiyete konu oluşturan bir<br />

eşya olmas durumunda müsadere karar ancak mahkûm olan kişiye<br />

düşen pay açsndan uygulanabilir. Bu düzenleme ile kanun koyucu<br />

eşya üzerinde payn belli olduğu ve ayrca işleme gerek olmadan pay<br />

sahipleri arasnda paylar orannda bölünmeyi mümkün klan müşterek<br />

mülkiyet bakmndan önemli bir düzenleme yapmştr 124 .<br />

Kanun metninde her ne kadar müşterek mülkiyet hali düzenlenmiş,<br />

iştirak halinde mülkiyete ise gerekçe de “müşterek ve iştirak halinde<br />

mülkiyete konu eşyann müsaderesi” denilerek değinilmiş ise de<br />

madde metninde iştirak halinde mülkiyete değinilmemesi ve durumun<br />

açklğa kavuşturulmamas doktrinde eleştiriye neden olmuştur. 125<br />

İştirak halinde mülkiyette eşyann her maliki eşyann bütününe sahiptir.<br />

119 Öztürk/Erdem, s. 471; İçel, s. 408; Özgenç, s. 741-742; Centel/Zafer/Çakmut, s. 709; Hakeri, s. 637;<br />

Demirbaş, s. 608; Yurtcan, s. 106; Certel, s. 27-28.<br />

120 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 618; Hafızoğullar, s. 618.<br />

121 Toroslu, s. 441.<br />

122 İçel, s. 407; Hafızoğullar, s. 619; Hakeri, s. 638.<br />

123 5. CD., 23/06/1993 tarih, 2269/2585 sayl kararnda “Dava konusu Mercedes marka otomobilin sadece<br />

motor ve şasesinin yasal olmayan yollardan temin edilerek değiştirildiği kabul edildiğine göre, motor<br />

ve şasenin gümrüklenmiş değeri üzerinden ceza tayini ve zoralm karar verilmesi yerine otomobilin<br />

tamamnn hükme esas alnmas suretiyle hüküm kurulmas; 6. CD., 07/05/1992 tarih, 3018/3770<br />

sayl kararnda “Suça konu pasaporttaki sahte vizenin iptali ile sahibine iadesi yerine müsaderesine<br />

karar verilmesi; 5. CD. , 19/06/1984 tarih, 2182/2801 sayl kararnda “İkili Oyun adl lme sonradan<br />

ilave edildiği anlaşlan porno nitelikteki bölümlerin müsaderesi yerine lmin tamamnn zoralmna<br />

karar verilmesi yasaya aykrdr. ”(Gedik, s. 98-99).<br />

124 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 617.<br />

125 Özbek/Kanbur/Doğan/Bacaksz/Tepe, s. 617.<br />

- 66 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

İştirak halinde mülkiyete konu eşyann müsadere edilmesi durumunda<br />

malik olan diğer kişiye pay değerinin para olarak ödenmesine ayrca<br />

karar verilmelidir 126 .<br />

SONUÇ<br />

Mülkiyet hakkna müdahale niteliği sebebi ile çok önemli bir kurum<br />

olan eşya müsaderesi TCK’nn 54. maddesinde güvenlik tedbiri olarak<br />

6 fkra halinde düzenlenmiş ve ETCK’ya göre daha ayrntl bir yol<br />

izlenmiştir.<br />

5237 sayl TCK ile 765 sayl TCK dönemine ait doktrinde<br />

başta müsaderenin hukuki niteliği, taksirli suçlarda uygulanp<br />

uygulanamayacağ gibi birçok tartşmaya son verilmiş, uygulamada<br />

yerleşik olarak uygulanan ksmi müsadere yasal temele kavuşmuştur.<br />

Bununla birlikte özellikle iştirak halinde mülkiyet durumunda eşya<br />

müsaderesi bakmndan TCK yeterli değildir ve iştirak halinde mülkiyet<br />

durumunda eşya müsaderesinin uygulama tarafndan geliştirilmesi<br />

gerekecektir.<br />

Orantllk ilkesini benimseyen ve iyiniyetli üçüncü kişileri koruma<br />

altna alan TCK bu anlamda mülkiyet hakkna önem veren ve bu hakk<br />

koruyan bir yapya sahiptir.<br />

<br />

KAYNAKÇA<br />

AKYILMAZ, Sevgi Gül; Osmanl Devletinde Yönetici Snf Açsndan<br />

Müsadere Uygulamas, in. Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi,<br />

C. XII, S. 1-2, Y. 2008.<br />

ALİNGE, Curt; Moğol Kanunlar, Sevinç Matbaas, Ankara, 1967.<br />

ALTÜRK, Yaşar; Türk Ceza Kanunu Reformu, Birinci Kitap- Toplumsal<br />

Değişim Sürecinde Türk Ceza Kanunu Reformu Paneli, 1. Bask,<br />

TBB Yaynlar, Ankara, 2004.<br />

ARSAL, Sadri Maksudi; Umumi Hukuk Tarihi, 3. Bask, İstanbul<br />

Üniversitesi Yaynlar, İstanbul, 1948. OKANDAN, R. Galip; Umumi<br />

Hukuk Tarihi Dersleri, 6. Bas, İstanbul, 1951.<br />

ARTUK, Mehmet Emin; İntihar ve İntihara Yardm Suçu Üzerine<br />

126 Hafızoğullar, s. 620; Yazara göre durum norm amac esas alnarak yorumlandğnda, böyle bir<br />

çelişkili düzenlemenin kabulü mümkün değildir. Medeni Kanunun 24/2. maddesinde yer alan yetkili<br />

bir merciden verilip, yerine getirilmesi görev gereği zorunlu olan bir emri uygulayan sorumlu olmaz<br />

hükmü gereği madem daha üstün bir menfaat gerektirdiğinde mülkiyet hakk kstlanabilmektedir,<br />

iştirak halinde mülkiyette, iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmasna rağmen, suçu isleyen veya suça iştirak<br />

eden kişinin pay yannda, iyiniyetli üçüncü kişilerin paylar da müsadere edilebilecektir.<br />

- 67 -


Eşya Müsaderesi<br />

Bir Deneme, in. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 4,<br />

S. 1-2, Y. 1994.<br />

ARTUK, Mehmet Emin/GÖKCEN, Ahmet/YENİDÜNYA, A. Caner;<br />

Ceza Hukuku Genel Hükümler, Yeniden Gözden Geçirilmiş 3. Bas,<br />

Turhan, Ankara, 2007.<br />

ARTUK, Mehmet Emin; Güvenlik Tedbirleri, in. Gazi Üniversitesi<br />

Hukuk Fakültesi Dergisi, C. . XII, S. 1-2, Y., 2008.<br />

ARTUK, Mehmet Emin/GÖKCEN, Ahmet/YENİDÜNYA, A. Caner; TCK<br />

Şerhi, c. 2, Turhan, Ankara, 2009. (Şerh)<br />

AYDIN, Öykü; Malvarlğna İlişkin Bir Emniyet Tedbiri Olarak Türk<br />

Ceza Yasas’nda Müsadere, in. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi<br />

Dergisi, C. 43, S. 1-4, Y. 1993.<br />

BAKICI, Sedat; Ceza Hukuku Genel Hükümleri, 2. Bask, Adalet,<br />

Ankara, 2008.<br />

BAYRAKTAR, Köksal; Türk Ceza Kanunu Tasars’na İlişkin Genel<br />

Bir Değerlendirme ve Genel Hükümler Üzerine Birkaç Eleştiri, Türk<br />

Ceza Kanunu Reformu, 2. Kitap, Makaleler-Görüşler-Raporlar, TBB<br />

Yaynlar, Ankara, 2004.<br />

BAYTAZ, Abdullah Batuhan; Türk Ceza Kanununda Müsadere,<br />

Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yaynlanmamş<br />

Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2009.<br />

CENTEL, Nur / ZAFER, Hamide / ÇAKMUT, Özlem; Türk Ceza<br />

Hukukuna Giriş, Yenilenmiş ve Gözden Geçirilmiş 7. Bask, Beta,<br />

İstanbul, 2013.<br />

CERTEL, Abdulkadir; Müsadere, Seçkin, Ankara, 2008.<br />

DELOGU, Mauro; Suç Genel Teorisinde Alet, in. Ankara Üniversitesi<br />

Hukuk Fakültesi Dergisi, C. 41, S. 1-4, Çeviren: Soyaslan, DOĞAN.<br />

DEMİRBAŞ, Timur; Ceza Hukuku Genel Hükümler, 8. Bask, Seçkin,<br />

Ankara, 2012.<br />

DÖNMEZER, Sulhi / ERMAN, Sahir; Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku,<br />

c. 1, 12. Bas, Beta, İstanbul, 1999.<br />

ERTAŞ, Şeref; Eşya Hukuku, Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş 6.<br />

Bas, Seçkin, Ankara, 2006.<br />

ESEN, Hüseyin; İslam Hukuku Açsndan Müsadere, in. İzmir Dokuz Eylül<br />

Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XV, S. Kş- İlkbahar, Y. 2002.<br />

GEDİK, Doğan; 5237 sayl Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayl Ceza<br />

- 68 -


Tahir Hami TOPAÇ<br />

Muhakemesi Kanunu’na Göre Müsadere, Adalet, Ankara, 2007.<br />

GÖKCEN, Ahmet; Ceza Hukuku Muhakemesinde Basit Elkoyma ve<br />

Postada Elkoyma, Yetgin, Ankara, 1997.<br />

HAFIZOĞULLARI, Zeki; Ceza Hukuku Ders Notlar, http://www.<br />

zekihafizogullari. com/Ceza Hukuku %20Ders%20Notlari. pdf, 04.<br />

06. 2008, Erişim Tarihi: 24. 03. 2013.<br />

HAKERİ, Hakan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, 16. Bask, Adalet,<br />

Ankara, 2013.<br />

İÇEL, Kayhan; Ceza Hukuku Genel Hükümler II, Yenilenmiş 5. Bas,<br />

Beta, İstanbul, 2013.<br />

KARATAŞ, Mehmet; 18-19. yüzyllarda Osmanl Devletinde Baz<br />

Müsadere Uygulamalar, in. Ankara Üniversitesi Osmanl Tarihi<br />

Araştrma ve Uygulama Merkezi Dergisi, S. 19, Y. 2006.<br />

KOCA, Mahmut / ÜZÜLMEZ, İlhan; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler,<br />

Gözden geçirilmiş ve Güncellenmiş 5. Bask, Seçkin, Ankara, 2012.<br />

KURTULUŞ, Selda Binboğa, ” Yargtay’n Suçtan Kaynaklanan Mal<br />

Varlklarnn Müsaderesi ve El Koyma Hükümlerine İlişkin Uygulamalar,<br />

(www.ceza-bb.adalet. gov. tr/makale/selda_kurtulus_makalesi. doc).<br />

MAHMUTOĞLU, Fatih Selami; Kabahatleri Suç Olmaktan Çkarma<br />

Eylemi ve Düzene Aykrlklar Hukukunda İdari Yaptrm Rejimi,<br />

İstanbul, 1995.<br />

OĞUZMAN, Kemal / SELİÇİ, Özer, Eşya Hukuku, Tamamen Yenilenerek<br />

Baslmş 9. Bask, Filiz, İstanbul, 2002.<br />

ÖZBEK, Veli Özer / KANBUR, Mehmet Nihat / DOĞAN, Koray /<br />

BACAKSIZ, Pnar / TEPE, İlker; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler,<br />

Güncellenmiş ve Geliştirilmiş 3. Bask, Seçkin, 2012.<br />

ÖZGENÇ, İzzet; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Gözden geçirilmiş<br />

ve güncellenmiş 8. Bas, Seçkin, Ankara, 2013.<br />

ÖZÖN, Mustafa Nihat; Osmanlca-Türkçe Sözlük, 10. Bask, İnklap<br />

Yaynlar, İstanbul, 2008.<br />

ÖZTÜRK, Bahri / ERDEM, Mustafa Ruhan; Uygulamal Ceza Hukuku<br />

ve Güvenlik Tedbirleri Hukuku, 13. Bask, Seçkin, Ankara, 2013.<br />

SAVAŞ, Vural / MOLLAMAHMUTOĞLU, Sadk; Türk Ceza Kanunun<br />

Yorumu, 1. Bask, Seçkin, Ankara, 1995.<br />

SOYASLAN, Doğan; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Güncelleştirilmiş<br />

5. Bask, Yetkin, Ankara, 2012.<br />

- 69 -


Eşya Müsaderesi<br />

ŞEN, Ersan; Yeni Türk Ceza Kanunu Yorumu, Vedat, İstanbul, 2006.<br />

ŞENER, Esat; Hukuk Sözlüğü, 1. Bask, Seçkin, Ankara, 2001.<br />

TANER, M. Tahir; Ceza Hukuku Umumi Ksm, İstanbul Üniversitesi<br />

Hukuk Fakültesi Yaynlar, İstanbul, 1949.<br />

TATAR, Onur; Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi Kararlar Işğnda<br />

Mülkiyet Hakk, Ankara Barosu Yaynlar, Ankara, 2003.<br />

TOROSLU, Nevzat; Ceza Hukuku Genel Ksm, 19. Bask, Savaş,<br />

Ankara, 2013.<br />

ÜÇOK, Coşkun / MUMCU, Ahmet / BOZKURT, Gülnihal; Türk Hukuk<br />

Tarihi, 13. Bas, Turhan, Ankara, 2008.<br />

ÜNAL, Mehmet Ali; Osmanl İmparatorluğunda Müsadere, in. Türk<br />

Dünyas Araştrmalar Dergisi, S. 49, Y. 1987.<br />

YAŞAR, Osman / GÖKCAN, Hasan Tahsin / ARTUÇ, Mustafa; Türk<br />

Ceza Kanunu, Adalet, Ankara, 2010, c. 2.<br />

YERDELEN, Erdal; Müsadere ve Mülkiyetin Kamuya Geçirilmesi,<br />

Adalet, Ankara, 2010.<br />

YURTCAN, Erdener, Yeni Kaçakçlkla Mücadele Kanunu Şerhi, Beta,<br />

İstanbul, 2007.<br />

YÜCE, Turhan Tufan; Ceza Hukukunun Temel Kavramlar, Turhan,<br />

Ankara, 1985.<br />

ZAFER, Hamide; Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Bask, Beta,<br />

İstanbul, 2011.<br />

- 70 -


AMERİKAN HUKUKUNDA KİŞİ HAKLARI İLE KAMU<br />

YARARLARININ DENGELENMESİNE İLİŞKİN İLKELER VE<br />

KAMU OKULLARINDA YAPILAN ARAMALARIN HUKUKİ<br />

DURUMU<br />

An Analyss On Balancng Test Doctrnes And Student Searches<br />

In The Publc Schools At The Unted States <br />

Dr. İlyas ŞAHİN<br />

Yargtay 11. Ceza Dairesi Üyesi<br />

ÖZET<br />

ABD Hukukunda, arama, elkoyma ve yakalama işlemlerine karş kişilere<br />

güvenceler sağlayan düzenleme Anayasa’nn Ek 4. Maddesidir. 2 Bu madde<br />

genel olarak devlet görevlilerinin yerine getireceği bu işlemlerin makul olarak<br />

yürütülmesini; yaplacak işlemler için hakimden karar alnmasn, kararn da<br />

hem bir makul sebebe dayanmasn, hem de yaplacak işlemlerin kapsamn<br />

belirginleştirmesini öngörmektedir.<br />

Ek 4. Maddenin aradğ karar zorunluluğunun Yüksek Mahkeme kararlar<br />

ile şekillenen baz istisnalar vardr. Kamu okullarnda yaplan aramalar da<br />

Anayasa’nn Ek 4. Maddesinin gereği olan karar zorunluluğunun istisnasn<br />

oluşturur. Okullarda yaplan aramalarda belirli koşullara uyulmas halinde<br />

hakim karar aranmaz. Rutin aramalar bakmndan bir şüphe nedenine<br />

dayanmak gerekmez. Ancak rutini aşan aramalar makul şüpheye dayanarak<br />

yaplabilir. Okullarda yaplan aramalar öncelikle okul görevlileri tarafndan<br />

yerine getirilir.<br />

Anahtar Kelimeler: ABD Hukuku, Ek 4. Madde, karar zorunluluğu, arama,<br />

rutin arama, okullarda arama, uyuşturucu testleri, makul sebep, makul<br />

şüphe, gizlilik hakk.<br />

ABSTRACT<br />

The U.S. Constitution includes many fundamental guarantees of individual<br />

1 Bu makalenin hazrlanmasna zemin oluşturan ve University of Iowa da yürütülen çalşmalar TÜBİTAK<br />

tarafından sağlanan destekle gerçekleştirilmiştir.<br />

2 Fourth Amendment: “The right of the people to be secure in their persons, houses, papers, and<br />

effects, against unreasonable searches and seizures, shall not be violated, and no Warrants shall<br />

issue, but upon probable cause, supported by Oath or affirmation, and particularly describing the<br />

place to be searched, and the persons or things to be seized.”<br />

ABD Anayasas Ek 4. Madde: “İnsanlarn, kişisel varlğ, evleri, evrak, eşyalar bakmndan makul<br />

olmayan arama, yakalama ve elkoymalara karş güvende olmaya haklar vardr, ihlal edilemez.<br />

Görevliler tarafından bir şahitlik veya yemin ile desteklenen geçerli bir makul sebebe dayanmadğ<br />

sürece ve özellikle arama yaplacak yer, yakalanacak kişi veya elkonulacak eşya tam olarak<br />

tanmlanmadan bir karar verilemez.”<br />

- 71 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

liberty, including the right to be free from unreasonable searches and seizures.<br />

According to The Fourth Amendment all searches and seizures must be<br />

reasonable and be supported by probable cause in order for them to be<br />

conducted. The Fourth Amendment protects the people against unreasonable<br />

searches and seizures by requiring warrant based on probable cause. This<br />

Amendment provides a general standard that all searches and seizures must<br />

be reasonable. It also imposes obtaining warrant, relying on probable cause,<br />

and describing particularly the place to be searched, and the persons or<br />

things to be seized.<br />

The Supreme Court has interpreted the Fourth Amendment to include a<br />

presumptive warrant requirement. The Supreme Court, however, has also<br />

recognized situations that render obtaining a warrant impractical or against the<br />

public’s interest and has accordingly crafted various exceptions to the warrant<br />

and probable cause requirements of the Fourth Amendment. There are some<br />

exceptions to the warrant requirement, which have been established by the<br />

Supreme Court. To give an example of those exceptions is school search. At<br />

the schools as a principle, officers may conduct routine stops and searches<br />

without a warrant or probable cause. Routine searches are permissible under<br />

the school search doctrine, not requiring a search warrant, probable cause,<br />

reasonable suspicion, or even an articulable suspicion. School searches at<br />

the public scholl is made primarily by school officers.<br />

Key Words: Fourth Amendment, search warrant, search, seizure, school<br />

search, drug testing, probable cause, reasonable suspicion, routine searches<br />

<br />

GİRİŞ<br />

Okullardaki disiplini sağlama zorunluluğu, okul çağndaki çocuklarn<br />

durumunun yetişkinlere göre daha farkl ele alnmasn gerektirmektedir.<br />

Bu durum okullarda yaplan aramalar bakmndan özel kurallar<br />

geliştirilmesine neden olmuştur. 3<br />

Yüksek Mahkemenin bunlarla ilgili dört tane örnek karar bulunmaktadr.<br />

Bunlardan birisi öğrencinin çantasnda, diğeri elbiseleri çkartlarak<br />

bedeninde yaplan arama ile ilgili; diğer ikisi ise öğrencilerin uyuşturucu<br />

testlerine tabi tutulmas ile ilgilidir. Kamu okullarnda yaplan aramalarn<br />

kurallar ile özel okullarda kabul edilen aramaya ilişkin kurallar<br />

farkldr. Bu nedenle konuyu incelerken her iki alandaki yetki ayr<br />

irdelenmiştir.<br />

Yüksek Mahkemenin gerek arama ve elkoyma işlemleri, gerekse<br />

uyuşturucu testlerine ilişkin kararlarna bakldğnda bunlarda idari<br />

faaliyeti gerçekleştiren görevlilerin okul yetkilileri olduğu görülmektedir.<br />

3 Okullarda aramalara ilişkin genel değerlendirmeler için bkz. Lawrence F. ROSSOW-Jacqueline<br />

A.STEFKOWICH, Search and Seizure In The Public Schools, 3rd Edition, 2006; Jon M. VAN DYKE-Melvin<br />

M. SAKURAI, Checklists For Searches and Seizures In The Public Schools, 2001, West Group.<br />

- 72 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

Kolluk görevlileri kural olarak bu faaliyetlere katlmaz. Okul görevlilerince<br />

polis ile irtibata geçerek onlarn da karar almadan yaplan bu aktivitelere<br />

dahil edilmesinin sağlanmas halinde varlacak sonuçlar veya buna ilişkin<br />

nasl bir kuraln geçerli olacağ konusu bu kararlarda aydnlatlmş<br />

değildir. 4 Kolluk görevlilerinin katlm konusu bu nedenle ayr bir<br />

başlk altnda ele alnacaktr.<br />

Okullarda öğrenciler zaman zaman uyuşturucu testlerine tabi<br />

tutulmaktadr. Eğer rutin olarak yaplan bir uygulama ise yani belirli<br />

bir programa katlan tüm öğrencilerin buna dahil edilmesi söz konusu<br />

ise o zaman makul şüphe olmadan da öğrenciler bu uygulamaya zorunlu<br />

olarak tabi tutulabilmektedir. 5<br />

I. KAMU OKULU ÖĞRENCİLERİNİN GİZLİLİK HAKKI VE<br />

DOKTRİNLER<br />

A. Genel Olarak<br />

Gizlilik hakk veya mahremiyet hakk, ‘yalnz braklma hakk’ olarak<br />

tanmlandğ eski dönemlerden günümüze kadar çok ciddi değişimlere<br />

uğramştr. Bilgi teknolojisinin artş ile birlikte, özel hayatla ilgili<br />

olarak ortaya çkan yeni kavramlar ve tanmlar, bu kavram üzerinde<br />

daha geniş bir kanun çalşmas yaplmas gereğini ortaya koymuştur.<br />

Bu gün bilginin saniyeler içinde bütün dünyay dolaşabildiği 6 ve hatta<br />

dünyay aşp uzayda uydulardan geçen milyonlarca dijital bilgi dosyas,<br />

resim veya videolarn dolaştğ teknoloji imkanlar içinde daha yeni<br />

tanmlamalara ve tasniflere ihtiyaç vardr. Kullanlan her bir terim<br />

veya kavram baz yöntem ve gereçleri kapsamakta ise çok geçmeden<br />

ortaya çkan yeni çalşmalar tanmlarn değişmesi veya genişletilmesini<br />

gerektirmektedir.<br />

Gizlilik hakk, kişilerin korunmaya değer yararlarnn teminat altna<br />

alnmas ve özel saylan bilgilerinin ortaya çkmasna karş olma<br />

hakkdr. Suçlayc olmamasna rağmen utandrc, hassas veya çok<br />

fazlaca özel bilgiler olabilir. Ek 4. Maddenin masum insanlara yönelik<br />

korumas olmasayd devlet bütün özel konuşmalar dinleyebilir, kişinin<br />

hastalğn, aşkn, yaknmalarn vebuna benzer şekilde kişiyi suçlamaya<br />

elverişli olmayan ama yine de hassas olan bilgileri elde edebilirdi. 7<br />

Gizlilik hakknn legal, meşru, hukuken savunulabilir alanlarda ileri<br />

4 Steven L. EMANUEL, Criminal Procedure, Aspen Publishers. 27th Edition, 2007.s. 161.<br />

5 Wayne R. LAFAVE, Search and Seizure, A Treatise on the Fourt Amendment, Volume 5, Fourth Edition,<br />

Thomson-West 2004, s. 513; ROSSOW-STEFKOVICH, s. 1.<br />

6 M.Murat YARDIMCI, Amerika Birleşik Devletleri Hukuku, Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi İçtihatlar<br />

ve Türk Hukukunda İletişimin Denetlenmesi, Ankara, 2009, s. 6.<br />

7 Stephen A. SALTZBURG - Daniel J. CAPRA - Angela J. DAVIS, Basic Criminal Procedure, 4th Edition,<br />

Thomson-West 2005, s.104.<br />

- 73 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

sürülmesi gerekir. İllegal faaliyetler bakmndan gizlilik menfaatlerine<br />

ilişkin yasal-meşru bir beklenti kabul edilmemektedir. Buna göre<br />

kişi illegal faaliyetlerine dair gizlilik iddia edemez, ancak maddenin<br />

bunun dşndaki genel korumalarndan yararlanr. Kolluğun araştrma<br />

faaliyeti gerçekleştirilmeden önce ilgili faaliyetin illegal olup olmadğn<br />

söylemek aslnda mümkün değildir. Eğer bir araştrmann belli bir<br />

tarzda yürütülmesi sadece illegal faaliyetin olup olmadğn ortaya<br />

çkarabilecek nitelikte ise ve masum bir faaliyeti açğa vurmayacaksa,<br />

yaplan işlem, Ek 4. Maddeye aykr bir arama işlemi (“search”) olarak<br />

kabul edilmez. 8<br />

Yüksek Mahkemenin kararlar üzerinde bir mukayese yapmak gerekirse,<br />

kişilerin evlerini ve işyerlerini arama konusunda gösterdiği hassasiyete<br />

göre bakldğnda okullar ve cezaevlerinde yaplan aramalarda ayn kat<br />

tutumu göstermediği, bunlar bakmndan daha kolay izin verilebileceği<br />

şeklinde bir yaklaşm sergilediği görülmektedir. 9 Okullarda yaplacak<br />

aramalarda uygulanmas gereken kurallar ve çerçeveyi belirleyen baz<br />

kararlar vardr. Bunlarn en başnda ise bir lise öğrencisinin snrl<br />

şekilde aramaya tabi tutulmasn konu alan New-Jersey v. T.L.O.<br />

karar gelmektedir.<br />

Genel olarak ifade etmek gerekirse, gizlilik haklarna ait beklentileri<br />

bakmndan lise çağndaki öğrenciler yetişkinlerden farkl<br />

değerlendirilmektedir. Baz tehlikelerden korunmas gayesinden<br />

hareket edilerek onlarn arama ve uyuşturucu testlerinin uygulanmas<br />

konusunda daha daraltlmş gizlilik beklentilerine sahip olabilecekleri<br />

kabul edilmiştir.<br />

Öğrencilerle ilgili aramalarda aranan şartlar Ek 4. Maddenin<br />

zorunluluklar ile tam olarak uyumlu olmayabilir. Söz konusu aramalar<br />

hem lise seviyesinde hem de üniversite seviyesinde geçerlidir. Lise<br />

öğrencilerinin aranmasnda kendi üzerleri ve dolaplar gündemde iken<br />

üniversite öğrencileri için bu durum kaldklar yurtlardaki odalarla<br />

ilgilidir. 10 Ancak aramalarn yaplmas için asgari “makul şüphe” koşulu<br />

aranr. Bu hem öğrencilerin gelişigüzel ve keyfi olarak aranmasn<br />

önlemek için hem de yöneticilerin de aramay yerine getirmede uymas<br />

gereken kurallar bilme açsndan önemli bir standarttr. 11<br />

Üniversite ve yüksekokul kampüslerinde yaplan aramalar liselerden<br />

farkllk gösterir. Buradaki aramalar daha çok öğrencilerin odalarnda<br />

8 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 113.<br />

9 Marc L. MİLLER-Ronald F. WRIGHT, Criminal Procedures, The Police, Aspen Publishers, 3 rd Ed. 2007,<br />

s.267.<br />

10 Wayne R. LAFAVE, Search and Seizure, A Treatise on the Fourt Amendment, Volume 5, Fourth Edition,<br />

Thomson-West 2004, s. 486.<br />

11 LAFAVE, Search and Seizure, s. 491.<br />

- 74 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

yaplmaktadr. Ayrca aramalara genellikle kolluk yetkisine sahip olan<br />

görevliler de iştirak etmektedir. Bu nedenle tamamiyle liselerde yaplan<br />

aramalara benzeterek açklamak zordur. Benzerlik gösteren taraflar<br />

ise genellikle uyuşturucu sorunlarndan dolay aramalarn yaplmas<br />

ve aramalarda makul şüphe standardnn esas alnmasdr. 12<br />

Lise öğrencilerinin aranmasn konu alan New Jersey v. T.L.O. karar 13<br />

bu alanda önemli bir örnek teşkil eder. Bu kararda Mahkeme, lise<br />

(highschool) öğrencilerinin okula devam ederken gizlilik hakkna dair<br />

beklentilerinin yerinde olduğunu ilke olarak kabul etmiştir. Prensip<br />

olarak ögrencilerin de yetişkinler gibi gizlilik haklarna sahip olmas<br />

gerektiği kabul edilmiş ancak yaplan aramalar makul şüpheye dayandğ<br />

için hukuka uygun saylmştr. Mahkeme bu kararda, okul görevlilerinin<br />

bir öğrencinin çantasn açmas ve arama yapmasn onaylamştr.<br />

Ancak bunu öğrencinin gizlilik hakkn inkar ettiği için değil, yaptğ<br />

denge analizine göre, olaydaki şartlar altnda gizlilik hakkna karşlk<br />

okul disiplinine ilişkin düzenlemelerdeki yüksek kamu yararlarnn<br />

ağr basmasndan dolaydr. Ayrca arama makul şüpheye dayanarak<br />

yaplmş olduğu için Ek 4. Maddeye uygun bir arama olarak kabul<br />

edilmiştir. Bir karar alnmamş olsa bile makul sebep aramak gibi<br />

daha yüksek bir standart yerine makul şüphe temeline dayanarak<br />

aramay makul saymştr. 14<br />

Mahkeme okuldaki öğrenciler bakmndan Hudson v. Palmer davasnda<br />

konu olan hapishane aramalarndaki uygulamay doğrudan uygulamay,<br />

kabul etmemiştir. Orada yani hapiste bulunanlarn gizlilik haklarnn<br />

tamamen bertaraf edilebileceğini kabul etmiştir. Ancak, okullar gizlilik<br />

yarar konusunda hapishane ile eşit tutulamaz. Bir öğrenci kişisel<br />

bir mülkünü okula getirmekle bütün gizlilik yararlarn kaybetmez. 15<br />

B. Veli Yerine Kullanlan Yetki: “Loco Parents” Doktrini<br />

Loco parentis doktrini (in place of parent), ebeveynlerin anne babalktan<br />

kaynaklanan otoritesini ve yetkilerini çocuklarnn eğitim zamanlarnda<br />

okul görevlilerine devretmiş saylmasdr. Okullarda yaplan aramalar<br />

bakmndan mahkemeler bu teoriyi başlangçta kullanmşlardr.<br />

Ancak Yüksek Mahkemenin son zamanlardaki kararlarnda özellikle<br />

T.L.O. kararnda bu teoriden daha çok denge analizi (“balancing test”)<br />

ve özel zaruretler (“special needs”) doktrinlerinden yararlanldğ<br />

görülmektedir. 16<br />

12 LAFAVE, Search and Seizure, s. 531.<br />

13 New Jersey v. T.L.O., 469, U.S. 325,105, S. Ct. 733, 83 L. Ed. 2d.720 (1985).<br />

14 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 126<br />

15 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 126<br />

16 Wayne R. LAFAVE, Search and Seizure, A Treatise on the Fourt Amendment, Volume 5, Fourth Edition,<br />

Thomson-West 2004, s. 486.<br />

- 75 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

Loco parentis teorisinin kullanlmas daha çok lise öğrencileri için<br />

mantkl gibi görünse de üniversite öğrencileri bakmndan zaten isabetli<br />

değildir. Çünkü üniversite öğrencilerinin çok az 18 yaşn altndadr.<br />

Bu rakam bir dönemde yüzde ikinin altnda ifade edilmiştir. 17 Diğer bir<br />

nokta ise eğitimde gönüllü görev alma eğiliminin olduğu dönemlerde<br />

loco parentis doktrininin mantki bir temeli vard. Ancak günümüzde<br />

tüm eğitim görevlileri devletin eleman olarak görev yapmaktadr. Sadece<br />

baz okul dş faaliyetlere katlan öğrencilere rehberlik eden eğitimciler<br />

kamu görevlisi olmayp, velilerden bu faaliyetler için izin alarak onlar<br />

adna gönüllü ya da ücretli olarak onlar temsil etmelerinden söz<br />

edilebilir. Bu durumda loco parentis ilkesinin benimsenmesi kabul<br />

edilebilir. 18<br />

C. Özel Zaruretler: “Special Needs” Doktrini<br />

Yüksek Mahkemenin okullarda uyuşturucu testlerinin uygulanmasna<br />

dair kararlarnda “special needs”/özel zaruretler gerekçesine<br />

dayanlmştr. Bunlar Vernonia ve Earls kararlardr. Benzer şekilde<br />

uyuşturucu testlerinin uygulanmasn onaylayan 7 ve 8. Federal<br />

Temyiz Mahkemelerinin kararlar vardr. 19 Federal 5. Temyiz<br />

Mahkemesinin Pierce v. Smith 20 kararnda special needs doktrinine<br />

dayanarak uyuşturucu testlerinin bireysel şüphe olmadan uygulanmas<br />

onaylanmştr. 21 Genellikle özel zaruret analizinin uygulandğ<br />

durumlarda iki aşama vardr: Birincisi, mahkemeler devletin kontrol<br />

amacnn sonuçta adli bir soruşturmaya götürecek bir faaliyet olmaktan<br />

ziyade idari düzenleyici nitelikte olup olmadğn belirler. İkinci olarak<br />

eğer amaç bu ise mahkemelerin buradaki idari yarar, müdahaleye<br />

uğramş olan birey yarar ile dengelemesi gerekir. 22<br />

Ek 4. Maddenin aradğ en temel zorunluluk, bilindiği gibi yaplan arama<br />

ve elkoymalarn bir karara dayanarak yaplmasdr. Bu kararn da yine<br />

geçerli bir makul sebep göstergesine dayanmas da ayn bağlamda aranan<br />

bir zorunluluktur. Böyle bir karar ile yetkilendirilmemiş görevlilerin<br />

yaptğ işlem, Ek 4. Madde ilkelerine göre makul olmayan işlemdir ve<br />

hukuka aykr olarak nitelenir. Ancak bu ana kuraln baz istisnalar<br />

vardr. Bunlardan en önemlisi “özel gereksinimler” doktrini olarak da<br />

adlandrlan istisnadr. Bu istisna ilk başlarda “özel gereksinimler”<br />

olarak nitelendirilmemişti. Ama sonradan kolluk faaliyetlerinin ihtiva<br />

17 LAFAVE, Search and Seizure, s. 487.<br />

18 LAFAVE, Search and Seizure, s. 488.<br />

19 DYKE-SAKURAI, 12-12.<br />

20 Pierce v. Smith, 117, F 3 d, 866 (5 th Cir. 1997)<br />

21 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 20.<br />

22 Andrew E. TASLITZ-Margaret L. PARIS- Lenese C. HERBERT, Constitutional Criminal Procedure, 3 rd Ed.<br />

2007 Ed. s. 401.<br />

- 76 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

ettiği amaçlarn ötesinde baz ihtiyaçlarn gündeme gelmesiyle ortaya<br />

çkmştr.<br />

Okullarda ve cezaevlerindeki aramalarda amaç kolluk fonksiyonuna<br />

hizmet etmek değilse, bunlar “idari aramalar” olarak nitelenir. Yüksek<br />

Mahkeme bu aramalarn hakllk gerekçesi olarak “özel zaruretler”<br />

doktrinini inşa etmiştir. “Özel zaruretler” doktrininin ilk olarak ortaya<br />

çktğ dava New Jersey v. T.L.O. davasdr. 23 “Özel zaruret”in nasl<br />

anlaşlmas gerektiği konusunda bu kararda ayrntl değerlendirmelere<br />

yer verilmiştir.<br />

Bu aramalarda kolluk birimlerinin fonksiyonlarn yerine getirme<br />

hedeflerinden ziyade adli amaçl olmayan ama toplum açsndan<br />

gerçekten önemli baz zaruretlerin karşlanmasn sağlayan işlemler<br />

söz konusudur. 24 Yüksek Mahkeme bunlar bakmndan karar almaya<br />

gerek olmadğ gibi rutin olarak yaplacak aramalarda makul sebebe ya<br />

da şüphenin en alt seviyesine dahi ihtiyaç olmadğ ilkesini koymuştur.<br />

Bu nedenle bu kategori arama türleri bazen “şüphe olmakszn arama/<br />

suspicionless searchs” olarak da adlandrlmaktadr. 25<br />

Yüksek Mahkemenin kararlarna bakldğnda idari aramalar,<br />

snr aramalarn ve yollarda araç kontrolü için kurulan noktalar<br />

ilgilendiren davalar genellikle “özel zarurete” dayanan aramalardan<br />

ayr tutmaktadr. Kimi yazarlar da “özel zaruret” doktrinlerini idari<br />

aramalar doktrinininden ayr ele almaktadrlar. 26 Bunlar bakmndan<br />

“kamu yarar zorunluluklarna dayanan özel gereksinimler”<br />

şeklinde bir ifade kullanlabilir. Devlet, toplumun güvenliği ve benzeri<br />

zorunluluklar gözeterek baz yerlerde genel gözetim-denetim yapma<br />

ihtiyac duyabilir. 27 Çünkü, Devletin yararlar, bireylerin gizlilik<br />

yararlarna ağr basmaktadr. Bu gerekçeden hareketle Yüksek Mahkeme<br />

bu tür aramalarn yürütülmesinde yetkililere geniş bir çalşma alan<br />

sunmaktadr. 28<br />

D. Yararlarn Dengelenmesi: “Balancng Test” Doktrini<br />

1. Genel Olarak<br />

Kamusal özel bir zaruretten kaynaklanarak bir arama veya elkoymaya<br />

izin verilmesi mahkemelerce değerlendirilirken bir denge analizine<br />

başvurulur. Burada belirtilen zaruretler ile bu ihtiyaç ve zorunluluklara<br />

23 DRESSLER-MICHAELS, Understanding Criminal Procedure, 4th Ed. s. 328.<br />

24 Erwin CHEMERINSKY-Laurie L. LEVENSON Criminal Procedure, Investigation, Aspen Publishers, 2008,<br />

s.191; Brent E. NEWTON, Practical Criminal Procedure, A Constitutional Manual, NITA, 2005, s. 91.<br />

25 Micheal A. CRETACCI, Supreme Court Case Briefs in Criminal Procedure, 2008, s. 109.<br />

26 DRESSLER-MICHAELS, Understanding Criminal Procedure, 4th Ed. s. 327.<br />

27 Brent E. NEWTON, Practical Criminal Procedure, A Constitutional Manual, NITA, 2005, s. 91.<br />

28 Micheal A. CRETACCI, Supreme Court Case Briefs in Criminal Procedure, 2008, s. 109.<br />

- 77 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

dayanarak gercekleştirilen devlet faaliyetinden dolay bireylerin<br />

menfaatleri ne kadar etkilenmiş, ne kadar zarar görmüştür, buna bakmak<br />

gerekir. Yani ksaca bir zarar ve zaruret yarşmas gerçekleşmektedir. 29<br />

İlk olarak saptanmas gereken iki husus daha vardr: (a) devletin<br />

zaruri gördüğü hedefini gerçekleştirmede seçilen yöntem ve yollarn<br />

etkinliği, (b) bu amacn elde edilmesi için daha az snrlayc olabilecek<br />

alternatif başka yol ve yöntemlerin olup olmadğ ve varsa bunlarn<br />

erişilebilirliği. Bundan sonra tabir yerinde ise yarşmada karşlkl iki<br />

kefede faktörler yer alr: Bir kefeye kamunun yararlar ve toplumsal<br />

baz zorunluluklar, diğer kefeye ise bireylerin hassasiyetle korunmas<br />

gereken menfaatleri konulur. 30 Denge analizinde devletin yararlar ya<br />

da toplumsal amacn iyi belirlenmesi gerekir.<br />

Denge analizi ölçütü (balancing test) uygulamasnda Camara yararlar<br />

dengesi ölçütü uygulanmaktadr. Okullardaki aramalar bakmndan<br />

somut olarak öğrencinin gizlililik yarar beklentileri ile öğretmenlerin<br />

ve yöneticilerin okullardaki disiplini sağlamadaki hayati zorunluluklar<br />

karşlaştrlmaktadr. 31<br />

2. Yararlarn Dengelenmesi Teorisinin Okullardaki Aramalarda<br />

Uygulanmas<br />

T.L.O. kararnda, bir yararlar karşlaştrmas yaplmştr. Bir yandan<br />

devletin okullardaki disiplini sağlama, gençlere ve çocuklara iyi bir<br />

eğitim ortam hazrlama öncelikleri, diğer yanda öğrencilerin gizlilik<br />

yarar karşlaştrlmakta ve bunlardan hangisine öncelik verileceği<br />

tartşlmaktadr. Yaplan dengeleme analizi sonucunda okullardaki<br />

disiplinin sağlanmasna öncelik tannmasna karar verilmiştir. 32<br />

Yüksek Mahkeme baz kararlarda okullarda alnan bir ksm idari<br />

önlemlerin bireysel bir şüphe olmadan da makul olarak nitelenebileceğini<br />

ima etmiştir. Ancak bunun için baz asgari koşullarn bulunmas<br />

gerekmektedir. Bunlar; yaplan işlem ile gizlilik hakk ihlalinin en<br />

aza indirgenmesi ve ayrca alnan önlemlerin bireyin makul gizlilik<br />

beklentisini görevlilerin tümüyle takdir ve keyfiliğine braklmamasnn<br />

sağlamasdr. 33<br />

3. Yararlar Dengelenmesi Analizi ve Şüphenin Derecesi<br />

T.L.O. karar ile aramalar hakl gösteren gerekçe standardn<br />

29 Andrew E. TASLITZ-Margaret L. PARIS- Lenese C. HERBERT, Constitutional Criminal Procedure, 3 rd Ed.<br />

2007 Ed. s. 401.<br />

30 TASLITZ-PARIS-HERBERT, Constitutional Criminal Procedure, 2007. s. 401.<br />

31 LAFAVE, Search and Seizure, s. 491.<br />

32 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 262; WEINREB, s. 292.<br />

33 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 263.<br />

- 78 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

normal aramalar için geçerli olan makul sebep seviyesinden makul<br />

şüphe derecesine indirilmiştir. 34 Aslnda yararlar dengelenmesinin<br />

benimsenmesi hiç bir gerekçe olmadan arama yaplmasn değil, en<br />

azndan makul şüpheye dayanan bir aramaya izin vermeyi gerektirir.<br />

Ancak bu standardn yükseltilmesi de işin doğasna aykrdr. T.L.O.<br />

kararndan çkarlabilecek bir yoruma göre, okullardaki aramalarda<br />

makul sebep seviyesinde bir hakllk gerekçesi aramak buradaki<br />

denge analizine aykrdr. Bu durum yararlar yarşnda eşit olarak<br />

karşlaştrmaya tabi tutulacak olan öğrencilerin gizlilik yararlarna<br />

gereğinden fazla ağrlk vermek anlamna gelir. Okullarda görevlilerin<br />

karşlaştklar sorunlarda arama yapmalar için karar almalarn<br />

zorunlu tutmak gerekseydi bir çok hayati arama zamannda yaplamaz<br />

ya da çok geç yaplabilir. Sonuç itibaryle bu durum okul disiplininin<br />

ve eğitim ortamnn zarar görmesine neden olurdu. Küçük çaptaki<br />

problemleri az bir müdahele ile önlemek mümkün iken, arama için<br />

daha üst seviyede şüphe dayanağ aramak, hastalğn genişlemesine<br />

yol açmak demektir. 35<br />

Okul görevlilerinin makul şüphenin varlğn ortaya koymak için belirli<br />

hususlar vurgulamalar gerekir. Tespit edilen belirli gözlem ve bilgiler,<br />

dikkate alnan tüm olgulardan gözlemlerden elde edilen çkarmlar,<br />

bütün bunlar kendi eğitim deneyim ve birikimleri ile birleştirip bir<br />

suçun varlğn ve aramada delil elde edileceğine ilişkin nasl bir yoruma<br />

ulaştklarn belirtmeleri gerekir. 36<br />

II. KAMU OKULLARINDA ARAMA VE ELKOYMAYA DAİR KARARLAR<br />

A. New Jersey V. T.L.O. Karar 37<br />

1. Karara Konu Olan Olayn Özeti<br />

Lisede okuyan iki öğrenci okulun lavabolarnda sigara içmekte<br />

iken bir öğretmen onlar yakalamş ve okul kurallarna göre sigara<br />

içmek yasaklanmş olduğu için müdür yardmcsna götürmüştür.<br />

Öğrencilerden T.L.O.’nun sigara kullandğn inkar etmesi üzerine,<br />

müdür yardmcs onun el çantasn açp içinde gördüğü sigara paketini<br />

çantadan çkartrken, bu kez uyuşturucu kullanmaya yarayan kağtlarn<br />

da olduğunu fark etmiş ve çantasnda detayl bir arama yapmştr.<br />

Bu arama srasnda onun uyuşturucu satma işine angaje olduğunu<br />

gösteren deliller ve ayrca bir dolarlardan oluşan bir miktar para, bu<br />

paralarn alnp verildiği kişilerin isimleri ve bir mektup bulunmuştur.<br />

Bu aşamada T.L.O. adl öğrenci uyuşturucu satma suçunu itiraf etmiş<br />

34 LAFAVE, Search and Seizure, s. 510.<br />

35 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 262.<br />

36 DYKE-SAKURAI, 3-3.<br />

37 New Jersey v. T.L.O., 469 U.S. 325, 105 S. Ct. 733, 83 L.Ed.2d.720 (1985).<br />

- 79 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

ve elde edilen bulgular polise teslim edilerek hakknda açlan davada<br />

delil olarak kullanlmştr. 38<br />

2. Yüksek Mahkemenin Karar ve Gerekçe<br />

Mahkeme olayda müdür yardmcsnn öğrencinin çantasnda yaptğ<br />

aramann hukuka uygun olduğu sonucuna varmştr. Çünkü, olayn ilk<br />

olarak kendisine bir öğretmen tarafndan intikal ettirilip anlatlmas<br />

ile öğrencinin çantasnda sigara bulunabileceğine dair makul inanca<br />

sahip olmaktadr. 39<br />

Olayda karar olmakszn arama yapmaya izin verilmesinin gerekçelerine<br />

değinmek gerekirse, okullarda arama yapmak zarureti gündeme<br />

geldiğinde hakimden karar alnmasn zorunlu tutmak ayr ve uzun<br />

bir süreç gerektireceği için pek uygun düşmemektedir. Bunun için<br />

bir kaç neden vardr. Okullardaki aramalar bilindiği gibi idareciler ve<br />

öğretmenler tarafndan yürütülmektedir. Oysa okullarda arama yapmak<br />

için hakimden bir karar alnmas yoluna gidilmesi süreci uzatan bir<br />

işlem olup pek alşlmş bir durum değildir. Bunlar bakmndan karar<br />

alma yükümlülüğünü getirmek, okul güvenliği açsndan zorunlu olan<br />

disiplini sağlamadaki acelecilik ile bağdaşmaz. 40<br />

3. Karardan Çkan Sonuçlar<br />

T.L.O. kararndan çkan sonuca göre, okul görevlilerinin karar olmadan<br />

arama yapabilmesi için, öğrencinin okul disiplin kurallarna aykr<br />

bir davranş olmas veya kanunlara aykr bir eylemi bulunmas<br />

gerekir. Ayrca arama ile buna ilişkin bir delil ortaya çkaracağna<br />

dair şüphelenmeye yeterli olabilecek makul nedenlerin de bulunmas<br />

gerekmektedir. 41<br />

Kararda özellikle öğrencilerin de Ek 4. Madde tarafndan korunan<br />

makul gizlilik beklentisine sahip olduklar belirtilmiştir. Ayrca okul<br />

görevlilerinin devletin bir temsilcisi, eleman olmas nedeniyle Ek 4.<br />

Maddenin snrlamalarna tabi olduğu belirtilmiş ve bunlarn annebabay<br />

temsil etmeleri nedeniyle devlet görevlisi saylmayacaklar<br />

iddias kabul edilmemiştir. 42<br />

Diğer taraftan T.L.O. kararnda açk ve cevapsz braklan baz<br />

hususlarn da olduğunu ifade etmek gerekir. Öğrencilerin üzerlerinde<br />

38 DRESSLER-MICHAELS, s. 328; WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 170; COOK-MARCUS-<br />

WILSON, s. 249.<br />

39 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171; LAFAVE, Search and Seizure, s. 539.<br />

40 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 262; DRESSLER-MICHAELS, s. 328.<br />

41 EMANUEL, s. 161; BLOOM, Searches, Seizures, and Warrants, s. 82; ISRAEL-LAFAVE, Criminal<br />

Procedure Constitutional Limitations, 6 th Ed. s. 138; DYKE-SAKURAI, 3-47.<br />

42 Jon M. Van DYKE - Melvin M. SAKURAI, Checklists for Searches and Seizures in Public Schools, West<br />

Group, 2001, s. 1-9; ROSSOW-STEFKOVICH, s. 11.<br />

- 80 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

yaplacak aramalar bakmndan bireysel şüphenin her zaman<br />

gerekli olup olmayacağ ve bunun derecesi belirgin değildir. Ayrca<br />

öğrencilerin masalar ve kilitli dolaplar bakmndan gizlilik haklarna<br />

dair beklentilerine ne kadar karşlk verilmesi gerektiği konusu<br />

aydnlatlmamştr. Yine kolluk görevlilerinin aramalara iştirak etmeleri<br />

ihtimalinde uygulanmas gereken kurallarda bir farkllk olup olmayacağ<br />

hususu da belirginleştirilmemiştir. 43<br />

Karar incelendiğinde ilk akla gelen soru, kamu okullarnda yaplan<br />

aramalarn Anayasa’nn Ek 4. Maddesi ilkelerine tabi olup olmadğdr.<br />

Bu konuda devletin ileri sürdüğü argüman, okullarda yöneticilerin<br />

öğrenci velileri adna hareket ettiği varsaym üzerine kurulu idi. Bu<br />

iddia esas alndğnda, aramay yapan ve faaliyeti denetlenecek kişilerin<br />

niteliğinin kamu görevlisi değil özel kişiler olarak kabul edilmesi<br />

gerekmektedir. Özel kişilerin faaliyetleri ise bilindiği gibi Maddenin<br />

denetim alan dşnda kalmaktadr. Mahkeme prensip olarak okul<br />

görevlilerinin Anayasa’nn ilgili hükümlerine tabi olmas gerektiğini<br />

kabul ettiği için bu varsaym yerinde bulmad ve uygulamann Ek 4.<br />

Madde kapsam dşnda kalmas gerektiği iddialarn reddetti. 44<br />

Mahkemeye göre öğrencilerin okula getirdikleri eşyalar üzerinde<br />

gizlilik haklarnn varlğn kabul etmek gerekir. 45 Ancak okullarda<br />

yaplacak aramalar bakmndan da karar ve makul sebep koşulu<br />

aramay görmezden gelmenin hakllğna sayg duymaya yol açan baz<br />

özel zaruretler olabileceği de kabul edilmelidir. 46 Bununla birlikte<br />

okullarda görevlilerce yaplan aramalarn Ek 4. Madde ilkelerine<br />

uygun olmas zorunluluğu benimsenmiştir. Ne var ki, bunlarn karar<br />

zorunluluğu ve makul sebep gösterme gerekliliğinin istisnalar arasnda<br />

kaldğ sonucuna varlmştr. 47 Kararn gerekçesinde bu olayda bir<br />

denge gözetilmesi gerektiğine; öğrencinin gizlililik yarar beklentileri<br />

ile öğretmenlerin ve yöneticilerin okullardaki disiplini sağlamadaki<br />

hayati zorunluluklar karşlaştrldğnda ikincisinin daha ağr basmakta<br />

olduğuna karar verilmiştir. 48<br />

Sonuç olarak, okul düzeninin sağlanmas zorunluluğu gerekçesiyle<br />

yetkililer tarafndan yaplan aramalara toleransla yaklaşlmas<br />

gerektirdiğini kabul eden Mahkeme, hakimden karar alnmas<br />

zorunluluğunu reddederek, okullarda bireysel şüphe üzerine arama<br />

43 ISRAEL-LAFAVE, Criminal Procedure Constitutional Limitations, 6 th Ed. s. 138.<br />

44 DRESSLER-MICHAELS, s. 328; McINNIS, The Evolution of the Fourt Amendment, 2009, s. 154.<br />

45 DRESSLER-MICHAELS, s. 328; McINNIS, The Evolution of the Fourt Amendment, 2009, s. 154.<br />

46 EMANUEL, s. 160; SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 262.<br />

47 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 170; DRESSLER-MICHAELS, s. 328.<br />

48 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 170; McINNIS, The Evolution of the Fourt Amendment,<br />

2009, s. 154; COOK-MARCUS-WILSON, s. 251.<br />

- 81 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

yaplmasn ve yaplan aramalarda “makullük” testinin uygulanmasnn<br />

yeterli olduğuna karar vermiştir. 49<br />

4. Terry Karar ile Mukayese Edilmesi<br />

T.L.O. olaynda Terry doktrinini 50 uygulamak mümkün değildi. Çünkü<br />

Terry usulü aramalarda mutlaka bir makul şüphe koşulu aranr. Ama<br />

Terry doktrinine göre yaplan aramalarn özelliği, delil toplamaktan<br />

ziyade güvenliği sağlama öncelikli olmasdr. Daha çok görevlilerin<br />

ve diğer insanlarn korunmas, can güveniliğinin sağlanmas amacn<br />

taşmaktadr.<br />

Terry kararnda uygulanan ilke “yararlar dengesi yaklaşm” idi.<br />

İdari denetlemeler (administrative inspections), düzenleyici aramalar<br />

(regulatory search) ve “özel zaruretlere” dayanan ve kolluk amac<br />

dşnda amaç ve ihtiyaçlara baklarak işlem yaplan bir çok davada<br />

ayn denge analizi teorisi kullanlarak yaplan işlemler onaylanmştr.<br />

Terry v. Ohio kararnda “toplumun yarar ile kişinin kolluk görevlileri<br />

tarafndan gelecek müdahelelere karş özgür olma hakk arasndaki<br />

denge” değerlendirmesi yaplmş; Pennsylvania v. Mimms kararnda ise<br />

“yaplan bir elkoymann anayasaya uygunluğunu gözden geçirip sonuç<br />

çkarrken sözkonusu faaliyetler ile karşlanan toplum yararlarnn<br />

ağrlğ ve bunun toplumun menfaatlerini ileri götürmede temin ettiği<br />

ilerlemenin derecesi ile kişinin bireysel özgürlüklerine müdahalenin<br />

ciddiyeti” arasnda bir denge değerlendirmesi yapldğ belirtilmiştir. 51<br />

T.L.O. davasnda ise arama, yöneticilerin kendilerinin ya da orada<br />

bulunanlarn güvenliği düşünerek yaplmamştr. Aramann asl nedeni,<br />

öğrencinin sigara konusunda okul kurallarn ihlal ettiği şüphesi ve okul<br />

çantasnda buna ilişkin delil bulunabileceğine dair düşüncedir. Aramada<br />

49 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 170; COOK-MARCUS-WILSON, s. 252; BLOOM,<br />

Searches, Seizures, and Warrants, s. 82; WEINREB, s. 293.<br />

50 Terry Doktrini: Terry olaynda, 30 yldr ayn bölgede görev yapan resmi elbiseli bir polis, iki adamn<br />

köşede durup, konuştuklarn görür. Bu iki kişi bir dükkann içine bakp, gidip gelmekte ve tekrar<br />

içeriye bakmakta ve uzaklaştırmaktadrlar. Bu srada üçüncü bir adamda onlarn yanna gelerek bir<br />

şeyler söyler ve dağlrlar. Üçü dükkann önünde yeniden bir araya gelince memur yanlarna gider,<br />

kendisini tantır ve kimlik sorar. Daha sonra da svazlayarak üst yoklamas yapar. Terry adl kişi ile,<br />

diğer kişinin üzerinden ruhsatsz silah çkar. Terry kararnn yorumuna göre kolluğun kişileri yolda<br />

durdurup kimlik sormas ve yoklama suretiyle silah aramas, özel hayatın gizliliğine müdahale teşkil<br />

etmez. Çünkü suç işlediği konusunda basit şüphe (umma) varsa polis bir kişiyi durdurup soru sorabilir.<br />

Silahl olduğu şüphesi varsa yoklama suretiyle arayabilir. Durdurup soru sorduğu ve yoklama yolu<br />

ile aradğ kişi hakknda kuvvetli şüphe doğarsa, o zaman “yakalama” (formal arrest) yetkisi doğar.<br />

Yakalama srasnda detayl üst aramas yapma yetkisi de kazanr.<br />

Kararn özeti ve açklama için bkz.www.hukukturk.com/fractal/hukukTurk/pages/dwnldCntHT.<br />

jsp... Yorum için bkz. Feridun YENİSEY “Durdurma”, www.hukukturk.com/.../hukukTurk/pages/<br />

dwnldCntHT.jsp<br />

51 Ronald J. ALLEN-Joseph L. HOFFMANN-Debra A. LIVINGSTON-William J. STUNTZ, Criminal Procedure:<br />

Investigation and Right to Counsel, Aspen Publishers, 2005, s. 624.<br />

- 82 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

amaç, geleneksel kolluk gayelerinin ötesinde okulun önceliklerinden<br />

olan baz zaruri ihtiyaçlarn karşlanmas olduğu için buradaki delil<br />

arama amacyla makul şüpheye dayanarak yaplan arama Terry olaynda<br />

uygulanan gerekçeden farkldr. 52<br />

B. Safford Unified School District No:1 V. Redding Davas<br />

1. Karara Konu Olan Olayn Özeti<br />

Olayda okul görevlileri, 13 yaşnda bir kz öğrencinin okul kurallarna<br />

göre reçetesiz olarak kullanlmas yasaklanmş ya da reçeteli olanlardan<br />

da olsa okula getirilmesi yasaklanmş olan dozdaki ilaçlardan getirdiği<br />

şüphesi üzerine hareket ederek arama yapmşlardr. 53<br />

Davacnn çocuğu olan Savana’nn aramaya maruz kalmasndan bir<br />

hafta önce onun arkadaş olan bir başka öğrencinin üzeri aranmştr.<br />

Bu arama sonucunda aranan öğrenci okul yöneticisi Wilson’a “baz<br />

öğrencilerin okula ilaç ve silahlar getirdiğini”, kendisinin de snfnda<br />

bulunan bir arkadaşndan bu tür ilaçlar aldktan sonra hastalandğn”<br />

ifade etmiştir. 8 Ekim sabahnda ise ayn öğrenci Wilson’a beyaz bir<br />

ilaç getirerek bunu kendisine başka bir öğrenci olan Marissa’nn<br />

verdiğini ve ayrca öğrencilerin öğlen yemeğinde bu ilaçlardan almay<br />

tasarladklarn söylemiştir. Bu ilacn sadece reçete ile alnabilen 400<br />

mg ibuprofen olduğunun tespit edilmesi üzerine, Marissa snfndan<br />

tekrar çağrlmştr. Snf öğretmeni, Marissa’y snftan çkartrken<br />

öğrenciye ait olduğunu belirttiği bir el çantas ve okulda yasaklanmş<br />

çeşitli malzemeleri yöneticiye teslim etmiştir.<br />

Wilson, Marissa’y odasna aldktan sonra odada görevli Helen Romero<br />

da olduğu halde Marissa’ya ceplerini boşaltmasn ve cüzdann açmasn<br />

söylemiş ve üzerinden baz ilaçlar ve bir adet jilet çkmştr. Bu ilaçlar<br />

nereden aldğ sorulan öğrenci söz konusu el çantasn kendisine<br />

veren arkadaş Savana Redding’in bunu verirken içine ilaçlar koymuş<br />

olduğunu tahmin ettiğini, ancak içeriğini bilmediğini söylemiştir.<br />

Öğrenciye, arkadaş olan Savana’nn bu tür ilaçlardan halen bulundurup<br />

bulundurmadğn, bu ilaçlar ondan ne zaman aldğn, bunlar nerede<br />

saklamş olabileceğini anlamaya yönelik başka bir soru sorulmamştr.<br />

İlk başta mavi renkte olan ilaçlarn ne olduğu anlaşlmamş ise de<br />

sonradan bunlarn 200 mg dozda reçetesiz de bulunabilen naproxen<br />

adl bir ilaç olduğu öğrenilmiştir. Bu aşamadan sonra Wilson’un<br />

yönlendirmesi ile Romero ve Schwallier tarafndan önce Marissa’nn,<br />

daha sonra da Savana’nn maruz kaldğ şekilde çplak beden aramas<br />

icra edilmiştir. Ancak bu aramalarda ilaç bulunmamştr.<br />

52 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 262.<br />

53 Bkz.http://www.cwsl.edu/content/trial_advocacy/Rose Reasonable Suspicion.pdf<br />

- 83 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

Savana adl öğrenci snfndan çağrlp ofise davet edildiğinde okul<br />

görevlisinin elinde bulundurduğu ve içinde bçak, çakmak ve sigara<br />

bulunan el çantasnn kendisine ait olup olmadğ sorulmuştur. Öğrenci<br />

çantann kendisine ait olduğunu, birkaç gün önce arkadaş Marissa’ya<br />

verdiğini, ancak verdiği srada bu içindekilerin çantada olmadğn<br />

ifade etmiştir.<br />

Wilson, Savana’ya ayrca iki tür ilaç (4 tane 400 mg güçlendirilmiş dozda<br />

İbuprofen, 1 adet reçetesiz mavi Naproxen) göstererek bunlar hakknda<br />

bilgisi olup olmadğn sormuştur. Gösterilen ilaçlar ağr kesici olmakla<br />

birlikte, okul kurallarna göre izin almadan getirilmesi yasaklanmş<br />

ilaçlardan idi. Savana ilaçlar hakknda bilgisi olmadğn ifade etmesi<br />

üzerine Wilson, onun bu ilaçlar snfta baz arkadaşlarna verdiğine<br />

dair kendisine bilgi geldiğini ifade etmiş; o ise bunu reddetmekle<br />

beraber kendisinde ilaçlar olmadğn ortaya koyma adna eşyalarnn<br />

aranmasna izin vermiştir.<br />

Odaya gelen bir idari asistan (Helene Romero) ile birlikte öğrencinin srt<br />

çantasnda arama yapmşlar ancak herhangi bir şey bulamamşlardr.<br />

Bunun üzerine Wilson, okul hemşire odasna götürmesi ve öğrencinin<br />

elbiselerinde ilaç aramas yapmak üzere Romero’yu görevlendirir. Bu<br />

amaçla götürüldüğü hemşire odasnda Romero ve hemşire Peggy arama<br />

yapmak üzere öğrenciye ceketini, çorap ve ayakkablarn çkarmasn<br />

söylediler. Daha sonra üzerinde kalan pantolon ve tişörtünü de<br />

çkarttrdlar. İç çamaşrlarn ileri geri oynatmak suretiyle bedeninin<br />

kalan bölümlerini de görerek aramay tamamladlar. Bu arada sütyen<br />

ve iç çamaşrlarnn altnda kalan bölümleri de görecek şekilde bir<br />

arama yapmşlar ancak her hangi bir ilaç bulamamşlardr.<br />

Öğrencinin annesi okul idarecilerinden bu üç görevliye ve okul bölge<br />

yönetimine karş tazminat davas açt. (42 U.S.C.§ 1983) 54 Öğrencinin<br />

çplak beden aramasna tabi tutulmasnn onun Ek 4. Madde haklarna<br />

aykr olduğunu iddia ederek açtğ davada iki temel soru gündeme<br />

gelmiştir. Birincisi, yaplan aramann Anayasa’da öngörülen gizlilik<br />

haklarna aykr olup olmadğ; ikincisi, buradaki Anayasa’ya aykrlğn<br />

öğrencinin kişisel gizlilik haklarnn ihlali nedeniyle gerçekleşen<br />

zararlarn tazmin etmeyi gerektirecek kadar yeterince açk olup<br />

olmadğdr.<br />

2. Aşamalarda Mahkemelerin Kararlar<br />

İlk derece mahkemesi olan Arizona Bölge Federal Mahkemesi (The<br />

54 42 U.S.C. § 1983, “Bölüm 1983,” olarak da bilinen ve anayasal haklarnn ihlal edildiğini iddia edenler<br />

için tazminat talebiyle dava yoluna başvurma imkan sağlayan bir federal kanundur. Bkz. http://www.<br />

law.cornell.edu/uscode/text/42/1983<br />

- 84 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

District Court for the District of Arizona), bu olayda kişinin Anayasann<br />

Ek 4. Maddesinden kaynaklanan hakknn ihlal edilmediğine, dolaysyla<br />

bir Anayasa’ya aykrlk olmadğna karar vermiştir.<br />

Federal Temyiz Mahkemesi (U.S. Court of Appeals for the Ninth<br />

Circuit), bu aramay -aramann açkça makul olmamas nedeniyleilk<br />

derece mahkemesinin kararn bozmuş ve aramann Anayasa’ya<br />

aykr olduğuna karar vermiştir. Federal Temyiz Mahkemesinde<br />

yaplan incelemede ön kurul Anayasa’ya aykrlk olmadğna karar<br />

vermişken, tam heyet oybirliği ile bu aramann açk bir şekilde makullük<br />

ilkesinden uzak olduğuna, dolaysyla Anayasa’ya aykrlk bulunduğuna<br />

ve görevlilerin tazminattan bağşk olmadğna karar vermiştir. Yani,<br />

tazminat konusunda okulda aramaya emir veren görevlilerin tazminat<br />

davasndan muaf olamayacaklarn belirtmiştir.<br />

3. Federal Yüksek Mahkemenin Karar ve Gerekçe<br />

Yüksek Mahkemenin kararna göre, ortaokul çağndaki bir kz öğrencinin<br />

şayet bir uyuşturucu işine dahil olduğu ya da elbiselerinin altnda<br />

böyle bir maddeyi sakladğna dair şüphelenmeyi hakl klan bir<br />

gerekçeye sahip değillerse, okul idaresinin yapmş olduğu arama,<br />

Anayasann Ek 4. Maddesinin ihlali niteliğindedir. Yüksek Mahkeme<br />

ayrca tazminat konusunu da değerlendirmiş ve mahkemenin bu<br />

karar verdiği zamanda öngörülen kurallar arasnda bu husus açkça<br />

düzenlenmediği için görevlilerin tazminat yükümlülüğünden muaf<br />

olduğu sonucuna varmştr.<br />

Federal Yüksek Mahkemeye göre, öncelikle olayda, görevlilerin, öğrencinin<br />

okul kurallarna göre reçetesiz olarak kullanlmas yasaklanmş ya da<br />

reçeteli olanlardan da olsa okula getirilmesi yasaklanmş olan dozdaki<br />

ilaçlardan okula getirdiği hususunda şüphelenmeyi hakl klacak<br />

mahiyette makul sebepler üzerine hareket ettiklerini kabul etmek<br />

gerekir. Bu durumda karar verilmesi gerekecek husus, öğrencinin<br />

elbiselerinden soyularak iç çamaşrlarn da açmas istenerek yaplan<br />

çplak beden aramasnn Anayasa’nn Ek 4. Maddesinde öngörülen<br />

gizlilik hakkn ihlal edip etmediğidir.<br />

Arama, öğrencinin üzerinde bir çeşit uyarc nitelikte ilaç bulundurduğu<br />

şüphesine dayanarak yaplmştr. Görünüşe göre onlar arama yapmaya<br />

sevk eden gerekçe de, bu olaydan bir süre önce snfta gerçekleşen olayda,<br />

Savana’nn arkadaş olan bir öğrencide ilaçlarn bulunmuş olmas ve<br />

bu öğrencinin de kendisinin bir ceza tehdidi ile karş karşya kalmas<br />

üzerine bunlarn kendisine Savana Redding tarafndan verildiğini ifade<br />

etmiş olmasdr. Ne var ki, bu öğrenci Savana’nn bu tür ilaçlardan son<br />

durumda üzerinde bulundurup bulundurmadğna ya da bulundurmakta<br />

- 85 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

ise nerede sakladğna dair hiç bir beyanda bulunmamştr. Diğer<br />

taraftan, arama yapmadan önce Savana’ya bu aramann gerekçesi<br />

konusunda bir açklama yapmadklar gibi, anne babas ile bir bağlantya<br />

geçme konusunda girişimde de bulunmadlar. Yani arama yapmadan<br />

önce öğrenci velisi ile hiç bir bağlantya geçilmemiştir.<br />

Arama yapmadan önce Savana’ya arkadaş tarafndan atfedilen soyut<br />

iddiay doğrulamak amacyla bir araştrma yaplmamştr. Bu anlamda,<br />

snf arkadaşlarna ya da öğretmenlerine hiç bir soru sorulmamştr.<br />

Yine Savanann üzerinde bu türden bir ilac halen bulunduruyor<br />

olduğuna dair aramay hakl klacak Savana’nn arkadaşnn bir<br />

ifadesi olmamştr. Savana’nn bu tür ilaçlardan elbiselerinin altnda<br />

saklamş olabileceğine dair hiçbir fiziki delil de yoktu. Bu durumda<br />

öğrencinin bu aramaya maruz kalmasnn dayanağ olarak, kendisinin<br />

bir ceza tehdidi ile karş karşya kalmas üzerine atfta bulunan diğer<br />

arkadaşnn soyut beyanlarndan başka bir şey bulunmamaktadr.<br />

Federal Temyiz Mahkemesine göre, bir öğrencinin elbiseleri çkarlarak<br />

aramaya tabi tutulmas, onun anayasal haklarn ihlal etmektedir.<br />

Temyiz Mahkemesi, Yüksek Mahkemenin New Jersey v. T. L. O.<br />

kararndaki ölçütleri uygulayarak bu sonuca ulaşmştr. Savana’nn<br />

anayasal açdan gizlilik haklarnn kapsamn belirlerken, Anayasa’nn<br />

Ek 4. Maddesinin makul olmayan aramalara karş yasaklamalar içeren<br />

düzenlemelerin bir parças olan gizlilik hakk bağlamnda o güne kadar<br />

oluşmuş olan hukuki çerçeveye bakmak gerekir. Aramann yaplmş<br />

olduğu tarih itibaryle Mahkememizin bu husustaki kararlar açk ve<br />

belirgin hale gelmiş olup görevlilerin artk bunlar bilmek durumunda<br />

olduğu kabul edilmelidir.<br />

Bir arama işlemi öncesinde aranan makul gerekçenin bileşeni olarak<br />

bulunmas zaruri olan bilgi ile ilgili söylenebilecek en genel ifade şudur:<br />

“Suç faaliyetini ispatlamaya yönelik delillerin bulunabileceğine<br />

dair kuvvetli bir şans ve kayda değer bir olaslğ akla getiren ve<br />

destekleyen bilgidir”. Ama okul aramalarnda daha düşük bir şüphe<br />

standardn aramak gerekir(New Jersey v. T.L.O karar). Kurallara<br />

aykr davranşn delilini bulmaya yönelik daha makul ve vasat bir<br />

ihtimal-şans yeterli saylacaktr.<br />

New Jersey v. T.L.O kararnda Yüksek Mahkeme, “okul düzeni<br />

ve okullarda güvenli bir ortam sağlamann gerekliliklerinin baz<br />

hususlarda kurallarn farkl ve esnek uygulanmasn gerektirdiğini”<br />

belirtmiş; ayrca bunun da, “aramay hakl klacak kurallara aykr<br />

bir faaliyetten şüphe etmede normal durumlardan daha farkl<br />

ve aramay kolaylaştracak bir şüphe seviyesini yeterli görmeyi<br />

- 86 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

gerektireceğini” kabul etmiştir. 55 Bu karardaki kabule göre, okul<br />

görevlilerinin yapacağ aramalarda kişilerin gizlilik yararlar ile<br />

kamunun menfaatleri ve gereklilikleri arasnda dikkatli ve ölçülü bir<br />

denge olduğu vurgulanmştr. Dolaysyla sonuçta, bir öğrencinin okul<br />

idaresi tarafndan aranmasnn meşruluğunu belirlemede bir makul<br />

şüphe standard uygulanmş oldu. Bu durumda bir okulda yaplacak<br />

aramaya izin verilip verilmeyeceğini belirlerken, alnan tedbirler ve<br />

arama işlemindeki ulaşlan nokta itibaryle aramann amac ile yaplan<br />

uygulama arasnda kabul edilebilir bir bağlantnn devam ediyor olmas;<br />

ayrca, aranan öğrencinin yaş, cinsiyeti ve özellikle arama gerekçesini<br />

ortaya çkaran ve öğrenci tarafndan gerçekleştirilen kural ihlalinin ne<br />

olduğu ve bunun niteliği gibi özellikler dikkate alndğnda uygulamann<br />

aşr ihlal edici olmamas gerekir.<br />

Bu davadaki duruma gelince, okul içinde ve çevresinde herhangi<br />

bir ilacn tedaviye yönelik maksatlar dşnda reçeteli veya reçetesiz<br />

satlmas, bulundurulmas, kullanlmas kat bir şekilde okul politikas<br />

olarak yasaklanmştr. Okul yönetim kurallar uyarnca ayrca izin<br />

verilmiş olmadkça normal ilaçlarn reçetesiz kullanlmas da bu yasak<br />

kapsamna dahildir.<br />

Aramann dayanağ olan ilaç bulundurma konusundaki şüphenin<br />

Savana’ya bağlandğ noktaya gelince, Wilson’un Savana’y odasna<br />

çağrp el çantasn gösterdiğinde o da içindekileri inkar etmekle<br />

birlikte çantann kendisine ait olduğunu ve Marissa’ya verdiğini kabul<br />

etmesidir. Ayrca Wilson’ a görevlilerden gelen raporlara göre okulun<br />

açlş günü sradş taşkn bir grup dans gösterisi yapmş ve bu srada<br />

kz öğrenciler tuvaletinde sigara ve alkol bulunmuştur. Savana ve<br />

Marissa da bu gösteri yapan grubun içindedir. Yine öğrenci J. Romero<br />

bu dans gösterisinden önceki günlerde Savana’nn evinde bir partiye<br />

55 ABD Hukukunda okullarda yaplan aramalarda güvenliği sağlama uğruna okullarda gerekli olan<br />

düzen ve disiplinin daha düşük standartlar yeterli görmeyi gerektirdiği kabul edilir. New Jersey<br />

v. T.L.O. kararnda Yüksek Mahkeme, okul görevlilerinin bir öğrencinin çantasn açmas ve arama<br />

yapmasn onaylad ama bunda öğrencinin gizlilik beklentisini inkar ettiği için değil, olaydaki şartlar<br />

altında arama makul şüpheye dayanarak yaplmş olduğu için Ek 4. Maddeye uygun bir arama<br />

olarak kabul edilmiştir. Ancak Yüksek Mahkemenin son zamanlardaki kararlarnda özellikle T.L.O.<br />

kararnda “balancing test”, “special needs” doktrinlerinden yararlanldğ görülmektedir. Balancing<br />

test-yararlar dengesi ölçütünün uygulanmasnda karşlkl yararlar yarştırlmaktadr. Okullardaki<br />

aramalar bakmndan somut olarak öğrencinin gizlililik yarar beklentileri ile öğretmenlerin ve<br />

yöneticilerin okullardaki disiplini sağlamadaki hayati zorunluluklar karşlaştırlmaktadr. Yüksek<br />

Mahkemenin okullarda uyuşturucu testlerinin uygulanmasna dair kararlarnda “special needs”/<br />

özel zaruretler gerekçesine dayanlmştır. Okullarda ve cezaevlerinde yaplan aramalarda eğer amaç<br />

kolluk fonksiyonlarna hizmet etmek değilse bunlar “idari aramalar” olarak nitelenmektedir. Bunlar<br />

için çoğu zaman bir karar gerekmez ve hakllk dayanağ olarak Ek 4. Maddede yer alan bir makul<br />

sebep bulunabilirliğine ilişkin nedenlerden her zaman daha basit hakllk gerekçelerine dayanabilir.<br />

Yüksek Mahkeme bu yerlerde yaplan aramalarn hakllk gerekçesi olarak “özel zaruretler” doktrinini<br />

inşa etmiştir.<br />

- 87 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

davet edildiğini ve orada alkol sunulduğunu görevlilere anlatmştr.<br />

Marissa’nn bu ilaçlar Savana’dan aldğna ilişkin beyan, Savana’nn<br />

bu tür bir ilaç temin etme işine karştğna dair şüpheyi güçlendirmek<br />

için yeterince inandrc ve akla yatkn bir senaryoyu desteklemektedir.<br />

Bütün bu olay ve bilgilerin toplamndan edinilen şüphe, Savana’nn<br />

çantasn ve dş elbiselerini aramay hakl klmak için yeterlidir. Eğer<br />

bir öğrenci hakknda yasaklanmş ilaçlar başkalarna dağttğna<br />

dair makul, inanlabilir şekilde şüphe varsa, bu durumda onun<br />

bunlar üzerinde ya da çantasnda taşdğndan da şüphelenilmesini<br />

hakl kabul etmek gerekir. Eğer Wilson’un bu ilaç temin etme işi<br />

ile ilgili makul şüphesi öğrencinin elbiselerini ve çantasn aramay<br />

hakl kldğ konusu normal kabul edilmez ise o zaman onun işini<br />

kolaylaştracak hiç bir aramay hakl görmemiş oluruz. Savana’nn<br />

kendisinin hazr bulunduğu bir ortamda ve idarecinin odas olmas<br />

nedeniyle başkalarndan soyutlanmş bir gizlilik ortam olduğu için böyle<br />

bir durumda çantasna göz atmak, normalin ötesinde bir müdahaleci<br />

tutum olarak nitelenemez.<br />

Burada asl çekişme konusu olan husus, Wilson’un talimatlar ile iç<br />

çamaşrlarnn içine de bakmak suretiyle aramann detaylandrlmasnn<br />

anayasal olarak makullükten uzak olduğu iddiasdr. Görevliler Romero<br />

ve Schwallier, Savana’ya dş elbiselerini çkarmasn ve iç çamaşrlarn<br />

da esneterek onlarn iç ksmn göstermesi talimatn vermişlerdir.<br />

Görevliler, her ne kadar kendilerinin talimatlarna uyan öğrencinin<br />

mahrem bölgelerini açmas srasnda hiç bir şey görmediklerini<br />

belirtmişler ise de, burada önemli olan husus, yaplan işlem srasnda<br />

kimlerin baktğ veya ne kadar görebildiği tartşmas değil, görülebilir<br />

şekilde onun belli bölgelerini açmasnn istenip istenmediğidir. Sonuçta,<br />

Savana iki görevlinin görebileceği şekilde iç çamaşrlarn bedeninden<br />

uzaklaştrarak esnetmiş olmas ve pelvik bölgesini ve göğüslerini bir<br />

dereceye kadar açmş olmas önemli bir olgudur. Bu durumda kişisel<br />

gizlilik hakkna 56 ilişkin beklentileri ölçme anlamnda, hem kişinin<br />

kendi makul subjektif beklentisi (reasonable expectation of privacy),<br />

56 Gizlilik hakk, masum kişilerin korunmaya değer yararlarnn teminat altına alnmas ve özel saylan<br />

bilgilerinin ortaya çkmasna karş olma hakkdr. Korunmas arzu edilen bilgiler, suçlayc olmamasna<br />

rağmen utandrc, hassas veya çok fazlaca özel bilgiler olabilir. Ek 4.Maddenin masum insanlara<br />

yönelik korumas olmasayd devlet bütün özel konuşmalar dinleyebilir, her türlü aramay yapabilir ve<br />

birçok suçlayc olmayan ama yine de hassas olan bilgileri elde edebilirdi. SALTZBURG-CAPRA-DAVIS,<br />

Basic Criminal Procedure, 4th Ed. s. 104.<br />

ABD Anayasasnn Ek 4.Maddesi ve Yüksek Mahkemenin Katz kararnda ortaya koyduğu makul<br />

gizlilik beklentisine göre, kişinin normal hayatın olağan akş içinde yaptığ bir faaliyetin toplumun<br />

bireyleri tarafından görünmesini, izlenmesini umursamyorsa burada gizlilik beklentisi yoktur. Ancak<br />

başkalarnn bunu görmeyeceği duymayacağ, izlemeyeceği gibi bir varsaym ve alg ile hareket<br />

ediyorsa burada bir makul gizlilik beklentisi olduğu kabul edilir.<br />

- 88 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

hemde makul beklentinin sosyal olarak kabul edilebilirliği 57 ölçütlerine<br />

baktğmzda bu aramay aşr olarak nitelemek gerekir. 58 Bu tür bir<br />

çplak arama yapmak, öğrencinin dş elbiselerini ve yanndaki harici<br />

eşyalarn aramaya ilişkin makul-hakllk elementinden daha fazla<br />

gerekçelere sahip olmay zorunlu klar.<br />

Gerçekleşen bu aramann onur krc, utandrc, küçük düşürücü<br />

ve korkutucu olmas nedeniyle, böyle bir aramaya karş Savana’nn<br />

subjektif gizlilik beklentisinin hakllğ, işin tabiat gereği kabul<br />

edilmelidir. Anayasa’nn Ek 4. Maddesinin önemli bir standard olan<br />

gizlilik beklentisinin makullüğü, benzer şekilde aramaya maruz kalmş<br />

olan başka genç insanlarn yoğun deneyimleri ile ortaya konulmuştur.<br />

Öyle ki, onlarn henüz yeni yetişmekte olmalar, hayat yeni tanmalar,<br />

onlarn bir yerlerini açp gösterme mecburiyetinin ortaya koyduğu ihlalin<br />

aşikarlğn pekiştirir. Bu tür yeni yetişen gençlerin maruz kalacağ<br />

bir çplak beden aramasnn onlarda duygusal olarak da hasara yol<br />

açabileceğini vurgulamak gerekir.<br />

Bu tür bir aramada yaşanan tecrübe ayn yaşlardaki öğrencilerin<br />

bedenlerini göstermek durumunda kaldğ benzer olaylarda da<br />

görülebilir. Nedir bu benzer deneyimler, mesela beden eğitimi dersi ve<br />

jimnastik faailyetleri için giyilen elbiseler ya da bunlar giyip çkarrken<br />

karşlaşlan baz teşhir mecburiyetleri gibi. Spor için hazrlk yaparken<br />

elbise değiştirme ve giyinme faaliyetlerinde bir oyuna hazrlk ve<br />

adeta işin içinde bir eğlence vardr. Bu tür durumlarda öğrencilerin<br />

bunlara daha farkl bir anlam yüklemeleri onlarn genel ve ortak bir<br />

reaksiyonudur. Bunlarda kendilernin isteği ve bir eğlence saiki vardr.<br />

Oysa aramada kişi daha baştan bir kural ihlal ettiği ya da suç işlediği<br />

itham altndadr. Baz yerlerde bu şekilde çplak aramann olgular ne<br />

olursa olsun makul saylmadğ ve bunlarn yasaklanmas gerektiğine<br />

ilişkin mevzuat olarak baz düzenlemeler de vardr.<br />

Ayrca belirtmek gerekir ki, bir aramann onur krclğ hemen onu<br />

57 Makul beklentinin sosyal olarak kabul edilebilirliği (society is prepared to recognize that this<br />

expectation reasonable): gizlilik beklentisi teorisinde subjektif bir beklentinin geçerli olmas için<br />

toplumun bu beklentiyi karşlamaya hazr olmas gerekir. Yüksek Mahkemenin hapishanelerdeki<br />

şahslarn gizlilik hakk ile ilgili verdiği Palmer kararnda “bir hükümlünün kendisine göre subjektif<br />

olan meşru gizlilik beklentisini tanmaya toplumun hazr olmadğ” yani toplumun bunu katlanabilir<br />

olarak görmeyeceği ifade edilmiştir.<br />

58 ABD Hukukunda kamu görevlilerinin kişiler aleyhine yapmş olduklar ve gizlilik haklarn ihlal ettiği<br />

iddias gündeme gelebilecek olan bir faaliyetin hakimden karar almay gerektiren bir işlem olup<br />

olmadğn saptamak için (“search-arama” oluşturup oluşturmadğn belirlemek için) iki yönlü ölçüt<br />

(two prong test ) uygulamak gerekir: Bunlardan birincisi, vatandaşn özel yaşamna ilişkin alanlar<br />

gizli tutma konusunda subjektif olarak bir beklentisi (reasonable expectation of privacy) var m ve<br />

bunu açkça göstermiş midir İkincisi de böyle bir gizlilik beklentisini toplum benimsemiş midir, diğer<br />

bir ifadeyle busubjektif beklenti toplumsal olarak da kabullenilmiş midir (makul beklentinin sosyal<br />

olarak kabul edilebilirliği)<br />

- 89 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

kural dş ve gayrimeşru hale getirmez. Fakat New Jersey v. T.L.O<br />

kararnda Yüksek Mahkemece ortaya konulduğu üzere bu durum<br />

aramann makullüğüne ilişkin standard ve kural belirlemede işe yarar.<br />

Yüksek Mahkemenin bu kararnda, aramann makul olup olmamas<br />

her şeyden önce aramann gerçekleştiği koşullardaki duruma göre,<br />

oradaki ihlali hakl klp klmayacağn değerlendirmede dikkate alnr<br />

denilmiştir. Aranan öğrencinin cinsiyeti, yaş ve aramada gerçekleşen<br />

ihlalin ve tecavüzün niteliği dikkate alnarak kapsam buna göre<br />

belirlenecektir. Bu ölçülere göre, aşr ihlal edici nitelikte değilse<br />

aramaya izin verilebilecektir.<br />

4. Karardan Çkan Sonuçlar<br />

Öğrencinin anayasal gizlilik haklarnn ihlal edildiği iddia edilen<br />

bu davada, davallar kendilerinin sorumluluktan bağşk olduklar<br />

savunmasnda bulunmuşlar ve bu yönde karş dava ileri sürmüşlerdir.<br />

İlk derece mahkemesi bu talebi kabul etmiş ve olayda kişinin Ek 4.<br />

Maddesinden kaynaklanan bir hakknn ihlal edilmediğini belirtmiştir.<br />

Kararda ABD Yüksek Mahkemesi, küçük yaştaki kz öğrencinin<br />

üzerinden elbiseleri çkarlmak suretiyle aranmasnn onun anayasal<br />

haklarn ihlal edip etmeyeceğini değerlendirmiş ve ihlal ettiği sonucuna<br />

varmştr. Ancak arama yapan görevlilere karş tazminat ya da ceza<br />

davas açlp açlmayacağ hususu aydnlğa kavuşturulmamştr. Yüksek<br />

Mahkemenin karar, yaplan aramann Anayasa’nn Ek 4. Maddesine<br />

aykr olduğu, ancak tazminat hususunda mevzuattaki belirsizlik ve<br />

açkça bu hususa ilişkin o tarih itibaryle düzenleme olmadğndan<br />

görevlilerin bu durumdaki sorumluluğu bilmeleri beklenemeyeceği<br />

gözetilerek bu hususta karar verilmemiş ve talep cevapsz braklmştr.<br />

Sonuç olarak olayda, okul görevlilerinin, öğrencilerde bulunduğunu<br />

düşündükleri ilaçlarn tehlikeli olduğu hususunda şüphelenmelerini<br />

gerektirecek bir nedene sahip olmadklar gibi, aramaya tabi tutulan<br />

mağdur öğrencinin bu tür bir ilac üzerinde sakladğna dair bir şüphe<br />

nedeni de bulunmadğn vurgulamak gerekir. Bundan dolaydr ki,<br />

arama açk bir şekilde Anayasa’y ihlal eden bir uygulamadr.<br />

Tazminat konusuna gelince; görevliler hakknda tazminat konusunda<br />

bir yükümlülük yükleyebilmek için aramann yapldğ tarihte yasal<br />

düzenleme itibaryle bir açklk bulunmas gerekir. Anayasa’ya<br />

aykr aramay yapmak için emir veren ve bu konuda işin yerine<br />

getirilmesinde sorumluluğu üstlenen görevlilerin bu işlemi yaptklar<br />

tarihte bu konudaki sorumluluklarnn kanunda belirgin şekilde tanzim<br />

edilip edilmediği hususu açk değildi. Bu nedenle bunlarn tazminat<br />

sorumluluğundan muaf olduklarn kabul etmek gerekmiştir.<br />

- 90 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

C. Kamu Okullarnda Yaplacak Aramalarn Kapsam<br />

1. T.L.O. Kararna Göre Aramann Kapsam<br />

Kamu okullarnda yöneticiler ve öğretmenler tarafndan yaplan arama<br />

ve buna benzer gizlilik haklarn ihlal eden işlemlerin karar olmakszn<br />

yaplabilmesi için, diğer bir ifadeyle yaplan işlemin makul olup<br />

olmadğnn saptanmas bakmndan iki unsur aranmaktadr: Birincisi,<br />

okuldaki görevlilerin, “öğrenciler tarafndan bir yasa hükmünün yada<br />

bir okul kuralnn ihlal edildiğine dair bir delilin ortaya çkacağna<br />

ilişkin makul gerekçeye” sahip olmalar gerekir. Yalnz bu gerekçenin<br />

ceza hukuku bağlamnda yaplan aramalarda esas alnan makul sebep<br />

seviyesinde bir şüphe nedeni olmas gerekmediği anlaşlmaktadr.<br />

İkinci olarak, “gerçekleşen ihlalin niteliği ile öğrencinin yaş, cinsiyeti<br />

dikkate alndğnda arama fazla mütecaviz, ihlal edici olmamal ve<br />

aramada hedeflenen amaç ile makul bir şekilde bağlantl olmaldr”. 59<br />

Aramann kapsam ise snrsz değildir. Aramann hedefi olan husus<br />

ve aramay hakl klan şüphe nedenlerine göre bunun kapsam<br />

belirlenecektir. T.L.O olaynda arama çantann fermuarla kapatlmş<br />

olan bölümlerine de genişletilmiştir. Ancak bu genişletmeyi hakl klan<br />

gerekçeler bulunmaktayd. Çantann içinde uyuşturucu ve bunlar<br />

kullanmak için hazr bulundurulduğu düşünülen baz kağtlar olmas<br />

görevlinin aramay çantann diğer bölümlerine de genişletmesini<br />

hakl hale getirmiştir. 60 Bir öğrencinin çantasnda tütün sarma işinde<br />

kullanlan kağtlar bulunmas da okul yetkilisinin deneyimlerine<br />

dayanarak öğrencinin uyuşturucu kullanma ile alakal olabileceği<br />

kanaatine varmada bir basamak oluşturmuştur. 61<br />

Yine çantada çkan bir listede para alş verişi yaplacak kişiler listesi<br />

de ele geçirilmiş olduğu için öğrencinin içinde yer aldğ uyuşturucu<br />

trafiğini saptayabilmek için ele geçen mektuplarn okunmas da hakl<br />

ve kabul edilebilir bir davranş saylmştr. 62 Mahkemeye göre, bu<br />

bulgular hem çantann kapal olan fermuarl bölümünü açmada hem<br />

de çantadan çkan ve öğrencinin uyuşturucu satş işleri ile ilgilendiğini<br />

gösteren mektuplar okumakta hakllk veren makul neden olarak<br />

saylmştr. 63<br />

2. Aşr İhlal Edici Aramalar<br />

a) Genel olarak<br />

Okullardaki aramalarn makullük analizine göre değerlendirilmesi<br />

59 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171; CHEMERINSKY-LEVENSON, s. 200; EMANUEL, s.<br />

161; DRESSLER-MICHAELS, s. 329.<br />

60 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171.<br />

61 EMANUEL, s. 162; McINNIS, The Evolution of the Fourt Amendment, 2009, s. 154.<br />

62 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171.<br />

63 McINNIS, The Evolution of the Fourt Amendment, 2009, s. 154.<br />

- 91 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

halinde duruma göre daha ileri seviyede ihlal edici bir aramalara<br />

da izin verilebileceği sonucu çkmaktadr. Bu durum elbette T.L.O.<br />

kararnda onaylanan makul şüphe standardndan daha kabul edilebilir<br />

(üst seviyede) bir standardn aranmasn gerekli klar. Diyelim ki bir<br />

çanta aramas basit şüphe üzerine yaplabilirken, öğrencinin üzerindeki<br />

elbiselerinden arndrlp arama yaplabilmesi ihlalin derecesine göremakul<br />

şüphe değil- makul sebep zorunluluğunu gerektirir. Bir olayda 64<br />

okulda cereyan eden 200 $ değerindeki hrszlk olay nedeniyle müdür<br />

ve öğretmen tarafndan bir öğrenci aranmştr. Bu öğrencinin bu suçu<br />

işlemiş olduğunu gösteren ve arama yapmak için hakllk oluşturan bir<br />

makul sebep olmadan elbiselerinden soyarak aranmas mahkemece<br />

onaylanmamştr. 65<br />

b) Çplak beden aramas ve beden boşluklarnn kontrolü<br />

Çplak beden aramas (strip search) denilince kişinin dş elbiselerinin<br />

çkartlmas en başta gelir. Ayrca onun altndaki çamaşrlarnn<br />

çkartlmas da bu tanma girer. Sadece çoraplarn ve ayakkablarn<br />

çkarlmas başl başna çplak beden aramas saylmaz. 66<br />

Normal koşullarda görevlilerin bir delil veya kaçak madde<br />

bulunabileceğine dair gerekçeyle bu tür bir arama yapmalarna veya<br />

beden boşluklarn kontrol etmelerine izin verilmez. İstisna olarak<br />

acil bir duruma ilişkin yardm edilmesi zorunluluğu varsa veya sağlk<br />

ve güvenlik bakmndan bir tehdit söz konusu ise yaplabilir. Ayrca<br />

aramalarn öğrencinin yaş ve cinsiyetine göre ve ihlal edilen kuraln<br />

niteliği de dikkate alnarak dengeli olmas gerekir. Bunlar hesaba<br />

katlarak aramann kapsam belirlenir. ABD’de yedi eyalette 67 elbiseler<br />

çkartlarak yaplan arama aşr ihlal edici olduğu kabul edilerek<br />

okullarda yasaklanmştr. 68<br />

3. Öğrencilerin Araçlarnda Arama Yaplmas<br />

Öğrencilerin araçlarnda gizlilik haklarnn olduğu kabul edilir.<br />

Öğrencinin aracn tamamen veya ksmen maliki olmas ya da geçici<br />

kullanmas önemli değildir. Araç okulun park yerinde, kampüs<br />

alanlarnda olabilir. Eğer ortada olağanüstü acil bir durum varsa,<br />

öğrenci aranmasna kendisi rza göstermiş ise ya da araç terkedilmiş bir<br />

durumda bulunmuş ise görevliler arama konusunda gerekli kurallara<br />

ve makullük ilkesine uyarak arama yapabilirler. Araç öğrenci tarafndan<br />

64 Konop v. Northwestern School District, 26 F. Supp. 2 d, 1189 (D.S.D. 1998).<br />

65 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 263.<br />

66 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 44.<br />

67 Iowa, California, New Jersey, Oklahama, South Carolina, Washington, Wisconsin.Örneğin IOWA CODE<br />

ANN. § 808A.2.<br />

68 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 44.<br />

- 92 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

kullanlmakta ise gizlilik hakk onun kendisine aittir. Onun dşnda<br />

araçtaki yolcular veya anne-baba hukuka uygun olarak yaplan bir<br />

aramaya karş çkamazlar. 69<br />

Araçlarn dş ksmlarnn ve dşardan görülebilen ksmlarnn aranmas<br />

bakmndan açk alanlar ilkesi (open public view) 70 benzetmesi ile<br />

uygulama yaplmaktadr. Ancak araç içi ksmlar devreye girdiği<br />

zaman daha detayl standartlar geçerlidir. Buna göre, görevliler aracn<br />

dş ksmlarn ve dşardan bakldğnda görülebilen iç ksmlarn<br />

inceleyebilir, dşa yansyan koku ve sesleri tetkik edebilirler. 71 Açk ve<br />

görülebilir alanlar doktrininde (plain view doctrine) sade bir bakşla<br />

görülebilen bir alanda suçlayc bir nesne bulunmuşsa, buna dair<br />

yaplan işlemlerin Ek 4. Maddedeki ölçülere uymas zorunlu değildir.<br />

Kolluk görevlilerinin halka açk olan alanlarda bu alana giren sradan<br />

bir vatandaşn dolaşrken görüp bulabileceği bir şeyleri bu yerlerde<br />

aramak ve bulunan şeylere elkoymak için karar almas gerekmez. 72<br />

Vatandaşn kamuya açk bir alanda yapmş olduğu işlerle ilgili kolluk<br />

görevlilerinin takip yapmasna ve delil toplamasna karş çkma imkan<br />

bulunmamaktadr. 73<br />

4. Öğrencilere Ait Dolap veya Kapal Bölümlerde Arama Yaplmas<br />

Okullarda öğrencilere ait dolap veya onlarn zilyetliğinde olan kapal<br />

bölümlerde gizlilik haklarnn bulunduğu kabul edilmektedir. Bireysel<br />

olarak belli bir öğrenciye ait dolap veya kapal bölümün aranmas için<br />

makul şüphe gereklidir. Ancak icra edilen arama, trol ağ yöntemi denilen<br />

69 DYKE-SAKURAI, 3-54.<br />

70 ABD Hukukunda açk alanlar doktirini Yüksek Mahkeme tarafından oluşturulmuş bir ilkedir. Buna<br />

göre, kolluk görevlileri tarafından “açk alan” olarak nitelenen yerlere girilmesi veya keşif türünden<br />

arama yaplmas Ek 4. Maddenin anlatım içinde hakimden arama karar almay gerektiren bir arama/<br />

search olarak kabul edilmez. İlk defa Yüksek Mahkeme tarafından Hester v. United States karar<br />

(Hester v. United States, 265, U.S. 57 (1924)) ile benimsenen açk alanlar doktrini, daha sonra Oliver v.<br />

United States karar[Oliver v. United States, 466, U.S. 170 (1984)] ile yeniden onayland. (DRESSLER-<br />

MICHEALS, Understanding Criminal Procedure, 4th Ed. s. 88) Oliver davasnda başkalarnca<br />

girilmemesine dair iradesini bir levha ile açkça ifade etmiş olmasna rağmen kişinin mülkiyeti olan bir<br />

alana görevlilerce giriş yaplmş ve baz incelemelerde bulunulmuştur. Ancak bu olayda görevlilerin<br />

yaptığ iş Mahkemece bir arama faaliyeti olarak kabul edilmemiştir. Bu olayda, mülkiyetin çevresinde<br />

“girilmez” yazs bulunmaktadr. Buna rağmen bir arama karar da olmakszn özel bir mülkiyete<br />

girdiler ve orada hem kilitli bir kapnn, hem de taş duvarn etrafında gezinerek inceleme yaptılar. Bu<br />

arada mülkiyetin dşndan bakmakla görülemeyecek olan baz esrar bitkileri olduğunu tespit ettiler.<br />

Yüksek Mahkeme (5-3 oyla) insanlarn “açk alanlarda” olan aktiviteleri konusunda kişilerin yasal<br />

olarak özel yaşamlarna ait gizlillik beklentileri olamayacağna karar verdi. Ksaca, kolluk görevlileri<br />

tarafından açk bir alana girmek (trespassing) Ek 4. Madde anlamnda bir search oluşturmaz denildi.<br />

(DRESSLER-MICHEALS, Understanding Criminal Procedure, 4th Ed. s. 88)<br />

71 DYKE-SAKURAI, 3-58.<br />

72 BLOOM - BRODIN, Criminal Procedure, 4th Edition, 190; ANDERSON-THOMPSON, American Criminal<br />

Procedure, 2007, s. 71,140; WOODY, Search and Seizure, 2006, s. 48; EMANUEL, Criminal Procedure,<br />

27th Ed, s. 101; LAFAVE-ISRAEL-KING, Criminal Procedure, 4th, s. 211.<br />

73 EMANUEL, Criminal Procedure, 27th Ed, s. 27.<br />

- 93 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

(“dragnet search”) tümünü arama ise yani bütün dolaplar rutin olarak<br />

aranmakta ise o zaman şüphe olmas gerekmez. 74 T.L.O kararnda<br />

bu husus açklanmamş ise de aslnda bu yerlerin aranmasnn ilke<br />

olarak onlarn gizlililk haklarn ihlal ettiği kabul edilir. Ancak okulun<br />

güvenlik ve disiplinini sağlama ihtiyac nedeniyle bu gizlilik hakknn<br />

snrlanabilmesi benimsenmiştir. Bu bölümlerde arama da görevlilerin<br />

gerekli kurallara ve makullük ilkesine uymalar koşuluna bağldr. 75<br />

5. Spesifik Bir Alanda Kapsaml Arama<br />

Başka alanlardan bağmsz ve diğer insanlarn araya karşmasnn<br />

imkansz olduğu kapal alanda bir grup öğrenci bir kural ihlal<br />

ettiklerinden şüphelenmeyi hakl klacak konumda yakalanmşlarsa<br />

orada bulunan tüm öğrencilerin aranmas mümkündür. Örneğin<br />

normalde o an işleri olmadğ halde boş bir laboratuar veya atölyede bir<br />

grup öğrencinin olduğunu ve odadan uyuşturucu kokusunun geldiğini<br />

farkeden görevliler burada bulunan tüm kişileri arayabilirler. Bu<br />

uygulama iki koşulun varlğna bağldr: (a) bulunulan yer kapal veya<br />

başka masum öğrencilerin gelip karşmas olaslğna yer vermeyecek<br />

biçimde göreceli olarak ayrk bir yer olmaldr. (b) kural ihlalinin çok<br />

açk ve net olmas, masum insanlarn da orada bulunmak istemeyeceği<br />

bir ortamn oluşmas gerekir. 76<br />

Federal 9. Temyiz Mahkemesi Smith v. McGlothlin 77 kararnda, okul<br />

yöneticisinin dar ve çkmaz bir yolda bulunan ve üzerlerinde sigara<br />

dumanlar görünmekte olan 20 öğrenciyi yakalamasndan sonra iki<br />

saat süren arama işlemini onaylamştr. 78<br />

6. Okul Girişlerinde Metal Dedektörlerin Kullanlmas<br />

Okullarda artan şiddet ve gözlenen silah taşma olaylar nedeniyle<br />

baz okul bölge yönetimleri güvenlik amacyla bina girişlerinde metal<br />

tarama cihazlar kullanmaktadrlar. Bunlar, en basit el cihazlarndan<br />

havaalanlarnda kullanlan en kapsaml tarama cihazlarna kadar<br />

çeşitlilik gösterir. Bu konuda iki sorun gündeme gelmektedir. Yaplan<br />

işlemlerin bireysel şüphe gerektirip gerektirmediği ve bunlarn<br />

kullanmnda takip edilen usulün yeterli olup olmadğ tartşlmaktadr. 79<br />

Bu alanda bilinen ilk dava New York Eyalet Mahkemesinde görülen<br />

People v. Dukes 80 karardr. Bu davada bir lisede yaplan metal dedektör<br />

taramasnda öğrencide sustal bçak bulunmuştur. Mahkeme okulda<br />

74 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 102.<br />

75 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 29.<br />

76 DYKE-SAKURAI, 13-20.<br />

77 Smith v. McGlothlin, 119 F 3d 786 (9th Cir.1997)<br />

78 DYKE-SAKURAI, 13-21.<br />

79 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 39.<br />

80 People v. Dukes, 580 N.Y.S. 2d. 850 (N.Y.Crim.Ct.1992)<br />

- 94 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

güvenliğin sağlanmas sözkonusu olan hallerde bu tür cihazlarn<br />

kullanlmasna izin verilmesi gerektiğine karar verdi. Mahkeme bu<br />

tür bir güvenlik taramasnn çok az ihlal edici olduğunu, bunun bir<br />

idari arama olarak nitelenmesi gerektiğini belirtti. Bu karardan sonra<br />

Los Angeles, Chikago ve Philadelphia’da benzer durumlarda davalar<br />

onaylanmştr. 81<br />

7. Öğrencilerin Aranmasnda Köpeklere Koklatma Yöntemine<br />

Başvurulmas<br />

Köpek koklatma testleri konusunda Yüksek Mahkemenin verdiği<br />

kararlardan en önemli ve açklayc mahiyette olan Place karardr. 82 Bu<br />

karardan çkan sonuca göre, özellikle yolcularn gelip geçtiği havaalan<br />

gibi yerlerde görevliler; güvenlik taramas kapsamnda köpekleri her<br />

yerde gezdirebilir, her hangi bir bagaj eşyasnn yannda köpeği tutabilir<br />

ve ona bir sebep göstermeden eşyay koklatabilir. Ancak başkaca bir<br />

şüphe sebebi olmadğ halde sadece köpek koklatma işleminin yerine<br />

getirilmesi için bagajlarn bir süre alkonulmuş olmas Ek 4. Maddenin<br />

ihlali saylmştr.<br />

Köpek koklatma faaliyeti görevliye sadece bagaj eşyasnda kaçak bir şey<br />

olup olmadğnn ipuçlarn verir. Bu koklama yoluyla görevli bagajn<br />

içerdiği kişisel masum bilgileri öğrenmez. Bu işlem hiçbir şekilde Ek<br />

4. Madde tarafndan korunan gizlilik yararn açğa vurmadğ için<br />

hakimden karar almay gerektiren bir “arama” işlemi saylmamaktadr.<br />

Tarif edilen şekliyle rutin olarak yaplmas halinde bir şüphe olmadan<br />

da yaplabilir. Bu da bir arama işleminde bulunmas gereken makullük<br />

snrlamasnn köpeğe koklatma faaliyetleri bakmndan aranmadğ<br />

anlamna da gelir. 83<br />

Okul aramalarnda köpeklerin kullanlmas mümkündür. Köpek<br />

koklatma işleminin yapldğ yer ve yaplş amac önemlidir. Bunlar<br />

daha çok alkol, uyuşturucu ve buna benzer kaçak bir madde aramada<br />

kullanlr. Köpek koklatma işlemi okul aramalarnda bilginin kaynağ<br />

olarak makul şüphe nedeni olarak değerlendirilir. Bu nedenle bunlar<br />

dört ayakl ihbarc (“four-legged tipster”) olarak ifade edilir. 84<br />

81 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 40-41.<br />

82 (United States v. Place, 462 U.S. 696. 103, S. Ct. 2637, 77 L.Ed. 2d 110 (1983)): Eğitilmiş köpeklere<br />

koklatma işlemleri konusunu aydnlatma bakmndan United States v. Place karar önemli bir örnektir.<br />

Bu davada havaalanndan geçmekte olan Place’in bagajnda kokain bulunabileceğine ilişkin soyut<br />

düşünceden hareket edilerek köpek koklatma yöntemi tatbik edilmek istenmiş ve bu amaçla valizler<br />

alkonulmuştu. Ancak köpeklerin hemen hazr olmamas sebebiyle bu alkoyma yaklaşk 90 dakika<br />

sürdü. Yüksek Mahkeme bu davada, ilke olarak kapal bir bagajn köpeğe koklatılmasnn bir “arama<br />

işlemi” olmadğna, ancak şüphe temeline dayanmayan bir şekilde bu kadar bekletmenin hukuka<br />

aykr olduğuna karar verdi. (Açklamalar için, SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, Basic Criminal Procedure,<br />

4th Ed. s. 113)<br />

83 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 113; MILLER-DAWSON-DIX-PARNAS, The Police Function, s. 73.<br />

84 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 17.<br />

- 95 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

Özellikle öğrencilerin çantalarnda veya dolaplarnda ya da oturduklar<br />

sralarda uygulanmakta ise sorun yoktur. Görevliler öğrenciler içerde<br />

oturmakta iken içeri köpekle girip havay koklatabilir. Yine öğrencilere<br />

ait dolaplarn olduğu koridorlarda köpekler gezdirilebilir. Araçlarn dş<br />

ksmlar koklatlabilir. Bu tür örnekler mahkemelerce onaylanmştr. 85<br />

Ancak öğrencinin üzerine tutularak yaplan bir koklatma işlemi anayasal<br />

güvenceye konu olan bir “arama” olarak nitelenmekte; anayasal<br />

hakknn ihlali anlamna gelmektedir. Onun için öğrencinin bedeni<br />

etrafnda gezdirmek veya ona temas ettirmek rutin olarak yaplamaz.<br />

Ancak makul şüphe üzerine yaplabilir. 86<br />

Köpek koklama testlerinde yanlma pay olduğu da bir gerçektir. Doe<br />

v. Renfrow 87 kararndaki olayda okul çapnda yaplan köpek koklatma<br />

işlemi srasnda 13 yaşndaki kz öğrenciye yaklaşan köpek uyar<br />

vermiştir. Çocuğun ceplerini boşaltmasna rağmen uyar devam etmesi<br />

nedeniyle iki bayan görevli tarafnda çplak beden aramas yaplmştr.<br />

Buna rağmen uyuşturucu bulunmamas üzerine yaplan araştrmada<br />

öğrencinin sabahleyin kendi köpeği ile oynadğ ve muhtemelen bundan<br />

dolay köpeğin tepkilerine neden olduğu anlaşlmştr. Bunun dşnda<br />

köpek hatalarna bir başka örnek olarak bir snfta 50 kişi olduğu<br />

halde köpeğe koklatmak suretiyle tarama yapldğnda, bunlardan<br />

17 kişide uyuşturucu olabileceği anlamna gelen uyarvermiş olmas<br />

dikkate alnrsa bunlardan alnan sonuçlarn sadece makul şüphe<br />

olarak değerlendirilmesinin daha isabetli olacağ da belirtilmektedir. 88<br />

D. Yaplan Aramalara Kolluk Görevlilerinin Katlmas<br />

Okullardaki arama ve elkoyma ya da uyuşturucu testlerinin tatbiki ile<br />

ilgili işlemler genellikle okul görevlileri tarafndan yerine getirilmektedir.<br />

Nitekim T.L.O. olaynda aramay yapan bir okul müdür yardmcs idi.<br />

Ancak okul yetkililerinin kolluk birimleri ile irtibatl olarak çalşmas<br />

durumunda veya bazen yöneticilerin kolluk adna aramalar yapmas<br />

halinde buna ilişkin bir standard olmas gerekir.<br />

Bu gibi hallerde geleneksel Ek 4. Madde zorunluluklarnn uygulanmas<br />

konusunda bir tartşma gündeme gelecektir. Kolluk birimlerinin yaptğ<br />

aramalarda amaç, adli vakalara ilişkin delil toplamak olarak kabul edilir.<br />

Kabul etmek gerekir ki, kolluk görevlilerinin katlm varsa böyle bir<br />

durum yaplan işlemin adli bir işlem olduğunu akla getirir. Dolaysyla,<br />

okul aramalar için geçerli olan “özel zaruret” olgusuikinci planda<br />

85 DYKE-SAKURAI, 13-12; ROSSOW-STEFKOVICH, s. 17.<br />

86 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 17.<br />

87 [Doe v. Renfrow, 475 F. Supp. 1012, N.D. Ind. 1979] Karar 7.Federal Temyiz Mahkemesinde ksmen<br />

onaylanmştır. 631 F 2d 91 (7th Cir.1980)]<br />

88 LAFAVE, Search and Seizure, Volume 1, s. 533.<br />

- 96 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

kalr. 89 Kolluk görevlilerinin yapacağ aramalarda okul yöneticilerinin<br />

yaptğ aramaya göre daha üst bir standard aranmas gerekir. Bu halde<br />

elbette bir suçun varlğna ve delilin bulunabileceğine ilişkin makul<br />

sebep bulunmas halinde kolluk arama yapabilecektir. 90 Okullarn dş<br />

ksmlarnda baz tehlikeli durumlar nedeniyle veya suç yoğunlaşmalar<br />

gerekçesiyle arama yaplmas gündeme gelebilir. Okullarn yaknlarnda<br />

bulunan belli noktalar polislerin dikkatini çeken yerler olabilir. Bu<br />

yerler için yetişkinler bakmndan aranan kurallar geçerlidir. Arama<br />

karar için makul sebep gereklidir. Karar zorunluluğunun istisnasn<br />

oluşturan durumlar olmadğ sürece hakimden arama karar alnmas<br />

gerekir. 91<br />

Okullarda yaplan aramalarda yetkililer kolluk görevlileri ile bağlantl<br />

olarak çalşmalar halinde veya tamamen kolluk birimlerinin adna<br />

bir arama işlemi yürütmeleri halinde bunun kararlar ne yönde<br />

etkileyebileceği konusunda her üç karardan hiçbirinde Yüksek Mahkeme<br />

tarafndan yorum yaplmamştr. Diyelim ki, kolluk görevlileri okulda<br />

baz öğrenciler arasnda uyuşturucu kullanm saptandğ konusunda<br />

okul yetkililerini bilgilendirerek onlarla birlikte bir arama icra ederlerse<br />

durum ne olur Burada amaç muhtemelen işlenen suçlarla ilgili<br />

polise delil temin etme ise bu durum T.L.O. kararnda uygulanan<br />

standartlardan farkl olarak Ek 4. Madde tartşmalarn gündeme<br />

getirebilir. Benzer şekilde öğrencilere uygulanan uyuşturucu testlerinin<br />

sonuçlarnn kolluk birimlerine verilmesi halinde eğer bireysel bir şüphe<br />

gerekçesi yoksa onun makul olmayan bir işlem olarak nitelendirilmesine<br />

yol açacaktr. 92<br />

Bu duruma benzerlik gösterdiği için açklayc olabilecek nitelikte olan<br />

New York v. Burger 93 kararnada göz atmak gerekir. Bu davada aslnda<br />

idari görevlilerce yaplmas gereken aracn sökülmesi suretiyle arama<br />

işlemi kolluk görevlilerince yerine getirilmişti. Buna rağmen yaplan<br />

işlemin idari olma özelliğini kaybetmediği benimsenmiştir. 94 Fakat<br />

bu olayda Mahkemenin gerekçesi, idari yetkililerin bu işi yapmak için<br />

uzman kişi bulma imkan ve kaynaklarnn olmamas idi. Okullardaki<br />

durum açsndan bakldğnda buna kyasla değerlendirme yapmak<br />

düşünülemez. Aslnda okuldaki disiplinin sağlanmas ve eğitim için<br />

sağlkl bir ortamn hazrlanmasnda, öğretmen ve okul idarecilerinin<br />

istihdam edilmesi yeterli olacaktr. 95 Doğrudan polis soruşturmasnn<br />

89 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 263.<br />

90 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 59.<br />

91 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 74.<br />

92 EMANUEL, s. 165.<br />

93 New York v. Burger, 482, U.S. 691, 107, S.Ct. 2636, 96, L.Ed. 2d.601, (1987)<br />

94 WEINREB, s. 323.<br />

95 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

- 97 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

bir parças olarak kolluk görevlilerinin arama yapmas durumunda<br />

suçun varlğna ilişkin makul sebep olmas gerekir. 96<br />

Okullardaki aramalara kolluk görevlilerinin katlmna ilişkin<br />

mahkemelerin yaklaşmlarna gelince, alt derece mahkemeler<br />

öğrencilerin aranmasna polis memurlar da katlmş ise Ek 4. Madde<br />

zorunluluklarnn karşlanmas gerektiğine karar vermişlerdir. M. v.<br />

Board of Education 97 kararnda bir öğrencinin polis memuru tarafndan<br />

aranmasnda aramann geçersiz olduğuna hükmedilmiştir. 98 Bir başka<br />

davada 99 ise, okulda bir öğrencinin çantasnda ve dolabnda müdür<br />

yardmcs tarafndan arama yaplmakta iken sürekli okul ile bağlantl<br />

görev yapan bir polis memuru da bu srada yanlarnda bulunmuştur.<br />

Bu olayda uygulama T.L.O. kararndaki ölçülere göre güvenlik amaçl<br />

olup uygun saylmştr. 100<br />

E. Okullardaki Aramalarda Bulunan Delillerin Kullanlmas<br />

Bu konudaki ölçütü Yüksek Mahkeme Burger kararnda açklamştr:<br />

“Normal şartlarda usulüne uygun idari bir denetleme aşamas<br />

srasnda suça ilişkin delillerin elde edilmesi bu işlemi hukuka aykr<br />

hale getirmez veya idari olma özelliğini değiştirmez” 101<br />

Eğer bir arama okul yöneticileri tarafndan yerine getirilmekte ve<br />

aramann özelliği “özel zaruret” kavram ile açklanmakta ise bundan<br />

elde edilen deliller sonradan suç kolluğu tarafndan ve yarglama<br />

mahkemesi tarafndan kullanlabilir. Örneğin T.L.O. olaynda okul<br />

görevlileri öğrencinin sigara içmek suretiyle okul kurallarn ihlal ettiğini<br />

düşünerek arama yapmşlard. Ancak çantasnda yaplan aramada<br />

uyuşturucu bulunmas üzerine bunlar öğrenci hakknda açlan davada<br />

delil olarak kullanlmştr. 102<br />

1. Okullarda Rzaya Dayal Olarak Yaplan Aramalar<br />

Rzaya dayal olarak arama yaplabilmesinin istisnas, rza olduğu<br />

durumlarda Ek 4. Maddenin karar zorunluluğunun uygulanmamasn<br />

netice verir. Kişi, arama ve elkoyma işlemlerine rza göstermekle<br />

anayasal korumadan feragatta bulunmuş olur. Rza gösterilmesi<br />

halinde hakimden karar alma gereği olmadan arama yaplabilir. 103 Kişi<br />

96 Ronald M. PRICE, Search and Seizure, BookWorld Publications, 2002.s.591.<br />

97 M. v. Board of Education, 429 F. Supp. 288 (S.D. Ill. 1977),<br />

98 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

99 Cason v. Cook, 810 F. 2d 188 (8 th Cir. 1987)<br />

100 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

101 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

102 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

103 WEAVER-ABRAMSON-BACIGAL-BURKOFF-HANCOCK-LIVELY-HOEFFEL, Criminal Procedure, 2007, s.<br />

243; EVANS, Search and Seizure, s. 553; HUBBART, Making Sense of Search and Seizure Law, s.269.<br />

- 98 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

gönüllü olarak kolluk görevlilerinin yapacağ işlemlere izin vermesi<br />

durumunda doğal olarak hakimden karar almaya gerek kalmaz. 104<br />

Ancak rza gönüllü olarak sağlanmş olmaldr. Rzann verilmesi açk<br />

olabileceği gibi ima ile de olabilir. 105 Rza üzerine yaplan aramann<br />

geçerli olmas için; rzann gönüllü olmas, rzay veren kişinin buna<br />

gerçekten ve açkça yetkili olmas gerekir. Ayrca yaplan aramann<br />

kapsam da verilen rza çerçevesinde olmas gerekir. 106<br />

Bir öğrenci arama yaplmasna gönüllü olarak rza gösterir ise arama<br />

yapmak için makul şüphe gerekmez. 107 Ancak rzann geçerli olmas<br />

için bunun gönüllü olmas ve rzann tam olarak yaplan aramaya yetki<br />

verir nitelikte olmas gerekir. Öğrencilerin rza ile aranmasna ilişkin<br />

davalarda bunlarn gönüllü olarak verilmediğine ilişkin iddialar gündeme<br />

gelmektedir. 108 Yüksek Mahkemenin Schneckloth v. Bustamonte 109<br />

kararnda rzann gönüllü olup olmadğna ve geçerliliğine değinilmiş,<br />

rzann geçerli olup olmadğnn, kişinin yaş, eğitimi, sağlk durumu<br />

gibi “şartlarn bütünü” değerlendirilmek suretiyle belirlenmesi gerektiği<br />

belirtilmiştir. 110<br />

F. Aramalar Nedeniyle Görevlilerin Tazminat Sorumluluğu<br />

Okullardaki arama ve elkoyma işlemleri nedeniyle görevlilere karş açlacak<br />

tazminat davalarnda 42 U.S.C. § 1983 uygulanr. Bu kanun uyarnca<br />

öğrenci kendisinin anayasal hakknn çiğnendiğini, bir ayrcalğnn ya<br />

da bağşk durumunun gözard edilerek arama yapldğn iddia etmekte<br />

ise eyalet veya federal mahkemelerde tazminat davas açabilir. 111<br />

Tazminat davasnda baz unsurlar aranmaktadr.<br />

Birincisi, bir anayasal hak ihlalinin varlğ aranr. Anayasa tarafndan<br />

korunan bir hak veya ayrcalğn çiğnenmiş olduğu iddias ile dava<br />

açlmas gerekir. Anayasa’ya aykrlk hususunda görevlinin bunu<br />

bilebilme koşulu aranmaktadr. Bu bakmdan hukuk kuralnn açk<br />

hale gelmiş olmas gerekir. Örneğin bir arama hakknda mahkemelerin<br />

tam olarak nasl karar verdiği belli değilse bu durumda sorumluluk<br />

oluşmaz. Öğrencinin açtğ davada ispat açsndan görevlinin kötü niyetle<br />

104 ANDERSON-THOMPSON, American Criminal Procedure, s. 136; EMANUEL, Criminal Procedure,<br />

27th Ed. s.114; ISRAEL-LaFAVE, Criminal Procedure Constitutional Limitations, 6th Ed. s.141;<br />

CHEMERINSKY-LEVENSON, Criminal Procedure, 2008, s.176.<br />

105 BLOOM - BRODIN, Criminal Procedure, 4th Ed. s. 177; ANDERSON-THOMPSON, American Criminal<br />

Procedure, s. 136; EMANUEL, Criminal Procedure, 27th Ed. s.114; ISRAEL-LaFAVE, Criminal Procedure<br />

Constitutional Limitations, 6th Ed. s.141.<br />

106 PRICE, Search and Seizure, s. 446.<br />

107 Bumper v. North Carolina, 391, U.S. 543, 548 (1968) DYKE-SAKURAI, 2-20.<br />

108 DYKE-SAKURAI, 2-21.<br />

109 Schneckloth v. Bustamonte s, 412 U.S. 218 (1973).<br />

110 STEPHENS-GLENN, s. 86; LAFAVE, Search and Seizure, s. 539; DYKE-SAKURAI, 2-21.<br />

111 DYKE-SAKURAI, 9-1.<br />

- 99 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

hareket ettiğini ortaya koymas beklenir. Görevli kural görmezlikten<br />

gelerek hakkn ihlali yoluna gitmiş ise sorumlu tutulacaktr. Bu koşullar<br />

oluşmamş ise görevlinin bağşklğndan söz edilir. Bazen hukuki durum<br />

tam açk değil ise de yaplan arama veya işlem açk bir şekilde makullük<br />

ilkesine aykr ise; mesela elbiseler çkarlarak yaplan aramalarda<br />

olduğu gibi, ileri derecede ihlal içeren uygulamalarda mahkemeler<br />

görevlilerin tazminattan bağşklk durumunu desteklememektedir. 112<br />

Bu kuraln tatbiki bakmndan TLO karar öncesi değişken bir durum<br />

vard. Bu konudaki kurallar tam netleşmemişti. Örneğin eski bir<br />

federal mahkeme kararnda 113 beşinci snf öğrencisinin soyarak<br />

aranmasnda bile görevlinin bağşk olmasna karar verilmiştir. Diğer<br />

yandan bir başka federal bölge mahkemesi kararnda 114 ise uyuşturucu<br />

için arama yaplmasnda mahkeme görevlileri sorumlu saylmştr.<br />

Farkl bir durumda 7. Federal Temyiz Mahkemesi Doe v. Renfrow 115<br />

kararnda 116 köpek koklatmas sonucu köpeğin ikaz vermesi üzerine<br />

bir kz öğrencinin elbiselerinden soyularak aranmasnda görevlilerin<br />

sorumluluğuna karar vermiştir. 117<br />

İkincisi, görevlinin devlet adna hareket ediyor olmas gerekir(under<br />

color of law) 118 .<br />

Son olarak da dava açlan tarafn “kişi” (persons) tanmna uymas<br />

gerekir. Örneğin eyaletlere veya eyalet kurumlarna karş federal<br />

mahkemelerde madde 1983’ e göre tazminat davas yürütülemez.<br />

Ancak bu bağlşklk kural eyaletlerin yerel kurumlarn, belediyeleri<br />

ve okul mütevelli heyetlerini içermez. 119<br />

G. Özel Okullarda Yaplan Arama ve Elkoyma<br />

Özel okullarda yaplan aramalar, kamu okullarnda yaplanlardan<br />

farkl olarak Anayasa’nn Ek 4. Maddesinin zorunluluklarna tabi<br />

değildir. Özel okullardaki aramalarda T.L.O. kararnn gereklilikleri<br />

uygulanmaz. Bunun nedeni, bu okullarda görev yapan yetkililerin devlet<br />

görevlisi saylmamasdr. 120 Bunlarn yaptğ aramalar bir devlet faaliyeti<br />

kabul edilmez. Bilindiği gibi Ek 4. Madde sadece devlet görevlilerinin<br />

112 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 59.<br />

113 Belliner v. Lund, 438 F. Supp. 47, 54 (N.D. N.Y. 1977)<br />

114 Belliner v. Lund, 438 F. Supp. 47, 54 (N.D. N.Y. 1977)<br />

115 Doe v. Renfrow, 631 F 2d 91 (7th Cir.1980)<br />

116 Picha v. Wielgos, 410 F. Supp. 1214 (N.D. Ill. 1976)<br />

117 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 54.<br />

118 When a person acts or purports to act in the performance of official duties under any law, ordinance,<br />

or regulation.<br />

119 DYKE-SAKURAI, 9-3.<br />

120 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

- 100 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

faaliyetlerine uygulanmaktadr. Bir davada 121 bir özel fakültede dekan<br />

tarafndan öğrencilerin aranmasnda hiç bir açklanabilir şüphe<br />

bulunmamasna rağmen, Ek 4. Maddenin uygulanma imkan olmadğ<br />

için arama hukuka aykr saylmamştr. 122<br />

III. OKULLARDA UYUŞTURUCU TESTLERİNİN UYGULANMASI<br />

A. Genel Olarak<br />

Belirli bir öğrenci hakknda uyuşturucu veya alkol testi uygulamak için<br />

uyuşturucu kullandğna dair bireysel bir şüphenin oluşmas gerekir. Buna<br />

dair göstergelervarsa yaplan uygulama hukuka uygundur. Bu konuda<br />

örnek baz kararlar vardr. Brigman v. New Trier H.S. District 203 123<br />

davasnda, öğrencinin davranşlar tamamyla serkeş ve zaptedilmez<br />

halde, gözbebekleri genişlemiş, gözleri kzarmş ve sürekli gülüşmelerini<br />

sürdürmesi biçimindeki göstergelere dayanarak uyuşturucu tespiti<br />

amacyla yaplan medikal incelemeyi, Federal 7. Temyiz Mahkemesi<br />

onaylamştr. Yine Hedges v. Musco 124 davasnda benzer bir durum<br />

yaşanmştr. Öğrencinin snftaki davranşlar önceki hallerinden farkl<br />

olupkonuşkan ve dşa açk, gözleri krmz, yüzünün çoşkun ve heyecanl<br />

olduğunun gözlenmesi üzerine yaplan uyuşturucu testi uygulamas<br />

onaylanmştr. Ancak bir başka olayda 125 okul tuvaletinden uyuşturucu<br />

kokusu gelmesi nedeniyle içerde bulunanlarn hangisinin uyuşturucuyu<br />

kullandğ anlaşlmamasna rağmen oradaki üç öğrenci de uyuşturucu<br />

testine tabi tutulmuştur. Bir öğrencinin sonuçlar pozitif çkmştr.<br />

Federal Bölge Mahkemesi bu durumda yaplan uyuşturucu testinin<br />

makul olmadğna karar vermiştir. 126<br />

Belirli alanlarda ve baz özel koşullarda bireysel değil ama öğrencilerden<br />

belli bir kesiminin alkol ve uyuşturucu testlerine tabi tutulmasn<br />

zorunlu tutan uygulamalar Yüksek Mahkeme tarafndan onaylanmştr.<br />

Bunlar belli iş alanlarnda çalşan görevliler ile kamu okullarnda<br />

eğitim gören öğrencilerdir. Testler genel olarak kan veya idrar örneği<br />

ya da nefes kontrolü şeklinde yaplmaktadr. Bu uygulama için bir<br />

karar gerekmediği gibi kişisel bir şüphe de aranmaz. 127<br />

Bu testlerin konu olduğu davalar gözden geçirildiğinde, herhangi bir<br />

şüphe olmasa da alkol ve uyuşturucu testlerinin zorunlu tutulabildiği<br />

görülmektedir. Bunun Anayasa’ya uygunluğunu destekleyen olgular<br />

121 Duarte v. Commonwealth, 12 Va. App. 1023, 407 S.E. 2D 41 (1991).<br />

122 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 264.<br />

123 Brigman v. New Trier H.S. District No: 203., 128 F 3d 1146 (7th Cir.1997)<br />

124 Hedges v. Musco, 204 F 3d 109 (3rd Cir.2000)<br />

125 Anable v. Ford, 663 F. Supp. 149, (W.D. Ark. 1985)<br />

126 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 90-91.<br />

127 DRESSLER-MICHAELS, s. 331.<br />

- 101 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

şunlardr: İlk olarak, testlerin öncelikli hedefi kolluk birimlerinin<br />

fonksiyonlarna katkda bulunup delil temin etmek değildir. 128 Öncelikli<br />

amaç, okullardaki disiplinin sağlanmas ve yetişme çağndaki çocuklara<br />

ve gençlere sağlkl bir eğitim ortamnn sağlanmasdr. Ancak elde<br />

edilen bulgularn nihayetinde bir yarglamada delil olmak gibi sonuçlara<br />

yarayabileceğini gözard etmemek gerekir. Bununla birlikte, bu durum<br />

yaplan işlemin niteliğini değiştirmemektedir.<br />

Eğer uyuşturucu testlerinin uygulanmasn yöneten düzenlemeler,<br />

kimlerin bu testlere tabi olacağ, hangi koşullarda yerine getirileceği<br />

konularnda devlet görevlilerinin takdir ve inisiyatiflerini tümüyle<br />

olmasa da oldukça azaltmş ise o zaman uygulamann onaylanma<br />

olaslğ daha fazladr. 129<br />

Testlerde kullanlacak numunelerin alnmas srasnda baz etik<br />

hassasiyetlerin de gözetilmesi gerekmektedir. Özellikle idrar örneği<br />

alnmasnda buna dikkat edilmelidir. Kişilerin onurlarna aykr<br />

olmayacak yöntemlerin kullanlmas tercih edilmelidir. 130<br />

Uyuşturucu testlerine ilişkin kararlara bakldğnda, okullar, hastaneler<br />

ve baz alanlarda çalşan kamu görevlileri olmak üzere üç ayr başlk<br />

altnda bunu kabul eden Yüksek Mahkeme, bunlarn her biri yönünden<br />

ayr sonuçlara ulaşmştr. Skinner v. Railway Labor Executives’<br />

Association(1989) 131 ve National Treasury Employees Union v. Von<br />

Raab 132 kararlar çalşanlara ilişkin örnekler içerir. 133 Bu kararlarda<br />

idari düzenlemelere uygun olarak baz kamu çalşanlarna yönelik<br />

bireysel bir şüphe olmadan da sadece uyuşturucu ve alkol kullanp<br />

kullanmadğn saptamak için kan, nefes ya da idrar testlerinin<br />

uygulanmas onaylanmştr. 134<br />

Bu arada Vernonia School District 47 J v. Acton 135 ve Board of<br />

Education of Independent School District No. 92 of Pottawatomie<br />

County v. Earls 136 kararlarnda lise öğrencilerinin normal müfredat<br />

dş aktivitelere katlmas halinde uyuşturucu testlerine tabi tutulmas<br />

hukuka uygun saylmştr. 137<br />

128 DRESSLER-MICHAELS, s. 331.<br />

129 DRESSLER-MICHAELS, s. 332.<br />

130 DRESSLER-MICHAELS, s. 332.<br />

131 Skinner v. Railway Labor Executives’ Association, 489 U.S. 602, 109, S. Ct. 1402, 103, L.Ed.2d.639<br />

(1989); WEINREB, s. 302.<br />

132 National Treasury Employees Union v. Von Raab, 489 U.S. 656 (1989).<br />

133 SALTZBURG-CAPRA, American Criminal Procedure, s. 397.<br />

134 DRESSLER-MICHAELS, s. 332; DYKE-SAKURAI, 12-2; ROSSOW-STEFKOVICH, s. 94.<br />

135 Vernonia School District 47J v. Acton 515 U.S. 646 (1995). Karar metni: CHEMERINSKY-LEVENSON,<br />

Criminal Procedure, 2008, s.201-208.<br />

136 Board of Education of Independent School District No. 92 of Pottawatomie County v. Earls,<br />

137 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 263; LAFAVE, Search and Seizure, s. 513,521; ROSSOW-STEFKOVICH, s. 97.<br />

- 102 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

Yüksek Mahkemenin okullarda uyuşturucu testlerinin uygulanmasna dair<br />

kararlar özel zaruretler (“special needs”) gerekçesine dayanmaktadr.<br />

Bunlar Vernonia ve Earls kararlardr. Bu iki karardan çkan sonuçlar<br />

özetlemek gerekirse; okul bölge yönetimlerinin normal derslerin<br />

dşndaki sportif faaliyetler ve benzeri aktivitelere katlan bütün<br />

öğrencileribelirli bir şüphe nedenine dayanmadan da rutin olarak<br />

uyuşturucu testlerine tabi tutma yetkisi vardr. Okul bölge yönetimi<br />

öğrenciler arasnda uyuşturucu alşkanlklarna ilişkin henüz yaygn<br />

bir problem bulunmasa bile bu yetkisini kullanabilir. 138<br />

Belirli aktivitelere katlan öğrencilerin uyuşturucu testlerine tabi<br />

tutulmasna izin veren 7 ve 8. Federal Temyiz Mahkemelerinin de<br />

kararlar vardr. 139 Federal 5.Temyiz Mahkemesinin Pierce v. Smith 140<br />

kararnda bireysel şüphe olmadan öğrencilerin uyuşturucu testlerine<br />

tabi tutulmas onaylanmştr. Mahkeme, olayda özel zaruret doktrinini<br />

esas alarak karar vermiştir. Eğitim alan kişinin bu kapsamda daha<br />

daraltlmş gizlilik haklarna sahip olduğu, işlemlerin çok az ihlal<br />

edici mahiyette bulunduğu ve uyuşturucu testlerinin, bireysel makul<br />

şüphe olmadan yaplmasnn yerinde kabul edileceği belirtilmiştir. 141<br />

B. Okullarda Test Uygulanmasna İzin Veren Kararlar<br />

1. Atletizm Faaliyetlerine Katlan Öğrenciler Açsndan: VERNONIA<br />

KARARI<br />

a. Karara konu olan olayn özeti<br />

1995 tarihli Vernonia School District 47 J v. Acton 142 davasnda,<br />

Vernonia Okul Bölge Yönetimi, kendine bağl okullardaki öğrencilerin<br />

atletizm yarşmalarna katlm şart olarak uyuşturucu testlerine tabi<br />

olmalarn zorunlu tutan bir düzenleme öngörmüştür. Düzenlemeye<br />

göre, test uygulamalarnda öğrencilerin gizlilik haklarn olabildiğince<br />

en az ihlal eden yöntem tercih edilecek ve çkan sonuçlar kolluk<br />

birimleri ile paylaşlmayacakt. Öğrencilerden katlm srasnda bu<br />

testlere rza gösterdiklerine dair bir form imzalamalar istenmiştir.<br />

Ayrca velilerin de buna rza göstermesi gerekli saylmştr. Her bir<br />

öğrenci sezon başlangcnda mutlaka bir kez idrar numunesi verecek,<br />

sezon içinde de her hafta katlmclar arasndan rastgele seçilen %10<br />

öğrenci bu uygulamaya tabi tutulacaktr. 143<br />

138 EMANUEL, s. 162; DRESSLER-MICHAELS, s. 335.<br />

139 DYKE-SAKURAI, 12-12.<br />

140 Pierce v. Smith, 117, F 3 d, 866 (5 th Cir. 1997)<br />

141 ROSSOW-STEFKOVICH, s. 20.<br />

142 Vernonia School District 47J v. Acton 515 U.S. 646 (1995). Karar metni: CHEMERINSKY-LEVENSON,<br />

Criminal Procedure, 2008, s.201-208.<br />

143 EMANUEL, s. 162; DRESSLER-MICHAELS, s. 335; LAFAVE, Search and Seizure, s. 513.<br />

- 103 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

İdare tarafndan uygulamann şekli konusunda gizliliği korumaya<br />

hassasiyet gösterilmiş ve bunu sağlamak için baz hususi usuller<br />

tarif edilmiştir. Öğrenciler numune vermek üzere lavaboya gittiğinde<br />

numunenin o öğrenciden alndğndan emin olmak için ayn cinsten bir<br />

yetişkin tarafndan eşlik edilmesi ve bu kişinin belirli bir uzaklktan<br />

öğrenciyi izlemesi öngörülmüştü. Bu kişi, öğrencinin örneği kendisinden<br />

verdiğini anlamak için geriden onu izleyebilme ve işitsel olarak da<br />

takip etme imkanna sahip olacakt. Kz öğrenciler bakmndan da<br />

bir bayan yetişkin tuvalet odasnn dşnda dinleme şeklinde durumu<br />

denetleyebilecek ama gözetleme yapamayacakt. 144<br />

Testlerin nerede kullanlacağna gelince, sonuçlar sadece belirlenmiş<br />

bir yönetici görebilecek ve bunlar kolluk ile paylaşlmayacakt. Eğer<br />

sonuç pozitif çkarsa öğrenci ikinci kez teste tabi tutulacak, bu kez<br />

de olumlu çkmas halinde alt haftalk bir uyuşturucu bağmllğ<br />

danşmanlk programna katlmas zorunluluğu öngörülmekte idi.<br />

Diğer bir seçenek olarak da belirli bir süre atletizm çalşmalarndan<br />

uzak tutulmasyd. 145<br />

Yarglamay yürüten ilk derece mahkemesi şu tespitlerde bulunmuştur:<br />

Vernonia Okul Bölge Yönetimi, öğrenciler arasnda uyuşturucu<br />

kullanmnn hzla arttğna ilişkin gözlemlerde bulunulmas üzerine,<br />

uyuşturucu kullanm alşkanlklarnnve disiplin sorunlarnn tartşldğ<br />

toplantda bu karar almştr. Spor faaliyetleri ile uğraşan öğrencilere<br />

arkadaşlar arasnda ve toplumda hayranlkla baklmas ve uyuşturucu<br />

kültüründe başkalarna örnek oluşturmas gerekçe gösterilmiştir. 146<br />

b. Yüksek Mahkemenin karar<br />

Yüksek Mahkeme 6-3 çoğunluk oyla uygulanan bu program makul<br />

sayarak onaylamştr. Kararda denge analizi ilkesi (balancing test)<br />

uygulanmştr. Bireylerin Ek 4. Madde tarafndan korunan yararlar<br />

ile toplumun menfaatlerinin korunmasndaki öncelikler arasnda bir<br />

karşlaştrma yaplmştr. 147<br />

Vernonia kararnda, öğrencilerin bireysel olarak hangisinin uyuşturucu<br />

kullandğ hususunda saptanmş bir şüphe yoktur. Buna rağmen<br />

Yüksek Mahkeme okulda atletizm faaliyetine katlan öğrencilerin<br />

hiçbir şüphe olmasa bile karar almaya gerek olmadan geniş kapsaml<br />

uyuşturucu testine tabi tutulmasn öngören düzenlemeyi onaylamştr.<br />

Mahkemeye göre aslnda uyuşturucu için test uygulamann, yani<br />

uyuşturucu için örnek alma ve analiz etme işlemlerinin Ek 4. Madde<br />

144 EMANUEL, s. 162; DRESSLER-MICHAELS, s. 335; LAFAVE, Search and Seizure, s. 513.<br />

145 EMANUEL, s. 162; DRESSLER-MICHAELS, s. 335.<br />

146 DRESSLER-MICHAELS, s. 335; DYKE-SAKURAI, 12-11<br />

147 EMANUEL, s. 162.<br />

- 104 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

yararlarn harekete geçirdiği ilke olarak kabul edilmiştir. Ancak<br />

olayn özelliği gereği “okullarda ihtiyaç duyulan disiplinin sağlanmas<br />

bakmndan hakim karar veya makul sebep zorunluluğu aramann<br />

işleri zorlaştracağndan”bahisle bu durumun karar zorunluluğunun<br />

istisnasn teşkil edeceği kabul edilmiştir. 148<br />

c. Kararda esas alnan gerekçeler<br />

Yüksek Mahkemeyi bu karara götüren gerekçelerin temel dayanaklarn<br />

şöyle özetlemek mümkündür: Okul bölge yönetiminin tespitleri ile<br />

ortaya çkan öğrenciler arasnda uyuşturucu kullanmnn artmş<br />

olmas önemli bir tehlike göstergesi idi. Bunun önlenebilmesi için,<br />

baz haklarn ihlal edilmesi pahasna toplumsal yararn önde tutulmas<br />

zarureti vard. Diğer yandan, öğrencilerden numune alnmas srasnda<br />

uygulanan yöntem, çok fazla ihlal edici saylmazd. Çünkü utandrc<br />

olmayacak usuller geliştirmede hassasiyet gösterilmişti. 149<br />

Alnan numuneler sadece uyuşturucu kullanmnn tespitine ilişkin<br />

tahlillerde kullanlacak, bunun dşnda diyabet, hamilelik ve benzeri<br />

problemler yönünden bir tahlil ve inceleme yaplmayacakt. Uyuşturucu<br />

kullanmnn sporcular üzerindeki etkisi ve zararlar ile birlikte bu tip<br />

rol model kişilerde görülebilecek alşkanlklarn başkalarna yaylma<br />

tehlikesi dikkate alndğnda, bunlar önlemedeki toplumsal yarar<br />

önemsenmiş ve kararn bu şekilde sonuçlanmasnda etkili olmuştur. 150<br />

Atletizm faaliyetlerine katlan öğrenciler arasnda uyuşturucu<br />

alşkanlklarnn başladğnn saptanmş olmas iki nedenle tehlikeli bir<br />

gelişme saylmştr: (a) uyuşturucu kullanm sporcular kişisel olarak<br />

fiziki bakmndan olumsuz etkilemekte ve başarlarn krmaktadr.<br />

(b) sporcu olan öğrenciler diğerleri için örnek alnacak ideal kişiler<br />

olduğu için onlarda ortaya çkan alşkanlklarn daha çabuk yaylma<br />

tehlikesi bulunmaktadr. 151<br />

d. Karardan çkan sonuçlar<br />

aa. Genel olarak<br />

Vernonia karar “özel zaruretler” doktrininin uygulandğ alanlarda<br />

bir genişleme örneğidir. Daha önce bir şüphe gerekçesine dayanmadan<br />

rastgele uyuşturucu testinin uygulanmas sadece kamu çalşanlar<br />

açsndan kabul edildiği halde anlan karar ile bu uygulama kamu<br />

okullarn da kapsar biçimde genişletilmiş oldu. 152<br />

148 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171; DRESSLER-MICHAELS, s. 335.<br />

149 DRESSLER-MICHAELS, s. 336.<br />

150 DRESSLER-MICHAELS, s. 336; DYKE-SAKURAI, 12-11<br />

151 EMANUEL, s. 163; LAFAVE, Search and Seizure, s. 515.<br />

152 DRESSLER-MICHAELS, s. 336.<br />

- 105 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

Bu olaydan hareketle Yüksek Mahkemenin okullarda yaplan bütün<br />

uyuşturucu testlerine izin verdiği anlam çkarlamaz. Olayda spesifik<br />

olarak öğrencinin Ek 4. Maddeden kaynaklanan haklarna karşlk<br />

baz toplumsal menfaatler öncelikli olarak dikkate alnmştr.<br />

Okullarda sağlk, güvenlik ve disiplini sağlama konusundaki devletin<br />

sorumluluğuna vurgu yaplmaktadr. Bu arada okul çağndakilerin<br />

belli zamanlarda rutin olarak sağlk muayenesine tabi tutulmalar<br />

ve aş olmalar gibi zorunluluklarn bu ihtiyaçtan kaynaklandğda<br />

örnek olarak gösterilmiştir. Bütün bu gerekçelerle öğrencilerin gizlilik<br />

haklarnn snrlanabileceği sonucuna varlmştr. 153<br />

Uyuşturucu testlerine ilişkin kararlarda benimsenen ilkelere göre bu<br />

durumlarda değerlendirme yapabilmek için üç yönlü ölçüte cevap<br />

vermek gerekecektir: (a)uyuşturucu testi uygulamakla riske atlan<br />

gizlilik yararnn niteliği, (b) uygulanan politika ile maruz kalnan<br />

ihlalin karakteristiği (c) devletin bu tür bir uygulama ile karşlamak<br />

istediği toplumsal menfaat, bunun aciliyeti ve uygulanan politika ile<br />

bunun karşlanabilme yeterliliği. 154<br />

bb. Lise çağndaki öğrencilerin gizlilik hakk<br />

Herşeyden önce yetişkinlerle mukayese edildiğinde lise öğrencilerinin<br />

gizlilik haklarnn daha daraltlmş olabileceğini kabul etmek gerekir.<br />

Ayrca uygulama ile öğrencilerin gizlililik haklarnn fazla ihlal edilmiş<br />

saylmayacağ sonucuna götüren gerekçeler kararda şu şekilde ifade<br />

edilmiştir: (a) Kamu okullarndaki yöneticiler, ebeveynler adna<br />

öğrencileri koruma yükümü altndadr. Öğrencilerin bedeni, zihni açdan<br />

korunmas gerektiği ve bunun daha çok okul yönetimleri tarafndan<br />

sağlanabilmesinin mümkün olduğu kabul edilmelidir. (b) Diğer taraftan,<br />

yarşmalara girmeyi kabul eden öğrenciler sadece bu yönden değil çeşitli<br />

açlardan gizlilik haklarndan fedakarlkta bulunmalar beklenmektedir.<br />

Örneğin, toplumun önünde ksmen bedenleri açk baz formalar<br />

giymeleri gerekir. 155 (c) Ayrca test uygulamalarnda başvurulan usuller<br />

itibaryle gizlilik ihlali olabildiğince en aza indirilmeye çalşlmştr:<br />

Sonuçlarn sadece yöneticilerden belirli kişilerce görülebilmesi ve<br />

kolluk birimlerine verilmemesi gibi. 156<br />

Vernonia kararndaki analize göre, uyuşturucu testlerinde bir şüphe<br />

temeline dayanarak işlem yapmak yerine buna gerek duymadan rutin<br />

veya rastgele test uygulamas daha tercih edilen bir yöntemdir. Çünkü<br />

şüphe temeline dayanmadan sradan herkese yaplan test uygulamas<br />

153 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171.<br />

154 LAFAVE, Search and Seizure, s. 522.<br />

155 EMANUEL, s. 163; SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 279; DRESSLER-MICHAELS, s. 335.<br />

156 EMANUEL, s. 163; SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 279; DYKE-SAKURAI, 12-5.<br />

- 106 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

bir utanç nedeni değildir. 157 Sonuçta bu uygulama katlan tüm öğrenciler<br />

için bir zorunluluktur.<br />

2. Müfredat Dş Faaliyetlere Katlan Öğrenciler Açsndan: EARLS<br />

KARARI<br />

a. Genel olarak<br />

Vernonia karar okullarda uyuşturucu testlerinin uygulanmasna<br />

ilişkin Yüksek Mahkemenin tek karar değildir. Kamu okullar snrlar<br />

içinde “özel zaruretler” doktrininin kapsamn genişleten bir başka<br />

örnek dava ise 2002 tarihli Board of Education of Independent School<br />

District No. 92 of Pottawatomie County v. Earls 158 davasdr. 159 Bu<br />

kararda okulda genel müfredat dşndaki program ve faaliyetlere katlan<br />

öğrencilerin tümü hakknda uyuşturucu testi uygulanmasnn zorunlu<br />

tutulmas onaylanmştr. Vernonia kararnda esas alnan ilkeler sadece<br />

okul atletizm faaliyetlerine katlanlar öğrenciler ile ilgili idi. Ama bu<br />

son karar normal müfredat dş faaliyetlere katlan bütün öğrenciler<br />

için uygulanacak biçimde kapsam genişletmiştir. Üstelik sadece lise<br />

öğrencileri değil ilköğretim öğrencileri de bu uygulama kapsamna<br />

alnmştr. 160<br />

b. Karara konu olan olayn özeti<br />

Olayda bir okul bölge yönetimi, okullarda genel derslerin dşnda yarşma<br />

türü programlara katlan tüm orta ve lise seviyesindeki öğrencilerin<br />

bu faaliyetlere katlm öncesinde uyuşturucu testi için örnek vermesini<br />

ve sonradan da her ne zaman makul bir şüphe olursa yeniden test<br />

yaplmasn zorunlu tutan kurallar öngörmüştür. 161<br />

Testlerin uygulanmas ve kullanlan yöntemler bakmndan baz<br />

özelliklere dikkat edilmiştir. Analizler, numune olarak alnan idrar<br />

üzerinde yaplmas öngörülmüş ve testler sadece uyuşturucu ve benzeri<br />

maddelerin tespitine programlanmştr. Ayrca alnan numuneler<br />

sağlk durumu bakmndan değerlendirmede kullanlmayacaktr. 162<br />

Elde edilen test sonuçlar öğrencilerin olağan okul kaytlarndan ayr<br />

tutulacak; sonuçlar sadece bilmesi gereken okul görevlileri görebilecek;<br />

sonuçlar polise verilmeyecek ve okuldaki disiplin işlemlerine ve okul<br />

akademik başarsna yanstlmayacaktr. 163<br />

157 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 279.<br />

158 Board of Education of Independent School District No. 92 of Pottawatomie County v. Earls,<br />

159 DRESSLER-MICHAELS, s. 337.<br />

160 SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 279; LAFAVE, Search and Seizure, s. 521.<br />

161 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 171; EMANUEL, s. 164. Bu davada test uygulamasna<br />

konu olan ve okulun uygulamasna karş çkan öğrenciler, okul bando takm ve okul gösteri korosu<br />

üyeleri, Academic Team ve Future Farmers gibi gönüllü faaliyetlere katılan öğrencilerdir. WEAVER-<br />

ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172,<br />

162 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172.<br />

163 EMANUEL, s. 164; WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172.<br />

- 107 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

c. Karar ve gerekçe<br />

Yüksek Mahkemenin kararda okul bölge yönetiminin, ders dşnda<br />

faaliyetlere katlan tüm orta ve lise seviyesindeki öğrencilerin uyuşturucu<br />

testine tabi tutulmasn öngören uygulamasn hukuka uygun bulduğu<br />

gerekçesinde, bu konuda öngörülen kurallarn içeriği irdelenmiştir.<br />

Uygulanan yöntemler bakmndan gösterilen hassasiyetleri de göz<br />

önüne alarak öğrencilerin ihlal edilen gizlilik yararlarnn fazla önemli<br />

olmadğna karar vermiştir. 164<br />

Mahkemeye göre, öğrenciler her zaman okul kurallarna uymak<br />

durumundadr ve özellikle okulun zorunlu tuttuğu normal müfredatn<br />

dşndaki faaliyetlere kendi isteği ile katlanlar okul yönetimlerinin veya<br />

eyaletin belirlediği bir çok yükümlülüklere katlanmak zorundadrlar.<br />

Örneğin belli zamanlarda okul dşnda çalşmalara katlmak, bedenlerinin<br />

ksmen görünebileceği şekilde formalar giymek gibi. Sonuçta bütün<br />

bunlar öğrencilerin azaltlmş bir gizlililik hakkna sahip olduğunu<br />

kabul etmeyi gerektirmektedir. 165<br />

d. Kararda başvurulan özel zaruretler analizi<br />

Bu kararda Yüksek Mahkeme yine bir dengeleme analizi (balancing test)<br />

yapmş ve devletin toplumsal yararlar korumadaki önceliğine karşlk<br />

öğrencilerin bireysel gizlilik haklarna yönelik ihlal ediciliğin niteliğini<br />

tartşmştr. Mahkemeye göre, okullardaki artan uyuşturucu problemini<br />

çözmek ve bunu önleme konusundaki ihtiyacn karşlanmas devletin<br />

öncelikleri arasndadr. Okullar çocuklar koruma ve yönlendirme<br />

konusunda özel olarak sorumlu olduğuna göre/ okullardaki uygun eğitim<br />

ortamnn korunmasndaki kamu yarar gereksinimine dayanan bir “özel<br />

zaruret” bulunmaktadr. 166 Bütün bunlar dikkate alndğnda okullarn<br />

öğrenciler üzerindeki koruma, emanet ve vesayet sorumluluğuna hak<br />

vermek gerekmektedir. Bu nedenle kamu okullarnda uyuşturucu<br />

testleri açsndan “özel zaruretler” gerekçesiyle Ek 4. Maddenin aradğ<br />

hakim karar ve bireysel şüphe zorunluluğunun dayatlmasna gerek<br />

görülmemiştir. Ayrca makul sebep arayşna girmek de okul ortamnda<br />

pratik uygulanabilir bir standart değildir. 167<br />

e. Karardan çkan sonuçlar<br />

Vernonia davasndaki durum ile mukayese yapldğnda, bu olayn geçtiği<br />

yer itibaryle daha küçük bir yerleşim yeri olmas sebebiyle uyuşturucu<br />

kullanm sorunlar daha da az hatta hiç görülmeyebileceği de kabul<br />

164 STEPHENS- GLENN, s.230.<br />

165 EMANUEL, s. 164; WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172;<br />

166 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172.<br />

167 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172.<br />

- 108 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

edilmiştir. Yani idarenin acil tedbirler almasn gerektiren belirtiler<br />

görülmediği açktr. Buna rağmen okul bölge yönetimlerinin bu tür<br />

programlar uygulamak için mutlaka bir problemin ortaya çkmasn<br />

beklemeye gerek olmadğna işaret edilmiştir. Vernonia kararnda<br />

olduğu gibi atletlerin başkalarna örnek kişiler olmasn önemseyerek<br />

sadece onlara uygulanmas düşünülebilirdi. Ancak Mahkeme tarafndan<br />

sorunun bütün öğrenciler bakmndan hayati riskler getirdiği ve<br />

öğrencilerin sağlğn ve güvenliğini koruma bakmndan okul bölge<br />

yönetimlerinin bu tür yöntemleri uygulamasnn topluma karş önemli<br />

bir hizmet sunma şekli olduğuna değinilmiştir. 168<br />

Atletizm faaliyetlerinden başka örneğin pul kolleksiyonu kulübüne üyelik<br />

veya okul öğrenci konseyinde görev almak gibi ders dş aktivitelere<br />

katlanlara uyuşturucu testi uygulanmasn okul yönetimi öngörebilir.<br />

Ancak bunun yöntemlerinin seçiminde daha az ihlal edici olanlarn<br />

tercih edilmesi ve sonuçlarn kolluk birimleri ile paylaşlmamas<br />

kaydyla izin verilebileceği doktrinde de savunulmaktadr. 169 Bu tür<br />

bir test uygulamasnn normal müfredat dş aktivitelere katlan bütün<br />

öğrencilere dayatlmasn ve atletizm amaçl olanlara olabileceği gibi<br />

diğer faaliyetlere de uygulanmasn onaylayan Yüksek Mahkemeye göre<br />

de okullarn gerekli önlemleri almak için bir uyuşturucu sorununun<br />

varlğna ilişkin problem ortaya çkana kadar beklemeleri gerekmez.<br />

Sonuç olarak bu testlerin uygulanmasn kabul etmek için bir suç<br />

bulunduğuna ilişkin makul şüphe, diğer bir ifadeyle bireysel suç<br />

şüphesi bulunmasn da beklemek gerekmez. 170<br />

Bu ikinci olayda önceki Vernonia kararnda olduğukadar açk ve<br />

kesin zaruretler bulunmadğ ortadadr. Çünkü Vernonia davasnda<br />

öğrenciler sporcu olmas sebebiyle hem kendilerine zarar daha çok,<br />

hem de örnek alnan kişiler olmalar nedeniyle zararn yaylma tehlikesi<br />

bulunmakta idi. Buna rağmen Earls kararnda da uygulamann<br />

çoğunlukla onaylanmş olmas ilerde bütün kamu okulu öğrencilerine<br />

belirgin bir şüphe olmakszn uyuşturucu testlerinin uygulanabileceğinin<br />

işaretlerini vermektedir.<br />

SONUÇ<br />

Yüksek Mahkemenin kararlar uyarnca, kamu okullarnda<br />

yaplan aramalar, Anayasa’nn Ek 4. Maddesinin gereği olan karar<br />

zorunluluğunun istisnasn oluşturur. Buna göre, belirli koşullara uygun<br />

olmas halinde hakim karar aranmayacaktr. Ancak bu aramalarn<br />

kural olarak öncelikle okul görevlileri tarafndan yerine getirilmesi<br />

168 EMANUEL, s. 164; SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 280.<br />

169 EMANUEL, s. 166.<br />

170 WEAVER-ABRAMSON-BURKOFF-HANCOCK, s. 172; SALTZBURG-CAPRA-DAVIS, s. 280.<br />

- 109 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

gerekir. Okullardaki disiplini sağlama zorunluluğu, okullarda yaplan<br />

aramalar bakmndan özel kurallar ihdas edilmesine yol açmştr. Okul<br />

çağndaki çocuklarn durumu yetişkinlerden farkl ele alnmas; onlarn<br />

kendi güvenliklerinin sağlanmasnn, öne sürebilecekleri anayasal<br />

haklarna göre daha önde tutmak gerektiği kabul edilmiştir. Bu sonuç<br />

öncelikle onlarn kendi menfaatleri sonra da toplumun genel güvenlik<br />

ve sağlğn korumann gereğidir.<br />

Anayasal güvence altnda olan gizlilik hakk elbette öğrencilerin de<br />

öne sürebileceği haklar arasndadr. Okullarda yaplan aramalar da<br />

prensip olarak bu haklar ihlal etmeyecek şekilde uygulanmaldr.<br />

Bununla birlikte, makul şüpheye dayanan olaylarda hakim karar<br />

olmadan arama yaplmasna izin verilmektedir. Ok ullarda disiplinin<br />

sağlanmas, genel güvenliğin ve sağlkl bir eğitim ortamnn sürdürülmesi<br />

ihtiyac, meseleye farkl bir bakşla yaklaşmay gerektirmiştir. Bunun<br />

sonucu olarak anlan ihtiyaçlarn karşlanmas hususundaki acelecilik<br />

hakimden karar almay zorunlu tutma halinde zarar görebileceğinden<br />

bu aramalar hakimden karar alma zorunluluğunun istisnalar arasnda<br />

kabul edilmiştir.<br />

Okullarda hiç bir ayrm yapmadan tüm öğrenciler hakknda genel bir<br />

uyuşturucu taramas yaplmasna ilişkin verilmiş bir karar yoktur.<br />

Uyuşturucu testlerinin belli bir kesime uygulanmas mümkündür.<br />

Ancak kimlerin buna tabi tutulucağn önceden tahmin etmeye yarayacak<br />

dar bir kategori oluşturmadan bunun yaplmasna Yüksek Mahkeme<br />

onay vermemiştir. 171<br />

Sadece seçici olarak baz öğrencilere uygulanmasn öngören çalşma<br />

konusu iki karar ele alnarak değerlendirme yapmak gerekirse, atletizme<br />

katlanlar bakmndan böyle bir testin yaplmasn anlamak mümkündür.<br />

Ancak okul korosuna iştirak etmek, kütüphanede gönüllü çalşmak<br />

ve hatta etik açdan öğrencilerin kendini yetiştirip geliştirebileceği<br />

faaliyetlere katlmalar halinde bunlara test uygulamann nasl bir<br />

zorunluluk içerdiğini anlamak mümkün değildir. İlke olarak, okulda<br />

bulunan tüm öğrencilere istisnasz uygulanmas benimsenmiş olsayd<br />

bunu savunmak diğerine göre daha kolay olabilirdi. Herkesin rutin<br />

olarak bu uygulamaya tabi olduğu durumlarda bu katlanlabilir saylr.<br />

Aksi halde gönüllü çalşmalar teşvik etmek gerekirken, başkalarnn<br />

gözünde güvenilmeyen ve teste tabi tutulan öğrenci muamelesine maruz<br />

kalmak onlarn gönüllü faaliyetlere ve yararl aktivitelere katlmn<br />

olumsuz etkileyecektir.<br />

<br />

171 Chandler v. Miller, 520, U.S. 305, (1997) DYKE-SAKURAI, 12-12.<br />

- 110 -


Dr. İlyas ŞAHİN<br />

KAYNAKÇA<br />

Andrew E. TASLITZ-Margaret L. PARIS-Lenese C. HERBERT,<br />

Constitutional Criminal Procedure, Professor Review Copy Not For<br />

Sale, Foundation Press, 3 rd Ed. 2007 Ed.<br />

Bernard E. HARCOURT, “The Road to Racial Profiling” In: Carol S.<br />

STEIKER, Criminal Procedure Stories, 2006.<br />

Brent E. NEWTON, Practical Criminal Procedure, A Constitutional<br />

Manual, NITA, 2005.<br />

Clifford S. FISHMAN- Anne T. MCKENNA, Wiretapping § Eavesdropping:<br />

Surveillance In The Internet Age, Third Edition, 2007, Online Westlaw.<br />

Erwin CHEMERINSKY-Laurie L. LEVENSON, Criminal Procedure,<br />

Investigation, Aspen Publishers, 2008. (CHEMERINSKY-LEVENSON)<br />

FEDERAL PROCEDURE, Lawyers Edition, § 22:223, Database updated<br />

March 2010, Online West Law.<br />

Philip A. HUBBART, Making Sense of Search and Seizure Law, 2005.<br />

Frank W. MILLER-Robert O.DAWSON-DIX-PARNAS, The Police<br />

Function, 2000.<br />

James F. ANDERSON- Bankole THOMPSON, American Criminal<br />

Procedure, 2007.<br />

Jerold H. ISRAEL-Wayne R. LAFAVE, Criminal Procedure,<br />

Constitutional Limitations, 6th Ed. 2001.<br />

Jon M. Van DYKE - Melvin M. SAKURAI, Checklists for Searches<br />

and Seizures in Public Schools, West Group, 2001.<br />

John R. KENNEL-Jane E. LEHMAN, “Searches and Seizures”,<br />

American Jurisprudence, Second Edition, 68 Amr.Jur. 2d. Searches<br />

and Seizures, § 54, Database updated May 2009, Online Westlaw.<br />

John R. KENNEL-Jane E. LEHMAN, “Searches and Seizures”, 68<br />

Amr. Jur.2d. § 131, Online Westlaw.<br />

Joshua DRESSLER-Alan C. MICHAELS, Understanding Criminal<br />

Procedure, Volume 1: Investigation, 4th Edition, 2006, Lexis Nexis.<br />

Lawrence F. ROSSOW-Jacqueline A. STEFKOVICH, Searches and<br />

Seizures in Public Schools, Third Ed. 2006<br />

Lloyd L. WEINREB, Leading Constitutional Cases on Criminal Justice,<br />

2008,<br />

Kenneth R. EVANS, Search and Seizure, 2002.<br />

- 111 -


Amerikan Hukukunda Kişi Haklar İle Kamu Yararlarnn Dengelenmesine<br />

İlişkin İlkeler ve Kamu Okullarnda Yaplan Aramalarn Hukuki Durumu<br />

Marc L. MILLER-Ronald F. WRIGHT, Criminal Procedures, The<br />

Police, Aspen Publishers, 3 rd Ed. 2007.<br />

Micheal A. CRETACCI, Supreme Court Case Briefs in Criminal<br />

Procedure, 2008.<br />

M.Murat YARDIMCI, Amerika Birleşik Devletleri Hukuku, Avrupa<br />

İnsan Haklar Mahkemesi İçtihatlar ve Türk Hukukunda İletişimin<br />

Denetlenmesi, Ankara, 2009.<br />

Otis H. STEPHENS- Richard A. GLENN, Unreasonable Searches and<br />

Seizures, Rights and Liberties Under the Law, 2006.<br />

Robert M. BLOOM - MARK S. BRODIN, Criminal Procedure, Aspen<br />

Publishers, Fourth Edition, 2004.<br />

Robert H. WOODY, Search and Seizure, 2006<br />

Ronald J. ALLEN-Joseph L. HOFFMANN-Debra A. LIVINGSTON-<br />

William<br />

J.STUNTZ, Criminal Procedure: Investigation and Right to Counsel,<br />

Aspen Publishers, 2005.<br />

Ronald M. PRICE, Search and Seizure, BookWorld Publications, 2002<br />

Russel L. WEAVER- Leslie W. ABRAMSON- John M. BURKOFF-<br />

Catherine<br />

HANCOCK, Principles of Criminal Procedure, 3 rd Edition, Thomson-<br />

West, 2008.<br />

Steven L. EMANUEL, Criminal Procedure, Aspen Publishers. 27th<br />

Edition, 2007. (EMANUEL)<br />

Stephen A. SALTZBURG - Daniel J. CAPRA - Angela J. DAVIS,<br />

Basic Criminal<br />

Procedure, 4th Edition, Thomson-West 2005.<br />

Thomas N. McINNIS, The Evolution of the Fourt Amendment, 2009.<br />

Wayne R. LAFAVE - Jerold H. ISRAEL - Nancy J. KING, Criminal<br />

Procedure and The Constitution, 2009.<br />

Wayne R. LAFAVE - Jerold H. ISRAEL - Nancy J. KING, Criminal<br />

Procedure, Fourth Edition, 2004, Thomson-West,<br />

Wayne R. LAFAVE, Search and Seizure, A Treatise on the Fourt<br />

Amendment, Volume 5, Fourth Edition, Thomson-West 2004.<br />

- 112 -


YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA BİLİNÇLİ<br />

TAKSİR KAVRAMI VE UNSURLARI<br />

Meaning and Components of Conscious Negligence<br />

With Related Court of Appeal’s Sentences<br />

Onur YİĞİT<br />

Yargtay 12. Ceza Dairesi Tetkik Hakimi<br />

ÖZET<br />

Bilinçli taksir, taksir ile kast arasnda yer alan bir kusurluluk durumudur. Bir<br />

taraftan taksire (bilinçsiz taksir) uzanrken bir taraftan da kasta (olas kast)<br />

uzanr. Türk Ceza Hukukunda kusurluluk halleri; taksir, bilinçli taksir, olas<br />

kast ve kast olarak düzenlenmiştir. Taksir, özensizlik ve dikkatsizlik sonucu<br />

öngörülebilecek neticelerin öngörülememesi; bilinçli taksir, öngörülmesine<br />

rağmen istenmeyen neticenin gerçekleşmeyeceği inancyla hareket edilmesi; olas<br />

kast, doğrudan istenmeyen neticenin öngörülmesi ve kabullenilmesi; kast ise,<br />

suçun yasal unsurlarnn bilinmesi ve istenmesidir. Kavramlarn tanmlarndaki<br />

benzerlikler, olaylarn nitelendirilmesinde zorluklara yol açmakta, özellikle<br />

bilinçli taksirin, olas kast ile karştrlmasna neden olmaktadr. Neticenin<br />

öngörülmesi, bilinçli taksiri taksirden ayrmay sağlar ise de; bu öngörme,<br />

bilinçli taksir ile olas kast kavramlarnn karştrlmasna sebep olur. Oysa<br />

ki; bilinçli taksirden farkl olarak, olas kast halinde neticenin kabullenilmesi,<br />

“olursa da olsun” düşüncesi vardr.<br />

Bilinçli taksir halinde kişi, istemediği neticeyi öngörmüştür, ancak; yeteneği,<br />

şans ve tecrübesi gibi faktörlere güvenerek neticenin gerçekleşmeyeceği<br />

inancyla iradi hareketini gerçekleştirmiştir. Bu nedenle bilinçli taksir,<br />

taksirden daha ağr bir kusurluluk halidir. Bu çalşmada, bilinçli taksirin<br />

tanm yaplmş, taksir ve olas kasttan fark irdelenmiş, böylece uygulamada<br />

görülen problemlerin giderilmesine katkda bulunma amaçlanmştr.<br />

Anahtar Kelimeler : Kusur, kast, olas kast, taksir, bilinçli taksir.<br />

ABSTRACT<br />

Conscious negligence is a kind of fault which is between negligence and intention.<br />

Its one side extent to the intention and the other side to the negligence. There are<br />

three kinds of fault in Turkish Criminal Law which are; negligence, conscious<br />

negligence, intention, probable intention. Negligence means; not being able to<br />

see the result of the behavior because of carelessness or heedlessness; conscious<br />

negligence means; being able to see the result of the behavior but not hoping that<br />

the result could happen; probable intention means; not willing the result of the<br />

behavior directly, but still welcoming the result if it; and the intention means;<br />

committing a crime although all results of the behavior are known. There are a<br />

lot of confusion in the application -especially conscious negligence and probable<br />

- 113 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

intention- because of the similarity of these four concepts. Providing the result of<br />

behavior differ the conscious negligence from negligence but this foresee is the<br />

reason of the confusion between conscious negligence and probable intention<br />

at the same time. Welcoming the result of the behavior is the main difference<br />

between conscious negligenge and probable intention although all these kinds<br />

of faults contain foreseeing the result of the behavior.<br />

In conscious negligence; men/women could see the result of the behavior before<br />

it happens but believe that the result won’t occur the end because of his/her<br />

experiences or carefulness. So that conscious negligence is the harder kind<br />

of fault than the negligence. Within the scop of this article, meaning of the<br />

conscious negligence is discribed, differences between conscious negligence<br />

and probable intention are explained, thus confusions of these concepts are<br />

intended to solve.<br />

Keywords : Fault, intention, probable intention, negligence, conscious<br />

negligence.<br />

<br />

GİRİŞ<br />

Toplum halinde yaşama zorunluluğu; insanoğluna bilimsel, sosyal<br />

ve kültürel kazanmlar sağlamş ise de, birçok toplumsal soruna da<br />

neden olmuştur. Tarihsel süreçte ulaşlan bilimsel seviye ve gelişen<br />

teknoloji, insan hayatn kolaylaştrmakla birlikte; önceden varolmayan<br />

tehlikeleri ve riskleri de beraberinde getirmiştir. Dünyada ve ülkemizde<br />

her yl yaşanan trafik kazalar ile iş kazalarndaki artş ve meydana<br />

gelen kayplar bu durumun çarpc örnekleridir. Bu nedenle taksirli<br />

suçlar her geçen gün daha fazla dikkat çeker hale gelmiştir. Toplum<br />

içinde yaşayan insan, başka insanlara zarar verebilecek davranşlardan<br />

kaçnmal, özenli ve duyarl olmaldr. Ancak bu şekilde istenmeyen<br />

neticelerin önüne geçilebilecektir.<br />

Bu çalşmada, üzerinde durulacak olan temel kavram bilinçli taksir ve<br />

unsurlar olmakla birlikte; konunun daha anlaşlabilir olmas açsndan<br />

ilk olarak taksir kavram ve unsurlar açklanacak, devamnda bilinçli<br />

taksir kavram ve unsurlar üzerinde durulacak ve son olarak bilinçli<br />

taksirin, taksir ve özellikle olas kast kavramlarndan fark Yargtay<br />

içtihatlar şğnda ele alnacaktr.<br />

I. TAKSİR KAVRAMI VE UNSURLARI<br />

A. Taksirin Tanm<br />

Taksir; arapca kökenli bir sözcük olup, sözlük anlam bir işi gereği<br />

gibi yapmama, eksik yapma, bir şeyi yapabilirken çekinip yapmama,<br />

kusur etme, kabahat ve günah gibi tanmlanmaktadr 1 .<br />

1 İçel, Kayhan; Ceza Hukukunda Taksirden Doğan Subjektif Sorumluluk, İstanbul, 1967, s. 22; Koca,<br />

- 114 -


Onur YİĞİT<br />

Klasik öğretiye göre kast ve taksir, kusurluluk şekilleri olarak ele<br />

alnmştr 2 . Türk hukukunda da hakim görüş, kast ve taksirin<br />

kusurluluk şekli olarak kabul edilmesidir 3 . Kusurluluk; bir kişinin<br />

hukuka aykr olarak yaptğ hareketten dolay knanabilmesidir 4 . Ceza<br />

hukuku anlamnda kusurluluk; somut fiilin hukuka aykr olmasn<br />

ifade eder. Türk öğretisinde de egemen görüşe göre; kusurluluk, belirli<br />

bir fiil esas alnarak, söz konusu fiili işleyen kişinin bu fiilden dolay<br />

knanabilir olup olmadğna ilişkin değer yargsn ifade eder 5 .<br />

Taksir kavram bugüne kadar birçok teoride farkl şekilde tanmlanmş<br />

olmakla birlikte, doktrinde ağrlkl olarak benimsenen öngörebilme<br />

teorisine göre; taksir, öngörülebilir ve önlenebilir hukuka aykr bir<br />

neticeyi öngörmek ve önlemek hususunda, gerekli dikkat ve özenin<br />

iradi olarak ihmal edilmesidir. Bu teoriye göre; neticeyi istemeyen fail,<br />

yeterli dikkat ve özeni gösterseydi, istenmeyen neticeyi öngörebilecek<br />

ve önleyebilecekti 6 . Günümüzde genel olarak, taksirli suç denildiğinde,<br />

öngörülebilen; ancak, özen yükümlülüğünün ihlal edilmesi suretiyle<br />

işlenen suçlar anlaşlmaktadr 7 . Öngörülebilme kuramnn bu taksir<br />

tanmna göre fail, fiilin meydana getirdiği sonucu istememiştir;<br />

fakat, fiilden böyle bir zararl sonucun meydana gelebileceğini<br />

öngörebilecekken öngörememiştir. Failin kusuru, bunu yapamamş<br />

olmasdr. Cezalandrlmasna neden olan da budur 8 .<br />

Taksir, zararl bir neticenin meydana gelmemesi için gereğini yapmamak<br />

veya yaplmas gerektiği gibi yapmamaktr 9 . Mezger’e göre taksir,<br />

kişinin üzerine düşen dikkat etme görevinin ihlali halidir 10 . İtalyan<br />

öğretisinde Carrara’ya göre taksir, dikkatsizliğimiz nedeniyle yaptğmz<br />

fiilin suç teşkil ettiğini bilmememiz halidir. Başka bir ifadeyle taksir,<br />

kanuna aykr bir davranş, suç teşkil ettiğini düşünmeden isteyerek<br />

gerçekleştirme halidir 11 . Maggiore’ye göre taksir, failin isteyerek<br />

gerçekleştirdiği ve fakat hem istemediği hem de öngöremediği bir<br />

neticeden sorumlu olmasdr 12 . Fail, özensizliği nedeni ile öngörülebilecek<br />

neticeyi öngöremediğinden; istenmeyen sonucu engelleyecek davranş da<br />

Mahmut/ Üzülmez, İlhan; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2010, s. 179.<br />

2 Koca/ Üzülmez, s. 179.<br />

3 Özen, Mustafa; Ceza Hukukunda Taksir, Ankara, 2011, s. 48.<br />

4 Mezger; Strafrecht ( Diritto penale ), Padova, 1935, s. 290. (Çeviren, Filippo Mandalar), naklen Özen, s. 5.<br />

5 Özen, s. 5-7.<br />

6 Özbek, Veli Özer; Türk Ceza Kanununun Anlam, Ankara, 2010, s. 273.<br />

7 Koca/ Üzülmez, s. 211.<br />

8 Erem, Faruk/ Danşman, Ahmet/ Artuk, Mehmet Emin; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 1997,<br />

s. 459.<br />

9 Zafer, Hamide; Ceza Hukuku Genel Hükümler, İstanbul, 2011, s. 235.<br />

10 Mezger, Strafrecht , s. 367, naklen Özen, s. 90.<br />

11 Carrara; Programma di diritto criminale, parte generale, Lucca, 1871, s. 112, naklen Özen, s.91.<br />

12 Maggore; Diritto penale, I, Bologna, 1951, s. 458, naklen Özen, s.91.<br />

- 115 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

yapamaz. İster yetkili merciiler tarafndan konulmuş olan normlardan<br />

doğsun, ister müşterek tecrübelerden kaynaklansn taksir şekillerinin<br />

hepsinde, fertlere yüklenmiş olan dikkat ve özen yükümlülüğünün<br />

ihlali söz konusudur 13 . Bu ihlal, ihmali davranş ile gerçekleşebileceği<br />

gibi icrai davranş ile de gerçekleşebilir. Örneğin; tren yolu bekçisinin,<br />

sarhoş olduğu için yapmas gereken görevini yapmayarak kazaya<br />

sebebiyet vermesi veya doktorun, hastasnn karnnda amaliyat bçağn<br />

brakmas durumlarnda fail, istenmeyen neticeyi ihmali davranş<br />

ile gerçekleştirmiştir 14 . Başkalarnn da olduğu işyerinde ruhsatsz<br />

tabancasn kurcalarken ölüme neden olan fail ise, istenmeyen neticeyi<br />

icrai davranş ile gerçekleştirmiştir 15 . İster icrai, ister ihmali davranşla<br />

işlenmiş olsun, taksirle hareket eden kişinin eylemi iradidir; ancak,<br />

sonuç istenmemiştir.<br />

765 sayl Türk Ceza Kanunu’nda, Alman ve Fransz Ceza Kanunlarnda<br />

olduğu gibi taksir tanm yaplmamşt 16 . Ad geçen Kanunun 455. ve<br />

459. maddelerde tedbirsizlik, dikkatsizlik, meslek ve sanatta acemilik,<br />

nizam, talimat ve emirlere riayetsizlik sonucu ölüme veya yaralamaya<br />

neden olan kişilerin cezalandrlacağ hükme bağlanmşt. Bilinçli<br />

taksir halinde failin cezasnn artrlacağ 45/son. maddesinde hükme<br />

bağlanmşt 17 . 765 sayl TCK’nn 455. maddesinde, “Tedbirsizlik<br />

veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatta acemilik veya nizamat,<br />

evamir ve talimata riayetsizlik ile bir kimsenin ölümüne sebebyet<br />

veren şahs ... cezalandrlr” denilmek suretiyle, taksirle öldürme<br />

suçunun işleniş şekilleri ve müeyyidesi gösterilmişti.<br />

5237 sayl Türk Ceza Kanunu’nda ise; yukarda ayrntsyla açklanan<br />

öngörülebilme kuram doğrultusunda taksir tanm yaplmştr. 5237<br />

sayl TCK’nn 22/2. maddesinde, “Taksir, dikkat ve özen yükümlülüğüne<br />

aykrlk dolaysyla, bir davranşn suçun kanuni tanmnda belirtilen<br />

neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir” denilmek suretiyle<br />

taksir tanmlanmştr. Ancak; kanunumuzda taksir tanm, sadece<br />

neticenin öngörülememesi ile ilişkilendirilerek yapldğndan eksiktir.<br />

Neticenin yansra, suçun yasadaki düzenlemesinde yer alan diğer tüm<br />

maddi unsurlarn öngörülememesi ile de ilişkilendirilmesi gerekirdi.<br />

Örneğin; taksirle öldürme suçunda fail, ölüm neticesi açsndan taksirle<br />

hareket edebileceği gibi, öldürdüğü canlnn insan olduğu konusunda<br />

da taksirle hareket etmiş olabilir. Bu eksiklik, maddenin gerekçesinde<br />

13 İçel, s. 200.<br />

14 Mezger, Strafrecht , s. 301, naklen Özen, s. 106.<br />

15 Yargtay 12. Ceza Dairesi 20.12.2012 tarih ve 2011/4035 Esas, 2012/9061 Karar sayl karar; Topaç,<br />

Tahir Hami; Türk Hukukunda Taksir, Ankara, 2013, s. 111.<br />

16 Koca/ Üzülmez, s. 211.<br />

17 765 sayl Türk Ceza Kanunu 45/son: “Failin öngördüğü neticeyi istememesine rağmen neticenin<br />

meydana gelmesi halinde bilinçli taksir vardr; bu halde ceza üçte bir orannda arttırlr.”<br />

- 116 -


Onur YİĞİT<br />

“kanuni tanmda yer alan unsurlardan birinin öngörülmemiş olmas”<br />

denilmek suretiyle giderilmiştir 18 .<br />

Suçun oluşumu esasnda kastn varlğna bağldr. Taksir ise; istisnai<br />

sorumluluk şeklidir ve cezalandrma için mutlaka yasal düzenlemeye<br />

ihtiyaç vardr. 5237 sayl TCK’nn 22/1. maddesinde, “Taksirle işlenen<br />

fiiller, kanunun açkca belirttiği hallerde cezalandrlr” denilmek<br />

suretiyle, taksirin istisnai sorumluluk hali olduğu kabul edilmiştir.<br />

5237 sayl TCK’da taksirli suçlar; taksirle öldürme (TCK md. 85),<br />

taksirle yaralama (TCK md. 89), taksirle iflas (TCK md. 162), genel<br />

güvenliği taksirle tehlikeye sokma (TCK md. 171), atom enerjisi ile<br />

patlamaya sebebiyet verme (TCK md. 173/2), trafik güvenliğini taksirle<br />

tehlikeye sokma (TCK md. 180), çevrenin taksirle kirletilmesi (TCK<br />

md. 182), askeri tesisleri tahrip (TCK md. 307/3), savaş zaman<br />

yükümlülükleri taksirle yerine getirmeme (TCK md. 322/2), devlet<br />

güvenliğine ve siyasi yararlarna ilişkin bilgileri taksirle açklama (TCK<br />

md. 329/3), yasaklanan bilgileri taksirle açklama (TCK md. 336/3)<br />

ve taksir sonucu casusluk fiillerinin işlenmesi (TCK md. 338) olarak<br />

snrl sayda düzenlenmiştir.<br />

B. Taksirin Unsurlar<br />

Taksirin unsurlar,<br />

- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olmas<br />

- Dikkat ve özen yükümlülüğünün yerine getirilmemesi<br />

- Hareketin bilerek ve istenerek yaplmas<br />

- Neticenin öngörülebilir olmas<br />

- Neticenin istenmemesi<br />

- Hareket ile netice arasnda nedensellik bağnn bulunmas, şeklinde<br />

başlklar halinde sralanabilir.<br />

1. Fiilin Taksirle İşlenebilen Bir Suç Olmas<br />

Temel kusurluluk şekil kast olduğu için, taksirden dolay failin<br />

cezalandrlabilmesi istisnai bir nitelik taşr (TCK md. 22/1). Bu nedenle<br />

taksirli fiilden dolay cezalandrlmak için kanunda bu konuda açk<br />

bir düzenlemenin varlğ şarttr. Diğer bir değişle, kanunda açkca<br />

gösterilen hallerin dşnda taksirle işlenen fiiller cezalandrlmaz 19 .<br />

Örneğin; 5237 sayl TCK’nn 86. maddesinde, yaralama suçunun<br />

kasten işlenme hali düzenlenmişken; 89. maddesinde, taksirle işlenme<br />

18 Koca/ Üzülmez, s. 213-214.<br />

19 Özbek, s. 274.<br />

- 117 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

hali düzenlenmiştir. Buna karşn, TCK’nn 151. maddesinde yer alan<br />

mala zarar verme suçunun, taksirle işlenebilir hali düzenlenmemiştir.<br />

Yargtay 15. Ceza Dairesi’nin bu konuya ilişkin 17.12.2012 tarih ve<br />

2012/11209 Esas, 2012/45693 Karar sayl kararnda; “Sanklarn, snr<br />

komşular olan müştekiye ait taşnmazda bulunan ağaçlar kendi<br />

taşnmazlarn ihlal ettiği gerekçesiyle kestikleri, olay sonrasnda<br />

ziraat mühendisi tarafndan düzenlenen raporda 28 meyve ağacnn<br />

kesildiği ve bunun sonucunda 3268 TL maddi zararn oluştuğunun<br />

iddia edildiği olayda; mahallinde yaplan keşif ve alnan bilirkişi<br />

raporlarna göre, suç tarihinde kesilen 29 adet ağacn katlan<br />

ile sanklara ait taşnmazlarn snrnda bulunduğu, 27’sinin<br />

sanklara ait taşnmazn içerisinde kaldğ tespit edildiğinden, kendi<br />

taşnmazlarnda bulunan 27 adet ağaç ile birlikte snrda kalan 2<br />

adet ağac kesmiş olmalar gözetilerek, kendilerine ait olduğunu<br />

düşünerek suça konu katlana ait iki ağac da kestikleri, sanklarn<br />

bu eylemlerinin kusur yönünden taksir niteliğinde olduğu ve mala<br />

zarar verme suçunun taksirle işlenmesinin mümkün olmadğndan<br />

bahisle suçun yasal unsurlarnn oluşmadğna dair mahkemenin<br />

kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.” denilerek, sank hakknda<br />

verilen beraat hükmü, mala zarar verme suçunun taksirle işlenemeyeceği<br />

gerekçesiyle onanmştr.<br />

2. Dikkat ve Özen Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi<br />

Hukuk düzeni, kişiye belli durumlarda belli kurallara uyma, özen<br />

gösterme ve dikkat etme görevi yüklemiştir. Bu görevi yerine getirmeyerek<br />

zararl sonuca sebebiyet veren bundan sorumludur. Ancak, bunun için<br />

failin özen gösterme yükümlülüğüne uymas olanakl olmaldr 20 .<br />

Dikkat ve özen yükümlülüğü yetkili merciiler tarafndan konulmuş<br />

normlar ile bireylere yüklenebileceği gibi, ortak tecrübelerden de<br />

doğabilir 21 . Örneğin, bahçesinde kazdğ su kuyusu için gerekli güvenlik<br />

önlemlerini almayan kişinin, oluşan zarardan sorumluluğu, ortak<br />

tecrübeden kaynaklanan özen yükümlülüğünün ihlalinden doğar. Buna<br />

karşn çalştrdğ işçisinin güvenliği için gerekli malzemeleri temin<br />

etmeyen iş verenin, oluşan zarardan sorumluluğu, iş güvenliğine ilişkin<br />

yazl mevzuatlardan kaynaklanan özen yükümlülüğünün ihlalinden<br />

doğar.<br />

Doktrinde genel kabul gören görüşe göre; failin yaş, zeka derecesi,<br />

görgüsü, eğitimi ve sosyal seviyesi gibi özelliklerinin gözetilmesi<br />

20 Özbek, s. 275.<br />

21 Topaç, s. 59.<br />

- 118 -


Onur YİĞİT<br />

suretiyle, neticeyi öngörüp öngöremeyeceği belirlenmelidir 22 . Bütün<br />

bu yeteneklere sahip olmasna rağmen bu yükümlülüklere aykr<br />

davranan kişi, suç tanmnda belirlenen neticenin gerçekleşmesine<br />

neden olmas durumunda, taksirli suçtan dolay kusurlu saylarak<br />

sorumlu tutulacaktr 23 . Nitekim 5237 sayl TCK’nn 22. maddesinin<br />

gerekçesinde de, “fail, kendi yetenekleri, alglama gücü, tecrübeleri,<br />

bilgi düzeyi ve içinde buluduğu koşullar altnda, objektif olarak varolan<br />

dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek<br />

durumda olmaldr” sözleriyle, failin esas alnacağ belirtilmiştir 24 .<br />

765 sayl TCK’nn 455. ve 459. maddelerinde taksirin gerçekleştirilme<br />

şekilleri, “tedbirsizlik”, “dikkatsizlik”, “meslek ve sanatta acemilik”<br />

ile “nizam, talimat ve emirlere riayetsizlik” olmak üzere snrl olarak<br />

gösterilmişti. 5237 sayl TCK’da ise; taksirin gerçekleştirilme şekilleri<br />

snrl olarak saylmamş, “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykrlk”<br />

şeklinde genel ve kapsayc bir ifade tercih edilmiştir. Yasa koyucunun<br />

bu şekilde daha genel bir ifadeyi kabul etmesi yerinde olmuştur.<br />

3. Hareketin Bilerek ve İstenerek Yaplmas<br />

Neticeyi meydana getiren davranş, hareket iradi olmaldr. Fail neticeyi<br />

istemese de, davranş bilerek ve isteyerek yapmştr. Kendi iradesinde<br />

olmayan bir harekettin sonucundan kimse sorumlu tutulamaz. Taksirli<br />

suçlarda amaç, yasaklanmamş olan bir sonucu elde etmektir, fakat<br />

meydana gelen sonuç bunun aksi olmuştur 25 .<br />

İradi hareket icrai olabileceği gibi ihmali de olabilir. İcrai hareket<br />

bakmndan sorun bulunmasa da, ihmali hareket bakmndan tartşma<br />

vardr. Örneğin; hastann karnnda makas unutan cerrah, iradi hareket<br />

etmiş saylabilir mi Elbetteki cerrahn makas bilerek ve isteyerek<br />

hastasnn karnnda braktğ söylenemez; ancak cerrah, mesleği gereği<br />

kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermeyerek iradi hareket<br />

etmektedir 26 .<br />

4. Neticenin Öngörülebilir Olmas<br />

Meydana gelen netice, daha önceden öngörülebilecek bir netice olmaldr.<br />

Önceden öngörülmesi beklenemeyecek bir sonuçtan kişi sorumlu<br />

tutulamaz, aksi halde sorumluluğun kapsam snrsz hale gelir 27 .<br />

Kanunun yasakladğ netice önceden öngörülmemiş ve istenmemiş<br />

22 İçel, s. 103; Yaşar, Osman/ Gökcan, Hasan Tahsin/ Artuç, Mustafa; Türk Ceza Kanunu, Ankara, 2010, s. 472.<br />

23 Özgenç, İzzet; Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Adalet Bakanlğ Eğitim Dairesi Başkanlğ, Ankara, 2005,<br />

s. 305.<br />

24 Yaşar/ Gökcan/ Artuç, s. 472-473.<br />

25 Erem/ Danşman/ Artuk, s. 457.<br />

26 Özbek, s. 274-275.<br />

27 Özbek, s. 276.<br />

- 119 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

olmakla birlikte, öngörülebilir nitelikteyse, kişi taksirli kabul edilebilir.<br />

Eğer, neticenin hiçbir şekilde önceden öngörülmesi beklenilemez ise, bu<br />

durumda taksirden değil, ancak kaza veya tesadüften söz edilebilir 28 .<br />

Carrara’ya göre zararl sonucu öngörmemiş olmak taksiri kasttan,<br />

öngörmeye gücü yetmemek ise kazay taksirden ayrr 29 .<br />

Neticenin öngörülebilirliğinin tespitinde failin tecrübesi, yaş, zekas,<br />

mali durumu, eğitimi, beden kusurlar, cinsiyeti ve sosyal çevresi gibi<br />

kişisel nitelikleri dikkate alnmaldr 30 . Öngörebilme, failin hareketinin<br />

sonuçlarn yaş, görgü, meslek gibi nitelikleri doğrultusunda tahmin<br />

edebilme kabiliyetini ifade etmektedir 31 .<br />

Yargtay 9. Ceza Dairesi’nin bu konuya ilişkin 05.11.2008 tarih,<br />

2008/5242 Esas, 2008/11946 Karar sayl kararnda; “Sank H.E.nin<br />

ellerindeki siğil için kullandğ ilac, ölen 2,5 yaşndaki Ö.M.nin içip<br />

ölmesinden ibaret olup, ölenin babas olan sank C.nin evde ayr<br />

bir odada misafir olarak kalan ve başkalar tarafndan bilinen,<br />

devaml ilaç kullanmasn gerektiren bir hastalğ bulunmayan diğer<br />

sank H.E.nin ilaç kullanp kullanmadğn kontrol etme gibi bir<br />

basiret göstermesi gerektiğinin kendisinden beklenmesinin; sank<br />

H.E.nin ise 15 yaşnda olup misafir olarak kaldğ evde kendisine<br />

tahsis edilen odada kullandğ ilaç şişesini kapatp sehpa üzerine<br />

brakmaktan ibare eyleminde, ölen çocuğun odaya girip sehpa<br />

üzerindeki ilaç şişesini açarak ilac içebileceğini düşünmesini<br />

beklemenin de sanğn yaş, sosyal yaps ve bulunduğu ortam<br />

nazara alndğnda, hayatn olağan akşna uygun düşmeyeceği,<br />

bu nedenle de her iki sanğn beraatlerine karar verilmesi gerektiği<br />

gözetilmeden, yazl şekilde 22/6. madde ile ceza verilmesine yer<br />

olmadğna karar verilmesi, kanuna aykr olup...” şeklindeki gerekçe<br />

ile olayn koşullar ve sanklarn kişisel özellikleri göz önünde tutularak,<br />

neticenin öngörülebilir nitelikte olup olmadğnn değerlendirilmesi<br />

gerektiği vurgulanmştr.<br />

5. Neticenin İstenmemiş Olmas<br />

Taksirli suç için neticenin gerçekleşmesi zorunludur. Bu nedenle,<br />

taksirli suçlara teşebbüs kabul edilmemektedir.<br />

Failin bilerek ve isteyerek yaptğ davranşn neticesini istememiş<br />

olmas gerekmektedir. Kast ile taksir arasndaki en önemli fark,<br />

neticenin istenmemiş olmasndan ortaya çkmaktadr. Eğer neticenin<br />

28 Carrara; Programma di diritto criminale, s. 78, naklen Özen, s. 117.<br />

29 Erem/ Danşman/ Artuk, s. 457.<br />

30 İçel, s. 153.<br />

31 Artuk, Mehmet Emin/ Gökçen, Ahmet/ Yenidünya, Caner; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara,<br />

2009, s. 372; Topaç, s. 65.<br />

- 120 -


Onur YİĞİT<br />

de istendiği anlaşlmakta ise, eylemin kasten işlendiği kabul edilir 32 .<br />

Neticenin istenmemiş olmas, öngörülebilir olmasndan farkl<br />

birşeydir. Öngörülebilir nitelikteki neticeyi fail istememektedir, ancak<br />

özensizliği, dikkatsizliği nedeni ile öngöremediğinden, istemediği<br />

sonucu gerçekleştirecek davranş yapmştr.<br />

6. Hareket ile Neticenin Arasnda Nedensellik Bağnn Bulunmas<br />

Failin sorumluluğu için hareket ile netice arasnda illiyet bağnn<br />

bulunmas şarttr. Yani failin kusurlu davranş, neticeyi meydana<br />

getirmelidir. Bu davranş olmasayd, netice de olmazd denilebiliyorsa,<br />

illiyet bağnn var olduğu düşünülmelidir 33 . Fakat salt sebep-netice<br />

ilişkisinin varlğ illiyet bağ için yeterli değildir. Ayrca, fiziksel olarak<br />

var olan sebep-sonuç ilişkisinden doğan neticenin objektif olarak faile<br />

isnad edilebilir olmas da gerekir. Başka bir değişle netice, failin fiilinin<br />

eseri olmal, üçüncü bir kişinin, bir rastlantnn veya mücbir sebebin<br />

ürünü olmamaldr 34 .<br />

Taksirli suçlara iştirak mümkün değildir, ancak mağdurun veya üçüncü<br />

kişinin davranş da sonuca etkili olabilir. Failin davranşna eklenen<br />

mağdur veya üçüncü kişi davranş kusursuz ise, sanğn kusurluluk<br />

durumu değişmez. Ancak eklenen davranş kusurlu ise, sonuca olan<br />

etkisine göre sanğn sorumluluğu değişecektir.<br />

Örneğin; Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin bu konuya ilişkin 21.03.2012 tarih<br />

ve 2012/7348 Esas, 2012/7795 Karar sayl kararnda, “Sanğn işlettiği<br />

bakkal dükkannda sattğ çatapat tabir edilen küçük patlayclardan<br />

satn alan 5 yaşndaki G.nin çatapat verdiği 1,5 yaşndaki kardeşi<br />

S.nin çatapat yemesi sonucu zehirlenerek öldüğü olayda, sanğn<br />

G.ye çatapat satmas sonucu G.nin bu çatapat kardeşine vermesi<br />

eylemi nedeni ile kesintinin gerçekleştiği, dolaysyla sanğn eylemi<br />

ile ölüm arasnda illiyet bağnn bulunmadğ anlaşldğndan”<br />

şeklindeki gerekçe ile üçüncü kişinin kusurlu davranşnn, sanğn<br />

eylemi ile netice arasndaki illiyet bağn ortadan kaldran bir unsur<br />

olduğu kabul edilmiştir.<br />

Yine Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 18.04.2012 tarih ve 2012/2146<br />

Esas, 2012/10396 Karar sayl kararnda; “Oluşa ve dosya içeriğine<br />

göre, ölenin olay günü akşam saatlerinde, akraba ve arkadaşlarn<br />

ziyaret amacyla sanğa ait inşaata geldiği, sanğn oğlu ile birlikte<br />

32 Yaşar/ Gökcan/ Artuç, s. 476.<br />

33 Taner, Tahir; Ceza Hukuku, İstanbul 1953, s. 97; Kelsen, Hans; Nedensellik ve İsnadiyet, (Çeviren Zeki<br />

Hafızoğullar), AÜHFD. C. XXXV. S.1-4(219-235), s. 224-226; Yaşar/ Gökcan/ Artuç, s. 476.<br />

34 Özgenç, İzzet; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 3.Bas, Ankara, 2008, s. 181; Koca/ Üzülmez, s. 152;<br />

Yaşar/ Gökcan,/Artuç, s. 476.<br />

- 121 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

inşaat gezdikleri, inşaatn çat katna çktklar, orada da bir süre<br />

sohbet ettikleri, daha sonra ölenin yaplan iş ve iş yeri ile ilğisi<br />

olmadğ halde, inşaatn çat katnda bulunan asansör demirlerini<br />

sökmek isterken dengesini kaybederek aşşağya düştüğü, daha sonra<br />

kaldrldğ hastanede öldüğü, bu şekilde meydana gelen olayda<br />

inşaatn sahibi olan sanğa yüklenen eylem ile ölüm olay arasnda<br />

illiyet bağ bulunmayp sanğa atfedilebilecek bir kusur bulunmadğ<br />

halde, sanğn beraati yerine yazl şekilde mahkumiyetine karar<br />

verilmesi...” şeklindeki gerekçe ile mağdurun kusurlu davranşnn,<br />

sanğn eylemi ile netice arasndaki illiyet bağn ortadan kaldran bir<br />

unsur olduğu kabul edilmiş ve mağdurun kusurunu göz ard eden ilk<br />

derece mahkemesi karar bozulmuştur.<br />

II. BİLİNÇLİ TAKSİR KAVRAMI<br />

Öğretide bugüne kadar bilinçli taksirin birçok tanm yaplmştr.<br />

İtalyan öğretisinde Almena’ya göre bilinçli taksir; bir kişinin, yapmş<br />

olduğu davranş üzerine, kanunda açkca yasaklanmş olan bir neticenin<br />

gerçekleşebileceğini öngörüp, somut olayda gerçekleşmeyeceğine<br />

inanmasdr 35 . Sabatn’ye göre; bilinçli taksirde fail, neticenin<br />

gerçekleşebileceğini öngörmekte ve fakat öngördüğü neticenin<br />

gerçekleşmesini istemeyip, başka bir neticenin gerçekleşmesini<br />

istemektedir 36 . İspanyol ögretisinde ise, bilinçli taksir; kişinin yaptğ<br />

hareketin tehlikeli bir netice meydana getireceğini öngörmesi ve fakat<br />

meydana gelmeyeceği konusunda kendisine güvenmesidir, şeklinde<br />

tanmlanmştr 37 .<br />

5237 sayl TCK’nn 22/3. maddesinde ise bilinçli taksir, “Kişinin<br />

öngördüğü neticeyi istememesine karşn, neticenin meydana gelmesi<br />

halinde bilinçli taksir vardr” denilmek suretiyle tanmlanmştr.<br />

Bilinçli taksir, öngörüldüğü halde, istenmeyen neticenin gerçekleşmesine<br />

iradi hareketiyle neden olmaktr 38 . Türk öğretisinde genel kabul gören<br />

görüşe göre; öngörebilme, failin kişisel özellikleri dikkate alnarak<br />

saptanmaldr. Kişisel özellikler kapsamnda; kişinin yaş, kültür<br />

derecesi, zekas dikkate alnr 39 . Bilinçli taksir halinde fail, hareketi<br />

bilerek ve isteyerek yapmakta, istemediği sonucu da öngörmektedir;<br />

ancak, kişisel yeteneği, olayn özellikleri ve geçmiş deneyimleri gibi<br />

nedenlerle neticenin meydana gelmeyeceğine inanmaktadr. Örneğin;<br />

35 Almena, F; La copla nella teoria generale del reato, Palermo, 1947, s. 109, 153, 154, naklen Özen, s.<br />

157.<br />

36 Sabatın; Istituzioni di diritto penale, parte generale, Cilt I, Catania, 1946, s. 327, naklen Özen, s. 159.<br />

37 Mr Pug; Derecho penal parte general, 7. Bask, Barcelona, 2007, s. 287, naklen Özen, s. 158.<br />

38 Yaşar/ Gökcan/ Artuç, s. 478.<br />

39 İçel, Kayhan/ Evik, Hakan; Ceza Hukuku Genel Hükümler II, İstanbul, 2007, s. 197; Özen, s. 173.<br />

- 122 -


Onur YİĞİT<br />

sirkte gösteri yapan ok atcsnn, izleyenlerde büyük etki yapabilmek için,<br />

partnerinin başndaki elmaya nişan alp oku ustalğna güvenerek atmas<br />

ve okun yanlşlkla partnerine gelerek ölümüne veya yaralanmasna<br />

neden olmas olaynda, failin bilinçli taksirle hareket ettiği söylenebilir.<br />

Bu örnekte fail, neticeyi öngörmekte; ancak, istemediği neticenin<br />

yeteneği, ustalğ, şans ve tecrübesi sayesinde gerçekleşmeyeceğine<br />

inanmaktadr.<br />

Bilinçli taksir, taksirden daha yoğun bir kusurluluk durumudur.<br />

Kişi neticeyi öngörmesine rağmen, neticeyi meydana getiren<br />

davranştan kaçnmamştr. Ancak bilinçli taksirde de, neticenin<br />

gerçekleşmesi kesinlikle istenmez ve gerçekleşmeyeceğine inanlr. Kişi,<br />

“neticenin meydana geleceğine inansayd, hareketi yapmayacakt”<br />

diyebiliyorsak, artk failin bilinçli taksir ile hareket ettiği kabul edilir 40 ;<br />

aksi halde olas kast söz konusu olur. Örneğin; kendisine krmz<br />

şğn yandğn görmesine rağmen, birşey olmayacağ inancyla<br />

krmz şkta geçerek kazaya neden olan sürücü, bilinçli taksirle<br />

hareket etmiş olacaktr. Örneğimizde fail, kazann meydana gelmesini<br />

istememekte, gerçekleşmeyeceğine inanmakta, ancak; öngördüğü bu<br />

neticeyi engelleyecek gerekli davranş da yapmamaktadr. Yargtay’n<br />

mevcut uygulamalar da bu yöndedir.<br />

Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin konuya ilişkin 05.12.2012 tarih ve<br />

2012/3970 Esas, 2012/26243 Karar sayl kararnda; “Sanğn, olay<br />

günü kaynbiraderine ait bahçede bulunan masada 4 kişi alkol alrken<br />

yanlarna gelerek onlara katldğ, yannda bulunan tabancasyla<br />

havaya iki kez atş yaptğ, beyanna göre, tabancasnda her zaman<br />

iki mermi taşdğ için emniyete almadan beline takarken silahn<br />

ateş almas üzerine sağnda oturan T. Ö.ye merminin isabet ederek<br />

ölümüne neden olduğu olayda, sanğn mesleki tecrübesi, atş yaptğ<br />

ortam, olayn gelişimi bir arada değerlendiğinde, eyleminde bilinçli<br />

taksirin unsurlarnn gerçekleştiği gözetilmeden, basit taksirle öldürme<br />

suçundan hüküm kurulmas,” şeklindeki gerekçeyle, emekli asker olan<br />

sanğn, mesleki tecrübesi gereği öngörebildiği neticeyi engelleyecek<br />

davranşta bulunmamas (silahn emniyet kilidini kapatmamas),<br />

bilinçli taksir olarak nitelenmiştir.<br />

Her somut olayda neticenin öngörülebilir olup olmadğ, fail tarafndan<br />

öngörülüp öngörülmediği ve sonucun fail tarafndan istenip istenmediği,<br />

somut olayn özellikleri göz önünde bulundurularak irdelenmelidir.<br />

Örneğin; Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 21.05.2012 tarih ve 2011/19317<br />

Esas, 2012/12647 Karar sayl kararnda, “Gizli buzlanmann olduğu<br />

kaygan yolda aracnn direksiyon hakimiyetini kaybederek şaranpole<br />

40 Özbek, s. 279.<br />

- 123 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

yuvarlanp takla atmas sonucu D.K.nin ölümüne ve kendisinden<br />

şikayetçi olmayan İ.S, Ö.K ve E.K.nn basit tbbi müdahale ile<br />

giderilebilir derecede yaralanmalarna neden olan sanğn eyleminde<br />

bilinçli taksirin unsurlarnn bulunmadğ” şeklindeki gerekçesiyle, failin<br />

gizli buzlanma durumunu öngörmesinin kendisinden beklenemeyeceği<br />

olayda, bilinçli taksirin unsurlarnn oluşmadğ belirtilmiş iken;<br />

konuya ilişkin 01.10.2012 tarih ve 2012/1131 Esas, 2012/20315 Karar<br />

sayl başka bir kararnda, “Tecrübeli otobüs şöförü olan sanğn tipi<br />

ve frtnal havada, mağdurlarn beyanna göre daha önce polisin<br />

zincir takmas için uyarsna rağmen yola devam etmesi üzerine,<br />

Krkkale Samsun yolu 22. km de direksiyon hakimiyetini kaybederek<br />

sağdaki şarampole devrilmesi ile meydana gelen kazada, hava ve<br />

yol koşullar, sanğn savunmas ve deneyimli şöför olmas, polisin<br />

zincir takmas hususundaki uyars da gözetildiğinde, bilinçli taksirin<br />

uygulanma koşullarnn oluştuğu” şeklindeki gerekçeyle, failin olayn<br />

özelliği ve kişisel tecrübesi gereği öngörebildiği neticeyi önleyecek<br />

davranşta ( zincir takmamas ) bulunmamas, bilinçli taksir olarak<br />

kabul edilmiştir.<br />

III. UYGULAMADA KARŞILAŞILAN SORUNLAR<br />

A. Bilinçli Taksirin, Taksir Kavram ile Karştrlmas<br />

Türk Ceza Kanunu, genel kabul gören anlayşa uygun olarak, taksiri<br />

bilinçsiz ve bilinçli taksir şeklinde ikiye ayrmştr. Buna göre bilinçsiz<br />

taksir; “dikkat ve özen yükümlülüğüne aykrlk dolaysyla, bir<br />

davranşn suçun kanuni tanmnda belirtilen neticesi öngörülmeyerek<br />

gerçekleştirilmesi” ( TCK md. 22/2 ) olduğu halde, bilinçli taksir;<br />

“kişinin öngördüğü neticeyi istememesine karşn, neticenin meydana<br />

gelmesi” dir ( TCK md. 22/3 ). 41<br />

Taksir; istenerek yaplan bir davranşn öngörülebilecek neticesinin,<br />

dikkat ve özen yükümlülüğüne aykr davranlmas sebebiyle<br />

öngörülememesi ve istenmeyen neticenin meydana getirilmesidir.<br />

Bilinçli taksir ise; istenmeyen neticenin öngörülmesine rağmen, neticenin<br />

meydana gelmeyeceği inanc ile davranşn isteyerek yaplmas halidir.<br />

Hem taksir durumunda, hem de bilinçli taksir durumunda netice<br />

istenmemektedir. Aralarndaki fark ise; bilinçli taksirde istenmeyen<br />

netice öngörülüyorken, bilinçsiz taksirde, dikkatsizlik ve özensizlik<br />

nedeni ile istenmeyen netice öngörülememektedir.<br />

Neticenin öngörülememesi nedeniyle meydana gelen olayda, basit<br />

taksirin kabulüne ilişkin örnek niteliğindeki Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin<br />

19.02.2013 tarih ve 2012/12386 Esas, 2013/3694 Karar sayl kararnda;<br />

41 Koca/ Üzülmez, s. 220<br />

- 124 -


Onur YİĞİT<br />

“Özel Harekat Şube Müdürlüğü’nde polis memuru olan sanğn,<br />

gündüz Şube Müdürü nezaretinde, bu işe tahsisli binann 4. Kat<br />

koridorunda 24 kişilik grupla bina operasyonu ve ani çkan hedeflere<br />

karş silah eğitimi alrken, görev silah ile şarjörlü- şarjörsüz tetik<br />

düşürme çalşmas srasnda hepsinin göğüs bölgesinde çelik yelek<br />

bulunduğu, sanğn o gece hastanede yatan eşinin yannda refakatçi<br />

olarak kalp uyumadğndan yorgunluk, dalgnlk ve uykusuzluk<br />

sonucu üzerinde bulunan üç adet şarjörden dolu olan tabancasna,<br />

yaplan seri hareketlerin de katlm ile, takarak tetik düşürmesi<br />

yüzünden arkal-önlü çalştğ polisin boynundan yaralanp ölmesi<br />

şeklinde gerçekleşen olayda bilinçli taksirin unsurlarnn bulunmadğ”<br />

gerekcesiyle, sanğn içinde bulunduğu kişisel durum nedeniyle meydana<br />

gelen neticeyi öngörmesinin mümkün olmadğ, bu sebeple olayda<br />

bilinçli taksirin unsurlarnn oluşmadğ hükme bağlanmştr. Buna<br />

karşn, Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 23.02.2012 tarih ve 2011/18371<br />

Esas, 2012/5120 Karar sayl kararnda; “Sanğn, düğün merasiminin<br />

yapldğ kalabalk alan içinde ruhsatsz tabanca ile havaya ateş<br />

etme eyleminde, silahtan çkan merminin düğün yerinde bulunan<br />

insanlardan birine isabet edebileceğini öngördüğü halde eylemi<br />

gerçekleştirmesinde 5237 sayl TCK’nn 22/3 maddesinde ifadesini<br />

bulan bilinçli taksir halinin varlğ ve bu nedenle sank hakknda<br />

tayin edilen temel cezada arttrm yaplmas gerektiği” gerekçesiyle,<br />

failin içinde bulunduğu koşullar gereği öngörebildiği, ancak istemediği<br />

neticenin meydana gelmemesi için gerekli davranşlar yapmadğ<br />

olayda, bilinçli taksirin unsurlarnn oluştuğu hükme bağlanmştr.<br />

Bilinçli taksirin tüm unsurlarnn açkca görülebildiği bir başka örnek<br />

olan Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 03.10.2012 tarih ve 2012/1786<br />

Esas, 2012/20631 Karar sayl kararnda; “İleri sürüş teknikleri<br />

uzman olan sanğn bunun verdiği güvenle olay günü saat 02:20<br />

sralarnda, yerleşim yeri snrlar dşnda, aydnlatmann bulunduğu,<br />

hz limitinin 90 km olduğu, hafif eğimli 3 şeritli yol üzerinde, sevk<br />

ve idaresindeki arac ile seyri srasnda, kaza mahalline geldiğinde<br />

aşr hzla viraja girip, bir anda direksiyon hakimiyeti kaybederek,<br />

arac ile kendi yol bölümünde 24 metre fren izin braktktan sonra<br />

bariyerlerden karş yol bölümüne geçip, taklalar atarak 76 metre<br />

sürüklenip, ancak durabildiği olayda, araç içerisinde yolcu olarak<br />

bulunan müşteki beyanlar ve olaydan sonra kaza mahallinde yaplan<br />

tespitlerden, mahkeme tarafndan, sanğn aracnn hznn 200<br />

km’nin üzerinde bulunduğu ve kaza esnasnda yasal hz limitinin<br />

iki katndan daha fazla bir oranda araç kullandğ saptandğndan,<br />

sanğn eylemini bilinçli taksirle gerçekleştirdiğinin kabulünde,<br />

bir isabetsizlik görülmemiştir” şeklindeki gerekçesiyle, üstün sürüş<br />

- 125 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

yeteneği ve tecrübesine güvenerek hareket eden failin, 90 km hz snr<br />

olan yolda, 200 km üzerinde bir hzla seyretmesi şeklindeki eylemi,<br />

istenmeyen neticenin öngörülmüş olmas nedeniyle, bilinçli taksir<br />

olarak nitelenmiştir. Olayda failin, neticeyi öngörmediği söylenemez;<br />

zira, yeteneği ve tecrübesi ne kadar fazla olursa olsun, mevcut yol<br />

koşullar dikkate alndğnda, neticenin gerçekleşmesi kaçnlmazdr.<br />

Ancak fail, öngördüğü neticenin gerçekleşmeyeceği şeklindeki yanlş<br />

kanaatiyle hareket etmiş, istemediği neticeyi engelleyecek davranşta<br />

bulunmamştr.<br />

Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 11.10.2012 tarih ve 2012/2226 Esas,<br />

2012/21494 Karar sayl benzer bir kararnda da; “Söz konusu<br />

kamyonun ruhsatnda istiap haddinin 13.000kg. net ağrlğnn 12.000<br />

kg azami yüklü ağrlğnn 25.000 kg. olduğunun belirtildiği ancak<br />

25.12.2008 tarihli tutanakta kamyonun mevcut yüküyle yaplan<br />

tart sonucunda yüklü ağrlğnn 44.360 kg. olduğunun belirlendiği,<br />

bu aşr yükün etkisiyle kamyonun çekici dingilinin sağ arka dş<br />

tekerleğinin bijonlarn krlmasndan mütevellit yerinden çkp, yola<br />

frlamas sonucu meydana gelen olayda sanğn sonucu öngördüğü”<br />

belirtilerek, failin eylemi bilinçli taksir olarak nitelendirilmiştir. Söz<br />

konusu olayda fail, mesleği gereği idaresindeki kamyonun taşyabileceği<br />

azami yük snrn bilmektedir. Ancak; daha önce de defalarca bu<br />

yüklerle seyretmesine, tecrübesine, şansna v.s. güvenip, neticenin<br />

gerçekleşmeyeceğine inanarak hareket etmekte ve Yargtay kararnda<br />

da belirtildiği üzere, suçu bilinçli taksirle işlemektedir.<br />

Yukardaki örneklerde de görüldüğü üzere; neticenin öngörülmüş<br />

olmas nedeniyle bilinçli taksir, normal (bilinçsiz) taksir halinden daha<br />

yoğun bir kusurluluk durumudur ve böylece taksir ile kast arasnda<br />

yer alr. Bu özelliği nedeni ile hukukumuzda, bilinçli taksirle hareket<br />

edilmesi haline bir takm sonuçlar bağlanmştr.<br />

Her şeyden önce, bilinçli taksir, işlenen taksirli suçun yasal artrm<br />

nedenidir. TCK’nn 22/3. maddesinde, bilinçli taksir halinde taksirli suça<br />

ilişkin cezann üçte birinden yarsna kadar artrlacağ düzenlenmiştir.<br />

Bilinçli taksir, taksirin oluşum şekillerinden biri olduğu için, Türk<br />

Ceza Kanunu’nda ayr bir manevi unsur türü olarak değil, taksirin<br />

daha ağr bir hali olarak kabul edilmiştir.<br />

Yine TCK’nn 50/4. maddesi uyarnca, taksirli suçlardan dolay<br />

hükmolunan hapis cezas, uzun süreli de olsa, diğer koşullarn varlğ<br />

halinde adli para cezasna çevrilebilir; bilinçli taksir halinde ise, ancak<br />

hükmolunan ksa süreli hapis cezas adli para cezasna çevrilebilir.<br />

Kanun koyucu, bu düzenleme ile neticeyi öngördüğü halde davranş<br />

gerçekleştiren faili daha ağr bir şekilde cezalandrmay amaçlamştr.<br />

- 126 -


Onur YİĞİT<br />

Bilinçli taksire bağlanan sonuçlardan bir tanesi de, TCK’nn 89/5.<br />

maddesine düzenlenmiştir. Buna göre; taksirle yaralama suçunun<br />

soruşturulmas ve kovuşturulmas şikayete bağl iken; TCK’nn 89/1.<br />

maddesinde düzenlenen yaralanma halleri hariç bilinçli taksir halinde,<br />

soruşturma ve kovuşturma yaplabilmesi için şikayet aranmaz.<br />

Bilinçli taksir ve taksir kavramnn uygulamada karştrlmasnn<br />

temel nedeni; her ikisinde de dikkat ve özen yükümlülüğünün ihlal<br />

edilmesi ve meydana gelen neticenin istenmemesidir. Oysa ki; bu iki<br />

kavram öngörme unsurunun olaydaki varlğ ile birbirinden net bir<br />

şekilde ayrt edilebilir. Örneğin; acemisi olduğu sürat motorunu hzn<br />

ayarlamadan kullanan failin, taksirli hareketi ile kazaya sebebiyet<br />

verdiği kabul edilebilir. Ancak fail, denizde yüzen kişileri gördüğü<br />

halde, plaja yakn yerlerde hz motorunu kullanr ve bu kişilerden<br />

birine çarparak yaralanmasna neden olursa; failin artk bilinçli<br />

taksirle hareket ettiği kabul edilmelidir. Zira fail, neden olabileceği<br />

kötü sonuçlar öngörmekte; ancak, şansna, yeteneğine, tecrübesine<br />

v.s. güvenerek öngördüğü sonucun gerçekleşmeyeceğine inanmaktadr.<br />

Taksirli suçlar, en çok toplumsal düzene ilişkin kurallarn ihlal<br />

edilmesi sonucu ortaya çkar. Ancak, her kural ihlali de başl başna<br />

bilinçli taksire vücut vermez. Bu konuya ilişkin Yargtay 12. Ceza<br />

Dairesi’nin 23.11.2011 tarih ve 2011/1279 Esas, 2011/5772 Karar<br />

sayl kararnda; “Dosya kapsamna göre sanğn sürücü belgesiz ve<br />

süratli araç kullanmaktan ibaret eyleminde bilinçli taksirin koşullar<br />

oluşmadğ gözetilmeden verilen cezann bu nedenle artrma tabi<br />

tutulmas,” gerekçesiyle, sanğn srf ehliyetsiz araç kullanmama kuraln<br />

ihlal etmesinin, başl başna bilinçli taksir olarak nitelenemeyeceğine<br />

hükmedilmiş iken; krmz şkta geçmeme kuraln ihlal eden sanğn<br />

eylemine ilişkin 01.04.2013 tarih ve 2012/16272 Esas, 2013/8216<br />

Karar sayl kararnda; “Trafik kazas tespit tutanağ, katlan ile tank<br />

Ali Veral’n beyanlarna göre sanğn krmz şkta geçerek kazaya<br />

sebebiyet verdiği olayda bilinçli taksirin koşullarnn oluştuğu”<br />

şeklindeki gerekçesiyle, bilinçli taksirin unsurlarnn oluştuğuna<br />

hükmedilmiştir. Her ne kadar söz konusu iki olayda da kural ihlali<br />

yaplmas nedeni ile benzer sonuçlar ortaya çkyor gözükse de; sürücü<br />

belgesiz araç kullanan sanktan, srf bu durumu nedeni ile neticeyi<br />

öngörmesi beklenemez. Buna karşn; krmz şkta bilerek geçen<br />

sank, başka yöne yeşil şğn yanmakta olduğunu, böylece o yönden<br />

gelecek araçlarla bir kaza yaşanabileceğini öngörmektedir. Sonuç<br />

olarak irdelenen Yargtay kararlarnda da görüldüğü üzere, her kural<br />

ihlali suça bilinçli taksir niteliği vermez. Her somut olayda neticenin<br />

öngörülebilir olup olmadğ; öngörülebilir ise, fail tarafndan öngörülüp<br />

öngörülmediği somut olayn özellikleri göz önünde bulundurularak<br />

- 127 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

irdelenmelidir.<br />

Ancak; Yargtay kimi ağr kusurluluk hallerinde, olayda öngörme<br />

unsurunun olup olmadğn araştrmakszn bilinçli taksirin varlğn<br />

kabul etmektedir. Örneğin; Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 19.04.2012<br />

tarih ve 2012/14241 Esas, 2012/10581 Karar sayl kararnda,<br />

“Sanğn yönetimindeki minibüs ile 246 promil alkollü vaziyette seyri<br />

srasnda tali kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği olayda, Adli<br />

Tp Kurumu’nun bilimsel verilere dayanarak oluşturduğu görüşlere<br />

ve dairemizin yerleşmiş uygulamalarna göre, 100 promilden fazla<br />

alkol miktarnn güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldracağndan,<br />

bilinçli taksir hükümlerinin uygulanmamas gerektiğine ilişkin<br />

tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmemiştir.” şeklindeki gerekçesiyle,<br />

olay annda 100 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullanan sanğn,<br />

güvenli sürüş yeteneğinin bulunmadğ, dolaysyla bu alkol düzeyi<br />

üzerinde araç kullanan sürücünün neden olduğu kazay öngördüğü<br />

ve fakat yine de araç kullanmakla bilinçli taksir halinde suçu işlediği<br />

kabul edilmiştir.<br />

Şüphesiz, alkol ve uyuşturucu içerikli maddeler, kişilerin davranşlarn<br />

yönlendirme yeteneğini etkiler. Bu etki, kişinin bünyesine, alşkanlklarna,<br />

alnan alkol veya uyuşturucu maddenin miktarna ve türüne göre<br />

değişebilir. İşte bu nedenle uygulamada belirli bir kriter oluşturmak<br />

adna, Adli Tp Kurumu 5. İhtisas Dairesi’nin istikrarl raporlar da<br />

dikkate alnarak, Yargtay’n yerleşik içtihatlarnda, bireysel farkllklar<br />

da elimine edebilecek şekilde 100 promilden yüksek olarak saptanan<br />

alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettirdiği ve bu şekilde<br />

meydana gelen olaylarda bilinçli taksirin vücut bulduğu kabul edilmiştir.<br />

Kanaatimce de; kişinin bünyesine, alnan maddenin miktarna ve<br />

türüne göre değişkenlik gösterebilecek etkilerin, bilimsel verilere göre<br />

tespit edilen bir miktarn üzerinde bulunduğunun tartşmasz kabulü,<br />

benzer olaylarda uygulama farkllklarnn oluşmamas açsndan yararl<br />

ve zorunludur. 100 promilin altndaki düzeylerde ise; olayn oluş<br />

şekli ve alnan alkolün kişinin davranşlarn yönlendirme yeteneğine<br />

etkisi değerlendirilerek, olayda bilinçli taksirin unsurlarnn oluşup<br />

oluşmadğ belirlenecektir.<br />

B. Bilinçli Taksirin, Olas Kast Kavram ile Karştrlmas<br />

Olas kast kavramn ve bilinçli taksir ile arasndaki fark açklamadan<br />

önce, kast kavramn ksaca tanmlamak yerinde olacaktr. Kast; kanun<br />

koyucu tarafndan yasaklanan neticenin, fail tarafndan doğrudan<br />

bilinip istenmesidir 42 . 5237 sayl TCK’nn 21/1-2. cümlesinde;<br />

42 Almena, F; La copla nella teoria generale del reato, s. 110, naklen Özen, s. 196.<br />

- 128 -


Onur YİĞİT<br />

“Kast, suçun kanuni tanmndaki unsurlarn bilerek ve istenerek<br />

gerçekleştirilmesidir.” şeklinde tanmlanmştr. Gerek öğretide<br />

gerekse de mevzuattaki tanmnda görüldüğü üzere kast, neticenin tüm<br />

sonuçlaryla bilinmesine rağmen eylemin istenerek gerçekleştirilmesidir.<br />

Mezger’e göre olas kast; kişinin doğrudan istediği neticenin yannda,<br />

gerçekleşmesi ihtimal dahilinde olan başka neticenin bulunmas ve bu<br />

neticenin gerçekleşmesidir 43 . Manzini’ye göre olas kastta fail, yaptğ<br />

hareketin istediği neticeden daha ağr veya başka bir neticeyi meydana<br />

getirebileceğini öngörmekte ve kabullenmektedir 44 .<br />

Türk hukuk mevzuatnda ise; olas kast kavram 5237 sayl TCK’nn<br />

21/2. maddesinde, “kişinin, suçun kanuni tanmndaki unsurlarn<br />

gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, fiili işlemesidir” şeklinde<br />

tanmlanmştr. Yasadaki bu tanm, olas kastn anlaşlmasnda yeterli<br />

değildir. Olas kast; doğrudan istenmeyen neticenin gerçekleşebileceği<br />

öngörülmesine rağmen, gerçekleşmemesi için gerekeni yapmamak<br />

ve neticeyi göze almaktr. Olas kastta fail, neticeyi öngörmüştür,<br />

istememiştir, ancak göze almştr 45 . Olas kastta istenmeyen ancak<br />

göze alnan neticenin gerçekleşmesi, kesin değil ihtimal dahilindedir.<br />

Ortaya çkmas kesin olan neticeler bakmndan ise, doğrudan kast söz<br />

konusudur. Bu halde fail neticeyi bilir ve bu bilme istemeye eşittir. Failin<br />

gerçekleştirmeyi istediği sonucun dşnda başka sonuçlarn ortaya çkmas<br />

zorunlu ise, olas kast değil, doğrudan kast vardr. Fail asl gerçekleştirmek<br />

istediği neticeyi elde edebilmek için, buna bağl olarak birtakm başka<br />

sonuçlarn ortaya çkacağn bilmesine rağmen hareketini sürdürüyorsa,<br />

zorunlu sonuçlar da istediği kabul edilmelidir. Örneğin; öldürmek istediği<br />

hasmnn içinde bulunduğu topluluk üzerine el bombas atan fail, başka<br />

kişilerin de öleceğini kesinlikle bilmektedir ve bu bilme istemeye eşittir.<br />

Yine bomba konulan uçağn havada infilak etmesi üzerine, ölmesi istenilen<br />

kişilerin dşnda başka kişilerin de öleceği kesinlikle bilinmekte, dolaysyla<br />

tüm netice istenmektedir 46 . Bu örneklerdeki faillerin olas kast ile hareket<br />

ettikleri söylenemez; çünkü, ikincil neticenin gerçekleşmesi olas değil,<br />

kesindir. Oysa olas kastta, ikincil neticenin gerçekleşmesi kesin değil,<br />

olaslk dahilindedir ve fail ortaya çkma ihtimali olan bu ikincil neticeyi<br />

kabullenmiştir. Olas kastta, fail ihtimal dahilinde olan ikincil neticeyi<br />

öngörmesine rağmen, ne istemiş ne de istememiştir 47 .<br />

Örneğin; fail düşmann işyerinin içinde öldürmek istemektedir.<br />

43 Mezger; Strafrecht, s. 360, naklen Özen, s. 197.<br />

44 Manzn; Trattato di diritto penale italiano, Cilt I, Torino, 1961, naklen Özen, s. 197.<br />

45 Özbek, s. 239.<br />

46 Bakc, Sedat; Ceza Hukuku Genel Hükümleri, Ankara, 2007, s. 303.<br />

47 Zafer, s. 216.<br />

- 129 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

Ancak, işyerinde bulunan müşterilerin de isabet alma tehlikesi<br />

vardr. Failin müşteriler ile bir alp veremediği yoktur, onun sorunu<br />

hasmyladr. Fakat onu mutlaka orada öldürmek istemektedir, zira<br />

başka bir yer veya zamanda bu kadar elverişli bir frsatn eline<br />

geçmeyeceğini düşünmektedir. Tabi bu frsatn bir dezavantaj vardr<br />

ki, bu da ölmeleriyle bir fayda elde edemeyeceği kimselerin de ölmesi<br />

olaslğdr. Bununla beraber fail bu frsat kaçrmamak için başka<br />

kişilerin ölmesini doğrudan istemese de, ölmelerini kabullenir ve<br />

düşmanna orada ateş eder. Düşmannn yan sra, müşteri olan başka<br />

bir kişiyi de öldürür. İşte düşman açsndan fail doğrudan kast ile<br />

hareket etmiş, müşteri olan yabanc kişi bakmndan ise olas kast<br />

ile hareket etmiştir 48 .<br />

Yine örneğin; hasmn öldürmek isteyen fail, hasmnn yemeğine zehir<br />

kattğnda, o yemeği başkalarnn da yiyebileceğini öngörmekte, bu<br />

sonuçlar da kabul etmektedir. Hedefindeki hasm yönünden doğrudan<br />

kast ile hareket eden fail, zehirlenen başka kişiler yönünden dolayl<br />

(olas) kast ile hareket etmiştir 49 .<br />

Doğrudan istemediği neticeyi öngören ve buna rağmen göze alan failin,<br />

suçu olas kast ile gerçekleştirdiğine ilişkin Yargtay 1. Ceza Dairesi’nin<br />

05.07.2012 tarih ve 2012/2033 Esas, 2012/5537 Karar sayl kararnda;<br />

“ Oluşa ve dosya içeriğine göre; sanğn tabancayla maktul A.Y.’ hedef<br />

alarak birden fazla el ateş ettiği srada onun yaknnda bulunan ve<br />

otopark içinde maktulle birlikte araca binmek üzere olan kişilerin<br />

de isabet alarak ölebileceğini ya da yaralanabileceğini öngörmesine<br />

rağmen atşna devam etmesi üzerine mağdur E.in sol ayak iç<br />

yüzünden isabet alarak basit tbbi müdahaleyle giderilemeyecek<br />

nitelikte yaralandğ olayda, sanğn bu eyleminin 5237 sayl TCK.<br />

nun 21/2. Maddesi kapsamnda olas kastla yaralama suçunu<br />

oluşturduğu” gerekçesiyle, failin yaralama suçunu doğrudan kastla<br />

işlediğine hükmeden mahkeme karar bozulmuştur. Söz konusu<br />

Yargtay kararnda fail, hasmn öldürmek için otoparkta maktülü<br />

hedef alarak peş peşe ateş etmiş; ancak, maktülün çok yaknnda<br />

olan mağduru da ayağndan yaralamştr. Fail, maktül dşnda başka<br />

kişilerin de ölebileceğini veya yaralanabileceğini öngörmüş; ancak,<br />

srf maktülü öldürebilmek için doğrudan istemediği ikincil neticeleri<br />

kabul etmiştir. Fail, öldürmek istediği maktül yönünden doğrudan<br />

kastla hareket ederken; yaraladğ mağdur yönünden olas kastla<br />

hareket etmiştir.<br />

Yine konuya ilişkin Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 06.06.2012 tarih ve<br />

48 Hakeri, Hakan; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2011, s. 221.<br />

49 Bakc, s. 303.<br />

- 130 -


Onur YİĞİT<br />

2011/20611 Esas, 2012/14334 Karar sayl kararnda; “Elindeki sopa<br />

ile katlan Ö. D.yi orta refüj ile bölünmüş caddeye doğru kovalayan,<br />

orta refüje çkp duran ve takip edilip edilmediğine bakan katlan,<br />

tekrar yol kaplamasna inip kaçacağn bilmesine rağmen kovalamaya<br />

devam eden ve yol kaplamasna tekrar inip kaçmaya çalşan katlana<br />

bir otobüsün çarpp yaralanmasna neden olan sanğn sonucu<br />

öngördüğü ancak kendisinin de katlan yaralamak istemesi nedeni<br />

ile sonucu kabullendiği ve meydana gelebilecek kazaya rağmen<br />

katlan takibe devam ettiği olayda, sanğn eyleminin olas kast<br />

ile yaralama suçunu oluşturduğu” gerekçesi ile failin suçu taksirle<br />

işlediğine hükmeden mahkeme karar bozulmuştur. Söz konusu<br />

olayda fail, mağduru yaralama kast ile kovalamakta, mağdurun yola<br />

çkmas durumunda bir aracn çarpabileceğini öngörmekte, buna<br />

rağmen kovalamaya devam edip neticenin meydana gelmesine neden<br />

olmaktadr. Sonuç olarak olaymzda fail neticeyi öngörmüş, doğrudan<br />

istemese de kabullenmiştir.<br />

Hem bilinçli taksirin hem de olas kastn unsuru olan “neticenin<br />

öngörülmesi” durumu, bu iki kusurluluk halinin karştrlmasna<br />

neden olur. Oysa; olas kastta öngörülen neticenin kabullenilmesi,<br />

göze alnmas söz konusu iken; bilinçli taksirde, öngörülen neticenin<br />

gerçekleşmeyeceği inanc vardr. Dolaysyla iki kusur durumu arasnda<br />

çok ince bir çizgi vardr ve bu çizgi iyi belirlenemediği takdirde kolaylkla<br />

yanlş kararlara varlabilir 50 . Bilinçli taksirde de olas kasttaki gibi<br />

netice öngörülür ve istenmez. Ancak olas kasttan farkl olarak;<br />

netice kabullenilmemiş, olursa olsun denmemiş, kişisel yeteneklere,<br />

şansa, tecrübeye ve olayn özelliklerine güvenilerek veya tehlikenin<br />

derecesindeki yanlma nedeniyle neticenin meydana gelmeyeceğine<br />

inanlmştr.<br />

Örneğin; Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 02.11.2012 tarih ve 2012/231<br />

Esas, 2012/22756 Karar sayl kararnda, “Suç tarihinde saat 20:15<br />

sralarnda sanğn tarlaya giren köpeklere av tüfeği ile ateş<br />

ettiği srada kendi evine 45-50 metre mesafedeki 2-3 m boyunda<br />

msrlarn ekili bulunduğu bahçede meşgul olan katlann isabet<br />

alp yaralanmasna neden olduğu olayda olas kastn unsurlarnn<br />

oluşmayacağ” şeklindeki gerekçesiyle, failin suçu olas kast ile işlediği<br />

iddiasyla düzenlenen tebliğnamedeki görüşe itibar edilmemiştir. Zira<br />

fail, msr tarlas içerisinde bir kişinin olabileceğini ve o yöne tüfekle<br />

ateş etmesi halinde çkan saçmalarn bu kişiyi yaralayabileceğini<br />

öngörmüş; ancak, istemediği bu neticenin tecrübesine, önceki benzeri<br />

davranşlarna v.s. dayanarak gerçekleşmeyeceğine inanmştr. Bu<br />

50 Hakeri, s. 220.<br />

- 131 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

nedenle, Yargtay kararnda yerinde olarak failin bilinçli taksirle<br />

yaralama suçunu işlediği kabul edilmiştir.<br />

Olas kastta fail, yaptğ hareketin sonucunda amaçladğ neticeden<br />

farkl olarak ikincil nitelikte neticelerin de gerçekleşebileceğini<br />

öngörmekte; fakat, bunlara karş kaytsz kalmak suretiyle adeta<br />

bunlar kabullenmektedir 51 . Olas kast, failin öngördüğü ve istediği<br />

neticeyi gerçekleştirmek için işlediği fiile bağl olarak ortaya çkma<br />

ihtimali olan ikincil neticeye yönelik kasttr. Fail bu ikincil neticeyi<br />

öngörür ama “olursa da olsun” diyerek asl amacna doğru ilerler.<br />

Bu nedenle, olas kasta seçenekli kast da denilmektedir 52 . Bilinçli<br />

taksirde ise; istenmeyen neticenin kabullenilmesi yoktur, öngörülen<br />

neticenin gerçekleşmeyeceğine inanlr, tehlike bilinir ama ciddiye<br />

alnmaz. Ksaca; bilinçli taksirde fail kendi kendine, “yok canm bir<br />

şey olmaz” derken; olas kastta, “olmaz, olmayabilir, ama olursa da<br />

olsun” der 53 . Bilinçli taksir-olas kast ayrmnda asl belirleyici unsur,<br />

neticenin fail tarafndan kabullenilip kabullenilmediğidir. Bu nedenle<br />

neticenin bilinmesi, öngörülmesi ve harekete devam edilmesi gibi<br />

ölçütler kullanlarak bilinçli taksir-olas kast ayrm yaplmas isabetli<br />

değildir 54. . Örneğin; düğün, asker uğurlamas ve şampiyonluk kutlamas<br />

gibi toplumsal coşku içerisinde yaşanan olaylarda, sevinç ve coşkunun<br />

kötü bir ifade biçimi olarak havaya ateş edilmesi sonucu meydana<br />

gelen yaralanma ya da ölümlerde, faillerin eylemlerinin sonucunu her<br />

durumda öngördükleri söylenebilirse de, kabullendikleri söylenemez.<br />

Duygularn bu tür yanlş şekillerde dşa yanstlmasnda, kullanlan<br />

araç özü itibariyle tehlike arzetse de, amaç tehlike taşmamaktadr.<br />

Ancak, bu iki zt unsur bir arada bulunmaktadr 55 .<br />

Konuya ilişkin olan Yargtay 1. Ceza Dairesi’nin 18.10.2012 tarih ve<br />

2012/4268 Esas, 2012/7745 Karar sayl kararnda; “Sanğn gönüllü<br />

köy korucusu olduğu ve ruhsat süresi dolmuş olan kalaşnikof marka<br />

tüfeğinin bulunduğu, olay günü ikamet ettiği köyde yaplan düğün<br />

merasimi srasnda üzerinde bulunan tüfek ile havaya ateş ettiği,<br />

yaplan ateş sonucu mermilerden birisinin düğün konvoyunda<br />

bulunan maktülü, batn sol üst kadrandan girerek dalak, mide,<br />

kaln barsak ve akciğerinden yaraladğ, bu yaralanma sonucu<br />

maktülün iç organ yaralanmasna bağl iç ve dş kanama sonucu<br />

yaşamn kaybettiği olayda; sanğn, öldürme suçunun yasal<br />

tanmndaki unsurlarnn gerçekleşmesini öngörmesine karşn<br />

51 Demirbaş, Timur; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2011, s. 349.<br />

52 Sabatini; İstituzioni di diritto penale, s. 313, naklen Erem/ Danşman/ Artuk, s. 453.<br />

53 Hakeri, s. 222.<br />

54 Özen, s. 199.<br />

55 Özen, s. 195.<br />

- 132 -


Onur YİĞİT<br />

eylemi gerçekleştirdiği, dolaysyla olas kastla öldürme suçundan<br />

ceza verilmesi gerekirken yazl şekilde bilinçli taksirle ölüme<br />

neden olma suçundan hüküm kurularak eksik ceza tayini” yerinde<br />

görülmeyerek, suçun bilinçli taksirle işlendiğine hükmeden ilk derece<br />

mahkemesi karar bozulmuştur. Örnek verilen Yargtay kararnda da<br />

görüldüğü üzere, olas kast belirlemesi yaplrken sadece öngörme<br />

unsuru kullanlmştr. Oysa yukarda da belirttiğimiz üzere, olas<br />

kast unsurunun olayda vücut bulabilmesi için tek başna neticenin<br />

öngörülmesi yeterli olmayp; failin öngördüğü neticeyi kabullenmesi<br />

de gerekir. Düğün gibi, asker uğurlamas gibi kutlamalarda, sevinç ve<br />

coşku içerisinde olan failin, eyleminin sonucu meydana gelen ölüm<br />

olayn kabullendiği, olursa da olsun dediği ne derece söylenebilir. Zira<br />

coşku, neşe, heyecan ve gurur ile kin, nefret, öfke gibi kötü duygular<br />

ayn anda ayn fiilde toplanamaz 56 . Bu nedenlerle kanaatimce; Yargtayn<br />

söz konusu kararnda, hatal değerlendirme ile failin bilinçli taksir<br />

niteliğinde olan eylemi, olas kast olarak nitelendirilmiştir.<br />

Yine benzer şekilde Yargtay 3. Ceza Dairesi 25.03.2013 tarih ve<br />

2013/7122 Esas, 2013/12210 Karar sayl kararnda; “Sanğn<br />

düğün konvoyuna katlan araçlar içerisinde bulunduğu, bir süre<br />

ilçeyi dolaşp ilçe dşnda park halinde iken etrafta mağdurlar ve<br />

başkalar bulunduğu halde tabanca ile havaya ve yol kenarndaki<br />

trafik levhasna ateş ettiği, bu eylemi neticesinde çeşmeye doğru<br />

yürümekte olan mağdur Seçkin’in hayati tehlike geçirecek şekilde<br />

yaralandğ, Seçkin’i yaralayp vücudundan çkan merminin<br />

ileride araç içerisinde bulunan mağdur Selahattin’in bulunduğu<br />

aracn camn krarak mağdurun başna isabet ettiği ve onun da<br />

basit tbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandğnn<br />

anlaşlmas karşsnda sanğn mağdurlar olas kast ile yaralama<br />

suçundan cezalandrlmas gerekirken yazl şekilde bilinçli taksirle<br />

birden fazla kişinin yaralanmasna neden olma suçundan hüküm<br />

kurulmas” şeklindeki gerekçesi ile hatal değerlendirmeye düşmüş;<br />

düğün coşkusuna kaplan ve sevincini yanlş şekilde dşa vuran failin<br />

eyleminde kin, öfke ve nefret duygular bulunmadğ halde, yaralama<br />

suçunu olas kast ile gerçekleştirdiğini kabul etmiştir.<br />

Ayn konuya ilişkin Yargtay 12. Ceza Dairesi’nin 04.07.2012 tarih<br />

ve 2012/18108 Esas, 2012/16926 Karar sayl kararnda da; “Olay<br />

tarihinde sanğn, arkadaş olan Yener Çakmak’n çocuklarnn<br />

sünnet düğününe gittiği, ikinci katta erkeklerin, üçüncü katta ise<br />

bayanlarn toplanmş olduğu, sanğn alkol alarak sokakta eğlenceyi<br />

izlerken, eğlencenin coşkusuyla balkondan ruhsatsz tabancayla<br />

56 Özen, s. 195.<br />

- 133 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

üç el havaya ateş etmesi ve üst katta sokağ izleyen 1946 doğumlu<br />

Sultan Özdemir’e isabet eden kurşun yaralanmas sonucu ölenin<br />

hayatn kaybettiği olayda sanğn eyleminin olas kastla öldürme<br />

suçunu oluşturduğu” belirtilerek, eylencenin coşkusu ile hareket<br />

eden failde, meydana gelen ölüm sonucuna ilişkin bir kabullenme söz<br />

konusu olmadğ halde, hatal değerlendirmeye düşülerek failin eylemi<br />

olas kast ile gerçekleştirdiği kabul edilmiştir.<br />

İrdelenen tüm bu olaylarda, faillerin kusur durumlar nitelendirilirken<br />

sorulmas gereken; “fail, öngördüğü neticenin gerçekleşeceğini bilse<br />

idi, yine de eylemi gerçekleştirir miydi” sorusudur. Bu soruya<br />

“evet” cevabn verebiliyor ve böylece failin sonucu kabullendiğini<br />

belirleyebiliyorsak, ancak bu halde suçun olas kast ile işlendiği<br />

söylenebilir. Söz konusu yarg kararlarnda, sorulan bu soruya “evet”<br />

cevab verilememesine rağmen, yine de faillerin olas kast ile hareket<br />

ettiklerinin kabul edilmesinin nedeni; özellikle coşku ve sevincin<br />

paylaşldğ düğün, asker uğurlamas, şampiyonluk gibi kutlamalarda<br />

ortaya çkan silahla ateş etme olaylarnn engellenmek istenmesidir.<br />

Oysa yanlş olan bu kabul yerine; failin eylemini bilinçli taksir ile<br />

gerçekleştirdiğini kabul etmek, cezann tayininde 5237 sayl TCK’nn<br />

61. maddesinde düzenlenen kriterleri göz önünde bulundurmak, takdir<br />

hakkn alt ve üst snr aralğnda kullanmak ve failin kusurunun<br />

ağrlğna göre cezay belirlemek doğru olacaktr.<br />

SONUÇ<br />

Yukardaki başlklar altnda genel olarak taksir kavram ve unsurlar,<br />

bilinçli taksirin kavram ve unsurlar, bilinçli taksirin normal (bilinçsiz)<br />

taksir ve olas kasttan fark irdelenmiş; uygulamadaki sorunlar ve<br />

kavramlardaki karşklk örneklerle giderilmeye çalşlmştr. Ksaca<br />

tekrarlamak gerekirse taksir, özensizlik ve dikkatsizlik sonucu,<br />

öngörülebilecek neticenin öngörülememesi ve iradi davranş ile<br />

istenmeyen neticenin meydana getirilmesi; bilinçli taksir, istenmeyen<br />

neticenin öngörülmesine rağmen, yeteneğine, şansna, tecrübesine<br />

güven gibi nedenlerle neticenin gerçekleşmeyeceği inancyla hareket<br />

edilmesi; olas kast ise, doğrudan istenmeyen neticenin öngörülmesi ve<br />

kabullenilip olursa da olsun denilmesi, neticenin meydana gelmesinde<br />

duyarsz kalnmasdr. İster bilinçli ister bilinçsiz taksir, isterse de<br />

olas kast olsun, tüm bu kusurluluk hallerinde davranş iradidir.<br />

Aksi halde kusurdan değil, kaza veya tesadüften bahsedilebilir. Sonuç<br />

olarak ihmalin iradi olduğu hallerde; neticenin öngörülememesi söz<br />

konusu ise taksir, öngörülmesine rağmen istenmemesi söz konusu<br />

ise bilinçli taksir, öngörülüp duyarsz kalnmas söz konusu ise olas<br />

- 134 -


Onur YİĞİT<br />

kast, öngörülüp istenmesi söz konusu ise doğrudan kast söz konusu<br />

olabilecektir 57 .<br />

<br />

KAYNAKÇA<br />

Almena, F; La copla nella teoria generale del reato, Palermo, 1947.<br />

Artuk, Mehmet Emin/ Gökçen, Ahmet/ Yenidünya, Caner; Ceza<br />

Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2009.<br />

Bakc, Sedat; Ceza Hukuku Genel Hükümleri, Adalet Yaynevi,<br />

Ankara, 2007.<br />

Carrara; Programma di diritto criminale, parte generale, Lucca, 1871.<br />

Demirbaş, Timur; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yaynevi,<br />

Ankara, 2011.<br />

Erem, Faruk/ Danşman, Ahmet/ Artuk, Mehmet Emin; Ceza Hukuku<br />

Genel Hükümler, Seçkin Yaynevi, Ankara, 1997.<br />

Hakeri, Hakan; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Adalet Yaynevi,<br />

Ankara, 2011.<br />

İçel, Kayhan/ Evik, Hakan; Ceza Hukuku Genel Hükümler II,<br />

İstanbul, 2007.<br />

İçel, Kayhan; Ceza Hukukunda Taksirden Doğan Subjektif Sorumluluk,<br />

İstanbul, 1967.<br />

Kelsen, Hans; Nedensellik ve İsnadiyet, (Çev.Zeki Hafzoğullar)<br />

AÜHFD. C. XXXV. S. 1-4<br />

Koca, Mahmut/ Üzülmez, İlhan; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler,<br />

Seçkin Yaynevi, Ankara, 2010.<br />

Maggore; Diritto penale, I, Bologna, 1951.<br />

Manzn; Trattato di diritto penale italiano, Cilt I, Torino, 1961.<br />

Mezger; Strafrecht ( Diritto penale ), Padova, 1935 ( Çeviren, Filippo<br />

Mandalar).<br />

Mr Pug; Derecho penal parte general, 7. Bask, Barcelona, 2007.<br />

Özbek, Veli Özer; Türk Ceza Kanununun Anlam, Seçkin Yaynevi,<br />

Ankara, 2010.<br />

Özen, Mustafa; Ceza Hukukunda Taksir, Adalet Yaynevi, Ankara, 2011.<br />

57 Zafer, s. 237-238.<br />

- 135 -


Yargtay Kararlar Işğnda Bilinçli Taksir Kavram ve Unsurlar<br />

Özgenç, İzzet; Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Eğitim Dairesi Başkanlğ,<br />

Ankara, 2005.<br />

Özgenç, İzzet; Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara, 2008.<br />

Sabatn; Istituzioni di diritto penale, parte generale, Cilt I, Catania,<br />

1946.<br />

Taner, Tahir; Ceza Hukuku, İstanbul, 1953.<br />

Topaç, Tahir Hami; Türk Hukukunda Taksir, Adalet Yaynevi, Ankara,<br />

2013.<br />

Yaşar, Osman/ Gökcan, Hasan Tahsin/ Artuç, Mustafa; Türk Ceza<br />

Kanunu, Adalet Yaynevi, Ankara, 2010.<br />

Zafer, Hamide; Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta, İstanbul, 2011.<br />

- 136 -


SPOR - ŞİDDET İLİŞKİSİ, NEDENLERİ VE<br />

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ<br />

The Relation Between Sport and Violence,<br />

its Reasons and Solution Proposals<br />

İrfan SAZ<br />

Yargtay Cumhuriyet Savcs<br />

ÖZET<br />

Çağmzda spor, özellikle de futbol, bireyleri ve toplumu etkileyen sosyal bir<br />

faaliyet alandr. Şiddet ve sporda şiddet ise toplumun tümünün mücadele<br />

etmesini gerektiren sosyal bir sorun alandr.<br />

Sporla saldrganlğn ilişkisi bulunduğu gibi sporla şiddetin de ilişkisi<br />

bulunmaktadr. Sporda şiddetin kaynağnn belirlenmesi, sorunu anlama<br />

açsndan kolaylklar sağlayacaktr. Sporda şiddeti ortaya çkaran sosyolojik,<br />

psikolojik, ekonomik, kültürel, siyasal ve toplumsal birçok neden bulunmaktadr.<br />

Sporda şiddetin ortaya çkmasnda cinsiyet, spor seyircisi ve kitle iletişim<br />

araçlar önemli bir rol oynamaktadr. Bu sebeple cinsiyet, spor seyircisi ve<br />

kitle iletişim araçlarnn sporda şiddeti, özelliklede futbolda şiddeti nasl<br />

ortaya çkardklarn irdelemek, çözüm açsndan kolaylklar sağlayacaktr.<br />

Bununla beraber sporda şiddetin önlenmesine yönelik, ulusal ve uluslar aras<br />

hukuksal düzenlemeler yaplamştr. Bu düzenlemelerin bilinmesi, hukuk<br />

adna oraya konulanlar ile konulmas gerekenler açsndan da bir bakş açs<br />

kazandracaktr.<br />

Son olarak, sporda şiddet ile etkin mücadele etmek için en önemli psikolojik<br />

faktör olan kararllk duygusunun oluşturulmasna yönelik bakş açsnn<br />

yakalanmas ile işe başlanmal ve çok yönlü faaliyetler icra edilmelidir. Ancak<br />

bu şekilde başar elde etmek mümkün görünmektedir.<br />

Bu makalede, son yllarda giderek artan ve toplum kesimleri arasnda<br />

onarlamayacak ağr yaralar açmaya başlayan, sporda şiddet, özellikle de<br />

futbolda şiddetin ne olduğu, kaynağ, nedenleri, mücadele için getirilen yasal<br />

düzenlemeler ve çözüm önerileri üzerinde durulacak olup, makalenin bir<br />

nebze de olsa sorunu anlamaya ve çözüm üretmeye katk sağlamas ümit<br />

edilmektedir.<br />

Anahtar Kelimeler: Şiddet, Saldrganlk, Spor, Futbol, Cinsiyet, Seyirci,<br />

Kitle iletişim araçlar<br />

ABSTRACT<br />

In today’s world, sport especially football is a very important social activity<br />

field which affects individuals and society. Violence and violence in sport is a<br />

socially problematic field which all society should fight against.<br />

- 137 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

Identification of the source of the violence in sport helps us understand the<br />

problem. There are a number of sociological, physiological, economic, cultural,<br />

political and social reasons which give rise to violence in sport. Gender, sport<br />

supporters and mass media play an important role in occurrence of violence<br />

in sport. For this reason, elaboration on how gender, sport supporters and<br />

mass media cause violence in sport, especially in football makes it easy to find<br />

the solution of the problem. In addition, national and international legislative<br />

provisions have been enacted for prevention of violence in sport. Knowing<br />

these provisions offers us a perspective with regard to what has been put in<br />

place in legal field as well as to what has to be put in place.<br />

Finally, efforts should start to grasp the outlook for formation of the sense<br />

of determination, which is the most important physiological factor, in order<br />

to effectively fight against violence in sport. In addition, multi-dimensional<br />

activities should be carried out. This seems to be the sole way to attain the<br />

goal pursued.<br />

In this paper, we elaborate what the increasing violence in sport, especially<br />

in football, which started to have caused invincible wounds in fractions of<br />

society, refers to, its source, reasons, legal provisions adopted for fight against<br />

it and solution proposals. It is our hope that this paper would make a modest<br />

contribution to understanding the problem and finding it solution.<br />

Key Words: Violence, Aggression, Sport, Football, Gender, Supporters, Mass<br />

Media Tools<br />

GİRİŞ<br />

<br />

Kişilerin ve toplumun bir arada yaşamasn sağlayan genel kabul<br />

görmüş değerler vardr. Bu değerler geçmişten günümüze kadar sosyal,<br />

siyasal, toplumsal ve ekonomik birçok olayn etkisi ile oluşmuştur.<br />

Sevgi, sayg, vefa, hoşgörü, yardmseverlik, cömertlik gibi değerler<br />

bunlardan birkaç olarak saylabilir. Ancak bu değerin değişik sebeplerle<br />

bozulmaya başlamas ile birlikte toplumsal sorunlar artmaya başlar.<br />

İşte bu noktada bir ksm toplumsal sorunlar gibi şiddet de toplumun<br />

mücadele etmesini gerektiren sosyal bir sorun olarak karşmza çkar.<br />

Üzülerek söylemek gerekirse artk günümüz Türkiye’sinde şiddet ve<br />

türleri olan sporda şiddet, aile içi şiddet, kadnlara yönelik şiddet,<br />

sağlk çalşanlarna yönelik şiddet, gibi kavramlar sklkla konuşulur<br />

hale gelmiştir.<br />

Sporda şiddet, sporun doğumundan itibaren var olan bir sorun olmakla<br />

beraber, dünyann artk küçük bir köy haline geldiği çağmzda, çeşitli<br />

etkenlerin katksyla uluslar aras bir sorun haline gelmiştir. Bu<br />

durum da kişileri, toplumlar ve devletleri ortak çözüm arayşlarna<br />

yöneltmiştir.<br />

- 138 -


İrfan SAZ<br />

I. ŞİDDET İLE SALDIRGANLIK İLİŞKİSİ<br />

Başlarken, önce şiddet ve saldrganlk kavramlar ayn şeyi mi ifade<br />

etmektedir, aralarndaki ilişki nedir konusunu açklamak gerekir.<br />

Türk Dil Kurumu sözlüğünde şiddet; karşt görüşte olanlara kaba<br />

kuvvet kullanma, kaba güç, duygu veya davranşta aşrlk anlamlarna<br />

gelmektedir. Saldrganlk ise bireyin kendi düşünce ve davranşlarn<br />

dştaki direnmelere karş, zorla karşsndakine benimsetme çabas,<br />

saldrgan bir biçimde davranma anlamlarna gelmektedir. 1<br />

Dünya Sağlk Örgütü (World Health Organization) şiddeti; bireyin<br />

kendisine, başkasna, belirli bir topluluk veya gruba yönelik yaralama,<br />

ölüm, fiziksel ve duygusal zarar, baz gelişim bozukluklar veya<br />

yoksunluklar ile sonuçlanabilen, tehdit ya da fiziksel güç kullanma<br />

olarak tanmlamştr. 2<br />

Öğretide şiddet; bir hareketin bir kuvvetin veya gücün değerlendirilmesi,<br />

sert hareket etmek, sert davranmak, kaba kuvvete başvurmak şeklinde<br />

de tanmlanmştr. 3<br />

Saldrganlk ise “Bir yöne doğru hareket etmek” anlamna gelen latince<br />

kökenli bir sözcüktür. Bu sözcüğün kapsamnda kesin bir tavr alş,<br />

tepki verme ve yok etme anlamlar da vardr. 4 Birçok yazar tarafndan<br />

farkl tanmlansa da saldrganlk genelde başka bir kişiye zarar verme<br />

amacn güden davranşlar ifade eder. 5<br />

Şiddet ve saldrganlk canl ve cansz varlklara zarar vermeyi amaçlayan<br />

bir davranş türü olarak da tanmlanmştr. 6<br />

1 http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_gts&arama=gts&guid-28.06.2013 gün saat 19:30<br />

tarihli arama<br />

2 KRUG, EG, DAHLBERG, LL, MERCY, JA, ZWİ, BA, LOZANO, R. World Report on Violence and Health.<br />

Ceneva: World Health Organization; 2002. p. 3-21(Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve<br />

Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 79)<br />

3 ACET, M. (2001) Futbol Seyircisini Fanatik ve Saldrgan Olmaya Yönelten Sosyal Faktörler, Gazi<br />

Üniversitesi Sağlk Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dal, Yaynlanmamş Doktara<br />

Tezi, Ankara.( FUTBOL SEYİRCİSİNİ ŞİDDETE YÖNELTEN FAKTÖRLER Hakan Salim ÇAĞLAYAN- Arş.<br />

Gör., Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu İ. Bülent FİŞEKCİOĞLU,, Öğretim Üyesi,<br />

Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ,2003 ylnda S.Ü. Sağlk Bilimleri Enstitüsüne<br />

hazrlanan ve sunulan Yüksek Lisans tezinden aktarlarak sf-130)<br />

4 YILDIRIM,B. (1997) “Futbol Seyircisinin Sal drganlğ ile İlgili Bir Araştırma”, Yaynlanmamş Bitirme<br />

Çalşmas, Celal Bayar Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu, Manisa.( PROFESYONEL<br />

FUTBOL TAKIMLARININ SALDIRGANLIK DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Yakup Akif AFYON,<br />

Hüseyin ÖZKAN, Süleyman Murat YILDIZ Doğu Anadolu Bölgesi yaynlar s.f.164 nolu çalşmalarndan<br />

aktarlarak)<br />

5 AFYON, Yakup Akif; ÖZKAN, Hüseyin; YILDIZ, Süleyman Murat; PROFESYONEL FUTBOL TAKIMLARININ<br />

SALDIRGANLIK DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Doğu Anadolu Bölgesi yaynlar-2005 s.f.164<br />

6 GÜLTEKİN, O, DOĞAN, M, DOĞAN, A, EYLEN, B. (2000), “Futbol Sahalarnda Şiddet ve Emniyet<br />

Güçlerinin Tutumu Üzerine Bir Araştırma”, 21. Yüzylda Polisin Eğitimi Sempozyumu, Emniyet Genel<br />

Müdürlüğü, Ankara, s.751. (Polislerin Spor Müsabakalarndaki Saldrgan Seyirciye Müdahalesi<br />

- 139 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

Şiddet ve saldrganlk farkl birer olgu gibi değerlendirilse de, çalşmalar<br />

incelendiğinde, şiddet ve saldrganlğn birbirinden tamamen bağmsz<br />

kavramlar olmadğ görülür. Şiddet, insanda doğal olarak var olduğu<br />

kabul edilen saldrganlk eğiliminin bireysel ya da toplumsal boyutta,<br />

ancak diğerine zarar verecek biçimde dşa vurulmas, diğer bir<br />

deyişle saldrganlğn insan iradesini hiçe sayan en ileri boyutu olarak<br />

tanmlanr. 7<br />

Kanaatimce; şiddet ile saldrganlk kavramlar biri birini tamamlayan<br />

çok yakn kavramlar olup, saldrganlk eyleminin dş dünyada ağr<br />

sonuçlar doğuran, şahsa ve topluma zarar veren yönünün şiddet olarak<br />

tanmlanmasnn doğru olacağ düşüncesindeyim.<br />

II. ŞİDDET İLE SPOR İLİŞKİSİ<br />

Türk Dil Kurumu sözlüğünde spor, bedeni veya zihni geliştirmek<br />

amacyla kişisel veya toplu olarak gerçekleştirilen, baz kurallara göre<br />

uygulanan hareketlerin tümü olarak ifade edilmektedir. 8<br />

Spor ile şiddetin ilişkisine gelince; aslnda spor ile şiddetin yakn<br />

akraba olduğu belirtilmiştir. 9 Çünkü bilindiği gibi spor şiddeti içinde<br />

barndran bir oyundur.<br />

Sporda amaç, doğal ve evrensel olan saldrganlk içgüdüsünü yüceltmek,<br />

daha güçlüye, hzlya, yükseğe ulaşmak için savaşmaktr. 10<br />

Spor; mücadeleci saldrgan bir oyun olmakla birlikte, her<br />

saldrganlk şiddet kabul edilecek midir Oyun kurallar içerisindeki<br />

her hareketi(saldrganlğ) şiddet olarak kabul etmek mümkün<br />

görünmemektedir. Bu sebeple oyun alanndaki kurall sert temaslar,<br />

şiddet unsuru olarak göstermek terminolojik bir hata olarak kabul<br />

edilmiştir. 11<br />

A.Pulur-İ.Kaynak’tan aktarlan sf-244)<br />

7 AYAN, S. Aile İçinde Şiddete Uğrayan Çocuklarn Saldrganlk Eğilimleri. Anadolu Psikiyatri Dergisi<br />

2007; 8(3): 206-14(Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf<br />

79); Ayn yönde görüş için, BUDAK S. Psikoloji Sözlüğü. 1. bask, Ankara:Bilim ve Sanat Yaynlar; 2000.<br />

p.716. 4- İkizler, C.“Sporda Başarnn Psikolojisi.” (Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet<br />

Derlemesinden aktarlarak sf 79)<br />

8 http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_gts&arama=gts&guid-28.06.2013 gün saat 20:30<br />

tarihli arama<br />

9 GÜLTEKİN, O, DOĞAN, M, DOĞAN, A, EYLEN, B. (2000), Futbol Sahalarnda Şiddet Ve Emniyet<br />

Güçlerinin Tutumu Üzerine Bir Araştırma. 21.Yüzylda Polisin Eğitimi Sempozyumu Bildiriler Kitab.<br />

14-15 Kasm. Ankara: Biga Basm Yaym, 25-27. (Türkiye Kickboks Federasyonu Spor Bilimleri Dergisi<br />

Volume: 3, Say:2, Temmuz, 2010 FUTBOLDA ŞİDDET VE YASAL KARŞI TEDBİRLER Dr. İ. Bülent<br />

Fişekçioğlu., Dr. Selçuk Özdağ., Dr. Savaş Duman, Ahmet Atalay isimli eserden aktarlan)<br />

10 KÖKNEL, Özcan Prf. Dr. Bireysel ve toplumsal şiddet, sh.233, , Altın Kitaplar, 2.basm İst.,2000<br />

11 SCOTT JP. Aggression. Chicago: University of Chicago Pres;1958. p.120.7. Köknel Ö. Bireysel ve<br />

toplumsal şiddet(Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 80)<br />

- 140 -


İrfan SAZ<br />

Sporda şiddet, saldrganlğn en ileri boyutu olan davranşn dş<br />

dünyadaki yansmasnda kendini göstermektedir. Bu davranş özellikle<br />

bireysel mücadele sporlarnda kasti tekme atma, yumruk atma, kavga<br />

etme, küfür etme, spor aletini atma gibi rakip oyuncuya yönelik<br />

olabileceği gibi hakeme, antrenöre, kendi takm arkadaşna, federasyona<br />

ve seyirciye yönelik olarak da kendini göstermektedir. Yine sporda<br />

şiddet saha içinde olduğu kadar ve hatta daha büyük oranda saha<br />

dşnda da yaşanmakta, özellikle taraftarlarn sebep olduğu ölümle<br />

sonuçlanan büyük şiddet olaylarna rastlanlmaktadr.<br />

III. SPORDA ŞİDDETİN KAYNAĞI<br />

Sporda şiddetin kaynağ konusunda değişik görüşler ileri sürülmüştür.<br />

Bir görüşe göre “İlk insanlar beslenmek, vahşi hayvan saldrlarndan<br />

korunmak, yaşamn sürdürmek için avclk yapmaya başladklarnda;<br />

avclk, önemli bir uğraş ve bir spor dal olarak ortaya çkmş ve<br />

diğer spor dallarnn da kaynağ olmuştur. Bu nedenle tüm spor<br />

dallarnn kaynağnda insann kendisiyle ve başkalaryla mücadelesi<br />

yer alr.” denilmektedir. 12<br />

Bir görüşe göre ise “Toplumlarn hzl değişim zamanlarnda ortaya<br />

çkan ve giderek kuralszlğa dönüşen bireysel ve toplumsal kargaşa<br />

durumu, saldrgan davranşlarn ve şiddet eylemlerinin kaynağ<br />

olmuştur.” 13<br />

Diğer bir görüşe göre ise “Futbolda şiddetin en önemli kaynağ,<br />

iyi takm-kötü sonuç çelişkisidir. Bireyin benlik tanmnda takm<br />

sembollerinin yeri arttkça bu çelişki büyüyecektir. Çelişkinin<br />

büyümesi basky arttracağndan birey, bu çelişkiyi çözebilmek<br />

için uygun yükleme kaynaklarna yönelecektir.” denilmiştir. 14<br />

Kanaatimce, sporda özellikle de futbolda şiddetin kaynağ insan<br />

benliğidir. İnsann doğasnda birçok duygu gibi şiddet duygusu da var<br />

olmakla birlikte, spor müsabakasndan beklenen sonucunun insan<br />

benliğindeki önem ve derecesine göre şiddete kaynaklk edebilecektir.<br />

IV. SPORDA ŞİDDETİ ORTAYA ÇIKARAN NEDENLER<br />

12 KÖKNEL, Özcan. Bireysel ve toplumsal şiddet, Altın Kitaplar, 1.basm İst.,1996-p-235-6 ((Dr. Elif<br />

KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 80)<br />

13 AŞKAR Tuğrul NTV-MSNBC- http://www.frmtr.com/fair-play-kulubu-odasi/1403113-futboldaşiddetin<br />

nedenleri html 29.06.2013 gün saat 20:40 tarihli arama.<br />

14 KARAGÖZOĞLU,C. AY, S.M. (1997). Futbol Seyircisinde Saldrganlk Eğilimleri İstanbul Örneği.<br />

1.Uluslararas Spor Psikolojisi Sempozyumu Bildiriler Kitab. 23-24 Haziran.İstanbul: Alfa Yaynlar,<br />

165-173.(Türkiye Kickboks Federasyonu Spor Bilimleri Dergisi Volume: 3, Say:2, Temmuz, 2010<br />

FUTBOLDA ŞİDDET VE YASAL KARŞI TEDBİRLER Dr. İ. Bülent Fişekçioğlu., Dr. Selçuk Özdağ., Dr. Savaş<br />

Duman, Ahmet Atalay isimli eserden aktarlan sf-14)<br />

- 141 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

Sporda şiddeti ortaya çkaran sosyolojik, psikolojik, ekonomik, kültürel,<br />

siyasal ve toplumsal birçok neden bulunmaktadr.<br />

Genel kabul görmüş şekli ile şiddeti ortaya çkartan nedenler; cinsiyet,<br />

spor seyircisi, futbolcular, hakemler, kulüp yöneticileri, antrenörler,<br />

güvenlik güçleri, federasyon yetkilileri ve kitle iletişim araçlar<br />

saylabileceği gibi, psiko-sosyolojik açdan, kitle psikolojisi, benlik<br />

sunumu, kimlik yitimi, engellenilme duygusu gibi sebepler de şiddet<br />

ortaya çkarabilmektedir.<br />

Bu çalşmada şiddeti ortaya çkaran, cinsiyet, spor seyircisi ve kitle<br />

iletişim araçlar ele alnmş, yeri geldiği ölçüde diğerlerine de ksmen<br />

değinilmiştir.<br />

A. Cinsiyet Açsndan Şiddeti Ortaya Çkaran Nedenler<br />

Sporda şiddet kullanmnn, özünde erkek kimliğini tanmladğ ve<br />

kültürel bir olguya (ataerkil yap) bağlanarak toplumdan güç aldğ,<br />

futbol temelli şiddetin, erkeklik göstergesi olduğu savunulmuştur. 15<br />

Diğer bir görüşe göre ise “Futbol kazanma hrsn sonuna kadar<br />

gözlemleye bileceğimiz bir erkek oyunudur” denilmektedir. 16 Benzer<br />

bir başka görüşe göre de “Spor, erkekliğin etkin, saldrgan, rekabetçi,<br />

güçlü, meydan okuyucu, cesaretli vb. olduğunu yeniden olumlayarak<br />

erkeklik mitlerini yeniden-üreten bir biçimdir. Sporda erkekler,<br />

rekabet ederek çabalayarak ve başarl olmaya çalşarak kendi<br />

erkeksi kimliklerini onaylamaya çalşrlar. Spor alan erkeksi<br />

göndermelerle tanmlanan bir alandr.” denilmiştir. 17<br />

Gerçekten spor içinde sertlik barndran bir oyundur ve erkekler<br />

yaratlşlar gereği saldrganlğa daha eğilimlidirler. Bu alandaki<br />

literatür incelendiğinde erkek sporcularn bayanlardan, profesyonel<br />

futbolcularn amatörlerden, deneyimli sporcularn gençlerden daha<br />

saldrgan eğilim sergiledikleri anlaşlmştr. 18<br />

15 DUNNİNG, E. Figurational contributions to the sociological study of sport. In: Maguire J & Young K,<br />

eds. Theory, Sport and Society,JAI Elsevier Science Ltd; 2002. p. 239-66. (Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye<br />

Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 80)<br />

16 BALDIK,Ö. (2002) Futbolun Kuşatıclğ Altında, Zafer Dergisi, Ekim 2002,Sayfa:310.EKONOMİK.<br />

( FUTBOL SEYİRCİSİNİ ŞİDDETE YÖNELTEN FAKTÖRLER Hakan Salim ÇAĞLAYAN- Arş. Gör., Selçuk<br />

Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokuluİ. Bülent FİŞEKCİOĞLU,, Öğretim Üyesi, Selçuk<br />

Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ,2003 ylnda S.Ü. Sağlk Bilimleri Enstitüsüne<br />

hazrlanan ve sunulan Yüksek Lisans tezinden aktarlarak sf-130)<br />

17 CLARKE A, CLARKE, J. (1982) Highlights and action replays: Ideology, sport and media. İçinde: J.<br />

Hargreaves (ed.). Sport, culture and deology. London: Routledge&Kegan Paul.(Çoban Barş, Yrd.<br />

Doç. Dr., İstanbul Aydn Üniversitesi İletişim Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tantım Bölümü-Futbol ve<br />

Toplumsal Muhalefet İletişim kuram ve araştırma dergisindeki makalesinden aktarlarak Say 26 Kş-<br />

Bahar 2008, s.71)<br />

18 AFYON, Yakup Akif; ÖZKAN, Hüseyin; YILDIZ, Süleyman Murat; PROFESYONEL FUTBOL TAKIMLARININ<br />

SALDIRGANLIK DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Doğu Anadolu Bölgesi yaynlar-2005 s.f.166<br />

- 142 -


İrfan SAZ<br />

Saldrgan davranşlar öğrenilebilen davranşlar olduğundan<br />

toplumlardaki değerler itibariyle erkekler dşa dönük saldrganlğn<br />

temsilcisi konumundadr. Buna“çarptlmş erkeklik” anlayş da<br />

denilmektedir. 19<br />

Bu sebeplerle, erkeklerin kadnlara oranla sporda şiddeti daha çok<br />

kullandklar, diğer bir ifade ile erkek bireylerde dşa dönük şiddetin<br />

daha çok görüldüğü söylenebilecektir.<br />

B. Spor Seyircisi Açsndan Şiddeti Ortaya Çkaran Nedenler<br />

Türk Dil Kurumu sözlüğünde seyirci; “Bir olay gören, izleyen kimse,<br />

izlemek, eğlenmek için bakan kimse “olarak tanmlanmştr. 20<br />

Spor seyircisi ise “ Bir spor olayn yerinde canl ya da film ve ya<br />

televizyon gibi görsel medya yoluyla seyreden her hangi bir kişi<br />

olarak tanmlanmştr.” 21<br />

Futbol literatürü incelendiğinde ise seyirci, fanatik, taraftar, holigan<br />

terimlerinin skça kullanldğ görülmektedir. Bir spor faaliyetini<br />

doğrudan ya da televizyon gibi medya araclğyla izleyen kişiye seyirci 22 ;<br />

tuttuğu takma aşr derecede tutkuyla bağlanmş olan kişiye fanatik<br />

denilmektedir. 23<br />

Takmna bağl olan, onu ya da sporcularn takip eden, onlara olumlu<br />

duygular besleyen, onlar destekleyen ve futbolla ilgili arzularn bu<br />

şekilde karşlayan kişiye taraftar denilmektedir. 24 Taraftarlar üzerinde<br />

yaplan hemen tüm araştrmalar da bizlere iki tip taraftar profili<br />

olduğunu göstermektedir. Buna göre taraftarlar; “tüketici taraftarlar”<br />

ve “aktivist taraftarlar” olmak üzere iki tiptir. Tüketici taraftarlarn<br />

şiddete yönelik herhangi bir olaya katlmadklar kantlanmştr. Aktivist<br />

19 HASIRCI, Seyhan Prf. Dr. TFF’in aylk Futbol Dergisi Tam Saha Mays 2012<br />

20 http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_gts&arama=gts&guid, 30.06.2013 gün saat 12:00<br />

tarihli arama<br />

21 GUTTMAN, A. Sport spectators. New York: Colombia University Press; 1986. p. 14. (Dr. Elif<br />

KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 82)<br />

22 ARSLANOĞLU, Kaan, Futbolun Psikiyatrisi, İthaki Yaynlar, İstanbul, 2005, s.309. (FUTBOL DERNEKLERİNE<br />

ÜYE OLAN TARAFTARLARIN ŞİDDET VE HOLİGANİZM EĞİLİMLERİNİN BELİRLENMESİ:KAYSERİ<br />

ÖRNEĞİ’NDEN AKTARILARAK;Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇER- Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi,<br />

Gazetecilik Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Say: 32 Yl:2012/1 sf-113)<br />

23 KORUÇ, Ziya, BAYAR, Perican ve ARSLAN, Feyzullah “Türkiye’de Futbol Fanatikleri: Sosyal Kimlik<br />

ve Şiddet”, Türkiye Futbol adamlar Derneği Ankara Şubesi ve Spor Toto Genel Müdürlüğü Futbol<br />

Müsabakalarnda Terörün Nedenleri ve Önleme Yollar Bilimsel Araştırma Yarşmas, Ankara, 2004,<br />

s.6. . (FUTBOL DERNEKLERİNE ÜYE OLAN TARAFTARLARIN ŞİDDET VE HOLİGANİZM EĞİLİMLERİNİN<br />

BELİRLENMESİ:KAYSERİ ÖRNEĞİ’NDEN AKTARILARAK;Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇER- Erciyes Üniversitesi<br />

İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Say: 32 Yl:2012/1 sf-113)<br />

24 ARSLANOĞLU, Kaan, Futbolun Psikiyatrisi, İthaki Yaynlar, İstanbul, 2005, s.309. (FUTBOL DERNEKLERİNE<br />

ÜYE OLAN TARAFTARLARIN ŞİDDET VE HOLİGANİZM EĞİLİMLERİNİN BELİRLENMESİ:KAYSERİ<br />

ÖRNEĞİ’NDEN AKTARILARAK;Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇER- Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi,<br />

Gazetecilik Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Say: 32 Yl:2012/1 sf-113)<br />

- 143 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

taraftar ise takmn ya da futbol oyununun bir parças olduğunu iddia<br />

eder ve buna inanr. Takmlar için yapamayacaklar hiçbir şey yok<br />

gibidir. Problemli olan bu grup, şiddet eğilimli olup sorun oluşturan<br />

gruptur. 25<br />

Sporda(futbolda) şiddetin önemli bir boyutu olan holiganizm hakknda,<br />

ayrca açklama yapmak yerinde olacaktr.<br />

Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde holigan; özellikle futbolda fanatizmi<br />

besleyen, aşr davranşlarda bulunan ve çevreye zarar vermeye meyilli<br />

taraftar; fanatizm ise; bağnazlk, körü körüne inanç olarak ifade<br />

edilmiştir. 26<br />

Holiganizm davranş içinde bulunanlar, genellikle takmna ölesiye bağl<br />

olan, ayn zamanda, ykc ve şiddet içeren davranşlarda (vandalizm)<br />

bulunan fanatiklerdir. Bu tip davranşlarda bulunan kişilere ise holigan<br />

ad verilmektedir. 27<br />

Holigan; taraftarlğ şiddet boyutuna vardran, çevreye zarar veren<br />

ve azgnca davranşlarda bulunan kimse olarak da tanmlanmştr. 28<br />

Futbol holigan olmay belirleyen temel eksenin şiddet olduğu ileri<br />

sürülmüştür. 29<br />

Futbol derneklerine üye olan taraftarlarn şiddet ve holiganizm<br />

eğilimlerinin belirlenmesine yönelik bir araştrmaya göre, taraftarlarn<br />

gazetelerde daha çok, hakaret, kşkrtc nitelikte olup şiddet ve<br />

saldrganlk içeren haberleri ve yorumlar takip etkileri; hakemin verdiği<br />

yanlş kararlardan, spor medyasndaki haberler ve yorumlardan ve<br />

futbol federasyonunun aldğ kararlardan olumsuz olarak etkilendikleri<br />

ve genel olarak şiddet ve holiganizm eğilimlerinin yüksek olduğu<br />

görülmektedir. 30<br />

25 HASIRCI, Seyhan Prf. Dr. TFF’in aylk Futbol Dergisi Tam Saha Mays 2012<br />

26 http://www.tdk.gov.tr/index.phpoption=com_gts&arama=gts&guid, 30.06.2013 gün saat 21:00<br />

tarihli arama<br />

27 TOROS,Turhan, KORUÇ, Ziya, “Futbol Müsabakalarnda Terörün Nedenleri ve Önleme Olanaklar”, Türkiye<br />

Futbol adamlar Derneği Ankara Şubesi ve Spor Toto Genel Müdürlüğü Futbol Müsabakalarnda Terörün<br />

Nedenleri ve Önleme Yollar bilimsel Araştırma Yarşmas, Ankara, 2004, s.70(FUTBOL DERNEKLERİNE<br />

ÜYE OLAN TARAFTARLARIN ŞİDDET VE HOLİGANİZM EĞİLİMLERİNİN BELİRLENMESİ:KAYSERİ<br />

ÖRNEĞİ’NDEN AKTARILARAK;Yrd. Doç. Dr. Mustafa KOÇER- Erciyes Üniversitesi İletişim Fakültesi,<br />

Gazetecilik Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Say: 32 Yl:2012/1 sf-113)<br />

28 SAHİN, HM. Sporda şiddet ve saldrganlk.1.Bask. Ankara: Nobel Yayn Dağtım; 2003.p.49-68-72. 80-<br />

5. (Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 82)<br />

29 KAYAOĞLU, AG. Futbolda Seyirci Şiddeti: Sosyal Psikolojinin Katklar ve Snrllklar. Türk Psikoloji<br />

Yazlar 2004;7 (13):79-101. (Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden<br />

aktarlarak sf 82)<br />

30 KOÇER, Mustafa, Yrd. Doç. Dr. FUTBOL DERNEKLERİNE ÜYE OLAN TARAFTARLARIN ŞİDDET VE<br />

HOLİGANİZM EĞİLİMLERİNİN BELİRLENMESİ:KAYSERİ ÖRNEĞİ’NDEN AKTARILARAK; Erciyes Üniversitesi<br />

İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Say: 32 Yl:2012/1 sf-111<br />

- 144 -


İrfan SAZ<br />

Holiganizmle ilgi tarihte çok ac örnekler mevcuttur. 17.11.1984<br />

tarihinde Kolombiya’da, Pascal Guerrero Stad’nda, Kolombiya-<br />

Amerika maç sonunda çkan olaylarda 24 kişi ölmüştür. Yine 1985<br />

ylnda Belçika’nn Heysel stadnda oynanan Liverpool-Juventus<br />

maç esnasnda sarhoş İngiliz holiganlarn çkardğ olaylarda 39 kişi<br />

hayatn kaybetmiştir. Türkiye’de de buna benzer olaylar yaşanmştr.<br />

Bu olaylarn en üzücü ve dikkat çekeni 17.9.1967 tarihinde oynanan<br />

Kayserispor-Sivasspor maçdr. Resmi kaytlara göre bu müsabaka<br />

esnasnda 40 kişi ölmüş, 300 kişi yaralanmştr. 31 Bu ac örnekler<br />

göstermektedir ki sporda özellikle de futbolda şiddeti ortaya çkartan<br />

en önemli aktörlerlerden birisi holigan taraftarlardr.<br />

Bu sebeple de fanatizm ve buna bağl holiganizm konusu, kanaatime<br />

göre sorunun çözümü açsndan en kilit noktay oluşturmaktadr.<br />

Spor seyircisini şiddete iten değişik sebepler bulunmaktadr.<br />

Seyirci şiddetinin nedenleri arasnda; sosyo-ekonomik, politik, coğrafi<br />

ya da medya gibi öğeleri içine alan sosyo-kültürel etkenlerin yan sra,<br />

grupla veya takmla özdeşleşme, kimlik yitimi, insanlktan çkarma<br />

(De Humanization) mekanizmalar da yer almaktadr. Saha için de;<br />

sporun tarz, skor, oyuncu ya da koçlarn model alnmas ve oyunun<br />

kurallar saha dşn da ise; alkol, yoğunluk, engellenme, model alma<br />

gibi etkenler katk yapmaktadr.<br />

Futbol seyircilerinin saldrgan olmasnda aile, eğitim, arkadaş grubu<br />

(birincil gruplar), referans grubu (üyesi olmadğ ancak üye olmak<br />

istediği grup veya oluşum), sosyal tabakalar (toplumdaki hiyerarşik<br />

yap), kültür ve alt kültür gibi birçok etken rol oynamaktadr. 32<br />

Psikolojik yönden spor ortamlarndaki şiddete, saldrganlk dürtüsünü<br />

bastramayan, denetleyemeyen, amaç ve beklentilerine ulaşamayan,<br />

yeterince sosyalleşmemiş, benlik, kimlik, kişilik bakmdan bunalm<br />

içerisin de olan ve takmlar ile özdeşleşen gençlerin yol açtğ<br />

bildirilmiştir 33<br />

Burada spor seyircisini şiddete iten sosyal bir neden olan alkollü olarak<br />

maça gitme ve şiddet arasndaki ilişkiye dikkat çekmek gerekmektedir.<br />

Gerçekten spor seyircisini şiddete iten önemli sebeplerden bir tanesi<br />

31 KOÇER, Mustafa, Yrd. Doç. Dr. Ayn eser ,sf-114-115<br />

32 ÇAĞLAYAN, Hakan Salim, Arş. Gör., Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,<br />

FİŞEKCİOĞLU, Bülent; Öğretim Üyesi, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ,FUTBOL<br />

SEYİRCİSİNİ ŞİDDETE YÖNELTEN FAKTÖRLER 2003 ylnda S.Ü. Sağlk Bilimleri Enstitüsüne hazrlanan<br />

ve sunulan Yüksek Lisans tezi, sf-134<br />

33 YETİM, A.Sosyoloji ve Spor. 3. Bask. İstanbul:Morpa Kültür Yaynlar; 2005. 210-7.15. Kuru E. Sporda<br />

Psikoloji.1. Bask. Ankara (Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden<br />

aktarlarak sf 82)<br />

- 145 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

alkoldür. Üç büyük kulüp olan Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş<br />

taraftarlarnn sosyal kimlikleri ve şiddete bakş açlar konusunda<br />

yaplan araştrma sonuçlar ilgi çekicidir. Yaplan araştrma sonucuna<br />

göre “Yaplan araştrmada; maç günü taraftarn %28,3’nün düzenli<br />

olarak alkol kullandğ, maça gelen taraftarlarn alkol kullanma<br />

durumlarna bakldğnda ise taraftarlarn %45’inin maç günü alkol<br />

kullandklar, kadn taraftarlarn % 24.9 olduğu gözetildiğinde erkek<br />

taraftar bakmndan bu orann daha da büyüdüğü, iyi taraftarlarn<br />

takm uğruna her şeyi göze alabilmesi gerektiğini, şiddetin başlca<br />

sorumlusu olarak holigan, kulüp yöneticileri ve medyay gördükleri,<br />

sahaya aile ile gidilmesinin güvenlik acsndan tehdit oluşturacağ<br />

görüşünü taşdklar saptanmştr.” 34<br />

Sonuç olarak, spor seyircisi açsndan sporda şiddet, saha içi ve saha<br />

dş birçok faktörün etkisi ile psikololojik açdan kendisini yeterince<br />

geliştirememiş, kişiliğini tam anlamyla bulamamş seyircilerde,<br />

fanatizm duygusunun etkisiyle birlikte dşa dönük şiddette dönüşerek<br />

holiganizm boyutuna ulaşmakta ve toplumu tehdit etmektedir.<br />

C. Kitle İletişim Araçlar (Medya) Açsndan Şiddeti Ortaya Çkaran<br />

Nedenler<br />

Kitle iletişim araçlar “Teknolojik gücün simgesi haline gelen ve<br />

geniş halk kitlelerini haberleşme ağyla birbirine bağlayan araçlar”<br />

olarak tanmlanmştr. 35 İletişimin baz tekniklerle, belirli bir teknoloji<br />

uygulanarak çoğaltlp, güçlendirilerek, çok sayda kişiyi etkileyecek<br />

biçime getirilmesine kitle iletişimi, bu iş için kullanlan araçlara da<br />

kitle iletişim araçlar veya medya da denilmektedir 36<br />

Günümüzde medya, haberleri topluma ulaştrmada ve toplumu<br />

etkilemede çok önemli bir güç haline gelmiştir. Kitle iletişim araçlar;<br />

internet, televizyon, radyo, sinema, gazete, dergi, kitap olarak<br />

saylmaktadr.<br />

Spor, büyük oranda kitle iletişim araçlarnn en önemlisi olan televizyon<br />

34 TÜRKSOY, Ayşe, ÇİÇEK, Maksut; İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Bayansalduz<br />

Mehmet Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü;- Üç büyük kulüp taraftarlarnn sosyal kimlikleri ve<br />

şiddete bakş açlar İ.Ü. Spor Bilim Dergisi sf-94-98<br />

35 ADIGÜZEL, M. (1999). Sporun Kitlelere Yaygnlaştırlmasnda Televizyonun Rolü Ve Bölgesel<br />

Televizyonlarn Spor Yayn Politikalarnn Bölge Halk Tarafından Değerlendirilmesi.Yüksek Lisans Tezi,<br />

Marmara Üniversitesi Sağlk Bilimleri Enstitüsü,İstanbul. (Türkiye Kickboks Federasyonu Spor Bilimleri<br />

Dergisi Volume: 3, Say:2, Temmuz, 2010 FUTBOLDA ŞİDDET VE YASAL KARŞI TEDBİRLER Dr. İ. Bülent<br />

Fişekçioğlu., Dr. Selçuk Özdağ., Dr. Savaş Duman, Ahmet Atalay isimli eserden aktarlan sf-15)<br />

36 YETİM, A. (2000). Sosyoloji ve Spor (1. Bask). Ankara, Topkar Matbaaclk. (Türkiye Kickboks<br />

Federasyonu Spor Bilimleri Dergisi Volume: 3, Say:2, Temmuz, 2010 FUTBOLDA ŞİDDET VE YASAL<br />

KARŞI TEDBİRLER, Dr. İ. Bülent Fişekçioğlu., Dr. Selçuk Özdağ. Dr. Savaş Duman, Ahmet Atalay isimli<br />

eserden aktarlan sf-15)<br />

- 146 -


İrfan SAZ<br />

ağ ile dünyada yaygn hale gelmiş ve ticarileşmiştir. 37<br />

Çağmzda profesyonel futbol, pazarlanabilir bir ürün haline gelmiş<br />

ve ticarileşmiştir. Bu sebeple futbol kulüpleri veya profesyonel futbol<br />

takm sahipleri, pazardan fazla pay almak için kulüp taraftarlğn<br />

teşvik edecek tavr ve tutumlar içine girmişlerdir. 38<br />

Şiddet öğrenilen bir sosyal davranştr. 39 Sosyal Öğrenme Kuram’na<br />

göre büyük ölçüde çevre tarafndan üretilir. Diğer sosyal davranş<br />

biçimleri gibi, öğrenme süreçleri yoluyla kazanlr. 40 Bu sebeplerle kitle<br />

iletişim araçlar vastasyla, şiddete teşvik sonucunda şiddet öğrenilip<br />

uygulanabilmektedir.<br />

Yeni futbol ekonomisinde gelirin paylaşm ve nüfuz alannn daha<br />

da arttrlabilmesinin yolu, medya araclğyla daha büyük kitlelere<br />

ulaşmaktan geçmektedir. Bu amaca ulaşmada kullanlan yöntem<br />

ise ilginin her zaman en üst seviyede olmasn sağlayacak, reyting<br />

mücadelesinden geçmektedir. Bu amaçla, televizyonlarda spor<br />

programlar, basnda köşe yazlar ve futbol haberleri, her zaman rutin<br />

olmayan şeyleri ön plana çkartarak; bir yandan bu tür olaylarn önüne<br />

geçilmesi şeklinde göstermelik bir popülist yaklaşm sergilerken; diğer<br />

yandan da taraftarn; futbolcu, yönetici, federasyon ve hakemle karş<br />

karşya gelmesini sağlayacak ve daima ateşi yüksek tutacak, yorum ve<br />

haberlerle, konuyu sürekli tekrarlayarak, scak tutmaya çalşr. “Yaplan<br />

maç eleştirilerinin ve yorumlarnn genellikle tribündeki taraftarn<br />

bakş açsndan, özellikle kullanlan dil bağlamnda yaplmas”<br />

futbolda atmosferin giderek daha da arttrlmasna yol açmaktadr. 41<br />

Yine tiraj için futbol yazarlarnn köşelerinde ve futbol manşetlerinde<br />

insanlarn örf, adet, gelenek ve değerlerine, rk veya toplumun aleyhine,<br />

o toplumun değerlerine ters düşen yaz, yorum ve başlklar şiddet<br />

fanatizmin sosyolojik boyutunu ortaya çkarmaktadr. Yine ayn açdan<br />

bakldğnda futbol yazarlarnn köşelerinde ve futbol manşetlerinde<br />

37 MAQUIRE, J. Power and global sport, zones of prestige, Emulation and Resistance. London: Routladge;<br />

2005. p.198. (Dr. Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 82)<br />

38 ACET, M. (2001). Futbol Seyircisini Fanatik ve Saldrgan olmaya Yönelten Sosyal Faktörler, Gazi<br />

Üniversitesi Sağlk Bilimleri Enstitüsü Beden Eğitimi Ve Spor Anabilim Dal, Yaymlanmamş Doktora<br />

Tezi, Ankara. (Üç büyük kulüp taraftarlarnn sosyal kimlikleri ve şiddete bakş açlar Ayşe Türksoy,<br />

Maksut Çicek, İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Mehmet Bayansalduz Gençlik<br />

ve Spor Genel Müdürlüğü;-İ.Ü. Spor Bilim Dergisinden aktarlarak sf-94)<br />

39 FROMM, E. Sevgi ve şiddetin kaynağ. 2.Bask,Selçuk B, çev. Ankara: Öteki Yaynlar; 1994.p.24-6. (Dr.<br />

Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 81)<br />

40 BANDURA, A. Social learning Theory of Agression, Journal of Communication 1978;28 (3): 12-29. (Dr.<br />

Elif KARAGÜN’ün Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesinden aktarlarak sf 81)<br />

41 SERT, Mahmut, Gol Atan Galip-Futbola Sosyolojik Bir Bakş, Sh. 132-133, Bağlam yaynlar,<br />

İst.,2000(Aşkar Tuğrul NTV-MSNBC- http://www.frmtr.com/fair-play-kulubu-odasi/1403113-<br />

futbolda-siddetin-nedenleri.html den aktarlarak-30.06.2013 gün saat 13:00 tarihli arama)<br />

- 147 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

bütünüyle fanatizm psikolojisi içerisinde bulunan insanlarn tuttuğu<br />

takm aleyhinde, rakip takm destekler nitelikte, hakemler, futbolcular,<br />

teknik direktörler ve kulüp yöneticileri aleyhinde, bu insanlarn ruh<br />

hallerini olumsuz etkileyecek yazlar yazdklar takdirde yine bu insanlar<br />

olumsuz olarak etkilenmekteler ve fanatizme yönlenmektedirler. Bu<br />

da futbolda fanatizmin psikolojik boyutunu ortaya çkarmaktadr. 42<br />

Spor gazetelerinin başlklarnda militarist ve şiddet içerikle başlklarla<br />

ilgili bir araştrmada; “Fanatik, Fotogol, Fotospor ve Pas Fotomaç”<br />

gazetelerinin haber ve köşe yazarlarnn başlklarnda 1.6.2008 ile<br />

31.5.2009 tarihleri arasndaki dönemde 576 kez şiddet içerikli haber<br />

baylklarnn kullanldğ saptanmştr. Taranan kelimeler içinde en<br />

fazla “savaş” ve “kavga” kelimelerinin geçtiği belirlenmiştir. Gazetelerin<br />

editörleri, anlaşmazlklar “kavga”, müsabakalar “kapşma”, golü<br />

“kurşun”, galibiyeti “imha” olarak nitelemiştir. 43<br />

Öte yandan karşlaşmalarda, milli marşlar, bayraklar, devlet<br />

başkanlarnn hazr bulunuşu gibi ulusal simgelerden güç alnarak, bir<br />

savaş olacakmş gibi “hücum”, “savunma”, “zafer”, “savaşan askerler”,<br />

“ kalelerini savunan kahramanlar”, “rakibe gol yağdran vurucu<br />

timler” gibi bir dil kullanlmaktadr. Bu şekilde spor müsabakalarnn<br />

televizyonlarda bir savaş havasnda verilmesi, şiddet görüntülerini<br />

izleyen herkesi etkilerken, özellikle çocuklar için iki kat daha tehlike<br />

oluşturduğu, çocuklarn televizyondan saldrgan davranş öğrenmekle<br />

kalmayp, aradan uzunca bir süre geçtikten sonra bile bu davranşlar<br />

taklit edebildikleri ileri belirtilmiştir. 44<br />

Televizyon ve/veya internet yolu ile şiddete yöneltebilecek önemli bir<br />

örnek de çok yakn zamanda gerçekleşmiştir. Kuzey Kafkasya kökenli<br />

Nogay halk müziği sanatçs olan Arslanbek Sultanbekov’a ait Kazak<br />

Türkleri’nin mahalli çalgs olan ayrca Nogay Türkleri tarafndan da<br />

yoğun olarak kullanlan bir saz çeşidi olan Dombira 45 isimli, içinde<br />

savaşta kahramanlğ da anlatlan ve “Cengiz Han (MONGOL)” isimli<br />

filmin “savaş sahnesi”nde kullanlan, esere ilişkin müziğin futbola<br />

uyarlanmas örneğidir. Dört büyük takmmzdan biri olan Fenerbahçe<br />

Futbol Takm’nn, UEFA Avrupa Ligi 2012-2013 futbol sezonunda yarfinal<br />

maçnda karşlaştğ Porekiz’in Benfica takm ile yapacağ maç<br />

42 ÇOLAKOĞLU, T. (2000). Sporun Topluma Yaygnlaştırlmasnda Medyann Etkisi (Güreş Örneği), Yüksek<br />

Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi Sağlk Bilimleri Enstitüsü, Ankara. . (Türkiye Kickboks Federasyonu Spor<br />

Bilimleri Dergisi Volume: 3, Say:2, Temmuz, 2010 FUTBOLDA ŞİDDET VE YASAL KARŞI TEDBİRLER, Dr.<br />

İ. Bülent Fişekçioğlu., Dr. Selçuk Özdağ., Dr. Savaş Duman, Ahmet Atalay isimli eserden aktarlan )<br />

43 ÖZSOY,Selami, Yrd. Doç. Dr. Abant İzzet Baysal Üniversitesi SPOR GAZETELERİNİN BAŞLIKLARINDA<br />

MİLİTARİST VE ŞİDDET İÇERİKLİ METAFORLAR Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik<br />

Dergisi Mart 2011 Say 1- sf-1<br />

44 KARAGÜN, Elif Dr. Turkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesi sf 81<br />

45 http://tr.wikipedia.org-30.06.2013 gün saat 23:00 tarihli arama<br />

- 148 -


İrfan SAZ<br />

öncesinde bu eser Fenerbahçe marş olarak uyarlanmş uyarlamada<br />

Fenerbahçe Futbol Takm savaşan kahramanlara benzetilerek “saldr<br />

şanl kanarya” kelimesi de kullanlmak suretiyle televizyon ve internet<br />

ortamnda yaynlanmşmştr.<br />

Sonuç olarak, spor özellikle de futbol çağmzda bir ekonomiye<br />

dönüşmüştür. Pastadan daha büyük pay alma adna medya yoğun<br />

olarak kullanlmaktadr. Medya kullanlrken pastadan pay alma<br />

kaygs, şiddet kaygsnn da önüne geçmiştir. Sporu özellikle de futbolu<br />

sürekli gündemde tutmak için çeşitli yöntemler kullanlmaktadr.<br />

Müsabakalarn savaş algs oluşturacak şekilde yaymlanmas, karş<br />

takm, federasyon, hakemlere yönelik maksatl haber ve yorumlar vb.<br />

eylemler, sporda şiddeti artran öğeler olarak görünmekte ve toplumsal<br />

birlikteliğimizi zayflatmaktadr.<br />

V. SPORDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE YÖNELİK HUKUKİ<br />

DÜZENLEMELER<br />

1. 1982 Anayasasnn 59/1. maddesi “Devlet, her yaştaki Türk<br />

vatandaşlarnn beden ve ruh sağlğn geliştirecek tedbirleri alr,<br />

sporun kitlelere yaylmasn teşvik eder. Devlet başarl sporcuyu<br />

korur .” denmektedir.<br />

Bu madde ile beden sağlğnn, spor yaptrarak korunmasnn amaçlandğ,<br />

sporun kitlelere yaylmasnn ise amacn teminine yönelik en önemli<br />

araç olduğu belirtilmiştir. Sporun geliştirilmesinin, sadece fiilen spor<br />

yapanlara değil, seyircileri için de eğitici ve sağlk kurallarna uygun<br />

bir ortamda yaşamaya sevk edici ortamda yaplmasnn amaçlandğ<br />

belirtilmiştir. 46<br />

1982 Anayasasnn 42/3. Maddesinde ise “Devletin, her türlü istismara<br />

ve şiddete karş çocuklar koruyucu tedbirler alacağ belirtilmiştir.”<br />

2. 25.9.1986 tarihli Sportif Karşlaşmalarda ve Özellikle Futbol<br />

Maçlarnda Seyircilerin Şiddet Gösterilerine ve Taşknlklarna<br />

Dair Avrupa Sözleşmesi, ülkemizce imzalanmş olup, sözleşmenin<br />

onaylanmasnn uygun bulunduğuna dair kanun 26.8.1990 tarihinde<br />

kabul edilmiştir. Kanunun 1. maddesinde başta futbol maçlar olmak<br />

üzere diğer spor karşlaşmalarnda seyircilerin şiddet ve taşknlklarn<br />

önlemek ve kontrol altna almak için sözleşmede yer alan gerekli<br />

önlemlerin alnacağ belirtilmiştir.<br />

3. Sporda şiddet ile ilgili ilk yasal düzenleme, 07.5.2004 günü Resmi<br />

Gazete’de yaynlanarak yürürlüğe giren 5149 sayl Spor Müsabakalarnda<br />

46 http://www.corpus.com.tr (DANIŞMA MECLİSİ ANAYASA KOMİSYONU GEREKÇESİ) 01.07.2013 gün<br />

saat 12:00 tarihli arama<br />

- 149 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun ile yaplmş olup,<br />

uygulamada görülen yetersizlikler nedeniyle 14.4.2011 günlü Resmi<br />

Gazete’de yaymlanan 6222 sayl “Sporda Şiddet ve Düzensizliğin<br />

Önlenmesine Dair Kanun” ile yürürlükten kaldrlmştr.<br />

4. 14.4.2011 günü Resmi Gazete’de yaymlanan 6222 sayl “Sporda<br />

Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun” ise halen yürürlükte<br />

bulunmaktadr.<br />

Kanunun amac; “müsabaka öncesinde, esnasnda veya sonrasnda<br />

spor alanlar ile bunlarn çevresinde, taraftarlarn sürekli veya geçici<br />

olarak gruplar halinde bulunduklar yerlerde veya müsabakann<br />

yaplacağ yere gidiş ve geliş güzergâhlarnda şiddet ve düzensizliğin<br />

önlenmesi” olarak belirtilmiştir. Madde gerekçesinde; spor alannda<br />

faaliyet gösteren kişilerin ve taraftarlarn haklarnn korunmas ve<br />

ortaya çkan düzensizlik ve şiddet olaylarnn önlenmesi amacyla<br />

özel bir düzenleme yapldğ, ulusal mevzuatlarn da uluslararas spor<br />

örgütlerinin benimsediği ilkelere uygun olarak spor alannda yaşanan<br />

holiganizm, rkçlkla mücadele, organize suçlar, şike ve teşvik primi,<br />

spor alannda düzenin sağlanmas, hakem, sporcu ve diğer ilgililere<br />

karş eylemli ve sözlü saldrlara çözüm amacna uygun düzenlemelerin<br />

yapldğ belirtilmiştir. Bu çerçevede spor alan, çevresi, taraftarlarn<br />

geliş gidiş güzergâh yasann korumas kapsamna alnmştr.<br />

Yasada, spor alanlarnn güvenlik ve düzenine ilişkin tedbirler, saha,<br />

müsabaka ve seyir güvenliğine ilişkin yükümlülükler düzenlenmiştir.<br />

Şike ve teşvik primi, spor alanlarna yasak madde sokulmas ve<br />

müsabaka düzeninin bozulmas, hakaret içeren tezahürat yapmak, stada<br />

usulsüz girmek, seyircilere yasak alanlara girmek, spor alanlarnda<br />

taşknlk yapmak ve tesislere zarar vermek ve seyirden yasaklanmak<br />

suç olarak düzenlenmiştir.<br />

Yasada, şiddete neden olabilecek açklamalar yapanlar hakknda da<br />

idari para cezas getirilmiştir.<br />

Yasada getirilen önemli bir yenilik de yarglama ve usul hükümlerine<br />

ilişkindir. Buna göre kanun kapsamna giren suçlardan dolay yarglama<br />

yapmaya Hâkimler ve Savclar Yüksek Kurulunun ihtisas mahkemesi<br />

olarak görevlendireceği sulh veya asliye ceza mahkemeleri yetkili<br />

klnmştr. Hâkimler ve Savclar Yüksek Kurulu Büyük Genel Kurulu<br />

almş olduğu kararla görevli ve yetkili sulh ve asliye ceza mahkemelerini<br />

belirlemiştir. 47 Bu düzenleme kanun koyucunun yasaya verdiği özel<br />

öneminde bir göstergesi saylmaldr.<br />

47 Hakimler ve Savclar Yüksek Kurulu Genel Kurulu’nun 02/02/2012 gün ve 47 sayl karar<br />

- 150 -


İrfan SAZ<br />

5. 16.5.2009 günlü Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüğe giren<br />

5894 Sayl Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakknda<br />

Kanun’un 3. maddesinde Türkiye Futbol Federasyonu’nun görevleri<br />

arasnda şiddet, şike, teşvik primi, rkçlk, doping ve her türlü<br />

ayrmclkla mücadele etmek saylmştr. Yasann 15. maddesinde<br />

ise futbol müsabaka ve faaliyetlerinde kulüplere ve kişilere disiplin<br />

ihlalleri ve sportmenliğe aykr fiiller ve bunlara uygulanacak cezalar,<br />

FIFA ve UEFA kurallarna uygun olarak Türkiye Futbol Federasyonu<br />

Statüsü ve Statü’nün çizdiği çerçevede yönetim kurulunun yapacağ<br />

talimatlarla belirleneceği hüküm altna alnmştr.<br />

6. 28.5.1986 günlü Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüğe giren,<br />

ancak 08.6.2011 günlü Resmi Gazete’de yaymlanan 638 sayl KHK.<br />

nin 31. maddesi ile değiştirilen Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat<br />

ve Görevleri Hakknda Kanuna göre, yasa kapsamndaki tüm spor<br />

federasyonlarna, sporda şiddetin önlenmesi için gerekli tedbirleri<br />

almak görevi yüklenmiştir.<br />

7- 03.3.2011 tarihli Resmi Gazetede yaymlanarak yürürlüğe giren<br />

6112 Sayl Radyo ve Televizyonlarn Kuruluş ve Yayn Hizmetleri<br />

Hakknda Kanun, “Yayn Hizmeti İlkeleri” başlkl 8. maddesinde “Yayn<br />

hizmetlerinin; çocuklara, güçsüzlere ve engellilere karş istismar<br />

içeremez ve şiddeti teşvik edemez” denilmekte, bu ilkeye uymayan<br />

medya hizmet sağlayc kuruluşunun uyarlacağ, bu uyarya rağmen<br />

yaynn sürmesi halinde ise idari para cezas verileceği öngörülmüştür.<br />

Sporda şiddet ile ilgili hukuki mevzuat incelendiğinde, çağa ve uluslar<br />

aras alanda yaplan düzenlemelere paralel hükümlerin kabul edildiği<br />

anlaşlmaktadr. Ancak, sporda şiddet ile ilgili yasann kabul edildiği<br />

2004 ylndan günümüze kadar, uygulama konusunda henüz bilimsel<br />

veri toplayabilecek kadar bir uygulamann sağlandğn söylemek<br />

mümkün görünmemektedir. Özellikle ceza içeren norm uygulamalar<br />

açsndan, 5149 sayl Spor Müsabakalarnda Şiddet ve Düzensizliğin<br />

Önlenmesine Dair Kanunda yer alan ve doğrudan sporda şiddet ile<br />

ilgisi bulunmayan, fahiş fiyattan bilet satmak suçu açsndan uygulama<br />

sklğna rastlanlmş olup, anlan fiilin de 6222 sayl “Sporda Şiddet ve<br />

Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun” da suç olarak düzenlenmediği<br />

anlaşlmştr. 48<br />

VI. SPORDA ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE YÖNELİK ÇÖZÜM<br />

ÖNERİLERİ<br />

Literatür incelendiğinde, sporda şiddeti önlemeye yönelik değişik<br />

48 Uyap ortamnda yaplan arama 01.07.2013 saat 14:30-7. Ceza Dairesi’nin 20.03.2013 gün 2013/3321<br />

Esas 2013/6444 Karar nolu hükmü<br />

- 151 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

önerilerin bulunduğu belirlenmiş olup, bu çözüm önerilerinden,<br />

konumuzla ilgili olduğu düşünülen, tarafmzca da doğru olduklarna<br />

inanlanlar ve tarafmzca önerilenler alnmştr.<br />

Sporda şiddeti ortaya çkaran sosyolojik, psikolojik, ekonomik,<br />

kültürel, siyasal ve toplumsal birçok neden bulunduğu belirtilmiş idi.<br />

Bu sebeplerle birçok nedenle ortaya çktğ anlaşlan sporda şiddet<br />

ile etkin mücadele etmek bir hayat felsefesi olarak belirlenmeli,<br />

kararllk duygusu oluşturulmal çözümü için de birkaç yönden<br />

faaliyet yürütülmelidir. Bu genel bakş yakalanamadğ ve kararllkla<br />

sürdürülemediği sürece önerilecek çözümler eksik ve yetersiz kalacaktr.<br />

Bu kararllğn ve faaliyetlerin bir ksm psiko-sosyal faaliyetler, bir<br />

ksm ise hukuken var olan düzenlemelerde görülen eksikliklerin<br />

giderilmesine yönelik icra faaliyetlerini kapsamaktadr.<br />

1.Toplumumuzdaki suça sürüklenen çocuklar incelendiğinde, suça<br />

iten temel nedenin aile içi sorunlar olduğu ve özellikle aile içi şiddetin<br />

bu çocuklar şiddete, dolaysyla da suça ittiği bilinen bir gerçekliktir.<br />

Bu sebeple şiddetin ve özellikle de sporda şiddetin önlenmesinde aileye<br />

önemli görevler düşmektedir.<br />

Dokuz Eylül Üniversitesi tarafndan Türkiye genelinde 11-16 yaş<br />

grubunda yer alan ilköğretim öğrencilerinin katlmyla yaplan araştrma<br />

sonuçlarna göre, öğrencilerin % 44`ünün şiddete maruz kaldğ,<br />

şiddete maruz kalan öğrencilerin % 47`sinin erkeklerin oluşturduğu<br />

saptanrken, bu çocuklarn % 76,55`inin anne ve babasnn arasnda<br />

şiddetli geçimsizlik olduğu ve annenin baba tarafndan dövüldüğü<br />

ortaya çkmştr. 49<br />

Gerçekten aile, toplumun en küçük sosyal birimidir. Bütün toplumlarda<br />

aile, fert için hayatn merkezidir. Ferdin içinde bulunduğu en önemli<br />

ve asli bir sosyal gruptur ve seyirci şiddetinde rol oynayan en önemli<br />

faktördür. 50 Çocuklar ailenin aynasdr. Bütün bu sebeplerle, öncelikle<br />

aile içi şiddeti, sonrada sporda şiddeti azaltmaya ve ortadan kaldrmaya<br />

yönelik Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlğ, Gençlik ve Spor Bakanlğ<br />

ve başta Futbol Federasyonu olmak üzere diğer spor federasyonlar<br />

ile birlikte koordineli çalşlarak bir yol haritasnn belirlenmesi, daha<br />

sonra da bu konuda projeler yaplarak uygulamaya konulmas çözüme<br />

katk sağlayacaktr.<br />

49 DURMUŞ, Emine, GÜRGAN Uğur, Ar. Görevlileri Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Eğitimde<br />

Psikolojik Hizmetler Bölümü. LİSE ÖĞRENCİLERİNİN ŞİDDET VE SALDIRGANLIK EĞİLİMLERİ VII. Ulusal<br />

Psikolojik Danşma ve Rehberlik Kongresinde sunulan bidiriden<br />

50 ÇAĞLAYAN, Hakan Salim, Arş. Gör., Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu,<br />

FİŞEKCİOĞLU, Bülent; Öğretim Üyesi, Selçuk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu ,FUTBOL<br />

SEYİRCİSİNİ ŞİDDETE YÖNELTEN FAKTÖRLER 2003 ylnda S.Ü. Sağlk Bilimleri Enstitüsüne hazrlanan<br />

ve sunulan Yüksek Lisans tezi, sf-131<br />

- 152 -


İrfan SAZ<br />

2. Genel olarak toplumdaki değer yarglarnn oluşumunda eğitim<br />

ve öğretimin katks bulunmaktadr. Çocuklar zamanlarnn büyük<br />

bir bölümünü okullarda geçirmektedirler. Bu sebeple okullar şiddet,<br />

özellikle de sporda şiddetin zararlarn öğretilmesi konusunda<br />

bulunmaz mekânlardr.<br />

Bu çerçevede fair- play sporun amacnn anlaşlmas bakmndan çok<br />

önem arz etmektedir. Fair- Play “Sporda kurallara uymaktan da öte<br />

belli bir davranş tarzn sergileyen bir terim olup, rakibe sayg ve ona<br />

fizyolojik ve psikolojik açdan zarar vermeme özentisi anlamna” gelir.<br />

Rakip, bir düşman olarak değil, oyunun bir parças olarak görülür ve<br />

yoğun mücadelede bile rakibe ve onun temsil ettiği değer olan onuruna<br />

sayg duyulur. Fair-Play, oyunda hileye ve şiddete başvurmamak<br />

anlamna da gelmektedir. 51 Fair-Play anlayş spor müsabakalarnda<br />

rakibe saygy öğreteceğinden sporda şiddetle mücadelede çok önemli<br />

bir psikolojik enstrüman olarak görülmelidir. Bu enstrümann bir hayat<br />

felsefesi olarak kabul edilerek içselleştirilmesinin sağlanmas açsndan,<br />

okullarda ayr bir ders olarak okutulmas, mümkün bulunmamas<br />

halinde ise Beden Eğitimi derslerinin içinde çocuklara öğretilmesinin,<br />

fanatizm ve holiganizm duygularnn azalmasna dolaysyla da sporda<br />

şiddetin azaltlmasna katk sağlayacağ düşünülmektedir.<br />

Benzer bir görüşe göre de fair-play, bir anlamda sosyal birliktelik<br />

felsefesidir. Fair-Play sadece sportif ilişkiler anlamnda değil tüm<br />

hayatmzda kullanabileceğimiz bir kavram olarak düşünülmeli ve ilkokul<br />

sralarndan itibaren çocuklara aktarlmaldr. Kurallara uyulmas ve<br />

taraflarn birbirlerine sayg duyulmasn öğretmesi anlamnda fair-play<br />

okul sporunun olmazsa olmazlarndan birisi olarak eğitim anlayş<br />

içerisinde yer almaldr. Futbolda fair- play anlayşnn yerleştirilmesi<br />

ve ödüllendirilmesi doğrultusunda çalşmalarn artrlmas yoluna<br />

gidilmelidir. Medyadan bu anlayşn yerleştirilmesi için daha fazla<br />

yardm talep edilmelidir, denilmektedir. 52<br />

3. Türkiye’de eğitim ve gelir seviyesi düşük kişilerin yannda, sosyal<br />

seviyesi yüksek, VIP tribünü izleyicileri, kulüp yöneticileri, siyasi<br />

yetkililer dahi değişik boyutlar ve yönleriyle futbol şiddetinin içerisinde<br />

rol almştr. Bu nedenle ülkemizdeki taraftar profilinin çok sağlkl bir<br />

araştrmaya dayal olarak çkarlmas ve buna uygun modelin çözüm<br />

için geliştirilmesi gerektiği ileri sürülmüştür. 53<br />

51 http://tr.wikipedia.org-02.07.2013 gün saat 21:00 tarihli arama<br />

52 TALİMCİLER, Ahmet, Yrd. Doç Dr. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi.<br />

http://bianet.org/bianet/spor/130030-futbolda-siddetin-nedenleri-ve-olasi-cozum-yollari-02.07.2013<br />

gün saat 23:00 tarihli arama<br />

53 HASIRCI, Seyhan, Prf. Dr. TFF’in aylk Futbol Dergisi Tam Saha Mays 2012<br />

- 153 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

Bu nedenlerle, Milli Eğitim Bakanlğ, Gençlik ve Spor Bakanlğ ve başta<br />

Futbol Federasyonu olmak üzere diğer spor federasyonlar ve taraftar<br />

dernekleri ile işbirliğine gidilerek, çok hzl bir şekilde ülkemizdeki<br />

taraftar profili çkartlmaldr. Ülkemizdeki taraftar profilinin sağlkl<br />

olarak belirlenmesi, çözüm açsndan hayati önem arz etmektedir.<br />

4. Tüm futbol kulüplerimizin taraftar dernekleri hayata geçirilmeli, 54<br />

bu gruplarn daha aktif bir biçimde kulüplerde yer almalarnn yollar<br />

açlmal, yine taraftarlarn eğitilmesine dönük proje ve uygulamalarn<br />

hayata geçirilmesi için gerekli yasal ve bürokratik admlar atlmaldr. 55<br />

5. Televizyonlarda spor programlar, basnda köşe yazlar ve futbol<br />

haberlerinin içeriklerinin sporda şiddeti tetikleyerek artrdğ ifade<br />

edilmiş idi. Televizyonlarn, spor yorumcular, gazetelerin ise spor<br />

yazarlar seçiminde, kstaslara uymamalar (gazetecilik ve yorumculuk<br />

adna hiçbir eğitim almayanlara, yazarlk ve yorumculuğu hobi ve ikinci<br />

iş olarak yapanlara program yaptrmas, gazetelerde yaz yazdrmas)<br />

dünyada olduğu gibi ülkemizde de seyirci saldrganlğ üzerinde etkili<br />

olmaktadr. 56<br />

Bu sebeplerle; medyann yapmş olduğu yaynlar üzerine odaklanlmal<br />

ve daha barşç, şiddet içermeyen bir dil kullanmas konusunda<br />

girişimlerde bulunulmaldr. 57 Yine televizyonlarn spor yorumcular,<br />

gazetelerin ise spor yazarlar seçiminde eğitimi de öne çkaran, objektif<br />

kstaslarn getirilmesi amacyla, medya kuruluşlar ile işbirliği yaparak<br />

düzenleme yaplmasnn sağlanmas, halen spor yorumculuğu ve<br />

yazarlğ sürdürenler ile de sporda şiddet dilinin sonuçlar üzerine<br />

eğitim çalşmalarnn yaplmas sağlanmaldr.<br />

6. Tüm statlara güvenlik kameras zorunluluğu getirilmeli, ayrca<br />

elektronik bilet uygulamasnn en ksa sürede uygulamaya geçmesi<br />

açsndan kulüpler ile işbirliği yaplmal, gerekiyor ise bu uygulamalara<br />

dönük mali kaynak sağlanmaldr.<br />

7. Kulüp başkan ve yöneticilerinin saha ve taraftarlarnn güvenliğinden<br />

hukuken sorumlu tutulmas başkan ve yöneticileri sporda şiddet<br />

konusunda daha duyarl hale getirecektir.<br />

54 HASIRCI, Seyhan, Prf. Dr. TFF’in aylk Futbol Dergisi Tam Saha Mays 2012<br />

55 TALİMCİLER, Ahmet, Yrd. Doç Dr. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi.<br />

http://bianet.org/bianet/spor/130030-futbolda-siddetin-nedenleri-ve-olasi-cozum-yollari-02.07.2013<br />

gün saat 23:00 tarihli arama<br />

56 GREEN, R.G. (1990). Human Aggression (1. Edition), Buckingham, Open University Pres. (Türkiye<br />

Kickboks Federasyonu Spor Bilimleri Dergisi Volume: 3, Say:2, Temmuz, 2010 FUTBOLDA ŞİDDET VE<br />

YASAL KARŞI TEDBİRLER, Dr. İ. Bülent Fişekçioğlu, Dr. Selçuk Özdağ., Dr. Savaş Duman, Ahmet Atalay<br />

isimli eserden aktarlan)<br />

57 TALİMCİLER, Ahmet Yrd. Doç Dr. Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi.<br />

http://bianet.org/bianet/spor/130030-futbolda-siddetin-nedenleri-ve-olasi-cozum-yollari-02.07.2013<br />

gün saat 23:00 tarihli arama<br />

- 154 -


İrfan SAZ<br />

8. Stat ve çevresinin güvenliğinin, nitelikli özel güvenlik elemanlar ile<br />

güvenlik güçlerinin müşterek idaresine braklmas, sporda şiddeti<br />

önlemede daha caydrc olacaktr.<br />

SONUÇ<br />

Spor, özellikle de futbol günümüz dünyasnda küresel bir güç olarak<br />

karşmzdadr. Sporu bekleyen en büyük tehlike sporda şiddet<br />

olgusunun yaygnlaşmasdr.<br />

Sporda şiddeti diğer sebeplerin yannda, cinsiyet, spor seyircisi ve<br />

medya da ortaya çkarmaktadr. Erkeklerin kadnlara oranla sporda<br />

şiddeti daha çok kullandklar, diğer bir ifade ile erkek bireylerde dşa<br />

dönük şiddetin daha belirgin olduğu saptandğndan bu “Çarptlmş<br />

erkeklik anlayşnn” değiştirilmesi gerekmektedir. Spor seyircileri<br />

açsndan sporda şiddet, saha içi ve saha dş birçok faktörün etkisi ile<br />

oluşmakta olup, özellikle fanatizm duygusunu azaltacak ve holiganizm<br />

boyutuna ulaşmasna engel olacak psiko-sosyal çalşmalarn yaplmas,<br />

bu çerçevede taraftar profilinin çkartlarak, buna uygun çözümler<br />

üzerinde çalşlmas, aile başta olmak üzere, okul dönemi itibariyle<br />

fair-play anlayşnn yerleştirilmeye çalşlmas, sağlkl bir taraftarkulüp<br />

birlikteliğinin sağlanmas, çözüme katk sağlayacaktr. Diğer<br />

yandan, medyann toplumu etkileyen gücü karşsnda, medyann<br />

yapmş olduğu yaynlar üzerine odaklanlmal, sporda şiddeti teşvik<br />

eden medya dilinin mutlak surette değişmesi üzerine çalşmalar<br />

yaplmaldr. Bununla beraber, sporda şiddet mevzuatnn getirmiş<br />

olduğu hak ve yetkilerin, ilgililerce herhangi bir ayrm gözetmeksizin<br />

objektif olarak uygulanmas da çözüm açsndan önem arz eden önemli<br />

diğer bir durumdur.<br />

Saylan mücadele yöntemleri çeşitlilik arz etse de, tüm mücadele<br />

yöntemleri konusundaki ön şart, sorunu çözmeye yönelik, tüm toplum<br />

kesimlerinde oluşturulacak kararlk duygusundan geçmektedir.<br />

Kararllk duygusunun oluşturulmas ve içselleştirilmesinin başarl<br />

olamamas halinde, çözüme ulaşmak zor görünmektedir.<br />

Son söz olarak, bu psikolojik faktörün oluşturulmasnda, başta iktidar<br />

sahipleri olmak üzere, bu alanda faaliyet gösteren siyasi partilere,<br />

tüm kamu ve özel kuruluşlarna ve sivil toplum kuruluşlarna büyük<br />

görevler düşmektedir. Gerisi çözüme giden yolda doğru araçlar<br />

bulmaktan ibarettir.<br />

<br />

- 155 -


Spor - Şiddet İlişkisi, Nedenleri ve Çözüm Önerileri<br />

KAYNAKÇA<br />

1. AFYON Yakup Akif, ÖZKAN Hüseyin,YILDIZ Süleyman<br />

Murat; PROFESYONEL FUTBOL TAKIMLARININ SALDIRGANLIK<br />

DÜZEYLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI Doğu Anadolu Bölgesi<br />

yaynlar-2005<br />

2. AŞKAR Tuğrul; NTV-MSNBC- http://www.frmtr.com/fair-playkulubu-odasi/1403113-futbolda-siddetin-nedenleri.html-2013<br />

3. ATALAY Ahmet, DUMAN Savaş, FİŞEKÇİOĞLU İ. Bülent, ÖZDAĞ<br />

Selçuk; FUTBOLDA ŞİDDET VE YASAL KARŞI TEDBİRLER, Türkiye<br />

Kickboks Federasyonu Spor Bilimleri Dergisi Volume: 3, Say:2,<br />

Temmuz 2010<br />

4. BAYANSALDUZ Mehmet, ÇİÇEK Maksut, TÜRKSOY Ayşe;Üç<br />

büyük kulüp taraftarlarnn sosyal kimlikleri ve şiddete bakş açlar,<br />

İstanbul Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Gençlik ve<br />

Spor Genel Müdürlüğü;-İ.Ü. Spor Bilim Dergisi, 2003<br />

5. ÇAĞLAYAN Hakan Salim, FİŞEKCİOĞLU Bülent; FUTBOL<br />

SEYİRCİSİNİ ŞİDDETE YÖNELTEN FAKTÖRLER 2003 ylnda S.Ü.<br />

Sağlk Bilimleri Enstitüsüne hazrlanan ve sunulan Yüksek Lisans tezi,<br />

6. Çoban Barş Yard. Doç. Dr; İstanbul Aydn Üniversitesi İletişim<br />

Fakültesi, Halkla İlişkiler ve Tantm Bölümü-Futbol ve Toplumsal<br />

Muhalefet İletişim kuram ve araştrma dergisindeki makalesinden<br />

aktarlarak Say 26 Kş-Bahar 2008,<br />

7. DURMUŞ Emine, GÜRGAN Uğur; LİSE ÖĞRENCİLERİNİN ŞİDDET<br />

VE SALDIRGANLIK EĞİLİMLERİ Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri<br />

Fakültesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Bölümü. VII. Ulusal Psikolojik<br />

Danşma ve Rehberlik Kongresinde sunulan bildiriden<br />

8. HASIRCI Seyhan Prf. Dr.; TFF’in aylk Futbol Dergisi Tam Saha<br />

Mays 2012<br />

9. http://www.corpus.com.tr-2013<br />

10. http://www.tdk.gov.tr/2013<br />

11. http://tr.wikipedia.org-2013<br />

12. KARAGÜN Elif ; Türkiye Klinikleri Spor ve Şiddet Derlemesi,2011<br />

13. Kaynak İTER, Pulur ATİLLA;Polislerin Spor Müsabakalarndaki<br />

Saldrgan Seyirciye Müdahalesinde kendi taraftarlğn araştrma<br />

yazs GAZİ ÜNİVERSİTESİ KIRŞEHİR EĞİTİM FAKÜLTESİ, Cilt 5,<br />

Say 2,(2004),<br />

- 156 -


İrfan SAZ<br />

14. KOÇER Mustafa ;FUTBOL DERNEKLERİNE ÜYE OLAN<br />

TARAFTARLARIN ŞİDDET VE HOLİGANİZM EĞİLİMLERİNİN<br />

BELİRLENMESİ:KAYSERİ ÖRNEĞİ’NDEN AKTARILARAK; - Erciyes<br />

Üniversitesi İletişim Fakültesi, Gazetecilik Bölümü, Sosyal Bilimler<br />

Enstitüsü Dergisi Say: 32 Yl:2012/1<br />

15. KÖKNEL, Özcan;Bireysel ve toplumsal şiddet, Altn Kitaplar,<br />

1.basm İstanbul,1996<br />

16. KÖKNEL, Özcan;Bireysel ve toplumsal şiddet, Altn Kitaplar,<br />

2.basm İstanbul.,2000,<br />

17. ÖZSOY, Selami; Abant İzzet Baysal Üniversitesi SPOR<br />

GAZETELERİNİN BAŞLIKLARINDA MİLİTARİST VE ŞİDDET İÇERİKLİ<br />

METAFORLAR Gümüşhane Üniversitesi İletişim Fakültesi Elektronik<br />

Dergisi Mart 2011 Say 1<br />

18. TALİMCİLER, Ahmet; Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi<br />

Sosyoloji Bölümü’nde öğretim üyesi. - Futbolda Şiddetin Nedenleri<br />

ve Olas Çözüm Yollar BİA Haber Merkezi, 16 Mays 2011<br />

19. UYAP<br />

- 157 -


GÖREV UYUŞMAZLIKLARININ ÇÖZÜMÜ İÇİN<br />

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ’NE YAPILACAK<br />

BAŞVURULAR<br />

Recours to Court of Jurisdictional Disputes<br />

For Resolution of Duty Conflicts<br />

Nurdane TOPUZ<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Üyesi ve Danştay Üyesi.<br />

ÖZET<br />

Hukuk sistemimizde farkl yarg kollarna ait ve farkl konularda görevlendirilmiş<br />

pek çok mahkemenin bulunmasnn doğal bir sonucu olarak uygulamada<br />

görev ve hüküm uyuşmazlklar ile karşlaşlmaktadr. Bu uyuşmazlklar adli,<br />

idari ve askeri yarg arasnda ortaya çkmakta olup, uyuşmazlklarn çözümü<br />

için Anayasa’nn 158. Maddesinde Uyuşmazlk Mahkemesi Kurulmuş ve 2247<br />

sayl Kanun’un 1. Maddesi ile de Uyuşmazlk Mahkemesi’nin görev ve yetkisi<br />

belirlenmiştir. Buna göre; Uyuşmazlk Mahkemesi adli, idari ve askeri yarg<br />

mercileri arasndaki görev ve hüküm uyuşmazlklarn kesin olarak çözmeye<br />

yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağmsz bir yüksek mahkemedir.<br />

Bu makale kapsamnda, Uyuşmazlk Mahkemesi’nin görev alan ve işlevi ile<br />

görev uyuşmazlklar nedeniyle Uyuşmazlk Mahkemesi’ne yaplacak başvurular<br />

ve Mahkemenin kararlarna yer verilmek sureti ile, görev uyuşmazlğ konusu<br />

açklanacaktr.<br />

Anahtar Kelimeler: Yarg Kolu, Uyuşmazlk Mahkemesi, Görev Uyuşmazlğ,<br />

Adli Yarg, İdari Yarg, Askeri Yarg<br />

ABSTRACT<br />

As there are many courts assigned with different duties in our law system, we<br />

face many conflicts of jurisdiction or decision. These conflicts usually occur<br />

between judicial, administrative and military justice. Court of Jurisdictional<br />

Disputes was established with Article 158 of the Constitution in order to solve<br />

such conflicts and the organization and tasks of this Court was regulated<br />

under Law Nr. 2247. According to first Article of Law Nr. 2247, the Court of<br />

Jurisdictional Disputes is a self-contained supreme court assigned with the duty<br />

to resolve the conflicts between judicial, administrative and military justice.<br />

This article describes and analyzes the tasks and functions of Court of<br />

Jurisdictional Disputes, applications to the Court of Jurisdictional Disputes<br />

for the solution of conflicts between various Courts and the problems in<br />

application to the Court of Jurisdictional Disputes<br />

Key words: Jurisdiction, Court of Jurisdictional Disputes, Duty Disputes,<br />

Judicial Justice, Administrative Justice, Military Justice.<br />

<br />

- 159 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

GİRİŞ<br />

Bir ülkede değişik yarg kollarnn bulunmas, yarg birliği sisteminin<br />

aksine, görev ve hüküm uyuşmazlklarn da beraberinde getirmektedir.<br />

Ülkemizde, adlî, idarî ve askerî yarg mercileri arasndaki görev ve<br />

hüküm uyuşmazlklarn çözümleyecek mercie duyulan ihtiyaç sonucu<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi kurulmuştur. 1<br />

Anayasa’nn 158’inci maddesinde, Uyuşmazlk Mahkemesi’nin, adlî, idarî<br />

ve askerî yarg mercileri arasndaki görev ve hüküm uyuşmazlklarn<br />

kesin olarak çözümlemeye yetkili olduğu belirtildikten sonra, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi yüksek mahkemeler arasnda saylmştr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nin kuruluş ve işleyişi ile ilgili hususlar,<br />

12.6.1979 tarihli ve 2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş<br />

ve İşleyişi Hakknda Kanun’da düzenlenmiştir.<br />

2247 sayl Kanun’un 1’inci maddesinde, Uyuşmazlk Mahkemesi’nin<br />

adli, idari ve askeri yarg mercileri arasndaki görev ve hüküm<br />

uyuşmazlklarn kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup<br />

görev yapan bağmsz bir yüksek mahkeme olduğu, özel kanun uyarnca<br />

hakeme başvurulmasnn zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi<br />

hakim tarafndan yerine getirilmiş ise bu merciin, davann konusuna<br />

göre, adli veya idari yarg mercilerinden saylacağ belirtilmiştir.<br />

Bu hükümlere göre, Uyuşmazlk Mahkemesi, adlî, idarî ve askerî yarg<br />

mercileri arasndaki görev ve hüküm uyuşmazlklarn kesin olarak<br />

çözümlemeye yetkili bir yüksek mahkemedir.<br />

Bu çalşmamzda, Uyuşmazlk Mahkemesi’nin görev alan ve işlevi ile<br />

ilgili bilgi verildikten sonra, hüküm uyuşmazlğ inceleme konumuz<br />

dşnda braklarak, görev uyuşmazlklar nedeniyle Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne yaplacak başvurular, Mahkemenin kararlarna da yer<br />

verilmek suretiyle anlatlmaya çalşlacaktr.<br />

I. GÖREV VE HÜKÜM UYUŞMAZLIĞI<br />

A. Görev Uyuşmazlğ<br />

Uygulamada ve kanunlarda görev (vazife) terimi, hem ayn yarg<br />

düzeninde yer alan mahkemeler arasndaki, hem de ayr yarg düzenleri<br />

içinde yer alan mahkemeler arasndaki ilişki için kullanlmaktadr.<br />

Yarg kollar arasndaki ilişki yarg yolu ilişkisidir. Oysa görev, bir<br />

davaya ayn yarg düzeni içinde yer alan mahkemelerden hangisinin<br />

bakacağn belirtir. Buna göre, bir davaya idare mahkemesinde mi, hukuk<br />

1 Dinç, M. İlhan; “Olumsuz Görev Uyuşmazlğnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Başvuru”,<br />

Danştay Dergisi, S. 60-61, Y. 1986, s. 37.<br />

- 160 -


Nurdane TOPUZ<br />

mahkemesinde mi veya ceza mahkemesinde mi, askeri mahkemede<br />

mi baklacağ konusu görev değil, yarg yolu sorunudur. Bu nedenle,<br />

bir davann hangi yarg düzeni içinde bulunan mahkemede görüleceği<br />

konusunda, ayr yarg düzenlerinde bulunan mahkemeler arasnda<br />

çkan uyuşmazlğa yarg yolu(görev) uyuşmazlğ denir. Yani, burada<br />

görev deyimi, yarg yolu anlamnda kullanlmaktadr. Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’nin görevine girip, çözümlediği uyuşmazlklar bu tür yarg<br />

yolu uyuşmazlklardr. 2<br />

Görev uyuşmazlğ incelemeleri genelde usuli yönü ağr basan incelemeler<br />

olup, konunun esasna girilmez. Ancak, baz durumlarda, görevli<br />

mahkemenin belirlenmesinde işin esasna ilişkin hususlara değinmek<br />

zorunluluğu doğmaktadr. 3<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, görev uyuşmazlklarn çözümlemek suretiyle<br />

davann hangi yarg yerinde görüleceğini belirler.<br />

B. Hüküm Uyuşmazlğ<br />

Adli, idari ve askeri yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan, görevle<br />

ilgili olmakszn kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş, ayn konuya ve<br />

sebebe ilişkin, taraflarndan en az biri ayn olan ve kararlar arasndaki<br />

çelişki yüzünden hakkn yerine getirilmesi olanaksz bulunan hallerde<br />

hüküm uyuşmazlğnn varlğndan söz edilebilir. Ceza kararlarnda<br />

ise; sanğn, fiilin ve maddi olaylarn ayn olmas halinde hüküm<br />

uyuşmazlğ var saylr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, hukuk alanndaki hüküm uyuşmazlklarnda<br />

anlaşmazlğn esasn da karara bağlar. Ceza alanndaki hüküm<br />

uyuşmazlklarnda ise, esasa ilişkin bir karar vermeksizin sadece o<br />

davay hangi ceza mahkemesinin görüp karara bağlamas gerektiğini<br />

belirtmek suretiyle anlaşmazlğ çözer.<br />

II. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ’NİN GÖREV ALANI VE İŞLEVİ<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, farkl yarg kollar arasndaki gerek görev,<br />

gerekse hüküm uyuşmazlklarn karara bağlayarak, tkanan hukuki<br />

yolu tekrar açmakta, hak arama özgürlüğünün önündeki engeli<br />

kaldrmakta ve hak sahibinin hakkna ulaşmasn sağlayarak, hukuk<br />

devleti ilkesine hizmet etmektedir. 4<br />

2 Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakknda Kanun, Uyuşmazlk Mahkemesinin Görev<br />

ve Yarglama Usulleri ile Uygulamada Görülen Aksaklklar ve Alnacak Önlemler, Adalet Bakanlğ<br />

Yaynlar, Y. 1985, s. 22.<br />

3 Anl, Ayten; “Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi”, A.Ü.Siyasal Bil. Fak. Der., C.47,1992/1, s.<br />

47.<br />

4 Tercan, Erdal; “Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki Hüküm Uyuşmazlğ”, Ulusal ve<br />

Uluslararas Boyutlaryla Görev Uyuşmazlklar ve Uyuşmazlk Mahkemesi Konulu Bilimsel Toplantı<br />

Bildiri Konular, Y. 2013, s. 5.<br />

- 161 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

Görev veya hüküm uyuşmazlğ bulunduğu ileri sürülerek Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne getirilen uyuşmazlklardan, hukuk uyuşmazlklar Hukuk<br />

Bölümünde, ceza uyuşmazlklar Ceza Bölümünde karara bağlanr.<br />

Ancak, Uyuşmazlk Mahkemesi Genel Kurulu’nca verilen 33 sayl<br />

ilke kararna göre, ceza uygulamasna ilişkin idarî kararlar nedeniyle<br />

açlan davalarla ilgili görev uyuşmazlklar, Uyuşmazlk Mahkemesi’nin<br />

Hukuk Bölümünde görüşülüp çözümlenecektir. 5<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nin görev alanna giren görev ve hüküm<br />

uyuşmazlğndan söz edebilmek için:<br />

A. Adli, idarî ve askerî yarg mercii tarafndan karar verilmiş<br />

olmaldr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, adli, idari ve askeri yarg mercileri arasndaki<br />

görev ve hüküm uyuşmazlklarn çözümler. Adli, idari ve askeri<br />

yarg mercii olmayan yerler arasndaki uyuşmazlklar Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’nin görev alanna girmez.<br />

Baro Başkanlğ Yönetim Kurulu tarafndan verilen görevsizlik karar ile<br />

ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, Baro Başkanlğ,<br />

Anayasa’nn 158’inci ve 2247 sayl Yasa’nn 1’inci maddesinde belirtilen<br />

yarg mercilerinden olmadğndan, ortada Uyuşmazlk Mahkemesi’nin<br />

görev alanna giren bir uyuşmazlk bulunduğundan sözetmenin olanaksz<br />

olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 6<br />

B. Görev ve hüküm uyuşmazlğ bu yarg mercii kararlar arasnda<br />

olmaldr.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, adli, idari ve askeri yarg mercileri arasndaki<br />

görev ve hüküm uyuşmazlklarn çözümleyecek olup, adli, idari ve<br />

askeri yarg mercileri arasnda değilde, ayn yarg kolu içinde yer alan<br />

mahkemeler arasndaki uyuşmazlklar Uyuşmazlk Mahkemesi’nin<br />

görevine girmez. Ayn yarg koluna dahil mahkemeler arasnda göreve<br />

veya hükme ilişkin uyuşmazlk çkmas durumunda, bu uyuşmazlklar,<br />

kural olarak o yarg kolundaki yüksek mahkeme tarafndan hükümlerin<br />

temyizi üzerine çözümlenir. 7<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü, olayda, ayn yarg düzeni içinde yer<br />

alan Keşan Asliye Ceza Mahkemesi ile Tekirdağ 1. Asliye Ceza Mahkemesi<br />

arasnda yetki uyuşmazlğ doğduğunun anlaşldğ, bu durumda, ayn<br />

yarg düzeni içinde bulunan iki asliye ceza mahkemesi arasnda doğan<br />

yetki uyuşmazlğnn çözümünün Uyuşmazlk Mahkemesi’nin görev<br />

alan dşnda kaldğ gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 8<br />

5 UM. Genel Kurulu, 11.7.1988, E.1988/1, K.1988/1.<br />

6 UM. Hukuk Bölümü, 19.12.2011, E.2011/56, K.2011/259.<br />

7 Tercan, Erdal; Ulusal ve Uluslararas.., s. 9<br />

8 UM. Ceza Bölümü, 5.4.2010, E.2010/16, K.2010/16.<br />

- 162 -


Nurdane TOPUZ<br />

Ayn yarg kolu içinde yer alan Asliye Ticaret Mahkemesi karar ile Asliye<br />

Hukuk Mahkemesi karar arasnda oluşan uyuşmazlkla ilgili olarak,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, ayn yarg düzenine dahil yarg<br />

yerlerine ait uyuşmazlğn çözümünün Yargtay’n görevine girdiği, ortada<br />

2247 sayl Yasa’nn 1’inci maddesinde Uyuşmazlk Mahkemesi’nce<br />

çözümlenmesi öngörülen bir görev uyuşmazlğ bulunmadğ gerekçesiyle<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 9<br />

Öte yandan, adli, idari ve askeri yarg mercileri arasndaki görev<br />

uyuşmazlklarndan söz edebilmek için, bu yarg mercilerinin görevsizlik<br />

kararlarnn diğer yarg kolunun görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş<br />

olmas gerekir. Görevsizlik karar, ayn yarg kolu içinde yer alan başka<br />

bir mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ise, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi‘nin görev alanna giren bir görev uyuşmazlğ bulunduğundan<br />

söz etmek mümkün değildir.<br />

Asliye Hukuk Mahkemesince; davacnn tazminat istemini, Ağr Ceza<br />

Mahkemesine açacağ davada ileri sürebileceği gerekçesiyle verilen<br />

görevsizlik karar ile ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk<br />

Bölümü, İdare Mahkemesinin karar görevsizlik karar olmasna karşlk;<br />

Asliye Hukuk Mahkemesinin karar, idari yargnn görevli olduğu<br />

gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik karar niteliğinde olmadğndan,<br />

adli ve idari yarg yerleri arasnda görev uyuşmazlğ oluştuğundan<br />

söz etmenin mümkün bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine<br />

karar vermiştir. 10<br />

Her ne kadar, uyuşmazlk konusu olayla ilgili olarak iki ayr görevsizlik<br />

karar bulunmakta ise de; Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik<br />

karar, davada adli yargnn görevli olduğunun kabulü suretiyle ayn<br />

yarg kolu içinde yer alan Ağr Ceza Mahkemesinin görevli olduğu<br />

gerekçesiyle verilmiş olduğundan, adli ve idari yarg yerleri arasnda<br />

görev uyuşmazlğ oluşmamştr.<br />

III. GÖREV UYUŞMAZLIKLARI<br />

Anayasa‘nn 142‘nci maddesine göre, mahkemelerin kuruluşu, görev ve<br />

yetkileri, işleyişi ve yarglama usulleri kanunla düzenlenir. Ancak; gerek<br />

ayn yarg düzeni, gerekse farkl yarg düzenleri içinde yer alan yarg<br />

mercilerinin taraflar, sebebi ve konusu ayn olan davada kendilerini<br />

ayn anda görevsiz veya görevli görmeleri ve böylece birbirlerinin görev<br />

alanlarna müdahaleleri mümkün olabilmekte ve ortaya çözümlenmesi<br />

gereken görev uyuşmazlklar çkmaktadr. 11<br />

9 UM. Hukuk Bölümü, 30.9.2013, E.2013/866, K.2013/1279.<br />

10 UM. Hukuk Bölümü, 21.5.2012, E.2012/121, K.2012/117.<br />

11 Dinç, M. İlhan; “Olumlu Görev Uyuşmazlğ Çkarlmas Üzerine Uyuşmazlk Mahkemesi’nce Görevli<br />

- 163 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, adli, idari ve askeri yarg mercileri arasndaki<br />

görev(yarg yolu) uyuşmazlklarn çözümlemektedir. Ancak, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi‘nin, görev uyuşmazlğn çözümleyip, görevli yarg yerini<br />

belirlemesi için öncelikle usulüne uygun yaplmş bir başvurunun<br />

varlğ gerekir. Yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş<br />

istemler Uyuşmazlk Mahkemesi‘nce reddedilmektedir.<br />

Burada, görev uyuşmazlğ nedeniyle Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne<br />

yaplacak başvurular, Uyuşmazlk Mahkemesi‘nin usulle ilgili kararlarna<br />

da yer verilmek suretiyle anlatlmaya çalşlacaktr.<br />

A. Olumlu Görev Uyuşmazlğ Çkarma<br />

2247 sayl Kanun’un 10 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ çkarma, adli, idari ve askeri bir yarg<br />

merciinde açlan davada ileri sürülen görev itiraznn reddi üzerine görev<br />

itiraz reddedilen tarafn olumlu görev uyuşmazlğ çkarlmas istemli<br />

dilekçesi üzerine ilgili Başsavclğn, görev konusunun incelenmesini<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nden istemesidir.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ çkarma yolu ile; adli, idari ve askeri yarg<br />

mercilerinden birinde açlmş olan davann görülmesi srasnda<br />

yaplan görev itiraznn reddi üzerine, ilgili Başsavc tarafndan, görevli<br />

bulunduğu kendi yarg düzeninin görev alanna vaki müdahalenin<br />

önlenebilmesini sağlamak için konunun Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

götürülmesi suretiyle davann henüz başlangç safhasndayken görev<br />

sorunu çözüme kavuşturularak yarg yerlerinin birbirlerinin görev<br />

alanlarna müdahalesi önlenmiş ve yarg yerlerinin kendi görev<br />

alanlarnda kalmalar sağlanmş olur. Bu sonuç; davann asl görevli<br />

yarg yerinde görülmesine imkan tanyp, kamu düzenine ilişkin görev<br />

konusunu tartşlr olmaktan çkarrken, davalnn görev itiraz üzerine<br />

olumlu görev uyuşmazlğ oluşmasn önleyerek, davann görevli<br />

klnan yarg yerinde görev sorunu yüzünden uzamadan görülmesini<br />

kolaylaştrr. 12<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ çkarmak için:<br />

1. Görülmekte olan bir dava bulunmaldr.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ çkarmak için öncelikle adli, idari ve askeri<br />

yarg merciinde açlmş ve görülmekte olan bir davann varlğ gerekir.<br />

Görülmekte olan bir davann bulunmamas halinde, olumlu görev<br />

uyuşmazlğ çkarlamaz.<br />

Yarg Yerinin Belirlenmesi”, Danştay Dergisi, S. 62-63, Y. 1986, s. 51.<br />

12 Dinç, M. İlhan; Olumlu Görev Uyuşmazlğ Çkarlmas..., s. 52.<br />

- 164 -


Nurdane TOPUZ<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, daval idare vekilinin görev<br />

itirazn reddeden Mahkemece, daha sonra davann açlmamş<br />

saylmasna, esasn bu şekilde kapatlmasna karar verilmiş olmas<br />

nedeniyle görülmekte olan bir dava bulunmadğndan, ilgili Başsavcnn<br />

başvurusunun reddine karar vermiştir. 13<br />

Olayda olduğu gibi, görülmekte olan bir davann olmamas halinde<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nin görevli yarg yerini belirlemesinin bir<br />

sonucunun da olmayacağ açktr.<br />

Öte yandan; Uyuşmazlk Mahkemesi, kararlarnda, görevsizlik<br />

karar kesinleşmiş yarg düzeni yararna Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

başvurulamayacağn belirtmektedir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, yarg mercilerinden birinde<br />

açlmş olan bir davann görülmesi srasnda yaplan görev itiraznn<br />

reddi üzerine, ilgili Başsavc tarafndan, görevli bulunduğu kendi yarg<br />

düzeninin görev alanna vaki müdahalenin önlenebilmesini sağlamak için<br />

konunun Uyuşmazlk Mahkemesi’ne götürülmesi suretiyle davann henüz<br />

başlangç safhasndayken görev sorununun çözüme kavuşturulmasnn<br />

amaçlandğ, nitekim, 2247 sayl Yasa’nn 10‘uncu madde gerekçesinde,<br />

“Uyuşmazlk çkarma, yürürlükte bulunan kanunun getirdiği bir<br />

yeniliktir. Görülmekte olan bir davann görev uyuşmazlğn, bu safhada<br />

halletmek imkânn verir. Bu madde ile uyuşmazlk çkarma adli, idari<br />

ve askeri yargya teşmil edilmiştir. Bu yetki, yarg merciince görev<br />

itiraznn reddi üzerine, kanun yararna olarak, uyuşmazlğn konusuna<br />

göre ilgili Başsavc veya Başkanunsözcüsü tarafndan kullanlacaktr.<br />

Bu suretle Türkiye Cumhuriyeti Anayasasnn kabul ettiği adli, idari ve<br />

askeri yarg mercilerinin ayrlğ prensibinin ihlâli ve ayr tanzimlere<br />

tabi tutulan adli, idari ve askeri yarg mercilerinin yekdiğerinin görev<br />

hudutlarna tecavüzleri önlenmiş olacaktr” denildiği, buna göre,<br />

ortada henüz açlmş bir dava ve bu davada bir yarg merciince<br />

verilmiş görevlilik karar bulunmas; diğer bir ifadeyle, yararna görev<br />

itiraznda bulunulan yarg merciince ayn davada görevsizlik karar<br />

verilmemiş olmas gerekeceği, olayda, uyuşmazlğa konu edilen İdare<br />

Mahkemesinin görevlilik kararndan önce Asliye Hukuk Mahkemesince<br />

taraflar, konusu ve sebebi ayn olan davada verilmiş ve kesinleşmiş<br />

bir görevsizlik kararnn bulunmas karşsnda, idari yarg yerince adli<br />

yargnn görev alanna müdahalede bulunulduğundan söz etmenin<br />

olanaksz olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 14<br />

2. Süresinde görev itiraznda bulunulmaldr.<br />

Görev itiraznda bulunmak için hukuk mahkemeleri, ceza mahkemeleri<br />

ve idari yarg yerleri için ayr ayr süre snrlamas getirilmiştir. Buna<br />

13 UM. Hukuk Bölümü, 1.11.2010, E.2010/44, K.2010/209.<br />

14 UM. Hukuk Bölümü, 2.5.2011, E.2010/206, K.2011/75.<br />

- 165 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

göre, görev itiraznn, hukuk mahkemelerinde en geç birinci oturumda,<br />

ceza mahkemelerinde delillerin ikamesine başlamadan önce; idari yarg<br />

yerlerinde ise dilekçe ve savunma evresi tamamlanmadan yaplmş<br />

olmas gerekir. Böylelikle, davann daha başlangcnda görev sorunu<br />

çözümlenmiş olacaktr.<br />

Görev itiraznn kanunda belirtilen süre içinde yaplmas üzerine<br />

mahkemece, itiraz yerinde görülerek görevsizlik karar verilebileceği<br />

gibi, itiraz yerinde görülmeyerek görevlilik karar verilmesi ya da<br />

görev itiraznn reddedilmesi durumunda, görev itiraznda bulunan<br />

taraf olumlu görev uyuşmazlğ çkarlmas için usuli işlemlere devam<br />

edebilecektir.<br />

İdari yargda görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Hukuk Bölümü, daval vekilince, dava dilekçesinin<br />

22.4.2009 tarihinde tebliği üzerine 23.4.2009 tarihinde başlayan otuz<br />

günlük cevap verme süresi 22.5.2009(Cuma) tarihinde sona erdikten<br />

sonra verilen 25.5.2009 havale tarihli savunma dilekçesinde, davann<br />

adli yarg yerinde görülmesi gerektiği ileri sürülerek görev itiraznda<br />

bulunulduğunun anlaşldğ, bu durumda; daval vekili tarafndan,<br />

savunma evresi tamamlandktan sonra verilen dilekçe ile yaplan<br />

görev itiraznn süresinde olduğunun kabulünün mümkün olmadğ<br />

gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 15<br />

Olayda, Uyuşmazlk Mahkemesi, İdari Yarglama Usulü Kanunu‘na<br />

göre görev itiraznn savunma evresi tamamlandktan sonra yapldğn<br />

belirlemiştir.<br />

Adli yargda görülmekte olan bir dava ile ilgili olarak, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Hukuk Bölümü, İl Özel İdaresince 1‘inci celseden önce<br />

verilen savunmada imar plannn iptaline ilişkin işlemlerde idari<br />

yarg yerinin görevli olduğu konusuna değinilmiş olmasna karşn,<br />

kamulaştrmasz el atma bedelinin tahsili talepli olan bu davada<br />

görev konusuna değinilmediği, ancak mahkemelerince üçüncü celse<br />

de tamamlandktan sonra, 13.6.2012 tarihinde iş bu davann idari<br />

yarg yerinde görülmesi gerektiği ileri sürülerek görev itiraznda<br />

bulunulduğunun anlaşldğ, bu durumda; daval idare vekili tarafndan<br />

Asliye Hukuk Mahkemesindeki davada (en geç) birinci oturumdan sonra<br />

yaplan görev itiraznn süresinde olduğunun kabulünün mümkün<br />

olmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 16<br />

Dosyann işlemden kaldrlmas karar üzerine yaplan görev itiraz ile<br />

ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, dosyann işlemden<br />

15 UM. Hukuk Bölümü, 5.7.2010, E.2010/23, K.2010/145.<br />

16 UM. Hukuk Bölümü, 4.2.2013, E.2013/43, K.2013/198.<br />

- 166 -


Nurdane TOPUZ<br />

kaldrlmas karar ile davann açlmamş saylmayacağ, aksine,<br />

derdest kalmakla devam edeceği ve dosyann işlemden kaldrlmas<br />

kararnn aslnda bir ara karar niteliğinde olduğu, davann yenilenmesi<br />

sonucunda da davaya kalndğ yerden devam edileceği, yani yenilenen<br />

davann yeni bir dava olmayp, eski davann devam niteliğini taşdğ;<br />

dolaysyla taraflarn, dosyann işlemden kaldrlmasndan önceki<br />

dönemde yapamadklar bir istemi davann yenilenmesinden sonra da<br />

yapamayacaklar, bu durumda, daval İdare vekilince, Asliye Hukuk<br />

Mahkemesindeki davada, (en geç) 6.9.2011 tarihinde yaplan birinci<br />

oturumda görev itiraznda bulunulmas gerekirken, bu tarihten çok<br />

sonra 23.3.2012 tarihli dilekçe ile yaplan görev itiraznn süresinde<br />

olduğunun kabulünün olanaksz olduğu gerekçesiyle başvurunun<br />

reddine karar vermiştir. 17<br />

Görev itiraznn yarg merciince yerinde görülerek görevsizlik karar<br />

verilmesi halinde, görev konusunun Uyuşmazlk Mahkemesi‘nce<br />

incelenebilmesi, temyizen bu kararn bozulmuş ve yarg merciince de<br />

bozmaya uyularak görevli olduğuna karar verilmiş bulunmasna bağldr.<br />

Bu durumda, daha önce süresinde görev itiraznda bulunulmamş ise,<br />

esas hakknda verilen kararn temyiz merciince bozulmas üzerine<br />

yaplan görev itiraznn süresinde olduğunun kabulü mümkün değildir.<br />

Yargtay tarafndan esas hakknda verilen kararn bozulmas üzerine<br />

yaplan görev itiraz ile ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk<br />

Bölümü, Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada, daval Belediye<br />

Başkanlğnca, gerek cevap dilekçesinde, gerek ek cevap dilekçesinde,<br />

gerekse de yaplan birinci oturumda görev itiraznda bulunulmadğ,<br />

ancak, iş bu dosyada esas hakknda karar verilip Yargtay 5. Hukuk<br />

Dairesinin bozma ilamndan sonra dosyann yeniden esasa kaydedilmesi<br />

üzerine cevap dilekçesiyle görev itiraznda bulunulduğunun anlaşldğ,<br />

bu durumda; Belediye Başkanlğ vekili tarafndan, Asliye Hukuk<br />

Mahkemesindeki davada, (en geç) birinci oturumdan sonra yaplan<br />

görev itiraznn süresinde olduğunun kabulünün mümkün olmadğ<br />

gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 18<br />

3. Görev itiraz reddedilmelidir.<br />

Kişi veya makamca usule uygun olarak yaplan görev itiraz üzerine<br />

mahkemece görevlilik karar verilmeli veya görev itiraz reddedilmelidir.<br />

Dolaysyla, görev itiraznn zmnen reddedildiğinin kabulü mümkün<br />

değildir. Aksine bir yorum, görev itiraznda bulunan tarafndan olumlu<br />

görev uyuşmazlğ çkarlmas için verilmesi gereken dilekçede sürenin<br />

hangi tarihte başlatlacağ sorununu gündeme getirecektir.<br />

17 UM. Hukuk Bölümü, 24.12.2012, E.2012/209, K.2012/280.<br />

18 UM. Hukuk Bölümü, 11.3.2013, E.2012/230, K.2013/323.<br />

- 167 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, olayda, görev itiraz en geç<br />

mahkemenin ilk celsesinde yaplmş olmakla 10’uncu maddenin ikinci<br />

fkrasnn öngördüğü koşullardan biri gerçekleşmiş ise de; mahkemece<br />

görev itiraznn reddine ilişkin ya da davada görevli bulunduğu yolunda<br />

herhangi bir karar verilmemiş olduğundan olumlu görev uyuşmazlğ<br />

çkarlmas için aranan diğer koşulun gerçekleşmediği, nitekim, ilk<br />

celsede ve sonraki celsede verilen kararlarda mahkemelerince yarg<br />

yoluna ilişkin herhangi bir hüküm kurulmadğna göre ve Yasada görev<br />

konusundaki karar için bir süre öngörülmemiş bulunmas karşsnda,<br />

daval vekilinin başvuru dilekçesinde öne sürdüğü “mahkemece görev<br />

itiraznn zmnen reddedildiği” yolundaki iddiann kabulüne olanak<br />

bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 19<br />

4. Görev itiraznda bulunan tarafndan, görev itiraznn reddi<br />

üzerine 15 gün içinde ilgili başsavclğa sunulmak üzere dilekçe<br />

verilmelidir.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ çkarmada, görev itiraznda bulunan<br />

tarafndan, mahkemece görev itiraznn reddedilmesi üzerine uyuşmazlk<br />

çkarlmasn istemeye yetkili makama sunulmak üzere iki nüsha<br />

dilekçe, görev itirazn reddeden yarg merciine verilmelidir. Buradaki<br />

yetkili makamdan kasdedilen, reddedilen görevsizlik itiraz adli yarg<br />

yararna ileri sürülmüş ise Yargtay Cumhuriyet Başsavcs, idari yarg<br />

yararna ileri sürülmüş ise Danştay Başsavcs, askeri ceza yargs<br />

yararna ileri sürülmüş ise Askeri Yargtay Başsavcs, Askeri İdari<br />

Yarg yararna ileri sürülmüş ise Askeri Yüksek İdare Mahkemesi<br />

Başsavcsdr.<br />

Görev itiraznn reddine ilişkin karara karş itiraz yolunun açk<br />

bulunduğu ceza davalarnda uyuşmazlk çkarma istenebilmesi için<br />

ret kararnn kesinleşmesi gerekir.<br />

İki nüsha dilekçenin, itirazn reddine ilişkin kararn verildiği tarihten,<br />

bu kararn tebliği gerekiyorsa tebliğ tarihinden, itiraz yolu açk bulunan<br />

ceza davalarnda ise ret kararnn kesinleştiği tarihten başlayarak onbeş<br />

gün içinde itiraz reddeden yarg merciine verilmesi gerekir. Böyle bir<br />

dilekçe yoksa ilgili Başsavclğn olumlu görev uyuşmazlğ çkarlmas<br />

istemli başvurusunun usule uygun olduğundan söz edilemez.<br />

Görev itiraznn reddi üzerine görev itiraznda bulunan tarafndan<br />

verilmiş bir dilekçe olmadğ halde ilgili Başsavc tarafndan yaplan<br />

başvuru ile ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü,<br />

görev itiraznn reddine ilişkin kararn, daval vekilinin de katldğ<br />

29.6.2012 tarihli 1’inci celsede verildiği; daval idarece, olumlu görev<br />

19 UM. Hukuk Bölümü, 11.3.2013, E.2013/136, K.2013/341.<br />

- 168 -


Nurdane TOPUZ<br />

uyuşmazlğ çkarlmas istemiyle bu tarihten başlayarak onbeş gün<br />

içinde uyuşmazlk çkarlmasn istemeye yetkili makama sunulmak<br />

üzere iki nüsha dilekçenin itiraz reddeden yarg merciine verilmediği;<br />

ilk oturumdan önce verilen 30.5.2012 tarihli dilekçe ile yetinilmesine<br />

rağmen ilgili Başsavclkça istemin reddedilmediğinin anlaşldğ<br />

gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 20<br />

Onbeş günlük sürenin hesaplanmas ile ilgili olarak, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Hukuk Bölümü, görev itiraznn reddine ilişkin kararn<br />

tebliğ tarihinden başlayarak onbeş gün içinde uyuşmazlk çkarlmasnn<br />

istenebileceği gözetildiğinde, verilen görevlilik kararnn 31.5.2012<br />

gününde tebliği nedeniyle, onaltnc gün olan 15.6.2012 günü kayda<br />

giren dilekçenin süresi içerisinde verildiğinin kabulünün olanaksz<br />

olduğu, bu durumda, daval idare vekili tarafndan İdare Mahkemesinde<br />

açlan davada verilen görevlilik kararnn tebliğ tarihinden başlayarak<br />

onbeşinci gün olan 14.6.2012 tarihinden sonra olumlu görev uyuşmazlğ<br />

çkarlmas istemiyle yaplan başvurunun süresinde olmadğ gerekçesiyle<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 21<br />

Onbeş günlük sürenin tebliğ tarihinden başlayarak hesaplanmas,<br />

bazen hak kayplarna neden olabilmektedir. Özellikle 2577 sayl<br />

İdari Yarglama Usulü Kanunu‘ndaki sürelerin, tebliğ tarihini izleyen<br />

günden itibaren işlemeye başlamas nedeniyle, taraflarn süre hesabnda<br />

yanlgya düşebildikleri görülmektedir. Ancak, TBMM’de görüşülmeyi<br />

bekleyen 2247 sayl Yasa‘da değişiklik öngören tasarda, bu genel<br />

uygulamaya uygun düzenleme yaplmştr. Tasarnn yasalaşmas<br />

halinde, sorun giderilecektir. 22<br />

İkinci kez yaplan görev itiraznn reddi üzerine onbeş günlük sürenin<br />

ilk görevsizlik kararna göre mi yoksa ikinci görevsizlik kararna göre<br />

mi hesaplanacağ hususu ile ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi<br />

Hukuk Bölümü, Asliye Hukuk Mahkemesinin 9.5.2012 tarihli birinci<br />

celsede re’sen yaptğ inceleme neticesinde taraf vekilleri de huzurda<br />

iken görevlilik karar verdiği ve böylece daval idare vekilinin görev<br />

itirazn reddetmiş olduğu, bu aşamadan sonra daval idare tarafndan<br />

6.6.2012 tarihli ikinci celsede tekrar görev itiraznda bulunulduğu ve<br />

mahkemece görev itiraznn reddine karar verildiği, daval idarece bu<br />

ret kararndan sonra 21.6.2012 tarihinde olumlu görev uyuşmazlğ<br />

çkartlmasnn istenildiği, bu durumda, daval idare vekili tarafndan,<br />

görev itiraznn reddine ilişkin kararn veya ayn anlama gelen görevlilik<br />

kararnn verildiği tarihten itibaren onbeş günlük süre geçtikten<br />

20 UM. Hukuk Bölümü, 11.3.2013, E.2013/282, K.2013/385.<br />

21 UM. Hukuk Bölümü, 24.12.2012, E.2012/481, K.2012/405.<br />

22 Çelik,Taşkn; “Uyuşmazlk Mahkemesine Başvurulmasnda ve Uyuşmazlk Mahkemesi Kararlarnn<br />

Uygulanmasnda Karşlaşlan Sorunlar”, Ulusal ve Uluslararas Boyutlaryla Görev Uyuşmazlklar ve<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Konulu Bilimsel Toplantı Bildiri Konular, Y. 2013, s. 5-6.<br />

- 169 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

sonra sunulan uyuşmazlk çkartlmas talepli dilekçenin süresinde<br />

olduğunun kabulünün mümkün olmadğ gerekçesiyle başvurunun<br />

reddine karar vermiştir. 23<br />

Kararla, süresinde yaplan görev itiraznn reddi üzerine onbeş günlük<br />

süre başlayacağndan, süresinden sonra yaplan görev itiraznn reddinin<br />

görev itiraznda bulunana yeni bir hak vermeyeceği kabul edilmiştir.<br />

5. Uyuşmazlk Mahkemesi‘nden olumlu görev uyuşmazlğ<br />

çkarlmasn istemeye ilgili Başsavclk yetkilidir.<br />

Görevlilik kararna karş taraflarca Uyuşmazlk Mahkemesi’ne doğrudan<br />

başvuru mümkün değildir. Görev itiraznda bulunan tarafndan, yarg<br />

merciince görev itiraznn reddedilmesi üzerine uyuşmazlk çkarlmasn<br />

istemeye yetkili Başsavclğa sunulmak üzere iki nüsha dilekçe itiraz<br />

reddeden yarg merciine verilir. Bu yarg yerince dosya ile ilgili usuli<br />

işlemler tamamlandktan sonra dilekçe ve ekleri, dosya örneği ile<br />

birlikte ilgili başsavclğa gönderilir. İlgili başsavclk, usule uygun bir<br />

başvuruda uyuşmazlk çkarlmasn gerekli gördüğü durumlarda, görev<br />

konusunun incelenmesini dilekçe ve eklerini de göndermek suretiyle<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nden gerekçeli düşünce yazs ile ister.<br />

Uyuşmazlk çkarma istemli dilekçe ile ekleri kendisine ulaşan ilgili<br />

başsavclğn, uyuşmazlk çkarmaya yer olmadğ sonucuna varmas<br />

veya yaplan başvuruda 15 günlük sürenin geçirilmiş olduğunu tespit<br />

etmesi nedeniyle istemin reddine karar vermesi durumunda, bu karara<br />

karş hiç bir yarg merciine başvurulamayacaktr.<br />

Bir davada uyuşmazlk çkarlmas için yalnz bir kez başvurulabilir.<br />

Konuyla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, bir<br />

davada uyuşmazlk çkarlmas için yalnz bir kez başvurulabileceği<br />

ve ilgili Başsavclklarn kararlarnn da kesin olduğu, bu durumda<br />

davallardan Belediye Başkanlğ vekili tarafndan Asliye Hukuk<br />

Mahkemesinde açlan davada verilen görevlilik karar nedeniyle,<br />

20.12.2011 tarihinden sonra olumlu görev uyuşmazlğ çkarlmas<br />

istemiyle yaplan başvurunun süresinde olmadğ nedeniyle ilgili<br />

Başsavclkça reddedilmesi sonrasnda yine ayn Başsavclkça,<br />

kesin olan başvurunun reddine ilişkin kararlarndan sonra ayn<br />

dosyada olumlu görev uyuşmazlğ çkarlmasnda hukuka uyarlk<br />

bulunmadğndan, yaplan başvurunun reddine karar vermiştir. 24<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, olumlu görev uyuşmazlğ çkarma istemlerinde,<br />

gerek görürse görev itirazn reddeden yarg merciine göre ilgili bulunan<br />

Başsavcnn da düşüncesini almak suretiyle görevli yarg merciini<br />

belirler. Incelemeyi yaparken görevlilik karar veren yarg yerinin<br />

23 UM. Hukuk Bölümü, 24.12.2012, E.2012/391, K.2012/345.<br />

24 UM. Hukuk Bölümü, 4.2.2013, E.2013/46, K.2013/201.<br />

- 170 -


Nurdane TOPUZ<br />

görevli olduğu sonucuna varmas durumunda, ilgili başsavclğn<br />

başvurusunu reddeder; görevlilik karar veren yarg yerinin görevli<br />

olmadğ, görev alan korunmak istenen yarg yerinin görevli olduğu<br />

sonucuna varmas durumunda ise, ilgili başsavclğn başvurusunu<br />

kabul ederek, görevlilik kararn kaldrr.<br />

B. Olumsuz Görev Uyuşmazlğ<br />

2247 sayl Kanun‘un 14 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir.<br />

Adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az ikisinin taraflar,<br />

konusu ve sebebi ayn olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu<br />

yolda verdikleri kararlarn kesin veya kesinleşmiş olmas durumunda<br />

olumsuz görev uyuşmazlğ bulunduğundan söz edilebilir.<br />

Olumsuz görev uyuşmazlğ için:<br />

1. Adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan<br />

verilen görevsizlik kararlar bulunmaldr.<br />

Yukarda da belirtildiği gibi, ayn yarg düzeni içinde yer alan mahkeme<br />

kararlar arasnda görev yönünden doğan uyuşmazlğ çözümlemek,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nin görev alanna girmemektedir.<br />

Olumsuz görev uyuşmazlğnn bulunduğunun ileri sürülebilmesi için<br />

adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan verilen<br />

görevsizlik kararlarnn bulunmas gerekir. Aksi halde olumsuz görev<br />

uyuşmazlğ oluşmaz.<br />

Hazrlk soruşturmas safhasnda verilen Bölge İdare Mahkemesi<br />

karar ile ilgili olarak Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü, incelenen<br />

soruşturma dosyasnda, görev yönünden yarg mercileri arasnda<br />

oluştuğu ileri sürülen uyuşmazlğn Sulh Ceza Mahkemesi ile<br />

Kaymakamlk kararnn ikinci derecede inceleme mercii olan Bölge<br />

İdare Mahkemesi kararlar arasnda olduğu, Bölge İdare Mahkemesi,<br />

2247 sayl Yasa’nn 1’inci maddesinde öngörülen yarg yeri niteliğinde<br />

ise de, somut olayda Bölge İdare Mahkemesinin ikinci derecede idari<br />

yarg mercii olarak, kendisine açlmş bir davaya bakp işin esasna<br />

ilişkin karar vererek sonuçlandrmak durumunda olmayp, 4483 sayl<br />

Yasa uyarnca Kaymakamlkça verilen “soruşturma izni verilmesine”<br />

dair karar ikinci derecede itiraz mercii olarak inceleyip “soruşturma<br />

izni verilmesi kararnn kaldrlmasna” veya “soruşturma izni verilmesi<br />

kararna yaplan itirazn reddine” karar verebilme yetkisine sahip<br />

bulunduğu, ksaca, açlmş bir kamu davas ile ilgili olarak değil,<br />

hazrlk soruşturmas safhasnda karar verdiği gerekçesiyle başvurunun<br />

reddine karar vermiştir. 25<br />

25 UM. Ceza Bölümü, 23.6.2003, E.2003/39, K.2003/39.<br />

- 171 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

İdare mahkemesinin davann incelemeksizin reddi yolundaki<br />

kararyla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare<br />

Mahkemesince, “…Baklan davada, davac tarafndan 2577 sayl<br />

Yasa’nn 10’uncu maddesi uyarnca idareye yaplmş bir başvuru ve<br />

bu başvuru üzerine idarece veya idarelerce tesis edilmiş herhangi<br />

bir işlem bulunmakszn çalşmalarnn kendisine ait olduğu ve<br />

birleştirilmesine karar verilmesi istemiyle idarenin yerine geçerek<br />

idari işlem niteliğinde karar verilmesi istenilmekte ise de herhangi bir<br />

işlemin iptali istenilmeksizin bu istemin idari yarg yerinde incelenme<br />

olanağ bulunmamaktadr.<br />

Açklanan nedenlerle, davann incelemeksizin reddine,…” karar<br />

verildiğinin anlaşldğ, bu durumda, olumsuz görev uyuşmazlğna<br />

konu edilen kararlardan İş Mahkemesinin karar görevsizlik karar<br />

olmasna karşlk; İdare Mahkemesinin karar görevsizlik değil, davann<br />

incelemeksizin reddine ilişkin karar olduğundan, 2247 sayl Yasa’nn<br />

14’üncü maddesinde öngörülen koşullarn gerçekleşmediği gerekçesiyle<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 26<br />

İdare Mahkemesinin davann süre aşm nedeniyle reddi yolundaki<br />

kararyla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, Asliye<br />

Hukuk Mahkemesince verilen kararn, Belediye Başkanlğ yönünden<br />

verilmiş görevsizlik karar olmasna karşlk; İdare Mahkemesince,<br />

Belediye Başkanlğ yönünden verilmiş kararn görevsizlik karar<br />

olmadğ; davann Belediye Başkanlğna karş açlan ksmnn 2577<br />

sayl İdari Yarglama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi uyarnca<br />

süre aşm nedeniyle reddine karar verildiği görüldüğünden; ortada<br />

2247 sayl Yasa’nn 14‘üncü maddesinde öngörülen biçimde verilmiş<br />

görevsizlik kararlar bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine<br />

karar vermiştir. 27<br />

İdare Mahkemesince verilen dilekçe ret karar ile ilgili olarak Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare Mahkemesince; davaclarn<br />

istemlerinden birisi olan 3194 sayl Yasa’nn 32’nci maddesi uyarnca<br />

verilen ykma ilişkin işleme karş idari yargda, 3194 sayl Yasa’nn<br />

42’nci maddesi uyarnca verilen para cezasna ilişkin işleme karş ise<br />

adli yarg yerinde dava açlmas gerekirken birlikte dava açldğnn<br />

anlaşldğ gerekçesiyle 2577 sayl Kanun’un 15’inci maddesinin 1/d<br />

bendi uyarnca bu kararn bildirim tarihinden itibaren (30) otuz gün<br />

içinde ayn Kanunun 5’inci maddesine uygun biçimde düzenlenecek<br />

iki örnek dilekçe ile her işlem için ayr ayr dava açlmak üzere<br />

dilekçenin reddine karar verilmiş olduğundan, ortada olumsuz görev<br />

uyuşmazlğ doğmasna neden olacak şekilde idari yarg yerince göreve<br />

ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun<br />

26 UM. Hukuk Bölümü, 5.7.2010, E.2010/126, K.2010/173.<br />

27 UM. Hukuk Bölümü, 1.7.2013, E.2013/266, K.2013/1064.<br />

- 172 -


eddine karar vermiştir. 28<br />

Nurdane TOPUZ<br />

Olayda, İdare Mahkemesince, ykma ilişkin işlemde Mahkemeleri<br />

görevli görülmekle birlikte, para cezasna ilişkin işlemde Mahkemeleri<br />

görevli görülmediğinden, her iki işleme karş ayr ayr dava açlmak<br />

üzere dilekçenin reddine karar verilmiştir. Bu karar görevsizlik karar<br />

olmayp, her iki işleme karş ayr ayr dava açlmasn sağlamak üzere<br />

verilmiş bir karardr. Davac tarafndan dilekçe ret kararnn gereği<br />

yerine getirilerek para cezasna ilişkin işleme karş ayrca açlan<br />

davada görevsizlik karar verilmiş olmas halinde bu kararn görev<br />

uyuşmazlğna konu edilmesi mümkün olacakt.<br />

İdare Mahkemesince davann esas hakknda verilmiş bir karar ile ilgili<br />

olarak Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare Mahkemesince<br />

davann esas hakknda karar verilmiş olup, ortada idari yarg yerince<br />

verilmiş bir görevsizlik karar bulunmadğndan, başvurunun reddine<br />

karar vermiştir. 29<br />

İdare Mahkemesince dosya esas kaydnn kapatlmas ve dosyann ilgili<br />

Mahkemeye iadesi yolunda verilen kararla ilgili olarak, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Hukuk Bölümü, Sulh Ceza Mahkemesince, açlan dava<br />

sonucunda idari yargnn görevli olduğuna ilişkin bir görevsizlik karar<br />

verilmiş olmasna karşlk; dosyann doğrudan gönderilmesi üzerine<br />

İdare Mahkemesince; “ortada idare mahkemesine hitaben yazlmş<br />

dilekçeyle açlmş bir dava bulunmadğndan Sulh Ceza Mahkemesinin<br />

görevsizlik karar vermesi üzerine doğrudan gönderdiği dosyayla<br />

yaplabilecek herhangi bir işlem bulunmadğ gerekçesiyle dosya<br />

esas kaydnn kapatlmasna ve dosyann Sulh Ceza Mahkemesine<br />

iadesine” karar verilmiş olduğundan, ortada olumsuz görev uyuşmazlğ<br />

doğmasna neden olacak şekilde idari yarg yerince göreve ilişkin olarak<br />

verilmiş bir karar bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine karar<br />

vermiştir. 30<br />

Görüldüğü üzere, bu olayda da, İdare Mahkemesince verilen karar,<br />

İdari Yarglama Usulü Kanunu‘na göre idari yargda usulüne uygun<br />

bir dava açlmamş olmas nedeniyle dosyann ilgili Mahkemesine<br />

iadesinden ibaret olup, görevsizlik nedeniyle verilmiş bir karar değildir.<br />

2. Bu görevsizlik kararlar görevsizlik karar veren diğer yarg<br />

merciinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş olmaldr.<br />

Bir yarg merciinin görevsizlik karar vermesinden sonra görevli olduğu<br />

belirtilen yarg merciine açlan dava üzerine, bu yarg merciince de<br />

görevsizlik karar verilerek daha önce görevsizlik karar veren yarg<br />

28 UM. Hukuk Bölümü, 4.6.2012, E.2012/154, K.2012/139.<br />

29 UM. Hukuk Bölümü, 20.12.2010, E.2010/284, K.2010/356.<br />

30 UM. Hukuk Bölümü, 1.10.2012, E.2012/241, K.2012/208.<br />

- 173 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

merciinin görevli olduğuna işaret edilmesi halinde doğan olumsuz<br />

görev uyuşmazlğ nedeniyle taraflar, sebebi ve konusu ayn olan bir<br />

davaya bakacak mahkeme bulunmadğndan, yaplacak başvuru üzerine<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nce görevli yarg mercii belirlenmek suretiyle<br />

davann esasnn incelenebilmesi olanakl hale gelecektir.<br />

Buna göre, olumsuz görev uyuşmazlğndan söz edebilmek için, bu<br />

yarg mercilerinin verdiği görevsizlik kararlarnn görevsizlik karar<br />

veren diğer yarg yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş olmas<br />

gerekir. Aksi halde, olumsuz görev uyuşmazlğ oluştuğundan söz<br />

etmek mümkün değildir.<br />

Konuyla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü,<br />

Asliye Hukuk Mahkemesince; davacnn tazminat istemini, Ağr<br />

Ceza Mahkemesine açacağ davada ileri sürebileceği, bu nedenle<br />

Mahkemelerinin görevli olmadğ belirtilerek, davann görev yönünden<br />

reddine karar verildiğinin anlaşldğ, İdare Mahkemesinin karar<br />

görevsizlik karar olmasna karşlk; Asliye Hukuk Mahkemesinin<br />

karar, idari yargnn görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik<br />

karar niteliğinde olmadğndan, adli ve idari yarg yerleri arasnda görev<br />

uyuşmazlğ oluştuğundan söz etmenin mümkün olmadğ gerekçesiyle<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 31<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü, olayda, askeri yarg yerince,<br />

yarglamann adli yarg yerine ait olduğu belirtilerek görevsizlik karar<br />

verildiği, buna karşn adli yarg yerince, görevin sulh ceza mahkemesine<br />

ait olduğu belirtilerek görevsizlik karar verildiği anlaşldğndan, askeri<br />

ve adli yarg yerleri arasnda görev uyuşmazlğ oluştuğunun kabulünün<br />

mümkün olmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 32<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, uyuşmazlğ çözümleyecek yarg yeri var ve<br />

henüz o yarg yerinde dava açlmamş ise, olumsuz görev uyuşmazlğnn<br />

oluşmadğn kabul etmektedir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare Mahkemesince Askeri<br />

Yüksek İdare Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik<br />

karar verildiği, bunun üzerine davann açldğ AYİM İkinci Dairesi’nce<br />

ise adli yargnn görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik karar verilerek<br />

üçüncü bir yarg merciine işaret edildiği; bu durumda, AYİM İkinci<br />

Dairesi’nin görevli olduğuna işaret ettiği adli yarg yerine açlmş bir<br />

dava ve bu dava sonucunda daha önce görevsizlik kararlar veren yarg<br />

mercilerinin görevli olduğu yolunda verilmiş bir görevsizlik karar<br />

olmadğna göre, olayda davaya bakacak bir mahkemenin kalmadğndan<br />

31 UM. Hukuk Bölümü, 21.5.2012, E.2012/121, K.2012/117.<br />

32 UM. Ceza Bölümü, 9.4.2012, E.2012/14, K.2012/14.<br />

- 174 -


Nurdane TOPUZ<br />

söz edilemeyeceği, başka bir ifadeyle, davacnn, AYİM İkinci Dairesi’nce<br />

verilen görevsizlik karar üzerine adli yarg yerinde dava açmasnn<br />

gerektiği belirtilerek başvurunun reddine karar verilmiştir. 33<br />

3. Her iki yarg merciinde açlan davann taraflar, konusu ve<br />

sebebi ayn olmaldr.<br />

Adli, idari veya askeri yarg mercilerinden en az ikisinde açlan davann<br />

taraflarnn, konusunun ve sebebinin ayn olmas gerekir. Her iki davann<br />

taraflarnn ya da konusu ve sebebinin ayn olmamas durumunda<br />

olumsuz görev uyuşmazlğ oluştuğundan söz etmek mümkün değildir.<br />

Taraflar farkl olan davalarla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi<br />

Hukuk Bölümü, davaclardan RK’n, 2918 sayl Kanun’un Ek 2‘nci<br />

maddesinin üçüncü fkras uyarnca adna verilen 2.022 TL tutarndaki<br />

idari para cezasnn kaldrlmas istemiyle adli yarg yerine itirazda<br />

bulunduğu ve Mahkemece görevsizlik karar verildiği, söz konusu<br />

idari para cezas ile bu cezann verildiği Trafik İdari Para Cezas Karar<br />

Tutanağna istinaden düzenlenen “araç trafikten men tutanağ”nn<br />

iptali istemiyle de davaclardan İÇ’in idari yarg yerinde dava açtğ,<br />

Mahkemece davann görev yönünden reddine karar verildiği, bu<br />

durumda, adli ve idari yarg yerlerince, taraflar, konusu ve sebebi ayn<br />

olan dava sebebiyle verilmiş iki ayr görevsizlik kararnn bulunmadğ<br />

gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 34<br />

Dava konusu işlemlerin farkl olduğu davalarla ilgili olarak, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi Hukuk Bölümü, davacnn, İl Encümeninin 27.10.2005<br />

tarih ve 539 sayl karar ile verilen 368.745 YTL tutarndaki idari para<br />

cezasnn kaldrlmas istemiyle adli yarg yerine itirazda bulunduğu<br />

ve Mahkemece görevsizlik karar verildiği, davacnn, İl Encümeninin<br />

4.7.2007 tarih ve 169 sayl karar ile verilen 19.015,50 YTL tutarndaki<br />

idari para cezasnn kaldrlmas istemiyle de idari yarg yerinde dava<br />

açtğ, Mahkemece görevsizlik karar verildiği, bu durumda, adli ve<br />

idari yarg yerlerince konusu ve sebebi ayn olan dava sebebiyle verilmiş<br />

iki ayr görevsizlik kararnn bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun<br />

reddine karar vermiştir. 35<br />

Asliye Ceza Mahkemesince görevi kötüye kullanmak suçu nedeniyle<br />

görevsizlik karar verilmiş olmasna rağmen, Askeri Mahkemece görevli<br />

memura mukavemet ve hakaret suçundan dolay verilen görevsizlik<br />

karar ile ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü, askeri<br />

yarg yerince, “görevi kötüye kullanmak” suçu nedeniyle açlmş ve<br />

33 UM. Hukuk Bölümü, 7.2.2011, E.2010/105, K.2011/13.<br />

34 UM. Hukuk Bölümü, 4.6.2013, E.2013/816, K.2013/966.<br />

35 UM. Hukuk Bölümü, 14.1.2013, E.2012/518, K.2013/97.<br />

- 175 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

görevsizlik karar verilmiş bulunan kamu davas hakknda herhangi<br />

bir karar verilmediği, görevsizlik karar verilmeyen ve kendisine<br />

gönderilmeyen(açlmayan), halen adli yarg yerinde derdest bulunan<br />

“resmi görevli memura mukavemet ve hakaret” suçu nedeniyle açlan<br />

kamu davas hakknda görevsizlik karar verildiğinin görüldüğü, adli ve<br />

askeri yarg yerlerince verilen görevsizlik kararlar, ayn sank hakknda<br />

olup, sanğa yüklenen eylemler ve açlmş bulunan kamu davalar<br />

birbirinden farkl olduğundan, olayda ayn kamu davasna ilişkin<br />

olarak verilmiş görevsizlik kararlar bulunmadğndan başvurunun<br />

reddine karar vermiştir. 36<br />

Görevsizlik kararlar kesin ya da kesinleşmiş olmaldr.<br />

Olumsuz görev uyuşmazlğ bulunduğundan söz edebilmek için adli, idari<br />

veya askeri yarg mercilerinden en az ikisi tarafndan verilen görevsizlik<br />

kararlarnn kesin ya da kesinleşmiş olmas gerekir. Kararlardan biri<br />

kesinleşmemiş ise olumsuz görev uyuşmazlğ bulunduğundan söz<br />

etmek mümkün değildir. Zira; bu durumda, görevsizlik karar vermiş<br />

olsa dahi karar henüz kesinleşmeyen mahkemenin davann esasn<br />

inceleme olaslğ vardr.<br />

Askeri Mahkeme ile Asliye Ceza Mahkemesi tarafndan verilen<br />

görevsizlik kararlar ile ilgili olarak Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza<br />

Bölümü, Yargtay İçtihad Birleştirme Genel Kurulu‘nun 9.12.1931<br />

gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayl kararnda da belirtildiği gibi,<br />

yarg yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarnn temyize<br />

tabi olduğu, olayda, sanklardan birine tebliğ edilmeyen görevsizlik<br />

kararnn kesinleşmesinden söz edilmesine olanak bulunmadğ, bu<br />

durumda, Asliye Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararnn<br />

kesinleşmemiş olmas nedeniyle başvurunun reddine karar vermiştir. 37<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Ceza Bölümü, dosyann incelenmesinden,<br />

adli yarg yerince verilen görevsizlik kararnn itiraz yolu açk olmak<br />

üzere verildiğinin anlaşldğ, uyuşmazlğn incelenebilmesi için, 2247<br />

sayl Yasa’nn 1 ve 14‘üncü maddeleri uyarnca, yarg yerlerince verilen<br />

kararlarn kesin veya kesinleşmiş olmas gerektiği, Ceza Muhakemesi<br />

Kanunu hükümleri dşnda ayrca, Yargtay İçtihad Birleştirme Genel<br />

Kurulu‘nun 9.12.1931 gün ve E:1931/12, K:1931/48 sayl kararnda da<br />

belirtildiği gibi, yarg yolunu değiştirmeye yönelik görevsizlik kararlarnn<br />

temyize tabi olduklar, başvuracağ kanun yolu, süresi, mercii yasaya<br />

uygun olarak gösterilmeyen kararn kesinleşmesinden söz edilmesine<br />

olanak bulunmadğ, bu nedenle, sanğa yukarda açklanan haklarn<br />

belirtir nitelikte tebligat yaplarak temyiz süresinin beklenmesi,<br />

görevsizlik karar kesinleştikten sonra dosyann Mahkemelerine<br />

36 UM. Ceza Bölümü, 23.6.2003, E.2003/26, K.2003/26.<br />

37 UM. Ceza Bölümü, 18.7.2005, E.2005/26, K.2005/34.<br />

- 176 -


Nurdane TOPUZ<br />

gönderilmesinin icap ettiği gerekçesiyle başvurunun reddine karar<br />

vermiştir. 38<br />

Konuyla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, Sulh Ceza<br />

Mahkemesi kararnn kesinleşip kesinleşmediği anlaşlamadğndan,<br />

Sulh Ceza Mahkemesinden görevsizlik kararnn kesinleşme<br />

durumunu gösteren onayl bir örneğinin istenilmesi üzerine, ad geçen<br />

Mahkemece gönderilen yazda; ilgili dosyalarnn yaplan itiraz üzerine<br />

Yargtay’a gönderildiği; halen Yargtay tarafndan karar verilmediği;<br />

Mahkemeleri kararna yaplan itiraz (temyiz) henüz sonuçlanmadğndan,<br />

Mahkemelerinin kararnn henüz kesinleşmediği bildirildiğinden,<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 39<br />

5. Olumsuz görev uyuşmazlğnn giderilmesi istemi, ancak davann<br />

taraflarnca ve ceza davalarnda ise ayrca ilgili makamlarca ileri<br />

sürülebilir.<br />

Olumsuz görev uyuşmazlğnn giderilmesi için davann taraflar istemde<br />

bulunabilecekken, ceza davalarnda ise ayrca ilgili makamlarda olumsuz<br />

görev uyuşmazlğ bulunduğunu ileri sürebileceklerdir.<br />

Öte yandan, olumsuz görev uyuşmazlklarnda dava dosyalar,<br />

son görevsizlik kararn veren yarg mercii tarafndan, bu kararn<br />

kesinleşmesinden sonra taraflardan birinin istemi üzerine ilk<br />

görevsizlik kararn veren yarg merciine ait dava dosyas da temin<br />

edilerek Uyuşmazlk Mahkemesine gönderilir ve görevli yarg merciinin<br />

belirlenmesi istenir.<br />

Ceza davalarnda ise, son görevsizlik kararn veren yarg mercii<br />

tarafndan, görevsizlik kararnn kesinleşmesinden sonra doğrudan<br />

doğruya ilk görevsizlik kararn veren yarg merciine ait dava dosyas<br />

da temin edilerek Uyuşmazlk Mahkemesine gönderilir ve görevli yarg<br />

merciinin belirlenmesi istenir.<br />

Görüldüğü üzere, ceza davalarnda, olumsuz görev uyuşmazlğnn<br />

giderilmesi isteminde bulunacaklar ve dosyalarn Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi‘ne gönderilmesi yönünden farkl düzenleme yoluna<br />

gidilmiştir.<br />

Yarg merciince, ilk görevsizlik kararn veren yarg merciine ait<br />

dava dosyas temin edilerek Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne gönderilmesi<br />

gerekirken, sadece kendi mahkemelerine ait dosyann gönderilmesiyle<br />

yetinildiği durumlarda, Uyuşmazlk Mahkemesi, ilgili Mahkemelerden<br />

dosyay ya da kesinleşmiş karar örneğini getirtmek suretiyle başkaca<br />

usule aykrlk yoksa, bu hususu kararnda eleştiri konusu yaparak, görev<br />

38 UM. Ceza Bölümü, 1.7.2013, E.2013/19, K.2013/22.<br />

39 UM. Hukuk Bölümü, 3.5.2010, E.2010/38, K.2010/117.<br />

- 177 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

uyuşmazlğnn esasn inceleyerek görevli yarg yerini belirlemektedir.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, olumsuz görev uyuşmazlğnda, görevli yarg<br />

yerini belirleyerek, görevli yarg yerinin verdiği görevsizlik kararn<br />

kaldrr. Böylece, görevsizlik kararlar nedeniyle davaya bakacak<br />

mahkemenin bulunmamas sorunu aşlmş olur.<br />

C. Olumlu Görev Uyuşmazlğ<br />

2247 sayl Kanun‘un 17 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğndan söz edebilmek için adli, idari ve askeri<br />

yargya bağl ayr iki yarg merciine açlan ve taraflar, konusu ve sebebi<br />

ayn olan davalarda bu yarg mercilerinin her ikisinin kendilerini görevli<br />

sayan kararlar vermiş olmalar, görev kararlarna karş itiraz yolunun<br />

açk olduğu ceza davalarnda ise bu kararlarn kesinleşmiş bulunmas<br />

gerekir. Bir başka ifade ile, olumlu görev uyuşmazlğ, taraflar, sebebi<br />

ve konusu ayn olan davada, adli, idari ve askeri yarg mercilerinin<br />

ayn anda kendilerini görevli görmeleri ve davann esasna bakmak<br />

istemeleri halinde meydana gelir.<br />

Olumlu görev uyuşmazlğ, olumlu görev uyuşmazlğ çkarmadan<br />

farkldr. Zira; olumlu görev uyuşmazlğ çkarmada; adli, idari ve askeri<br />

bir yarg merciinde açlmş olan davada ileri sürülen görev itiraznn<br />

reddi üzerine, ilgili Başsavc tarafndan görev konusunun incelenmesi<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nden istenir. Olumlu görev uyuşmazlğnda<br />

ise; adli, idari ve askeri yargya bağl iki ayr yarg merciine açlan ve<br />

taraflar, sebebi ve konusu ayn olan davada, bu yarg mercilerinin<br />

her ikisinin de kendilerini görevli sayan kararlar vermeleri gerekir. 40<br />

Olumlu görev uyuşmazlğnn çözümü, bir yandan hak arama ve hakkn<br />

yerine getirilmesini sağlama yönünden davann taraflarn korurken, öte<br />

yandan adli, idari ve askeri yarg düzenlerine dahil yarg mercilerinin<br />

birbirlerinin görev alanlarna müdahalesini önleyerek, yarg yerlerinin<br />

kendi görev alanlarnda kalmalarn sağlar. 41<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nce görev konusunun incelenebilmesi için,<br />

ilgililerin zamannda görev itiraznda bulunmalar ve mahkemelerce<br />

görevlilik karar verilmesi üzerine olumlu görev uyuşmazlğnn<br />

giderilmesini isteyen taraflardan birinin, ceza davalarnda ise ayrca<br />

ilgili makamlarn, taraf saysndan iki fazla düzenleyeceği dilekçe ile<br />

bu yarg mercilerinden birine başvuruda bulunmalar gerekir. Bu yarg<br />

mercii, diğer yarg merciinden dosyay getirttikten ve karş tarafn ve<br />

ilgili makamlarn cevabn aldktan sonra dilekçeyi, alnan cevaplar ve<br />

40 Dinç, M. İlhan; “Olumlu Görev Uyuşmazlğ ve Uyuşmazlk Mahkemesi’nce Bu Uyuşmazlğn Çözümü”,<br />

Danştay Dergisi, S. 64-65 Y. 1987, s. 15.<br />

41 Dinç, M. İlhan; Olumlu Görev Uyuşmazlğ ..., s. 15.<br />

- 178 -


Nurdane TOPUZ<br />

varsa ekleri ile dava dosyalarn, Uyuşmazlk Mahkemesine gönderir ve<br />

görevli yarg merciinin belirlenmesini ister. Bu durumda, her iki yarg<br />

mercii de, davann görülmesini geri brakr. Bunun üzerine, Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’nce görevli yarg yeri belirlenir ve böylelikle yarg mercilerinin<br />

birbirlerinin görev alanlarna müdahaleleri engellenmiş olur.<br />

Eğer, yarg yerlerinden biri, davann esas hakknda karar vermiş ise,<br />

artk olumlu görev uyuşmazlğndan söz etmek mümkün değildir.<br />

Konuyla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare<br />

Mahkemesince, ödeme emrine ilişkin verilmiş bir görevlilik karar<br />

bulunmasna karşlk, Sulh Ceza Mahkemesinin karar para cezasna<br />

ilişkin ve işin esas hakknda olup, ortada olumlu görev uyuşmazlğ<br />

doğuran farkl yarg mercilerince ayn konuda verilmiş göreve ilişkin<br />

iki ayr karar bulunmadğ gerekçesiyle başvurunun reddine karar<br />

vermiştir. 42<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne yaplan başvuru itibaryla en az karşlaşlan<br />

uyuşmazlktr.<br />

D. Görevli Yarg Yerinin Belirlenmesi Amac İle Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne Başvuru<br />

2247 sayl Kanun‘un 19 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir.<br />

Görevli yarg yerinin belirlenmesi amac ile Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne<br />

başvuru yolu, adli, idari, askeri yarg mercilerinden birisinin kesin<br />

veya kesinleşmiş görevsizlik karar üzerine kendisine gelen bir davay<br />

incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yarg merciinin, davada<br />

görevsizlik karar veren merciin görevli olduğu kansna varmas<br />

durumunda, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne başvurmasdr.<br />

Bu başvuru yolu ile, olumsuz görev uyuşmazlğna göre daha çabuk<br />

işleyen ve sonuca götüren bir yöntem oluşturularak, görev sorununun<br />

bir an önce çözümlenmesi amaçlanmştr. Zira; adli, idari ve askeri yarg<br />

merciine açlan bir davada, bu yarg mercilerinin verdikleri görevsizlik<br />

karar üzerine, davann açldğ diğer yarg mercii, davann kendi görev<br />

alanna değil, görevsizlik karar veren yarg merciinin görev alanna<br />

girdiği sonucuna varrsa, görevsizlik karar vermek yerine görevli yarg<br />

merciinin belirlenmesi için Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne başvurmak<br />

suretiyle görev sorununu bir an önce gidermek imkanna sahiptir. 43<br />

Öte yandan; temyiz incelemesi yapan yüksek mahkemeler de, daha önce<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nce yarg mercii belirtilmemiş olan bir davada,<br />

42 UM. Hukuk Bölümü, 6.2.2012, E.2012/20, K.2012/31.<br />

43 Dinç, M. İlhan; “Görevli Yarg Yerinin Belirlenmesi Amac İle Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Başvuru”,<br />

Danştay Dergisi, S. 58-59,Y. 1985, s. 38.<br />

- 179 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

davann, davaya bakan mahkemenin görevi dşnda olduğu kansna<br />

varmas durumunda, incelediği karar bozmak yerine, incelemeyi<br />

erteleyerek yarg merciinin belirtilmesi için Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne<br />

başvurmaya karar verebilir.<br />

Sonuç olarak, bu başvuru yolu ile, olumsuz görev uyuşmazlğ oluşmadan,<br />

ilk derece yarg yeri ya da temyiz incelemesi yapan yüksek mahkemenin<br />

başvurusu üzerine görevli yarg yeri Uyuşmazlk Mahkemesi‘nce<br />

belirlenmektedir. 44<br />

Görevli yarg yerinin belirlenmesi amac ile Uyuşmazlk Mahkemesi‘ne<br />

başvuru için:<br />

1. Görevli olduğuna işaret edilen yarg yerinde açlan davada<br />

verilmiş görevsizlik karar bulunmaldr.<br />

Görevli yarg yerinin belirlenmesi amac ile Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

başvuran mahkemece görevli olduğuna işaret edilen yarg yerinde<br />

açlmş bir dava ve verilmiş bir görevsizlik karar bulunmamas halinde<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’ne başvuru koşullarnn oluştuğundan söz<br />

edilemez.<br />

Görevli olduğuna işaret edilen yarg yerinde açlmş bir davann<br />

bulunmadğ olayla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk<br />

Bölümü, yalnzca idari yarg yerinde açlmş bir dava bulunmakta olup;<br />

daha önce adli(ya da askeri) yarg yerinde açlmş taraflar, konusu ve<br />

sebebi ayn olan davada verilmiş bir görevsizlik karar olmadğndan,<br />

olayda 2247 sayl Yasa’nn 19’uncu maddesinde öngörülen koşulun<br />

gerçekleşmediği, davay ilk kez inceleyen İdare Mahkemesinin, davada<br />

adli yarg yerinin görevli olduğu kansna varmas halinde görevsizlik<br />

karar vererek işten el çekmesinin icap ettiği gerekçesiyle başvurunun<br />

reddine karar vermiştir. 45<br />

Görevli olduğuna işaret edilen yarg yerinde açlmş davada verilen<br />

kararn göreve ilişkin olmamas halinde Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

başvuru koşullar oluşmaz.<br />

İdare mahkemesince verilen incelenmeksizin red karar ile ilgili<br />

olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare Mahkemesince;<br />

“davacnn bir başka cezaevine nakledilmesine ilişkin işlemin, 2577 sayl<br />

Yasa’nn 14/3-d maddesinde belirtilen “idari davaya konu olabilecek<br />

nitelikte” bir idari işlem olmadğ sonucuna varlmş olduğu gerekçesiyle;<br />

davann 2577 sayl İdari Yarglama Usulü Kanunu’nun 15/1-b maddesi<br />

uyarnca incelenmeksizin reddine” karar verildiğinin anlaşldğ, bu<br />

durumda, olumsuz görev uyuşmazlğna konu edilen kararlardan<br />

44 Dinç, M. İlhan; Görevli Yarg Yerinin Belirlenmesi..., s. 40.<br />

45 UM. Hukuk Bölümü, 24.12.2001, E.2001/93, K.2001/101.<br />

- 180 -


Nurdane TOPUZ<br />

İnfaz Hakimliğinin karar görevsizlik karar olmasna karşlk; İdare<br />

Mahkemesinin karar görev yönünden değil, istemin incelenmeksizin<br />

reddi yönünden verilmiş bir karar olduğundan, başvurunun reddine<br />

karar vermiştir. 46<br />

Görevli olduğuna işaret edilen yarg yerince davann esas hakknda<br />

verilen karar ile ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü,<br />

davaclar vekilince adli yarg yerinde tapu iptali ve tescil davas açldğ<br />

ve dosyann esasnn incelenerek, davann reddine karar verildiğinin,<br />

dolaysyla adli yarg yerinde açlan davada verilmiş bir görevsizlik<br />

karar bulunmadğnn anlaşldğ gerekçesiyle başvurunun reddine<br />

karar vermiştir. 47<br />

İdare mahkemesince, usulüne uygun olarak açlmş bir dava<br />

bulunmadğndan, esas kaydnn kapatlarak dosyann ait olduğu<br />

Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesi yolundaki karar ile ilgili olarak,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, Sulh Ceza Mahkemesince,<br />

açlan dava sonucunda idari yargnn görevli olduğuna ilişkin bir<br />

görevsizlik karar verilmiş olmasna karşlk; dosyann doğrudan<br />

gönderilmesi üzerine İdare Mahkemesince; “görevsizlik karar sonrasnda<br />

anlan mahkeme tarafndan dava dosyasnn doğrudan mahkememize<br />

gönderildiği anlaşlmş olup, usulüne uygun olarak açlmş bir dava<br />

bulunmadğndan, esas kaydnn kapatlarak dosyann ait olduğu<br />

Sulh Ceza Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiş olduğundan,<br />

ortada olumsuz görev uyuşmazlğ doğmasna neden olacak şekilde<br />

idari yarg yerince göreve ilişkin olarak verilmiş bir karar bulunmadğ<br />

gerekçesiyle başvurunun reddine karar vermiştir. 48<br />

2. Her iki yarg merciinde açlan davann taraflar, konusu ve<br />

sebebi ayn olmaldr.<br />

2247 sayl Kanun‘un 19‘uncu maddesi ile, yarg mercilerinin Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne re’sen başvurabilmelerine olanak tannmş olup, böylece<br />

2247 sayl Yasa’nn 14‘üncü maddesine göre doğabilecek olumsuz<br />

görev uyuşmazlğnn giderilmesi bakmndan daha ekonomik bir<br />

yöntem öngörülmüştür.<br />

Buna göre, 19’uncu madde kapsamndaki bir başvuruda da, 14’üncü<br />

maddede öngörülen “... taraflar, konusu ve sebebi ayn olan dava...”<br />

koşulunun aranacağ doğaldr. Bu durumda, davann taraflarnn ya da<br />

konusu ve sebebinin ayn olmamas halinde Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

başvuru koşullarnn oluştuğundan söz edilemez.<br />

46 UM. Hukuk Bölümü, 20.12.2010, E.2010/309, K.2010/364.<br />

47 UM. Hukuk Bölümü, 8.4.2013, E.2013/65, K.2013/493.<br />

48 UM. Hukuk Bölümü, 14.1.2013, E.2012/346, K.2013/38.<br />

- 181 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

Adli yargda açlan davada davacs AD, idari yargda açlan davada<br />

davacs AD ve diğerlerinin olduğu bir davada, Uyuşmazlk Mahkemesi<br />

Hukuk Bölümü, 2247 sayl Yasa’nn 14‘üncü maddesinde öngörülen<br />

“taraflarn ayn olmas” koşulunun 19‘uncu maddeye göre yaplan<br />

başvuruda da aranmasnn gerektiğini, olayda, davac AD yönünden her<br />

iki yarg yerinde açlmş olan tazminat davas bakmndan taraflarn ayn<br />

olmas koşulunun gerçekleştiği gözönüne alnarak, İdare Mahkemesince<br />

anlan Yasann 19‘uncu maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun<br />

biçimde başvurulduğunun anlaşldğ gerekçesiyle AD yönünden görev<br />

uyuşmazlğnn esasn inceleyerek görevli yarg yerini belirlemiştir. 49<br />

Davann konusu ve sebebinin ayn olmadğ uyuşmazlkla ilgili olarak,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, davacnn adli yarg yerinde<br />

açtğ davada, geçici işyeri açma ve çalştrma izninin iptal edilmesine<br />

ve işyerinin mühürlenmesine ilişkin 6.6.2008 tarihli işlemlerin<br />

iptalini; idari yarg yerinde açtğ davada ise 5.000 TL para cezas ile<br />

cezalandrlmasna ve müzik aletlerinin faaliyetten men edilmesine<br />

ilişkin 14.8.2007 (10.8.2007) günlü Belediye Encümeni kararnn<br />

iptalini talep ettiğinin anlaşldğ, bu durumda, adli ve idari yarg<br />

mercilerinde açlan davalarda iptali istenilen işlemlerin tamamen<br />

birbirinden farkl işlemler olduğu gözetildiğinde, konu ve sebebin ayn<br />

olmas koşulunun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 50<br />

Trafik Denetleme Şube Müdürlüğünce yaplan inceleme sonucu, aracn<br />

yasa dş taşmaclk yaptğnn tespit edildiğinden bahisle, 2918 sayl<br />

Karayollar Trafik Kanunu’nun Ek 2/3‘üncü maddesi uyarnca, davac<br />

adna Trafik İdari Para Cezas Karar Tutanağ düzenlenerek 1.950 TL<br />

idari para cezas verilmiş ve ayrca bu tutanağa istinaden düzenlenen<br />

Araç Trafikten Men Tutanağ ile araç 60 gün süre ile trafikten men<br />

edilerek muhafaza altna alnmştr. İşlemlerden biri idari yargda,<br />

diğeri adli yargda dava konusu edilmiş ve adli yarg yeri görevli yarg<br />

yerinin belirlenmesi istemiyle Uyuşmazlk Mahkesi‘ne başvurmuştur.<br />

Bu olayla ilgili olarak, Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, davacnn<br />

Trafik İdari Para Cezas Karar Tutanağna istinaden düzenlenen “araç<br />

trafikten men tutanağ”nn iptali istemiyle idari yarg yerinde açtğ<br />

davada, Mahkemece davann görev yönünden reddine karar verildiği<br />

ve kararn kesinleştiği, davacnn 2918 sayl Kanun’un Ek 2’nci<br />

maddesinin üçüncü fkras uyarnca adna verilen 1.950 TL tutarndaki<br />

idari para cezasnn kaldrlmas istemiyle de adli yarg yerine itirazda<br />

bulunduğu ve Mahkemece, davann çözümünün idari yarg yerine ait<br />

49 UM. Hukuk Bölümü, 16.6.2003, E.2003/48, K.2003/52.<br />

50 UM. Hukuk Bölümü, 6.6.2011, E.2010/277, K.2011/104.<br />

- 182 -


Nurdane TOPUZ<br />

olduğu gerekçesiyle 2247 sayl Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş<br />

ve İşleyişi Hakknda Kanun’un 19’uncu maddesi uyarnca görevli yarg<br />

yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlk Mahkemesi’ne başvurulmasna ve<br />

işin incelenmesinin Uyuşmazlk Mahkemesi’nin karar vermesine değin<br />

ertelenmesine karar verildiği, olayda, davann konusu ve sebebinin<br />

ayn olmas koşulunun gerçekleşmediğinin anlaşldğ gerekçesiyle<br />

başvurunun reddine karar vermiştir. 51<br />

Görüldüğü üzere, ayn fiil nedeniyle tesis edilen işlemler olmakla<br />

birlikte her iki yarg yerinde de dava konusu edilen işlemler farkl<br />

olduğundan, Uyuşmazlk Mahkemesi, konu ve sebebin ayn olmamas<br />

sebebiyle başvurunun reddine karar vermiştir.<br />

3. Bu görevsizlik karar kesin veya kesinleşmiş olmaldr.<br />

Görevli yarg merciinin belirlenmesi amac ile Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

başvuran mahkemece görevli olduğuna işaret edilen yarg merciinde<br />

açlan davada verilen görevsizlik kararnn kesin veya kesinleşmiş<br />

olmas gerekir. Aksi halde Uyuşmazlk Mahkemesi’ne başvuru koşullar<br />

oluşmaz.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk Bölümü, İdare Mahkemesince,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’ne gönderilen idari yarg dosyas içerisinde<br />

İş Mahkemesinin görevsizlik karar bulunmakta ise de, bu kararn<br />

kesinleşip kesinleşmediği anlaşlamadğndan İş Mahkemesinden<br />

görevsizlik kararnn kesinleşme durumunu gösteren onayl bir<br />

örneğinin istenildiği; bunun üzerine anlan mahkemece istenilen<br />

dosyann temyiz edildiği ve Yargtay’da olduğu; temyiz aşamasnda olan<br />

dosyalarna kesinleşme şerhi verilemeyeceği, dolaysyla kesinleşme<br />

şerhli kararn gönderilemediğinin belirtildiği, buna göre, adli yarg<br />

karar kesinleşmediğinden, başvurunun reddine karar vermiştir. 52<br />

4. Görevli yarg merciinin belirlenmesi amac ile Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne başvuran yarg merciinin dosya esas kaydn<br />

kapatmamas gerekir.<br />

Görevli yarg merciinin belirlenmesini isteyen yarg merciince, önceki<br />

görevsizlik kararna ilişkin dava dosyas da temin edilerek, gerekçeli<br />

başvuru karar ile birlikte dava dosyalar Uyuşmazlk Mahkemesi’ne<br />

gönderilir. Kararda, görevli olduğuna işaret edilen yarg merciinin<br />

neden görevli görüldüğüne ilişkin gerekçelere yer verilir. Bu başvuruyu<br />

yaparken elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlk Mahkemesi’nin karar<br />

vermesine kadar erteler. Bir başka ifade ile, görevsizlik karar vererek<br />

işten el çekmez.<br />

51 UM. Hukuk Bölümü, 13.5.2013, E.2013/570, K.2013/702.<br />

52 UM. Hukuk Bölümü, 1.7.2013, E.2013/600, K.2013/1076.<br />

- 183 -


Görev Uyuşmazlklarnn Çözümü İçin Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Yaplacak Başvurular<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, başvuran yarg merciinin görevli olduğu<br />

sonucuna varrsa, başvuruyu reddedecek, aksi halde, başvuruyu<br />

kabul ederek, görevli olduğuna işaret edilen yarg merciinin görevsizlik<br />

kararn kaldracaktr.<br />

IV. U Y U Ş MAZLIK MAHKEMESİ GÖREV VE HÜKÜM<br />

UYUŞMAZLIKLARINI KESİN OLARAK ÇÖZÜMLER.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi, görev ve hüküm uyuşmazlklarn kesin<br />

olarak çözümler.<br />

Buradaki kesinlikle, taraflarn kararn doğru olmadğn veya hukuka<br />

aykr olduğunu düşünmeleri durumunda, başvurabilecekleri temyiz,<br />

karar düzeltme gibi olağan bir kanun yolunun bulunmadğ ifade<br />

edilmek istenmiştir. 53<br />

Daha önce karar verdiği bir uyuşmazlkla ilgili olarak ikinci kez<br />

başvuruda bulunulmas üzerine Uyuşmazlk Mahkemesi Hukuk<br />

Bölümü, Mahkemelerince ayn konuya ilişkin olarak daha önce karar<br />

verildiği, verilen bu kararn kesin olduğu nedeniyle iş bu davada karar<br />

verilmesine yer olmadğna karar vermiştir. 54<br />

SONUÇ<br />

Görev uyuşmazlklarnn çözümü için yaplan başvuru üzerine<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nce, görev uyuşmazlklarnn çözümlenmesi<br />

suretiyle görevli yarg yeri belirlenmektedir. Böylece, bir nevi hak arama<br />

özgürlüğünün önündeki engel kaldrlarak davalarn görevli yarg yerinde<br />

görülmesi sağlanmaktadr. Bu husus göz önünde bulundurulduğunda ise,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nce görev uyuşmazlğnn esasnn incelenmesi<br />

suretiyle görevli yarg yerinin belirlenmesinin önemi daha da ortaya<br />

çkmaktadr.<br />

Yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemler ise,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi‘nce reddedilmektedir. Görev uyuşmazlğ<br />

oluşmakla birlikte dosyada görülen noksanlklar, Mahkemece<br />

tamamlatlmaktadr. Görev uyuşmazlğnn çözümü için geçecek<br />

sürenin, davann görevli yarg yerinde görülmesini de bir o kadar<br />

geciktireceği açktr.<br />

Bu itibarla, taraflarn, ilgili makamlarn ve mahkemelerin görev<br />

uyuşmazlğnn çözümlenmesi için yöntemine uygun başvuruda<br />

bulunmas, adaletin bir an önce tecellisi açsndan büyük önem<br />

taşmaktadr.<br />

53 Tercan, Erdal; Ulusal ve Uluslararas..., s. 28<br />

54 UM. Hukuk Bölümü, 6.6.2011, E.2011/33, K.2011/120.<br />

- 184 -


Nurdane TOPUZ<br />

<br />

KAYNAKÇA<br />

Anl, Ayten; “Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi”, A.Ü.Siyasal<br />

Bil. Fak. Der., C.47, 1992/1.<br />

Çelik,Taşkn; “Uyuşmazlk Mahkemesine Başvurulmasnda ve<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi Kararlarnn Uygulanmasnda Karşlaşlan<br />

Sorunlar”, Ulusal ve Uluslararas Boyutlaryla Görev Uyuşmazlklar<br />

ve Uyuşmazlk Mahkemesi Konulu Bilimsel Toplant Bildiri Konular,<br />

Yl 2013.<br />

Dinç, M. İlhan; “Görevli Yarg Yerinin Belirlenmesi Amac İle Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’ne Başvuru”, Danştay Dergisi, Say 58-59, Yl 1985.<br />

Dinç, M. İlhan; “Olumsuz Görev Uyuşmazlğnn Çözümü İçin<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’ne Başvuru”, Danştay Dergisi, Say 60-61,<br />

Yl 1986.<br />

Dinç, M. İlhan; “Olumlu Görev Uyuşmazlğ Çkarlmas Üzerine<br />

Uyuşmazlk Mahkemesi’nce Görevli Yarg Yerinin Belirlenmesi”,<br />

Danştay Dergisi, Say 62-63, Yl 1986.<br />

Dinç, M. İlhan; “Olumlu Görev Uyuşmazlğ ve Uyuşmazlk<br />

Mahkemesi’nce Bu Uyuşmazlğn Çözümü”, Danştay Dergisi, Say<br />

64-65, Yl 1987.<br />

Tercan, Erdal; “Farkl Yarg Kollarna Mensup Mahkemeler Arasndaki<br />

Hüküm Uyuşmazlğ”, Ulusal ve Uluslararas Boyutlaryla Görev<br />

Uyuşmazlklar ve Uyuşmazlk Mahkemesi Konulu Bilimsel Toplant<br />

Bildiri Konular, Yl 2013.<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakknda Kanun,<br />

Uyuşmazlk Mahkemesinin Görev ve Yarglama Usulleri ile Uygulamada<br />

Görülen Aksaklklar ve Alnacak Önlemler, Adalet Bakanlğ Yaynlar,<br />

Yl 1985.<br />

- 185 -


BİREYSEL BAŞVURUYA KONU OLAMAYACAK<br />

İŞLEM VE KARARLAR<br />

Proceeding and Decisions Which Not To Be Subject<br />

In Individual Application<br />

Bahadr YALÇINÖZ<br />

Anayasa Mahkemesi Raportörü<br />

ÖZET<br />

12 Eylül 2010 tarihli halk oylamas sonrasnda Anayasa’da yaplan değişiklik<br />

ile bireysel başvuru ülkemiz için de benimsenmiştir. Anayasa’nn 148.<br />

maddesinin 1. fkrasnda, herkesin, Anayasa’da güvence altna alnmş temel<br />

hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi kapsamndaki<br />

herhangi birinin kamu gücü tarafndan ihlal edildiği iddiasyla Anayasa<br />

Mahkemesine başvurabileceği düzenlenmiştir. 3/4/2011 tarih ve 27894 sayl<br />

Resmi Gazete’de yaymlanan 6216 sayl Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu<br />

ve Yarglama Usulleri Hakknda Kanun’un 45. maddesinin 3. fkrasnda ise<br />

bireysel başvuruya konu olamayacak işlem ve kararlar saylmştr. Maddeye<br />

göre yasama işlemlerine, idarenin düzenleyici işlemlerine, Anayasa Mahkemesi<br />

kararlarna ve Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ işlemlere karş<br />

doğrudan bireysel başvuru yaplamayacaktr.<br />

Bu çalşmada, bireysel başvuru ksnts olarak da adlandrlabilecek olan<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3. fkras uyarnca bireysel başvuruya<br />

konu olamayacak işlem ve kararlar, bunlarn özellikleri ve konuya ilişkin<br />

Anayasa Mahkemesince verilen kararlar ele alnmştr.<br />

ABSTRACT<br />

The amendment of the Constitution aftermath the referendum held on 12<br />

September 2010 the individual application adopted for our country. Paragraph<br />

1 of the Article 148 of the Constitution held that everyone may apply to the<br />

Constitutional Court on the grounds that one of the fundamental rights and<br />

freedoms within the scope of the European Convention on Human Rights which<br />

are guaranteed by the Constitution has been violated by public authorities. The<br />

process and decisions, which cannot be subject of the individual application,<br />

counted in paragraph 3 of the Article 45 of the Law on the Establishment<br />

and Rules of the Procedures of the Constitutional Court that published in the<br />

Official Gazette No. 27894 dated 03/04/2011 and numbered 6216. Direct<br />

individual applications may not be petitioned against legislative proceedings,<br />

regulatory administrative proceedings, proceedings excluded from judicial<br />

review by the Constitution pursuant to Constitutional Court decisions will<br />

not subject to individual application.<br />

- 187 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

In this study, the proceedings and decisions which will not subject to individu al<br />

application that can be named as a retrenchment in the individual application<br />

stated paragraph 3 of the Article 45 of the Law No. 6216, their features and<br />

decisions made by the Constitutional Court at issue are discussed.<br />

Anahtar Kelimeler: Anayasa, bireysel başvuru, kanun, idarenin düzenleyici<br />

işlemleri, Anayasa Mahkemesi kararlar<br />

Keywords: Constitution, individual application, law, regulatory administrative<br />

proceedings, decisions of the Constitutional Court<br />

<br />

GİRİŞ<br />

12 Eylül 2010 tarihli halk oylamasyla kabul edilen 5982 sayl Kanun<br />

ile kişilere, temel hak ve özgürlüklerine kamu gücü tarafndan yaplan<br />

ihlallere karş bireysel başvuru yolu tannmştr.<br />

Anayasa’nn 148. maddesinin 1. fkrasnda yaplan değişiklik ile Anayasa<br />

Mahkemesine bireysel başvurular karara bağlama görevi verilmiş,<br />

ayn maddeye yeni fkralar eklenerek, herkesin, Anayasa’da güvence<br />

altna alnmş temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Haklar<br />

Sözleşmesi kapsamndaki herhangi birinin kamu gücü tarafndan ihlal<br />

edildiği iddiasyla Anayasa Mahkemesine başvurabileceği düzenlenmiştir.<br />

Anayasa’da yaplan bu değişikliğin ardndan 2949 sayl Anayasa<br />

Mahkemesinin Kuruluşu ve Yarglama Usulleri Hakknda Kanun yerine<br />

6216 sayl Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yarglama Usulleri<br />

Hakknda Kanun, 3/4/2011 tarih ve 27894 sayl Resmi Gazete’de<br />

yaymlanarak yürürlüğe girmiştir.<br />

6216 sayl Kanun’un 45 ila 51. maddeleri bireysel başvuru<br />

düzenlemektedir. Kanun’un 45. maddesinin 1 ve 3. fkralar şöyledir;<br />

“(1) Herkes, Anayasada güvence altna alnmş temel hak ve<br />

özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi ve buna ek<br />

Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamndaki herhangi birinin<br />

kamu gücü tarafndan, ihlal edildiği iddiasyla Anayasa Mahkemesine<br />

başvurabilir.<br />

…<br />

(3) Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan<br />

bireysel başvuru yaplamayacağ gibi Anayasa Mahkemesi kararlar<br />

ile Anayasann yarg denetimi dşnda braktğ işlemler de bireysel<br />

başvurunun konusu olamaz.”<br />

Anlan madde uyarnca bireysel başvurunun incelenebilmesi için<br />

ihlalin dayanağnn kamu gücü tarafndan tesis edilen işlem, eylem<br />

- 188 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

veya kamu gücünün ihmali olmas gerekmektedir. Mahkeme özel kişi<br />

veya gruplarca gerçekleştirildiği ileri sürülen hak ihlallerini incelemekle<br />

görevli klnmamştr. 1<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 1. fkrasnda bireysel başvuruya<br />

hangi işlemlerin konu olabileceği düzenlenmiştir. Buna göre başvuru,<br />

Anayasa’da yer alan temel hak ve özgürlüklerden Avrupa İnsan<br />

Haklar Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu Protokoller<br />

kapsamndaki herhangi birinin kamu gücü tarafndan ihlalinden dolay<br />

mağdur olduğunu ileri süren herkes tarafndan yaplabilecektir.<br />

Maddenin 3. fkrasnda ise bireysel başvuru kapsamnda kalan işlem<br />

ve kararlar sayma yoluyla belirlenmiştir. 2 Maddeye göre, yasama<br />

işlemleri ve düzenleyici işlemlere karş doğrudan bireysel başvuru<br />

yaplamayacağ gibi Anayasa Mahkemesi kararlarna ve Anayasa’nn<br />

yarg denetimi dşnda braktğ işlemler de bireysel başvurunun<br />

konusu olamayacaktr.<br />

Bireysel başvuru, mahkeme kararlarna karş ve yasama işlemleri ile<br />

düzenleyici işlemler dşnda kalan kamu gücünün tesis ettiği işlemlere<br />

karş yaplabilecektir. 3<br />

Aslnda 6216 sayl Kanun tasarnn 49. maddesinin 6. fkras; “Bölümler,<br />

bireysel başvuru incelemesi srasnda temel hak ihlalinin kanun<br />

veya kanun hükmünde kararname hükmünden kaynaklandğ<br />

kanaatine varrlarsa iptali istemiyle Genel Kurula başvururlar.”<br />

şeklinde olmasna karşn, fkrann TBMM Anayasa Alt Komisyonundaki<br />

görüşmeler srasnda, Anayasaya aykr olarak yeni bir iptal davas açma<br />

imkânnn tanndğ, bölümlerde görev yapan üyelerin Genel Kurula<br />

da katlacaklarndan durumun sakncal bir hal alacağ, itiraz yolu ile<br />

Anayasaya aykrlğn mahkemelerce ileri sürülebileceği gerekçeleri ile<br />

düzenleme tasardan çkarlmştr.<br />

II. BİREYSEL BAŞVURUYA KONU OLAYAMACAK İŞLEMLER<br />

6216 sayl Kanun’un 3. fkrasnda, üç işlem bireysel başvuru kapsam<br />

dşnda braklmştr. Bunlar, yasama işlemleri, düzenleyici idari<br />

işlemler ve Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ işlemlerdir.<br />

Kanun, yasama işlemleri ve düzenleyici idari işlemlere karş doğrudan<br />

1 İbrahim ÇINAR “ Avrupa İnsan Haklar Mahkemesinin Yarg Yetkisi ve Mağdurluk Statüsü”, Bireysel<br />

Başvuru İnceleme Usulü ve Kabul Edilebilirlik Kriterleri, Editör Musa SAĞLAM, Şen Matbaa, 2013,<br />

s.195<br />

2 Özcan ÖZBEY, Türk Hukukunda Anayasa Mahkemesine Birey Başvuru Hakk, Adalet Yaynevi, 2013,<br />

s.195<br />

3 Serap AYDIN, “Türk Hukuk Sisteminde Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” Makale, Terazi Aylk<br />

Hukuk Dergisi, Nisan 2013, s. 18<br />

- 189 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

başvuru yaplamayacağ, Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ<br />

işlemlerin ise bireysel başvuruya konu olmayacağn ifade etmiştir.<br />

Anlan düzenleme uyarnca yasama işlemleri ve idarenin düzenleyici<br />

işlemlerine doğrudan bireysel başvuru yaplamaz. Bunun yannda<br />

yasama işlemin veya düzenleyici idari işlemin kişiye yönelik olarak<br />

uygulanmas ve bu uygulama neticesinde hak ihlaline sebebiyet verilmesi<br />

durumunda, ihlalin giderilmesine yönelik olarak bireysel başvurunun<br />

yaplabileceği ileri sürülmüştür. 4<br />

Bu tür bir bireysel başvuruda kişi, hak ihlaline neden olan uygulama<br />

işlemine karş bireysel başvuru yapabilecektir. 5<br />

Anayasa’da, temel hak ve özgürlüklerinin kamu gücü tarafndan ihlal<br />

edildiği iddiasyla herkesin Mahkemeye başvurabileceği belirtilmekte ise<br />

de, 6216 sayl Kanun, Anayasa’daki kamu gücü kavramn daraltarak,<br />

yasama işlemlerini ve idarenin düzenleyici işlemlerini bireysel başvuru<br />

kapsam dşnda brakmştr. 6<br />

Bireysel başvuru, mahkeme kararlarna karş ve yasama işlemleri ile<br />

düzenleyici işlemler dşnda kalan kamu gücünün tesis ettiği işlemlere<br />

karş yaplabilecektir. 7<br />

A. Yasama İşlemleri<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3. fkrasnda, bireysel başvuru<br />

kapsamnn dşnda braklan ilk işlem olarak yasama işlemlerine yer<br />

verilmiştir. 8<br />

Yasama işlemi, yasama organnca tesis edilen sonuç doğurucu irade<br />

açklamasdr. Daha genel bir ifade ile yasama organnca yaplan bir<br />

işlem olarak tanmlanabilir. 9 Yasama işlemi, yasama organndan çkan<br />

tüm işlemleri değil, yasama organnn yasama görev ve yetkileriyle ilgi<br />

olarak tesis ettiği işlemleri ifade etmektedir. 10<br />

Yasama organnn kendi iç işleyişine yönelik yönetsel işlemleri ise<br />

yasama işlemlerinin kapsamna girmemektedir. Bu işlemler özel<br />

hukuk ve idari işlemler olarak karşmza çkar. Kural, TBMM Genel<br />

Kurulundan çkan işlemler yasama işlemleri olup, bunun dşnda<br />

4 ÇINAR, s.195,<br />

5 Hüseyin EKİNCİ, Musa SAĞLAM, 66 Soruda Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru, Şen Matbaa,<br />

2012, s.13<br />

6 Ece GÖZTEPE, “Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” Panel, Türkiye Barolar Birliği, 2011, s.36<br />

7 Aydn, s. 18<br />

8 ÖZBEY, s.195<br />

9 ÖZBEY, s.195<br />

10 Kemal GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Basm Yayn Dağtım 2011, s.240<br />

- 190 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

TBMM Başkanlğnca tesis edilen işlemler yönetsel işlemlerdir. 11<br />

Yasama işlemleri, kanunlar ve parlamento kararlar olmak üzere<br />

ikiye ayrlmaktadr. 12 Kanunlar, Resmi Gazete’de “kanun” başlğ<br />

altnda, parlamento kararlar ise ”TBMM Karar” başlğ altnda<br />

yaymlanmaktadr. Bu iki işlemi birbirinden ayrmak her zaman bir<br />

sorun gibi görülse de, Resmi Gazete’deki yaymlanan ismine bakarak<br />

ayrmak en kolay formül olarak değerlendirilebilir. 13<br />

Bir diğer ayrm olarak, kanun, yasama organnn düzenleyici, parlamento<br />

karar ise bireysel nitelikte tesis ettiği işlemlerdir. Yasama organ<br />

genel olarak norm koyma iradesini kanun, belli bir kişiye yönelik<br />

somut kararlarn ise parlamento karar şeklinde almaktadr. Bu<br />

hususa istisna olarak İçtüzük gösterilebilir, zira İçtüzük, norm koyma<br />

iradesinin oluşmasyla meydana gelen düzenleyici işlem niteliğinde<br />

olsa da aslnda parlamento karardr. 14<br />

Özbudun, parlamento kararlarnn olumsuz olarak tanmlanabileceğini<br />

ifade etmiş ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin kanun dşndaki tüm<br />

işlemlerinin parlamento karar olduğunu belirtmiştir. 15<br />

Parlamento kararlar, komisyonlarda görüşüldükten sonra Türkiye<br />

Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca karara bağlanr. Bu kararlardan<br />

yaymlanmas zorunlu olanlar Meclis Başkan imzasyla Resmi Gazete’de<br />

yaymlandktan sonra yürürlüğe girerler. Parlamento kararlar<br />

Cumhurbaşkannn imzasna sunulmazlar. 16<br />

Anayasann 148. maddesi uyarnca, yasama işlemlerinden kanunlar,<br />

kanun hükmünde kararnameler ve anayasa değişiklikleri Anayasa<br />

Mahkemesinin denetimine açkken, parlamento kararlarndan sadece<br />

TBMM İçtüzüğü ile milletvekili dokunulmazlğnn kaldrlmas ve<br />

milletvekilliğinin düşmesine ilişkin kararlar Anayasa Mahkemesinin<br />

denetimine tabi klnmştr. 17<br />

Anayasa, yasama işlemlerinin denetiminin soyut ve somut norm<br />

denetimi ile yaplmasn mümkün klmaktadr. 6216 sayl Kanun’un 45.<br />

maddesinin 3. fkras uyarnca bireysel başvuru kapsamna bireylerin<br />

doğrudan bir yasama işlemine karş Anayasa Mahkemesine başvuru<br />

yapma imkânlar bulunmamaktadr.<br />

11 ÖZBEY, s.196<br />

12 AYDIN S., “Türk Hukuk Siteminde Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” Makale, Terazi Ayl Hukuk<br />

Dergisi, Nisan 2013, s. 17<br />

13 GÖZLER, s.242<br />

14 GÖZLER, s. 243<br />

15 Ergun ÖZBUDUN, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin, 2005, s.215<br />

16 Yavuz ATAR, Türk Anayasa Hukuku, Mimoza, 2011, s.181<br />

17 ÖZBEY, s.198<br />

- 191 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

Kanun’un, yasama işlemlerine karş bireysel başvuru yolunu kapatmas,<br />

anayasallğn şüpheli hale getirmektedir. Zira Anayasa’da kamu<br />

gücü tarafndan temel hak ihlallerine karş bireysel başvuru yapma<br />

imkân getirilmiştir ve yasama organ da bir kamu gücü olarak faaliyet<br />

göstermektedir. 18<br />

Ancak yasama işleminin kişiye uygulanmas neticesinde kişinin temel<br />

hak ve özgürlüğüne bir müdahale söz konusu ise uygulama işlemine karş<br />

bireysel başvuru yaplmasna engel bir durum söz konusu değildir. 19<br />

Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümü 2012/30 sayl başvuruya ilişkin<br />

verdiği kararda şu değerlendirmeyi yapmştr. 20<br />

“Bir yasama işleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden<br />

olmas durumunda, bireysel başvuru yoluyla doğrudan yasama<br />

işlemine değil ancak yasama işleminin uygulanmas mahiyetindeki<br />

işlem, eylem ve ihmallere karş başvuru yaplabilecektir. Bu şekilde<br />

bireysel başvuru yolunun kullanlabilmesi için söz konusu işlem,<br />

eylem ve ihmallere karş varsa başvurulabilecek kanun yollarnn<br />

da daha öncesinde tüketilmiş olmas gerekmektedir.”<br />

Burada tartşlmas gereken bir husus ise, Bölümlerin, önüne gelen bir<br />

bireysel başvuruya konu uyuşmazlkta uygulanan kanun maddesini<br />

Anayasa’ya aykr görmesi durumunda itiraz yoluyla Genel Kurula<br />

başvuru yapp yapamayacağdr.<br />

Bireysel başvurunun kapsamn düzenleyen 6216 sayl Kanun’un<br />

ilgili maddelerinde bu hususa ilişkin bir açklama bulunmamaktadr.<br />

Anayasa’nn 152. maddesinde ise “ Bir davaya bakmakta olan mahkeme,<br />

uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin<br />

hükümlerini Anayasa’ya aykr görürse veya taraflardan birinin<br />

ileri sürdüğü aykrlk iddiasnn ciddi olduğu kansna varrsa,<br />

Anayasa Mahkemesi’nin bu konuda vereceği karara kadar davay<br />

geri brakr.” hükmüne yer verilmiştir.<br />

Görüldüğü üzere, madde metninde, başvuru yapacak olan makamn<br />

“davaya bakmakta olan mahkeme” olduğu belirtilmiş ve kuraln “<br />

uygulanacak” olmasn şart koşmuştur. 21<br />

Anayasa Mahkemesinde yer alan “Bölümler” bireysel başvuruya<br />

konu olayda uygulanan kanun maddesini başvurunun çözümü için<br />

uygulamamakta (maddenin temel hak ve özgürlüğü ihlal edici nitelikte<br />

18 Korkut KANADOĞLU, “Anayasa Şikayeti”, Bireysel Başvuru “Anayasa Şikayeti” Makale, Hukab<br />

Sempozyum Serisi, Editör Musa SAĞLAM, 2011, s.110<br />

19 Ebru KARAMAN, Karşlaştırmal Anayasa Yargnda Bireysel Başvuru, Oniki Levha, 2013, s.202<br />

20 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000358, e.t.<br />

28/5/2013<br />

21 ÖZBEY, s.202-203<br />

- 192 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

olmamasna rağmen olaya uygulanmasnn yanlşlğ nedeniyle ihlalin<br />

ortaya çkmas durumu hariç), olayda Anayasa’da saylan ve Avrupa<br />

İnsan Haklar Sözleşmesi’nde bulunan temel hak ve özgürlüklerin ihlal<br />

edilip edilmediğinin denetimini yapmaktadr.<br />

Bölümler, Anayasaya aykr görülen maddenin uygulanmasndan dolay<br />

temel hak ve özgürlüklere yaplan müdahaleye karş bireysel başvuru<br />

yapldğnda, Anayasa’da yer alan hükümler doğrultusunda kanun<br />

maddesinin iptali için Anayasa Mahkemesi Genel Kuruluna başvuru<br />

yapmakszn ihlal karar verebilecektir, buna bir engel bulunmamaktadr.<br />

Bu açdan bakldğnda, bireysel başvuruda Anayasa’ya aykrlğ görülen<br />

kanun maddesinin itiraz yoluyla Bölümler tarafndan Genel Kurula<br />

taşnmasnn mümkün olmadğ gibi buna gerek de duyulmayacağ<br />

değerlendirilmektedir.<br />

Diğer bir husus ise Bölümün inceleme yaptğ başvuru dosyasna ilişkin<br />

kanun maddesini Anayasa’ya aykr olduğu kansna varsa da, bu kanun<br />

maddesinin iptali için itiraz yoluyla Genel Kurula taşyamayacağ, zira<br />

Anayasa Mahkemesi üye tam saysnn başkan dahil on yedi olduğu,<br />

bölümlerin bir başkan ve dört üye olmak üzere beş üyeden oluştuğu,<br />

Genel Kurul’un ise 6216 sayl Kanun’un 21. maddesi uyarnca bir<br />

başkan ve on iki üyeden oluşmasnn gerektiği, bu durumda beş üyenin<br />

ihsas rey durumu nedeniyle Genel Kurul toplantsna katlamayacağ<br />

veya katlmasnn skntl bir durum oluşturacağ ve sonuç itibaryla<br />

Genel Kurul’un toplant yeter saysna ulaşamayacağdr. 22<br />

Ancak Anayasa Mahkemesi geçmişinde bu duruma benzer bir uyuşmazlğ<br />

yaşamştr. Refah Partisinin kapatlmas davasnn görüşülmesi srasnda<br />

Ahmet N. SEZER, Güven DİNÇER, Selçuk TÜZÜN, Samia AKBULUT,<br />

Haşim KILIÇ, Yalçn ACARGÜN, Mustafa BUMİN, Sacit ADALI, Ali<br />

HÜNER, Lütfi F. TUNCEL ve Fulya KANTARCIOĞLU’ndan oluşan<br />

Anayasa Mahkemesi, siyasî parti kapatlmas davasna bakan mahkeme<br />

sfatyla 8.1.1998 gününde, baklmakta olan davada uygulanacak olan<br />

22.4.1983 günlü, 2820 sayl Siyasî Partiler Kanunu’nun, 3270 sayl<br />

Yasa ile değişik 103. maddesinin ikinci fkrasn, Anayasa’nn 69.<br />

maddesine aykr gördüğünden, öncelikle bekletici sorun olarak bu<br />

konuda Anayasa’nn 152. maddesi ve 2949 sayl Yasa’nn 28. maddesi<br />

uyarnca bir karar verilmek üzere davann geri braklmasna Haşim<br />

KILIÇ’n karş oyu ve oyçokluğuyla karar vermiş, 9.1.1998 günlü,<br />

E:1998/2, K:1.998/1 sayl karar ile de, 2820 sayl Siyasî Partiler<br />

Kanunu’nun 28.3.1986 günlü, 3270 sayl Yasa ile değiştirilerek<br />

Anayasa’nn geçici 15. maddesi kapsamndan çkan 103. maddesinin<br />

ikinci fkrasn iptal etmiştir. 23<br />

22 ÖZBEY, s.203<br />

23 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=2919&<br />

content=refah%20partisi, e.t. 26/5/2013<br />

- 193 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

Burada şunu da ifade etmek gerekir ki, Anayasa’nn 152. maddesindeki<br />

“uygulanacak” kural sorunu hala tartşmaya muhtaç olup, bireysel<br />

başvuru incelemelerinde uygulanacak kural, kanmzca Anayasa<br />

hükümleridir ve kanun maddesine yönelik olarak Bölümler itiraz<br />

yoluyla Genel Kurula başvuru yapamayacaklardr.<br />

Türkiye Büyük Millet Meclisi, Anayasa Mahkemesinin temel hak ihlâlinin<br />

kanun veya kanun hükmünde kararname hükmünden kaynaklandğn<br />

tespit etmesi durumunda Mahkemenin ne şekilde hareket edeceği, nasl<br />

karar vereceği konusunda düzenleme yapmamştr. Böyle durumlarn<br />

bireysel başvurularda ortaya çkacağn tahmin etmek çok zor değildir.<br />

Böyle bir durumda, 6216 sayl Kanun’da bir düzenleme olmamasna<br />

karşn, kanunun iptali için Bölüm Genel Kurul’a başvuru yapabileceğini<br />

söylemek yasama organnn amacna ters görünmektedir. 24<br />

Diğer taraftan 6216 sayl Kanun yürürlüğe girmezden evvel,<br />

bireysel başvurunun incelenmesinde temel hak ihlalinin kanundan<br />

kaynaklandğn tespit edilmesi durumunda Bölümlerin, kanunun iptali<br />

için Genel Kurula başvurma yetkisinin olmas gerektiği, aksi takdirde<br />

sadece somut ihlali doğuran işleme karş ihlal karar verilmekle yetinilip<br />

o işlemin dayanağn oluşturan normun yürürlükte kalmas halinde<br />

ileride ayn iddialarla yeni başvurularn gelmeye devam etme ihtimali<br />

olacağ da 25 belirtilmiştir.<br />

Yine ayn belirtmede, anayasaya uygun yorum tekniğiyle Mahkeme<br />

kanunun muhtemel birkaç yorumundan birisini Anayasaya aykr<br />

bularak kanunun Anayasaya uygun yorumunun ne olduğunu ortaya<br />

koymak suretiyle Devlet organlarnn, kanunu bu şekilde uygulamasn<br />

zorlama yetkisine sahip olabileceği, böylece mahkemenin, kanunu iptal<br />

etmeksizin Anayasaya aykr uygulamalar sonlandrabilme imkânna<br />

kavuşmuş olacağ görüşü de ifade edilmiştir. 26<br />

Ülkemizde bireysel başvuru hakk tannmasnn ardndan Anayasa<br />

Mahkemesine doğrudan kanun maddelerinin iptali talebiyle başvurular<br />

yaplmştr. Anayasa Mahkemesi, kanun maddesinin iptali talebini<br />

içeren 2012/30 sayl başvuru hakknda “konu bakmndan yetkisizlik”<br />

karar vermiştir. 27<br />

24 Öykü Didem AYDIN, “Türk Anayasa Yargsnda Yeni Bir Mekanizma: Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel<br />

Başvuru” Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Say 4, 2011, s.143<br />

25 Ali Rza ÇOBAN, Bireysel Başvuru: Türk Anayasa Mahkemesi İçin Ağr İşyükü Sorunu, AİHM VE<br />

TÜRKİYE II, Anayasa Şikâyeti ve AİHM, Uluslararas Sempozyum, Türkiye Adalet Akademisi Yaynlar,<br />

Ankara, 2010, s. 210<br />

26 ÇOBAN, s. 210<br />

27 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000358, e.t.<br />

28/5/2013<br />

11. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayl Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yarglama Usulleri Hakknda<br />

Kanun’un, “Bireysel başvuru hakk” kenar başlkl 45. maddesinin (3) numaral fıkras şöyledir:<br />

- 194 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

İkinci Bölüm’e yaplan başvuruda, başvurucu, 298 sayl Seçimlerin<br />

Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakknda Kanun’un 3. maddesi<br />

ile 2839 sayl Milletvekili Seçim Kanunu’nun 4. maddelerinde, her ilin<br />

seçmen saysna baklmakszn bir seçim çevresi kabul edildiğini ve<br />

her il için önce bir milletvekili çkarma hakknn verildiğini, bu durum<br />

nedeniyle baz illerde bir milletvekiline düşen seçmen saysnn diğer baz<br />

illerin yaklaşk dört kat orannda olduğunu, kendisinin büyükşehirde<br />

yaşadğ için oyunun ağrlğnn en az dörtte bir orannda zayfladğn,<br />

bu yolla seçme hakkna seçim öncesinde müdahale edildiğini, nitekim<br />

11/6/2011 tarihinde yaplan milletvekili genel seçiminde her il için önce<br />

bir milletvekili verildikten sonra dağlmn yapldğn belirterek 298<br />

“Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yaplamayacağ<br />

gibi Anayasa Mahkemesi kararlar ile Anayasann yarg denetimi dşnda braktığ işlemler de<br />

bireysel başvurunun konusu olamaz.”<br />

12. 6216 sayl Kanun’un, “Bireysel başvuru hakkna sahip olanlar” kenar başlkl 46. maddesinin (1)<br />

numaral fıkras şöyledir:<br />

“Bireysel başvuru ancak ihlale yol açtığ ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel<br />

ve kişisel bir hakk doğrudan etkilenenler tarafından yaplabilir.”<br />

13. Anayasa’nn 148. maddesinin üçüncü ve 6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin (1) numaral<br />

fıkralar uyarnca, Anayasa’da güvence altına alnmş temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa<br />

İnsan Haklar Sözleşmesi ve buna ek Türkiye’nin taraf olduğu protokoller kapsamndaki herhangi<br />

birinin kamu gücü tarafından ihlal edildiğini iddia eden medeni haklara sahip bütün gerçek ve<br />

tüzel kişilere Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru ehliyeti tannmştır.<br />

14. 6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin (3) numaral fıkrasnda ise yasama işlemleri ile düzenleyici<br />

idari işlemlerin doğrudan bireysel başvuru konusu yaplamayacağ açkça düzenlenmektedir.<br />

15. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca çkarlan kanunlar ve alnan meclis kararlar<br />

yasama işlemlerini oluşturmaktadr. Kanun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tarafından<br />

Anayasa’da belirlenen usullere uyulmak suretiyle yaplan, Cumhurbaşkannca Resmî Gazete’de<br />

yaymlanan ve meclis kararlar dşnda kalan işlemlerdir. Meclis karar ise Türkiye Büyük Millet<br />

Meclisinin, yapsna ve iç işleyişine yönelik veya yürütme ve yarg organlaryla olan ilişkilerine dair<br />

kanun dşnda yaptığ işlemlerdir.<br />

16. Bireysel başvuru yolu, bireylerin maruz kaldğ temel hak ihlallerinin tespitini yapan ve tespit<br />

edilen ihlalin ortadan kaldrlmas için etkin araçlar içeren anayasal bir güvencedir. Bu güvence<br />

kapsamnda, bireylere doğrudan yasama işleminin iptalini isteme yetkisi tannmamştır.<br />

17. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yolu, kamusal bir düzenlemenin soyut<br />

biçimde Anayasa’ya aykrlğnn ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak kabul edilemez.<br />

18. Bir yasama işleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olmas durumunda, bireysel başvuru<br />

yoluyla doğrudan yasama işlemine değil ancak yasama işleminin uygulanmas mahiyetindeki<br />

işlem, eylem ve ihmallere karş başvuru yaplabilecektir. Bu şekilde bireysel başvuru yolunun<br />

kullanlabilmesi için söz konusu işlem, eylem ve ihmallere karş varsa başvurulabilecek kanun<br />

yollarnn da daha öncesinde tüketilmiş olmas gerekmektedir.<br />

19. Başvuru dilekçesinde, 298 sayl Kanun’un 3. maddesi ile 2839 sayl Kanun’un 4. maddesinin<br />

Anayasa’ya aykr olduğu gerekçesiyle iptali gerektiği iddia edilmiştir. Bireysel başvuru kapsamnda,<br />

bir yasama işleminin doğrudan ve soyut olarak Anayasa’ya aykr olduğu iddiasyla Anayasa<br />

Mahkemesine başvuru yaplamaz.<br />

20. Açklanan nedenlerle, doğrudan ve soyut olarak yasama işlemlerinin iptali talebini içerdiği<br />

anlaşlan başvurunun “konu bakmndan yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar<br />

verilmesi gerekir.<br />

V. HÜKÜM<br />

Başvurunun, “konu bakmndan yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yarglama<br />

giderlerinin başvurucu üzerinde braklmasna, 5/3/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.<br />

- 195 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

sayl Kanun’un 3. maddesi ile 2839 sayl Kanun’un 4. maddesinin<br />

Anayasa’nn Başlangç bölümüne, 2, 5, 10, 12, 14 ve 67. maddelerine<br />

aykr olduğunu ve iptali gerektiğini ileri sürmüştür.<br />

Bölüm yaptğ incelemede, 6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3.<br />

fkrasnda yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemlerin doğrudan<br />

bireysel başvuru konusu yaplamayacağn, bireysel başvuru yolunun<br />

bireylerin maruz kaldğ temel hak ihlallerinin tespitini yapan ve tespit<br />

edilen ihlalin ortadan kaldrlmas için etkin araçlar içeren anayasal bir<br />

güvence olduğunu, bireysel başvuru yoluyla kamusal bir düzenlemenin<br />

soyut biçimde Anayasa’ya aykrlğnn ileri sürülmesinin mümkün<br />

olmadğ belirtmiştir.<br />

Bölüm, bir yasama işleminin, temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden<br />

olmas durumunda, bireysel başvuru yoluyla doğrudan yasama işlemine<br />

değil ancak yasama işleminin uygulanmas mahiyetindeki işlem, eylem<br />

ve ihmallere karş başvurunun yaplabileceğini, bu şekilde bireysel<br />

başvuru yolunun kullanlabilmesi için söz konusu işlem, eylem ve<br />

ihmallere karş varsa başvurulabilecek kanun yollarnn da daha<br />

öncesinde tüketilmiş olmasnn gerektiğini, başvurunun ise doğrudan<br />

ve soyut olarak yasama işlemlerinin iptali talebini içerdiğinden “konu<br />

bakmndan yetkisizlik” nedeniyle başvurunun reddinin gerektiğine<br />

karar vermiştir.<br />

Uluslaras hukuka bakldğnda örneğin Almanya, Avusturya, Rusya<br />

Federasyonu, Azerbaycan ve Güney Kore gibi ülkelerde baz şartlar<br />

altnda yasama işlemlerine karş bireysel başvuru yaplabilmektedir. 28<br />

Alman Anayasa Mahkemesine yaplan bir başvuruda, kanunda yer<br />

alan “Başka insanlarn yaşamn korumak amacyla, teröristlerin<br />

uçakta rehin aldğ masum insanlarn yaşamna son verilebileceği”<br />

ibaresinden dolay başvuru yaplmş, başvurucular, söz konusu kanunun<br />

yürürlüğe girmesiyle kendilerinin her an doğrudan ve güncel bir<br />

müdahaleye maruz kalabileceklerini öne sürmüşlerdir. Alman Anayasa<br />

Mahkemesi “başvurucularn, özel ve mesleki nedenlerle sk sk uçak<br />

yolculuğu yaptklarn inandrc bir biçimde açkladklarn, bu<br />

nedenle dava konusu kanun kuralnn, başvurucularn kendilerine ve<br />

temel haklarna güncel bir müdahale oluşturmas hususunda yeterli<br />

bir olaslğn bulunduğu ve dava konusu kuraln uygulanmas halinde,<br />

uçakta bulunan masum insanlarn da buna kurban gidebileceği,<br />

başvuruculardan, dava konusu kuraln kurban olacaklar aşamay<br />

beklemelerinin istenemeyeceği” gerekçelerine yer vererek anlan<br />

başvuruyu incelemeye almştr. 29<br />

28 ÖZBEY, s.207-209<br />

29 Fazl SAĞLAM, “Anayasa Şikâyetini Bekleyen Sorunlar”, Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru<br />

- 196 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

Avusturya’da ise kanunlarn Anayasaya aykrlğ sorununun gündeme<br />

getirilmesinde farkl yöntemler bulunmaktadr. En yaygn uygulanan<br />

yöntem Anayasa Mahkemesinin re’sen başlattğ incelemedir. Anayasa<br />

Mahkemesi bir Anayasa şikâyeti üzerine, incelemekte olduğu olaya<br />

dayanak olan yasa maddesinin Anayasaya aykr olabileceği zannna<br />

kaplrsa söz konusu kanun maddesinin Anayasaya uygunluğunu re’sen<br />

denetleyebilmektedir. Bunun dşnda, Anayasa Mahkemesine başvuru<br />

yetkisi belirli devlet organlarna ve yasal düzenlemelerden doğrudan<br />

etkilenen kişilere tannmştr. 30<br />

İspanya’da ise ülkemizde olduğu gibi kanuna karş doğrudan bireysel<br />

başvuru (amparo) yapma olanağ kişilere tannmamştr. 31<br />

B. Düzenleyici İdari İşlemler<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3. fkras uyarnca, düzenleyici<br />

idari işlemlere karş da doğrudan bireysel başvuru yaplamayacaktr.<br />

İdarenin işlem ve eylemlerinin hukuka uygunluğunu sağlamak için<br />

yargsal denetim ve yarg dş denetim olmak üzere iki tür denetim<br />

şekli vardr. Yarg dş denetim kendi içerisinde üçe ayrlmakta olup,<br />

bunlar idari denetim (hiyerarşi, idari vesayet ve kamu denetçiliği),<br />

siyasal denetim ve kamuoyu denetimidir. 32<br />

İdarenin işlem ve eylemlerinden dolay menfaati ihlal edilen kimse<br />

tarafndan işlemin iptali veya uğranlan zararn tazmini istemiyle açlan<br />

davada, işlem ve eylemin yargsal denetimi yaplmaktadr.<br />

Bireysel idari işlemler belli kişilerin üzerinde hukuki sonuç doğuran,<br />

değiştiren veya kaldran işlemlerdir. İşleme muhatap olan kişi işlem tesis<br />

edilirken bellidir ve bu kişinin menfaati işlem nedeniyle etkilenmektedir.<br />

Atama, nakil, emekliye sevk, para cezas gibi işlemler bireysel idari<br />

işlemlere örnek oluştururlar. 33<br />

Düzenleme, kural koyma ile eş değer olup, bir işlemin kural niteliğinde<br />

olup olmadğ belirlenirken, anlan işlemin kim veya hangi kurum<br />

tarafndan yapldğndan ziyade, işlemin içeriği ve doğurduğu hukuki<br />

sonuçlar dikkate alnmaldr. Bu ayrma göre genel düzenleyici işlemler<br />

genel, soyut ve nesnel durumlar belirlemektedir. 34 Düzenleyici idari<br />

işlemler genele veya belli bir topluluğa ilişin kural koyan, kaldran ya<br />

da değiştiren işlemlerdir. 35<br />

(Anayasa Şikâyeti/Anlam, Kapsam ve Olas Sorunlar), Türkiye Barolar Birliği 2011, s.29,30<br />

30 Gerhart HOLZİNGER, “Avusturya Anayasa Hukukunda Anayasa Şikayeti ve Bireysel Başvuru” Anayasa<br />

Yargs, 2009, s.68<br />

31 María Emilia Casas BAAMONDE, “Amparo Başvurusu”, Anayasa Yargs, 2009, s.103<br />

32 ÖZBEY, s.210<br />

33 ÖZBEY, s.211<br />

34 İl Han ÖZAY, Gün Işğnda Yönetim, Filiz Kitapevi, 2004, s.426<br />

35 AYDIN S., s 17<br />

- 197 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

Bir idari işleme karş kişi ismen değil de unvan, snf, görevi nedeniyle<br />

muhatap oluyorsa, bu tür işlemler düzenleyici işlem niteliğindedirler. 36<br />

Düzenleyici işlemler nitelik olarak uygulanmakla tükenmezler ve<br />

uygulanmalaryla birlikte ayn nitelikte sonuç doğururlar. 37 Kapsayc<br />

nitelik taşr ve genele ilişkindirler. İdare organlarnca tesis olunan tüzük,<br />

yönetmelik, yönerge, genelge, sirküler, tebliğ, genel emir düzenleyici<br />

idari işlemlere örnektirler.<br />

Düzenleyici idari işlemlere karş idari dava açlmak suretiyle hukuk<br />

aykr iseler iptal edilmelerini sağlama imkân tannmş iken, diğer<br />

koşullarn da bir araya gelmesiyle birlikte anlan düzenleyici işleme<br />

karş bireysel başvuru yolunun doğrudan kullanlmamas kendi içinde<br />

bir çelişki olarak ortaya çkmaktadr. 38<br />

Ancak şunu da belirtmek gerekir ki, menfaati ihlal olan kişi tarafndan<br />

düzenleyici işlemin iptali istemiyle açlan dava sonucunda düzenleyici<br />

işlem iptal edilmese de, belirtilen düzenleyici işlem sonuç itibaryla<br />

kişinin temel hak ve özgürlüğünü ihlal eder nitelikte ise ihlalin giderilmesi<br />

için düzenleyici idari işlemin iptali talebini içermeksizin, işlemden dolay<br />

uğranlan hak ihlalinin giderilmesi talebiyle Anayasa Mahkemesine<br />

bireysel başvuru yapma imkânnn da açk olduğu kanaatindeyiz.<br />

Düzenleyici idari işleme karş bireysel başvurunun yaplamayacağ hal<br />

Kanunda belirtilmiştir. Bu hal, işleme karş doğrudan (soyut) başvuru<br />

yaplamayacağdr. 39<br />

Düzenleyici idari işlemler açsndan bunlarn öncelikle bir idari<br />

işlemle bireylere uygulanmas üzerine işleme karş açlan davada idari<br />

yargnn işlem hakknda verdiği karardan sonra yine bireysel başvuru<br />

yaplabileceği düşünülebilirse de, öyle baz düzenleyici işlemler olabilir<br />

ki, bunlar doğrudan doğruya kişi üzerinde sonuçlarn doğurabilirler.<br />

Ama 6216 sayl Kanun ile bu türden işlemlere karş doğrudan bireysel<br />

başvuru yolu kapatlmştr. 40<br />

İdari yarg uygulamasnda, 2577 sayl İdari Yarglama Usulü Kanunu’nun<br />

7. maddesinin 4. fkras uyarnca bireysel işlemin yannda dayanağ<br />

olan düzenleyici işleme karş birlikte dava açlabilmektedir. Böyle<br />

bir dava sonucunda verilecek kararn ardndan bireysel işlem,<br />

dayanağ olan düzenleyici idari işlem ile birlikte, temel hak ve hürriyet<br />

ihlaline neden olduklarndan bahisle bireysel başvurunun konusunu<br />

oluşturabilmelidir. 41<br />

36 Kemal GÖZLER, İdare Hukuku Cilt I, Ekin Kitapevi, 2003, s. 560<br />

37 ÖZAY, s, 427<br />

38 ÖZBEY, s.213<br />

39 ÖZBEY, s.214<br />

40 GÖZTEPE, s.36<br />

41 Tacettin ŞİMŞEK, “İdari Yarg Açsndan Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakk” Tebliği,<br />

- 198 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

Düzenleyici idari işlemin kişiye uygulanmas neticesinde kişinin temel<br />

hak ve özgürlüğüne bir müdahale söz konusu ise uygulama işlemine<br />

karş bireysel başvuru yaplmasna engel bir durum bulunmamaktadr. 42<br />

İspanya’daki amparo başvurusu, kanun niteliği taşmayan işlemlere<br />

karş yaplabilmektedir. İspanya düzenlemesinde kanunlara karş<br />

bireysel başvuru yapma imkân tannmamştr. Bunun yannda<br />

kanunlarn uygulama işlemleri, uygulanmamas (eylemsizlik/ihmal) veya<br />

kamu gücünün eylemleri amparo başvurusu kapsamna girmektedir.<br />

Parlamento ve Özerk Bölgeler’deki yasama organlarnca oluşturulan<br />

ve kanun niteliği taşmayan kararlara karş da amparo yolu açktr. 43<br />

Avusturya’da bir düzenleyici işlemin kanunlara aykr olmas nedeniyle<br />

doğrudan zarar gördüğünü iddia eden kişiler, düzenleyici işleme<br />

karş Anayasa Mahkemesine başvurabilirler. Bunun için, söz konusu<br />

düzenleyici işlemin bir mahkeme kararna veya bir idari işleme gerek<br />

duyulmakszn doğrudan doğruya kişiler üzerinde hukuki sonuç<br />

doğurmas şarttr. 44<br />

C. Anayasa’nn Yarg Denetimi Dşnda Braktğ İşlemler<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3. fkrasnda, bireysel başvuru<br />

kapsam dşndaki son işlem Anayasa’nn yarg denetimi dşnda<br />

braktğ işlemlerdir.<br />

Hukuk devletinin en önemli ve ayrt edeci özelliği, kamu gücünün yaptğ<br />

her türlü işlem ve eylemine karş yarg yoluna başvurulabilmesidir.<br />

Yarg organlarnca, insan haklar öne çkarlarak verilen kararlar, hak<br />

ihlallerini giderecek ve hukuk devleti standardn daha üst noktaya<br />

taşyacaktr. 45<br />

1982 Anayasa’nn 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve<br />

işlemlerine karş yarg yolunun açk olduğu ifade edildikten sonra<br />

devam eden fkralarnda ve Anayasa’nn diğer baz maddelerinde çeşitli<br />

snrlamalar getirmiştir. Bunlar;<br />

- Cumhurbaşkannn tek başna yaptğ işlemler, resen imzaladğ<br />

kararlar ve emirler,<br />

- Yüksek Askeri Şura’nn terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle<br />

emekliye ayrma hariç her türlü ilişik kesme kararlar,<br />

- Spor federasyonlarnn spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine<br />

ilişkin tahkim kararlar,<br />

“Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” Panel, Türkiye Barolar Birliği, 2011, s.136<br />

42 KARAMAN, s.202<br />

43 BAAMONDE, a.g.e, s.103<br />

44 HOLZİNGER, s.75<br />

45 ÖZBEY, s.215<br />

- 199 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

- Hakimler ve Savclar Yüksek Kurulunun meslekten çkarma cezas<br />

hariç aldğ diğer kararlar,<br />

Anlan işlem ve kararlara karş Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru<br />

yolu kapaldr. 46<br />

Anayasa’nn 79. maddesinde, Yüksek Seçim Kurulunun kararlar<br />

aleyhine başka bir merciye başvurulamayacağ kural altna alnmş<br />

bulunmaktadr. Ancak, YSK seçimle ilgili bütün konular karara<br />

bağlamak için yetkilendirilmiş olup, seçme ve seçilme hakk ile siyasi<br />

partilerin varlklarn sürdürmelerinde hayati bir öneme sahiptir. Bu<br />

kurumun kararlarnn bireysel başvuru kapsam dşnda braklmas<br />

seçme ve seçilme haklaryla ilgili kamu gücü işlemlerinin temel hak<br />

ve özgürlüklere uygunluk bakmndan denetlenememesi sonucunu<br />

doğurmuştur. 47<br />

Anayasa Mahkemesi, Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu kararna<br />

karş yaplan 2012/620 sayl bireysel başvuru hakknda “konu<br />

bakmndan yetkisizlik” karar vermiştir. 48<br />

46 ÖZBEY, s.219<br />

47 Ece GÖZTEPE, “Türkiye’de Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Hakknn (Anayasa Şikayeti) 6216<br />

Sayl Kanun Kapsamnda Değerlendirilmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2011, s. 28<br />

48 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000323&co<br />

ntent=tahkim, e.t. 20/5/2013<br />

14. Anayasa’nn 148. maddesinin üçüncü fıkras şöyledir:<br />

“Herkes, Anayasada güvence altına alnmş temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Haklar<br />

Sözleşmesi kapsamndaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasyla Anayasa<br />

Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarnn tüketilmiş<br />

olmas şarttır.”<br />

15. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayl Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yarglama Usulleri Hakknda<br />

Kanun’un “Bireysel başvuru hakk” kenar başlkl 45. maddesinin (3) numaral fıkras şöyledir:<br />

“(3) Yasama işlemleri ile düzenleyici idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru<br />

yaplamayacağ gibi Anayasa Mahkemesi kararlar ile Anayasann yarg denetimi dşnda braktığ<br />

işlemler de bireysel başvurunun konusu olamaz.”<br />

16. Anayasa’nn “Hak arama hürriyeti” kenar başlkl 36. maddesi şöyledir:<br />

“Herkes, meşrû vasta ve yollardan faydalanmak suretiyle yarg mercileri önünde davac veya<br />

daval olarak iddia ve savunma (Değişik ibare: 3.10.2001-4709/14 md.) ile adil yarglanma<br />

hakkna sahiptir.<br />

Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçnamaz.”<br />

17. Anayasa’nn “Sporun geliştirilmesi ve tahkim” kenar başlkl 59. maddesinin üçüncü fıkras şöyledir:<br />

“Spor federasyonlarnn spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarna karş<br />

ancak zorunlu tahkim yoluna başvurulabilir. Tahkim kurulu kararlar kesin olup bu kararlara karş<br />

hiçbir yarg merciine başvurulamaz.”<br />

18. Anayasa’nn hak arama özgürlüğüne ilişkin 36. maddesiyle güvence altına alnan dava yoluyla hak<br />

arama özgürlüğü, bir temel hak niteliği taşmasnn ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden<br />

gereken şekilde yararlanlmasn ve bunlarn korunmasn sağlayan en etkili güvencelerden birini<br />

oluşturmaktadr. Kişinin uğradğ bir hakszlğa veya zarara karş kendisini savunabilmesinin ya<br />

da maruz kaldğ haksz bir uygulama veya işleme karş hakllğn ileri sürüp kantlayabilmesinin,<br />

zararn giderebilmesinin en etkili ve güvenceli yolu, yarg mercileri önünde dava hakkn<br />

kullanabilmesidir. Kişilere yarg mercileri önünde dava hakk tannmas adil yarglamann ön<br />

koşulunu oluşturur. Öte yandan, Anayasa’nn 125. maddesinde belirtilen idarenin her türlü eylem<br />

- 200 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

İkinci Bölüm’e yaplan başvuruda, başvurucu, Spor Genel Müdürlüğü<br />

Merkez Ceza Kurulunca kendisine verilen “üç ay hak mahrumiyeti”<br />

cezasna karş Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu’na başvuruda<br />

bulunduğunu ancak sonuç alamadğn, Tahkim Kurulunun bağmsz<br />

ve tarafsz olmadğn, kendisine yöneltilen suçlamann niteliğinden<br />

haberdar olmadğn, göstermiş olduğu tanklarnn beyanlarnn<br />

dikkate alnmadğn, tahkim kurulu kararna karş itiraz yolunun<br />

bulunmadğn belirterek Anayasa’nn 36. maddesinde tanmlanan<br />

haklarnn ihlal edildiğini ileri sürmüştür.<br />

Bölüm yaptğ incelemede, 6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3.<br />

fkrasnda Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ işlemlerin<br />

bireysel başvurunun konusu olamayacağnn hükme bağlandğ,<br />

yine Anayasa’nn 59. maddesinde spor tahkim kurulu kararlarnn<br />

kesin olduğu ve hiçbir yarg mercine başvurulamayacağ kuralna<br />

yer verildiği gerekçesini dile getirmiş ve sonuç itibaryla Tahkim<br />

Kurulu tarafndan verilen disiplin cezasna ilişkin başvurunun “konu<br />

bakmndan yetkisizlik” nedeniyle reddine karar vermiştir.<br />

Bir diğer örnek kararda; Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümüne yaplan<br />

2013/1581 sayl başvuruda, başvurucu, idari yargda görülmekte<br />

olan bir davada görev alan hâkimler hakknda yaptğ şikâyetin işleme<br />

konulmamas ve bu karar aleyhine yaptğ itirazlarnn Hâkimler ve<br />

Savclar Yüksek Kurulu tarafndan reddedilmesi nedeniyle anayasal<br />

haklarnn ihlal edildiğini ileri sürmüştür. 49<br />

ve işlemine karş yarg yolunun açk olmas ilkesine göre, idari işlemlere karş yarg yolu, Anayasa’da<br />

belirtilen kimi ayrk durumlar dşnda yasalarla snrlandrlamaz (Anayasa Mahkemesinin<br />

2/6/2011 tarihli ve E.2008/88, K.2011/85 sayl karar).<br />

19. Anayasa koyucu, 17/3/2011 tarihli ve 6214 sayl Türkiye Cumhuriyeti Anayasasnda<br />

Değişiklik Yaplmas Hakknda Kanun’la Anayasa’nn 59. maddesinde değişikliğe giderek spor<br />

federasyonlarnn spor faaliyetlerinin yönetimine ve disiplinine ilişkin kararlarna karş ancak<br />

zorunlu tahkim yoluna başvurulabileceğini, tahkim kurulu kararlarnn kesin olduğunu ve bu<br />

kararlara karş hiçbir yarg merciine başvurulamayacağn hüküm altına almştır.<br />

20. 6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin (3) numaral fıkrasnda Anayasa’nn yarg denetimi<br />

dşnda braktığ işlemlerin bireysel başvurunun konusu olamayacağ hükme bağlanmştır.<br />

Anayasa’nn 59. maddesinde spor tahkim kurulu kararlarnn kesin olduğu ve hiçbir yarg merciine<br />

başvurulamayacağ hükmüne yer verilmiştir.<br />

21. Başvuru, Tahkim Kurulu tarafından verilen disiplin cezasna ilişkindir. 6216 sayl Kanun’un 45.<br />

maddesinin (3) numaral fıkras uyarnca bu konuda bireysel başvuruda bulunulamaz.<br />

22. Açklanan nedenlerle, Anayasa ile yarg yolu kapatılan Tahkim Kurulu’nun verdiği disiplin<br />

cezasna yönelik başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartlar yönünden incelenmeksizin “konu<br />

bakmndan yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.<br />

V. HÜKÜM<br />

Başvurunun, “konu bakmndan yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yarglama<br />

giderlerinin başvurucu üzerinde braklmasna, 12/2/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.<br />

49 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000467&co<br />

ntent=savc%FDlar%20y%FCksek, e.t. 28/5/2013<br />

1. 6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin (3) numaral fıkras gereğince, Anayasa’nn yarg denetimi<br />

dşnda braktığ işlemler bireysel başvuru konusu olamazlar. Anayasa’nn 159. maddesinin<br />

- 201 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

Birinci Bölüm yaptğ incelemede, olayda başvurucu tarafndan, idare<br />

mahkemesi hâkimleri hakknda yaptğ şikâyetin işleme konulmamas<br />

karar ve bu karara karş itiraznn Hâkimler ve Savclar Yüksek Kurulu<br />

tarafndan reddi işlemi aleyhine bireysel başvuruda bulunulduğu,<br />

Anayasa’nn 159. maddesinin onuncu fkras ile Hâkimler ve Savclar<br />

Yüksek Kurulu’nun meslekten çkarma cezas dşndaki kararlarnn<br />

yarg denetimi dşnda brakldğn, dolaysyla başvuru konusu işlemin,<br />

Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ işlemlerden olduğu ve<br />

bu sebeple başvurunun “konu bakmndan yetkisizlik” nedeniyle<br />

reddedilmesi gerektiği sonucuna varmştr.<br />

III. BİREYSEL BAŞVURUYA KONU OLAMAYACAK KARARLAR<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3. fkrasnda, bireysel başvuru<br />

kapsam dşnda kaldğ belirtilen kararlar Anayasa Mahkemesi<br />

kararlardr.<br />

Anayasa Mahkemesi kararlarnn nelerden ibaret olduğuna bakldğnda;<br />

- İtiraz veya iptal yoluyla gelen başvurular üzerine aldğ kararlar,<br />

- Bireysel başvurular üzerine aldğ kararlar,<br />

- Siyasi Partilerin kapatlmas, Devlet Yardmndan yoksun braklmas,<br />

ihtar edilmeleri, dağlma durumlarnn tespiti istemleri üzerine<br />

aldğ kararlar,<br />

- Siyasi partilerin mali denetimleri üzerine aldğ kararlar,<br />

- Milletvekillerinin yasama dokunulmazlklarnn kaldrlmas,<br />

milletvekilliklerinin düşürülmesi, milletvekili olmayan bakanlarn<br />

dokunulmazlklarnn kaldrlmas kararlarna ilişkin iptal istemleri<br />

üzerine aldğ kararlar,<br />

- Anayasa Mahkemesine ve Uyuşmazlk Mahkemesine başkan ve<br />

başkan vekili seçmeye ilişkin aldğ kararlar, 50<br />

onuncu fıkras ile de HSYK’nn meslekten çkarma cezas dşndaki kararlar yarg denetimi dşnda<br />

braklmştır.<br />

2. Başvuru konusu olayda başvurucu, idare mahkemesi hâkimleri hakknda yaptığ şikâyetin işleme<br />

konulmamas karar ve bu karara karş itiraznn HSYK tarafından reddi işlemi aleyhine bireysel<br />

başvuruda bulunmuştur. Anayasa’nn 159. maddesinin onuncu fıkras gereğince HSYK’nn bu<br />

karar aleyhine yarg mercilerine başvurulmas mümkün değildir. Dolaysyla başvuru konusu<br />

işlem, Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktığ işlemlerden olduğundan bireysel başvuruya<br />

konu olamaz.<br />

3. Açklanan nedenlerle, Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktığ bir işleme karş yapldğ<br />

anlaşldğndan başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşullar yönünden incelenmeksizin “konu<br />

bakmndan yetkisizlik” nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.<br />

V. HÜKÜM<br />

Başvurunun, “konu bakmndan yetkisizlik” nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, yarglama<br />

giderlerinin başvurucu üzerinde braklmasna, 16/4/2013 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.<br />

50 ÖZBEY, s.220<br />

- 202 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

6216 sayl Kanun’un 46. maddesinin 3. fkras uyarnca, Anayasa<br />

Mahkemesinin yukarda saylan kararlarna karş bireysel başvuru<br />

yapma olanağ bulunmamaktadr. Anayasa Mahkemesinin yaptğ<br />

denetimin türüne baklmakszn aldğ tüm kararlar, ister Yüce Divana<br />

isterse siyasi partilerin anayasallk veya malî denetimlerine ilişkin<br />

olsun, bireysel başvuruya konu yaplmas mümkün değildir. 51 Bu<br />

kapsamda Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü de hem Anayasa Mahkemesi<br />

Genel Kurulu tarafndan kabul edildiği için hem de genel düzenleyici<br />

işlem niteliğinde olduğu için doğrudan bireysel başvuruya konu<br />

edilemeyecektir. 52<br />

Anayasa Mahkemesi itiraz veya iptal yoluyla baktğ bir davay karara<br />

bağlarken hem temel hak ve özgürlükler hem de anayasa yargs<br />

yönlerinden inceleyip Anayasaya aykr görmediği bir durumla ilgili<br />

olarak daha sonra bireysel başvuru yapldğnda, Mahkemenin saygnlğ<br />

için kararlarnda istikrar gözetmesi anlaşlabilir ise de adaletin tesisi<br />

daha önemli boyuttadr. 53<br />

Anayasa Mahkemesi kararlarnn bireysel başvuru kapsamnda şikâyete<br />

tabi olmadğna ilişkin düzenlemeler Almanya ve Azerbaycan’da da<br />

yer almaktadr. 54<br />

6216 sayl Kanun’un 45. maddesinin 3. fkras yalnzca Anayasa<br />

Mahkemesi kararlarn açkça bireysel başvuru yolu dşnda tutmuş<br />

olup, adli, idari ve askeri yargnn tüm kesinleşmiş kararlarna karş<br />

ise bireysel başvuru yolu açktr. 55<br />

SONUÇ<br />

Ülkemizde bireysel başvuru sistemine, Anayasa’da değişiklik öngören<br />

5982 sayl Kanun’un 12 Eylül 2010 tarihli halk oylamasyla kabul<br />

edilmesinin ardndan geçilmiş, 23 Eylül 2012 tarihinden itibaren<br />

işlerlik kazanmaya başlamştr.<br />

Yaplan değişiklik ile herkes, Anayasa’da güvence altna alnmş<br />

temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi<br />

kapsamndaki herhangi birinin kamu gücü tarafndan ihlal edildiği<br />

iddiasyla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapma imkânna<br />

erişmiştir.<br />

Anayasa değişikliğinin ardndan bireysel başvurunun işlerlik<br />

51 EKİNCİ, SAĞLAM, s.14<br />

52 ÇINAR, a.g.e.,s.197<br />

53 ÖZBEY, s.224<br />

54 ÖZBEY, s.226<br />

55 Selin ESEN, “Türkiye’de Anayasa Şikayeti” Tebliği, “Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” Panel,<br />

Türkiye Barolar Birliği, 2011, s. 51<br />

- 203 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

kazanabilmesi için 2949 sayl Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve<br />

Yarglama Usulleri Hakknda Kanun yürürlükten kaldrlarak yerine<br />

6216 sayl Kanun kabul edilmiştir.<br />

6216 sayl Kanun’un 45 ila 51. maddelerinde bireysel başvuru<br />

düzenlenmiş olup, kapsam olarak Anayasa’da yer almayan Türkiye’nin<br />

taraf olduğu protokollerdeki haklar da kapsam dâhiline alnmştr.<br />

Bunun yannda baz işlemler ile Anayasa Mahkemesi kararlar bireysel<br />

başvuru kapsam dşnda braklmştr. 6216 sayl Kanun’un 45.<br />

maddesinin 3. fkras uyarnca, yasama işlemleri ve düzenleyici<br />

işlemlere karş doğrudan bireysel başvuru yaplamayacağ gibi Anayasa<br />

Mahkemesi kararlarna ve Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ<br />

işlemler de bireysel başvurunun konusu olamayacaktr.<br />

Çalşmada da ele aldğ gibi ülkelerin kabul ettiği bireysel başvuru<br />

sistemlerinde birbirinden farkl uygulamalar olup, konu bakmndan<br />

da kapsamda farkllklara yer verilmiştir.<br />

Türkiye uygulamasnda kanunlara ve düzenleyici idari işlemlere<br />

doğrudan başvuru yaplamayacağnn düzenlenmesi bireysel başvurunun<br />

mantğna çok da aykr bir durum değildir. Yasama veya düzenleyici<br />

işlemlerden dolay temel hak veya özgürlüğüne müdahale olunan<br />

kişi, anlan düzenlemelerin uygulama işlemine karş bireysel başvuru<br />

yapabilecektir.<br />

Anayasa Mahkemesi kararlarna karş da bireysel başvuru yolu<br />

açk değildir. Bireysel başvurular hakknda Anayasa Mahkemesinin<br />

bünyesinde kurulan bölümler ve komisyonlar karar vermeye yetkilidirler.<br />

Bölümler ve komisyonlar ise Anayasa Mahkemesi üyelerinden oluşmakta<br />

olup, Mahkemenin verdiği diğer kararlara karş bireysel başvuru<br />

yolunun açk olmas durumunda bir ksr döngünün karşmza çkmş<br />

olacağ muhakkakt.<br />

Bunlarn ötesinde ise Anayasa’nn yarg denetimi dşnda braktğ<br />

işlemlere karş bireysel başvuru yolunun kapal olmas, anlan işlemlere<br />

karş zaten dava açamayanlarn bir de bireysel başvuru yolunu<br />

kapatmştr. Bu kişiler için belki de bir çkş yolu, tek hak arama<br />

merci niteliğine bürünebilecek olan Anayasa Mahkemesi yaplan kanuni<br />

düzenleme ile çok önemli bir görevi ifa edecekken oyun dş kalmştr.<br />

Bu snrlamalara rağmen ülkemiz açsndan bir hukuk milad olarak<br />

kabul edilmesi gereken bireysel başvuruda Anayasa Mahkemesinin<br />

üstleneceği görev ve vereceği içtihat niteliğindeki kararlar ile öncelikle<br />

yerel mahkemelerin ve sonrasnda yasama ve yürütme organnn insan<br />

haklar konusunda farkndalğn artracağ, böylece Türkiye’nin insan<br />

- 204 -


Bahadr YALÇINÖZ<br />

haklar alannda yakaladğ kötü şöhretten kurtulma yolunda büyük<br />

bir mesafe kat edeceği kanaatindeyiz.<br />

<br />

KAYNAKÇA<br />

Ali Rza ÇOBAN, Bireysel Başvuru: Türk Anayasa Mahkemesi İçin<br />

Ağr İşyükü Sorunu, AİHM VE TÜRKİYE II, Anayasa Şikâyeti ve AİHM,<br />

Uluslararas Sempozyum, Türkiye Adalet Akademisi Yaynlar, Ankara,<br />

2010<br />

Ece GÖZTEPE, “Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru” Panel,<br />

Türkiye Barolar Birliği, 2011<br />

Ece GÖZTEPE, “Türkiye’de Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru<br />

Hakknn (Anayasa Şikayeti) 6216 Sayl Kanun Kapsamnda<br />

Değerlendirilmesi”, Türkiye Barolar Birliği Dergisi, 2011<br />

Ergun ÖZBUDUN, Türk Anayasa Hukuku, Yetkin, 2005<br />

Fazl SAĞLAM, “Anayasa Şikâyetini Bekleyen Sorunlar”, Anayasa<br />

Mahkemesine Bireysel Başvuru (Anayasa Şikâyeti/Anlam, Kapsam<br />

ve Olas Sorunlar), Türkiye Barolar Birliği 2011, s.29,30<br />

Gerhart HOLZİNGER, “Avusturya Anayasa Hukukunda Anayasa<br />

Şikayeti ve Bireysel Başvuru” Anayasa Yargs, 2009<br />

Hüseyin EKİNCİ, Musa SAĞLAM, 66 Soruda Anayasa Mahkemesine<br />

Bireysel Başvuru, Şen Matbaa, 2012<br />

İbrahim ÇINAR “ Avrupa İnsan Haklar Mahkemesinin Yarg Yetkisi<br />

ve Mağdurluk Statüsü”, Bireysel Başvuru İnceleme Usulü ve Kabul<br />

Edilebilirlik Kriterleri, Editör Musa SAĞLAM, Şen Matbaa, 2013<br />

İl Han ÖZAY, Gün Işğnda Yönetim, Filiz Kitapevi, 2004<br />

Kemal GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku Dersleri, Ekin Basm Yayn<br />

Dağtm 2011<br />

Kemal GÖZLER, İdare Hukuku Cilt I, Ekin Kitapevi, 2003,<br />

Korkut KANADOĞLU, “Anayasa Şikayeti”, Bireysel Başvuru “Anayasa<br />

Şikayeti”, HUKAB Sempozyum Serisi, Editör: Musa SAĞLAM<br />

María Emilia Casas BAAMONDE, “Amparo Başvurusu”, Anayasa<br />

Yargs, 2009<br />

Öykü Didem AYDIN, “Türk Anayasa Yargsnda Yeni Bir Mekanizma:<br />

Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuru” Gazi Üniversitesi Hukuk<br />

Fakültesi Dergisi, Say 4, 2011<br />

- 205 -


Bireysel Başvuruya Konu Olamayacak İşlem ve Kararlar<br />

Özcan ÖZBEY, Türk Hukukunda Anayasa Mahkemesine Birey Başvuru<br />

Hakk, Adalet Yaynevi, 2013<br />

Peter PACZOLAY, “Anayasa Şikayeti: Bir Karma Çözüm mü”, Anayasa<br />

Yargs, 2009<br />

Selin ESEN, “Türkiye’de Anayasa Şikayeti” Tebliği, “Anayasa<br />

Mahkemesine Bireysel Başvuru” Panel, Türkiye Barolar Birliği, 2011,<br />

Serap AYDIN, “Türk Hukuk Sisteminde Anayasa Mahkemesine Bireysel<br />

Başvuru” Makale, Terazi Ayl Hukuk Dergisi, Nisan 2013<br />

Tacettin ŞİMŞEK, “İdari Yarg Açsndan Anayasa Mahkemesine<br />

Bireysel Başvuru Hakk” Tebliği, “Anayasa Mahkemesine Bireysel<br />

Başvuru” Panel, Türkiye Barolar Birliği, 2011<br />

Yavuz ATAR, Türk Anayasa Hukuku, Mimoza, 2011<br />

http://www.anayasa.gov.tr<br />

- 206 -


EDİMİN İFASINA FESAT KARIŞTIRMA SUÇU VE<br />

UYGULAMADA ÖNE ÇIKAN SORUNLAR<br />

Mehmet Reis KOCA<br />

Yargtay Cumhuriyet Savcs<br />

ÖZET<br />

Kamu kurum veya kuruluşlar, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlar,<br />

bunlarn iştirakiyle kurulmuş şirketler, bunlarn bünyesinde faaliyet icra<br />

eden vakflar, kamu yararna çalşan dernekler ya da kooperatifler ihtiyaç<br />

duyduklar herhangi bir mal, hizmet veya yapm gibi ihtiyaçlarn karşlamak<br />

üzere, ihaleye çktklarnda, yaplan ihale sonunda ihaleyi kazanan taraf ile<br />

kamu kurum veya kuruluşu arasnda sözleşme imzalanmakta ve ardndan<br />

edimin ifas süreci başlamaktadr. TCK md. 236›da sözleşme ile taahhüt altna<br />

girilen edimin ifasna fesat karştrma eylemleri suç olarak düzenlenmiştir.<br />

Maddenin 1. fkrasnda suçun temel şekli ve cezai müeyyidesi belirlenmiştir.<br />

Maddenin ikinci fkrasnda ise, edimin ifasna fesat karştrmaya yönelik<br />

hileli hareketler tadadi olarak saylmş ve suçun maddi unsurlar da<br />

gösterilmiştir. Edimin ifasna fesat karştrma suçunun, bu fkrada saylan<br />

hareketlerin dşnda bir hareketle işlenmesi mümkün değildir. Üçüncü fkrada<br />

ise, edimin ifasna fesat karştrma suçunun oluşabilmesi için, kamu<br />

görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat temin etmiş olmalarnn suçun<br />

yasal unsurlarna bir etkisinin olmadğ ve kamu görevlisinin menfaat<br />

temin ederek bu suçu işlemesi halinde, ayrca ilgili suç hükmüne göre<br />

de ceza sorumluluğu cihetine gidileceği hüküm altna alnmş ve gerçek<br />

içtima kuralnn uygulanacağ belirtilmiştir.<br />

Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, kapsamla ilgili md. l’de de belirtildiği üzere,<br />

4734 sayl KİK’e tabi olarak yaplan ihale sürecinde imzalanan sözleşmelerle<br />

snrldr. Bu itibarla KİK, mal ve hizmet alm ve yapm ihalelerine uygulanabilen<br />

bir Kanun olmas dolaysyla, KİSK da ancak mal ve hizmet alm ve yapm<br />

ihaleleri sonucunda imzalanacak sözleşmelere uygulanabilen bir kanundur.<br />

Ancak 5237 s. TCK md. 236, mal ve hizmet alm ve satmn ve kiralama<br />

ihalelerini kapsamna almaktadr. Bu itibarla, mal ve hizmet satm ihaleleri<br />

ve kiralama ihaleleri KİSK kapsamnda değerlendirilemeyecektir.<br />

Uygulamada, edimin ifasna fesat karştrmaya yönelik hileli hareketlerin<br />

tespitinde ve suçun yasal unsurlarnda çok hata yapldğndan, bu fiillerin<br />

iyi irdelenmesi ve suçun maddi unsurlarnn ne şekilde gerçekleştiğinin iyi<br />

açklanmas gerekmektedir.<br />

Anahtar kelimeler: Edim, Fesat, kabul eden, teslim eden, hileli hareketler.<br />

ABSTRACT<br />

When public institutions or organizations, professional organisations having<br />

the characteristics of public institutions, companies established through<br />

- 207 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

their participation, foundations functioning within their body, associations or<br />

cooperatives working for public benefit go out to tender in order to meet their<br />

needs such as any goods, service sor construction, as a result of the tender<br />

made, a contract is signed between the party winning the tender and public<br />

institution or organisation and the process of fulfillment of execution begins.<br />

Acts of using fraud or trickery in the fulfillment of execution undertaken<br />

through a contract are provided as offence in Article 236 of Turkish Penal Code.<br />

The basic form and penal sanctioning of the offence are determined in the<br />

1st paragraph of the article. Fraudulent acts on the purpose of using fraud or<br />

trickery in the fulfillment of execution are provided and material elements of the<br />

offence are indicated in the second paragraph of the article. The commitment<br />

of the offence of using fraud or trickery in the fulfillment of execution is<br />

impossible through an act except for the acts provided in this paragraph. In<br />

the third paragraph, it is noted that the derivation of benefit by public officers<br />

and other persons has no effect upon legal elements of the offence, so that the<br />

offence of using fraud or trickery in the fulfillment of execution is constituted<br />

and in case the public officer commits this offence by deriving benefit, it is<br />

provided that criminal liability under the related provision of offence shall<br />

also be in question and the rule of concurrent sentence shall be applied.<br />

As provided in Article 1 concerning the scope, Public Procurement Contracts<br />

Law is restricted to contracts signed during the tender process carried out<br />

under Public Tender Act numbered 4737. Therefore, since Public Tender Act<br />

is a Law applicable to tenders for the procurement of goods and services and<br />

construction, Public Procurement Contracts Law is a law applicable only to<br />

contracts to be signed as a result of tenders for the procurement of goods<br />

and services and construction. However, Article 236 of Turkish Penal Code<br />

numbered 5237 includes tenders for the procurement and sale of goods and<br />

services and leasing. Thus, tenders for the sale of goods and services and<br />

leasing tenders cannot be evaluated within the scope of Public Procurement<br />

Contracts Law.<br />

In practice, as many mistakes are made in the identification of fraudulent acts<br />

on the purpose of using fraud or trickery in the fulfillment of execution and<br />

legal elements of the offence, it is necessary that these acts shall be properly<br />

examined and the way the material elements of the offence occur shall be<br />

well-defined.<br />

Key words: Execution, Fraud, acceptor, deliverer, fraudulent acts.<br />

<br />

I. MADDE METNİ VE GEREKÇESİ<br />

A. Madde Metni<br />

Madde 236. (1) Kamu kurum veya kuruluşlar, kamu kurumu<br />

niteliğindeki meslek kuruluşlar, bunlarn iştirakiyle kurulmuş<br />

şirketler, bunlarn bünyesinde faaliyet icra eden vakflar, kamu<br />

yararna çalşan dernekler ya da kooperatiflere karş taahhüt altna<br />

- 208 -


Mehmet Reis KOCA<br />

girilen edimin ifasna fesat karştran kişi, üç yldan yedi yla kadar<br />

hapis cezas ile cezalandrlr.<br />

(2) Aşağdaki fiillerin hileli olarak yaplmas halinde, edimin ifasna<br />

fesat karştrlmş saylr:<br />

a) İhale kararnda veya sözleşmede evsaf belirtilen maldan başka bir<br />

maln teslim veya kabul edilmesi.<br />

b) İhale kararnda veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik maln<br />

teslim veya kabul edilmesi.<br />

c) Edimin ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede ifa<br />

edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.<br />

d) Yapm ihalelerinde eserin veya kullanlan malzemenin şartname<br />

veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere uygun<br />

olmamasna rağmen kabul edilmesi.<br />

e) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararnda veya sözleşmede<br />

belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen<br />

verilmiş gibi kabul edilmesi.<br />

(3) Edimin ifasna fesat karştrma dolaysyla menfaat temin eden görevli<br />

kişiler, ayrca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre cezalandrlrlar.<br />

B. Madde Gerekçesi<br />

MADDE 236. Bu maddede, edimin ifasna fesat karştrma suçu<br />

tanmlanmştr.<br />

Sözleşmenin imzalanmasyla ihale süreci sona ermekte ve edimin ifas<br />

süreci başlamaktadr. Bu süreçte edimin ifasna fesat karştrlmas<br />

bağmsz bir suç olarak tanmlanmştr.<br />

Söz konusu suç, kamu kurum veya kuruluşlar, kamu kurumu<br />

niteliğindeki meslek kuruluşlar, bunlarn iştirakiyle kurulmuş şirketler,<br />

bunlarn bünyesinde faaliyet icra eden vakflar, kamu yararna çalşan<br />

dernekler ya da kooperatiflere karş taahhüt altna girilen edimin ifasna<br />

fesat karştrmak suretiyle işlenebilir. Bu bakmdan söz konusu suçun<br />

uygulama alan sadece kamu kurum veya kuruluşlarna karş girişilen<br />

taahhütlerin yerine getirilmesiyle snrl tutulmamştr.<br />

Maddenin ikinci fkrasnda, edimin ifasna fesat karştrma niteliğindeki<br />

hareketler saylmştr. Saylan bütün bu hareketlerin ortak özelliği<br />

hileli davranşlar olmasdr. Fkra metninde beş bent olarak saylan<br />

bu seçimlik hareketler yeterli açklkta tanmlandğ için, ayrca izaha<br />

gerek görülmemiştir.<br />

Maddenin üçüncü fkrasna göre, edimin ifasna fesat karştrma suçunun<br />

- 209 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

oluşabilmesi için, kamu görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat temin<br />

etmiş olmalar gerekli değildir. Aksi takdirde, yani edimin ifasna fesat<br />

karştrma dolaysyla menfaat temin edilmiş olmas hâlinde, ayrca<br />

bu nedenle ilgili suç hükmüne göre ceza sorumluluğu cihetine gidilir.<br />

II. GENEL OLARAK<br />

Bilindiği üzere ihale kararnn kesinleşmesinden sonra, istekli ile<br />

ihaleyi yapan kurum arasnda sözleşme imzalanmakta ve ardndan<br />

edimin ifas süreci başlamaktadr. 1<br />

İhale süreci, özü itibariyle üç aşamadan oluşur.<br />

a. Birinci aşama; ihaleye hazrlk sürecidir. Bu süreçte, ihaleye<br />

çklacak olan ihtiyaç (mal, yap, kiralama veya hizmet) belirlenerek<br />

buna göre ihale doküman hazrlanr. İhale dokümannda yaplacak<br />

işin vasf ve mahiyeti ile yaklaşk maliyeti belirlenir ve onaya sunulur.<br />

Yetkili makamn yaptğ inceleme sonunda, yaplan hazrlğn ve<br />

dokümann yeterli olduğu anlaşlrsa ihaleye çkmak için onay verilir.<br />

b. İkinci aşama; “ihale süreci”dir. İhaleye çkma yönünde onay<br />

alnmasndan sonra ihale süreci başlar. Bu aşamada ilk olarak önceden<br />

hazrlanan şartnameye göre, ihale ilanna çklr. Çklan ihale türüne<br />

göre, ihaleye katlmak isteyen kişilerden ihaleye yönelik teklif zarflarnn<br />

alnmas süreci başlar. Bu sürecin çok gizli ve titiz yürütülmesi gerekir.<br />

Çünkü ihaleye fesat karştrma eylemlerini oluşturan fiillerin birçoğu<br />

bu aşamadadr. Teklif mektuplarnn alnmasndan sonra, yetkili<br />

İhale Komisyonunca bu teklif zarflarnn değerlendirilmesine geçilir.<br />

Komisyon, yaptğ değerlendirme sonunda, ihaleye konu işi; en uygun<br />

fiyata, en uygun kalitede, en uygun şartlarla, yapacak kişi veya şirketi<br />

belirleyerek bunu ilan eder ve ihale sözleşmesi yapmak üzere davette<br />

bulunur.<br />

c. Üçüncü aşama; “sözleşme süreci”dir. Bu süreçte, ihaleyi kazanan<br />

kişi/kurum ile ihale sözleşmesi imzalanr. İhaleyi alan şirketin ihale<br />

sözleşmesine uygun şekilde mal veya hizmeti teslim etmesi ve daha<br />

sonra da üretilen mal veya hizmetin yetkili organ veya komisyon<br />

tarafndan kontrol ve denetiminin yaplmas ve mal ve hizmetin ihaleye<br />

uygun görülmesi durumunda kabulün yaplmas ve ihale bedelinin<br />

ödenmesi gerekir. Ancak sözleşme süreci burada bitmeyecektir. İhale<br />

şartnamesinde belirlenen garanti süresi de ihale süreci içindedir ve<br />

garanti süreci bitince ihale süreci de sona erer.<br />

İhale konusu iş, üzerinde kalan (ihaleyi kazanan) yüklenici ile idare<br />

arasnda sözleşme imzalandktan sonra, sözleşmenin konusunu<br />

1 Artuk/Gökcen/Yenidünya, Ceza Hukuku Özel Hükümler, s. 665, 8. Bask, Ankara-2008,<br />

- 210 -


Mehmet Reis KOCA<br />

oluşturan edimin yerine getirilmesi aşamas, yani “edimin ifas süreci”<br />

işlemeye başlar. 2<br />

Yukarda ksaca açklanan ihale sürecinin ilk iki aşamasnda yaplan<br />

hileli hareketler, “ihaleye fesat karştrma” suçunu, üçüncü aşamada<br />

yaplan hileli hareketler ise “edimin ifasna fesat karştrma” suçunu<br />

oluşturur. Bu bölümde incelenecek olan suç; ihale sürecinin son<br />

aşamasn teşkil eden “sözleşme sürecinde” işlenen hukuka aykr<br />

eylemlerdir.<br />

Bilindiği üzere, kamu almlarnda ihale süreci; 4734 sayl Kamu İhale<br />

Kanunuyla, yükleniciyle sözleşme imzalanmas ve sözleşme gereği<br />

edimin yerine getirilmesi süreci ise; 4735 sayl Kamu Sözleşmeleri<br />

Kanunu ile düzenlenmiştir. İhale sürecine ilişkin işlemler kamu hukuku<br />

ilkelerine tabî iken, sözleşme imzalandktan sonra artk özel hukuk<br />

ilkelerine tâbi hâle gelir ve ortaya çkan ihtilaflar özel hukuk hükümleri<br />

çerçevesinde çözümlenir. Ancak belirtelim ki, müteahhidin ihale<br />

sözleşmesinden kaynaklanan bu yükümlülükleri, kamuyu yakndan<br />

ilgilendirdiği için, kanun koyucu tarafndan bu yükümlülüklerin yerine<br />

getirilmesi srasnda edimin ifasna fesat karştrmak, cezâî yaptrm<br />

altna alnmştr. 3<br />

2886 sayl Devlet İhale Kanunu’nda olduğu gibi, 4735 sayl Kanun<br />

açsndan da, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde Borçlar Kanunu’na<br />

göre işlemler yürütülecektir. Bu husus 4735 sayl Kanunun 36 nc<br />

maddesinde açkça belirtilmiştir. 4<br />

4735 Kanunu’un 6. Maddesi uyarnca dört çeşit sözleşme yaplabileceği<br />

hükme bağlanmştr. Buna göre;<br />

a. Yapm işlerinde anahtar teslimi götürü bedel sözleşmesi,<br />

b. Yapm işlerinde birim fiyat sözleşmesi,<br />

c. Mal ve hizmet almlarnda götürü bedel sözleşmesi,<br />

d. Mal ve hizmet almlarnda birim fiyat sözleşmesi.<br />

4734 sayl Kanunun 46 nci maddesi gereğince, yaplan bütün ihaleler<br />

yazl bir sözleşmeye bağlanmak zorundadr 5 . Sözleşme, ihalede<br />

2 Koca, Mahmut/Üzülmez İlhan, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Nisan 2013-Say 13, İhaleye Fesat<br />

Karştırma Suçu Adl Makale, s. 3 ; İzzet Özgenç, İhale Sürecinde İşlenen Suçlar, s. 9-10; 3. Bas, Ankara<br />

2013.<br />

3 Kazanc- Eker, Behiye, İhaleye Fesat Karştrma ve Edimin İfasna Fesat Karştrma, Ankara-2007, s.210<br />

4 Artuk/Gökcen/Yenidünya, Ceza Özel Hükümler, s.666; Turguter- Tokmakl, s. 621.<br />

5 “..İhale yasas kapsamndaki kuruluşlar, tüm almlarn bu yasada belirtilen ihale usullerinden biri ile<br />

yapmak zorundadrlar. Bu yasa hükümlerine uygun olmayan almlara ilişkin sözleşmeler kural olarak<br />

geçersizdir ve hukukî bir sonuç doğurmaz. Geçersiz sözleşme ile alnan mallar haksz zenginleşme<br />

hükümleri uyarnca geri istenebilir. Ancak geçersiz sözleşme ile alnan mallar idare tarafından teslim<br />

- 211 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

bulunacak idare tarafndan hazrlanarak ihale yetkilisi ve istekli<br />

tarafndan imzalanmaldr. Ayrca düzenlenen sözleşmelerin notere<br />

tasdik ettirilmesi de gereklidir. Ancak, parasal limit dâhilinde doğrudan<br />

temin usulü ile yaplan ihaleler sonucu düzenlenen sözleşmelerin,<br />

notere onaylattrlmas ve tescil ettirilmesi zorunlu değildir 6 .<br />

TCK md. 236’da, ihale sürecinden sonra, ihale üzerine kalan kimseyle,<br />

İdare arasnda imzalanan sözleşme ile taahhüt altna girilen edimin<br />

ifasna fesat karştrlmas hareketleri suç olarak düzenlenmiştir.<br />

TCK’nn 236/1. fkrasnda kamu kurum veya kuruluşlar, kamu kurumu<br />

niteliğindeki meslek kuruluşlar, bunlarn iştirakleriyle kurulmuş<br />

şirketler, bunlarn bünyesinde faaliyet icra eden vakflar, kamu yararna<br />

çalşan demekler ya da kooperatiflere karş, taahhüt altna girilen<br />

edimin ifasna fesat karştrma fiilleri suç olarak saylmştr. Fkrada<br />

yalnzca saylan bu kurum ve kuruluşlara karş taahhüt edilen bir<br />

edimin ifasna fesat karştrmaktan bahsedildiği için, sözü edilen bu<br />

edimin ihale sözleşmesi uyarnca yüklenilmesi gereken bir edim olmas<br />

gerektiği fkradan tam olarak anlaşlmamaktadr. Bu itibarla ilk fkray<br />

okuyan birisi, yalnzca ihale ile yüklenilen değil, burada saylan kurum<br />

ve kuruluşlara taahhüt altna girilen herhangi bir edimin ifasna fesat<br />

karştrlmas halinde suçun oluşacağn düşünebilir. Ancak dikkat<br />

edilirse, edimin ifasna fesat karştrmann md. 236/2’de tanmlandğ<br />

görülür. Bu tanm dikkatle incelendiğinde maddede sözü edilen<br />

“taahhüt altna girilen edim”den, ihale sözleşmesi nedeniyle taahhüt<br />

altna girilen edimin kastedildiği anlaşlr. Dolaysyla maddenin birinci<br />

fkrasnda her ne kadar belirtilmemiş olsa da kural olarak, ihale süreci<br />

sonunda imzalanan sözleşme uyarnca taahhüt edilmiş olan edimin<br />

ifasna fesat karştrlmasn cezalandrmaktadr. 7<br />

Bu husus TCK’nn 236. madde gerekçesindeki “…Sözleşmenin<br />

imzalanmasyla ihale süreci sona ermekte ve edimin ifas süreci<br />

başlamaktadr. Bu süreçte edimin ifasna fesat karştrlmas bağmsz<br />

bir suç olarak tanmlanmştr.<br />

Söz konusu suç, kamu kurum veya kuruluşlar, kamu kurumu<br />

niteliğindeki meslek kuruluşlar, bunlarn iştirakiyle kurulmuş<br />

şirketler, bunlarn bünyesinde faaliyet icra eden vakflar, kamu<br />

yararna çalşan dernekler ya da kooperatiflere karş taahhüt altna<br />

girilen edimin ifasna fesat karştrmak suretiyle işlenebilir. Bu<br />

alnp kullanlmaya başlanarak benimsendikten sonra, sözleşmenin geçersizliğinin ileri sürülmesi<br />

iyiniyet kural ile bağdaşmaz. Sözleşme ve şartname dş malzeme teslim edildiğini ileri süren davac<br />

bu iddiasn kantlamakla yükümlüdür”. Yargtay 13. HD.nin 11.4.1995 tarih ve 1998/10E., 1998/65K.<br />

sayl İlam için bkz. Doğanyiğit, s.507.<br />

6 4734 sayl Kamu İhale Kanunu, m.22/d; Artuk/Gökcen/Yenidünya, Ceza Özel Hükümler, s.666<br />

7 Kazanc Eker, Behiye, age, s.211<br />

- 212 -


Mehmet Reis KOCA<br />

bakmdan söz konusu suçun uygulama alan sadece kamu kurum<br />

veya kuruluşlarna karş girişilen taahhütlerin yerine getirilmesiyle<br />

snrl tutulmamştr…” ibareden açkça anlaşlmaktadr.<br />

Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, kapsamla ilgili md. l’de de belirtildiği<br />

üzere, 4734 sayl KİK’e tabi olarak yaplan ihale sürecinde imzalanan<br />

sözleşmelerle snrldr. Bu itibarla KİK, mal ve hizmet alm ve yapm<br />

ihalelerine uygulanabilen bir Kanun olmas dolaysyla, KİSK da<br />

ancak mal ve hizmet alm ve yapm ihaleleri sonucunda imzalanacak<br />

sözleşmelere uygulanabilen bir kanundur 8 . Ancak 5237 s. TCK md.<br />

236, mal ve hizmet alm ve satmn ve kiralama ihalelerini kapsamna<br />

almaktadr. Bu itibarla, mal ve hizmet satm ihaleleri ve kiralama<br />

ihaleleri KİSK kapsamnda değerlendirilemeyecektir. Bu ihaleler,<br />

ihaleye fesat karştrma suçunu incelerken de belirtildiği üzere, DİK’e<br />

göre yaplmaktadr. Dolaysyla bu Kanuna göre yaplan ihaleler de yine<br />

Kanunda düzenlenen ilgili hükümlere tabi olacaktr 9 , DİK’da sözleşmeyle<br />

ilgili hükümler dördüncü bölümde, m, 53 vd. da düzenlenmiştir. 10<br />

III. KORUNAN HUKUKÎ DEĞER<br />

Bu suçla korunan hukukî değer, ihaleye fesat karştrma suçuyla korunan<br />

değerle ayndr. Suçun TCK’da düzenlendiği bölümüne bakldğnda,<br />

korunan hukukî değerin öncelikli olarak, kamu ekonomisi ve ticaretinin<br />

zarara uğramasn önlemek ve ikinci olarak da kamu idaresine duyulan<br />

güven ve itibar duygusunu korumaktr. Yargtay 5. Ceza dairesi vermiş<br />

olduğu 27/02/2013 tarih, 2012/3485 esas ve 2013/1418 karar sayl<br />

ilamnda ihaleye fesat karştrma suçunda korunan hukukî değerin,<br />

“…İhaleye fesat karştrma suçunda, korunan hukukî yararn kamu<br />

idaresine ve dolaysyla kamu görevlilerine duyulan güven ve itibar<br />

ile kamunun maddî ve mali yararlar kapsamnda temelde serbest<br />

rekabet ortamnn korunmas olduğu,…” hususunu belirtmiştir.<br />

IV. SUÇUN UNSURLARI<br />

A. Suçun Fâili<br />

Maddede “edimin ya da maln teslim ve kabulünden” bahsedilmektedir.<br />

Burada edimin ya da maln kabulü bakmndan, failin kabule yetkili<br />

olmas gerektiği anlaşlr 11 . Teslim edilecek mal, hizmet, yapm veya<br />

yaplan işin muayene ve kabul işlemleri, idarelerce kurulacak en az üç<br />

8 Kazanc Eker, s.212; Doğanyiğit, s. 613 vd; Abacoğlu, s. 45; Güçlü/Şimşek, s. 721 vd; Gök, s. 504 vd.<br />

9 Kazanc Eker, s.212; Özek/Kaya, s. 658.<br />

10 Kazanc Eker, s.212<br />

11 Kazanc Eker, s.212; Artuk/Gökcen/Yenidünya, özel Hükümler, s. 473; Gökçen, İhaleye ve Edimin<br />

İfasna Fesat Karştırma Suçlan, s. 175.<br />

- 213 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

kişilik muayene ve kabul komisyonlar tarafndan yaplr 12 . Mal veya<br />

yaplan iş yüklenici tarafndan idareye teslim edilmedikçe, muayene<br />

ve kabul işlemleri yaplamaz.<br />

Edimin ifas suçunun faili olarak karşmza iki türlü fail çkmaktadr.<br />

Bu suçun bir tarafnda, yaplan ihale sonucunda ihaleyi kazanarak<br />

ilgili kamu kurum veya kuruluşu ile sözleşme yaparak, edimin ifasna<br />

konu işi yapacak olan gerçek veya tüzelkişilerin yer aldğ “teslim eden”<br />

kişiler ve karşlarnda ise, edimin ifasna konu işi ihale sözleşmesine<br />

uygun şekilde teslim alacak olan ve kamu görevlisi olan “kabul eden”<br />

kişiler vardr.<br />

Birisinin “kabul eden” olarak kabulü için, ihale ile alnan mal veya<br />

edimin teslim alnmas ve kabul edilmesi konusunda yetkilendirilmiş<br />

olmas gerekir. 13 Edimin ifasna fesat karştrma suçunun faili, edimin<br />

ifasn kabul eden kişi ise, bu kişi mutlaka kamu görevlisidir ve görevinin<br />

ifas ile ilgili bir işi yapyor demektir. Kamu görevlisi olmakla birlikte<br />

bu işi kabul etmek için görevlendirilmeyen birisinin bu suçun faili<br />

olamaz. Örneğin, (X) İlçesine yaplacak olan Adliye Binasnn ihalesine<br />

girerek ihaleyi kazanan (A) İnşaat şirketinin sahibi ve yetkilisi, bu<br />

inşaat; ihale şartnamesinde belirtilen sürede ve nitelikte bitirdiğinden<br />

bahisle (X) İlçesi Cumhuriyet Başsavclğna başvurarak mal teslim<br />

etmek istediğini belirtmesi üzerine, Adalet Bakanlğ Teknik İşler<br />

Daire Başkanlğnca kurulmuş ve en az üç kişiden oluşan “muayene<br />

komisyonu” ve ayrca “kabul komisyonu”nca kontrol ve muayenesinin<br />

yaplarak teslim alnmas gerekmektedir. İşte bu “muayene komisyonu”<br />

ve “kabul komisyonu” içinde yer almayan kamu görevlileri bu suçun<br />

faili olamazlar. Komisyon içinde yer almayan kamu görevlileri ise,<br />

diğer üçüncü şahslar gibi edimin ifasna fesat karştrma suçunun<br />

“kabul eden” tarafnda yer alan asli faillerin eylemine ya azmettiren<br />

ya da yardm eden sfat ile iştirak edebilirler.(TCK’nn 40/2. Maddesi)<br />

Teslim eden kişi ise, ihale sözleşmesi veya kararna göre, ihale<br />

kendisinde kalmş olan, ihaleye konu edimi ifa yükümlülüğü altna<br />

girmiş olan kimsedir. 14 Maln teslimi halinde, suçun faili mal bizzat<br />

teslim eden kişi değildir. İhale sözleşmesinde, kendisine ihale yaplmş<br />

olan kişi suçun failidir. 15 Bu kişi şirket ise, şirketin yasal temsilcisi<br />

suçun faili saylr. Bazen ihaleyi kazanan kişi veya şirket, işi alt bir<br />

12 Kazanc Eker, s.212; Bu komisyonlarn nasl oluşturulacağ ve muayene ve kabullerin nasl yaplacağ<br />

çeşitli yönetmelikler çkarlmak suretiyle belirlenmiştir. Bu yönetmelikler için bkz. Doğanyiğit, s 1478<br />

vd.<br />

13 Yaşar, Osman/Gökcan, Hasan Tahsin/ Artuç, Mustafa, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Ankara-2010, 5.Cilt,<br />

s.6654<br />

14 Yaşar/Gökcan/ Artuç, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Ankara-2010, 5.Cilt, s.6654; Dülger, Ekonomik suçlar<br />

Bağlamnda İhale Sürecine Ve Edimin İfasna Fesat karştırma Suçlar(2007), s.218<br />

15 Yaşar/Gökcan/ Artuç, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Ankara-2010, 5.Cilt, s.6654<br />

- 214 -


Mehmet Reis KOCA<br />

taşeron şirkete yaptrabilir. Bu durumda da suçun asl faili yine ihale<br />

sözleşmesini imzalayan ve edimin altna giren kişinin asl faili olarak<br />

kabulü ve taşeron şirket yetkilisinin ise, suça iştirak durumuna göre<br />

iştirak eden fail saylmas gerekir.<br />

Bu bakmdan, TCK’nn 236. maddesinde düzenleme altna alnan<br />

suçun faillerinin doğru tespit edilmesi bakmndan, edimin teslim eden<br />

tarafnda m yoksa kabul eden tarafnda m yer aldğnn belirlenmesi<br />

gerekir.<br />

TCK md. 236/2-a-b 16 bentlerinde düzenlenen fiillerle edimin ifasna<br />

fesat karştrma suçlar, hem edimi “teslim eden”(Yüklenici) hem de<br />

“kabul eden” yani kamu görevlileri tarafndan işlenebilir.<br />

Diğer taraftan, TCK md. 236/2-c-d-e fkralarnda düzenlenen eylemler<br />

ancak edimi kabul eden kamu görevlileri tarafndan işlenebilir. Bu<br />

suçlarn aslî faili, suça konu edimi kabul etmekle görevlendirilen ve<br />

yetkilendirilen kamu görevlileridir. Bu yönüyle TCK md. 236/2-c-d-e<br />

fkralarndaki eylemler “özgü suç” niteliğindedir. Bu fkralarda<br />

düzenlenen eylemler yönünden “edimi teslim eden kişiler”, kamu<br />

görevlilerinin eylemine ancak ya azmettiren ya da yardm eden sfat<br />

ile iştirak edebilirler.(TCK’nn 40/2. Maddesi)<br />

Bu açklamalar şğnda, edimin ifasna fesat karştrma suçunun, fail<br />

bakmndan özgü suçlardan olduğu söylenebilir. 17 TCK md. 236/2-a-b<br />

bentlerinde düzenlenen fiillerle edimin ifasna fesat karştrma suçlar,<br />

hem edimi “teslim eden” hem de “kabul eden” yani kamu görevlileri<br />

tarafndan işlenebilir. Nitekim Yargtay 5. Ceza Dairesi vermiş olduğu<br />

05.06.2013 tarih, 2012/4644 esas ve 2013/6190 karar sayl ilamnda;<br />

“…Edimin ifasna fesat karştrma suçunun 3628 sayl Yasann 17.<br />

maddesi gereğince doğrudan soruşturulabileceği ve izne tabi olmadğ<br />

gözetilip, geçici ve kesin kabul işlemlerini yapan ve bu tutanaklarda<br />

imzalar bulunan kamu görevlileri haklarnda dava açtrlmas ve<br />

daha sonra bu dava dosyas ile birleştirilmesinin sağlanmasna<br />

müteakip, suç ve cezalarn şahsiliği ilkesi de gözetilerek, sanğn,<br />

hakknda dava konusu edilen edimin ifas sürecine Ersan Hillez<br />

İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. adna doğrudan veya dolayl olarak katlp<br />

katlmadğnn tespiti için ihale dosyasnda mevcut işyeri teslim<br />

tutanağ, yapm işleri geçici ve kesin kabul tutanaklar, hakediş<br />

vb. belgelerde firma kaşesi üzerindeki imzalarn sanğa ait olup<br />

16 (2) Aşağdaki illerin hileli olarak yaplmas halinde, edimin ifasna fesat karştırlmş saylr:<br />

a) İhale kararnda veya sözleşmede evsafı belirtilen maldan başka bir maln teslim veya kabul edilmesi.<br />

b) İhale kararnda veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik maln teslim veya kabul edilmesi.<br />

17 Bu suçun failinin herkes olabileceği yönünde görüş için bkz. Kazanc Eker, s.218; Artuk/Gökcen/<br />

Yenidünya, özel Hükümler, s. 670<br />

- 215 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

olmadğ hususlarnda sank ve bu tutanaklarda isim ve imzalar<br />

bulunan kamu görevlilerinin dinlenmesinden ve gerekirse imza<br />

incelemesinin de yaptrlmasndan sonra, 5237 sayl TCK›nn<br />

236. maddesinde edimin ifasna fesat karştrma halleri yasa<br />

koyucu tarafndan tahdidi olarak saylmş olup, maddede saylan<br />

seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin<br />

anlan Yasann 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykrlk teşkil<br />

edeceğinde bir kuşku bulunmadğndan, her ne kadar bir ksm<br />

öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle<br />

birlikte incelendiğinde; 2. fkrann “a” ve “b” bentlerinde yüklenici<br />

konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifas sürecinde görev<br />

alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin<br />

ifas sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili<br />

olabileceğinden, dolaysyla söz konusu suçun özel faillik niteliği<br />

taşyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadğnn<br />

kabulü gerektiğinden, 5237 sayl TCK›nn 40/2. maddesine göre<br />

özgü suç niteliğinde olan ve TCK›nn 236/2-d maddesi uyarnca<br />

ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafndan işlenebilen<br />

edimin ifasna fesat karştrma suçuna iştirak eden diğer kişilerin<br />

azmettiren veya yardm eden olarak sorumlu tutulabilecekleri<br />

dikkate alnarak, kamu görevlisi olmayan sank Mahir›in suça ne<br />

şekilde katldğnn karar yerinde tartşlmas gerekirken, noksan<br />

araştrma ve yetersiz gerekçe ile yazl şekilde hüküm kurulmas,..”<br />

diyerek bizim de savunduğumuz görüş doğrultusunda karar vermiştir.<br />

TCK md. 236/2-c-d-e fkralarndaki eylemler ancak edimi kabul eden<br />

kamu görevlileri tarafndan işlenebileceğinden, bu suçlarn aslî faili,<br />

suça konu edimi kabul etmekle görevlendirilen ve yetkilendirilen<br />

kamu görevlileridir. Bu yönüyle de bu fkralardaki eylemler “özgü<br />

suç” niteliğindedir.<br />

B. Suçun Mağduru<br />

Suçun mağduru toplumu oluşturan herkestir. 18 Bu suçun zarar göreni<br />

ise, başta hazine olmak üzere, adna ihale yaplan kamu kurum<br />

veya kuruluşu, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu, kamu<br />

kurumlarnn iştiraki ile kurulmuş şirket, bunlarn bünyesinde faaliyet<br />

icra eden vakf, kamu yararna çalşan dernekler ya da kooperatiflerdir.<br />

3628 sayl Mal Bildiriminde Bulunulmas, Rüşvet ve Yolsuzluklarla<br />

Mücadele Kanunu md. 17’de saylan suçlar içinde “ihaleye fesat<br />

karştrma” ve “edimin ifasna fesat karştrma” suçlar da sayldğndan,<br />

bu suç yönünden yaplan soruşturma ve kovuşturmalara katlma<br />

ve davay takip etme hak ve yetkisi bulunan hazineye ve ilgili kamu<br />

18 Artuk/Gökcen/Yenidünya, özel Hükümler, s. 670<br />

- 216 -


Mehmet Reis KOCA<br />

kurum veya kuruluşuna soruşturma ve kovuşturmalarn mutlaka ihbar<br />

edilmesi gerekir. 3628 Sayl Kanunu’nun 17. maddesinde sadece<br />

“ihaleye fesat karştrma” suçu belirtilmiş olmakla beraber; 765 sayl<br />

TCK’nn yürürlükte olduğu dönemdeki Yargtay uygulamalarnda<br />

“ihaleye fesat karştrma” suçu ile “edimin ifasna fesat karştrma”<br />

suçunun soruşturulmas yönünden herhangi bir ayrma gidilmemiş ve<br />

her iki suçta “ihaleye fesat karştrma” suçu içinde değerlendirilmiştir.<br />

Yargtay’n yerleşmiş içtihatlarna göre, 3628 sayl Kanun md. 17<br />

“edimin ifasna fesat karştrma” suçunu da kapsamaktadr. 19<br />

Yargtay 5. Ceza Dairesi vermiş olduğu birçok kararnda, suça konu<br />

ihalenin muhatab olan ilgili kamu kurum veya kuruluşunun bu suçun<br />

mağduru olduğunu vurgulamaktadr. 20<br />

C. Suçun Konusu<br />

Suçun konusu somut olayda ihale ile belirlenen edimdir. İhalesi yaplmş<br />

okul, yol vb. 21 Yani, ihale süreci sonunda, ihaleyi kazanan kişi ile işi<br />

yaptracak olan kamu kurum veya kuruluşu arasnda imzalanan ihale<br />

sözleşmesinin konusunu teşkil eden iştir. TCK’nn 236. Maddesinin<br />

gerekçesinde suçun konusu “…meslek kuruluşlar, bunlarn iştirakiyle<br />

kurulmuş şirketler, bunlarn bünyesinde faaliyet icra eden vakflar,<br />

kamu yararna çalşan dernekler ya da kooperatiflere karş taahhüt<br />

altna girilen edimin ifasna fesat karştrmak suretiyle işlenebilir. Bu<br />

bakmdan söz konusu suçun uygulama alan sadece kamu kurum<br />

veya kuruluşlarna karş girişilen taahhütlerin yerine getirilmesiyle<br />

snrl tutulmamştr.” Şeklinde belirlenmiştir.<br />

Suçun konusunu oluşturan edim, ihale sözleşmesinde ifa edilmesi<br />

yönünde taahhüt altna girilen, ihale şartnamesinde vasf ve mahiyeti<br />

belirlenen ve yaplan ihale sonucunda ücreti de ortaya çkan iştir. Diğer<br />

bir anlatmla, ihaleyi kazanan kişi ile kamu kurum veya kuruluşu<br />

tarafndan imzalanan ihale sözleşmesine konu edilen edimdir. Bu<br />

nedenle ihaleyi kazanarak ihale sözleşmesini imzalayan kişi, sözleşme<br />

içinde yer almayan ve ancak sözlü olarak veya ek bir protokolle<br />

yapmasn taahhüt ettiği işi, yapmazsa veya gereği gibi yerine getirmezse,<br />

edimin ifasna fesat karştrma suçu oluşmayacaktr. Örneğin, (A)<br />

19 “…öte yandan edimin ifasna fesat karştırma suçunun 3628 sayl Yasann 17. maddesi gereğince<br />

doğrudan soruşturulabileceği ve izne tabi olmadğ da gözetildiğinde,…” (Yargtay 5. Ceza Dairesi,<br />

06.05.2013 tarih, 2012/5037 esas ve 2013/6505 karar)<br />

20 “…Suçtan zarar gören Ordu Belediye Başkanlğ vekilinin sanğn cezalandrlmas yönündeki beyanlar<br />

karşsnda 5271 sayl CMK’nn 238/2. maddesi uyarnca davaya katılmak isteyip istemediği sorularak,<br />

katılmak istemesi halinde ayn Yasann 238/3. maddesi uyarnca olumlu ya da olumsuz bir karar<br />

verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,…” (Yargtay 5. C. D. 30.05.2013 tarih, 2012/4781esas ve<br />

2013/4752 karar sayl ilam)<br />

21 Artuk/Gökcen/Yenidünya, özel Hükümler, s. 670<br />

- 217 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

Belediyesinin Spor Tesisleri Yapm ihalesine girerek kazanan ve ihale<br />

sözleşmesi yapan (B) isimli şirket temsilcisi, sözleşme içinde yer<br />

almayan çevre yollarn temizlenmesi ve ağaçlandrlmas sözünü de<br />

verdiği takdirde, bu yol ve ağaçlandrma işlerini zamannda veya hiç<br />

yapmazsa bile edimin ifasna fesat karştrma suçu oluşmayacaktr.<br />

Çünkü, çevre yollarn temizlenmesi ve ağaçlandrlmas edimi, ihale<br />

sözleşmesi kapsamnda yer almamaktadr.<br />

TCK’nn 236. maddesindeki düzenlemede herhangi bir ayrm<br />

yaplmadğndan, ayn yasann 235. maddesinden farkl olarak yalnzca,<br />

“mal veya hizmet alm satmlarna ya da kiralamalarna ilişkin<br />

ihaleler” değil, bunlar dşnda kalan trampa veya mülkiyetten gayri<br />

aynî hak tesisine ilişkin ihale kararnda veya sözleşmesinde yer alan<br />

edimlerle ilgili olarak da bu madde hükmü uygulanabilecektir. 22<br />

Maddede saylan kamu kurum veya kuruluşlar, kamu kurumu<br />

niteliğindeki meslek kuruluşlar, kamu kurumlarnn iştiraki ile<br />

kurulmuş şirketler, bunlarn bünyesinde faaliyet icra eden vakflar,<br />

kamu yararna çalşan dernekler ya da kooperatifler dşndaki kişi<br />

veya tüzel kişilerin yararna yaplan ihale kararnda veya sözleşmede<br />

yer alan edimin ifasna hile karştrlmas durumunda, TCK’nn 236.<br />

maddesi hükmü uygulanamaz. TCK’nn 236. maddesi ile, tpk TCK’nn<br />

235 maddesinde olduğu gibi hangi tüzel kişiler adna yaplan ihale ve<br />

sözleşmelerde bu hükümlerin uygulanacağ snrl biçimde saylmştr. 23<br />

D. Fiil Ve Netice<br />

a. Genel Olarak<br />

Bu suç açsndan ceza normunun yasakladğ fiil, “taahhüt altna<br />

girilen edimin ifasna fesat karştrma”dr. 24<br />

Edim; sözlükte, “borçlanlan şey, borcun konusu, alacaklnn borçludan<br />

yerine getirmesini talep etme hakk bulunduğu ve borçlunun da verme<br />

veya vermeme ya da yapma veya yapmama şeklinde yerine getirmekle<br />

yükümlü olduğu şey” anlamnda kullanlr 25 .<br />

İfa ise, bir işi yapma, yerine getirme, ödeme, teslim etme vb. anlamlara<br />

gelmektedir. Fesat kelimesi ise, daha önce de açklandğ gibi bozukluk,<br />

bozuk şeyin hali, çürüklük, yolsuzluk vb. anlamlara gelir.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma, hareketin önemi bakmndan bağl;<br />

says bakmndan ise seçimlik hareketli bir suçtur. İhaleye fesat<br />

22 Yaşar/Gökcan/ Artuç, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Ankara-2010, 5.Cilt, s.6657; Akbulut, Edimin İfasna<br />

Fesat karştırma suçu, sh.53<br />

23 Yaşar/Gökcan/ Artuç, Türk Ceza Kanunu Şerhi, Ankara-2010, 5.Cilt, s.6657<br />

24 Artuk/Gökcen/Yenidünya, özel Hükümler, s. 667<br />

25 Artuk/Gökcen/Yenidünya, özel Hükümler, s. 667; Arslan-Azizağaoğlu, s. 985.<br />

- 218 -


Mehmet Reis KOCA<br />

karştrma suçunda zarar meydana gelmesi, daha ağr cezay gerektiren<br />

nitelikli bir hal olarak kabul edilmişken, edimin ifasna fesat karştrma<br />

açsndan böyle bir nitelikli hale yer verilmemiştir. 26 Baz yazarlar bu<br />

suçun oluşmas için, zararn meydana gelmesine gerek olmadğn<br />

savunmuşlarsa da, Yargtay bu suçun zarar suçu olduğunu ve suçun<br />

oluşmas için suç konusu eylem sonucunda ihale sahibi kamu kurum<br />

veya kuruluşu yönünden maddî bir zararn meydana gelmesini<br />

aramaktadr.<br />

Kanun, hareket yönünden baz maddelerde serbest bir hareketi<br />

öngörmüş iken, baz suçlar bakmndan ise suçun, ancak maddede<br />

saylan bir takm hareketlerle işlenebileceğini belirtmiştir. İlk durumda<br />

serbest hareketli suçlardan bahsedilirken, ikinci durumda ise, bağl<br />

hareketli suçlar sözkonusu olmaktadr 27 .<br />

İşte, inceleme konusu olan edimin ifasna fesat karştrma suçu<br />

bakmndan da maddî unsuru oluşturan hareketler maddede tek tek<br />

belirtilmiş olduğu için bağl hareketli bir suç sözkonusudur. Ayrca<br />

maddede saylan hareketlerden birisinin yaplmasyla birlikte suç<br />

gerçekleşeceği için seçimlik hareketli bir suçtur 28 .<br />

Edimin ifasna fesat karştrma fiilleri TCK md. 236/2. fkrasnda<br />

tahdîdî olarak saylmştr. Bu hileli hareketler dşnda bir hareketle<br />

bu suç işlenemez. Edimin ifasna fesat karştrma suçunun maddî<br />

unsurunu (fiil) oluşturan hareketler şunlardr;<br />

a. İhale kararnda veya sözleşmede, evsaf belirtilen maldan başka<br />

bir maln teslim veya kabul edilmesi,<br />

b. İhale kararnda veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik<br />

maln teslim veya kabul edilmesi,<br />

c. Edimin ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede ifa<br />

edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi,<br />

d. Yapm ihalelerinde eserin veya kullanlan malzemenin şartname<br />

veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere<br />

uygun olmamasna rağmen kabul edilmesi,<br />

e. Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararnda veya sözleşmede<br />

belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine<br />

rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi,<br />

26 Artuk/Gökcen/Yenidünya, özel Hükümler, s. 667<br />

27 Kazanc Eker,s.220<br />

28 Kazanc Eker,s.220; Bkz Artuk/Gökcen/Yenidünya, Özel Hükümler, s. 474; Gökçen, İhaleye ve Edimin<br />

İfasna Fesat Karştrma Suçlar, s. 176.<br />

- 219 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

fiillerinin hileli olarak gerçekleştirilmesidir. Bu fiiller, seçimlik olarak<br />

saylmştr. Dolaysyla, bu fiillerden birinin gerçekleştirilmesiyle suç<br />

işlenebilir. 29<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçunun hareketlerini teşkil eden<br />

bu fiillerin daha iyi anlaşlmas bakmndan; 4735 sayl Kamu İhale<br />

Sözleşmeleri Kanunu’nun 25. maddesinde düzenlenen yasak fiil<br />

ve davranşlarn da gözönüne alnmas gerekir. Bu maddeye göre;<br />

“Sözleşmenin uygulanmas srasnda aşağda belirtilen fiil veya<br />

davranşlarda bulunmak yasaktr:<br />

a. Hile, vaat, tehdit, nüfuz kullanma, çkar sağlama, anlaşma,<br />

irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin<br />

işlemlere fesat karştrmak veya buna teşebbüs etmek.<br />

b. Sahte belge düzenlemek, kullanmak veya bunlara teşebbüs etmek.<br />

c. Sözleşme konusu işin yaplmas veya teslimi srasnda hileli<br />

malzeme, araç veya usuller kullanmak, fen ve sanat kurallarna<br />

aykr, eksik, hatal veya kusurlu imalat yapmak.<br />

d. Taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek.<br />

e. Bilgi ve deneyimini idarenin zararna kullanmak veya 29 uncu<br />

madde hükümlerine aykr hareket etmek.<br />

f. Mücbir sebepler dşnda, ihale doküman ve sözleşme hükümlerine<br />

uygun olarak taahhüdünü yerine getirmemek.<br />

g. Sözleşmenin 16 nc madde hükmüne aykr olarak devredilmesi<br />

veya devir alnmas.”<br />

olarak belirlenmiştir.<br />

Görüldüğü üzere, maddede saylan yasak davranşlarn bir ksm,<br />

5237 sayl TCK’nn 236. maddesinde, edimin ifasna fesat karştrma<br />

olarak değerlendirilirken, bir ksm da kanun maddesine alnmamştr.<br />

Örneğin, hileli hareketle edimin ifasna fesat karştrma hali suç olarak<br />

düzenlenmişken; tehdit, nüfuz kullanma, çkar sağlama, anlaşma,<br />

irtikap, rüşvet suretiyle veya başka yollarla sözleşmeye ilişkin işlemlere<br />

fesat karştrmak, sahte belge düzenlemek, kullanmak veya buna<br />

teşebbüs etmek, taahhüdünü yerine getirirken idareye zarar vermek,<br />

bilgi ve deneyimini idarenin zararna kullanmak gibi hareketler maddede<br />

suç olarak belirtilmemiştir. Bu durumda bu tür hareketlerle, ihale<br />

sonucunda yüklenilen edime fesat karştrlmş olmas halinde, bu<br />

suçlar düzenleyen genel hükümler çerçevesinde cezalandrma yoluna<br />

gitmek gerekmektedir 30 .<br />

29 Kazanc Eker, s.220-221<br />

30 Kazanc Eker, s.221<br />

- 220 -


Mehmet Reis KOCA<br />

b. Hileli Hareket<br />

Hile, bir olgu üzerinde bir takm hareketler gerçekleştirmek suretiyle<br />

karş taraf hataya düşürmeye çalşmaktr. Bu nedenle de hile bakmndan<br />

önemli olan hile olgusunun tespitidir. 31 . Olgu, geçmişte gerçekleşmiş<br />

halen mevcut veya gelecekte oluşacak ispatlanabilir, somut durumlar ya<br />

da olaylardr 32 . İhale kararnda veya sözleşmede evsaf belirtilen maldan<br />

başka bir maln teslimi veya kabulü; ihale kararnda veya sözleşmede<br />

belirtilen miktardan eksik maln teslimi veya kabulü; edimin, ihale<br />

kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilmemesine rağmen,<br />

süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi; yapm ihalelerinde, eserin<br />

veya kullanlan malzemenin şartnâme veya sözleşmesinde belirlenen<br />

şartlara, miktar veya niteliklere uygun olmamasna rağmen kabul<br />

edilmesi; hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararnda veya sözleşmede<br />

belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine rağmen<br />

bu şekilde verilmiş gibi kabul edilmesi suretiyle oluşan hileli hareketler<br />

inceleme konusu olgu kavramn oluşturur. 33<br />

Yargtay 5. CD vermiş olduğu birçok kararnda, edimin ifasna fesat<br />

karştrma suçunun yasal unsurlarndan birinin “hile” olduğunu,<br />

yarglama konusu eylemde hile yoksa suçun oluşmayacağn<br />

belirtmektedir. Yargtay 5. CD bu yönde verdiği, 05.06.2013 tarih,<br />

2012/8121 esas ve 2013/6193 karar sayl ilamnda; “…Edimin ifasna<br />

fesat karştrma suçunun bir zarar suçu ve ihaleye fesat karştrma<br />

suçundan bağmsz bir suç tipi olarak 5237 sayl TCK’nn 236.<br />

maddesinde düzenlendiği, anlan maddenin ikinci fkrasnda saylan<br />

seçimlik hareketlerin ortak özelliğinin hileli davranşlar olduğu,<br />

hile niteliği taşmayan hareketlerle bu suçun oluşmasnn<br />

mümkün olmadğ, bununla birlikte suçun maddî unsurlarndan<br />

olan hilenin gerçekleşmesinin salt bu suçu oluşturmadğ, ayrca<br />

hileli hareketlerle suçun kanuni tanmnda beş bent halinde<br />

düzenlenen fiillerden herhangi birinin gerçekleştirilmesiyle oluştuğu,<br />

sanklarn aşamalardaki savunmalarnda atl suçlamalar inkar<br />

edip, sahteliği iddia olunan kalite uygunluk belgelerini (C.O.C.)<br />

kendilerinin düzenlemediklerini, arac firma olduklarn, yurt<br />

dşndan gönderilen ürünü ve içindeki belgeleri görmediklerini ifade<br />

ettikleri, 14/10/2008 tarihli muayene ve kabul komisyonu muayene<br />

raporlarnda belirtilen nedenlerle malzemelerin ihale konusu ürünler<br />

31 Kazanc Eker, s.222<br />

32 Kazanc Eker, s.222<br />

33 Eylemini Memuriyet görevini kötüye kullanma suç olarak belirtmiştir. Bkz. “1500 kg gelen pul ver<br />

tozunun 3000 kg geldiğine ilişkin giriş pusulasn ve kabul tutanağn imzalama eylemleri görevi<br />

yasaya aykn olarak yapma biçiminde olduğundan TCK’nn 240, maddesinde öngörülen görevde<br />

yetkiyi kötüye kullanma suçunu oluşturur”. 4. CD, 11, 6, 1998 tarihli ve E. 2162, K. 3972 sayl karar<br />

(Yaşar, s. 463).<br />

- 221 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

olup olmadğ hususunda kontrole alnmadğnn belirtildiği, Yargtay<br />

Ceza Genel Kurulunun 30/03/1981 gün ve 5-2/106 sayl Kararnda<br />

da açklandğ üzere ceza yarglamasnn temel amacnn hiçbir<br />

kuşkuya yer brakmayacak şekilde maddî gerçeğin ortaya çkarlmas<br />

olduğu nazara alndğnda; maddî gerçeğin ortaya çkartlabilmesi<br />

için, Hava Kuvvetleri Komutanlğ’ndan sanklarn savunmalarnn<br />

doğruluğu ve bu tür ihalelerde mal teslimi aşamasndaki mutat<br />

uygulamann ne olduğu sorulup araştrldktan sonra sanklarn<br />

hukukî durumlarnn tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile yazl<br />

şekilde hükümler kurulmas,…” şeklinde karar vermiştir.<br />

İhale kararnda veya sözleşmede nitelikleri belirtilen maldan başka bir<br />

maln teslim veya kabul edilip edilmediği, ihale kararna veya yaplan<br />

ihale sözleşmesine göre değerlendirilecektir. Sözleşmede veya ihale<br />

kararnda belirtilmiş olan maln yerine, ayn özellikteki veya daha<br />

kaliteli bir başka maln teslim veya kabulü halinde inceleme konusu<br />

suç oluşmayacaktr. Çünkü maddenin düzenlemesine göre suçun<br />

oluşmas hileli hareketlerle sözkonusu fiillerin işlenmesine bağldr.<br />

İşte bu durumda hileden bahsedilemeyecektir. Konu ile ilgili olarak<br />

madde gerekçesinde; “… edimin ifasına fesat karıştırma niteliğindeki<br />

hareketler sayılmıştır. Sayılan bütün bu hareketlerin ortak özelliği hileli<br />

davranışlar olmasıdır.” denilmiştir 34 .<br />

c. Suçun İşlenmesinde Yaplan Hileli Hareketler<br />

aa) İhale kararnda veya sözleşmede evsaf belirtilen maldan başka<br />

bir maln teslim veya kabul edilmesi.<br />

Kamu kurum veya kuruluşu ihaleye çkarken satn almak istediği maln<br />

bütün özelliklerini ayrntl bir şekilde, ihale dökümannda ve ihale<br />

şartnamesinde belirler. İhale süreci tamamlandktan sonra, en avantajl<br />

fiyat veren kişi ile ihale sözleşmesi imzalanr. İhale sözleşmesinin<br />

konusunu; ihale şartnamesinde tüm özellikleri belirlenen ve ihaleye<br />

çklan mal teşkil etmelidir. İhaleye çklan mal ile, ihale sözleşmesine<br />

konu maln farkllk teşkil etmesi mümkün değildir. İhale sonunda<br />

ihaleyi kazanan kişi ile ilgili kurum yetkilisi arasnda yaplan ihale<br />

sözleşmesinde, KİSK’nun 7. maddesinde belirtilen tüm hususlarn<br />

bulunmas gerekir. KİSK md. 7’de belirtilen tüm koşullar taşyan<br />

ihale sözleşmesi uyarnca; yüklenici, mal idareye teslim ettikten<br />

sonra, idare tarafndan oluşturulan “muayene komisyonu” ve “kabul<br />

komisyonlar” tarafndan mal incelenerek üretilen ve teslim edilen<br />

maln; ihale şartnâmesi veya sözleşmesindeki maln özelliklerini<br />

taşyp taşmadğn belirleyeceklerdir. TCK md. 236/2-a. bendindeki<br />

hileli hareketler bu aşamada ortaya çkmaktadr. Yüklenici kişi hileli<br />

34 Artuk/Gökcen/Yenidünya, Özel Hükümler, s. 668<br />

- 222 -


Mehmet Reis KOCA<br />

hareketi yaparak, aslnda ihale şartnamesi ve sözleşmesinde evsaf<br />

belirlenen bir maldan daha kötü bir mal teslim etmektedir. Yüklenici<br />

kişinin bu hileli hareketten sorumlu olmas ve cezalandrlabilmesi<br />

için, teslim edilen maln ihale sözleşmesine uygun şekilde teslim<br />

alnmas ve muayene komisyonu ve kabul komisyonlar tarafndan<br />

kontrolü gerekir.<br />

Bu suçla ilgili olarak Yargtay 5. CD vermiş olduğu 16.05.2013 tarih,<br />

2012/4728 esas ve 2013/5173 karar sayl ilam yol gösterici ve açklayc<br />

bilgileri içermektedir. Bu ilama göre; “…İhale teknik şartnamesinde 4.<br />

numaral fuel oil yakt olarak ihale yaplmş olmasna rağmen sank<br />

tarafndan daha düşük piyasa bedelli 6 numaral fuel oil yaktnn<br />

devlet hastanesine tesliminin yapldğndan bahisle mahkümiyetine<br />

karar verilmiş ise de;<br />

Yüklenici ile idare arasnda imzalanan sözleşmenin 36. maddesinde<br />

“sözleşme başlangcndan itibaren teslim edilen mallarn miktarnn,<br />

mallarn ya da yaplan işin sözleşme ve ekinde yer alan teknik<br />

şartnameye uygunluğunun bir kabul tutanağ ile tespit edileceğinin,<br />

tutanak sonucunda komisyonun mallarn kalitesini, teknik şartnamede<br />

belirtilen özelliklerine uygunluğu ile varsa hatal ve kusurlu olanlarn<br />

belirtileceğinin” ifade edildiği, idari şartnamenin 53. maddesinde<br />

“muayene ve kabul şekil ve şartlarnn 4734 sayl Kanuna göre<br />

yaplan ihalelere ait denetim muayene ve kabul yönetmeliği<br />

çerçevesinde yaplacağnn” belirtildiği, 4735 sayl Kamu İhale<br />

Sözleşmeleri Kanununun Denetim, Muayene Ve Kabul İşlemleri<br />

başlkl 11. maddesinde; “Teslim edilen mal, hizmet, yapm veya<br />

yaplan işin muayene ve kabul işlemleri, idarelerce kurulacak en<br />

az üç kişilik muayene ve kabul komisyonlar tarafndan yaplr. Mal<br />

veya yaplan iş yüklenici tarafndan idareye teslim edilmedikçe<br />

muayene ve kabul işlemleri yaplamaz.”, Mal Almlar Denetim<br />

Muayene Ve Kabul İşlemlerine Dair Yönetmeliğin Muayene ve kabul<br />

komisyonlarnn kurulmas başlkl 6. maddesinde; “Yetkili makam<br />

tarafndan biri başkan, biri işin uzman olmak üzere en az üç veya<br />

daha fazla tek sayda kişi ile yedek üyelerden oluşan muayene<br />

ve kabul komisyonlar kurulur. Ancak, ilgili idarede yeterli sayda<br />

veya işin özelliğine uygun nitelikte uzman personel bulunmamas<br />

durumunda, 4734 sayl Kanuna tabi idarelerden uzman personel<br />

görevlendirilebilir.”, Muayenede aranacak hususlar başlkl 13.<br />

maddesinde; “Muayenede aranacak hususlar; ihale dokümannda<br />

yazl şartlardr. Numune alnmak suretiyle kabule konu mallar<br />

için maln niteliğine göre yeter say ve evsafta numune alnmas ve<br />

muhafazas idarenin sorumluluğundadr. Muayeneye sunulan maln<br />

önce bütünü incelenerek gerek görülür ise yeter sayda numunesi<br />

- 223 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

sakl tutulur. Numune, mühürlü durumda, özelliklerinin bozulmasna<br />

frsat vermeden ihale dokümannda belirlenen süre ile alkonulur.”,<br />

Maln veya yaplan işin fiziksel muayenesi başlkl 16. maddesinde;<br />

“Maln veya yaplan işin fiziksel muayenesine başlanmadan önce bir<br />

tutanak tutulur. Tutanaklarda muayenenin başlangcndan itibaren<br />

inceleme, muayene ve numune alma safhalar özetlenir. İzlenecek<br />

yöntem, usul ve sonuç belirtilir. Bu tutanak komisyonca imzalanr<br />

ve mevcutsa yüklenici ve/veya vekiline imzalattrlr. Muayene ayn<br />

günde bitmez ise, yüklenici ve/veya vekiline hazr bulunmas için<br />

muayenenin devam edeceği gün ve saat tespit edilerek tebliğ edilir.”,<br />

Laboratuvar muayeneleri başlkl 17. maddesinde ise; “Bu işlemlerden<br />

sonra almn niteliğinin laboratuvar muayenesi gerektirmesi halinde<br />

laboratuvar muayeneleri yaplarak sonuç hakknda rapor düzenlenir.<br />

Laboratuvar muayeneleri, varsa idarenin kendi laboratuvarlarnda,<br />

yoksa diğer kamu kuruluşlarna ait laboratuvarlarda, bu da mümkün<br />

olmaz ise özel laboratuvarlarda yaplr. İdareler ihale dokümannda<br />

laboratuvar muayenelerinin kimin tarafndan hangi yöntemle<br />

yaptrlacağ ile masraflarnn kime ait olacağn ve hangi sonucun<br />

muteber alnacağn belirteceklerdir.” Hükümlerinin bulunduğu<br />

anlaşlmakla;<br />

Zarar suçu olarak TCK’nn 236. maddesinde düzenlenen edimin<br />

ifasna fesat karştrma eylemlerinin maddenin 2. fkrasnn açk<br />

düzenlemesi karşsnda hileli olarak yaplmas gerektiği, hileli<br />

davranşlar kavramnn ne anlama geldiği konusunda 5237 sayl<br />

TCK’da herhangi bir açklk bulunmadğ, ancak Yargtay’n istikrar<br />

kazanmş uygulamalarna göre fail tarafndan yaplan davranşn<br />

hileli olarak kabul edilebilmesi için belli oranda ağr, yoğun ve ustaca<br />

olmas, sergileniş açsndan mağdurun inceleme olanağn ortadan<br />

kaldracak nitelikte bir takm hareketlerin bulunmas gerektiğinin<br />

kabul edildiği, esasen, hangi davranşlarn hileli olup olmadğ ve<br />

bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği yolunda genel bir kural<br />

koymak oldukça zor olmakla birlikte, olaysal olarak değerlendirme<br />

yaplmas, olayn özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi,<br />

kullanlmşsa gizlenen veya değiştirilen eşyann nitelikleri ayr<br />

ayr dikkate alnmak suretiyle sonuca ulaşlmas gerektiği nazara<br />

alndğnda; dosya kapsamna göre, sözleşme, idari şartname,<br />

Yasa ve yönetmelik hükümlerine aykr olarak muayene ve kabul<br />

komisyonu oluşturulmadan, maln teslimi srasnda muayene yaplp<br />

numune alnmadan, kalorifer görevlisi ve depo-ambar memurunun<br />

hazr bulunduğu şekilde yaplan teslim işlemi nedeniyle, sanğn<br />

idarenin denetim olanağn ortadan kaldrmadan, ihale kararnda<br />

veya sözleşmede evsaf belirtilen maldan başka mal teslim etmesi<br />

- 224 -


Mehmet Reis KOCA<br />

şeklindeki, belirtilen usullere uyulmamas sonucunda gerçekleştirdiği<br />

eylemlerinde hileli davranştan bahsedilemeyeceği cihetle atl suçun<br />

unsurlar itibariyle oluşmadğ gözetilmeksizin yazl şekilde hüküm<br />

tesisi,…” bu suçun yasal unsurlar belirlenmiştir.<br />

Ayn şekilde, yüklenici tarafndan teslim edilen maln, ihale<br />

sözleşmesindeki evsafta olmadğn bilerek kabul eden kamu görevlileri<br />

de bu suçun failidirler. İhale kararnda ya da sözleşmede gösterilen<br />

maldan başka bir maln teslim edilmesi suç olduğu gibi, ihale kararnda<br />

ya da sözleşmede gösterilen maldan başka bir maln kabulü de suç<br />

kabul edilmiştir. İhale kararnda ya da sözleşmede belirtilen maldan<br />

başka bir mal kabul eden yetkili kamu görevlisi de, fail sfatyla edimin<br />

ifasna fesat karştrma suçundan sorumludur. Belirtmek gerekir ki,<br />

bu mal kabul eden kimsenin kamu görevlisi olmas halinde, maddenin<br />

son fkrasnda bu kamu görevlisinin ayrca bir menfaat de temin etmiş<br />

olmas halinde yalnzca, edimin ifasna fesat karştrma suçundan<br />

değil; menfaat temini ile ilgili suç nedeniyle de cezalandrlacağn<br />

düzenlemiştir. Bu İtibarla böyle bir durumla karşlaşldğnda, gerçek<br />

içtima kurallar uygulanacaktr. Eğer kamu görevlisi, edimin ifasna fesat<br />

karştrma suçunu işlerken ayn zamanda rüşvet, irtikap gibi suçlar<br />

da işlemek suretiyle menfaat elde etmişse, ayrca bu madde hükümleri<br />

uyarnca da cezalandrlr 35 . Örneğin, Milli Savunma Bakanlğnn<br />

açmş olduğu 100.000 kg. tam yağl koyun peyniri alm için yaplan<br />

ihaleyi kazanan (A) şirketi, ihale sözleşmesinin imzalanmasndan<br />

sonra, sözleşmede belirtilen tam yağl koyun peyniri yerine, yarm yağl<br />

koyun peyniri teslim eder ve muayene komisyonu üyeleri de yüklenici<br />

şirket yetkilileri ile yapmş olduklar rüşvet sözleşmesi kapsamnda<br />

bu maln tam yağl koyun peyniri olduğu yönünde rapor yazarak mal<br />

kabul ederlerse, kamu görevlileri hem edimin ifasna fesat karştrma<br />

hem de rüşvet suçundan ayr ayr cezalandrlrlar. (TCK’nn 236/3.<br />

Maddesi uyarnca) Kamu görevlileri ile rüşvet sözleşmesi yaparak<br />

edimin ifasna fesat karştran kişi yönünden, gerçek içtima kuralnn<br />

uygulanacağ yönünde herhangi bir düzenleme olmadğndan, yüklenici<br />

taraf; TCK’nn 44. Maddesinde düzenleme altna alnan ve genel kural<br />

olan fikrî içtima kurallar uyarnca, “edimin ifasna fesat karştrma”<br />

suçu ile “rüşvet verme” suçlarndan cezas ağr olan suç bakmndan<br />

cezalandrlacaktr.<br />

Eyleme suç özelliğini veren, sözleşmede özellikleri belirtilen maldan<br />

başka bir maln “teslim edilmesi” veya “kabul edilmesi”dir. Bu şekilde<br />

bir teslimle ve/veya kabulle suç tamamlanr. Teslim etme, ihaleyi alan,<br />

mal teslim edecek kimse tarafndan yaplacak bir eylem iken; kabul<br />

35 Kazanc Eker, s.225<br />

- 225 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

etme, kabule yetkili kimse tarafndan yaplabilecek bir eylemdir. 36<br />

Bu maddede cezalandrlan eylem; hileli hareketle ihale sözleşmesinde<br />

belirlenen mal yerine daha kötü evsafta bir maln teslim veya<br />

kabulüdür. Edimin ifasna fesat karştrma suçu bir zarar suçu<br />

olarak düzenlendiğinden ve mal teslim veya kabulünde hileli hareket<br />

de suçun maddî unsurunu oluşturduğundan, sözleşmede belirlenen<br />

maldan daha iyi ve kaliteli başka bir maln teslim edilmesi sonunda<br />

herhangi bir kamu zarar oluşmadğndan ve hile de bulunmadğndan<br />

suç oluşmayacaktr.<br />

bb. İhale kararnda veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik<br />

maln teslim veya kabul edilmesi.<br />

TCK md. 236/2-a. bendinde düzenlenen fiil, ihale karar veya ihale<br />

sözleşmesinde belirtilen maln niteliği ile alakal iken, fkrann (b)<br />

bendinde düzenlenen fiil, maln niceliği yani miktar konusundadr.<br />

Bu iki bent arasndaki fark bundan ibarettir. İhale kararnda ya da<br />

ihale sözleşmesinde, ihale konusu işin miktarnn da belirtilmesi<br />

gerekmektedir. Yüklenici kişi veya firma, yüklenmiş olduğu ve ihale<br />

kararnda ve sözleşmede özellikleri belirtilen edimi, tam ve eksiksiz<br />

olarak ifa etmek, yerine getirmek zorundadr. İhale kararnda veya<br />

sözleşmede belirtilen miktardan eksik bir mal teslim ederse, edimin<br />

ifasna fesat karştrma suçunu işlemiş olacaktr. 37<br />

İhale kararnda/sözleşmede belirtilen miktardan eksik maln teslim<br />

edilmesi halinde, bu mal teslim eden kişi fail saylacağ gibi, bu şekilde<br />

eksik bir mal kabul eden ihale yetkilisi de sorumludur. 38 Örneğin,<br />

(X) İli Emniyet Müdürlüğünün açmş olduğu 200.000 Litre euro-dizel<br />

mazot ihalesini kazanan şirket sahibi ile Emniyet Müdürlüğü arasnda<br />

yaplan ihale sözleşmesine bağl olarak, şirket sahibinin edimini yerine<br />

getirmek amac ile 190.000 Litre euro-dizel mazot teslim ettiği halde,<br />

evrâk 200.000 Litre teslim etmiş gibi gösterdiğinde, TCK’nn 236/2-b.<br />

Maddesinde düzenlenen hileli hareketle edimin ifasna fesat karştrmş<br />

olacaktr. Diğer yandan ayn olayda, kabul komisyonunda görev alan<br />

kamu görevlileri yapmş olduklar rüşvet sözleşmesine bağl olarak elde<br />

ettikleri menfaat karşlğnda eksik teslim edilen mal eksik değilmiş<br />

gibi kabul ettiklerinde hem edimin ifasna fesat karştrma suçunu<br />

hem de rüşvet alma suçunu işlemiş olacaklardr.<br />

Diğer yandan, ihale sözleşmesinde belirlenen miktardan daha fazla bir<br />

miktarn teslim veya kabul edilmesinde hile ve kamu zarar olmadğndan<br />

36 Yaşar/Gökcan/artuç, age, s.6660<br />

37 Kazanc Eker, s.224<br />

38 Kazanc Eker, s.225<br />

- 226 -


Mehmet Reis KOCA<br />

edimin ifasna fesat karştrma suçunun yasal unsurlar oluşmaz.<br />

Hiç teslim edilmemiş bir maln teslim edilmiş veya kabul edilmiş gibi<br />

gösterilmesi eyleminde, hile ve kamu zarar olduğundan, edimin ifasna<br />

fesat karştrma suçu oluşur.<br />

cc. Edimin ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede ifa<br />

edilmemesine rağmen, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi.<br />

İhale konusu edimin, hangi süre içerisinde bitirileceğinin de ihale<br />

kararnda ya da ihale sözleşmesinde belirtilmesi zorunludur. İşte ihale<br />

kararnda ya da ihale sözleşmesinde belirtilen sürede ifa edilmeyen bir<br />

edimi, süresinde ifa edilmiş gibi “kabul eden” görevli, edimin ifasna<br />

fesat karştrmaktan sorumlu olacaktr 39 . Burada cezalandrlan eylem,<br />

ihale sözleşmesinden kaynaklanan edimin zamannda ifa edilmemesi<br />

değil, zamannda ifa edilmeyen edimin sözleşmedeki süresi içinde ifa<br />

edilmiş gibi kabul edilmesi ve buna göre işlem yaplmasdr. Edimin<br />

geç ifa edilmesi cezâî anlamda suç olmayp, hukukî ve cezâî şart olarak<br />

tazminat gerektirir sonuçlar vardr. Bu fkrada cezalandrlan eylem,<br />

ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede ifa edilemeyen<br />

bir edimin, süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesini sağlayarak,<br />

yüklenicinin uğrayacağ hukukî sonuçlardan kurtarmaya yönelik hileli<br />

hareketlerdir.<br />

Fkrann (a) ve (b) bentlerinde gösterilen suçun hareket unsurunun<br />

aksine, bu (c) bendi yalnzca konusu mal olan ihale ve sözleşmelerde<br />

değil, konu snrlamas yaplmadan her türlü ihale ve sözleşmelerde<br />

uygulanabilir niteliktedir. Çünkü madde metninde sadece “edim”den<br />

söz edilmiş, bu edimin özelliği ve niteliği konusunda herhangi bir<br />

snrlama yaplmamştr. O halde, bentte yer alan suç, her türlü edimi<br />

(mal, hizmet veya yapm) ihtiva eden ihale kararlar ve sözleşmeler<br />

hakknda uygulanacaktr 40 .<br />

Bu eylemde, sadece edimin kabulünden söz edilmektedir. Bu sebeple<br />

bu suçun faili, ihale konusu mal kabulle görevlendirilmiş kamu<br />

görevlileridir. Mal teslim eden yüklenici kişiler bu suça ancak azmettiren<br />

ya da yardm eden sfat ile iştirak edebilirler.<br />

Ayn şekilde, ihale sözleşmesi uyarnca taksitler halinde yerine getirilen<br />

edimlerin her birinin ödeme zaman geçtikten sonra ifa edilmesine<br />

karşn süresinde ödeme yaplmş gibi kabul edilmesi halinde de bu<br />

suçun yasal unsurlar oluşur.<br />

Sözleşme imzalandktan sonra, sözleşme bedelinin aşlmamas ve<br />

39 Kazanc Eker, s.225<br />

40 Yaşar/Gökcan/artuç, age, s.6662<br />

- 227 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

idare ile yüklenicinin karşlkl olarak anlaşmas kaydyla, işin yaplma<br />

veya teslim yeri, işin süresinden önce yaplmas veya teslim edilmesi<br />

kaydyla işin süresi ve bu süreye uygun olarak ödeme şartlar konusunda<br />

sözleşme hükümlerinde değişiklik yaplabilir. 41 Bu durumda yaplmş<br />

olan hareketler edimin ifasna fesat karştrma eylemini oluşturmaz. 42<br />

Diğer yandan, ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen ihale süresi<br />

içinde maln teslim edilmemesi halinde hukukî sonuçlarn doğmamas<br />

ve yüklenici yönünden cezâî şart veya tazminat ödememe yükümlülüğü<br />

ancak mücbir sebeplerin bulunmas halinde gerçekleşebilir. KİSK<br />

md. 10’a göre; mücbir sebep olarak kabul edilebilecek haller aşağda<br />

belirtilmiştir:<br />

a. Doğal afetler.<br />

b. Kanunî grev.<br />

c. Genel salgn hastalk.<br />

d. Ksmî veya genel seferberlik ilân.<br />

e. Gerektiğinde Kurum tarafndan belirlenecek benzeri diğer haller.<br />

Süre uzatm verilmesi, sözleşmenin feshi gibi durumlar da dahil<br />

olmak üzere, idare tarafndan yukarda belirtilen hallerin mücbir<br />

sebep olarak kabul edilebilmesi için;<br />

a. Yükleniciden kaynaklanan bir kusurdan ileri gelmemiş olmas,<br />

b. Taahhüdün yerine getirilmesine engel nitelikte olmas,<br />

c. Yüklenicinin bu engeli ortadan kaldrmaya gücünün yetmemiş<br />

bulunmas,<br />

d. Mücbir sebebin meydana geldiği tarihi izleyen yirmi gün içinde<br />

yüklenicinin idareye yazl olarak bildirimde bulunmas ve yetkili<br />

merciler tarafndan belgelendirilmesi zorunludur.<br />

KİSK’nin 10. Maddesinde şartlar belirtilen “mücbir sebeplerin” varlğ<br />

halinde, ihale karar veya sözleşmesinde belirlenen süre uzatlabilir.<br />

Ancak bu süre uzatmnda hile olmadğ için suç unsuru da yoktur.<br />

dd-) Yapm ihalelerinde eserin veya kullanlan malzemenin şartnâme<br />

veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere<br />

uygun olmamasna rağmen kabul edilmesi.<br />

TCK md. 236/2-d bendinde düzenlenen suç; tamamen yapm ihalelerine<br />

ve sözleşmelerine yöneliktir. Bu eylemin konusu yapm ihaleleri ve<br />

41 Kazanc Eker, s.225-226; Bkz. Doğanyiğit, s.630<br />

42 Kazanc Eker, s.226; Artuk/Gökcen/Yenidünya, Özel Hükümler, s.669<br />

- 228 -


Mehmet Reis KOCA<br />

eser sözleşmeleridir. Dolaysyla, bu bendde düzenlenen fiilin, mal<br />

alm veya satm, hizmet alm veya kiralama ihalelerinde işlenmesi<br />

mümkün değildir.<br />

Yapm, KİK’nun 4. Maddesinde; “Bina, karayolu, demiryolu, otoyol,<br />

havaliman, rhtm, liman, tersane, köprü, tünel, metro, viyadük, spor<br />

tesisi, alt yap, boru iletim hatt, haberleşme ve enerji nakil hatt,<br />

baraj, enerji santrali, rafineri tesisi, sulama tesisi, toprak slah,<br />

taşkn koruma ve dekapaj gibi her türlü inşaat işleri ve bu işlerle<br />

ilgili tesisat, imalat, ihzarat, nakliye, tamamlama, büyük onarm,<br />

restorasyon, çevre düzenlemesi, sondaj, ykma, güçlendirme ve<br />

montaj işleri ile benzeri yapm işlerini,” şeklinde tanmlanmaktadr.<br />

Yapm ihaleleri, bir eserin satn alnmasna yönelik olarak yaplr.<br />

Yapm ihalesine çklrken, gerek ihale şartnamesinde ve gerekse teknik<br />

şartnamede, ihaleye çklan eserin vasf ve mahiyeti, kalite durumu<br />

ve diğer tüm özellikleri ayrntl bir şekilde belirlenmelidir. Çklan<br />

yapm ihalesinde, ihaleye konu eserin tüm ayrntlar ve kullanlacak<br />

malzemenin miktar, kalitesi ve nitelikleri ayrntl şekilde gösterilmediği<br />

takdirde, ihale; rekabet kurallarna açk, şeffaflk ve denetime elverişli<br />

şekilde yaplmadğ için sakat bir ihale yaplmş olacak ve ispatlandğ<br />

takdirde eylem ihaleye fesat karştrma suçuna dönüşecektir. Bu<br />

sebeple, bir yapm ihalesine çklrken, satn alnmak istenen eserin<br />

tüm özellikleri, eserin yapmnda kullanlacak maln nitelik ve niceliği<br />

ihale şartnamesinde ayrntl şekilde gösterilmelidir.<br />

Yapm ihalesi sonunda, ihaleyi kazanan kişi ile eseri yaptrmak<br />

isteyen kurun arasnda ihale sözleşmesi yaplr. İhale sözleşmesine,<br />

ihale şartnamesi ve teknik şartnamede vasflar gösterilen eserin tüm<br />

özellikleri yazlarak, yükleniciden bu eser sözleşmesine uygun nitelik<br />

ve nicelikte bir eserin yaplmas istenilir.<br />

Yüklenici firma veya kişinin yapm ihalesine bağl olarak yapmak<br />

zorunda olduğu eseri üretirken uymak zorunda olduğu ilkeler KİSK’nun<br />

30. maddesinde ayrntl olarak gösterilmiştir. KİSK’nun 30. maddesi<br />

uyarnca “Yapm işlerinde yüklenici ve alt yükleniciler, yapnn fen<br />

ve sanat kurallarna uygun olarak yaplmamas, hileli malzeme<br />

kullanlmas ve benzeri nedenlerle ortaya çkan zarar ve ziyandan,<br />

yapnn tamam için işe başlama tarihinden itibaren kesin kabul<br />

tarihine kadar sorumlu olacağ gibi, kesin kabul onay tarihinden<br />

itibaren de onbeş yl süreyle müteselsilen sorumludur. Bu zarar ve<br />

ziyan genel hükümlere göre yüklenici ve alt yüklenicilere ikmal ve<br />

tazmin ettirilir. Ayrca haklarnda 27 nci madde hükümleri uygulanr.”<br />

Görüldüğü üzere, yükleniciler veya alt yükleniciler, yaptklar eserin<br />

- 229 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

fen ve sanat eserlerine uygun şekilde yaplmas ile hileli malzeme<br />

kullanlmamas yönünde hukukî ve cezâî sorumluluk taşmaktadrlar.<br />

Bu husus, KİSK’nun 25. ve 27. maddelerinden açkça anlaşlr.<br />

Ancak şunu belirtmek gerekir ki, yüklenici veya alt yüklenicilerin bu<br />

eylemleri, TCK’nun 236/2-d bendinde düzenlenen edimin ifasna fesat<br />

karştrma suçunun konusu değildir. Başka bir deyişle bu maddede<br />

cezalandrlan kişi veya edim; yapm işlerinde, işe konu olan malzemeyi<br />

şartname ve sözleşmede belirtilen şart ve niteliklere uygun olmadan<br />

kullanan kişi değil, bu şekilde yaplmş bir eseri kabul eden kamu<br />

görevlisinin cezalandrlmas istenmektedir.<br />

Bu nedenle de, sözkonusu maddede belirtildiği üzere uygun olmayan<br />

malzeme kullanarak bir eser yapan yüklenici müteahhit, ihale konusu<br />

edimin ifasna fesat karştrmay düzenleyen TCK md. 236’dan<br />

doğrudan cezalandrlmayacaktr. Bana göre, TCK’nn 236/2-d bendinde<br />

düzenlenen bu eylem özgü bir suç olduğundan yüklenici müteahhit,<br />

eseri kabul eden kamu görevlisinin eylemine azmettiren veya yardm<br />

eden sfat ile iştirak etmekten sorumlu tutulmaldr.<br />

Ancak bunun aksini savunan görüşler de vardr. Bunlara göre; “yüklenici<br />

kişiler bu eylemden dolay cezalandrlamayacak ve bu durumda eğer<br />

şartlar varsa, TCK md. 238’de düzenlenen kamuya gerekli şeylerin<br />

yokluğuna neden olma suçundan sorumluluğu doğabilir. 43 . TCK md.<br />

238’de, bir kimsenin taahhüt etmiş olduğu işi yerine getirmemesi<br />

yaptrm altna alnmştr. Ancak bu madde nedeniyle ceza verilebilmesi<br />

için, taahhüt edilen işin yerine getirilmemesi suretiyle kamu kurum ve<br />

kuruluşlar veya kamu hizmeti veya genel bir felaketin önlenmesi için<br />

zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasna veya önemli ölçüde<br />

azalmasna neden olunmas gerekir 44 . Bu itibarla suçun oluşmas için<br />

taahhüdün konusunun, resmî daire veya kamu hizmeti veya genel bir<br />

felâketin önlenmesi için gerekli besin ve başka eşya olmas zorunludur 45 .”<br />

TCK md. 236’da yaptrm altna alnmş bulunan fiiller yalnzca,<br />

belirtilen niteliklere uygun olmadan yaplmş eseri kabul eden kişinin<br />

fiilidir. Bu kişiler genelde ihale sözleşmesinde evsaf belirlenmiş<br />

43 Kazanc Eker, age, s.228; TCK’nn 238. Maddesi “ (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek, kamu<br />

kurum ve kuruluşlar veya kamu hizmeti veya genel bir felaketin önlenmesi için zorunlu eşya veya<br />

besinlerin ortadan kalkmasna veya önemli ölçüde azalmasna neden olan kimseye bir yldan üç yla<br />

kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezas verilir.”<br />

44 Kazanc Eker, age, s.228; Erman/Özek, Kamu Güvenine Karş işlenen Suçlar, s. 660.<br />

45 Kazanc Eker, age, s.228; Eşya tabiri, sadece taşnabilir mallar ifade eder. Dolaysyla, doğal afetlerden<br />

korunmaya özgü inşaat yapmay taahhüt edip de, bunu yerine getirmemek suretiyle, bu gibi inşaatta<br />

kullanlacak malzemenin eksikliğine yol açan kişi hakknda, bu maddenin uygulanmas mümkün<br />

değildir. Erman/Özek, Kamu Güvenine Karş işlenen Suçtar, s, 660. Maddede eşya denmiş olmas<br />

nedeniyle, yapm işlerinin bu kapsam da düşünülmemesi yerinde olsa da, bu inşaat için gerekli<br />

malzemenin eksikliğine neden olunmas, kanaatimizce, suçun oluşmas bakmndan yeterli olmaldr.<br />

- 230 -


Mehmet Reis KOCA<br />

eseri kontrol ve kabulle görevlendirilmiş, yap denetim görevlileri,<br />

muayene komisyonu üyeleri ile kabul komisyonu üyeleridir. Bu<br />

husus KİSK’nun 28. ve 31. maddelerinden açkça anlaşlmaktadr.<br />

Yani bu suçun faili olmak için, ihaleye konu eserin yapm srasnda<br />

muayene ve kontrolle veya yapm bittiğinde, eseri kabul etmekle<br />

görevlendirilmiş olmak gerekir. Nitekim Yargtay 5. CD 05.06.2013<br />

tarih, 2012/4644 esas ve 2013/6190 karar sayl ilamnda; “…5237 sayl<br />

TCK’nn 236. maddesinde edimin ifasna fesat karştrma halleri yasa<br />

koyucu tarafndan tahdidi olarak saylmş olup, maddede saylan<br />

seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin<br />

anlan Yasann 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykrlk teşkil<br />

edeceğinde bir kuşku bulunmadğndan, her ne kadar bir ksm<br />

öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle<br />

birlikte incelendiğinde; 2. fkrann “a” ve “b” bentlerinde yüklenici<br />

konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifas sürecinde görev<br />

alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin<br />

ifas sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili<br />

olabileceğinden, dolaysyla söz konusu suçun özel faillik niteliği<br />

taşyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadğnn<br />

kabulü gerektiğinden, 5237 sayl TCK’nn 40/2. maddesine göre<br />

özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nn 236/2-d maddesi uyarnca ihale<br />

sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafndan işlenebilen edimin<br />

ifasna fesat karştrma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren<br />

veya yardm eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alnarak,<br />

kamu görevlisi olmayan sank Mahir’in suça ne şekilde katldğnn<br />

karar yerinde tartşlmas gerekirken, noksan araştrma ve yetersiz<br />

gerekçe ile yazl şekilde hüküm kurulmas,..” şeklinde karar vererek<br />

bu bentte düzenlenen suçun, özgü suç olduğunu karara bağlamştr.<br />

Bentte düzenlenen suçun oluşabilmesi için, eserin veya kullanlan<br />

malzemenin ihale şartnamesi veya sözleşmede belirlenen şartlara,<br />

miktar ve niteliklere uygun olmamas yeterli değildir, ayn zamanda hileli<br />

davranşlarla, sanki belirlenen şartlara, miktar ve niteliklere uygunmuş<br />

gibi kabulü de gerekir. Buradaki hileli davranş, bir eserin veya eserde<br />

kullanlan malzemenin şartname veya sözleşmede belirtilen nitelikte<br />

ve miktarda olmadğnn bilinmesine karşn, bu belgelerdeki nitelikte<br />

veya miktarda olduğuna ilişkin kabulün yaplmas şeklinde olur. 46<br />

Bu hususta, kabulle görevlendirilen failin kast yönünden önemlidir.<br />

Örneğin, Etimesgut İlçesinde bulunan bir okulun yapm için çklan<br />

ihaleyi kazanan (A) şirketi, ihale şartnamesinde ve sözleşmesinde;<br />

inşaatn yapmnda 10 mm’lik demir kullanlacağn ve snflarn<br />

zeminin de 12 mm’lik ve (A) snf laminant parke ile döşeneceğini<br />

46 Yaşar/Gökcan/Artuç, age, s.6665-6666<br />

- 231 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

belirtmesine karşn, yüklenici firmann inşaat yapmnda 9 mm’lik<br />

inşaat demiri kullandğn ve parkelerin de daha düşük kalitede olan<br />

(C) snf laminant parke ile döşendiğini gören “kabul komisyonu<br />

üyeleri”, bu hususlar tespit ettikleri ve gördükleri halde, müteahhitle<br />

yaptklar rüşvet sözleşmesine dayal olarak tuttuklar kabul tutanağnda<br />

bu eksiklikler yokmuş ve eser ihale şartnamesine ve sözleşmesine<br />

uygunmuş gibi hareket ettiklerinde ve kabul tutanağ tuttuklar takdirde,<br />

kabul komisyonu üyesi olan kişiler hem edimin ifasna fesat karştrma<br />

hem de rüşvet suçundan cezalandrlmalar gerekecektir. (TCK’nn<br />

236/3. maddesindeki özel düzenleme sebebiyle gerçek içtima kural<br />

uygulanacaktr.) Yüklenici müteahhit de, kabul komisyonunu bu<br />

suçlara azmettirdiği için; TCK’nn 40/2. maddesi ve 38. maddesi<br />

delaletiyle “edimin ifasna fesat karştrma” suçundan ve TCK’nn<br />

44 ve 37. maddeleri uyarnca da rüşvet verme suçundan sorumlu<br />

tutulacaklardr. Bu hususta henüz Yargtay içtihad oluşmamakla<br />

birlikte, Ceza Hukukunun genel kurallar çerçevesinde, rüşvet alan bir<br />

kişinin karşsnda mutlaka rüşvet veren de bulunacağndan, rüşvet veren<br />

müteahhidin de sorumlu tutulmas gerekir. Ancak bu maddede kamu<br />

görevlilerine menfaat temin eden kişilerin ayrca cezalandrlacaklar<br />

hükme bağlanmadğndan, yüklenici tarafn “fikrî içtima” kural<br />

çerçevesinde ağr olan eylemden cezalandrlmas gerekir. Bu husus,<br />

ileride içtima konusunda değerlendirilecektir.<br />

ee) Hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararnda veya sözleşmede<br />

belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesine<br />

rağmen verilmiş gibi kabul edilmesi.<br />

TCK md. 236/2-e. bendinde düzenlenen suç; tamamen hizmet alm<br />

ihalelerine ve sözleşmelerine yöneliktir. Bu eylemin konusunu sadece<br />

hizmet alm ihaleleri veya sözleşmeleri oluşturur. Dolaysyla, bu bende<br />

düzenlenen fiilin, mal alm veya satm, yapm ve eser ihalelerinde<br />

işlenmesi mümkün değildir.<br />

Hizmet, KİK’nun 4. Maddesinde; “Bakm ve onarm, taşma, haberleşme,<br />

sigorta, araştrma ve geliştirme, muhasebe, piyasa araştrmas ve<br />

anket, danşmanlk, tantm, basm ve yaym, temizlik, yemek<br />

hazrlama ve dağtm, toplant, organizasyon, sergileme, koruma<br />

ve güvenlik, meslekî eğitim, fotoğraf, film, fikrî ve güzel sanat,<br />

bilgisayar sistemlerine yönelik hizmetler ile yazlm hizmetlerini,<br />

taşnr ve taşnmaz mal ve haklarn kiralanmasn ve benzeri diğer<br />

hizmetleri, 47 ” şeklinde tarif edilir.<br />

47 20/11/2008 tarihli ve 5812 sayl Kanunun 2 nci maddesiyle; bu tanmda yer alan “mimarlk ve<br />

mühendislik, etüt ve proje, harita ve kadastro, imar uygulama, her ölçekte imar plan” ibareleri<br />

metinden çkarlmştır.<br />

- 232 -


Mehmet Reis KOCA<br />

Hizmet niteliğindeki edimlerle ilgili muayene ve kabul işlemlerinin ne<br />

şekilde yaplacağ Hizmet Almlar Muayene Ve Kabul Yönetmeliğine<br />

göre yaplr. Yönetmeliğin 5. maddesine göre, hizmet kabulleri, üç<br />

kişilik komisyonlar tarafndan yaplacaktr. 48<br />

Hizmet alm ihalesi sonunda, ihaleyi kazanan kişi ile hizmeti almak<br />

isteyen kurum arasnda ihale sözleşmesi yaplmaktadr. İhale<br />

sözleşmesine, ihale şartnamesinde vasflar gösterilen hizmetin tüm<br />

özellikleri yazlarak, yükleniciden hizmet sözleşmesine uygun nitelik<br />

ve nicelikte bir hizmet vermesi istenip beklenmektedir.<br />

Yüklenici firma veya kişinin hizmet ihalesine bağl olarak yapmak<br />

zorunda olduğu hizmeti sunarken uymak zorunda olduğu ilkeler<br />

KİSK’nun 34. maddesinde ayrntl olarak belirlenmiştir. KİSK’nun<br />

34. Maddesi uyarnca “Hizmet sunucular taahhütleri çerçevesinde<br />

kusurlu veya standartlara uygun olmayan malzeme seçilmesi,<br />

verilmesi veya kullanlmas, tasarm hatas, uygulama yanlşlğ,<br />

denetim eksikliği, taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine<br />

uygun olarak yerine getirilmemesi ve benzeri nedenlerle ortaya<br />

çkan zarar ve ziyandan doğrudan sorumludur. Bu zarar ve ziyan<br />

genel hükümlere göre hizmet sunucusuna ikmal ve tazmin ettirilir.<br />

Ayrca haklarnda 27 nci madde hükümleri uygulanr.”<br />

Görüldüğü üzere, hizmet sunucularnn, taahhütleri çerçevesinde<br />

kusurlu veya standartlara uygun olmayan malzeme seçmesi, vermesi<br />

veya kullanmas, tasarm hatas, uygulama yanlşlğ, denetim eksikliği,<br />

taahhüdün sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine<br />

getirilmemesi ve benzeri nedenlerle ortaya çkan zarar ve ziyandan<br />

doğrudan sorumludurlar. Bu maddede belirlenen yükümlülüklere<br />

aykr davranşlar hukukî ve cezâî sorumluluk gerektirir. Bu husus<br />

KİSK’nun 25. ve 27. maddelerinden açkça anlaşlmaktadr.<br />

Hizmet sunucularnn hukukî ve cezâî sorumluluk gerektiren bu<br />

eylemleri, TCK md. 236/2-e. bendinde düzenlenen edimin ifasna fesat<br />

karştrma suçunun konusu değildir. Başka bir deyişle bu maddede<br />

cezalandrlan kişi veya edim; hizmet sunumunu ihale şartname ve<br />

sözleşmesinde belirtilen şartlara, niteliklere uygun yerine getirmeyen<br />

yüklenici kişi değil, anlan şekilde sunulmuş bir hizmeti kabul eden<br />

kamu görevlisinin cezalandrlmas istenmektedir.<br />

Bu nedenle de, söz konusu maddede belirtildiği üzere, edime konu hizmet;<br />

ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine<br />

veya eksik verilmesine rağmen ihale kararna veya sözleşmeye uygun<br />

şekilde sunulmuş gibi kabul edilmesi cezalandrlmaktadr. Bu eylemin<br />

48 Yaşar/Gökcan/Artuç, age, s.6667<br />

- 233 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

doğrudan faili; sunulan hizmeti kontrol ve denetlemekle görevlendirilmiş,<br />

muayene komisyonu üyeleri ile kabul komisyonu üyeleridir.<br />

İhale kararna veya sözleşmesine uygun olmayan veya eksik verilen<br />

hizmeti sunan kişi, ihale konusu edimin ifasna fesat karştrmay<br />

düzenleyen TCK md. 236’dan doğrudan cezalandrlmayacaktr. Bize<br />

göre, TCK’nn 236/2-e. bendinde düzenlenen bu eylem özgü bir suç<br />

olduğundan hizmeti niteliksiz veya eksik sunan kişi, kabul eden kamu<br />

görevlisinin eylemine azmettiren veya yardm eden sfat ile iştirakten<br />

sorumlu tutulmaldr.<br />

Ancak bunun aksini savunan görüşler de vardr. Bunlara göre; “yüklenici<br />

kişiler bu eylemden dolay cezalandrlamayacak ve bu durumda şartlar<br />

varsa, TCK md. 238’de düzenlenen kamuya gerekli şeylerin yokluğuna<br />

neden olma suçundan sorumluluğunun doğmas mümkündür 49 .<br />

TCK md. 238’de, bir kimsenin taahhüt ettiği işi yerine getirmemesi<br />

yaptrm altna alnmştr. Ancak bu maddeye göre ceza verilebilmesi<br />

için, taahhüt edilen işin yerine getirilmemesi suretiyle kamu kurum<br />

ve kuruluşlar veya kamu hizmeti veya genel bir felaketin önlenmesi<br />

için zorunlu eşya veya besinlerin ortadan kalkmasna veya önemli<br />

ölçüde azalmasna neden olunmas gerekmektedir 50 . Bu itibarla suçun<br />

oluşmas için taahhüdün konusunun, resmî daire veya kamu hizmeti<br />

veya genel bir felâketin önlenmesi için gerekli besin ve başka eşya<br />

olmas zorunludur.”<br />

TCK md. 236’da yaptrm altna alnmş bulunan fiiller yalnzca, İhale<br />

kararna veya sözleşmesine uygun olmayan veya eksik verilen hizmeti<br />

kabul eden kimsenin fiilidir. Bu kişiler genelde ihale sözleşmesinde<br />

nitelikleri belirlenmiş hizmetin sunumunu kontrol ve kabulle<br />

görevlendirilmiş, muayene komisyonu üyeleri ile kabul komisyonu<br />

üyeleridir. Bu husus KİSK 28. maddesinden açkça anlaşlmaktadr.<br />

Yani bu suçun faili olmak için, ihaleye konu hizmetin sunumu srasnda<br />

muayene ve kontrolle veya kabul etmekle görevlendirilmiş olmak gerekir.<br />

Nitekim Yargtay 5. CD 20.05.2013 tarih ve 2012/4510 esas ve 2013/5385<br />

karar sayl ilamnda; “…5237 sayl TCK’nn 236. maddesinde edimin<br />

ifasna fesat karştrma halleri yasa koyucu tarafndan tahdidi<br />

olarak saylmş olup, maddede saylan seçimlik hareketlerin ya da<br />

faillik durumunun genişletilmesinin anlan Yasann 2. maddesindeki<br />

kanunilik ilkesine aykrlk teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadğ,<br />

her ne kadar bir ksm öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de<br />

49 Kazanc Eker, age, s.228; TCK’nn 238. Maddesi “ (1) Taahhüt ettiği işi yerine getirmeyerek, kamu<br />

kurum ve kuruluşlar veya kamu hizmeti veya genel bir felaketin önlenmesi için zorunlu eşya veya<br />

besinlerin ortadan kalkmasna veya önemli ölçüde azalmasna neden olan kimseye bir yldan üç yla<br />

kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezas verilir.”<br />

50 Kazanc Eker, age, s.228; Erman/Özek, Kamu Güvenine Karş işlenen Suçlar, s. 660.<br />

- 234 -


Mehmet Reis KOCA<br />

madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fkrann “a”<br />

ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri<br />

ile edimin ifas sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”,<br />

“d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifas sürecinde görev alan ilgili<br />

kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolaysyla söz konusu<br />

suçun özel faillik niteliği taşyan kimselerce işlenebileceğinde bir<br />

tereddüt bulunmadğnn kabulü gerektiği, bu itibarla 5237 sayl<br />

TCK’nn 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nn<br />

236/2-e maddesi uyarnca ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi<br />

tarafndan işlenebilen edimin ifasna fesat karştrma suçuna iştirak<br />

eden diğer kişilerin azmettiren veya yardm eden olarak sorumlu<br />

tutulabilecekleri gözetilerek yaplan incelenmede;..” şeklinde karar<br />

vererek bu bentte düzenlenen suçun özgü suç olduğunu ve ancak ihale<br />

sözleşmesinin edimi srasnda görevlendirilmiş kişiler tarafndan<br />

işlenebileceğini karara bağlamştr.<br />

Bu bendde düzenlenen suçun oluşabilmesi için; ihale şartnamesi veya<br />

sözleşmede belirlenen hizmetin bu sözleşme veya ihale şartnamesinde<br />

belirtilen şartlara ve niteliklere uygun olmamas yeterli değildir, ayn<br />

zamanda hileli davranşlarla, sanki belirlenen şartlara, miktar ve<br />

niteliklere uygunmuş gibi kabulü de gerekir. Buradaki hileli davranş,<br />

hizmetin sunumunda kullanlan malzemenin şartname veya sözleşmede<br />

belirtilen nitelikte ve miktarda olmadğnn bilinmesine karşn, bu<br />

belgelerdeki nitelikte veya miktarda olduğuna ilişkin kabulün yaplmas<br />

şeklinde olur. 51 Bu hususta, kabulle görevlendirilen failin kasdnn tespiti<br />

yönünden önemli ve gereklidir. Örneğin, Ankara Adliyesinin temizlik<br />

ihalesini kazanan (A) şirketi, ihale şartnamesinde ve sözleşmesinde;<br />

temizlik hizmetinin en az otuz kişi ile yerine getirileceği ve temizlikte<br />

kullanlan malzemelerin 1. Snf malzeme ile yerine getirileceği hususu<br />

karara bağlanmasna karşn; yüklenici firmann hizmet sunumunu 20<br />

kişi ile yapmaya çalşmas, temizlik malzemelerinin 2. Snf kalitede<br />

olmas ve temizliğin yeterince yaplamamas sebebi ile aksamalarn<br />

meydana geldiğinin tespit edilmesine karşn, müteahhitle yaptklar rüşvet<br />

sözleşmesine dayal olarak tuttuklar kabul tutanağnda bu eksiklikler<br />

yokmuş ve hizmet sunumunun ihale şartnamesine veya sözleşmesine<br />

uygun sunuluyormuş gibi gösterdikleri takdirde, kabul komisyonu üyesi<br />

olan kişiler hem edimin ifasna fesat karştrma hem de rüşvet suçundan<br />

cezalandrlmalar gerekir.(TCK’nn 236/3. maddesindeki özel düzenleme<br />

sebebiyle gerçek içtima kural uygulanacaktr.) Yüklenici kişi de kabul<br />

komisyonunu bu suçlara azmettirdiği için; TCK’nn 40/2. maddesi ve<br />

38. maddesi delaletiyle “edimin ifasna fesat karştrma” suçundan<br />

ve TCK’nn 44 ve 37. maddeleri uyarnca da rüşvet verme suçundan<br />

51 Yaşar/Gökcan/Artuç, age, s.6665-6666<br />

- 235 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

sorumlu olacaklardr. Bu hususta Yargtay içtihad henüz oluşmamakla<br />

birlikte, Ceza Hukukunun genel kurallar çerçevesinde, rüşvet alan<br />

bir kişinin karşsnda mutlaka rüşvet veren de bulunacağndan rüşvet<br />

veren müteahhidin de sorumlu tutulmas gerekecektir. Ancak TCK’nn<br />

236/3. maddesinde kamu görevlilerine menfaat temin eden kişilerin<br />

ayrca cezalandrlacaklar hükme bağlanmadğndan, yüklenici taraf,<br />

fikrî içtima kural çerçevesinde ağr olan eylemden sorumlu tutulabilir.<br />

Bu husus da ileride içtima konusunda değerlendirilecektir.<br />

V. SUÇUN MANEVÎ UNSURU<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu kasden işlenebilir. Taksirli<br />

şeklinden sözedilmemiştir. Bu yüzden failin bilgisizliği, tedbirsizliği<br />

veya dikkatsizliği sonucu meydana gelen aksaklklar müsned suçu<br />

oluşturmaz. 52<br />

Genel kastla işlenir. Kişinin edimin ifasna fesat karştrmay<br />

bilerek ve isteyerek yapmas gerekli ve yeterlidir. Dolaysyla suçun<br />

gerçekleşebilmesi için fail, bir kamu ihalesi sonucunda, taahhüdü altna<br />

girdiği edimi yerine getirirken bir takm hileli hareketlerle, edimin<br />

ifasna fesat karştrma fiilini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmelidir.<br />

Suçun oluşmas için kanun koyucu, özel bir kast aramamş, genel<br />

kasdn varlğn yeterli görmüştür. 53<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu açsndan genel kasdn, suçu<br />

oluşturan hareketlerin gösterildiği her bir bent açsndan incelenirse;<br />

(a) bendinde teslim veya kabul edilen maln ihale kararnda veya<br />

sözleşmede evsaf belirtilen mal olmadğn bilmeyi ancak hileli<br />

hareketlerle başka bir maln teslim veya kabul edilmesini,<br />

(b) bendinde teslim veya kabul edilen maln, ihale kararnda veya<br />

sözleşmede belirtilen miktardan eksik mal olduğunu bilmeyi ve buna<br />

rağmen hileli hareketlerle bu eksik mal teslim veya kabul edilmesini,<br />

(c) bendinde edimin ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede<br />

ifa edilmediğini bilmeyi ve buna rağmen hileli hareketlerle edimin<br />

süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesini,<br />

(d) bendinde yapm ihalelerinde eserin veya kullanlan malzemenin<br />

şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar veya niteliklere<br />

uygun olmadğn bilmeyi ve buna rağmen hileli hareketlerle eserin<br />

veya kullanlan malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen<br />

şartlara, miktar veya niteliklere uygunmuş gibi kabul edilmesini,<br />

52 Artuç/Gökcen/Yenidünya, Ceza Özel Hükümler, s.670<br />

53 Kazanc Eker, age, s.230<br />

- 236 -


Mehmet Reis KOCA<br />

(e) bendinde ise, hizmet niteliğindeki edimin, ihale kararnda veya<br />

sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya eksik verilmesini<br />

bilmesine ve tespit etmesine rağmen hileli hareketlerle hizmetin ihale<br />

şartnamesine veya sözleşmesine uygun verilmiş gibi kabul edilmesini<br />

istemeyi<br />

gerektirir. 54<br />

VI. SUÇUN ÖZEL GÖRÜNÜŞ ŞEKİLLERİ<br />

A. Teşebbüs<br />

TCK’nun 236. maddesinde düzenlenen edimin ifasna fesat karştrma,<br />

srf hareket suçudur. Bu bakmdan suçun icra hareketleri ksmlara<br />

bölünebildiği takdirde teşebbüs mümkündür. 55 Hareket yapldktan<br />

sonra ayrca bir zararn meydana gelmesine gerek yoktur. Bu bakmdan<br />

da kural olarak teşebbüse elverişli bir suç değildir 56 .<br />

Maddede saylan hareketlerden örneğin, ihale kararnda veya sözleşmede,<br />

evsâf belirtilen maldan başka bir maln hileli olarak teslim veya kabul<br />

edilmesi ânnda suç tamamlanmş olacaktr. Diğer bir hareket şekli olan<br />

ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen miktardan eksik maln hileli<br />

olarak teslimi veya kabulü edilmesi ile de suç tamamlanmş olacaktr.<br />

Ayn şekilde, edimin ihale kararnda veya sözleşmede belirtilen sürede ifa<br />

edilmemesine rağmen süresinde ifa edilmiş gibi kabul edilmesi annda<br />

suç tamamlanmş olur. Yapm ihalelerinde de eserin veya kullanlan<br />

malzemenin şartname veya sözleşmesinde belirlenen şartlara, miktar<br />

veya niteliklere uygun olmamasna rağmen kabul edilmesi ile birlikte<br />

suç tamamlanmştr. Hizmet niteliğindeki edimlerde edimin, ihale<br />

kararnda veya sözleşmede belirtilen şartlara göre verilmemesine veya<br />

eksik verilmesine rağmen verilmiş gibi kabulüyle suç tamamlanmştr.<br />

Görüldüğü üzere kanunda, herhangi bir zararn gerçekleşmiş olmas<br />

aranmamştr. Bu nedenle hareketin gerçekleşmesi suçun oluşumu<br />

açsndan yeterlidir. Bir zarar gerçekleşmiş olmas gerekmemektedir. 57<br />

Ancak neticesi harekete bitişik suçlarda da hareketin ksmlara<br />

bölünebildiği durumlarda da yine teşebbüs gerçekleşebilir. Örneğin,<br />

suçun hareketlerinden birisi olan ihale kararnda veya sözleşmede evsaf<br />

belirtilen maldan başka bir maln teslim veya kabul edilmesi fiilinde<br />

fail, başka bir mal teslim ederken yakalanmş olursa icra hareketleri<br />

ksmlara bölünebildiği için teşebbüs mümkündür. 58<br />

54 Yaşar/Gökcan/Artuç, age, s.6668<br />

55 Artuç/Gökcen/Yenidünya, Ceza Özel Hükümler, s.671<br />

56 Kazanc Eker, age, s.230; Demirbaş, Genel Hükümler, s. 411; Özbek, TCK İzmir Şerhi, s, 444.<br />

57 Kazanc Eker, age, s.230<br />

58 Kazanc Eker, age, s.230-231<br />

- 237 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

Yargtay 5. CD vermiş olduğu 30.05.2013 tarih, 2012/4554 esas ve<br />

2013/5956 karar sayl ilamnda“…Lapseki Adliyesinde kullanlmakta<br />

olan Panasonic marka FP-7830 model fotokopi makinesinin<br />

Durum, Developer PM Kit, Heat Roller ve Fuser Dişlisi parçalarnn<br />

değiştirilmesi işinin 4734 sayl Yasann 22/d maddesi uyarnca<br />

doğrudan temin yöntemiyle sanğn sahibi olduğu Öz Kale Ofis<br />

Sistemleri Pazarlama ve Servis Hizmetleri Şirketine verildiği, muayene<br />

ve kabul aşamasnda muayene ve teslim alma komisyonunca seçilen<br />

bilirkişi tarafndan yaplan inceleme sonucu Durum, Developer, Heat<br />

Roller ve Fuser Dişli parçalarnn fason malzemelerle değiştirildiği,<br />

ayrca PM Kit isimli malzemede sadece Cleaning Blade ve Cleanig<br />

web isimli malzemelerin değiştirildiği, diğer parçalarn hiçbirisinin<br />

değiştirilmediğinin tespit edilmesi üzerine 02/10/2006 tarihli kararla<br />

Muayene ve Teslim Alma Komisyonunca satn alma işleminin iptaline<br />

karar verildiği, İstanbul Başsavclğ araclğ ile anlan malzemeler<br />

üzerinde yaptrlan bilirkişi incelemesine göre, değiştirilen 4 adet<br />

parçann fason imalat olduğu, ömürlerinin ksa ve kullanmlarnn<br />

zor olduğunun belirlendiği, 17/03/2008 tarihinde üç kişilik bilirkişi<br />

heyetinden alnan rapora göre de incelemeye konu developer parçalar<br />

hariç hiçbirinin orijinal parçalar olmadğ, incelenen parçalarn alm<br />

yaplmas düşünülen parçalarn tamamn teşkil etmediği, PM Kit<br />

olarak adlandrlan parça takmnn muhteviyatnn eksik olduğunun<br />

belirtilmesi karşsnda, sanğn ihale kararnda ve sözleşmede<br />

evsaf belirtilen maldan eksik malzeme teslim etmeye çalştğ,<br />

ancak Muayene ve Teslim Alma Komisyonunca gerekli muayene<br />

ve kabul işlemi için bilirkişi tayin edilmesi üzerine durumun ortaya<br />

çktğ, satn alma işleminin iptaline karar verildiği anlaşlmakla<br />

eylemin teşebbüs aşamasnda kaldğ gözetilmeden yazl şekilde<br />

tamamlanmş suçtan hüküm kurulmas,…” şeklinde karar vererek<br />

suçun teşebbüse elverişli olduğunu açkça ortaya koymuştur.<br />

B. İştirak<br />

TCK’nn 236. maddesinde düzenlenen suça iştirakin her türlüsü<br />

mümkündür, iştirak yönünden herhangi bir özellik arzetmez, genel<br />

hükümler uygulanr. 59 Bu suça, edimin hileli şekilde teslimi veya<br />

kabulüne kadar iştirak mümkündür.<br />

TCK md. 236/2. fkrasnda düzenlenen hileli hareketlerin ayr ayr<br />

incelenmesinde ve bu suçlara iştirakin ne şekilde mümkün olduğunun<br />

ayr ayr gösterilmesinde fayda vardr. Bu maddede tahdîdî olarak<br />

saylan hileli hareketlerin özgü suç olup olmadğnn tespiti ve buna<br />

göre de iştirakin ne şekilde gerçekleşebileceğinin çözümü gerekir. Hileli<br />

59 Yaşar/Gökcan/Artuç, age, s.6669; Artuç/Gökcen/Yenidünya, TCK Şerhi,Cilt 5(2009), s.4612<br />

- 238 -


Mehmet Reis KOCA<br />

hareketlere bakldğnda 2. fkrann (a) ve (b) bentlerindeki eylemlerde<br />

“teslim eden” ve “kabul eden” faillerden söz edilmekte iken, 2. Fkrann<br />

(c-d-e) bentlerinde ise sadece “kabul eden” failden söz edilmektedir.<br />

TCK’nn 236/2 (a-b) bendlerinde düzenlenen eylemleri hem ihaleye konu<br />

edimi teslim eden kişi hem de kabul eden kişi işleyebileceğinden; teslim<br />

eden fail ile kabul eden failin suçuna iştirakin ayr ayr incelenmesi<br />

gerekir.<br />

TCK’nn 236/2(a-b) bendlerinde düzenlenen hileli hareketlerle edime<br />

konu mal teslim eden failin suçuna her türlü iştirak mümkündür.<br />

Ancak, bu iki fkrada düzenleme altna alnan hileli hareketle edimi<br />

kabul eden faillerin kamu görevlisi olmalar gerektiğinden bu suç özgü<br />

suç niteliğindedir. Diğer kişilerin, TCK’nn 236/2 (a-b) bendlerinde<br />

düzenlenen edimleri kabul eden failler kamu görevlisi olduğundan<br />

bu suçlara, TCK’nn 40/2. maddesi uyarnca ancak ya azmettiren<br />

ya da yardm eden sfat ile iştirak edebilir. İştirak hususunda 5.<br />

CD’nin istikrar kazanan içtihatlar da bu yöndedir. Nitekim 5. CD<br />

verdiği 11.06.2013 tarih, 2012/7220 esas ve 2013/6446 karar sayl<br />

ilamnda; “…5237 sayl TCK’nn 236. maddesinde edimin ifasna fesat<br />

karştrma halleri yasa koyucu tarafndan tahdidi olarak saylmş<br />

olup, maddede saylan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun<br />

genişletilmesinin anlan Yasann 2. maddesindeki kanunilik ilkesine<br />

aykrlk teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadğndan, her ne kadar<br />

bir ksm öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni<br />

gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fkrann “a” ve “b” bentlerinde<br />

yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifas sürecinde<br />

görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise<br />

edimin ifas sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun<br />

faili olabileceğinden, dolaysyla söz konusu suçun özel faillik niteliği<br />

taşyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadğnn<br />

kabulü gerektiğinden, 5237 sayl TCK’nn 40/2. maddesine göre<br />

özgü suç niteliğinde olan ve TCK’nn 236/2-d maddesi uyarnca<br />

ihale sürecinde görev alan kamu görevlisi tarafndan işlenebilen<br />

edimin ifasna fesat karştrma suçuna iştirak eden diğer kişilerin<br />

azmettiren veya yardm eden olarak sorumlu tutulabilecekleri<br />

dikkate alnarak, kamu görevlisi olmayan sanklarn suça ne şekilde<br />

katldğnn karar yerinde tartşlmas gerekirken, noksan araştrma<br />

ve yetersiz gerekçe ile yazl şekilde hüküm kurulmas,…” şeklinde<br />

değerlendirmede bulunarak, edimin ifasna fesat karştrma suçuna<br />

ne şekilde iştirak edilebilineceğini açklamştr.<br />

Yukardaki içtihatta da açklandğ üzere, TCK md. 236/2-c-d-e.<br />

bendlerinde düzenlenen hileli hareketleri ancak edimleri kabulle<br />

- 239 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

görevlendirilmiş kamu görevlileri işleyebileceğinden, bu suçlar özgü<br />

suç niteliğindedir ve TCK’nn 40/2. maddesi uyarnca ancak azmettiren<br />

ya da yardm eden sfat ile iştirak olunabilir.<br />

C. İçtima ve Teselsül<br />

İçtima ile ilgili özel bir düzenleme TCK md. 236/3. fıkrada yer almaktadır.<br />

Buna göre; “Edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla menfaat temin eden görevli<br />

kişiler, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükümlerine göre cezalandırılırlar”. Bu hükmün<br />

gerekçesinde; “Maddenin üçüncü fıkrasına göre, edimin ifasına fesat karıştırma<br />

suçunun oluşabilmesi için, kamu görevlilerinin ve sair kişilerin bir menfaat temin etmiş<br />

olmaları gerekli değildir. Aksi takdirde, yani edimin ifasına fesat karıştırma dolayısıyla<br />

menfaat temin edilmiş olması halinde, ayrıca bu nedenle ilgili suç hükmüne göre ceza<br />

sorumluluğu cihetine gidilir.” denilmiştir. Edimin ifasna fesat karştrlmas<br />

suretiyle herhangi bir menfaat temin eden kamu görevlisi, örneğin,<br />

irtikâp (TCK md. 250) veya rüşvet (TCK md. 252) suçlarndan ayrca<br />

cezalandrlacaklardr 60 .<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu işlenirken, gerek mal teslim eden<br />

yüklenici taraf ve gerekse mal, hizmet veya yapm eserini kabul eden<br />

kamu görevlileri hileli harekette bulunurken hileyi gizlemeye yönelik<br />

olarak resmi veya özel bir evrâkta sahtecilik yaparlarsa, TCK’nn 212 61 .<br />

maddesi delaletiyle, hem edimin ifasna fesat karştrma suçundan<br />

hem de evrakta sahtecilik suçundan sorumludurlar.<br />

Yine bu suçun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde,<br />

TCK’nn 220/4. maddesi uyarnca hem örgüt suçundan hem de edimin<br />

ifasna fesat karştrma suçundan fail cezalandrlacaktr. 62<br />

TCK’nn 236/3. fkrasnda “Edimin ifasna fesat karştrma dolaysyla<br />

menfaat temin eden görevli kişiler, ayrca bu nedenle ilgili suç<br />

hükümlerine göre cezalandrlrlar” şeklinde bir düzenleme vardr.<br />

Bu düzenleme karşsnda; hileli bir harekette bulunarak edimin ifasna<br />

fesat karştran kamu görevlisi, bu kabul sebebi ile menfaat temin<br />

etmişse, fiilinin niteliğine göre, irtikap ya da rüşvet suçu uyarnca da<br />

ayrca cezalandrlmas gerekir. Başka bir ifadeyle, bu özel düzenleme<br />

sebebi ile fikrî içtima yerine, gerçek içtima kurallar uygulanacaktr.<br />

TCK’nn 236/3. fkrasnn menfaat temin ederek edimin ifasna fesat<br />

karştran sank hakknda gerçek içtima kural uyarnca ceza verileceği<br />

hususunda tartşma ve şüphe bulunmamaktadr. Burada tartşlmas<br />

gereken husus, ihale şartnamesi veya sözleşmesine uygun mal, hizmet<br />

60 Artuç/Gökcen/Yenidünya, Ceza Özel Hükümler, s.671<br />

61 Madde 212- (1) Sahte resmi veya özel belgenin bir başka suçun işlenmesi srasnda kullanlmas<br />

halinde, hem sahtecilik hem de ilgili suçtan dolay ayr ayr cezaya hükmolunur.<br />

62 Yaşar/Gökcan/Artuç, age, s.6670<br />

- 240 -


Mehmet Reis KOCA<br />

veya eser üretemeyen yüklenicinin, buradaki sorumluluktan kurtulmak<br />

amac ile edimin kabulünde görevli faillerle yaptğ rüşvet sözleşmesi veya<br />

irtikap eylemleri sonunda karş tarafa menfaat temin etme eyleminden<br />

sorumlu olacak mdr Bu husus, doktrinde tartşmal olmakla birlikte,<br />

Ceza Hukukunun genel hükümleri çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.<br />

Edimin ifasna fesat karştrmak isteyen yüklenici, edimi muayene veya<br />

kabulle görevlendirilmiş kamu görevlileri ile rüşvet sözleşmesi yaparak<br />

karş tarafa menfaat temin etmekle, hem rüşvet verme suçunu hem de<br />

edimin ifasna fesat karştrma suçunu işlemiş olmaktadr. Yükleniciler<br />

yönünden TCK’nn 236/3. maddesinde özel bir düzenleme olmadğna<br />

göre, TCK’nn 44. maddesinde düzenleme altna alnan fikrî içtima<br />

kuralna gidilecek ve sank sadece müeyyidesi ağr olan eylemden<br />

cezalandrlacaktr. Yüklenici kişiler yönünden, genel kural olan fikrî<br />

içtimay ortadan kaldran, özel bir düzenleme bulunmamaktadr.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu, TCK’nn 43/3. Maddesindeki<br />

istisna suçlardan olmadğndan, ayn suç işleme kararllğ altnda ve<br />

farkl zamanlarda hileli hareketlerde bulunulmas halinde, TCK’nn 43/1.<br />

Maddesi uyarnca zincirleme suç hükümleri uygulanacaktr. Örneğin,<br />

bir hizmet ihalesinde, hizmet sunumunu kabulle görevlendirilmiş<br />

kamu görevlileri farkl zamanlarda eksiklikleri tespit ettikleri halde,<br />

eksiklik yokmuş gibi tutanak tutmalar halinde zincirleme suç hükmü<br />

uygulanr. Bir başka örnek, baz mal ihalelerinde mal, ilgili kurum<br />

veya kuruluşa taksitler halinde teslim edilebilir. Bu taksitli ödemelerin<br />

birkaçnda ihale şartnamesine veya sözleşmesine uygun nitelik veya<br />

nicelikte mal teslimi yaplmadğ ve kabul komisyonu üyeleri de bu<br />

eksiklikleri her seferinde tespit ettikleri halde, tüm teslimlerin uygun<br />

yaplmş gibi kabul tutanağ tutulmas halinde de bu suçun failleri<br />

olan hem mal hileli hareketlerle teslim eden kişi ile mal teslim alan<br />

kamu görevlileri hakknda zincirleme suç hükümleri uygulanacaktr.<br />

VII. YAPTIRIM<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçunun düzenlendiği TCK’nn 236/1.<br />

maddesi uyarnca öngörülen ceza; üç yldan yedi yla kadar hapisliktir.<br />

Mahkemeler somut olayda; suçun işleniş biçimini, suçun işlenmesinde<br />

kullanlan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yeri, suçun konusunun<br />

önem ve değerini, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağrlğn, failin<br />

kast veya taksire dayal kusurunun ağrlğn, failin güttüğü amaç ve<br />

saiki, gözönünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanmnda<br />

öngörülen cezann alt ve üst snr arasnda temel cezay belirler.<br />

(TCK’nn 61/1. Maddesi)<br />

Suçun bir tüzel kişinin yararna işlendiği hallerde, bu tüzel kişi hakknda<br />

tüzelkişilere özgü güvenlik tedbiri uygulanacaktr (md. 60, 242).<br />

- 241 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

Yukarda arz ve izah edilen nedenler gözetilerek TCK hükümleri<br />

doğrultusunda uygulama yaplarak belirlenen sonuç hapis cezas iki yl<br />

ve daha az ise, mahkeme, öncelikli olarak CMK’nn 231. maddesinde<br />

düzenlenen hükmün açklanmasnn geri braklmas hususunu<br />

değerlendirecektir. Mahkeme yaptğ değerlendirme sonunda,<br />

CMK’nn 231/6. Maddesi uyarnca hükmün açklanmasnn geri<br />

braklmasna karar verirse, CMK’nn 231/7. Maddesi uyarnca artk<br />

hapis cezasnn seçenek yaptrmlara çevrilmesi veya ertelenmesi<br />

hususuna giremeyecektir. Mahkeme hükmün açklanmasnn geri<br />

braklmasna yer olmadğna karar verdiği takdirde; şayet verilen<br />

sonuç hapis cezas bir yl veya daha az süreli ise, (diğer bir anlatmla<br />

TCK md. 49/2. fkras uyarnca hapsin ksa süreli olmas halinde);<br />

hapis cezasn 50. maddede yazl adli para cezasna veya diğer seçenek<br />

yaptrmlara hükmedebilecektir.(TCK’nn 50/1-f maddesinde düzenlenen<br />

kamuya yararl bir işte çalşma cezasna çevrilme hususunda sanğn<br />

gönüllü olup olmadğ sorulmaldr.). Diğer yandan, 50. maddenin 3.<br />

fkras uyarnca fiili işlediği tarihte onsekiz yaşn doldurmamş veya<br />

altmşbeş yaşn bitirmiş bulunanlarn mahkum edildiği bir yl daha<br />

az süreli hapis cezalarnn, 1. fkrada yazl seçenek yaptrmlarndan<br />

birine çevrilmesi zorunludur.<br />

Yalnzca hapis cezasnn ertelenebileceği, adlî para cezasnn<br />

ertelenemeyeceği cihetle, hükmedilen ceza iki yl veya daha az süreli<br />

hapis cezas olmas ve TCK md. 51/1. Fkra (a) ve (b) bentlerinde<br />

yazl koşullarn gerçekleşmesi halinde cezann ertelenebileceği,<br />

cezann ertelenmemesi halinde, hapis cezasna mahkumiyetin sonucu<br />

olarak, sank hakknda ayrca 53. maddenin 1. fkrasnda yazl hak<br />

yoksunluğunun söz konusu olacağ, ancak bu hak yoksunluklar hapis<br />

cezasnn doğal sonucu olmas nedeniyle, ayrca bu hususa hükümde<br />

yer verilmesinde zorunluluk bulunmamaktadr.<br />

Ancak, kamu görevlilerinin bu suçtan mahkumiyetleri halinde, TCK’nn<br />

53/5. maddesi uyarnca cezann infazndan sonra başlamak üzere,<br />

verilen sonuç hapis cezasnn yarsndan bir katna (cezann kendisi<br />

kadar) kamu görevi üstlenmelerinin yasaklanmasna karar verilmesi<br />

gerekir. Bu hususta hüküm kurulmamas halinde, aleyhe temyiz<br />

yoksa sanklar yönünden kazanlmş hak olmakta ve bu husus infaz<br />

aşamasnda res’en nazara alnamamaktadr.<br />

TCK’nn dşndaki diğer kanunlarda edimin ifasna fesat karştrma<br />

suçundan dolay mahkûmiyet halinde, belli bir takm haklarn<br />

kullanlamayacağna dair hükümler bulunmaktadr. Örneğin Anayasann<br />

76. maddesinin 2. fkrasnda ve Milletvekilli Seçimi Kanununun 11.<br />

maddesinin “f” bendinin 1 numaral alt bendinde, aralarnda edimin<br />

- 242 -


Mehmet Reis KOCA<br />

ifasna fesat karştrma suçunun da yer aldğ kimi suçlardan mahkûm<br />

olanlarn milletvekili seçilemeyeceği, milletvekili seçilme yeterliliğini<br />

kaybedecekleri kabul edilmiştir. 2820 sayl Siyasi Partiler Kanunu’nun<br />

11. maddesi uyarnca edimin ifasna fesat karştrma suçunu işleyenler<br />

bir siyasi parti üyesi olamazlar.<br />

Ayrca edimin ifasna fesat karştrma suçundan mahkûm olan yüklenici<br />

ve kamu görevlileri hakknda KİSK md. 27, 28, 30 ve 31. uyarnca ayrca<br />

ihaleye katlamama gibi hak mahrumiyetlerine de karar verilmelidir.<br />

Bunun yannda kamu görevlilerinin disiplin cezalarna ve tazminat<br />

hükümlerine maruz kalacaklar ve belli kamu kurum ve kuruluşlarnda<br />

görev yapamayacaklar da gözard edilemez.<br />

VIII. SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA USULÜ<br />

Bu suçun soruşturulmas ve kovuşturulmas, “ihaleye fesat karştrma”<br />

suç gibidir. Burada da ihaleye fesat karştrma suçunun soruşturulmas<br />

ve kovuşturulmas bölümündeki bilgilere atf yaplmakla birlikte baz<br />

farkllklarn belirtilmesinde de fayda vardr.<br />

TCK’nn 236. maddesinde düzenlenen suçun takibi şikâyete bağl değildir,<br />

re’sen takibi gerekir. C. Savclar, kamu kurum veya kuruluşlarnn<br />

ihale karar veya sözleşmesine dayal olarak aldklar bir mal, hizmet,<br />

eser gibi şeylerin edimine fesat karştrldğ yönünde herhangi bir delil<br />

hatta şüphe gördükleri an, CMK’nn 161. maddesindeki yetkilerini<br />

kullanarak bu hususu doğrudan adlî soruşturma konusu yapabilir<br />

ve bu hususta delil toplayabilirler.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu, bir diğer yönüyle de herkes<br />

tarafndan işlenebilen suçlardan olduğu için, genel soruşturma usulüne<br />

göre soruşturulur. Ancak, suçun işlenmesine kamu görevlilerinin<br />

iştiraki durumu biraz farkllk arzeder.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu; kamu kurum ve kuruluşlar adna<br />

yaplan mal veya hizmet almlarna ya da kiralamalara veya yapm<br />

ihalelerine yönelik olarak yerine getirilen edimin “teslimi” veya “kabulü”<br />

srasnda hileli hareketlerle fesat karştrmakla işlenebildiğinden, bu<br />

suçlar kamu görevlisinin görevinin ifas srasnda ve görevinin ifasyla<br />

ilgili olarak işlemesi durumunda bu suç bakmndan 4483 sayl<br />

Kanunun uygulanmas gerektiği düşünülebilir.<br />

Ancak 4483 sayl kanun, 2. maddesinin 1. fkrasnda “suçun niteliği<br />

yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma<br />

usullerine ilişkin hükümler sakldr” değinildiği için, inceleme konusu<br />

suç bakmndan 19.04.1990 tarih ve 3628 sayl “Mal Bildiriminde<br />

Bulunulmas Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu” hükümleri<br />

geçerlidir.<br />

- 243 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

3628 sayl kanunun 17/1. Maddesi uyarnca, edimin ifasna fesat<br />

karştrma suçuna yönelik soruşturma ve kovuşturma, idârî mercilerden<br />

soruşturma ve kovuşturma izni alnmadan doğrudan yaplacaktr 63 .<br />

Nitekim Yargtay 5. CD 05.06.2013 tarih, 2012/4644 esas ve 2013/6190<br />

karar sayl ilamnda; “…Edimin ifasna fesat karştrma suçunun 3628<br />

sayl Yasann 17. maddesi gereğince doğrudan soruşturulabileceği<br />

ve izne tabi olmadğ gözetilip, geçici ve kesin kabul işlemlerini<br />

yapan ve bu tutanaklarda imzalar bulunan kamu görevlileri<br />

haklarnda dava açtrlmas ve daha sonra bu dava dosyas ile<br />

birleştirilmesinin sağlanmasna müteakip, suç ve cezalarn şahsiliği<br />

ilkesi de gözetilerek, sanğn, hakknda dava konusu edilen edimin<br />

ifas sürecine Ersan Hillez İnş. Taah. Tic. Ltd. Şti. adna doğrudan<br />

veya dolayl olarak katlp katlmadğnn tespiti için ihale dosyasnda<br />

mevcut işyeri teslim tutanağ, yapm işleri geçici ve kesin kabul<br />

tutanaklar, hakediş vb. belgelerde firma kaşesi üzerindeki imzalarn<br />

sanğa ait olup olmadğ hususlarnda sank ve bu tutanaklarda<br />

isim ve imzalar bulunan kamu görevlilerinin dinlenmesinden ve<br />

gerekirse imza incelemesinin de yaptrlmasndan sonra,…” şeklinde<br />

karar vererek, bu suçun soruşturmasnn C. Savclarnca doğrudan<br />

yaplacağn hükme bağlamştr.<br />

Buna göre suç haberi alan savclk, doğrudan soruşturmaya başlamakla<br />

birlikte, suçun faillerinden birisinin kamu görevlisi olmas halinde<br />

durumu, memurun mensup olduğu daireye de haber verecektir. Ancak,<br />

kamu görevlisi hakknda yürütülen soruşturma gizli olduğundan<br />

ve sanğn çalştğ kuruma suçun ihbar edilmesi halinde delillerin<br />

karartlmas olaslğ bulunduğundan; daireye haber vermeden önce<br />

önemli görülen delillere el konulmas ve toplanmas ayrca daireye<br />

yaplan bildirimde ihbarn gizli olduğunun belirtilmesi soruşturmann<br />

sağlkl yürütülmesi açsndan faydal olacaktr. Savclk, yaptğ<br />

soruşturma neticesinde yeterli delil mevcut olduğu takdirde dava<br />

açacak, aksi halde takipsizlik karar verecektir.<br />

Ayrca, inceleme konusu suçla ilgili olarak ihbarlarn doğrudan<br />

Cumhuriyet Başsavclklarna yaplacağ, ihbar üzerine bir ihbar<br />

tutanağ düzenlenerek bir örneğinin muhbire verileceği, ancak acele<br />

ve gecikmesinde saknca bulunan hallerde tutanak düzenlenmesinin<br />

sonraya braklabileceği, yaplan ihbar veya takipsizlik karar ve<br />

iddianamenin Cumhuriyet Başsavclğnca, Maliye Bakanlğ Baş Hukuk<br />

63 3628 sayl kanunun 17. maddesinin 2. fıkrasnda, müsteşarlar, vali ve kaymakamlar hakknda birinci<br />

fıkra hükümlerinin uygulanmayacağ belirtilmektedir. Ayrca 3628 sayl kanunun 17/3. Fkrasnda<br />

“Görevleri veya sfatlar sebebi ile özel soruşturma ve kovuşturma usulüne tabi olan sanklarla ilgili<br />

kanun hükümleri sakldr.” Düzenlemesi getirilerek baz kamu görevlileri yönünden de 3628 sayl<br />

yasann 17/1. Maddesi uyarnca doğrudan soruşturma yaplamayacağn belirtmektedir.<br />

- 244 -


Mehmet Reis KOCA<br />

Müşavirliği ve Muhakemât Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu<br />

kurum veya kuruluşlarna bildirilmesi, 3628 sayl Kanunun değişik<br />

18. maddesinin hükmü gereğidir.<br />

Diğer taraftan, Cumhuriyet Savcs soruşturmaya başladğnda, haksz<br />

mal edinildiği ve haksz edinilen maln kaçrldğ yolunda delil ve<br />

emmâre elde ettiği takdirde 3628 sayl Kanun md. 19/2. fkras uyarnca<br />

sanıktan ve sanığın ikinci dereceye kadar kan ve sihrî hısımları ile gelini ve<br />

damadından mal bildiriminde bulunmalarını ister. Bu istemin sanğa ve diğer<br />

ilgililere ulaştğ tarihten itibaren yedi gün içerisinde mal bildiriminde<br />

bulunmalarnn zorunlu olduğu, müfettiş veya muhakkik tarafndan<br />

yaplmas halinde de, bu görevlilerin ayn yetkilere sahip bulunduklar,<br />

ayrca Cumhuriyet Savcs tarafndan kamu davas açlmadan önce,<br />

haksz edinildiği yolunda delil ve emmâre elde edilen para veya mal<br />

ile ilgili tedbirin alnmasn görevli mahkemeden veya para veya maln<br />

bulunduğu hukuk mahkemesinden isteyebileceği anlan hükmün<br />

zorunlu sonucudur. 64<br />

Ülkemizde yaplan yolsuzluk soruşturmalarnn en büyük eksiği, 3628<br />

sayl Kanun md. 17’de saylan, yolsuzluk suçlar ile ilgili soruşturma<br />

yaplrken, ayn faillerin haksz mal edinip edinmedikleri yönünde<br />

herhangi bir araştrma ve soruşturma yaplmamasdr. Oysa edimin<br />

ifasna veya ihaleye fesat karştrma, zimmet, rüşvet veya irtikap ve<br />

benzeri yolsuzluk suçlarn işleyen kamu görevlilerinin haksz mal edinip<br />

edinmediklerinin ayr bir soruşturmayla incelenmesi gereklidir. 3628<br />

sayl Yasann getiriliş gayesi hem yolsuzluktan kaynaklanan suçlarla<br />

daha iyi mücadele etmek hem de haksz edinilen mal ve paralarn<br />

tespitinin yaplarak müsaderesine karar verilmesini sağlamaktr.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu ile ilgili soruşturma yaplrken,<br />

CMK md. 128/1. fkra uyarnca “el koyma” tedbirine başvurulabilir.<br />

Çünkü, CMK’nn 128. maddesinde katalog şeklinde saylan suçlar<br />

içinde edimin ifasna fesat karştrma suçu da bulunmaktadr.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu ile ilgili soruşturma yaplrken,<br />

CMK’nn 135, 139 ve 140. maddelerinde saylan katalog suçlar içinde<br />

edimin ifasna fesat karştrma suçu bulunmadğndan, iletişimin<br />

denetlenmesi yolu (CMK md. 135), gizli soruşturmac(CMK md. 139)<br />

ile veya teknik takip yolu (CMK md. 140) ile delil toplanamayacaktr.<br />

Ancak, suçun örgüt kapsamnda işlendiğine dair delil ve emmâreler<br />

var ise, iletişimin denetlenmesi, gizli soruşturmac ve teknik takip yolu<br />

ile de delil toplanabilecektir.<br />

64 Baytemir, Erdal, age, s.61-62; Akçin, İhsan, age, s.117.<br />

- 245 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

IX. GÖREVLİ MAHKEME<br />

5235 sayl Adli Yarg İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye<br />

Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakknda Kanun md.<br />

11 uyarnca; edimin ifasna fesat karştrma suçunun yarglanmasnda<br />

asliye ceza mahkemesi görevlidir.<br />

X. DAVAYA KATILMA<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçlarnda davaya katlma ihaleye<br />

fesat karştrma suçundaki gibidir. Burada ksaca şu hususlar da<br />

ilave edilebilir.<br />

Edimin ifasna fesat karştrma suçu yönünden, katlma hususunda<br />

dikkat edilmesi gereken husus; 3628 sayl Kanun md. 18/2. fkra<br />

uyarnca yasada düzenleme altna alnan suçlarn mutlaka kamu<br />

görevlisinin çalştğ ilgili kuruma ve Maliye Bakanlğ Baş Hukuk<br />

Müşavirliği ve Muhakemât Genel Müdürlüğü’ne bildirilmesi ve davann<br />

ihbar edilmesi gerektiği hususudur. Fkra hükmü şöyledir; “Yukardaki<br />

fkraya göre yaplan ihbar veya takipsizlik karar ve iddianame<br />

Cumhuriyet başsavclğnca, Maliye Bakanlğ Baş Hukuk Müşavirliği<br />

ve Muhakemât Genel Müdürlüğü ile varsa diğer ilgili kamu kurum<br />

veya kuruluşlarna bildirilir. Hazine avukatnn yazl başvuruda<br />

bulunmas hâlinde Maliye Bakanlğ, başvuru tarihinde müdahil<br />

sfatn kazanr”.<br />

Anlan kanun kapsamnda düzenlenen suçlarla ilgili yaplan yarglama<br />

srasnda çoğu zaman Hazine veya ilgili kuruma davann ve kararn<br />

ihbar ve tebliğ edilmediği görüldüğünden, temyiz aşamasnda bu<br />

eksiklik giderilmekte ve çoğu zaman Hazine taraf davay temyiz<br />

ettiğinde katlan olarak davalara kabulüne karar verilerek dosyalarn<br />

temyiz incelemesi buna göre yaplmakla birlikte, davalarn boş yere<br />

uzamasna sebep olunmaktadr.<br />

XI. MÜSÂDERE<br />

Herhangi bir suçtan elde edilen mal veya kazanç müsâderesi TCK<br />

54 ve 55. maddelerinde düzenleme altna alnmştr. TCK’nn 54.<br />

maddesinde “Eşya müsaderesi” ve 55. Maddesinde ise “kazanç<br />

müsaderesi” düzenlenmiştir. Edimin ifasna fesat karştrma suçu,<br />

daha çok kazancn müsaderesi konusunu ilgilendirir. TCK’nn 55.<br />

maddesinin irdelenmesinde fayda vardr.<br />

TCK’nn 55. Maddesine göre “(1) Suçun işlenmesi ile elde edilen veya<br />

suçun konusunu oluşturan ya da suçun işlenmesi için sağlanan<br />

maddî menfaatler ile bunlarn değerlendirilmesi veya dönüştürülmesi<br />

sonucu ortaya çkan ekonomik kazançlarn müsaderesine karar<br />

- 246 -


Mehmet Reis KOCA<br />

verilir. Bu fkra hükmüne göre müsadere karar verilebilmesi için<br />

maddî menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir. /(2)<br />

Müsadere konusu eşya veya maddî menfaatlere elkonulamadğ veya<br />

bunlarn merciine teslim edilmediği hâllerde, bunlarn karşlğn<br />

oluşturan değerlerin müsaderesine hükmedilir.” denilmektedir. Bu<br />

Maddenin 1. fkrasnn son cümlesi uyarnca suçtan elde edilen bir<br />

kazanç veya mal yönünden “müsadere karar verilebilmesi için maddî<br />

menfaatin suçun mağduruna iade edilememesi gerekir.”<br />

Ayrca ihale kararna veya sözleşmesine bağl olarak ilgili idareye teslimi<br />

yaplan mal, hizmet veya eserin ihale karar veya şartnamesine uygun<br />

üretilmemesine veya sunulmamasna karşn, yüklenici ile kabul veya<br />

muayene komisyonu içinde yer alan kamu görevlileri veya bunlarn<br />

şerikleri ile yaptklar rüşvet sözleşmesine bağl olarak hileli hareketlerle<br />

mal, hizmet veya eserin kusursuz olduğu yönünde anlaştğ hallerde,<br />

kamu görevlileri ve şeriklerinin anlaşma karşlğnda elde ettikleri<br />

maddî menfaat, kazanç müsaderesi hükmüne tabidir (md. 55).<br />

Edimin ifasna fesat karştrarak maddî menfaat elde eden sanklarn<br />

elde ettikleri maddî menfaat ve kazançlarn müsaderesine karar<br />

verilmelidir. Bu noktada CMK’nn 128. maddesi uyarnca, edimin<br />

ifasna fesat karştrma suçunun işlenmesiyle elde edildiği şüphesi<br />

bulunan taşnmazlar ile hak ve alacaklara soruşturma veya kovuşturma<br />

evresinde el konulmas gerektiği hatrlanmaldr.<br />

TCK Madde 55/2.fkraya göre de, müsadereye konu mal veya değerlere<br />

elkonulamamş veya merciine teslim edilememiş ise, bunlarn karşlğn<br />

oluşturan değerlerin müsaderesine hükmolunur. Bu nedenle, şartlar<br />

oluştuğunda mahkemenin 55/2. madde uyarnca suç konusu eşyann<br />

ya da maddî menfaatlerin değeri olan ….TL’nin karşlğn oluşturan<br />

ayn miktar mal varlğnn zoralmna karar verilmelidir. Yargtay 5.<br />

CD, 55/2. madde uyarnca müsadere karar verilmediği takdirde, bu<br />

durumun kazanlmş hak teşkil etmediğini ve CMK 256/1. madde<br />

uyarnca sonradan da karar alnabileceğini kabul etmektedir.<br />

XII. DAVA ZAMANAŞIMI<br />

TCK md. 66/1. fkra (d) bendi gereğince suçun olağan zamanaşm<br />

süresi 15 yldr.<br />

<br />

KAYNAKÇA<br />

Abacoğlu, Muhittin, Kamu İhale Kanunu ve İlgili Mevzuat, Ankara-2003.<br />

- 247 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

Akbulut, Berrin, “Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu (TCK m.236),<br />

Ceza Hukuku Dergisi, Ağustos-2009.<br />

Akbulut, Berrin, “İhaleye Fesat Karştrma Suçu (TCK m.235), Ceza<br />

Hukuku Dergisi, 9/2009.<br />

Akçin, İhsan, Kamu İdaresinin Güvenirliliği ve İşleyişine Karş İşlenen<br />

Suçlar, Ankara- 2007<br />

Arslan, Çetin, İhaleye Fesat Karştrma Suçu, 3. Bask, Ankara 2012<br />

Arslan, Çetin/Azizağaoğlu Bahattin, Yeni Türk Ceza Kanunu Şerhi,<br />

Ankara-2004<br />

Artuk, Mehmet Emin/Gökcen Ahmet/Yenidünya A.Caner, Ceza Hukuku<br />

Özel Hükümler, 8. Bask, Ankara-2008 (Gözden Geçirilmiş)<br />

Artuk, Mehmet Emin/Gökcen Ahmet/Yenidünya A. Caner, Türk Ceza<br />

Kanunu Şerhi, Özel Hükümler, Ankara-2009<br />

Baytemir, Erdal, Açklamal- İçtihatl, Kamu İdaresinin Güvenirliliği<br />

ve İşleyişine Karş Suçlar ile Banka Zimmeti, Ankara- 2011<br />

Centel, Nur/Zafer, Hamide/Çakmut, Özlem, Türk Ceza Hukukuna<br />

Giriş, 3. Bas, İstanbul 2005<br />

Demirbaş, Timur, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Ankara-2006, 4. Bas.<br />

Doğanyiğit, Saadettin, Açklamal, Uygulamal, Sorun Çözümlü,Kamu<br />

İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu, Ankara, 2003<br />

Dönmezer, Sulhi, Kişilere ve Mala Karş Cürümler, 16. Bas.<br />

Dönmezer, Sulhi/ Erman, Sahir, Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku, C.I,<br />

14. Bas, 1999<br />

Eker-Kazanc, Behiye, İhaleye Fesat Karştrma ve Edimin İfasna Fesat<br />

Karştrma Suçlar, Ankara-2007.<br />

Erdağ, Ali İhsan, Ekonomi, Sanayi ve Ticarete İlişkin Suçlar, http://<br />

www.ceza-bb.adalet.gov.tr/makale.htm<br />

Erman, Sahir/Özek, Çetin, Ceza hukuku Özel Bölüm, Kamu Güvenine<br />

Karş işlenen Suçlar (TCK 316-368), İstanbul-1996<br />

Gök, Yaşar, Açklamal Kamu İhale Kanunu, Ankara-2003<br />

Gökcen, Ahmet, Yeni Ceza Kanunu’nda İhaleye ve Edimin İfasna Fesat<br />

Karştrma Suçlar, Hukuk ve Adalet-2005.<br />

Gözler, Kemal, İdare Hukuku Dersleri, Ekin Basm Yaym Dağtm,<br />

Bursa Kasm-2010 (Tpk Ek Bask.)<br />

- 248 -


Mehmet Reis KOCA<br />

Güçlü, Ali Osman/ Şimşek, Abdullah, Kamu İhale Kurulu Kararlar<br />

Işğnda Kamu İhale Kanunu ve Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu,<br />

Ankara-2004<br />

İsbir, Begüm, Kamu İhalelerine Katlma Yasağ, Turhan Kitabevi,<br />

Ankara 2011.<br />

Karabulut, Mustafa, İdari Yaptrmlarn Hukukî Niteliği Ve Anayasa<br />

Mahkemesinin Kabahatler Kanunu Hakkndaki Karar, Terazi Hukuk<br />

Dergisi Yl: 1, Say: 3 Kasm 2006, s.64.<br />

Koca, Mahmut/Üzülmez İlhan, Türkiye Adalet Akademisi Dergisi, Nisan<br />

2013-Say 13, “İhaleye Fesat Karştrma Suçu” Adl Makale,<br />

Kutlu- Gürsel, Meltem, Kamu İhale Sürecinde Rekabetin Bozulmas,<br />

Tekinalp Armağan, C.III, İstanbul-2003, s. 598 ve devam.<br />

Meran, Necati, İhaleye Fesat Karştrma ve Edimin İfasna Fesat<br />

Karştrma Suçlar, Seçkin Ankara 2011<br />

Özbek, Veli Özer / Kanbur, Nihat / Bacaksz, Pnar / Doğan, Koray/<br />

Tepe, İlker, Türk Ceza Kanunu Genel Hükümler, Seçkin 2010<br />

Özbek, Veli Özer, TCK İzmir Şerhi, Yeni Türk Ceza Kanununun Anlam,<br />

C.I, 3. Bask, Ankara-2006.<br />

Özek, Ali/ Kaya, Osman, Açklamal Kamu İhale Rehberi, Ankara-2003<br />

Özgenç, İzzet, İhale Sürecinde İşlenen Suçlar, 3. Bas, Ankara 2013,<br />

Özgenç, İzzet, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, 7. Bas, Ankara<br />

2012<br />

Özgenç, İzzet, Türk Ceza Kanunu Gazi Şerhi, Genel Hükümler,<br />

Ankara-2005<br />

Öztürk, Bahri/Erdem Mustafa Ruhan, Temel Bilgiler-4, Ceza Hukuku,<br />

Genel Hükümler ve özel Hükümler (Kişilere ve Mala Karş Suçlar),<br />

Ankara- 2005.<br />

Parlar, Ali; Tefecilik ve İhale Sürecinde İşlenen Suçlar, Bilge Yaynevi<br />

2011,<br />

Sartaş, Hatice; İhaleye Fesat Karştrma Ve Edimin İfasna Fesat<br />

Karştrma Suçlar, Sayştay Dergisi, Say 73, s.61.<br />

Savaş, Vural/ Mollamahmutoğlu, Sadk, Türk Ceza Kanunu’nun<br />

Yorumu, Ankara-1995<br />

Sezer, Yasin, “ ‘İyi İdare İçin’ Yönetimde ve Kamu İhalelerinde Açklk<br />

(Şeffaflk)” İÜSBFD, S. 26, Mart 2002.<br />

- 249 -


Edimin İfasna Fesat Karştrma Suçu ve Uygulamada Öne Çkan Sorunlar<br />

Soyaslan, Doğan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Yetkin Yaynlar, 8.<br />

Bask, Ankara-2010<br />

Şafak, Ali, Ansiklopedik Hukuk Sözlüğü, 4. Bask, Ankara, s.138<br />

Şahinkaya, Yalçn; Suçsuzluk Karinesi, Seçkin Ankara 2008<br />

Şener, Esat, Hukuk Sözlüğü, Ankara 2001, s.221.<br />

Taşdelen, Aziz, Kamu Harcama Hukukunda İhale Süreci, Ankara-2004<br />

Uz Abdullah, Kamu İhale Hukuku, Turhan Kitabevi, Ankara 2005.<br />

Yaşar, Osman/Gökcan, Hasan Tahsin/ Artuç, Mustafa, Türk Ceza<br />

Kanunu Şerhi, Ankara-2010.<br />

Yaşin, Mehmet, Doğrudan Temin Usulü İle Yaplan Kamu Satn Almlar<br />

Sürecinde Oluşacak Yasak Fiil Ve Davranşlarn İhaleye Fesat Karştrma<br />

Suçuna Konu Edilmesi Mümkün Müdür, Yaklaşm Dergisi / Şubat<br />

2007 / Say: 170<br />

Yazcoğlu, Ylmaz, Devlet Alm-Satm ve Yapmna Fesat Karştrma<br />

Suçu, İBD 1994/1-2-3, s. 136 vd.<br />

- 250 -


ASKERİ MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI VE<br />

MAHKEMELERİN İŞLEYİŞİ İLE İLGİLİ YAPILAN<br />

DEĞİŞİKLİKLERİN YARGI BAĞIMSIZLIĞI AÇISINDAN<br />

DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Fazl ALTINORDU<br />

Haymana Hakimi<br />

ÖZET<br />

Ükemizde hukuk sistemimiz içerisinde, askeri yarg’nn yeri tartşlagelen<br />

bir konudur. Askeri yarg adli ve idari yargdan bağmsz olarak çalşan bir<br />

kurumdur. Görev ve yetki alan farkldr. Varlk sebebi olarak ise; özellikle<br />

savaş veya skyönetim durumlarnda ortam koşullarnn çok daha farkl<br />

olmas, özellikle askeri personel açsndan yarglama usul ve hükümlerinin<br />

çeşitlilik arz etmesi olarak gösterilmiştir. Özellikle dünya savaşlarnn sona<br />

ermesi ile bu yarg türünün gerekliliği hakknda şüpheler oluşmuştur. Bu<br />

kapsamda birçok görüş ileri sürülmüştür. Bu mahkemelerde görev yapanlarn<br />

tarafszlğ ve yarglananlarn haklarnn ihlal edilip edilmediği tartşma<br />

konularnn başnda gelmektedir. Bu çalşmada da özellikle Askeri yarg’da<br />

görev yapan hakim ve savclarn konumlar, göreve gelme ve çalşma usulleri<br />

ile Ülkemizde yaplan son referandum ile yaplan kanuni düzenlemelere yer<br />

vermeye çalştm. Bu açklamalar şğnda Askeri yarg ile Adli Yarg çalşma<br />

prensipleri arasndaki farkllklar açkladm. Son olarak da farkl görüşler<br />

şğnda, Ülkemizde Adli Yarg sistemi dşnda böyle bir yarg sisteminin<br />

gerekliliği konusuna yer verdim.<br />

Anahtar Kelimeler<br />

Askeri Yarg, Askeri Mahkemeler, Adli Yarg, Hakim ve Savclar,<br />

ABSTRACT<br />

The place of the Military court in our country’s case system has always been<br />

a much debated question. Military Jurisdiction is an establishment which<br />

works freelance from Ordinary Justice and Administrative Justice. Military<br />

Justice differs from judicial parts in terms of its subject matter jurisdiction<br />

and venue. Military courts are empowered to determine the guilt of members<br />

of the armed forces subject to military law, and, if the defendant is found<br />

guilty, to decide upon punishment. The reason of their existences is shown<br />

as a requirement and also it is contended that they should be exist due to<br />

their distinct procedure. Besides different conditions and circumstances<br />

between wartime and peacetime are accepted as another notable reason for<br />

their existence. However in the sequel of wold wars their independence and<br />

the possibility of violation of respondent`s rights are the most considerable<br />

matter of debate. In this study I have especially tried to feature the nomination<br />

- 251 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

and the working procedure of the judges and public prosecuters and the legal<br />

regulatons made with the last referendum in our country.I have explained the<br />

differences between the Military court’s and the ordinary courts’ method of<br />

operation.finally I explained the necessity of the military court system other<br />

than the ordinary courts.<br />

Key Words<br />

Military Jurisdiction, Military Court, Ordinary Justice, Judges and Public<br />

Prosecuters<br />

GİRİŞ<br />

<br />

İnsan haklar, Avrupa’da ve Ülkemizde günden güne gelişen ve önemsenen<br />

bir kavramdr. İnsan haklarnn içinde yer al an ve Avrupa İnsan<br />

Haklar Sözleşmesi başta olmak üzere bir çok uluslararas ve ulusal<br />

belgelerde yer verilen adil yarglanma hakk da bunlar arasnda en çok<br />

gündemde olan bir konudur. Adil yarglanma hakk kapsamnda suç<br />

işleyen bir kimsenin yarglanacağ yarg sistemi ve özellikleri, bu hakkn<br />

korunmas bakmndan çok önemlidir. İşte askeri yarg sistemi içinde<br />

yaplan düzenlemeler de, özellikle bu hakkn sağlanabilmesi amacyla<br />

gerçekleştirilmiştir. Bir suçun askeri suç saylarak, bu mahkemelerin<br />

yarglama konusu içinde kalmas için baz özellikleri taşmas gerekir.<br />

Bu özellikler tespit edilirken; adil yarglanma hakkna riayet edilmemesi<br />

durumunda ise ciddi hak ihlalleri ortaya çkabilmektedir. Bir yandan<br />

her geçen gün farkl kanuni düzenlemelerle bu ihlallerin önüne geçilme<br />

çalşmalar devam ederken bir yandan da aşağda ayrntl olarak yer<br />

vereceğimiz gibi bu yarg sisteminin gerekliliği tartşmalar da devam<br />

etmektedir.<br />

A. Askeri Mahkemelerin Kuruluşu<br />

1982 Anayasas’nn 145. maddesinde askeri yarg ile ilgili düzenleme<br />

yaplmştr. Ancak bu mahkemelerin kuruluşu daha eski tarihlere<br />

dayanmaktadr. Anayasamzn ilgili maddesinde şu hükme yer<br />

verilmiştir: “Askeri yarg, askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri<br />

tarafndan yürütülür. Bu mahkemeler; asker kişiler tarafndan işlenen<br />

askeri suçlar ile bunlarn asker kişiler aleyhine veya askerlik hizmet<br />

ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla<br />

görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine<br />

karş suçlara ait davalar her halde adliye mahkemelerinde görülür.<br />

Savaş hali haricinde, asker olmayan kişiler askeri mahkemelerde<br />

yarglanamaz. Askeri mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve<br />

hangi kişiler bakmndan yetkili olduklar; kuruluşlar ve gerektiğinde<br />

bu mahkemelerde adli yarg hakim ve savclarnn görevlendirilmeleri<br />

- 252 -


Fazl ALTINORDU<br />

kanunla düzenlenir. Askeri yarg organlarnn kuruluşu, işleyişi,<br />

askeri hakimlerin özlük işleri, askerî savclk görevlerini yapan askeri<br />

hakimlerin görevli bulunduklar komutanlkla ilişkileri, mahkemelerin<br />

bağmszlğ ve hakimlik teminat esaslarna göre kanunla düzenlenir.”<br />

Askeri mahkemelerin kuruluşu, 25 Ekim 1963 tarih ve 353 sayl Askeri<br />

mahkemelerin Kuruluşu ve Yarglama Usulü Kanunu ile düzenlenmiştir.<br />

Bu Kanunun birinci maddesinde; “ Türk Milleti adna yarg yetkisini<br />

kullanacak askeri mahkemeler; kolordu, ordu ve kuvvet komutanlklar<br />

ile Genelkurmay Başkanlğ nezdinde Milli Savunma Bakanlğnca<br />

kurulur. Kuvvet Komutanlklarnn yapacaklar teklif veya Genelkurmay<br />

Başkanlğnn, doğrudan doğruya göstereceği lüzum üzerine, diğer<br />

kta komutanlklar veya askeri kurum amirlikleri nezdinde de Milli<br />

Savunma Bakanlğnca askeri mahkeme kurulabilir ve ayn yolla<br />

kaldrlabilir “ hükmü yer almştr.<br />

1) Askeri mahkemelerin Tarihçesi<br />

Osmanl Devleti zamannda askeri snf tabiri çok geniş kapsaml olarak<br />

anlaşlmaktayd. Genel yarg sistemi yannda yer alan askeri yarg<br />

örgütü, ilk olarak Orhan Bey zamannda daimi ordunun kurulmasyla<br />

hayata geçmiştir. I. Murat zamannda yeniden oluşan ordunun niteliği<br />

ile ordu mensuplarnn toplum içindeki konumlarna göre, bu kişiler<br />

hakkndaki davalar ile ilgilenecek bir makam bulunmas ihtiyac<br />

doğmuştur. Bu nedenle de bir kad atamas yaplmştr ki bu kadya,<br />

kad asker anlamnda kazasker ismi verilmiştir. Başlangçta sadece<br />

askerlerin yarglanmasna bakan bu kişiler, zamanla devlet içindeki<br />

diğer kadlar denetleyen, kararlarn itirazlarna bakabilen, hatta diğer<br />

kadlarn atamalarn dahi yapabilen bir konuma gelmiştir. Tüm bu<br />

nedenlerle kazasker, Osmanl Devleti’nde yargnn baş olan bir makam<br />

haline gelmiştir. 1<br />

Cumhuriyet döneminde ise, Ülkemizde, askeri yargyla ilgili ilk<br />

düzenleme; 1631 Sayl Askeri Muhakeme Usulü Kanunu, 1898 tarihli<br />

Alman Askeri Muhakeme Usulü Kanunu esas alnarak; 1632 Sayl<br />

Askeri Ceza Kanunu ise 1898 tarihli Alman Askeri Ceza Kanunu, 1928<br />

tarihli Fransz Askeri Ceza Kanunu ve Belçika Askeri Ceza Kanunu esas<br />

alnarak hazrlanmştr. 1631 Sayl Kanun ile hukukçu olmayan bir<br />

başkan ile iki üyeden oluşan ve erbaş ve erlerin basit suçlarna bakan<br />

Alay Askeri mahkemeleri; erden binbaşya kadar askerleri yarglayan<br />

Tümen Askeri mahkemeleri; erden albaya kadar askerleri yarglayan<br />

Kolordu ve Ordu Askeri mahkemeleri; erden mareşale kadar askerleri<br />

yarglayan Genelkurmay Başkanlğ Askeri mahkemesi (Savaşta,<br />

1 YAMAN Derya, YAMAN Murat, Uyuşmazlk Mahkemesi Ve Askeri yargtay Kararlar Işğnda Askeri<br />

yarg Ve Adli Yarg Arasndaki Görev Sorunlar, Seçkin Yaynlar, Ankara, 2001,s.27-28<br />

- 253 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

Başkomutanlk Askeri mahkemesi adyla) ile her dairesi iki hukukçu<br />

üye ile üç subay üyeden oluşan iki daireli Askeri Temyiz Mahkemesi<br />

(Askeri yargtay) kurulmuştur. Alay Askeri mahkemeleri dşnda kalan<br />

mahkemeler, ağr ceza mahkemeleri yetkisinde ve sanktan daha üst<br />

rütbede iki subay üye ile bir askeri adli hakimden oluşurdu. Askeri<br />

adli hakim için rütbe şart aranmazd. Bu mahkemelerde ayrca<br />

savclk görevi yapan bir askeri adli hakim bulunurdu. 1631 Sayl<br />

Kanun 13. madde uyarnca, yarglamaya ilişkin geniş yetkileri olan<br />

ve refakatinde askeri mahkeme kurulan kt’a komutan veya kurum<br />

amiri ile bunlarn üstlerinden oluşan “adli amirlik “ ihdas edilmiştir.<br />

Adli amirler, hiyerarşik bağlant içinde ve Milli Savunma Bakan’na<br />

bağlydlar. Adli yargda savcya ait olan görevi, askeri yargda askeri adli<br />

hakim veya adli subayn katlmas ile adli amir yerine getirirdi. 1631<br />

Sayl Kanun, 1963 ylnda 353 sayl Askeri mahkemeler Kuruluşu ve<br />

Yarglama Usulü Kanunu ile yürürlükten kaldrlmştr. <br />

1982 Anayasası’nda 1961 Anayasası’nda olduğu gibi askeri mahkemelere ayrı bir<br />

maddede yer verilmiştir. 1982 Anayasası’nın 145. maddesinde, askeri yargının<br />

hangi mahkemelerden oluştuğu, görev ve yetki sınırlarının ne olduğu belirtilir.<br />

1982 Anayasası ile, askerin sistem içerisindeki özerk ve üstün konumunu daha da<br />

pekiştirdiğini söylemek mümkündür. 1982 Anayasası, askeri yargıya ilişkin 1961<br />

Anayasasıyla kurulan düzeni büyük ölçüde koruma altına almıştır. Ayrıca 1982<br />

Anayasası, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin görev alanını daha da genişletmiştir.<br />

1961 Anayasasının Danıştay başlıklı 140. maddesinin son fıkrasında düzenlenen<br />

bu yüksek mahkeme, 1982 Anayasasında 157. maddede Askeri Yüksek İdare<br />

Mahkemesi başlığı altında düzenlenmiştir. Böylece AYİM, askeri olmayan makamlarca<br />

tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren idari işlem ve eylemlerden doğan<br />

uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece bir yüksek mahkeme<br />

durumuna getirilmiştir. 2<br />

2) Askeri mahkemelerin Yaps<br />

353 sayl Askeri mahkemeler Kuruluşu Ve Yarglama Usulü Kanunu<br />

askeri mahkemelerin yaps hakknda ayrntl düzenlemeler getirmiştir.<br />

Adil yargılama yapılabilmesinin ilk şartı, yargılamanın bir “mahkeme” tarafından<br />

yapılmasıdır. Askeri mahkemeler, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları<br />

bakımından bir “mahkeme” olarak kabul edilebilir. Zira bu kurumun bir “yargısal rol”<br />

ifa ettiğinden ve bir “adli fonksiyona” sahip bulunduğundan şüphe yoktur. Ayrıca,<br />

askeri mahkemeler, 1982 Anayasası’nın 145. maddesi tarafından öngörülmüş ve 353<br />

sayılı Askeri mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunuyla kurulmuşlardır.<br />

Dolayısıyla askeri mahkemeler kanunla kurulduğundan mahkemelerin kanuniliği<br />

koşulu yerine getirilmiştir. 3<br />

2 ERDEM Fazl Hüsnü, COŞKUN Vahap, Askeri yarg Ve Askeri Vesayet, Seta Analiz, 2009,s.9<br />

3 GÖZLER Kemal, Askeri yarg Organlarnn AİHS’ne Uygunluğu Sorunu, İnsan Haklar Yllğ, Cilt 21-22,<br />

- 254 -


B. Mahkemelerin Bağmszğ<br />

Fazl ALTINORDU<br />

353 sayl Askeri mahkemelerin Kuruluşu Ve Yarglama Usulü Kanunu,<br />

görev esasn tespit ederken, failin şahsiyetine ve işlenilen suçun<br />

içeriğine göre bir düzenleme yoluna gitmiştir. Askeri yargda görev,<br />

suç failinin sfat veya işlediği suçun niteliği bakmndan tabi olacağ<br />

mahkemeyi tayin açsndan esas alnan noktalardr. Ad geçen Kanunun<br />

9. maddesi; “ Askeri mahkemeler kanunlarda aksi yazl olmadkça,<br />

asker kişilerin askeri olan suçlar ile bunlarn asker kişiler aleyhine<br />

yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara<br />

ait davalara bakmakla görevlidirler” hükmüne yer vermiştir. 4 Bu<br />

maddede önceden yer alan “askeri mahalde işledikleri suçlar” şeklindeki<br />

ifade, Anayasa Mahkemesinin 15.03.2012 tarihli karar ile iptal<br />

edilmiştir. Askeri yargnn görev alann düzenleyen Anayasa’nn 145.<br />

maddesinde değişiklik yaplmştr. Değişiklikle askeri yargnn görev<br />

alan daraltlarak, askeri mahal kavram anayasadan çkartlmştr.<br />

Değiştirilen 145. madde metni: “... Bu mahkemeler; asker kişiler<br />

tarafndan işlenen askeri suçlar ile bunlarn asker kişiler aleyhine<br />

veya askerlik hizmet ve görevleriyle ilgili olarak işledikleri suçlara ait<br />

davalara bakmakla görevlidir. Devletin güvenliğine, anayasal düzene<br />

ve bu düzenin işleyişine karş suçlara ait davalar her halde adliye<br />

mahkemelerinde görülür.” şeklindedir. Hava Kuvvetleri Komutanlğ<br />

Hava Eğitim Komutanlğ Askeri mahkemesi, anayasa değişikliği sonras<br />

Askeri mahkemeler Kuruluşu ve Yarglama Usulü Kanunu’nun 9.<br />

maddesinde yer alan ‘...askeri mahallerde...’ ibaresinin iptaline karar<br />

verilmesi istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne dava açmştr. Anayasa<br />

Mahkemesi ise, 15 Mart tarihli toplantsnda askeri mahkemelerin<br />

görevlerinin sayldğ Kanunun 9. maddesinin Anayasa’da olmayan<br />

bir yetkiyi bu mahkemelere verdiği sonucuna varldğ gerekçesi ile<br />

iptal karar vermiştir. 5<br />

Referandum öncesinde, bu kanun görev alan ile ilgili asker kişilerin<br />

dşnda sivillere yönelik bir ayrm da getirmiştir. Şöyle ki; 14. maddenin<br />

ikinci fkras; askeri mahkemeleri, askerler dşnda, asker olmayan<br />

kişilerin özel kanunda belirtilen askeri suçlar ile kanunda gösterilen<br />

görevlerini ifa ettikleri srada askerlere karş işledikleri suçlara da<br />

bakmakla görevli klmşt. Ancak 5982 sayl Kanunun 15. maddesi ile bu<br />

kanun hükmü de değiştirilmiştir. Buna göre; savaş hali haricinde, asker<br />

olmayan kişiler Askeri mahkemelerde yarglanamayacak ayrca askeri<br />

mahkemelerin savaş halinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakmndan<br />

1999-2000, s.77-93.<br />

4 YAMAN Derya, YAMAN Murat,age.,s.59<br />

5 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000223&co<br />

ntent=askeri mahal<br />

- 255 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

yetkili olduklar; kuruluşlar ve gerektiğinde bu mahkemelerde adli yarg<br />

hakim ve savclarnn görevlendirilmeleri de yine kanuni düzenleme<br />

ile mümkün olabilecektir.<br />

1) Bağmszlk Açsndan Askeri Hakim Ve Savclarn Durumu<br />

Askeri mahkemelerde görev yapacak hakimlerin nitelikleri için;<br />

“Askeri hakim ve askeri savclk snfna kabul olunabilmek için: Türk<br />

vatandaş olmak, Türk Silahl Kuvvetleri Sağlk Yeteneği Yönetmeliğinde<br />

belirlenen sağlk şartlarna sahip olmak, taksirli suçlar hariç olmak<br />

üzere; affa veya zamanaşmna uğramş yahut ertelenmiş olsa bile,<br />

bir cürümden hükümlü bulunmamak veya ceza soruşturmas veya<br />

kovuşturmas altnda olmamak, sarhoşluğu, kumar oynamay adet<br />

edinmiş veya kumar oynatmş olmamak, yahut kendisinin veya ana ve<br />

babasnn ve varsa eşinin ahlak yönünden kötü hali bulunmadğnn<br />

veya kendisinin yasa dş tutum ve davranşlar olmadğnn yaptrlacak<br />

araştrma sonunda anlaşlmş bulunmak şartlar getirilmiştir.(357<br />

s.K.md.1) Askeri hakim olarak görev yapacak muvazzaf subaylar için<br />

yine Askeri Hakimler Kanununda belirli şartlar getirilmiştir. Buna<br />

göre, muvazzaf subaylardan, hukuk fakültesini kazanan ve istekli<br />

olanlar için, bulunduklar kurum tarafndan Türkiye’deki hukuk<br />

fakültelerinin öğrenim sürelerinden bir yl fazla süre ile izinli saylarak<br />

hukuk öğrenimi yapmak üzere bu fakültelere gönderilmeleri hüküm<br />

altna alnmştr.(357 s.K..md.2,3)<br />

Askeri hakim olacak kişilere kanunda yazl özellikleri taşyanlar için,<br />

Milli Savunma Bakanlğ tarafndan snav düzenlenir. (357 s.K..md.8)<br />

Snavda başarl olanlar için bir yllk adaylk süresi sözkonusudur.<br />

Bu süreyi de gereği gibi tamamlayanlar farkl esaslar gözönünde<br />

bulundurularak askeri hakim yardmcs yada askeri hakim yardmcs<br />

olarak atanrlar ve üç yl süre ile bu görevi de başar ile devam ettirenler<br />

askeri hakim yada savc olarak atanmaya hak kazanrlar.(357 s.K..<br />

md.9,10,11) Burada askeri hakimliğe atanma karar tamamen yürütme<br />

organnn elindedir. Ne var ki, Avrupa İnsan Haklar Divan, mahkeme<br />

üyelerinin bir bakan veya hükümet kararyla atanmasnn her zaman<br />

ve muhakkak olarak bağmszlk yokluğu anlamna gelmediğine karar<br />

vermiştir. 6<br />

Askeri mahkemelerde görev yapan, askeri hakimler, adli yargıdan farklı olarak,<br />

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından atanmamaktadırlar. Askeri hakimlerin<br />

atanmasını, Milli Savunma Bakanlığı yapmaktadır. 7<br />

Askeri hakim ve savclarn ayrca sivil hakim ve savclardan farkl olarak<br />

6 GÖZLER Kemal, age(1),s.86<br />

7 GÖZLER Kemal, Türk Anayasa Hukuku,Ekin Kitabevi Yaynlar, Bursa,2000,s.832<br />

- 256 -


Fazl ALTINORDU<br />

mesleki sicil belgelerinin haricinde meslekleri -daha doğrusu subaylk<br />

hayat- boyunca tutulan ikinci bir sicilleri de vardr ki bu da subay<br />

sicil belgesidir. (357 s.K..md.12). Bu sicil, en fazla eleştiriye neden<br />

olan bir sicil türüdür. Bunun nedeni ise, subay sicillerinin mesleki<br />

esasa göre değil; subaylk esaslarna göre doldurulmas, bu yönüyle<br />

de meslekten olmayan rütbeli subaylarca düzenleniyor olmasdr. Bu<br />

siciller, sicil amirlerinin snfna göre değişmekle birlikte, askeri hakim<br />

ve savclarn sicil amirleri; bir üst görev yerinde bulunan komutan veya<br />

amir durumundaki subaylardr.(357 s.K..md.12/3). Amir durumundaki<br />

bu subaylar; bir adli makam değil, askeri bir makamdr. Subay sicil<br />

belgesi ve mesleki sicil belgesine ait sicil tam notu ayr ayr verilir.<br />

Hakimin terfiinde bu iki sicil notunun ortalamas alnr. Ayrca general<br />

ve amiralliğe yükselecek albaylarla general ve amiralliğin üst rütbelerine<br />

yükseleceklerin saptanmas ve değerlendirilmesi işlemlerinin yaplmas,<br />

yine idari bir kurul olan Yüksek Askeri Şurann yetkisindedir. 8 Askeri<br />

hakimlerin terfileri yarı yarıya adli bir makam olmayan askeri komutanlarının<br />

verecekleri sicil notlarına bağlıdır. Sicil notu veren bu kişiler herhangi bir suç<br />

işlediklerinde yine askeri mahkemelerce yargılanmaktadırlar. 9<br />

Askeri hakim ve savclarn tayinleri de subaylk vazifeleri gereği<br />

bağl olduklar makamlar tarafndan yaplr. Buna göre bu kişilerin<br />

yer değiştirmeleri; Silahl Kuvvetler mensuplarnn nakil ve tayinleri<br />

hakkndaki hükümler esas alnarak Milli Savunma Bakan ve Başbakann<br />

müşterek kararnamesi ile Cumhurbaşkann onayna sunulmak suretiyle<br />

gerçekleştirilir (357 s.K..md.19).<br />

Askeri hakimlerin görevlerinden dolay veya görevleri srasnda<br />

işledikleri suçlar veya sfat ve görevlerinin gereklerine uymayan<br />

hal veya eylemleri yahut askeri yargya tabi şahsi suçlar şikayet ve<br />

ihbar edilir veya cereyan eden işlemlerden öğrenilirse; soruşturma<br />

izni verilmesine lüzum olup olmadğnn tesbiti için Milli Savunma<br />

Bakan tarafndan -ilgili şahstan daha kdemli olan- bir askeri adalet<br />

müfettişi görevlendirilir (357 s.K..md.23). Askeri Adalet Teftiş Kurulu<br />

Yönetmeliğine göre, ilgili hakim için soruşturmay yürüten kişi; üst<br />

subay rütbesinde bir askeri hakimdir. Buna rağmen ilgili hakim için<br />

soruşturma konusunda son karar verecek olan bizzat Milli Savunma<br />

Bakan’dr (357 s.K..md.25). Adli Yarg’da ise bu yetki bağmsz bir<br />

kurum olan Hakimler Ve Savclar Yüksek Kurulunda’dr.<br />

353 sayl Kanunun mülga 3,4 ve 5. maddelerinde askeri mahkemelerde<br />

bulunacak “subay üyeye” yer verilmişti. Bu subay üyeler için Kanunun<br />

mülga 4. maddesine göre, “subay üyeler ile yedekleri nezdinde askeri<br />

8 GÖZLER Kemal, age(1),s.88<br />

9 GÖZLER Kemal, age(2),,s.833<br />

- 257 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

mahkeme kurulan komutan veya askeri kurum amiri tarafndan her<br />

yln Aralk aynda o mahkemenin yetkisine giren birlik ve kurum<br />

mensuplar arasndan bir yl süre ile değiştirilmemek üzere seçilir”.<br />

Görüldüğü gibi bu üyelerin atanmas tamamen birlik komutannn elinde<br />

olan bir yetkiydi. Üstelik bu üyeler, sadece bir yl için atanmaktaydlar.<br />

Ve tekrar atanmas yine birlik komutannn takdirine bağlyd. Bu<br />

tür üyenin kendi birliğindeki asl görevi de devam etmekte olup,<br />

asl görevi bakmndan ise tamamen birlik komutanna tabiydiler.<br />

Bu nedenle askeri mahkemenin subay üyesine birlik komutannn<br />

etki yapmas ihtimal dahilindeydi. 10 Ancak Anayasa Mahkemesi’nin<br />

07.05.2009 tarihli karar 353 sayl Kanunun 2. maddesinde yer alan<br />

“subay üye” hükmü iptal edilmiştir. Böylece askeri mahkemede görev<br />

yapan kişilerin tamam askeri hakim ve savclardan oluşmaktadr.<br />

İptal isteminin gerekçesi olarak; askeri mahkemelerdeki üyelik görevlerine<br />

teşkilatında askeri mahkeme kurulan komutan veya kurum amiri tarafından bir<br />

yıllık süre için görevlendirilen subay üyelerin hukukçu olmadıkları, hakimlik<br />

bakımından herhangi bir yasal güvencelerinin bulunmadığı, 926 sayılı Askeri<br />

Personel Kanunu’na tabi oldukları, asıl görevlerinin mahkeme üyeliği olmadığı,<br />

teşkilatında askeri mahkeme kurulan komutanlık tarafından görevlendirildikleri,<br />

bu işi esas kadro görevleriyle birlikte yürüttükleri, yasada seçilecek üyelerin sayısı<br />

ve hangi rütbede kaçar adet seçilecekleri düzenlenmediğinden adli amirin subay<br />

üyeyi seçme konusunda mutlak bir yetkisinin bulunduğu, nitelikleri tutan bir<br />

subayı dilediği davada subay üye olarak belirleyebildiği, atanma ve sicil bakımından<br />

doğrudan idareye bağlı oldukları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Devlet<br />

Güvenlik Mahkemelerindeki askeri üyeler hakkında verdiği kararlar da göz önünde<br />

bulundurulduğunda itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 9., 10., 37., 138. ve 140.<br />

maddelerine aykırı olduğu , ayrıca askeri mahkemelerde görevlendirilen subay<br />

üyeler askeri hakim olmadıkları ve bu görevi asıl görevlerine ek olarak yerine<br />

getirdikleri için, bunlara mesleki sicil verilmemekte, yükselmeleri genel kurallara<br />

göre yapılmakta ve sicilleri askeri hiyerarşi içerisinde kendi üstleri tarafından<br />

düzenlenmesi gösterilmiştir. Askeri mahkemelerde bulunan subay üyelerin hiyerarşik<br />

düzene bağlı olan görevlendirilme süreci, sicillerinin düzenlenmesi, disiplin cezası<br />

verilmesi gibi hususlar göz önünde bulundurulduğunda; askeri mahkemelerde görev<br />

yaptıkları süre içerisinde de hiyerarşik ilişkinin devam ettiği, bu durumda, hakim<br />

olarak sahip olmaları gereken bağımsızlıklarının -meslekten hakim olmadıkçasağlanmasının<br />

mümkün olmadığı belirtilmiştir. 11<br />

Askeri hakim ve savcılar açısından disiplinsizlik de dahil olmak üzere çeşitli sebeplerle<br />

Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayırma işlemi, 926 sayılı TSK Personel Kanunu’nun<br />

94. maddesi gereğince Yüksek Askeri Şura kararı ile yapılır. Buraya sevkedilecek<br />

10 GÖZLER Kemal, age(1),s.89<br />

11 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=2782&content<br />

=subay üye<br />

- 258 -


Fazl ALTINORDU<br />

personel ile ilgili olarak, Genel Kurmay Başkanlığı’nca durumu ayırmaya uygun<br />

görülenlerin işlemi Yüksek Askeri Şura tarafından yapılır. 12<br />

1612 sayılı Kanun gereğince, TSK personeli hakkında karar verecek bu şuranın<br />

başkanlığını, aynı zamanda hükümetin başı olan Başbakan yapmaktadır. Adli Yargıda<br />

ise hakim ve savcıların meslekten ihraç kararı, Hakimler Ve Savcılar Yüksek Kurulu<br />

tarafından verilmektedir. Ayrıca, 18.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren Hakimler Ve<br />

Savcılar Yüksek Kurulu’nun 33/5. maddesi gereğince, meslekten çıkarma cezasına<br />

ilişkin kesinleşmiş kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulabilmektedir.<br />

Son olarak da, 357 sayılı Kanunun 21. maddesinin kadrosuzluk nedeniyle<br />

ayrlmaya ilişkin hükümleri “kadrosuzluk nedeniyle askeri hakimlerin<br />

yasal yaş snrndan önce emekli edilmelerinin idarenin takdirine<br />

brakldğ bir ortamda, hakimlerin güvenceli, mahkemelerinde bağmsz<br />

olduklarndan söz edilemeyeceği” gerekçesiyle Anayasa Mahkemesince<br />

iptal edilmiştir. 13<br />

Tüm bu düzenlemelerden de anlaşlabileceği gibi, askeri hakim<br />

ve savclarn bağmszlğ yönünde ciddi çalşmalar yürütülmekte<br />

ve düzenlemeler yaplmaktadr. Genel olarak yarg düzeni içinde;<br />

yargçlarn bağmszlğndan söz edebilmek için dş müdahalelere<br />

karş korunmas sağlandğ kadar yargnn iç işleyişinin de bağmsz<br />

biçimde gerçekleşmesi gerekir. Bu çerçevede doğrudan yargsal işlevin<br />

yerine getirilmesiyle ilgili idari ve kurumsal konulara ilişkin bağmszlk<br />

sağlanmaldr. AİHM, mahkemenin dş müdahalelere karş güvencelere<br />

sahip olup olmadğn incelemekte, bu konuyu mahkemelerin bağmsz<br />

olup olmadğn değerlendirmede bir ölçüt olarak kullanmaktadr.<br />

Örneğin mahkeme üyelerine, bağl bulunduklar idare tarafndan<br />

talimat, emir verilememesi yönündeki milli hukuktaki bir güvence ve<br />

bunun uygulanmas, dş müdahalelerden bağmszlk açsndan AİHM<br />

tarafndan önemli bir güvence olarak görülmektedir. 14<br />

2) Askeri yargya Dahil Kişiler Açsndan Bağmszlk<br />

Askeri mahkemelerin yarglama yetkisine dahil olan kişiler; asker<br />

kişilerdir. Sanğn askeri mahkemede yarglanabilmesi için madde<br />

hükmüne göre, kişinin asker olmas başlca kuraldr. Ve kimlerin<br />

asker saylacağ 353 sayl Kanunun 10. maddesinde saylmştr. Buna<br />

göre; muvazzaf askerler; subaylar, astsubaylar, askeri öğrenciler,<br />

uzman jandarmalar, uzman erbaşlar, sözleşmeli erbaş ve erler, erbaş<br />

ve erler, yedek askerler, Milli Savunma Bakanlğ veya Türk Silahl<br />

Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarnda çalşan sivil personel, askeri iş<br />

12 KARTAL Cetin, Avrupa Birliği Sürecinde Askeri Ceza Yargs, Y.Lisans Tezi, Kasm,2008,s.148<br />

13 ÇÖREZ Özgür, Adil Yarglanma Hakk Çeçevesinde Askeri Ceza Yarglamas , Y.Lisans Tezi, 2007, İzmir,<br />

s.105<br />

14 İNCEOĞLU Sibel, Devlette Etikten Etik Devlete: Yargda Etik, Tüsiad Yaynlar, 2012 Ağustos, s.36<br />

- 259 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

yerlerinde çalşan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler, rzas ile Türk<br />

Silahl Kuvvetlerine katlanlar, asker kişi saylacaklardr. Yukarda<br />

geçen Anayasa Mahkemesi kararna ek olarak verilen başka bir karar<br />

ile de bu kanunda yine sivillerin yarglanmasna yönelik bir düzenleme<br />

kaldrlmştr. Kanun hükmündeki “sivil personel” ifadesi de Anayasaya<br />

aykr bulunduğundan iptal edilmiştir. Mahkeme, 20.09.2012 tarihli<br />

karar ile, itiraz konusu kurala göre; Milli Savunma Bakanlğnda veya<br />

Türk Silahl Kuvvetleri kadro ve kuruluşlarnda çalşan sivil personel<br />

asker kişi saylmakta ve buna bağl olarak anlan kişilerin herhangi<br />

bir suç işlemeleri durumunda askeri mahkemelerde yarglanmalar<br />

söz konusu olmakta idi. Ancak, Anayasa’nn 145. maddesinin<br />

değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, savaş hali dşnda asker<br />

olmayan kişilerin işledikleri suçlar nedeniyle askeri mahkemelerde<br />

yarglanamayacağ anayasal olarak teminat altna alnmştr. Bu<br />

durumda, Anayasa’nn 145. maddesinde yaplan değişiklik sonucunda<br />

itiraz konusu kural, Anayasa’ya aykr hale gelmiştir. Bu nedenle 145.<br />

maddedeki bu hüküm de iptal edilmiştir. 15 Asker saylacak kişiler<br />

arasndan sivil memurlar bu şekilde tamamen çkarlmş, işledikleri<br />

suç nedeniyle, hiçbir şekilde askeri mahkemede yarglanamayacaklar<br />

belirtilmiştir. Asker saylan diğer kişilerin de srf asker olmas, askeri<br />

mahkeme’de yarglanabilmeleri için yeterli değildir. Asker kişilerin,<br />

askeri suçlarna, asker kişilere karş işledikleri suçlara, askerlik<br />

görevi ile ilgili işledikleri suçlara bu mahkemeler bakmakla görevli<br />

olabilecektir. Asker kişiler için, bu saylanlardan birinin varlğ askeri<br />

mahkeme’nin yarglama yapabilmesi için yeterlidir. Bu şartlar mevcut<br />

değilse askerlerin askeri suç saylmayan suçlar için TCK hükümleri<br />

geçerli olur ve yarglanmalar adli mahkemelerce yaplr. 16<br />

Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu bu kararla sivil memurlar<br />

tamamen çkarlmş ve yarglanmalar, adli mahkemelere braklmştr.<br />

Bununla birlikte 145. maddede dikkat çeken başka bir ifade daha<br />

vardr. O da asker kişi saylacaklar arasnda “D” bendinde, Askeri<br />

işyerlerinde çalşan ve İş Kanununa tabi bulunan işçiler de saylmştr.<br />

Oysa; Asker kişi tanm Anayasa’da yaplmamakla birlikte, 353 sayl<br />

Askeri mahkemeler Kuruluşu ve Yarglama Usulü Kanunu’nun “Asker<br />

kişiler” başlkl 10. maddesinde; bu Kanun’un uygulanmasnda kimlerin<br />

asker kişi saylacağ, 1632 sayl Askeri Ceza Kanunu’nun “Askeri<br />

şahslar” başlkl 3’üncü maddesinde de; kimlerin askeri şahs olduğu<br />

sayma yöntemi ile gösterilmiştir. Öte yandan, 211 sayl TSK İç Hizmet<br />

Kanunu’nun 2/2. maddesinde, Asker; “Askerlik mükellefiyeti altna<br />

15 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000291&co<br />

ntent=sivil personel<br />

16 YAMAN Derya, YAMAN Murat,age.,s.60<br />

- 260 -


Fazl ALTINORDU<br />

giren şahslarla özel kanunlarla Silahl Kuvvetlere intisabeden ve<br />

resmi bir kyafet taşyan şahsa denir.” şeklinde tanmlanmştr. 211<br />

sayl TSK İç Hizmet Kanunu’nun 2/2. maddesinde belirtilen asker<br />

tanm açsndan temel kriterin özel biçime sahip, ayrc özellikleri<br />

olan, yasalarla belirlenen rütbe, işaret gibi semboller taşyan, asker<br />

kişiyi diğer kişilerden ayran resmi bir kyafet taşma olduğu açktr.<br />

Bu maddelerde gösterilmeyen/saylmayan kişilerin “sivil kişiler” olarak<br />

kabul edilmesi gerektiği hususunda kuşku bulunmamaktadr. 17 Ancak<br />

buna rağmen 353 sayl Kanun gereğince asker kişi saylan işçilerin<br />

niçin, sivil memurlar gibi kanun kapsamndan çkarlmadğ ayn<br />

kararn, “2012/45 es. Sayl İtirazn Gerekçeleri” bölümünde şu şekilde<br />

açklanmştr: “Avrupa İnsan Haklar Mahkemesinin dayanmş olduğu<br />

Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesinin 6/1. maddesinde belirtilen adil<br />

yarglanma hakk, Anayasa’nn 36. maddesinde doğrudan düzenlenmiş<br />

ve bu ilkeyi destekleyici hükümler ve hukuk sistemimizin işleyişi ve<br />

bütünlüğü açsndan, Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi 2. Dairesinin<br />

İçen-Türkiye No: 45912/06 karar da dikkate alnarak, 353 sayl<br />

Kanun’un 10/C-D maddeleri, 1632 sayl Askeri Ceza Kanununun 3.<br />

maddesinin 1. fkrasndaki “Milli Savunma Bakanlğ ile Türk Silahl<br />

Kuvvetleri kadro ve kuruluşunda çalşan sivil personel” ibaresi, 1632<br />

sayl Askeri Ceza Kanununun 3. maddesinin 2. fkrasnn Anayasa’nn<br />

2, 10, 36 ve 145. maddelerine aykrlk oluşturduğu anlaşlmş ise de;<br />

Anayasamzn, Anayasaya aykrlğn diğer mahkemelerde ileri sürülmesi<br />

başlkl 152 . maddesinde bir davaya bakmakta olan mahkemenin<br />

davada uygulanacak bir kanun yada kanun hükmünde kararnamenin<br />

hükümlerinin Anayasaya aykrlğn ileri sürebileceğinin belirtilmesi<br />

karşsnda, müsnet davada uygulanacak Kanun hükmünün 353 sayl<br />

Kanun’un 10/C maddesi olmas sebebiyle 353 sayl Kanun’un 10/C<br />

maddesinin Anayasa’nn 2, 10, 36 ve 145. maddelerine aykrlk<br />

oluşturmas nedeniyle, bu fkrann iptali istemiyle T.C. Anayasasnn 152.<br />

maddesi gereğince Anayasa Mahkemesi’ne başvurulmasna, gerekçeli<br />

kararn ve dava dosyasnn onayl suretinin Anayasa Mahkemesine<br />

gönderilmesine karar verilmiştir”. Bu gerekçeden de anlaşldğ üzere,<br />

Yüksek Mahkeme aslnda işçi statüsünde bulunan kişilerin de asker<br />

saylamayacağn ancak Kanunun “D” bendinin somut davann konusu<br />

olmadğndan bahisle iptal ksmna dahil etmemiştir. Ayrca suçun<br />

“asker kişi aleyhine işlenmesi”; işlenen bir suçtan bir başka askeri<br />

şahsn zarar görmesi demektir. Oluşan zararn maddi veya manevi<br />

olmas yada doğrudan doğruya veya dolaysyla olmas arasnda görev<br />

bakmndan bir fark yoktur. 18<br />

17 http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=10000291&co<br />

ntent=İş Kanununa tabi bulunan işçiler,<br />

18 KARAKAYA Alaattin, Askeri yargnn Yarglama Birliği İlkesi Ve Uluslararas Standartlar Açsndan<br />

- 261 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

C. Askeri Mahkemelerde Yarglama Usulü<br />

353 sayl Kanunun 2. maddesi gereğince, askeri mahkemeler kural<br />

olarak üç hakimin görev yaptğ kurul mahkemeleri niteliğindedir.<br />

Kanunun 19. maddesi ise bu kuraln istisnalarn açklar. Mahkeme baz<br />

suçlar açsndan tek hakimli mahkemede yarglama yapabilirken baz<br />

durumlarda da kurul halinde çalşan mahkemeler görevli olmaktadr.<br />

Bu maddeye göre; subay ve astsubaylarn işledikleri suçlara ait davalar<br />

ile ağr ceza mahkemesinin görevine giren suçlara ait davalar hariç<br />

olmak üzere, üst snr beş yla kadar hapis cezalar ve bunlara bağl<br />

adli para cezalar ile bağmsz olarak hükmedilecek adli para cezalarn<br />

ve güvenlik tedbirlerini gerektiren davalara ve suç konusu olmayan<br />

eşyann müsaderesine tek hakim tarafndan baklr. Beş yllk süre,<br />

suçlarn üst snr gözönünde bulundurularak belirlenir. Üst snr<br />

gözönüne alnrken indirim yaplabilecek süreler hesaba katlmaz. Tek<br />

hakim tarafndan verilebilecek kararlara yaplan itirazlara bakmakla<br />

yetkili olan mahkeme, karar veren yere en yakn durumda olan askeri<br />

mahkeme’dir. Yine bu maddede yer verilen diğer bir husus da tek<br />

hakimle kurul arasnda çkan görev uyuşmazlklarna bakma yetkisi<br />

Askeri yargtay’dadr.<br />

Yarglama Süreci Ve Usul Farkllklar<br />

Askeri mahkemelerde yarglama süreci, adli yargda olduğu gibi<br />

soruşturma ve kovuşturma aşamalarndan oluşur. Soruşturma<br />

srasnda, aramaya ve zapta karar verme yetkisi; milli güvenlik, kamu<br />

düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlk ve genel ahlakn<br />

korunmas veya başkalarnn hak ve özgürlüklerinin korunmas<br />

sebeplerinden biri veya birkaçna bağl olarak, askeri mahkemeye aittir.<br />

Ancak gecikmesinde saknca bulunan hallerde adli yargda olduğu gibi<br />

askeri savclar da arama karar verebilirler. Burada adli yargdan farkl<br />

olarak, teşkilatnda askeri mahkeme kurulan kt’a komutan (askeri<br />

hakim-savc mesleğinden olmasa da) veya askeri kurum amirleri ve<br />

bunlarn verecekleri yazl emir üzerine diğer askeri makamlar da<br />

arama ve zapt işlemi yapabilirler. 19<br />

Adli yarg sisteminde soruşturmann gizliliği esastr. Ve yalnzca<br />

mahkeme ya da savc tarafndan verilen arama karar, karar veren<br />

makamn haricinde hiç kimsenin bilgisi olmakszn gerçekleştirilir.<br />

Askeri yarglama sürecinde ise, soruşturma srasnda, askeri mahalde<br />

arama yaplabilmesi için 353 sayl Kanunun 66/3 maddesi gereğince,<br />

o yerdeki askeri birlik komutannn veya kurum amirinin haberdar<br />

edilme zorunluluğu vardr.<br />

Değerlendirilmesi, Y.Lisans Tezi, İstanbul, 2008, s.26<br />

19 DURU Aslan, Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Askeri yarg Ve Askeri Hakimlerin Statüsü, Y.Lisans Tezi,<br />

2005, Bolu, s.26<br />

- 262 -


Fazl ALTINORDU<br />

Ceza soruşturmas srasnda tutuklama bir ceza değil yalnzca tedbirdir.<br />

Bu nedenle adli yarg sisteminde tutuklama yaplabilmesi için muhakkak<br />

5271 sayl CMK’da saylan tutuklama şartlarndan somut olarak<br />

birinin varlğ aranr. Askeri mahkemelerin görev alanna giren suçlarn<br />

soruşturmas srasnda tutuklama sebeplerinin snr biraz daha<br />

geniştir.. Öyle ki 353 saylk Kanunun ilgili maddesi gereğince; CMK’da<br />

belirtilen tutuklama nedenlerinden birinin varlğ halinde veya askeri<br />

disiplinin korunmasn sağlamak amacyla gerekli görülen bir durum<br />

nedeniyle tutuklama yapabilmek mümkündür. 20<br />

Adli yarg sisteminde, askeri suçlarla ilgili usul hükümlerinde baz<br />

farkllklar mevcuttur. Buna göre srf askeri suçlardan ötürü verilen<br />

mahkumiyetler adli ceza yarglamasnda tekerrüre esas alnmaz. Srf<br />

askeri suç, sadece askeri hizmetleri ilgilendiren ve dolays ile sadece bir<br />

askeri şahs tarafndan işlenebilen ve genel ceza Kanununda bulunmayan<br />

suç tipleridir. 21 Bunun dşnda yine askeri ceza mahkemelerinde verilen<br />

cezann ertelemeye engel olabilmesi için, bu cezann ilişkin olduğu fiilin<br />

TCK’da suç olarak tanmlanmas gerekir. Başka bir deyişle, TCK’da<br />

suç olarak tanmlanmş bir fiilden dolay verilen ceza, askeri ceza<br />

mahkemesi tarafndan verilmiş olsa bile, yeni suçtan dolay verilecek<br />

cezann ertelenmesine engel olacaktr. Buna karşlk, askeri ceza<br />

mahkemesi tarafndan TCK’da tanmlanmamş olan “srf askeri suç”tan<br />

dolay verilmiş olan mahkumiyet hükümleri, bilahare işlenen suçtan<br />

dolay hükmolunan cezann ertelenmesine engel teşkil etmemektedir. 22<br />

2) Üst Rütbeli Askerlerin Yetkileri<br />

Adli yarglamada, suç ihbar herhangi bir ilgili tarafndan kolluk araclğ<br />

ile yada doğrudan Cumhuriyet savclğ’na yaplr. Cumhuriyet savclğ<br />

bu şekilde ihbarla soruşturma başlatabileceği gibi, kendiliğinden de<br />

harekete geçebilir. Askeri yarg sisteminde ise; taraf sıfatıyla birçok yetkiye<br />

sahip olan komutanın, askeri birlik komutan veya askeri kurum amirinin<br />

en önemli yetkilerinden birisi, soruşturma emri vermesidir. 353 sayl<br />

Kanunun 95/3. maddesi göre; Komutan, suç belgelerini inceledikten<br />

sonra suç işlediği kansna varrsa buna ilişkin dosyay soruşturma<br />

açlmas için askeri savcya gönderir. 23 Burada, tartşlan konu ise;<br />

“suç işlenildiği kansna varlmas” konusudur. Şayet bu rütbeli kişi<br />

kendisne intikal eden bir fiilin suç olduğunu düşünmüyorsa bunu<br />

askeri savclğa bildirmeyecektir. Diğer sakncal görünen durum ise,<br />

Kanunun ifadesi ile, birlik komutannn, askeri savc’ya soruşturma<br />

“emri” vermesidir. Yani buradaki bildirim sadece bir ihbardan ibaret<br />

20 ACİL Frat, Askeri yargnn Hukuk Devletindeki Statüsü,Y.Lisans Tezi, Ankara,2008, s.28<br />

21 HAKERİ Hakan, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yaynlar, Ankara,2010, s.525<br />

22 ÖZGENÇ İzzet, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yaynlar, Ankara,2010,s. 630<br />

23 ACİL Frat,age,s.30<br />

- 263 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

değil ayn zamanda emir-komuta sistemi içinde çalşan bir sistemde<br />

Savcya emir verilebilmesidir.<br />

Cumhuriyet savcs, başlattğ soruşturma srasnda şayet tutuklama<br />

tedbirine gerek duyarsa görevli mahkemeden bu yönde bir talepte<br />

bulunabilir. Fakat soruşturmay yürüten savcnn dşnda, hiç kimse<br />

-sorgu hakimi de dahil olmak üzere- hiç kimse şüpheli için böyle bir<br />

talepte bulunamaz. Yukardaki madde de soruşturma emri veren<br />

komutann, bunun yannda askeri savcdan tutuklama talep etme<br />

yetkisi vardr. (353 sy. kn.md.95/3) Hatta komutann bu talebi uygun<br />

görülmezse; kararn kendisine tebliğ edilme zorunluluğu vardr. Buna<br />

karş da ilgili komutann askeri savc kararna itiraz hakk da vardr.<br />

(353 sy. kn.md.74/2). Son olarak da komutann soruşturma kararna<br />

karş kanun yollarna gitme ve de soruşturmann her aşamasnda<br />

soruşturmann akbeti hakknda bilgi isteme hakk vardr.(353 sy.<br />

kn.md.196)<br />

D) Askeri Mahkemeler Hakknda Değerlendirmeler<br />

Askeri yarg kapsamndaki mahkemelerde görev yapan hakim ve savclar,<br />

bu yarglama sistemine dahil olanlarla ilgili olarak mahkemelerin<br />

bağmszlğna etki eden yada etmeyen yönler hakknda açklamalara<br />

yukarda yer verildi. Bu başlk altnda ise; genel olarak bu yarg sistemin<br />

değerlendirilmesi, mukayeseli hukuktaki durum ve AİHM’in Ülkemizle<br />

ilgili verdiği örnek kararlara yer vereceğiz.<br />

1) Başka Bir Yarglama Sisteminin Gerekliliği<br />

Devletin egemenliğine dayanarak yerine getirdiği bir işlev olarak<br />

yarglamann, Devletin egemenliği gibi tek olmas kural olarak bir<br />

zorunluluktur. Yarglama birliği denilen prensibin ifade ettiği şey; devlet<br />

içinde yarglamann egemenlik gibi tek oluşu, o devletin egemenliğine<br />

tabi vatandaşlarn tek bir yarglama kuvvetine bağl bulunmasdr.<br />

Doktrinde yarg birliğinden sapmann, mahkemelerin bağmszlğn<br />

olumsuz yönde etkileyeceğine ilişkin görüş ağr basmaktadr. Bu<br />

görüşlere göre; yarg birliği, Anayasa Hukukunun önemli ilkelerinden<br />

birisidir. Karş görüş ise şu düşünceye değer vermektedir: Devletin<br />

hukuk düzenini korumak, Devletin başlca görevi olduğu gibi ayn<br />

zamanda hakkdr. Bu düzenin en şiddetli ihlali suç tarznda belirdiği<br />

için, ceza da ayn düzenin korunmas bakmndan zorunludur ve<br />

Devletin hukuk düzeninin bir parças da askeri hukuktur. Gerçekten<br />

Devlet, kendi varlğn korumak için orduya ve milli savunmann<br />

düzenlenmesine muhtaçtr. Bu ihtiyaç, milli savunmaya özgü bir hukuk<br />

düzeninin kurulmasn zorunlu kldğ gibi, bu düzenin suçlarla ihlali<br />

ihtimalini öngörmek de gereklidir. 24<br />

24 KÖPRÜ Orhan, Türkiye’de Askeri yarg, Y.Lisans Tezi, Ankara,1998,s.29<br />

- 264 -


Fazl ALTINORDU<br />

Başka bir görüşe göre ise; sivil ve askeri olmak üzere ikili bir yargnn<br />

anayasa ve devlet örgütlenmesinde yer almas çağdaş hukuk anlayşyla<br />

bağdaşmamaktadr. Zira askerlik ve hakimlik mesleğinin birbirinden<br />

tamamen ayr ve birbiriyle bağdaşmayan yapda olduklar, askerliğin<br />

temelini disiplin ve otoritenin oluşturduğu, bunun zorunlu sonucu<br />

olarak kat bir hiyerarşik yapy gerekli kldğ, hakimliğin ise bağmllğ<br />

dşladğ, hiçbir hukuk dş kuruluş ve kişilerden emir alamayacağ<br />

dolaysyla tam bir bağmszlğn gerektiği üzerinde durulmaktadr.<br />

Bu görüşte olanlar, ayr bir askeri yargya gerek olmadğn, askerlik<br />

hayatnn sivil yaşayşn bir bölümünden başka bir şey olmadğn, bu<br />

nedenle genel ceza Kanunun askerlik hayatnn meydana getirdiği bütün<br />

ilişkileri öngörmesi gerekliliğini ileri sürerek ayr bir yarg düzenine<br />

ihtiyaç bulunmadğn savunmaktadr. 25<br />

2) AİHM Kararlar Işğnda Askeri mahkemelerin Durumu<br />

Özgürlük ve Güvenlik Hakk başlğn taşyan AİHS’nin 5/1. maddesinde<br />

herekesin kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkna sahip olduğu belirtildikten<br />

sonra, bunlarn snrlanabileceği istisnai haller düzenlenmiştir. Maddede<br />

düzenlenen özgürlük hakk, felsefi olmaktan ziyade fiziki özgürlükle<br />

ilgili olup; mutlak bir hak değildir. 1982 Anayasas’nn 19. maddesinde<br />

garanti altna alnan bu hak, kişilerin keyfi olarak yakalanmamasn<br />

ve tutuklanmamasn ifade etmektedir. Özellikle kamu düzeninin<br />

korunmas için suçlarn kovuşturulup cezalandrlmasn sağlama<br />

zorunluluğu nedeniyle kişi özgürlüğü kstlanabileceğinden, 5. maddede<br />

hangi hallerde özgürlüğün kstlanabileceğinin listesi verilmiş, kişileri<br />

keyfi yakalama ve tutuklamalara karş koruyan kurallar konulmuştur.<br />

Maddede snrl sayda açklanan istisnai hallerin, bütüncül bir sistem<br />

oluşturmadğ ve bir çok hususla birlikte askeri disiplin ve hapishane<br />

disiplini ile ilgili rejim konusunda sorun yaşandğ AİHM’in farkl<br />

kararlarnda ifade edilmektedir. AİHM, Türkiye’nin taraf olduğu<br />

bir kararnda, TSK’da görevli bir astsubaya, disiplin amiri yarbay<br />

tarafndan, emre itaatsizlikten dolay 1632 sayl Kanun kapsamnda<br />

verilen “21 günlük oda hapsi cezasn” 5. maddenin 1/a bendini ihlal<br />

ettiği gerekçesiyle, Türkiye’yi 1500 Euro tazminata mahkum etmiştir. 26<br />

AİHS’nin 6. maddesinde yarg bağmszlğ ve tarafszlğ tek bir kavram<br />

olarak düzenlenmiştir. Buna göre, “Herkes, gerek medeni hak ve<br />

yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen<br />

suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağmsz<br />

ve tarafsz bir mahkeme tarafndan davasnn makul bir süre içinde,<br />

hakkaniyete uygun ve açk olarak görülmesini istemek hakkna sahiptir”.<br />

25 ÇÖREZ Özgür, age, s.6<br />

26 KARTAL Cetin, age, s.186<br />

- 265 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

AİHM, mahkemeyi, yasayla kurulan, yürütme organ ve taraflar önünde<br />

bağmsz ve tarafsz, yarglama usulü güvencesine sahip bir makam<br />

olarak tanmlamaktadr. Bir anlaşmazlk veya suçlamann, bu niteliklere<br />

sahip bir organ önüne götürülmesi, Sözleşmenin 6. maddesinin bireye<br />

sağladğ adil yarglanma güvencesinin temel ve yapc unsurlarndan<br />

biri olarak kabul edilmektedir. 27 Bu başlk altnda son olarak AİHM<br />

‘nin 03.07.2012 tarihinde, “İbrahim GÜRKAN” davas olarak bilinen<br />

kararna yer vereceğiz. Kararda, davay gören askeri mahkemenin<br />

bağmsz ve tarafszlğna ilişkin şikayeti kabul edilebilir bulmuştur.<br />

Davac İbrahim Gürkan, dava konusu olayn meydana geldiği tarihte,<br />

Türk Deniz Kuvvetleri mensubudur. Askeri savc, 8 Temmuz 2008<br />

tarihinde Kasmpaşa’daki Kuzey Deniz Saha Komutanlğ Askeri<br />

mahkemesi’ne başvuran hakknda hazrladğ iddianameyi sunmuştur.<br />

Askeri savc, başvuran, Askeri Ceza Kanunu’nun 87. maddesine aykr<br />

olarak, kasten emre itaatsizlikle suçlamştr. Hukuki altyaps olmayan<br />

bir subay üye ve iki askeri hakimden oluşan Kasmpaşa Askeri Ceza<br />

Mahkemesi 18 Şubat 2009 tarihinde başvuran suçlu bulmuş ve iki ay<br />

on beş gün hapis cezasna çarptrmştr. Askeri yargtay, 21 Temmuz<br />

2009 tarihinde başvurann itirazn reddetmiştir. Bu karardan savclğa<br />

çağrldğ, 23 Eylül 2009 tarihinde haberdar olduğunu belirten başvuran,<br />

5 Kasm ve 25 Aralk 2009 tarihleri arasnda hapis cezasn çekmiştir.<br />

7 Ekim 2009 tarihli Resmi Gazete’de yaymlanan 7 Mays 2009 tarihli<br />

bir kararda, Anayasa Mahkemesi askeri mahkemede subay üye<br />

bulunmas gerekçesiyle bu mahkemelerin bağmszlğn ve tarafszlğn<br />

incelemiştir. Anayasa Mahkemesi ilk olarak askeri mahkemede bulunan<br />

subay üyenin hiyerarşik üstleri tarafndan dava baznda seçildiğini<br />

ve hâkim olmann yan sra diğer askeri vazifelerini de yürütmeye<br />

devam ettiğini belirtmiştir. Subay üyenin askeri yetkililerin emrinde<br />

kalmaya devam etmesini dikkate alan Anayasa Mahkemesi, askeri<br />

mahkemelerin Anayasa’nn 9. maddesi kapsamnda güvence altna<br />

alnan yarg bağmszlğ ilkesine uygun olduğunun düşünülemeyeceğini<br />

tespit etmiştir. Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi, 353 sayl Askeri<br />

mahkemeler Kuruluşu ve Yarglama Usulü Hakknda Kanunu’nun 2.<br />

maddesinin 1. fkrasn yürürlükten kaldrlmasna karar vermiştir.<br />

Bu karar, Resmi Gazetede yaymlanmasndan bir yl sonra yürürlüğe<br />

girmiştir.<br />

Başvuran, kendisini yarglayan ve mahkum eden Kasmpaşa Kuzey<br />

Deniz Saha Komutanlğ Askeri mahkemesi’nin Sözleşme’nin 6.<br />

maddesinin 1. paragraf uyarnca bağmsz ve tarafsz bir mahkeme<br />

olmadğn ileri sürmüştür.<br />

27 ŞAHBAZ İbrahim, AİHM Karalarnda Yarg Bağmszlğ Ve Tarafszlğ, Anayasa Yargs Dergisi,25,2008,<br />

s.235-239<br />

- 266 -


Fazl ALTINORDU<br />

Mahkeme, bir mahkemenin “bağmsz” olarak görülüp görülemeyeceğini<br />

belirlemek amacyla, mahkeme üyelerinin atanma şekli ve görev<br />

sürelerinin, dş basklara karş güvencenin varlğnn ve kurulun<br />

bağmszlk görünümü sergileyip sergilemediği konusunun göz<br />

önüne alnmas gerektiğini ayrca, demokratik toplumlardaki bu<br />

tür mahkemelerin kamuda ve bilhassa ceza yarglamalarna ilişkin<br />

meselelerde suçlanan sahslarda uyandrmas gereken güvenin önemli<br />

olduğunu belirtmiştir. “Tarafszlk” hususunda iki farkl bakş açs<br />

vardr: Mahkeme, kişisel önyargdan veya tarafllktan uzak olmal, bu<br />

hususta herhangi bir meşru şüpheyi uzaklaştrmak için yeterli şekilde<br />

garanti vermelidir.<br />

Mahkeme, askeri ceza mahkemesi hakimliği yapan subayn hukuki<br />

niteliğinin olmamasnn, subayn bağmszlğna veya tarafszlğna engel<br />

teşkil ettiği kanaatinde değildir. Ancak, subayn ordunun hizmetinde<br />

çalştğnnn ve askeri disipline tabi olduğunun altn çizmiştir. Bu<br />

subaylar, üstleri tarafndan hakim olarak görevlendirilmiştir ve diğer iki<br />

askeri hakime sağlanan anayasal önlemlerden faydalanamamşlardr.<br />

Bu nedenle Mahkeme, başvuran yarglayan ve suçlu bulan Askeri<br />

Ceza Mahkemesi’nin, Sözleşme’nin 6. maddesi anlamnda, bağmsz<br />

ve tarafsz olarak görülemeyeceği sonucuna varmştr. 28<br />

SONUÇ<br />

Bir ülkede demokrasiden ve insan haklarnn bütünüyle sağlandğndan<br />

bahsetmek için mutlaka yarglama birliğinin varlğ gerekmeyebilir.<br />

Nitekim Askeri yarg örneği, Ülkemiz dşnda bir çok Avrupa ve<br />

dünya devletlerinde de mevcuttur. Bununla birlikte askeri yargnn<br />

düzenlemelerinde diğer yarg sistemlerine nazaran çok da hassas<br />

usul kurallar benimsenmesi ve uygulanmas gerekmektdir. Çünkü<br />

bilindiği üzere askeriye, devletimizin çok önemli bir unsuru olsa da,<br />

nihayetinde devlet içinde bir kurumdur. Bu kurumun kendine has bir<br />

yarglama sisteminin olmas, muhtemel savaş ve benzeri durumlarda<br />

gerekliliği pekala kabul edilebilir. Fakat sistemin savaş harici zamanda<br />

da, sürekli olarak işlevsel olmas baz sakncalara yol açabilir. Bu<br />

durumlarn önüne geçebilmek için özellikle bu mahkemelerde görev<br />

yapacak hakim ve savclarn mutlak manada bağmsz olmalar gerekir.<br />

Askeri mahkemede görev yapacak hakim ve savclarn tamam, asker<br />

kişiler arasndan değil dşardan seçilmesi bir çözüm olabilir. Bu kişiler<br />

de yine sicil açsndan sadece bağmsz bir kuruma bağl olabilirler.<br />

Meslek hayatlar boyunca kendi içlerinde bir emir komuta zincirine<br />

bağl olma zorunluluğu, yaplan tüm düzenlemelere rağmen askeri<br />

hakim ve savclarn önünde büyük zorluklardan biridir. Elbette askeri<br />

28 www.inhak.adalet.gov.tr/guncelkarar/ibrahimgurkan.pdf<br />

- 267 -


Askeri Mahkemelerin Bağmszlğ ve Mahkemelerin İşleyişi<br />

İle İlgili Yaplan Değişikliklerin Yarg Bağmszlğ Açsndan Değerlendirilmesi<br />

hakim ve savclar, hakimlik teminatnn sonucu olarak kimsenin etkisi<br />

altnda kalmadan karar verme durumundadrlar. Ancak hakimlik<br />

teminat adna yaplacak, yukarda önerilen düzenlemelerle askeri<br />

yargnn bağmszlğ konusuna katkda bulunulabilecektir.<br />

KAYNAKÇA<br />

Derya YAMAN, Murat YAMAN, Uyuşmazlk Mahkemesi Ve Askeri<br />

yargtay Kararlar Işğnda Askeri yarg Ve Adli Yarg Arasndaki Görev<br />

Sorunlar, Seçkin Yaynlar, Ankara, 2001<br />

Hüseyin GEDİK, Adil Yarglanma Hakk Bakmndan Türkiye’de Askeri<br />

mahkemelerin Durumu Ve Geleceği: Karşlaştrmal Hukuk Açsndan<br />

Bir İnceleme, Y.Lisans Tezi,Ankara,2010<br />

Fazl Hüsnü ERDEM, Vahap COŞKUN, Askeri yarg Ve Askeri Vesayet,<br />

Seta Analiz, 2009<br />

Kemal GÖZLER, Askeri yarg Organlarnn AİHS’ne Uygunluğu Sorunu,<br />

İnsan Haklar Yllğ, Cilt 21-22, 1999-2000<br />

Kemal GÖZLER, Türk Anayasa Hukuku,Ekin Kitabevi Yaynlar,<br />

Bursa,2000<br />

Cetin KARTAL, Avrupa Birliği Sürecinde Askeri Ceza Yargs, Y.Lisans<br />

Tezi, Kasm,2008<br />

Özgür ÇÖREZ, Adil Yarglanma Hakk Çeçevesinde Askeri Ceza<br />

Yarglamas , Y.Lisans Tezi, 2007, İzmir<br />

Alaattin KARAKAYA, Askeri yargnn Yarglama Birliği İlkesi Ve<br />

Uluslararas Standartlar Açsndan Değerlendirilmesi, Y.Lisans Tezi,<br />

İstanbul, 2008<br />

Aslan DURU, Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Askeri yarg Ve Askeri<br />

Hakimlerin Statüsü, Y.Lisans Tezi, Bolu ,2005,<br />

Frat ACİL, Askeri yargnn Hukuk Devletindeki Statüsü,Y.Lisans Tezi,<br />

Ankara,2008<br />

Orhan KÖPRÜ, Türkiye’de Askeri yarg, Y.Lisans Tezi, Ankara,1998<br />

İbrahim ŞAHBAZ, AİHM Karalarnda Yarg Bağmszlğ Ve Tarafszlğ,<br />

Anayasa Yargs Dergisi,25,2008<br />

http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&a<br />

ction=karar&id=10000223&content=askeri mahal<br />

http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&a<br />

ction=karar&id=2782&content=subay üye<br />

- 268 -


Fazl ALTINORDU<br />

Http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&a<br />

ction=karar&id=10000291&content=sivil personel<br />

http://www.anayasa.gov.tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&act<br />

ion=karar&id=10000291&content=İş Kanununa tabi bulunan işçiler,<br />

www.inhak.adalet.gov.tr/guncelkarar/ibrahimgurkan.pdf<br />

Hakan HAKERİ, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yaynlar,<br />

Ankara<br />

İzzet ÖZGENÇ, Türk Ceza Hukuku Genel Hükümler, Seçkin Yaynlar,<br />

Ankara<br />

Sibel İNCEOĞLU, Devlette Etikten Etik Devlete: Yargda Etik, Tüsiad<br />

Yaynlar, 2012 Ağustos<br />

- 269 -


SPOR KULÜPLERİNİN İSİM HAKKI VE HACİZ YASAĞI<br />

Royaltes Of Sports Clubs And Foreclosure Ban<br />

Erhan TUTAL<br />

Anayasa Mahkemesi Raportörü<br />

ÖZET<br />

Spor kulüpleri spor hayatnn vazgeçilmez unsurlardr. Türkiye, Anayasa’da<br />

sporu teşvik eden hükümlere yer veren birkaç ülkeden birisidir. Spor<br />

kulüplerinin faaliyetlerini devam ettirmelerine olanak sağlayacak maddi<br />

imkânlarnn bulunmas gerekmektedir. Ancak söz konusu imkânlarn yeterli<br />

olmamas durumunda spora Devletin desteği kaçnlmazdr.<br />

Türkiye’de spor devlet tarafndan teşvik edilmekte, desteklenmekte, spor<br />

kulüplerine belli oranlarda mali yardm yaplmaktadr. Devletin spor<br />

politikasndaki başlca hedefler, ülkedeki sporcu saysn artrmak, uluslararas<br />

spor yarşmalarnda üstün başarlar elde etmek, her yaştaki bireyin spor<br />

yapmasn teşvik etmek ve sağlamak için uygun spor ortamn hazrlamaktr.<br />

Türkiye’deki büyük spor tesisleri ve yatrmlar önemli ölçüde devlet tarafndan<br />

gerçekleştirilmektedir.<br />

Sporu ve spor kulüplerini desteklemenin bir yolu da spor kulüplerinin Spor<br />

Toto Teşkilat Başkanlğ nezdindeki isim hakk gelirlerinin haczedilmesinin<br />

engellenmesidir.<br />

Anahtar Kelimeler: Spor kulübü, haciz yasağ, sporun desteklenmesi<br />

ABSTRACT<br />

Sports clubs are indispensable elements of the sporting life. Turkey is one of the<br />

few countriest hat has provisions to promote the sport in their Cons titutions.<br />

Financial means are needed to allow the sports clubs to continue their activities.<br />

However, in case of the absence of adequate financial means, the state support<br />

for the sport is inevitable.<br />

Sport in Turkey is encouraged and supported by the state, also certain amount<br />

of financial assistance is given to the sports clubs. The main objectives of<br />

thestate’s sports policy are to increase the number of athletes in the country,<br />

to achieve outstanding success in international competitions and to prepare<br />

an appropriate environment to promote individuels from allages for doing<br />

sport. Turkey’s largest sports facilities and related investments are significantly<br />

carried out by the state.<br />

One way to support sporting and the sports clubs is applying foreclosure ban<br />

on royalty revenues of Sports clubs in the presence of Spor Toto Organization.<br />

Keywords: Sports club, Foreclosure Ban, to support the sport<br />

<br />

- 271 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

I. SPOR KULÜBÜNÜN TANIMI VE HUKUKİ NİTELİĞİ<br />

A. Tanm<br />

Spor kulüpleri, spor organizasyonlarnn en temel aktörü ve sporun<br />

gelişmesi bakmndan da vazgeçilmez bir öğesidir.<br />

Spor Toto Teşkilat Başkanlğ İsim Haklar Yönetmeliği’nin 3. maddesinin<br />

1. fkrasnn (g) bendinde spor kulübü; Spor Genel Müdürlüğüne bağl<br />

spor federasyonlar, özerk spor federasyonlar ile Türkiye Futbol<br />

Federasyonunun faaliyetlerine katlan tescilli spor kulübü olarak<br />

tanmlanmştr.<br />

Spor kulüpleri, amatör ve profesyonel sporcular bir araya getiren,<br />

onlarn spor müsabakalarnda görev almalarn sağlayan örgütlerdir.<br />

Kulüpler, sporcularn fiziki ve teknik gelişmelerini temin bakmndan<br />

onlara altyap ortam hazrlamaktadr. Buralarda sporculara kendilerini<br />

geliştirme ve gerçekleştirme imkân verilmektedir.<br />

Spor kulübü kurmak için önce 5253 sayl Dernekler Kanunu ve<br />

31.03.2005 tarihli ve 25772 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan<br />

Dernekler Yönetmeliği’ne uygun olarak spor kulübü derneğini kurmak<br />

gerekmektedir.<br />

Spor faaliyetlerinde bulunmak amacyla kurulan dernekler Gençlik ve<br />

Spor Genel Müdürlüğü’ne kaytlarn yaptrarak spor kulübü, gençlik<br />

faaliyetlerinde bulunmak amacyla kurulan dernekler Gençlik ve Spor<br />

Genel Müdürlüğü’ne kayt ve tescillerini yaptrdktan sonra gençlik<br />

kulübü, gençlik ve spor faaliyetlerinde bulunmak amacyla kurulan<br />

dernekler Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne faaliyetleri yönünden<br />

ayr ayr kayt ve tescillerini yaptrdklarnda gençlik ve spor kulübü<br />

unvann kazanrlar.<br />

Futbol branşnn dşndaki spor branşlarnda faaliyet göstermek<br />

amacyla spor kulübü tescili yaptrmak isteyen kulüpler, illerindeki<br />

Gençlik ve Spor İl Müdürlüklerine kulüp tescilini ve branş tescilini<br />

yaptrmaktadrlar.<br />

Futbol faaliyetlerinde bulunmak isteyen spor kulübü ise Türkiye Futbol<br />

Federasyonu’na başvurarak tescilini yaptrr.<br />

Sonuç olarak denilebilir ki spor kulüpleri belirli kurallara göre kurulan<br />

(yasalar, tüzükler, yönetmelikler, sözleşmeler vb.), üyelerinin her<br />

birinin yetki ve sorumluluklar belli olan (başkan, yönetim kurulu<br />

üyesi, denetçi, üye) gerek amatör gerekse profesyonel spor branşlar<br />

ile topluma hizmet veren, her yaş grubunun spor yapabileceği tesis ve<br />

araç gereçlere sahip olan, diğer bir yönü ile de yüksek performansl<br />

sporcularn yetiştirilmesini hedefleyen özel hukuk kuruluşlardr.<br />

- 272 -


Erhan TUTAL<br />

Anayasa’nn 33. maddesine göre; herkes, önceden izin almakszn dernek<br />

kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çkma hürriyetine sahiptir.<br />

Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz.<br />

Spor kulüpleri, anonim şirket şeklindekiler hariç, 04.11.2004 tarih ve<br />

5253 sayl Dernekler Kanunu’na göre kurulan ve bu kanun kapsamnda<br />

faaliyet gösteren müesseselerdir. 5253 sayl Dernekler Kanunu’nun<br />

1. maddesine göre; bu kanunun uygulanmasnda “dernek”, kazanç<br />

paylaşma dşnda, kanunlarla yasaklanmamş belirli ve ortak bir<br />

amac gerçekleştirmek üzere en az yedi gerçek veya tüzel kişinin bilgi<br />

ve çalşmalarn sürekli olarak birleştirmek suretiyle oluşturduklar<br />

tüzel kişiliğe sahip kişi topluluğudur.<br />

B. Hukuki Nitelik<br />

Günümüzde ekonomik, siyasî ve uluslararas barş bakmndan büyük<br />

önem kazanan spor ve spor kulüpleri, medyann da konuya verdiği<br />

önem nedeniyle çok yönlü etkileri olan toplumsal bir kurum haline<br />

gelmiş ve günlük hayatn vazgeçilmez bir parças olmuştur. Böyle<br />

geniş etkileri olan bir toplumsal kurumun hukuk yönünden de ele<br />

alnmas, bir takm hukukî düzenlemelere bağlanmas kaçnlmazdr.<br />

Bu anlamda sporun hukukla olan ilişkisi diğer toplumsal kurumlarn<br />

hukukla olan ilişkisinden farkl değildir ve spor doğrudan doğruya<br />

hukukun düzenleme alanna girmektedir. Sporun tâbi olduğu hukukî<br />

düzenlemeler, sporun hemen hemen bütün alanlarnda ve aşamalarnda<br />

kendisini göstermektedir. Özellikle futbol başta olmak üzere, diğer spor<br />

dallar hem kulüpler hem de medya bakmndan önemli bir kazanç<br />

kaynağ oluşturmaktadr. Spor kulüplerinin şirketleşmeleri de sporun<br />

doğrudan doğruya kazanç elde edilebilen bir faaliyet haline geldiğinin<br />

en önemli göstergesidir.<br />

Türk Hukukunda spor kulüplerinin iki şekilde kurulmas mümkündür.<br />

Bunlarn birincisi, medeni hukuk içinde Dernekler Kanunu gereğince<br />

kurulan dernek hükmündeki spor kulüpleri, ikincisi ise Türk Ticaret<br />

Kanunu gereğince kurulan şirket şeklindeki spor kulüpleridir 1 .<br />

Spor kulüplerinin hukuki yaplarnn incelenmesinde çoğunluğunun<br />

dernek statüsünde olduklar az sayda da anonim şirket yapsnda<br />

bulunduklar anlaşlmaktadr 2 .<br />

Dernek şeklindeki spor kulüpleri kural olarak amatör spor için<br />

kurulurken, şirket şeklindeki spor kulüpleri mutlaka profesyonel<br />

spor için söz konusu olmaktadr. Bu iki spor kulübü şekli arasndaki<br />

1 8.7.2005 tarih ve 25869 sayl Resmi Gazete’de yaymlanan Gençlik ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği’nin<br />

4. ve 5. maddeleri spor kulüplerinin dernek statüsünde olduklarna vurgu yapmaktadr.<br />

2 Durmuş Ali GENÇ, “Spor Hukuku Bakmndan Türk Medeni Kanunu ve Dernekler Kanunu Kapsamnda<br />

Spor Kulüplerinin Değerlendirilmesi”, Yargtay Dergisi, Ocak-Nisan 2013, Cilt:39, Say:1–2, s.39.<br />

- 273 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

en önemli fark, derneklerin kazanç paylaşma amac gütmemelerine<br />

karşn, şirketlerin ana amacnn kazanç elde etmek ve bunu üyeleri<br />

arasnda paylaştrmak olmasdr.<br />

C. Dernekler<br />

Dernekler, Türkiye’de ve dünyada en yaygn ve etkin sivil toplum<br />

kuruluşlardr. Sivil toplum örgütleri, demokratik toplumun vazgeçilmez<br />

öğesi olarak çok önemli işlev gördüğü gibi çok farkl alanlarda devletin<br />

yapamadğ işleri de yapmaktadr.<br />

5253 sayl Dernekler Kanunu’nun “Gençlik ve Spor Kulüpleri” başlkl<br />

14. maddesinde spor kulüpleri genel hatlaryla düzenlenmiştir. Buna<br />

göre “Derneklerden başvurmalar halinde; spor faaliyetine yönelik<br />

olanlar spor kulübü, boş zamanlar değerlendirme faaliyetine yönelik<br />

olanlar gençlik kulübü ve her iki faaliyeti birlikte amaçlayanlar<br />

gençlik ve spor kulübü adn alr. Bu kulüpler, Gençlik ve Spor Genel<br />

Müdürlüğünce tutulacak kütüğe kayt ve tescil edilir. Kulüplerin<br />

organlar, bu organlarn görev ve yetkileri, kulüplerin Gençlik ve<br />

Spor Genel Müdürlüğünce de denetlenmesi ve bunlara yaplacak<br />

yardmlarn şekil ve şartlar, üst kuruluş oluşturmada uyulacak esas<br />

ve usuller, gençlik ve spor faaliyetlerini yürüteceklerin nitelikleri ve<br />

bunlara uygulanacak disiplin işlemleri, kulüplerin kayt ve tesciline<br />

ilişkin esaslar İçişleri Bakanlğnn uygun görüşü üzerine Gençlik<br />

ve Spor Genel Müdürlüğünün bağl olduğu Bakanlkça yürürlüğe<br />

konulacak yönetmelikte düzenlenir 3 .”<br />

Spor kulüpleri dernek sfatn taşmalar nedeniyle derneklerde<br />

bulunmas gereken zorunlu organlarn yannda Gençlik ve Spor<br />

Kulüpleri Yönetmeliği’nin ilave olarak zorunlu tuttuğu başka organlara<br />

da sahip olmak zorundadr 4 .<br />

Kamu yararna çalşan dernek kavram çok bilinmesine karşlk kamu<br />

yararna çalşan spor kulübü fazla bilinmemektedir. Spor kulüpleri<br />

de bir dernek olmas nedeniyle baz spor kulüpleri kamuya yararl<br />

dernek statüsü kazanmştr. 5253 sayl Kanun’un 27. maddesi kamu<br />

yararna çalşan dernekleri düzenlemektedir 5 .<br />

3 Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği 8.7.2005 gün ve 25869<br />

sayl Resmi Gazete’de yaymlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmeliğin 4. maddesinde kulüp; gençlik<br />

faaliyeti, spor faaliyeti veya gençlik ve spor faaliyetinde bulunmak amacyla kurularak Genel<br />

Müdürlüğe kayt ve tescillerini yaptıran dernek, spor kulübü; spor faaliyetlerinde bulunmak amacyla<br />

kurularak Genel Müdürlüğe kayt ve tescilini yaptıran dernek, gençlik kulübü; gençlik faaliyetlerinde<br />

bulunmak amacyla kurularak Genel Müdürlüğe kayt ve tescilini yaptıran dernek, gençlik ve spor<br />

kulübü; gençlik ve spor faaliyetlerinde bulunmak amacyla kurularak Genel Müdürlüğe faaliyetleri<br />

yönünden ayr ayr kayt ve tescillerini yaptıran dernek olarak tanmlanmştır.<br />

4 Bunlar Genel Kurul, Yönetim Kurulu, Denetim Kurulu ve Yürütme Birimi’dir.<br />

5 “Kamu yararna çalşan dernekler<br />

- 274 -


Erhan TUTAL<br />

Kamu yararna çalşan derneklere dolaysyla spor kulüplerine diğer<br />

derneklere oranla baz imtiyazlar tannmştr. Bunlara örnek olarak<br />

yardm yaplmas, vergi bağşklğ, ihtiyacndan fazla taşnmaz mala<br />

sahip olmas gösterilebilir.<br />

Kamu kurum ve kuruluşlarnda, yükseköğretim kurumlarnda ve<br />

özel kuruluşlarda, kendi mensuplar tarafndan, spor faaliyetlerini<br />

yönlendirmek ve boş zamanlar değerlendirmek için bu kurum<br />

ve kuruluşlar bünyesinde dernekler kurulabilir. Bu derneklerden<br />

spor faaliyeti amacna yönelik olanlar spor kulübü, boş zamanlar<br />

değerlendirme amacna yönelik olanlar gençlik kulübü ve her iki<br />

faaliyeti birlikte amaçlayanlar gençlik ve spor kulübü adn alr.<br />

Spor faaliyetlerine katlmak amacyla kurulan derneklerin, Gençlik<br />

ve Spor Genel Müdürlüğü tarafndan tutulan kütüklere kayt ve tescil<br />

edilmeleri gerekir. Spor kulüplerinin tescillerine ilişkin usul ve esaslar,<br />

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü tarafndan çkarlan “Gençlik Ve<br />

Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Ve Spor Kulüpleri Yönetmeliği”nde<br />

düzenlenmiştir.<br />

Gerek futbol gerek diğer spor dallar olsun kayt ve tescil olunmak<br />

suretiyle kulüp adn alan derneklerin organlar, bu organlarn görev ve<br />

yetkileri, uymak zorunda olduklar esaslar, üst kuruluş oluşturmada<br />

uyulacak esas ve usuller, denetlenmeleri Bakanlar Kurulu tarafndan<br />

çkarlan “Gençlik Ve Spor Genel Müdürlüğü Gençlik Ve Spor Kulüpleri<br />

Yönetmeliği”nde düzenlenmiştir.<br />

Türkiye’de spor kulüplerinin dernek kimliğinde faaliyetlerini<br />

sürdürmelerinin en büyük nedeni, ticari faaliyette bulunmama<br />

dezavantajna karşlk, önemli vergisel avantajlardan faydalanyor<br />

olmalardr. Bu avantajlar; Katma Değer Vergisi (KDV Kanunu, m.<br />

17), Damga Vergisi (Damga Vergisi Kanunu, m. 9), Emlak Vergisi<br />

(Emlak Vergisi Kanunu, m. 4), Gümrük Vergisi (Gümrük Kanunu, m.<br />

167) ve harç istisnas, Veraset ve İntikal Vergisi Muafiyeti, (Veraset<br />

ve İntikal Vergisi Kanunu, m. 3) ve Bağş ve yardmlarn gelirlerden<br />

indirilebilme (Kurumlar Vergisi Kanunu, m. 10) imkândr. Türkiye’de<br />

dernek şeklinde olan spor kulüpleri, “Spor Kulübü (Dernekler Kanunu<br />

Madde: 1)”, “Gençlik ve Spor Kulübü (Dernekler Kanunu Madde: 57/1)<br />

” ve “Kurum Kulübü” şeklinde örgütlenmişlerdir.<br />

Madde 27- Kamu yararna çalşan dernekler, ilgili bakanlklarn ve Maliye Bakanlğnn görüşü üzerine,<br />

İçişleri Bakanlğnn tekli ve Bakanlar Kurulu kararyla tespit edilir. Bir derneğin kamu yararna<br />

çalşan derneklerden saylabilmesi için, en az bir yldan beri faaliyette bulunmas ve derneğin amac<br />

ve bu amac gerçekleştirmek üzere giriştiği faaliyetlerin topluma yararl sonuçlar verecek nitelikte ve<br />

ölçüde olmas şarttır.<br />

Kamu yararna çalşan dernek statüsünün kazanlmas, kaybedilmesi ve gerekli belgeler ile diğer esas<br />

ve usuller yönetmelikte düzenlenir...”<br />

- 275 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

5520 sayl Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 1. maddesinde, kurumlar<br />

vergisine tâbi kazançlar saylmş olup, kurumlar vergisine tâbi kazançlar<br />

arasnda derneklerin (spor kulüplerinin) kazançlar yer almamştr.<br />

Amatör veya profesyonel spor kulüplerinin kazançlar kurumlar vergisi<br />

kapsamnda değildir.<br />

Spor Genel Müdürlüğü ile özerk spor federasyonlarna tescil edilmiş<br />

spor kulüplerinin idman ve spor faaliyetlerinde bulunan iktisadi<br />

işletmeleri ile sadece idman ve spor faaliyetlerinde bulunan anonim<br />

şirketler, 5520 sayl KVK’nun 4/1-j maddesi kapsamnda kurumlar<br />

vergisinden muaftr.<br />

D. Şirketler<br />

Şirket statüsündeki spor kulüpleri, dernek tipi spor kulüplerine göre<br />

daha yeni olmakla birlikte, gerek dünyada gerek Türkiye’de giderek<br />

yaygnlaşan ve tercih edilen bir nitelik kazanmştr.<br />

Günümüzde spor kulüpleri, kendini gösteren ekonomik rekabet,<br />

endüstrileşen futbol, spor kulüplerinin maddi kazanç uğruna gerçek amac<br />

dşna çkmas, spor kulüplerinin taraftarlar tribünlere getirebilmek için<br />

çeşitli faaliyetlere yönelmesi gibi nedenlerle şirketleşmeye yönelmişlerdir.<br />

1990’l yllardan itibaren hzla yaylan dijital yaynclk sisteminin<br />

etkisiyle seyircinin hzl bir şekilde artmas, dernek statüsü ile bu<br />

bütçeleri yönetemez hale geldikleri görülmektedir. Yine şirketleşen<br />

spor kulüpleri futbol endüstrisinde, sadece sportif faaliyetler alannda<br />

değil, bir takm ticari faaliyetler alannda yaratlan gelir kaynaklarndan<br />

da pay almay amaçlamşlar ve bu tür ticari faaliyetler için ayr tüzel<br />

kişilikler kurma yolunu seçmişlerdir.<br />

3289 sayl Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri<br />

Hakknda Kanun’un 24. maddesinin 3. fkras gereğince, spor kulüpleri<br />

profesyonel takmlarn, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre<br />

kuracaklar veya kurulmuş olan şirketlere devredebilirler. O halde<br />

spor kulüplerinin şirket şeklinde kurulabilmeleri için, hukuken<br />

profesyonel saylan bir spor dalnda faaliyet göstermeleri gerekir.<br />

Türkiye’de profesyonel anlamda faaliyet gösteren tek spor faaliyet<br />

türü futboldur. Bu nedenle bu spor dalna ilişkin birtakm bilgiler<br />

verilmesinde fayda görülmektedir.<br />

Avrupa Futbol Birliği (UEFA)’nin mali kriterleri bir bakma futbolun<br />

profesyonel yönetiminde şirketleşmeyi zmni anlamda destekliyor ve<br />

yönlendiriyorsa da hala Avrupa’da çoğu ülkede kulüplerin Türkiye’de<br />

olduğu gibi dernek statüsünde sportif etkinliklerini sürdürdükleri<br />

görülmektedir. Avrupa’da baz sportif faaliyet gösteren spor kulüpleri<br />

incelendiğinde, profesyonel futbolda şirketleşme ve ticari gelir elde<br />

- 276 -


Erhan TUTAL<br />

etmede İngiltere’deki liglerin ve kulüplerinin diğer liglerden önde<br />

olduğu görülmektedir. Almanya’da yer alan spor kulüplerinin çoğu,<br />

faaliyetlerine halen dernek statüsünde devam etmekte ve sportif<br />

faaliyetlerini dernek olarak devam ettirirken, futbol endüstrisinde<br />

giderek artan ürün satşndan gelir sağlayabilmek için ana kulübe<br />

bağl ayr ticari tüzel kişilikler kurmay tercih etmişlerdir. Kurulan bu<br />

şirketler, ürün satşlarndan dolay ksa zamanda yüksek bütçelere<br />

sahip olmuştur. İspanya’da spor kulüplerin hepsinin halen faaliyetlerini<br />

dernek statüsünde devam ettirdikleri görülmektedir. Fransa’da yer<br />

alan spor kulüplerinin büyük bir ksm şirketleşmiştir. Rekabetin en<br />

yüksek olduğu liglerin başnda gelen bu ligin, genellikle kar amac<br />

gütmeyen şirketsel bir yaplanma içinde olduğu görülmektedir. Ayrca<br />

Fransa’da mücadele eden spor kulüplerinin bazlarnn ise özel sektör<br />

şirketleri tarafndan desteklendiği görülmektedir.<br />

İtalya, toplam gelirleri bakmndan Avrupa’da beş büyük lig arasnda<br />

% 11’lik pay ile ikinci srada yer almaktadr. Bu ligde faaliyet gösteren<br />

spor kulüplerinden dernek konumunda olanlar olduğu gibi aralarnda<br />

şirketleşenleri de vardr.<br />

İngiltere dşnda en fazla futbol spor kulübünün borsada işlem gördüğü<br />

ülke olarak Danimarka karşmza çkmaktadr. Danimarka’da birçok<br />

spor kulübü borsada işlem görmektedir. Yine Portekiz ve İskoçya’da<br />

baz spor kulüplerinin borsada işlem gördüğü; Hollanda’da ise spor<br />

kulüplerinin, üyelerin mülkiyetinde bulunduğu ve kulüpler istisnalar<br />

dşnda yüksek bağş ve yardmlarla faaliyetlerini devam ettirdiği<br />

ve spor kulüplerinin yaps gereği şirketleşmenin yaygnlaşmadğ<br />

görülmektedir.<br />

Türkiye’de şirketleşme yoluna giden spor kulüpleri incelendiğinde<br />

ise Malatyaspor’un, Türkiye’de futbol kulüplerinin şirketleşmesinde<br />

ortaya çkan ilk spor kulübü olduğu görülmektedir. Malatyaspor, futbol<br />

şubesini, kurduğu Malatyaspor A.Ş’ye devretmiştir. Ancak Malatya Spor<br />

A.Ş. 1. ligden düşmesinin ardndan tasfiye edilmiştir. İstanbulspor’un<br />

futbol şubesi, İstanbulspor Faaliyetleri ve Ticaret A.Ş.’ye devredilmiştir.<br />

Adanaspor A.Ş., 1998 ylnda şirketleşerek Adanaspor Spor Faaliyetleri<br />

Anonim Şirketi adn almş ve 2005 ylnda ekonomik skntlardan<br />

dolay iflas etmiştir. Ancak 2004 ylnda Tasarruf Mevduat Sigorta<br />

Fonuna devredilmesiyle kulüp 2. lige düşerek tasfiye edilmiştir.<br />

II. SPOR KULÜPLERİNİN İSİM HAKKI<br />

Halk arasnda “isim hakk” olarak tabir edilen durum aslnda resmiyette<br />

“marka tescili” olarak geçmektedir. Ekonomi ve iş dünyasnda marka<br />

patenti, isim patenti, isim tescili olarak da adlandrlr.<br />

- 277 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

Türk Dil Kurumu’nda “marka” kelimesi “bir ticari mal, herhangi bir<br />

nesneyi tantmaya, benzerinden ayrmaya yarayan özel isim veya<br />

işaret” olarak tanmlanmaktadr.<br />

Spor Toto Teşkilat Başkanlğ İsim Haklar Yönetmeliği’nin 3.<br />

maddesinde isim hakk, “Sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyun<br />

programlarnda yer alan spor kulüplerine, spor takmlarna ve ferdi<br />

sporculara ödenen nakdi değer” olarak tanmlanmaktadr.<br />

İsim hakkna hak kazanabilmek için ilgili spor müsabakasnn veya<br />

etkinliğin resmi programda yer almas, müsabakann veya etkinliğin<br />

tamamlanmş olmas ve müsabaka veya etkinliğin sonucunun ilgili<br />

olduğu federasyonca tescil edilmesi şarttr.<br />

Sabit ihtimalli ve müşterek bahis oyun programlarnda yer alan spor<br />

kulüplerine, spor takmlarna ve ferdi sporculara hâslattan ödenecek<br />

isim hakknn miktar ve oran yönetim Spor Toto Teşkilat Başkanlğ<br />

Yönetim Kurulu tarafndan belirlenir.<br />

21.5.1986 günlü, 3289 sayl Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve<br />

Görevleri Hakknda Kanun’un ek 9. maddesine, 29.3.2011 günlü,<br />

6215 sayl Kanun’un 10. maddesiyle “Kamu kurum ve kuruluşlarna<br />

ait alacaklar hariç olmak üzere, spor kulüplerinin Spor Toto<br />

Teşkilat Başkanlğ nezdindeki isim haklarndan doğan alacaklar<br />

haczedilemez ve bu alacaklar devir ve temlik edilemez.” hükmü<br />

eklenmiş ve spor kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlğ nezdindeki<br />

isim haklarndan doğan alacaklarnn haczedilemeyeceği kurala<br />

bağlanmştr.<br />

III. SPORUN VE SPOR KULÜPLERİNİN DESTEKLENMESİ<br />

Spor kulüpleri bünyelerinde çok sayda amatör ve profesyonel sporcu<br />

barndrmann bir sonucu olarak onlarn parasal bakmdan finansmann<br />

sağlamak, standartlara uygun çalşma ortamn hazrlamak, maaş ve<br />

diğer ödemelerini düzenli yapmak gibi yükümlülükleri bulunmas<br />

beraberinde birtakm hukuki sorunlar yaşamalarna neden olmaktadr.<br />

Bu sorunlar, kulüplerin idari ve mali açdan iyi yönetilmesini, kulüplerin<br />

kurumsal hüviyet kazanmasn zorunlu klmaktadr. Spor kulüplerinin<br />

idari ve mali açdan kötü yönetilmesi durumunda, onlarn dağlmalarna<br />

kadar gidecek çeşitli hukuki sorunlarla karşlaşmalar mukadderdir 6 .<br />

Birçok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de spor kulüpleri dernek<br />

statüsünde kurulmuş olup birçok vergiden muaf tutulmaktadrlar.<br />

Bu avantaj sürdürebilmek için kulüplerin şirketleşme yoluna giderken<br />

ayn zamanda da dernekler statüsünde faaliyetlerine devam etmeleri<br />

6 Durmuş Ali GENÇ, s.31.<br />

- 278 -


Erhan TUTAL<br />

gerekmektedir. Spor kulüplerinin çok düşük oranlarda ortağ olduğu<br />

şirketler kurulmakta ve spor faaliyetleri bu şirketler üzerinde gözükerek<br />

devam etmektedir. Böylelikle kulüpler hem ticari işletme gibi gelir<br />

sağlayabilmekte hem de dernekler statüsünden faydalanlarak birçok<br />

vergiden muaf tutulmaktadrlar.<br />

Anayasann “Gençliğin Korunmas” başlğn taşyan 58. maddesi<br />

“Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin<br />

müspet ilmin şğnda, Atatürk ilke ve inklâplar doğrultusunda<br />

ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan<br />

kaldrmay amaç edinen görüşlere karş yetişme ve gelişmelerini<br />

sağlayc tedbirleri alr.<br />

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden,<br />

suçluluk, kumar ve benzeri kötü alşkanlklardan ve cehaletten<br />

korumak için gerekli tedbirleri alr.”; “Sporun Geliştirilmesi” başlğn<br />

taşyan 59. maddesi ise “Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarnn<br />

beden ve ruh sağlğn geliştirecek tedbirleri alr, sporun kitlelere<br />

yaylmasn teşvik eder. Devlet başarl sporcuyu korur.” hükümlerini<br />

içermektedir.<br />

Türkiye, Anayasas’nda sporla ilgili hüküm bulunan dünyadaki ender<br />

ülkelerden biridir. Son yllarda spor alannda yaplan yatrmlar, bilimsel<br />

araştrmalar ve devletin spor politikasna verdiği önemin artmasyla<br />

Türkiye’de spor, gerek performans sporu olarak gerekse serbest<br />

zamanlar değerlendirmek amacyla sevilen ve ilgi duyulan bir olgu<br />

haline gelmiştir. Bedenen ve ruhen sağlkl bir toplum yetiştirilmesinin<br />

temel unsurlarndan biri olan sporun geniş kitlelerce yaplmas<br />

teşvik edilmekte, yoğunluk tek dal yerine olimpik sporlarn tüm<br />

alanlarna yöneltilmekte, devletin ağrlğ azaltlrken özel kesimin<br />

katks artrlmakta ve tesislerin rasyonel kullanm için tedbirler<br />

alnmaktadr.<br />

Türkiye’de spor devlet tarafndan teşvik edilmekte, desteklenmekte,<br />

spor kulüplerine belli oranlarda mali yardm yaplmaktadr. Devletin<br />

spor politikasndaki başlca hedefler, ülkedeki sporcu saysn artrmak,<br />

uluslararas spor yarşmalarnda üstün başarlar elde etmek, her<br />

yaştaki bireyin spor yapmasn teşvik etmek ve sağlamak için uygun<br />

spor ortamn hazrlamaktr. Türkiye’deki büyük spor tesisleri ve<br />

yatrmlar önemli ölçüde devlet tarafndan gerçekleştirilmektedir. Ancak<br />

son yllarda sporda sponsorluk ve pazarlama anlayşnn gelişmeye<br />

başlamasyla özel kuruluşlarn ve spor kulüplerinin kendilerine ait<br />

spor tesisleri saysnda da önemli artşlar olmaktadr.<br />

Anayasann ilgili maddeleri ile devlete görev olarak verilen gençliğin<br />

- 279 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

korunmas ve sporun geliştirilmesi hususlar, 3289 sayl Gençlik ve<br />

Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakknda Kanun<br />

ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğüne görev olarak verilmiştir. Bu<br />

görevin yerine getirilmesindeki en önemli konu finansman sorunudur.<br />

Günümüzde, gençlik, spor hizmet ve faaliyetlerinin yürütülebilmesi için<br />

ihtiyaç duyulan finansal kaynağ sadece devlet desteği ile sağlamann<br />

olanakszlaşmas, spora olan toplumsal talebin gün geçtikçe artmas,<br />

medyann spora olan ilgisi, sporun iletişim gücü v.b nedenlerle ihtiyaç<br />

duyulan kaynaklarn devlet desteği dşndan da sağlanmas gerektiğini<br />

ortaya çkarmştr.<br />

Sporun geliştirilmesi yaygnlaştrlmas, sporun alt yaps için gerekli<br />

olan araç ve gereçlerin temin edilerek toplumun istifadesine sunulmas,<br />

sağlkl bir nesil yetiştirilmesi, sporcularn korunmas, elit sporcularn<br />

yetiştirilmesi için her türlü spor tesislerinin yaplmas, gençlerin sosyal<br />

gelişmelerini desteklenmesi, gençleri sosyal hayatn her alannda etkin<br />

katlmn sağlanmas, karar alma ve uygulama süresinde etkin rol<br />

almalarna imkân yaratlmas, gençlere yönelik istismar ve şiddetin<br />

engellenmesi, gençler arasnda her türlü ayrmclğn giderilmesi<br />

amacyla Gençlik ve Spor Bakanlğ’na, Spor Genel Müdürlüğü’ne ve<br />

yerel yönetimlere kanuni düzenlemelerle görev ve yetkiler vermiştir 7 .<br />

Spor, işyerlerinin artşna ve istihdam yaratlmasna büyük bir katk<br />

sağlayan ve katma değeri ve istihdam etkisi ortalamann üzerinde olan,<br />

büyük ve hzl gelişen bir ekonomi daldr. Dünya çapndaki gayr safi<br />

milli hâslann yaklaşk %2’si spor sektörü tarafndan sağlanmaktadr 8 .<br />

Spor alannda fikri mülkiyet haklarnn kullanm, örneğin spor<br />

müsabakalar için yayn haklarnn ihalesi ya da ticari satm, profesyonel<br />

sporun önemli bir gelir kaynağn teşkil etmektedir. Bu kaynaklardan<br />

gelen gelirler, sporun alt düzeyine ksmen sk sk aktarlmaktadr.<br />

IV. SPOR KULÜPLERİNİN GELİR KAYNAKLARI<br />

Spor kulüplerinin çeşitli adlar altnda elde ettikleri gelirler<br />

bulunmaktadr 9 . Bunlar;<br />

- Yayn Geliri: Süper Lig takmlarnn şu anda en önemli gelir<br />

kalemi yayn geliridir. Özellikle 2010–2011 sezonundan başlamak<br />

üzere yenilenen yayn ihalesinin ulaştğ rakam bu gelir kaleminin<br />

kulüplerin toplam gelirleri içindeki paynn önemini epeyce yukar<br />

çekmiş bulunmaktadr. Yayn ihalesinde kulüplere ödenecek yllk<br />

7 638 sayl KHK, 3289 sayl Kanun<br />

8 Davos Dünya Ekonomi Forumu, 2009.<br />

9 Burada genel olarak bütün spor kulüpleri baznda gelirlere yer verilmekle birlikte sadece Türkiye’de<br />

faaliyet gösteren futbol kulüplerine ait birtakm gelir kalemlerine de yer verilmiştir.<br />

- 280 -


Erhan TUTAL<br />

yayn geliri yüzde 126 orannda artş göstermiş olup, ilk yl takip<br />

eden yllarda bu rakamn her yl yüzde 10 orannda artmas<br />

öngörülmüştür. Yayn ihalesi ile 2010–2011 sezonu için kulüplere<br />

ödenen tutar KDV hariç 321 milyon USD’dir.<br />

- Stat Gelirleri: Kulüpler, yayn gelirlerinden sonra en büyük gelirlerini<br />

stadyumlarndan elde etmektedir. Loca satşlar, kombine kart<br />

satşlar, maç bileti satşlar, stat içi reklâm ve sponsorluk gelirleri,<br />

stadyum içi alanlarn işletilmesi ve stadyumlarn çeşitli faaliyetler<br />

için kiralanmas gibi kalemlerden oluşan stadyum gelirleri özellikle<br />

büyük kulüpler için çok önemli boyutlara ulaşmaktadr.<br />

- Şampiyonlar Ligi Gelirleri: Şampiyonlar Ligi’ne katlmak kulüpler<br />

için büyük bir maddi katky da beraberinde getirmektedir. Bu ligde<br />

başar büyük maddi kazanm anlam da taşmaktadr. Şampiyonlar<br />

Ligi’ne katlm minimum 15 milyon Avro civarnda bir gelirin garantisi<br />

demektir. Başarya bağl olarak bu rakam 100 Milyon Avro’yu<br />

geçmektedir. Yani Şampiyonlar Ligi kupasn alan bir kulüp 100<br />

Milyon Avro’yu aşan bir geliri de kasasna koymaktadr.<br />

- Lisansl Ürün Satş Geliri: Özellikle büyük kulüpler lisansl ürün<br />

satşlarndan ciddi bir gelir elde etmektedir. Lisansl ürünler,<br />

kulüplerin kendileri tarafndan ürettirdikleri ürünlerin yan sra<br />

lisans vererek başka firmalarn kulüp logolarn taşyan ürünler<br />

üretmesine izin vermek şeklinde de olabilmektedir. Lisans izni<br />

için de kulüpler hem belli bir garanti bedel almakta, hem de lisans<br />

verilen ürünün satş cirosundan pay almaktadrlar.<br />

- Sponsorluk Gelirleri: Kulüplerin para aldklar ana sponsor dşnda<br />

birçok mal ve hizmeti bir nevi barter ile nakdî bir bedel ödemeden<br />

elde ettikleri tali sponsorlar bulunmaktadr. Özellikle büyük<br />

kulüplerin açk ara önde olduklar bu gelir de kulüpler için önemli<br />

bir boyuttadr.<br />

- Sözleşme Fesih Bedelleri Geliri: Sözleşmesi devam eden sporcularn<br />

başka kulüplere transferine izin vermek için kulüplerin aldklar<br />

(eski deyimle bonservis bedeli) bedele “sözleşme fesih bedeli”<br />

denmektedir.<br />

- Oyuncu Kiralama Geliri: Sporcularn başka spor kulüplerine<br />

kiralanmalar halinde elde edilen gelirdir.<br />

- Kira Gelirleri: Kulüpler sahip olduklar gayrimenkulleri kiraya<br />

vererek veya işletmesini devrederek gelir elde etmektedirler.<br />

- İsim Hakk Gelirleri: Spor loto-toto ve iddia gibi şans oyunlarnda<br />

yer alan kulüplere ödenen bedellere “isim hakk bedeli” denmektedir.<br />

- 281 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

Bu tutarlar özellikle amatör spor kulüpleri için önem taşmaktadr 10 .<br />

Belli başllar yukarda saylan gelirlerin dşnda süreklilik arz etmeyen<br />

konjonktürel gelirler de olabilmektedir.<br />

V. HACİZ YASAĞI (HACZEDİLEMEZLİK)<br />

Bazen kamu düzeninin bozulmasn önlemek, bazen insani duygular<br />

nedeni ile başta İcra ve İflas Kanunu olmak üzere çeşitli kanunlarca<br />

borçlunun baz mal, hak ve alacaklarnn hacizden müstesna tutulmuş<br />

olmas haline haciz yasağ veya haczedilemezlik denir.<br />

Haczedilemezlik kurallar borçlunun ve ailesinin hayatlarn devam<br />

ettirebilmeleri, muhtaç duruma düşürülmemesi gibi sosyal düşüncelerle,<br />

insan onurunun ve kişiliğinin korunmas amacyla ve kişilerin can<br />

ve mal güvenliğinin sağlanmas gibi doğrudan kamu düzeniyle ilgili<br />

nedenlerle kabul edilmiştir 11 .<br />

A. Haciz Kavram<br />

Haciz, icra hukukunda, alacaklnn alacağnn karşlanmas için borçlunun<br />

mal varlğna el koyulmas demektir. Başka bir ifadeyle, borçlunun<br />

borcunu kendi isteği ile ödememesi durumunda, alacaklnn talebi<br />

üzerine, borçlunun borcuna kâfi mal, hak ve alacaklarna devlet araclğyla<br />

el konulmas işlemidir. El koyma işlemi sadece devlet otoritesi ile<br />

gerçekleştirilebilir. Mal varlğ, kelime anlam olarak bir kişiye ait<br />

maddi değeri olan haklarn tümünü ifade ettiğinden, haciz, alacağn<br />

karşlanmas için söz konusu borçlunun taşnr (menkul) mallarna,<br />

taşnmaz (gayrimenkul) mallarna, alacak haklarna ve fikri haklarna<br />

el koyulmasdr. Bir başka ifadeyle, borçluya ait ev eşyalarnn yan sra,<br />

tapulu evi, arabas, maaş, bankada bulunan paras, faiz geliri, kira geliri<br />

ve/veya marka isim hakk gibi mal varlklar haczin konusu olabilir.<br />

B. İcra ve İflas Kanununda Haciz<br />

İcra ve İflas Kanunu sadece alacaklnn değil, borçlunun haklarn<br />

da koruma altna almaktadr. Bir icra süreci, alacaklnn devlet<br />

otoritesine (genelde icra dairesidir) başvurusu ile başlar. Bu başvuruya<br />

takip talebi denir. Devlet otoritesi, icra takibinin (icra takibine cebri<br />

icra da denir) uygun olduğuna karar verdiğinde, borçluya bir ödeme<br />

emri gönderir. Ödeme emri, icra takibinin ilk işlemidir. İcra ve İflas<br />

Kanunu’nda, borçluya bu ödeme emrine itiraz hakk verilmiştir; yani<br />

borçlunun kendisini savunmas için olanak sağlanmştr. Haciz, ancak<br />

10 Amatör spor kulüpleri için isim hakk bedelinin önemi, bu kulüplerin isim hakk bedeli haricindeki<br />

gelirlerinin snrl olmasndan veya hiç olmamasndan kaynaklanmaktadr.<br />

11 Muhammet ÖZEKES, İcra Hukukunda Temel Haklar ve İlkeler, Ankara 2009, s. 114; Sabri Şakir ANSAY,<br />

Hukuk İcra ve İas Usulleri, 4. Bas, Ankara 1956, s.96.<br />

- 282 -


Erhan TUTAL<br />

ödeme emri yapldktan sonra, borçlunun buna itiraz etmemesi veya<br />

itiraz ettikten sonraki süreçte icra takibinin kesinleşmesinden sonra<br />

gerçekleşebilir.<br />

Bunun haricinde, İcra ve İflas Kanunu, borçlu haklarn gözeten başka<br />

hükümler de getirmektedir. İlgili Kanun’un 82. maddesi 12 , “Haczi<br />

Caiz Olmayan Mallar ve Haklar” başlğ altnda, borçlunun meslek<br />

için gerekli elbiseleri, ailesine lüzumlu olan yatak takmlar, yiyecek<br />

ve yakacaklar gibi haciz konusu olamayacak mal varlklarna da<br />

değinmekte, açklk getirmektedir.<br />

C. Haczedilemeyen Şeyler<br />

İcra hukuku, borcunu vadesinde kendi iradesi ile ifa etmeyen borçluya<br />

karş alacaklnn menfaatlerini, devlet gücü ile korur. Haciz, devlet<br />

gücüne dayanan icra memurunun borçlunun mallarna, tedbir veya<br />

paraya çevirme amacyla, el koymas işlemidir.<br />

İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinde 13 haczedilemeyecek şeyler<br />

saylmştr 14 . Bunlar;<br />

- Devlet mallar 15 ile mahsus kanunlarnda haczi caiz olmadğ gösterilen<br />

mallar,<br />

- Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalşmasna dayanan<br />

12 Bu hükmün gerekçesi şu şekildedir: “Devletin ödemeye mecbur olduğu bir borç için bütçede tahsisat<br />

bulunmadğ veya Devlet borçlar için Muhasebei Umumiye Kanununda mevcut usul ve salahiyetlerle<br />

borcun ödenmesine imkân olmayan ahvalde Maliye Bakanlğnn gelecek sene bütçesine bu borçlar için<br />

tahsisat konulmas mecburiyetinin kanuna bir hüküm olarak dercini teklif etmiş ise de, hükümetin bu<br />

mecburiyeti esasen mevcut olup, aksi halde alakadar dairelerin mesuliyetini araştırmak mümkündür.”<br />

(TBMM Adliye Encümeni 1/28 sayl mazbata: Senai OLGAÇ, İcra-İâs, Birinci Cilt, Ankara 1978, s. 693).<br />

13 Bu hükmün gerekçesi şu şekildedir: “…Devletin ödemeye mecbur olduğu bir borç için bütçede<br />

tahsisat bulunmadğ veya Devlet borçlar için Muhasebei Umumiye Kanununda mevcut usul ve<br />

alahiyetlerle borcun ödenmesine imkân olmayan ahvalde Maliye Bakanlğnn gelecek sene bütçesine<br />

bu borçlar için tahsisat konulmas mecburiyetinin kanuna bir hüküm olarak dercini teklif etmiş ise de,<br />

hükümetin bu mecburiyeti esasen mevcut olup, aksi halde alakadar dairelerin mesuliyetini araştırmak<br />

mümkündür.” (TBMM Adliye Encümeni 1/28 sayl mazbata: Senai Olgaç, İcra-İâs, Birinci Cilt, Ankara<br />

1978, s. 693).<br />

14 İcra ve İas Kanunu’nun kaynağ olan İsviçre İcra ve İas Kanunu’nda devlet mallarnn<br />

haczedilemeyeceğine dair bir hüküm bulunmamaktadr. Fransz Medeni İcra Usulleri Hakkndaki<br />

Kanunda da devlet mallarnn haczedilmeyeceğine ilişkin bir hüküm bulunmamaktadr. Almanya’da<br />

ise para borçlarn ödemeyen kamu hukuku tüzel kişilerine karş uygulanacak cebri icra Alman Medeni<br />

Usul Kanunu’nun 882a maddesinde düzenlenmiştir. Burada borçlu kuruluşa ait kamu hizmetinin ifas<br />

için zorunlu olan veya devri kamu yararna aykr olan mallar hakknda cebri icra yaplamayacağ<br />

hüküm altına alnmştır (Yaşar KARAYALÇIN, Devlet Borçlar-“Devlet Mallar Haczedilemez” Kural<br />

(İİK. m. 82 ve Anayasa Mahkemesi’nin 21.X.1992 Tarihli Karar [Özel Hukuk ve Anayasa Mahkemesi<br />

Kararlar Sempozyumu, 11 Mays 2001, Ankara 2001, s. 119-142], s. 129’dan naklen).<br />

15 Devlet mallarnn haczedilmezliği hükmünün en önemli gerekçesi, kamu hizmetlerinin aksatılmadan<br />

ve kesintiye uğratılmadan görülmesini temin etmektir. Buna karşlk devletin ticari işte kullandğ<br />

taşnmazlarn haczi ile kamu hizmetinin aksatılmas yahut kamu menfaatinin ihlal edilmesi gibi bir<br />

durum ortaya çkmş olmaz.<br />

- 283 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

borçlunun mesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya,<br />

- Para, kymetli evrak, altn, gümüş, değerli taş, antika veya süs eşyas<br />

gibi kymetli şeyler hariç olmak üzere, borçlu ve ayn çat altnda<br />

yaşayan aile bireyleri için lüzumlu eşya; ayn amaçla kullanlan<br />

eşyann birden fazla olmas durumunda bunlardan biri,<br />

- Borçlu çiftçi ise kendisinin ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazi<br />

ve çift hayvanlar ve nakil vastalar ve diğer eklenti ve ziraat aletleri;<br />

değilse, sanat ve mesleki için lüzumlu olan alet ve edevat ve kitaplar<br />

ve arabac, kaykç, hamal gibi küçük nakliye erbabnn geçimlerini<br />

temin eden nakil vastalar,<br />

- Borçlu ve ailesinin idareleri için lüzumlu ise borçlunun tercih edeceği<br />

bir süt veren mandas veya ineği veyahut üç keçi veya koyunu ve<br />

bunlarn üç aylk yem ve yataklklar,<br />

- Borçlunun ve ailesinin iki aylk yiyecek ve yakacaklar ve borçlu<br />

çiftçi ise gelecek mahsul için lazm olan tohumluğu,<br />

- Borçlu bağ, bahçe veya meyve veya sebze yetiştiricisi ise kendisinin ve<br />

ailesinin geçimi için zaruri olan bağ bahçe ve bu sanat için lüzumlu<br />

bulunan alet ve edevat,<br />

- Geçimi hayvan yetiştirmeye münhasr olan borçlunun kendisi ve<br />

ailesinin maişetleri için zaruri olan miktar ve bu hayvanlarn üç<br />

aylk yem ve yataklklar,<br />

- Borçlar Kanununun 510 uncu maddesi mucibince haczolunmamak<br />

üzere tesis edilmiş olan kayd hayatla iratlar,<br />

- Memleketin ordu ve zabta hizmetlerinde malul olanlara bağlanan<br />

emeklilik maaşlar ile bu hizmetlerden birinin ifas sebebiyle ailelerine<br />

bağlanan maaşlar ve ordunun hava ve denizalt mensuplarna verilen<br />

uçuş ve dalş tazminat ve ikramiyeleri,<br />

- Askeri malullerle, şehit yetimlerine verilen terfi zamm ve 1485<br />

numaral kanun hükmüne göre verilen inhisar beyiye hisseleri,<br />

- Bir muavenet sandğ veya cemiyeti tarafndan hastalk, zaruret ve<br />

ölüm gibi hallerde bağlanan maaşlar,<br />

- Vücut veya shhat üzerine ika edilen zararlar için tazminat olarak<br />

mutazarrrn kendisine veya ailesine toptan veya irat şeklinde verilen<br />

veya verilmesi lazm gelen paralar,<br />

- Borçlunun haline münasip evi 16 ,<br />

16 Ev kavram yerel örf ve âdete göre ev olarak kullanlmaya elverişli olan, müstakil ev, apartman dairesi<br />

veya bunlar üzerindeki payl veya müşterek mülkiyet payn ifade eder.<br />

- 284 -


- Öğrenci burslar.<br />

Erhan TUTAL<br />

Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler, intifa haklar ve hâslat, ilama<br />

müstenit olmayan nafakalar, tekaüt maaşlar, sigortalar veya tekaüt<br />

sandklar tarafndan tahsis edilen iratlar, borçlu ve ailesinin geçinmeleri<br />

için icra memurunca lüzumlu olarak takdir edilen miktar tenzil<br />

edildikten sonra haczolunabilir.<br />

Diğer pek çok yasada idarelerin baz mal, alacak ve haklarnn<br />

haczedilemeyeceği hüküm altna alnmştr. Öncelikle 2004 sayl<br />

İcra İflas Kanunu’nun 82. maddesinde devlet mallar ile mahsus<br />

kanunlarnda haczi caiz olmadğ gösterilen mallarn haczolunamayacağ<br />

hüküm altna alnmştr. Buradaki devlet mal kavramnn devlet tüzel<br />

kişiliği içindeki genel ve katma bütçeli idarelerin elinde bulunan ve<br />

yönetimleri eski 1050 sayl Muhasebe-i Umumiye Kanununa tabi olan<br />

mallar anlaşlmaktadr.<br />

Özel kanunlarda yer alan haczedilemezliğe ilişkin hükümlere 5993<br />

Sayl Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin son fkrasnda yer alan<br />

“Belediyenin proje karşlğ borçlanma yoluyla elde ettiği gelirleri,<br />

şartl bağşlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanlan mallar<br />

ile belediye tarafndan tahsil edilen vergi, resim ve harç gelirleri<br />

haczedilemez.” hükmü örnek olarak verilebilir. Benzer şekilde 2886<br />

Sayl Devlet İhale Kanunu’nun 26. maddesinin üçüncü fkrasnda “Her<br />

ne suretle olursa olsun idarece alnan teminatlar haczedilemez ve<br />

üzerine ihtiyati tedbir konulamaz.” hükmü yer almaktadr 17 .<br />

VI. SPOR KULÜPLERİNİN İSİM HAKKI GELİRLERİNİN<br />

HACZEDİLEMEZLİĞİ KURALININ ANAYASAL AÇIDAN<br />

DEĞERLENDİRİLMESİ<br />

Daha önce de değinildiği üzere 3289 sayl Spor Genel Müdürlüğünün<br />

“…borçluyla birlikte o evde yaşamakta menfaati bulunan diğer kimseleri de korumaya hizmet eden ve<br />

sosyal amaçlarla kabul edilen borçlunun hâline münasip evinin haczedilmezliği kuralnn çok dikkatli<br />

yorumlanmas gerekir…” Uğur BULUT, “Borçlunun Haline Münasip Evi Üzerinde İpotek Tesisi ve<br />

Haczedilemezlikten Feragat” Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt: 12,Özel S., 2010,<br />

s.1073-1103 (Basm Yl: 2012), http://web.deu.edu.tr/hukuk/dergiler/dergimiz-12-ozel/2-ozel/14-<br />

ugurbulut.pdf, (erişim tarihi: 28.8.2013), s. 1099.<br />

17 Şu Kanunlarda da haczedilemezliğe ilişkin hükümler yer almaktadr: 2510 sayl İskân Kanunu m. 16/f,<br />

m. 30; 6245 sayl Harcrah Kanunu m. 61; 3213 sayl Maden Kanunu m. 40; 6831 sayl Orman Kanunu<br />

m. 31, 5846 sayl Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu m. 61; 506 sayl Sosyal Sigortalar Kanunu m. 121;<br />

1479 sayl Bağ-Kur Kanunu m. 67; 775 sayl Gecekondu Kanunu m. 34/e; 2849 sayl Kefalet Kanunu<br />

m. 11; 4178 sayl Kanun m. 12; 4933 sayl Kanun m.13, Türk Ticaret Kanunu m. 753, 892/1; 7397<br />

sayl Kanun m. 14/3; 2821 sayl Sendikalar Kanunu m. 64/2; 657 sayl Devlet Memurlar Kanunu m.<br />

203/3, m. 207/4, m. 236; 926 sayl Türk Silahl Kuvvetleri Personel Kanunu m. 143, m. 154/2, m. 176,<br />

m. 177/2; 1164 sayl Arsa Osi Kanunu; 2834 sayl Tarm Kredi Kooperatieri ve Birlikleri Kanunu<br />

m. 8, m. 16/3; 1512 sayl Noterlik Kanunu m. 38/5; 854 sayl Deniz İş Kanunu m. 32 vs. olmak üzere<br />

yürürlükten kalmş ya da halen yürürlükte olan onlarca kanunda haczedilemeyecek mal, alacak ve<br />

haklar düzenlenmiştir.<br />

- 285 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

Teşkilat ve Görevleri Hakknda Kanun’un ek 9. maddesinde, “Kamu<br />

kurum ve kuruluşlarna ait alacaklar hariç olmak üzere, spor<br />

kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlğ nezdindeki isim<br />

haklarndan doğan alacaklar haczedilemez ve bu alacaklar devir<br />

ve temlik edilemez.” hükmü yer almaktadr. Bu hüküm uyarnca spor<br />

kulüplerinin Spor Toto Teşkilat Başkanlğ nezdindeki isim haklarndan<br />

doğan alacaklar haczedilememektedir 18 .<br />

Anayasa’nn 2. maddesinde belirtilen demokratik ve sosyal hukuk<br />

devleti, insan haklarna dayanan, kişilerin huzur, refah ve mutluluk<br />

içinde yaşamalarn güvence altna alan, kişi hak ve özgürlükleriyle kamu<br />

yarar arasnda adil bir denge kurabilen, çalşma hayatn geliştirerek<br />

ve ekonomik önlemler alarak çalşanlarn koruyan, onlarn insan<br />

onuruna uygun hayat sürdürmelerini sağlayan, milli gelirin adalete<br />

uygun biçimde dağtlmas için gereken önlemleri alan, sosyal güvenlik<br />

hakkn yaşama geçirebilen, güçsüzleri güçlüler karşsnda koruyarak<br />

sosyal adaleti ve toplumsal dengeleri gözeten devlettir.<br />

Devletin temel amaç ve görevlerinin sayldğ Anayasa’nn 5. maddesinde<br />

de, Türk milletinin bağmszlğn ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini,<br />

Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah,<br />

huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini,<br />

sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette<br />

snrlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldrmaya, insann<br />

maddî ve manevî varlğnn gelişmesi için gerekli şartlar hazrlamaya<br />

çalşmak, Devletin temel amac ve görevi olarak belirlenmiştir.<br />

Yukarda bahsedilen haczedilemezlik kural, tescilli spor kulüplerinin<br />

Spor Toto Teşkilat Başkanlğ nezdindeki isim haklarndan doğan<br />

alacaklarnn haczedilemeyeceğini ve bu alacaklarn devir ve temlik<br />

edilemeyeceğini düzenlemektedir.<br />

Haczedilemezlik konusunda Anayasa Mahkemesinin eski ve yeni<br />

kararlarnda kurallarn getiriliş amacna baklarak niteleme yapldğ ve<br />

sonuca ulaşldğ görülmektedir. Her ne kadar söz konusu kararlarda<br />

kamu mallarna haciz konulmas yasağ incelenmiş ise de konumuzla<br />

ilgili olmas bakmndan bu kararlara değinilmesinde fayda görülmüştür.<br />

5302 sayl İl Özel idaresi Kanunu’nun 7. maddesinin son fkrasnda yer<br />

alan “İl özel idaresinin proje karşlğ borçlanma yoluyla elde edilen<br />

gelirleri, vergi, resim ve harçlar, şartl bağşlar ve kamu hizmetlerinde<br />

fiilen kullanlan mallar haczedilemez” kuralna ilişkin kararnda<br />

18 Her ne kadar Anayasa Mahkemesine itiraz yoluyla yaplan başvuru üzerine söz konusu hüküm<br />

Mahkemenin 6.6.2013 tarih ve 2013/75 sayl kararyla iptal edilmiş ise de makalenin kaleme alndğ<br />

tarihte gerekçeli karar henüz Resmi Gazete’de yaymlanmamştır.<br />

- 286 -


Erhan TUTAL<br />

Anayasa Mahkemesi, kuraln getiriliş amacnn, yerine getirilmesi gerekli<br />

olan hizmetlerin yürütülebilmesi için gereken kaynaklarn korunmas<br />

olduğunu belirtmiş ve iptal istemini reddetmiştir 19 .<br />

Mülga 1580 sayl Belediye Kanunu’nun 19. maddesinin 7. bendinde<br />

yer alan “… belediye vergi ve resimleri ile hidemat âmmeye muhtas<br />

ve akar olamyan emval ve eşyas üzerine haciz konulmamak”<br />

kuraln inceleyen Mahkeme iptal istemini; kural ile mülkiyet hakkna<br />

snrlama getirilmesine rağmen diğer varlklar üzerine haciz yapma<br />

olanağnn bulunmas nedeniyle haciz hakknn tamamen ortadan<br />

kaldrlmadğ, Belediyeye ait hizmetlerin, toplumun genel ve ortak<br />

gereksinimlerini karşlamak için kamu yarar gözetilerek yapldğ, bu<br />

hizmetlerinin görülmesine ayrlmş olan emval veya eşyalarn hacze konu<br />

olabilmesinin, belediyelerin yerine getirmekle yükümlü bulunduklar<br />

kamuya ilişkin hizmetlerin ifa vastalarn ortadan kaldrabileceği,<br />

kuraln getirilmesindeki amacn toplum yararnn üstün tutulmas<br />

olduğu gerekçesi ile reddetmiştir 20 .<br />

5393 sayl Belediye Kanunu’nun 15. maddesinin son fkrasnda<br />

yer alan “Belediyenin proje karşlğ borçlanma yoluyla elde ettiği<br />

gelirleri, şartl bağşlar ve kamu hizmetlerinde fiilen kullanlan<br />

mallar ile belediye tarafndan tahsil edilen vergi, resim ve harç<br />

gelirleri haczedilemez.” şeklindeki hükmü de Mahkeme Anayasa’ya<br />

aykr bulmamştr. Gerekçesi şöyledir:<br />

“İtiraz konusu kuralla, belediyelerin baz varlklar haciz yasağ<br />

kapsamna alnarak belediyeden olan alacaklarn icra yoluyla<br />

tahsil etmek zorunda kalanlar bakmndan mülkiyet hakkna bir<br />

snrlama getirilmiş ise de, belediyelerin, 5393 sayl Kanun’un<br />

15. maddesinin son fkrasnda belirtilenlerin dşndaki gelir ve<br />

varlklar üzerine haciz işlemi yaplabilmesi imkânnn bulunmas,<br />

kişilerin bu hakknn tamamen ortadan kaldrlmadğn ve hukuk<br />

düzeninin korumas altndaki haklarn elde edebilme imkânlarnn<br />

bulunduğunu göstermektedir.<br />

Ayrca belediyelerin, belde sakinlerinin mahallî müşterek nitelikteki<br />

ihtiyaçlarn karşlamak üzere kurulan kamu tüzel kişileri olmalar<br />

nedeniyle, bunlara yasalarla yüklenilen görevler, yerel toplumsal<br />

yaşamn zorunlu gereksinimleridir. Belediyeler bu gereksinimleri<br />

karşlamak amacyla baz etkinliklerde bulunurlar. Bunun için<br />

de ayni ve nakdi varlğa ihtiyaç duyarlar. Toplumsal yaşamn<br />

19 AYMK, K.T. 18.01.2007, E. 2005/32, K. 2007/3, http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/karar.phpl=manage_<br />

karar&ref=show&action=karar&id=2499&content=, (erişim tarihi: 2.9.2013).<br />

20 AYMK, K.T. 20.9.2000, E.1999/46, K.2000/25, http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/karar.phpl=manage_<br />

karar&ref=show&action=karar&id=1533&content=, (erişim tarihi: 2.9.2013).<br />

- 287 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

sürekli, düzenli ve sistemli bir şekilde sürdürülebilmesi için, bu<br />

etkinliklerden bazlarnn kesintisiz bir biçimde yürütülmesi;<br />

bunun sağlanabilmesi bakmndan da belediyelerin ayni ve nakdi<br />

varlğa sahip olmalar gerekir. Belediyelere ait baz ayni ve nakdi<br />

varlklara haciz yasağ getirilmesindeki amaç da, belediyelerce<br />

yerine getirilen kamu hizmetlerinin bazlarnn, toplumsal yaşamn<br />

gerektirdiği zorunluluklara bağl olarak sürekli ve düzenli bir şekilde<br />

yürütülmesi gereğidir. Yani toplum yararnn üstün tutulmasdr.<br />

Yine belirtmek gerekir ki, belediyelerin devamllk gösteren kamu<br />

hizmetlerinin görülmesine ayrlmş olan tüm kaynaklarnn hacze<br />

konu olabilmesinin, bu hizmetlerin ifa araçlarn tamamen ortadan<br />

kaldrmak gibi bir sonuç doğurabileceği de kuşkusuzdur. İtiraz<br />

konusu kuralla getirilen snrlamadaki amaç da belirtilen nitelikteki<br />

istenilmeyen sonucun ortaya çkmasn engellemektir.” 21<br />

İcra İflas Kanunu’nun “Haczi caiz olmyan mallar ve haklar” başlkl<br />

82. maddesinin 1. bendine ilişkin Anayasaya aykrlk itirazn da<br />

Mahkeme Anayasa’nn 10. maddesi açsndan kamu yarar ve hakl<br />

nedenin varlğ, 138. maddesi açsndan ise, yönetimin yarg kararlarn<br />

yerine getirmemesinin yönetimin tazminata mahkûm edilmesini<br />

gerektiren bir hizmet kusuru olduğu gibi görevi savsaklama, ya da<br />

görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağ gerekçeleriyle oy çokluğuyla<br />

reddetmiştir 22 .<br />

4046 sayl Kanun’un Geçici 15. maddesinde yer alan “bu Kanun<br />

yürürlüğe girdiği tarihte özelleştirme kapsamnda bulunan kuruluşlar<br />

ile bundan sonra özelleştirme kapsamna alnacak kuruluşlarn<br />

taşnr ve taşnmaz her türlü mal, hak ve alacaklar, bu kuruluşlar<br />

özelleştirme kapsamnda kaldğ sürece haczedilemez. Konulmuş olan<br />

hacizler kalkar ve takipler düşer…” şeklindeki kural ise Mahkeme; hak<br />

arama özgürlüğünün sadece hakllğn saptanmas ile değil bunun kişi<br />

yönünden sonuç doğurmas ile sağlanabileceğini, borçlunun borcunu<br />

ödememesi halinde borcu karşlayacak malnn haczedilip satlarak<br />

borcun ödenmesinin hak arama özgürlüğünün yaşama geçirilişinin<br />

somut bir örneği olduğunu, hak arama özgürlüğünün içeriğinde hakka<br />

kavuşmann da yer aldğn, bu özgürlüğün Anayasa’nn 13. maddesinde<br />

öngörülen “kamu yarar” nedeniyle snrlanabileceğini ancak bu amaçla<br />

dahi olsa hak arama özgürlüğünü etkisiz hale getiren bir düzenlemenin<br />

demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayacağn, bir<br />

alacağn, cebri icra yoluyla elde edilmesinin engellenmesi ve ödeme<br />

21 AYMK, K.T. 16.12.2010, E.2007/37, K.2010/114, http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/karar.<br />

phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=3334&content=, (erişim tarihi: 2.9.2013).<br />

22 AYMK, K.T. 21.10.1992, E.1992/13, K.1992/50, http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/karar.<br />

phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=1038&content=, (erişim tarihi: 2.9.2013).<br />

- 288 -


Erhan TUTAL<br />

şekli ve zaman belirtilerek başka bir güvenceye kavuşturulmamasnn<br />

hukuk güvenliğini zedeleyeceğini belirterek Anayasa’nn 2.,13. ve 36.<br />

maddelerine aykr bulmuştur 23 .<br />

Görüldüğü gibi Anayasa Mahkemesi, kararlarnda kamu hizmetlerinin<br />

yerine getirilmesine engel olmamak amacyla kamu idarelerinin<br />

baz mallarnn haczedilmesinin yasaklanmasn Anayasa’ya aykr<br />

görmemektedir. Ne var ki bireyin alacak hakkn tahsil etmesini<br />

imkânsz klacak yasaklamalar da Anayasaya aykr bulmuştur.<br />

Yargtay Hukuk Genel Kurulu, bir kararnda 24 , mahkeme ile özel<br />

daire arasndaki uyuşmazlğn İİK m. 82, I/1’de geçen “Devlet<br />

mallar ile mahsus kanunlarnda haczi caiz olmadğ gösterilen<br />

mallar”n haczedilememesi kuralnn Kzlay’n mallar bakmndan<br />

da uygulanmasnn mümkün olup olmadğ noktasnda toplandğn;<br />

Kzlay’n hukuki nitelikçe Dernekler Kanunu’na tâbi kazanç ve paylaşma<br />

amac gütmeyen bir özel hukuk tüzel kişisi olduğunu, özel hukuk tüzel<br />

kişilerinin mallarnn ise devlet mal saylmasnn olanaksz olduğunu;<br />

bir derneğe mevzuata uygun olarak kamu yararna çalşan dernek niteliği<br />

verilmesinin bu konuda bir değişiklik meydana getirmeyeceğini, öte<br />

yandan özel bir kanun ile de İcra ve İflas Kanunu’nun 82. maddesinde<br />

öngörüldüğü biçimde, Kzlay’n mallarnn haczedilemeyeceği yolunda<br />

bir kural konulmadğn dile getirmiştir.<br />

Öte yandan Yargtay Hukuk Genel Kurulu’nun vakfn tabi olduğu özel<br />

yasada vakf mallarnn haczedilemezliğiyle ilgili bir düzenlemenin<br />

mevcut olmamas halinde vakf mallarnn haczedilebilir olduğuna<br />

ilişkin kararnda şu gerekçeye yer verilmiştir:<br />

“Uyuşmazlk, davac vakf üniversitesinin mallarnn devlet mal<br />

olup olmadğ ve mallarnn haczinin olanakl olup olmadğ<br />

noktasnda toplanmaktadr. 1982 Anayasas’nn 130. maddesinin<br />

ikinci fkrasnda; kazanç amacna yönelik olmamak şartyla vakflar<br />

tarafndan Devletin gözetim ve denetime tabi yüksek öğretim<br />

kurumlar kurulabileceği hükmü getirilmiş ve son fkrasnda, vakflar<br />

tarafndan kurulan yüksek öğretim kurumlarnn mali ve idari konular<br />

dşnda kalan akademik çalşma, öğretim elemanlarnn sağlanmas<br />

ve güvenlik yönlerinden Devlet tarafndan kurulan yüksek öğretim<br />

kurumlar hakkndaki hükümlere tabi olacaklar açklanmş, ayrca<br />

üniversitelerin kamu tüzel kişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip<br />

olmak üzere Devlet ya da vakflar tarafndan kanunla kuracaklar<br />

23 AYMK, K.T. 31.1.1997, E.1996/66, K.1997/ 7, http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/karar.phpl=manage_<br />

karar&ref=show&action=karar&id=1301&content=, (erişim tarihi: 2.9.2013).<br />

24 Yargtay Hukuk Genel Kurulu’nun 4.10.1974 Tarih ve E. 1971/261, K. 1974/1050 sayl karar. (Kazanc<br />

Bilgi Bankas).<br />

- 289 -


elirtilmiştir.<br />

Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

2547 sayl Yüksek Öğretim Yasas da Anayasal hükümlere parasal<br />

olarak getirilen hükümler bir bütünlük taşmakta, hukuksal dayanak,<br />

yasayla kurulma yönlerinden vakflarn yüksek öğretim kurumlar<br />

açmalar ile Devletin yüksek öğretim kurumu açmas arasnda bir<br />

farkllk gözetmemekte, gelir kaynaklar bakmndan farkllk ise,<br />

yalnzca vakflarn mali ve idari yönlerden kendilerine özgü bir sistem<br />

içinde bulunmalarndan kaynaklanmakta ve kurucusunun farkllğ<br />

nedeniyle ayrcalkl hükümlere bağl klnmş bulunmaktadr. Devlet<br />

yüksek öğretim kurumlarnn kurucusu “Devlet”, vakf yüksek öğretim<br />

kurumlarnn kurucusu “Vakftr. Buna göre, devlete ait yüksek<br />

öğretim kurumlarnn temel mali kaynağ kamu maliyesi olmasna<br />

karşn, vakf yüksek öğretim kurumlarna belli miktarda devlet<br />

yardm yaplmakla birlikte, burada temel mali kaynak bu vakf<br />

öğretiminden yararlananlarn bu kurumlara yaptklar ödentilerdir.<br />

Uyuşmazlk konusu ile ilgili yasa kural, İcra iflas Yasasnn 82.<br />

maddesinin 1. fkrasndaki hükümdür. Buna göre; Devlet Mallar ile<br />

özel yasalarnda haczi caiz olmadğ gösterilen mallar haczedilemez.<br />

İcra İflas Yasasndaki bu hükmün konuluş nedeni, 15.01.1947<br />

gün ve 1947/14-5 sayl Yargtay İçtihad Birleştirme Kararnda<br />

açklandğ gibi; kamu hizmetlerinin düzenli ve aralksz bir tarzda<br />

yürütülmesini sağlamak amacn güder. Devletin kendisine ait borcu<br />

ödemesi zorunluluğu, Devlet kamu kişiliğinin saygnlk ve onuru<br />

gereği bulunmakta, Devletten alacakl bulunan kişilerin kavuşturma<br />

yollarna başvurmalarna gerek bulunmadan alacaklarn alabilmeleri<br />

öngörülmektedir.<br />

Öğretiye göre de, Devlet mallarnn haczedilmemesinin çeşitli<br />

nedenleri vardr. Her şeyden önce Devleti niteleyen egemenlik,<br />

buna karş cebir (zorlayc güç) kullanlmasyla bağdaşmaz. Cebir<br />

kullanlmas Devlete tannmş bir yetki olup, bu yetkiyi devletin<br />

kendisine karş kullanmas düşünülemez. Devletin borçlarn, herhangi<br />

bir cebir kullanmadan kendiliğinden ödeyeceği, hukuk devletinin<br />

gereği olup, doğaldr. Ayrca kamu hizmetlerinin aksatlmadan ve<br />

kesintiye uğramadan sağlanmas ve bütçenin getirdiği esaslarn<br />

cebri icra sonucunda öngörü dş ihlallere uğratlmamas esastr.<br />

(Prof. Dr. Baki Kuru İcra İflas Hukuku, Ankara 1983, s: 294, Prof.<br />

Dr. Saim Üstündağ, İcra Hukuku Esaslar, İstanbul 1984 s.190)<br />

Diğer yandan devlet mallarnn haczi bu mallarn tahsis şeklini<br />

değiştirdiğinden, devletin malvarlğnda (patrimuan) ve mali hukuka<br />

devamllğ bozarak kamu yararna zarar verir (Talih Uyar, İcra<br />

- 290 -


Erhan TUTAL<br />

Hukukunda Haciz Manisa 1983, s: 386) Devlet mallar 1050 sayl<br />

Genel Muhasebe Yasasnn 2. maddesine göre, gerek kamu hizmetine<br />

doğrudan doğruya tahsis edilmiş bulunan, gerek sağladğ mali<br />

yarar vesaire dolaysyla faydalanlan bütün mallardr. (Prof. Dr.<br />

Ejder Ylmaz Devlet Mallar Hak ve Rüçhanlğna Sahip Mallarn<br />

Haczedilmemesi Prof. Dr. Yaşar Yalçn’a Armağan, Türkiye İş<br />

Bankas Yaynlar)<br />

İcra iflas Yasasnn 82. maddesinin 1. fkrasnda da belirtildiği üzere<br />

baz yasalarda haczedilmezlikle ilgili özel düzenlemeler vardr.<br />

Bunlardan bazlar, Hukuk Genel Kurulu’nun bozma ilamnda saylmş<br />

olup bunlara ek olarak, 2849 sayl Kefalet Yasas m. 11, 4178 SY.<br />

Yasa m. 12, 4933 sayl Yasa m. 13, Türk Ticaret Yasas m. 753, m.<br />

892/1, 7397 sayl Yasa m. 14/3, 2821 sayl Sendikalar Yasas m.<br />

64/2, 657 sayl Devlet Memurlar Yasas m. 203/3, m. 207/4, m. 236,<br />

926 sayl Türk Silahl Kuvvetleri Personel Yasas m. 143, m. 154/2, m.<br />

176, m. 177/2, 1164 sayl Arsa Ofisi Yasas, 2834 sayl Tarm Kredi<br />

Kooperatifleri ve Birlikleri Yasas m. 8, m. 16/3, 1512 sayl Noterlik<br />

Yasas m. 38/5, 854 sayl Deniz İş Yasas m. 32 vb.ni sayabiliriz.<br />

İcra İflas Yasasnn 82/1 maddesine göre haczedilemeyen Devlet<br />

Mallar kavram, salt Devlet tüzel kişiliği içindeki genel ve katma<br />

bütçeli dairelerin ellerinde bulunan ve idare ve muhasebesi 1050<br />

sayl Genel Muhasebe Yasasna tabi mallar kapsar. Yine devlet<br />

mal olmamakla birlikte haczedilemeyeceği özel yasalarda belirtilen<br />

mallar da haczedilemez. Bu mallara örnek olarak kamu iktisadi<br />

teşebbüslerinin mallarn gösterilebilir (233 sayl KHK. m. 57/2). Son<br />

olarak devlet mallar hak ve rüçhanlğn haiz mallarda haczedilemez.<br />

Buna örnek de Ordu Yardmlaşma Kurumu Yasasnn 37. maddesidir.<br />

Devlet mallar, özel mallardan ayr bir takm hukuki karaktere<br />

maliktir. Devlet mallarnn gösterdiği bu hukuki karakter, bu mallarn<br />

ya doğasndan, ya da kamunun kullanmna ve yararlanmasna<br />

sunulmuş bulunmasndan veyahut bir kamu hizmetinin unsurunu<br />

oluşturmasndan kaynaklanr. Bu karakterler, devlet mallarnn<br />

özel mallar karşsndaki hukuki niteliğini belirttiği gibi idarenin<br />

bunlar üzerinde sahip olduğu haklarn niteliğini, ferdin bunlar<br />

karşsndaki durumunu ve yararlanma yetkilerini aydnlatr. (Ord.<br />

Prof. Dr. Sddk Sami Onar, İdare Hukukunun Umumi Esaslar Cilt<br />

2 İstanbul 1964 s. 1319)<br />

Karşlaştrmal hukuka baktğmzda, İsviçre ve Fransa ve Almanya’da<br />

kural olarak devlet mallarnn haczedilebilirliği kabul edilmiştir, (İsviçre<br />

İcra İflas Yasas m. 92-94, Fransa Medeni İcra Usulleri Hakkndaki<br />

Yasa m. 14, Federal Almanya Hukuk Usulü Yasas m. 882 a)<br />

- 291 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

Anayasa Mahkemesi’ne İcra İflas Yasasnn 82/1. maddesinde yer alan<br />

devlet mallarnn haczedilmeyeceği kuralnn iptali ile ilgili olarak açlan<br />

davada Yüksek Mahkeme; “Devlet mallarnn haczedilmeyeceğine<br />

ilişkin kural Devletin borçlarn kendiliğinden ödeyeceği ve bunun<br />

hukuk devletinin gereği olduğu esasna dayanr. Devlet mallarnn<br />

haczi, bu mallarn kullanma biçimini değiştireceğinden, devletin<br />

malvarlğnda ve mali hukukta sürekliliğe engel olarak, kamu yararna<br />

zarar verir. Uyuşmazlk konusu olayda, borcun hiç ödenmemesinden<br />

değil, bütçe olanaklarna göre, yln aştğ için gecikerek ödemenin<br />

sağlanacağndan söz edilmektedir. Devletin etkinliklerinde kamu<br />

hizmeti ve dolaysyla kamu yarar önde geldiğine göre, bir alacaklnn<br />

kişisel çkar için devlet mallarnn haczi, diğer değişle özel yararn<br />

kamu yararna yeğlenmesi (tercih edilmesi) söz konusu olamaz.<br />

Öte yandan, yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden ayn kurallara<br />

bağl olacağ anlamna gelmez. Anayasa’nn 10. maddesinde yer<br />

alan eşitlik, mutlak anlamda eşitlik olmayp, hakl nedenlerin varlğ<br />

durumunda farkl uygulamalara olanak veren bir ilkedir. Durum ve<br />

konumdaki farkllk, hukuksal özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar<br />

ve kuruluşlar için değişik kurallar ve uygulamalar gerekli klar.<br />

Kimi yurttaşlarn hakl bir nedene dayandrlarak değişik kurallara<br />

bağl tutulmalar eşitlik ilkesine aykrlk oluşturmaz. Anayasann<br />

amaçladğ eşitlik eylemi değil, hukuksal eşitliktir. Ayn hukuksal<br />

durumlarn ayn, ayr hukuksal durumlarn ayr kurallara bağl<br />

tutulmas, Anayasa’nn öngördüğü eşitlik ilkesine uygun düşer”<br />

gerekçeleriyle 2004 sayl İcra İflas Yasasnn 538 sayl Yasa<br />

ile değişik 82. maddesinin 1. bendinde yer alan “Devlet mallar”<br />

sözcüklerinin Anayasa’ya aykr olmadğ sonucuna varmştr.<br />

(Anayasa Mahkemesi’nin 21.10.1992 gün ve 1992/13 ve 1992/50<br />

K. sayl karar)<br />

Bununla birlikte yine Anayasa Mahkemesine, özelleştirme kapsamna<br />

giren kuruluşlarn ekonomik değer taşyan varlklarna, haciz yasağ<br />

konulmas ile ilgili 4046 sayl Yasann 15. maddesinin iptali ile ilgili<br />

olarak açlan davada verdiği kararda; “Özelleştirme kapsamna<br />

giren kuruluşlarn, ekonomik değer taşyan varlklarna haciz yasağ<br />

konulmasnn, bunlarn satşndan elde edilecek geliri, dolaysyla<br />

kamu yararna olumlu yönde etkileyebileceği düşünülebilirse de,<br />

kişi haklar karşsnda böyle dolayl bir kamu yarar düşüncesine<br />

öncelik verilemeyeceği, hukuk devletinde asl olann temel hak<br />

ve özgürlüklerin korunmas olduğunu, aksi durumda, hak arama<br />

özgürlüğünün snrlandrlmas nedeniyle alacaklarn elde edemeyen<br />

kişilerin haklarna kavuşmalarnn sağlanmas yönündeki anayasal<br />

hak arama özgürlüğüne olduğu kadar, hukuk devleti olmann<br />

- 292 -


Erhan TUTAL<br />

gereklerine de aykr olacağ, kamu yarar amacyla da olsa, hak<br />

arama özgürlüğünü etkisiz hale getiren bir düzenlemenin demokratik<br />

toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmayacağndan Anayasa’ya<br />

uygun bir snrlama olarak kabul edilemeyeceği, bu nedenlerle<br />

Anayasann 36 ve 13. maddelerine aykr olduğu, bu cümleden olarak;<br />

itiraz konusu kuraln, 4046 sayl Yasa sebebiyle özelleştirmeye<br />

alnan kuruluşlar ile alnmayanlarn alacakllar arasnda eşitlik<br />

ilkesi ile bağdaşmayan farkl uygulamalara neden olunacağ ve bu<br />

açdan Anayasa’nn 10. maddesine aykrlk oluşturacağ, açk bir<br />

biçimde ifade edilmiştir (Anayasa Mahkemesinin 31.01.1997 gün<br />

ve 1996/66 E. ve 1997/7 K. sayl karar).<br />

Öğretide, devlet mallarnn haczedilmezliği ilkesinin gerekliliğinin<br />

tartşldğ, bu bağlamda, bu kuraln, kamu mallarnn yaps, ait<br />

olduğu kamu idaresi ve korunmas yönünden hiçbir ayrm getirmeden<br />

tek düze olarak bu konuyu düzenlemekte olup, kamu hizmetlerinin<br />

çeşitliği ve gereksinmeleri yönünden hukuka uygun ve adil bir<br />

uygulama yolunu kapamakta ve adeta kamu gücünü kullananlar<br />

hukuk dşna itmekte olduğu, (G. Dinçer/S.Tüzün, s. 181-182) Devletin,<br />

borcunu kendi isteği ile ödeyeceği inancnn genelde kurumsal bir<br />

iyimserlikten öteye geçmemekte olduğu, haczedilebilecek mallar olan<br />

kamu tüzel kişileri ile devlet arasnda bu konuda ayrm gerektiren bir<br />

durumun olmadğ, gerçek ve tüzel kişilerin mallarnn haczedilebildiği<br />

gibi, devletin özel mallarnn da haczedilmesi gerektiği, ancak devletin<br />

iyeliğinde olan, tapuya yazlan ve yazlmayan mallar ayrm ile<br />

kamuya özgülenen, kamu hizmetlerinin yerine getirilmesine ayrlan<br />

mallar ve değerlerle kurum ve kuruluşlarda araç ve gerekçelerin<br />

işlevleri gözetilerek hangilerinin ve ne ölçüde haczedilebileceği ve<br />

haczedilemeyeceğinin açkça belirtilmesi gerektiği, yarg kararlar<br />

ile kesinleşmiş olan bireyin alacağ karşsndaki devlet mallarnn<br />

ayrcalğna dayanan haczedilmezlik engelini kaldracak yada<br />

yumuşatacak yeni düzenlemeler yaplmasnn zorunlu olduğu ifade<br />

edilmektedir. (M. Gönül, s.183) Bu konuda 24 Mart 2001 tarihli Resmi<br />

Gazete’de yaynlanan “Avrupa Birliği Müktesebatnn Üstlenilmesine<br />

ilişkin Türkiye Ulusal Program”nda öngörülen düzenlemelerle bu<br />

konuda yeni açlmlar yaplabileceği (Prof. Dr. Yaşar Karayalçn<br />

Devlet Borçlar- “Devlet Mallar Haczedilemez Kural”- Özel Hukuk<br />

ve Anayasa Mahkemesi Kararlar Sempozyumu 1. 11 Mays 2001<br />

Banka ve Ticaret Hukuku Araştrma Enstitüsü) ve bu alanda devlet<br />

borçlarnn kişisel alacakllar açsndan vadesinde ödenmesini<br />

sağlayacak bir düzenlemenin, alacakl vatandaşlarmzn Avrupa<br />

İnsan Haklar Mahkemesinde hak aramalarn da gereksiz klacağ<br />

ileri sürülmüştür (Dr. Şeref Ünal Avrupa İnsan Haklar Sözleşmesi<br />

- 293 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

İnsan Haklarnn Ulusal ilkeleri Ankara TBMM Kültür Sanat ve<br />

Yaynlar No. 89, 2001).<br />

Tüm bu açklamalarn şğnda somut olaya baktğmzda, yukarda<br />

değinildiği gibi, borçlu Başkent Üniversitesi 2547 sayl Yüksek<br />

Öğretim Yasasnn 17.08.1983 gün ve 2880 sayl Yasayla değişik<br />

ek madde 2’nin verdiği yetki çerçevesinde 15 Ocak 1994 tarihli<br />

Resmi Gazetede yaynlanan 13.01.1994 gün ve 3961 sayl Yasa<br />

ile kurulmuş olup, kuruluş yasasnda, “YÖK Yasasnn Vakf Yüksek<br />

Öğretim Kurumlarna ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere kamu<br />

tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olduğu belirtilmiştir.<br />

2547 sayl Yüksek Öğretim Yasasna göre, Devlet Üniversiteleri, tüzel<br />

kişiliğe sahip, katma bütçe ile idare edilen, istisnalar dşnda 1050<br />

sayl Genel Muhasebe Yasasna ( Muhasebe-i Umumi Kanununa )<br />

tabi kuruluşlar olduğu vurgulanmaktadr. Ayn yasaya göre devlet<br />

mallar, Devlet Tüzel Kişiliği içinde yer alan Genel ve Katma bütçe<br />

ile idare edilen dairelerin ellerinde bulundurduklar mallar kapsar.<br />

Bu kuruluşlarn isimleri ise her yl TBMM’den geçen Bütçe Yasasnda<br />

yer alr. Davac Üniversitenin bu kapsamda Bütçe Yasasnda yer<br />

almadğ anlaşlmaktadr.<br />

İcra İflas Yasasnn 82/1. maddesinde açklanan biçimde bir kuruluşa<br />

ait maln devlet mal saylabilmesi için bu kuruluşun, bütçesinin 1050<br />

sayl Genel Muhasebe Yasasna tabi olmas, Bütçe Yasasnda saylan<br />

Genel ya da Katma bütçeli daireler arasnda yer almas, mallarnn<br />

kamu hizmetlerine doğrudan tahsis edilmiş olmas, sağladğ<br />

ekonomik ve sosyal yararlar dolaysyla kamunun yararlandğ ve<br />

öz sermayesi devletçe temin edilen bir kuruluş olmas gereklidir.<br />

Bu nedenle, özel yasalarnda bir kuruluşun kamu tüzel kişisi<br />

olduğunun belirtilmesi durumunda bu ifade, başl başna o kuruluşun<br />

mallarnn İİK.m. 82/1 anlamnda haczedilemeyeceği anlamna<br />

geldiği sonucunu doğurmaz.<br />

Nitekim TRT, Kzlay, İskenderun Demir Çelik Müessesesi ve benzeri<br />

kuruluşlarn mallar da devlet mal kapsamna girmediğinden, bu<br />

kuruluşlarn mallarnn haczedebileceği kabul edilmektedir. (YHGK.<br />

nun 04.10.1974 gün ve 1971/1-261-1050 sayl ilam, Y.12.H.D.nin<br />

06.12.1993 gün ve 1993/14707-19070, 17.10.1977 gün ve 1977/7845-<br />

8664, 06.04.1976 gün ve 1976/1702-4288 sayl ilamlar)<br />

Devlet mallarnn haczedilmezliği kural, kamu hizmetini yerine<br />

getirmenin gereği ve devletin borçlarn kendiliğinden ödeyeceği ve<br />

bunun hukuk devletinin bir gereği olduğu, bu yolla devletin, kamunun<br />

zararnn önlenmesi ve kamu hizmetlerinin bütçe yasalarnda<br />

- 294 -


Erhan TUTAL<br />

öngörülen biçimde ve aksaklğa yol açlmadan yürütülmesi amaçlarna<br />

dayanr. Devlet kendi borçlarn ödemek için özel düzenlemeler<br />

getirmiştir. 1050 sayl Genel Muhasebe Yasasnn 26.10.1988<br />

tarih ve 3488/1. maddesi ile değişik 59. maddesinin 2. fkrasnda;<br />

“ilgili ya da geçen ve eski yllar borçlar tertiplerinden ödenmeyen<br />

ilama bağl borçlar Maliye ve Gümrük Bakanlğ bütçesi ile katma<br />

bütçelerde yer alan ilama bağl borçlar tertiplerinden ödenir. Bu<br />

tertiplerdeki ödenekleri, yetmemesi halinde arttrmaya, Maliye ve<br />

Gümrük Bakan yetkilidir.” Burada açklanan biçimde, devletin<br />

ilama dayal borçlarn ödemesini sağlayacak hükümler koyarken bir<br />

kamu tüzel kişisi olan davac-borçlu vakf üniversitesinin borcunu ifa<br />

ederken, bu ifay onun istencine (iradesine) braktğ düşünülemez.<br />

Diğer taraftan kamuya tahsis işlemi, devlet tüzel kişiliği içinde yer<br />

alan baz kuruluşlara tannan özellikli ve istisnai bir düzenleme<br />

olduğundan yasaya dayanmas gerekir. Oysa ki, davac üniversitenin<br />

kuruluş yasasnda bu yönde bir hüküm yoktur. O halde davacnn<br />

mallarn ve gelirlerini kamu hizmetine tahsis yönünde aldğ kararn<br />

ve bunu onayan YÖK’ün aldğ kararn bağlayc olmayacağ açktr.<br />

Tüm bu açklamalara göre; Haczedilmezlik kuralnn, gerek<br />

uluslararas karşlaştrmal hukukta gerek öğretide, gerekse son<br />

yllarda geliştirilen Anayasa Mahkemesi ve yargsal görüşlerde<br />

snrlandrlmas gerektiği ve bu düzenlemenin son derece ayrksal<br />

(istisnai) durumlarda söz konusu olmas gerektiği bu bağlamda bir<br />

kamu tüzel kişisinin mal ve gelirlerinin haczedilmemesi için özel<br />

yasasnda açk hükmün bulunmas gerektiği, aslolann her özel<br />

ve tüzel kişinin borcunu zamannda ödemesi olduğu, bunun gerek<br />

hukuk devleti ve hak arama özgürlüğünün gerekse de ekonomik ve<br />

sosyal hayatn bir sarsntya uğramadan devamnn sağlanmasnn<br />

gereği olduğu, bu nedenlerle davac-borçlu vakf üniversitesinin,<br />

davaya konu P... Thermal Resort Otelinin bankalardaki gelirlerinin<br />

ve Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesinin döner sermayesinin<br />

gelirlerinin haczedilebileceği sonucuna varlmştr.” 25<br />

Anayasa’nn 58. ve 59. maddelerinde; Devletin istiklâl ve Cumhuriyetimizin<br />

emanet edildiği gençlerin müspet ilmin şğnda, Atatürk ilke ve İnklâplar<br />

doğrultusunda yetiştirme ve her türlü tedbirleri almakla görevli ve yetkili<br />

olduğu, sporun geliştirilmesi, kitlelere yaylmasn sağlamakla yetkili<br />

ve sporcuyu korumakla görevli olduğu hususlarda amir düzenlemeler<br />

bulunmaktadr. Sporun geliştirilmesi yaygnlaştrlmas, sporun alt<br />

yaps için gerekli olan araç ve gereçlerin temin edilerek toplumun<br />

25 Yargtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2003/12-116, K. 2003/111, T. 26.2.2003, http://www.turkhukuksitesi.<br />

com/showthread.phpt=12249, (erişim tarihi: 2.9.2013).<br />

- 295 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

istifadesine sunulmas, sağlkl bir nesil yetiştirilmesi, sporcularn<br />

korunmas, elit sporcularn yetiştirilmesi için her türlü spor tesislerinin<br />

yaplmas, gençlerin sosyal gelişmelerini desteklenmesi, gençleri<br />

sosyal hayatn her alannda etkin katlmn sağlanmas, karar alma ve<br />

uygulama süresinde etkin rol almalarna imkân yaratlmas, gençlere<br />

yönelik istimrar ve şiddetin engellenmesi, gençler arasnda her türlü<br />

ayrmclğ giderilmesi amacyla Gençlik ve Spor Bakanlğ’na, Spor<br />

Genel Müdürlüğü’ne yerel yönetimlere kanuni düzenlemelerle görev<br />

ve yetkiler vermiştir.<br />

Devlet, sporu desteklemek için birçok birimin görev ve sorumluluklarn<br />

belirleyen kanun ve yönetmeliklere özel maddeler koymuş ve sporun<br />

ve sporcunun desteklenmesini teşvik etmiştir 26 .<br />

Sporun insann fiziki ve düşünsel gelişimindeki önemini kavrayan<br />

toplumlar özellikle çocuk ve gençlerin spor yapmalarn sağlamak<br />

için tüm imkânlar seferber etmektedirler. Ancak, başta çocuk ve<br />

gençler olmak üzere tüm vatandaşlarn faaliyet gösterebilecekleri spor<br />

branşlarnn yeterli düzeyde yaplabilmesi sadece devlet imkânlarnn<br />

harekete geçirilmesi ile mümkün değildir. Kişilerin ve kurumlarn spora<br />

katklarnn sağlanmas noktasnda sponsorluk, vergi muafiyetleri,<br />

baz imtiyazlar gibi tedbirlerin de alnmas gerekmektedir.<br />

Spor kulüplerinin sporun geliştirilmesi ve yaygnlaştrlmas anlamnda<br />

oldukça önemli bir fonksiyon icra ettiği izahtan varestedir. Kulüplerinin<br />

faaliyet amaçlarn yerine getirebilmek için yeterli kaynağa sahip olmalar<br />

zorunludur. Spor kulüplerinin isim haklarndan doğan alacaklarna<br />

karş haciz yasağ getirilmesindeki amacn, spor kulüplerince Anayasa’da<br />

ifade edilen amaçlar doğrultusunda yerine getirilen hizmetlerinin<br />

sürekli ve düzenli bir şekilde yürütülmesini sağlamaktr.<br />

Ülkemizde yer alan özellikle amatör spor kulüplerinin mali yaplar göz<br />

önünde bulundurulduğunda, kulüp gelirlerinin amaçlarnn gerektirdiği<br />

faaliyetlerini sürdürmelerine imkân vermediği ve mali açdan devlet<br />

katksna bağml olduklar açktr 27 .<br />

Haczedilemezlik kural ile spor kulüplerinin baz varlklar (isim<br />

hakkndan doğan alacaklar) haciz yasağ kapsamna alnarak spor<br />

kulüplerinden olan alacaklarn icra yoluyla tahsil etmek zorunda<br />

26 Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü, Belediyeler ve hali hazrda kaldrlmş olan İl Özel İdarelerinin<br />

kuruluşunda görevleri bakmndan amatör spora desteklemekle zorunlu hale getirilmiş kanun,<br />

yönetmelik hükümleri bulunmaktadr.<br />

27 Profesyonel spor kulüpleri için dava konusu kuraln esasnda fazla bir etkisi bulunmamaktadr. Zira<br />

profesyonel futbol kulüplerinin isim hakk alacaklar haricinde birçok gelir kaynaklar bulunduğundan<br />

isim hakk geliri haricindeki malvarlklarnn haczedilmesi suretiyle alacağn tahsili mümkün<br />

bulunmaktadr. Bu nedenle ilgili hüküm daha çok isim hakk gelirleri haricinde fazla bir gelir kaynağ<br />

bulunmayan amatör spor kulüpleri için önem arz etmektedir.<br />

- 296 -


Erhan TUTAL<br />

kalanlar bakmndan bir snrlama getirilmiş ise de, spor kulüplerinin<br />

isim hakkndan doğan alacaklar dşndaki gelir ve varlklar üzerine<br />

haciz işlemi yaplabilmesi imkânnn bulunmas, kişilerin hak arama<br />

özgürlüğünün tamamen ortadan kaldrlmadğn ve hukuk düzeninin<br />

korumas altndaki haklarn elde edebilme imkânlarnn bulunduğunu<br />

göstermektedir.<br />

Kanunlarn, kamu yararnn sağlanmas amacna yönelik olmas, genel,<br />

objektif, adil kurallar içermesi ve hakkaniyet ölçütlerini gözetmesi ve<br />

kazanlmş haklar ihlâl etmemesi Anayasa’nn 2. maddesinde belirtilen<br />

hukuk devleti olmann gereğidir. Bu nedenle kanun koyucunun hukuki<br />

düzenlemelerde kendisine tannan takdir yetkisini anayasal snrlar<br />

içinde adalet, hakkaniyet ve kamu yarar ölçütlerini göz önünde tutarak<br />

kullanmas gerekir.<br />

Bütün kamusal işlemler, nihai olarak kamu yararn gerçekleştirmek<br />

hedefine yönelmek durumundadr. Kanunun amaç öğesi bakmndan<br />

Anayasa’ya uygun saylabilmesi için kanunun çkarlmasnda kamu<br />

yarar dşnda bir amacn gözetilmemiş olmas gerekir. İlgili yasama<br />

belgelerinin incelenmesinden kanunun kamu yarar dşnda bir amaçla<br />

çkarlmş olduğu açkça anlaşlabiliyorsa kanunun amaç unsuru<br />

bakmndan Anayasa’ya aykr olduğu söylenebilir.<br />

Öte yandan Anayasa’da belirtilen amac ya da kamu yararn<br />

gerçekleştirmek için kanunla yaplacak olan düzenleme, kanun<br />

koyucunun yapacağ tercihlere göre şekillenecektir; yani kanun koyucu,<br />

Anayasa’da belirtilen amac veya kamu yararn gerçekleştirmek için<br />

getireceği çözümü seçmekte serbesttir. Burada takdir yetkisi Anayasa’ya<br />

aykr olmamak koşuluyla kanun koyucuya aittir ve bu hususun<br />

yerindeliği Anayasa Mahkemesinin denetim alanna girmez 28 .<br />

Haciz bir cebri icra işlemi olarak mülkiyet hakk, yaşam hakk, kişinin<br />

maddi ve manevi varlğ ve eşitlik ilkesi gibi temel haklara müdahale<br />

sonucunu doğurabileceğinden, hacizle ilgili kurallarn belirlenmesi ve<br />

uygulanmas aşamasnda ölçülülük ilkesine dikkat edilmelidir. Ölçülülük<br />

anayasal dayanağ da bulunan bir ilke olup, temel hak snrlamalarnda<br />

kullanlan aracn amac gerçekleştirmeye elverişli ve gerekli olmasn,<br />

araçla amaç arasnda aşr bir orantszlk bulunmamasn, cebri<br />

icra alannda ise gerçekleştirilmek istenen amaçla, kullanlan araç ve<br />

yöntemlerin dengeli olmasn, taraflarn korunmasnda belli bir ölçüyü,<br />

snr ve dengeyi ifade etmektedir.<br />

Cebri icra hukukunda ölçülülük ilkesine uygun işlem yaplmas temel<br />

28 Anayasa Mahkemesinin 2.6.2011 günlü, E.2008/88, K.2011/85 sayl Karar, http://www.anayasa.gov.<br />

tr/index.phpl=manage_karar&ref=show&action=karar&id=3402&content=yerinden yönetim ilkesi.<br />

- 297 -


Spor Kulüplerinin İsim Hakk ve Haciz Yasağ<br />

hak ihlallerinin önlenmesine yardmc olmaktadr. Cebri icra hukukunda<br />

kural olarak alacakl ile borçlu arasndaki temel hak çatşmas daha çok<br />

alacakl lehine çözülmüş görünmekteyse de, cebri icrann snrlarnn<br />

tespitinde ölçülülük ilkesinin önemi ve etkisi inkâr edilemez.<br />

Haczedilmezlikle ilgili tüm kurallar snrl sayda, emredici nitelikte<br />

ve kamu düzenine ilişkindir. Zira haczedilmezlik kurallar doğrudan<br />

borçlu taraf korumaya yönelikmiş gibi görünse de ayn zamanda<br />

onun şahsnda borçlunun hayatnn katlanlamaz hale getirilmemesi,<br />

yaşamn devam ettirebilmesi, topluma muhtaç hale gelmemesi gibi<br />

insani ve kamusal sorumluluklar karşlamaya hizmet etmektedir.<br />

Haczedilemezlik kuralyla öngörülen haciz yasağnn Anayasa’nn 58.<br />

ve 59. maddelerinin Devlete verdiği pozitif yükümlülüğün bir gereği<br />

olduğu söylenebilir. Öte yandan spor kulüplerinin isim hakkndan doğan<br />

alacaklar dşndaki gelirleri ile malvarlklarnn haczi de olanakldr.<br />

Başka bir ifadeyle kuraldaki haciz yasağ, spor kulüplerinin diğer gelir ve<br />

malvarlğndan alacağn tahsiline engel bir düzenleme içermemektedir.<br />

SONUÇ<br />

Spor kulüplerinin –özellikle amatör spor kulüplerinin- işlevini yerine<br />

getirebilmesi bunlarn yeterli derecede gelir kaynağna sahip olmasna<br />

ve bu gelirlerin muhafazasna bağldr. Spor kulüplerinin başlca gelir<br />

kaynağ Spor Toto Teşkilat Başkanlğndan elde ettikleri isim hakk<br />

gelirleridir.<br />

Her ne kadar Anayasa Mahkemesi’nce söz konusu hüküm iptal edilmiş<br />

ise de, kuraln getiriliş amac, Anayasa Mahkemesinin haczedilemezlik<br />

kurallarna ilişkin daha önce vermiş olduğu kararlarda ortaya koyduğu<br />

kriterler ve hükmün kamu yarar amacna yönelik olarak getirildiği<br />

göz önüne alndğnda hükmün yerinde bir düzenleme olduğu<br />

düşünülmektedir.<br />

İsim hakk gelirlerinin haczedilemeyeceğine ilişkin hüküm iptal edilmiş<br />

olsa da kanun koyucunun benzer düzenlemelere gitmek suretiyle<br />

sporu ve spor kulüplerini teşvik edici ve destekleyici eğilimini devam<br />

ettirmesi gerekli ve zorunludur.<br />

<br />

- 298 -


Erhan TUTAL<br />

KAYNAKÇA<br />

Durmuş Ali GENÇ, “Spor Hukuku Bakmndan Türk Medeni Kanunu ve<br />

Dernekler Kanunu Kapsamnda Spor Kulüplerinin Değerlendirilmesi”,<br />

Yargtay Dergisi, Ocak-Nisan 2013, Cilt:39, Say:1–2.<br />

Muhammet Özekes, İcra Hukukunda Temel Haklar ve İlkeler, Ankara<br />

2009.<br />

Sabri Şakir ANSAY, Hukuk İcra ve İflas Usulleri, 4. Bas, Ankara 1956.<br />

Senai Olgaç, İcra-İflâs, Birinci Cilt, Ankara 1978.<br />

Uğur BULUT, “Borçlunun Haline Münasip Evi Üzerinde İpotek Tesisi<br />

ve Haczedilemezlikten Feragat” Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk<br />

Fakültesi Dergisi Cilt: 12,Özel S., 2010, s.1073-1103 (Basm Yl: 2012)<br />

Yaşar Karayalçn, Devlet Borçlar-“Devlet Mallar Haczedilemez” Kural<br />

(İİK. m. 82 ve Anayasa Mahkemesi’nin 21.X.1992 Tarihli Karar [Özel<br />

Hukuk ve Anayasa Mahkemesi Kararlar Sempozyumu, 11 Mays 2001,<br />

Ankara 2001, s. 119–142.<br />

- 299 -

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!