20.01.2015 Views

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

öyle geçtiği gibi, ahireti daha üstün, daha farklı olur. Çünkü işin acılı tarafı<br />

geçmiş ve her darlığı yenmiştir.<br />

Burada hatırlatmak istediğimiz bir durum vardır ki; bu: Nimetlere aldanmamak ve<br />

daima şükür etmektir. Aksi halde insan Hakk’ı (CC) gücendirmiş olur. Elindeki<br />

nimetleri kaçırır. Peygamber (SAV) Efendimiz buna işareten:<br />

- “Nimet ehlî değildir. Onu şükürle bağlayınız.”<br />

Buyurdu. Nimetin şükrü, vereni itiraf etmektir. Nimetin sahibi ise Allah’tır (CC). Bu<br />

durumu her halde görmek lazım.<br />

Her yerde haddi aşmayarak, İlâhi emirler dahilinde hakkı ödemek gerekir. Zekât,<br />

yemin kefareti, adak, fakir ve düşkünlere yardım gibi şeyleri esirgememekle<br />

beraber, gerek borçlu olanlara ve gerekse zaman zaman, çeşitli hadiseler<br />

karşısında çaresiz kalanlara yardım etmek yerinde olur. Bilhassa bir hatanın<br />

sonunda bir iyilik yapmak, bolluğa, genişliğe kavuşmaya vesile sayılır…<br />

Her nimetin kendine göre şükrü vardır. Mesela: Vücud sağlığının şükrü, zayıflara<br />

yardım ve ayrıca bol ibadet yapmak olmalıdır. Sonra kötü şeylere bakmamak, kötü<br />

yerlere gitmemek, günahtan sakınmaktır. Sıhhatin ayrıca mal ve mülkün elden<br />

gitmemesi için de bir çaredir. Hakkını gözeterek çaresizlere elindekinden<br />

vermelidir. Aksi halde: Ağaç sulu meyvesini vermez, yaprakları düşer, tadı<br />

kaybolur, sanki yokmuş gibi olur. Hakkı gözetilmediği için de her şey bereketini<br />

kaybeder. İlâhi emirlere uyulduğu takdirde daima iyilik zuhur eder. Her şeyde<br />

bolluk olur. Dünya işleri yoluna girer. Ahirete gelince: Peygamberler (AS), şehidler,<br />

sıddıklar ve salihlerle beraber olunur. Ayet:<br />

- “Bunların arkadaşlığı hoş olur.”<br />

Eğer dünya zinetine aldanır ve geçici zevklerin peşinde olursan her iyilik kaybolur.<br />

Hiçbir şeyin sade olmaz. Herşey gözünde küçük görünür.<br />

İnsan, hoşlandığı hiçbir şeyi bulamaz, fakat yine de dünyayı bırakamaz.<br />

Her kim dışı süslü, içi öldürücü zehirlerle dolu olan işlere kapılırsa, onun için<br />

söylenecek şey; belanın yaklaşmış olduğu ve az zamanda geleceği olur. Dünyada<br />

böyle olduğu gibi, öbür alemde de en güç azaba düçar olur.<br />

Her bela bir suçun cezasıdır ve her darlık işlenen bir suçun karşılığıdır. Buna; bir<br />

deneme, bir tenbih denilebilir. Günahlara kefaret demek de yerinde olur, günahkar<br />

için bu hüküm verilir.<br />

Büyük insanlara gelince, onlara bela, yükselme sebebi olsa gerek. Çünkü her<br />

belanın sonunda yüksek makam ve ulu dereceler vardır. Zaman aşımıyla, bela gibi<br />

görünen şeyler aslında bir lütuf olduğu anlaşılır. Her hareket ve adımda yükselme<br />

kaydedilir. Çünkü büyüklerin darlığı perişanlık için olmaz, bilakis daha yüksek<br />

makamlara ermek için bir imtihan sayılır. İmanın hakikatına ve güzelliğine erip

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!