20.01.2015 Views

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

41. Makale: FENÂ VE KEYFİYETİ<br />

Sana bir misal getireceğim. “Fena” üzerine olacak. Şunu demek isterim. Bir sultan,<br />

halk içinden seçeceği kimseyi bir beldeye tayin eder. Ona her türlü yetkiyi verir.<br />

Bir vali için lazım olan her çeşit nişanları takar. Borozan, bando, asker vs. Bu hal<br />

bir müddet devam eder.<br />

Aradan zaman geçer. O vali kendini beğenmeye başlar. Padişahın nimetini unutur.<br />

Sanki o yer kendisine bakidir. Kendini beğenir,ilk halini unutur, eksiğini hatırlamaz,<br />

eski fakirliği aklına gelmez. Halbuki bir zamanlar bir köşede unutulmuştu.<br />

Bu kibir o zavallıyı sarar. Kendini çok beğenir. Firavunlaşır. Bu hali çok iyi bilen şah<br />

onu azleder. Öyle bir hal alır ki, ilk devrini arar ama eline geçmez.<br />

Padişah ondan yaptıklarının hesabını sorar. Bütün hatalarının cezasını çektirir.<br />

Emirlerin yapılmayışı, yasaklara tecavüz etmek o zavallıya pahalıya mal olur. Çok<br />

feci bir şekilde hapsolur. En dar yere tıkılır. Büyük sıkıntıya düşer. Devamlı bir<br />

ihtiyaç içinde kıvranır. Bu kıvranma onun için iyi olur. Böbürlenmesi ölür. Kibri<br />

gider. Haddini bilir. Nefsi körlenir. Şahsi arzusu söner. Benliğini eritir. Bunlar<br />

padişahın gözünden kaçmaz. O şahsın bilgisi bunları kaybetmez.<br />

Bu durumda padişahın merhamet nazarı ona dokunur. Rahmet ve merhamet<br />

nazarına mazhar olur. Dolayısıyla, zindandan çıkarılma emrini verir. Bu arada<br />

bütün in’am ve ihsanını ona yağdırır. Eski devletini verir. Ayrıca o miktarın iki misli<br />

de mükafat verir. Artık bu iş böyle devam eder. Bundan sonra kötülüğe girmez.<br />

Kibri, gururu unutur. Saf ve temiz olarak vazifeye devam eder.<br />

İşte bu misal bir iman sahibinin halidir. Bir kimse Allah’a (CC) yaklaşınca, Allah<br />

(CC) onu sever ve seçer. Kalb gözü açılır. Nimet, in’am ve ihsan kapıları ona açık<br />

olur.<br />

Zaman olur, o kalb gözü ile kimsenin görmediğini görür, işitmediğini işitir, akla<br />

hayale gelmeyen garip işler seyreder. Yerin, göğün hikmetini anlar. Onlardaki<br />

esrarı çözmeye başlar. En güzel vaadi alır. Vaad olunduğu şey kendisine bol bol<br />

verilir.<br />

Hakk’a (CC) yaklaşır. O’nun (CC) güzel sözlerini duyar. Bu duygu yalnız safiyetten<br />

ve manevi yükselmeden gelir. Bu hale fenaya ermiş kişi kavuşur.<br />

O sözün hikmetini söyler. Çünkü kalbi temizdir. Safiyete ermiştir. O temizliğin<br />

nuru, kalbten dile gelir. O nurlu hal, o büyük insanın her halinde sezilir.<br />

Fenaya ermiş olan kibirli değildir. Gönlü engin olur. Dışı mütevazi insanlar gibi<br />

olur. Aldığı helâldir. Her haliyle Allah’ın (CC) yasaklarına yanaşmaz. İşte bu halde o<br />

insan kendinden emin olur. Kendini huzur içinde görür. İşte bu hoşluk bir zaman<br />

devam eder, bunun bir daha gitmeyeceğini sanır aldanır. Aniden belaların kapısı<br />

açılır. Çocukları yok olur. Malı telef olur. Kalbindeki huzur bozulur. İlk zamanda<br />

verilmiş olan bütün nimetler yok olur.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!