20.01.2015 Views

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

03. Makale: İPTİLA<br />

İnsan, başına bir iş gelirse... Önce, kendi kendine kurtulmaya çalışır... Muvaffak<br />

olamayınca, etraftan yardım istemeğe koyulur...<br />

Padişahlara gider; rütbe sahiplerine yalvarır. Zenginlere koşar... Hal sahiplerine<br />

gider; dua ister, himmet ister... Eğer hasta ise doktora gider, şifa arar. Bununla da<br />

kurtulamayacağını anlayınca, Allah’a döner.<br />

Eğer kendi işini yapabilseydi, halka dönmeyecekti... İşini halkta bitirebilseydi,<br />

Hak’ka dönmezdi. Burada da arzusu biraz geç kalmağa başlar; fakat gidecek başka<br />

yeri kalmamıştır... Durur yalvarmağa başlar... Dua eder; sena eder. İhtiyaçlarını<br />

teker teker sayar, yalvarır... Bunları yaparken bir yandan da reddolunmaktan<br />

korkar; bir yandan da, isteği yerine geleceğini ümit ederek sevinir...<br />

Son, bu halden de usanır; yaptığı dua ve niyazın işe yaramadığını zanneder... Bu<br />

kerre dua da dahil her şeyi bırakır... Saf, temiz bir halde beklemeğe başlar... Bu<br />

kez kader-i İlahi (Allah’ın emri) ne ise o zuhura gelir... Olacak olur... Herşeyde<br />

Allah’ın kudretini, kuvvetini sezer. Hareket, sükun... her ne varsa, ondan olduğunu<br />

anlar. Hayır, şer, iyilik, kötülük, vermek, almak, genişlik, darlık, ölmek, dirilmek,<br />

izzet, zillet, bunların hepsinin Hak’tan geldiğini mana gözü ile görür...<br />

Bu halleri görür... Ve bu haliyle süt anasının elindeki çocuk gibi olur... Yıkayıcı<br />

elindeki meyyite benzer; kendinden bihaber... Onlar istediğini yapar... Velhasıl,<br />

bir top gibi olur, gayri ihtiyari sağa sola yuvarlanır... Bukalemun gibi renkten renge<br />

geçer. Ne kendisi için, ne de başkası için hiçbir hareket yapmaz... Hakkın işinden<br />

başka şey görmez. Gözü O’ nu görür, kulağı O’nu işitir. Başka şey görse veya işitse,<br />

O’nun için görür veya O’nun için işitir. O’nun nimeti ile beslenir ve O’na yakın<br />

olmakla ferahlar... Bu halle güzelleşir... Bununla hoş olur... Sakinleşir...<br />

Her halde Hak’la mutmain olur. O’nun sözü ile ünsiyet peyda eder. O’ndan başka<br />

her şeyden çekinir ve hoşlanmaz... Daima O’nun zikrine koşar... Ve öylece kalmak<br />

ister. Bu halde kendinde yükseklik duyar. Kuvvetini Hak’tan alır. O’na tevekkül<br />

eder. Yolunu O’nun marifet nuru ile bulur. Onunla giyer, Onunla kuşanır. Böylece<br />

Hak’kın çeşitli ilimlerini öğrenir. O’nun kudreti ile şereflenir. O’ndan işitir. O’na<br />

yaklaşır. Dua eder, hamd eder. Öylece kalır...

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!