20.01.2015 Views

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

19. Makale: AHDİ YERİNE GETİRMEK, SÖZDEN DÖNMEMEK<br />

Henüz iman bakımından olgunlaşmadığın ve yakîn hali yönünden hakikate<br />

ermediğin bir zamanda; bir kimseye her hangi bir şeyi vaad edersen sakın dönme;<br />

ta ki; imanın yokluğa gömülmesin ve yakîn halin elinden gitmesin.<br />

İmanın kalbinde kuvvetlendiği, yakîn halin de hakikate erdiği zaman, sana manen<br />

şu hitap gelir:<br />

- “Sen bugün bizim devletimizde kararlı ve eminsin.”<br />

Bu hitap sana tekrar tekrar ve her tekrarında ayrı bir şekilde söylenir…<br />

Sen artık bu hallerden sonra seçkin olursun, belki daha üstün. Varlığın Hakk (CC)<br />

varlığına kavuşur, iraden kalmaz. Aradığın her şeyi sende bulursun. Hayrete<br />

düşecek acaiplik görmezsin. Bu hallerin hiç biri seni şaşırtmaz… Ne gördüğün<br />

Hakk’a (CC) yakınlık gözlerini kamaştırır, ne de bulunduğun derece seni hayrete<br />

düşürür.<br />

Himmetin yükseldikçe yükselir, maddi varlığın akar gider. Dileğini Hakk’a (CC)<br />

teslim edersin, yaratılmış şeylere değil. Gönlünü onların sahibine verirsin. Ne<br />

dünya ne de ahiret, hiç birini arzu etmezsin. Gönlünü Mevlaya (CC) verir, kalbini<br />

O’ndan (CC) gayri her şeyden temizlersin. Çünkü; Allah’ın (CC) rızasına kavuştun;<br />

cennetine vaat aldın… Netice: Hakk (CC) işlerdeki manevi tecelliyi anladın ve<br />

onlardan hoşlandın… İşte, bu in’am[1] ve ihsanlar imanından dolayı sana yapılıyor.<br />

Anlattığımız hallerden birine erdiğin vakit, en ufak şahsi şey düşünecek olursan<br />

öteye geçemezsin; düşünmezsen bir evvelki halin daha ilerisine, daha üstün ve<br />

güzeline kavuşursun. Evvelkinden hoşlanmaz öbürüne koşarsın… Sana bütün ilim ve<br />

anlayış kapısı açılır, bu sayede içinden çıkılmayacak en ince meseleleri çözersin. O<br />

meselelerdeki hikmet kapılarını açar, saklı iyilikleri meydana çıkarırsın…<br />

[1] Nimet verme, iyilik yapma

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!