20.01.2015 Views

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

- “ Bana dünyanızdan üç şey sevdirildi. Kadın, güzel koku, gönlümü hoş eden<br />

namaz...”<br />

Bütün kötü arzun, hevesin kırılmadıkça, Hak, seninle olmaz. Bu hevan ve hevesin<br />

yok olunca da sende hiçbir şey durmaz olur artık. Sende ne iyilik eğlenebilir, ne de<br />

kötülük. Ne akıl kalır, ne de fikir. Hiçbir şeyi seçemez olursun. Varla yok arasında<br />

bir hal alırsın. Allah seni öldürür, yeniden diriltir. Sende, yeni ve bambaşka bir<br />

irade zuhura getirir. Her isteğini o irade ile istersin. Bu hale ki geldin ve her isteğin<br />

buna ki uydu; Hak Teala kendine izafe ettiğin mevhum varlığını alır, seni yok eder.<br />

Bu halle sonunda: Münkesiret’ül-kulüb zümresine dahil olursun... Bu makamda<br />

haberin olmadan çeşit çeşit hikmetli işler olur. Sonra benliğin erimeğe başlar.<br />

Böylece iş sonuna varmış olur. Ve Hak’ka kavuşmuş olursun; yani, lika hasıl olur...<br />

Her iş tamam olur. Bütün çalışmalar bunun içindi zaten... İşte: Münkesiret’ül<br />

kulüb’un asıl manası budur.<br />

Yukarıda bahsedilen cümlesini biraz izah edelim: Bunun manası; tam bir sükun ve<br />

tumaninet halidir... Yani yukarıda arzedilen hale girmek ve onda tambir olgunluk<br />

peyda etmek demektir. Bunu daha açık anlatmak için Allah’u Teala’nın,<br />

Peygamberi (S.V.) lisanı ile buyurduğunu dinleyelim:<br />

- “Kulum bana ibadet etmekle yaklaşır, ve onu severim... Sevince de tutan eli,<br />

işiten kulağı, gören gözü, yürüyen ayağı olurum, hep işlerini benimle görür... “<br />

Diğer bir rivayette şu cümleler de vardır.<br />

- “Benimle işitir, benimle tutar, benimle aklı erer...”<br />

Bu hal ancak - kendinden geçiş – ile başlar. Bu iş, güç değildir, halkı bırakman<br />

kafi...<br />

Halk; hayır ve şerden ibarettir. Sen de böylesin, hem hayırlısın heh de şerli...<br />

Halkın hayrını ve şerrini isteme... Yalnız Hak’kı tut, ötesini bırak. Yine Kader-i<br />

İlahide hayır ve şer vardır. Sen bu halde bulunmadıkça Allah seni şerrinden korur,<br />

hayrı denizine atar. O zaman hayrına kab olur, her çeşit nimete kavuşursun...<br />

Süküna rahata, hoşluğa ve nihayet her güzelliğe kaynak olursun...<br />

Fena (1), Müna (2), Müptega (3) bunlar ayrı ayrı tasavvuf mertebesidir. Velilerin<br />

son durağı buralardır. Bunlara yönelmek öyle bir istikamettir ki, geçmişteki evliya<br />

ve ebdal hep bunları istediler. Ta ki, iradelerini Allah’a bırakalar ve O’nun<br />

iradesine göre hareket edeler. Zaten bu yolun yolcularına demek, bu manayı<br />

anlatmak içindir.<br />

Bunların günahı nefsani arzularını Hak’kın iradesine ortak etmektir. Haddi zatında<br />

onlar bunu unutarak yaparlar. Manevi bir hale kapılı, dehşete düşerler, bu arada<br />

kendilerini kaybederler. İsteklerine kapılma neticesi Hak’ka şirk koşmuş olurlar.<br />

Sonra, Allah tarafından kendilerine bir ayıklık gelir; Allah’ın rahmeti, merhameti<br />

yetişir, blundukları halden uyandırır. Onlar da hatalarını anlar, istiğfar eder, tövbe<br />

ederler... Allah da tövbelerini kabul eder. Çünkü yalnız melekler iradeden

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!