20.01.2015 Views

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

futuhul-gayb-abdulkadir-geylani-pdf

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

56. Makale: KULUN HALKI VE NEFSİ BIRAKMASI<br />

Kul şahsi hevesi, nefsi, iradeyi, dünya ve ahiret ümitlerini bırakmalıdır. Bunları<br />

bırakıp kalbine yalnız Allah (CC) sevgisi girdiği an doğruyu bulmuş sayılır. Artık<br />

kalbinde yalnız Allah (CC) sevgisi vardır. Her şeyi Allah’tan (CC) ister; başka bir şey<br />

arzu etmez. Çünkü Allah (CC) onu kullar arasından seçmiştir. Onların içinden saf<br />

olarak almış; hem kullara sevdirmiş hem de kendisi sevmiştir.<br />

İnsanların kalbi, o sevilmiş, seçilmiş insanın sevgisiyle doludur. Bu yapılanlar, onun<br />

için bir nimet sayılır. Sonra sonsuzluk ifade eden hoşluklardır. Bunların içinde ebedi<br />

kalma saadeti vardır. Kul, bu halinde elinde olmayan ilahi bir irade ile düşünür ve<br />

ilahi tecelliler arasında kendisini yok olmuş bulur. Hakk’ın (CC) tedbiriyle hareket<br />

eder. O’nun (CC) dilediği gibi olur, O’nun (CC) rızasına göre razı olur. O’nun (CC)<br />

emrine uyar, başkasını bilmez. O’ndan (CC) başka kimsede varlık göremez. Bu<br />

durumda bilir ki fiil, söz ve hareket hepsi Hakk’a (CC) tabidir.<br />

Bu durumda ilahi vaadler alır; hayal dahi edemediği şeyleri bulur ve alır. Burada da<br />

ilave yapmak gerekirse deriz ki, kulun iradesi yok olmuştur. Yalnız ilahi irade<br />

kendini gösterir.<br />

Bu mevzuyu biraz açmak isteriz. Kastımız, kulun iradesi yok olduktan sonra bazı<br />

değişiklikleri bildirmektir. Kul bir iş diler, fakat kendi iradesi ile değil. Hakk’ın (CC)<br />

iradesi dahilinde. Az zaman sonra o değişir, başka bir şekil alır. Bu değişik iş, belki<br />

o kulu üzer; ama üzülmemek gerek. Çünkü Allah-u Teala (CC) Hz.leri şöyle<br />

buyuruyor:<br />

- “Biz bir iş değiştirdiğimiz zaman ancak yerine ondan daha iyisini, daha güzelini<br />

veya aynısını getiririz. Allah’ın (CC) her şeye kadir olduğunu bilmez misin”<br />

Burada sözle söylenmesi gerekmeyen işler vardır ki onu yalnız tasavvuf ehli bilir.<br />

Yukarıda zikredilen Ayet-i Kerimenin bir nüzul sebebi vardır. Ama biz bunun<br />

üzerine duracak değiliz. Yalnız bazı hususları belirtmek için anlatmakta fayda<br />

vardır.<br />

Hz. Peygamber (SAV) irade bakımından Hakk’ın (CC) emir ve tecellisine bağlıydı. Şu<br />

kadar var ki bazı ilahi irade yönünden iyi, fakat zuhur eden hadiseler cihetinden<br />

zahirde hatalı görülen şeyler sezerdi; ama kalben… Bunu bilen ancak Allah’tı (CC).<br />

Değiştirmek de Allah’a (CC) ait idi. Hal böyle iken değişen bazı ayetler Peygamberi<br />

(SAV) üzerdi. Bunun üzerine bu ayet nazir oldu. Peygambere (SAV) ihtar edildi.<br />

Tasavvufi ve öz manası ele alınırsa şu ayet-i kerime de kastımız olan inceliği<br />

belirtmeye yeter:<br />

- “Dünyanın geçici nimetlerini istiyorsunuz. Halbuki Allah (CC), öbür alemin<br />

güzelliğini sever. Eğer geçmiş bir hüküm Allah (CC) tarafından verilmiş olmasaydı<br />

sizi büyük bir azap tutardı; bu yaptığınız işin cezası olurdu.”

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!