19.01.2015 Views

YASED Yönetim Kurulu Başkanı Piraye Antika'nın Sunuşu

YASED Yönetim Kurulu Başkanı Piraye Antika'nın Sunuşu

YASED Yönetim Kurulu Başkanı Piraye Antika'nın Sunuşu

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

<strong>YASED</strong> 2009 II. BAROMETRE ANKETİ BASIN TOPLANTISI<br />

29 EYLÜL 2009<br />

YÖNETİM KURULU BAŞKANI PİRAYE ANTİKA’NIN KONUŞMASI<br />

Değerli Basın Mensupları,<br />

<strong>YASED</strong> üyelerinin yatırım ortamına dair görüşlerini aldığımız ve her 6 ayda bir<br />

güncellediğimiz Barometre araştırma anketinin sonuçlarının Genel Sekreterimiz<br />

Mustafa Alper tarafından sunumunu takiben bu araştırmanın işaret ettiği birkaç<br />

önemli noktayı <strong>YASED</strong> öncelikleri çerçevesinde daha yakından değerlendirmek<br />

istiyorum.<br />

Üyelerimizin önemli bir kısmı ülkemizde uluslararası yatırımların önündeki üç<br />

temel engeli;<br />

1. Yasal çerçeve ve uygulamalar,<br />

2. Ekonomik istikrarsızlık,<br />

3. Kayıt dışı ekonomi<br />

olarak sıralamakta. Araştırma sonuçları <strong>YASED</strong> üyelerinin, uluslararası<br />

yatırımların önünde engel olarak gördükleri alanların hemen hepsinde son 6<br />

aydaki gözlem ve beklentilerinin ya aynı kalmış ya da olumsuza dönmüş<br />

olduğunu gösteriyor. Buna karşılık olumlu gelişme gözlemleyenlerin sınırlı<br />

yüzdelerde kaldığını görüyoruz. Aynı durum önümüzdeki 6 ay beklentileri için de<br />

geçerli.<br />

Temel engeller listesinde en üstte yer alan “yasal çerçeve ve uygulamalar”<br />

konusu, <strong>YASED</strong> ‘in de en öncelikli konularından olan hukuk güvenliği<br />

konusunda yatırımcıların endişelerinin devam ettiğine işaret ediyor.<br />

Hiç şüphesiz iş dünyası ve yeni yatırımlar açısından yasal düzenlemelerde ve<br />

düzenlemelerle ilgili günlük uygulama ve denetimlerde öngörülebilirliğin garanti<br />

altına alınması hayati önem arzetmektedir. Kuralların; yatırımcıların hak ve<br />

sorumlulukları, ve uygulamaların sonuçları konusunda tereddüt etmelerine yer<br />

bırakmayacak netlikte olması gerekmektedir.<br />

Yakın geçmişte Avrupa’ya uyum sürecinden de kaynaklanan nedenlerle ülkemizde<br />

yasaların sık sık ve çoğu kez tüm tarafların görüşleri alınmadan hızla değiştiği bir<br />

dönemden geçtik. Bazı alanlarda ilgili mevzuatın yoruma açık yazılmış olması,<br />

uygulamada ciddi belirsizliklere yol açmış ve geriye dönük hükümde bazı<br />

uygulamalar yaratarak yatırımcılar nezdinde önemli ihtilaflara yol açmıştır. Bugün<br />

geldiğimiz noktada mevzuatımızda çelişkili ve yatırımcı bazında farklı<br />

uygulamalara yol açabilecek geniş gri alanların var olduğu tartışılmaz bir<br />

gerçektir. Genel olarak bu tablo Türkiye’deki yatırım ortamı açısından belirsizliğin<br />

yani riskin arttığı algısını yaratmaktadır. İçinden geçmekte olduğumuz dünya<br />

konjonktüründe kısa bir süre önce açıkladığımız UNCTAD Dünya Yatırım<br />

Raporunda da belirtildiği üzere gelişmekte olan ülkelere akan doğrudan uluslarası<br />

yatırım miktarı büyük oranda daralmıştır. Ülkemizin ekonomik büyüklüğü ve<br />

istihdam bu dönemde ciddi düşüş göstermiştir. Böyle bir konjonktürde Türkiye<br />

dış yatırım ve dış finansman akımı açısından diğer gelişmekte olan ülkelerle çok<br />

daha zorlu şartlarda rekabet etmektedir. Kısaca cazibe merkezi olma<br />

konumumuzu her şartta koruma gereği vardır. Kontrol edilebilecek gelişmeler<br />

1


arasında yasal belirsizlikleri en aza indirgemek en kolay başarabileceğimiz işler<br />

arasındadır.<br />

Yatırımcılar uzun vadeli bakış açısıyla, faaliyet gösterecekleri ortamın kurallarını<br />

bilebilmeli ve ileriyi öngörebilir durumda olabilmelidir. Bunun sağlanabilmesi için<br />

gerekirse iş dünyası ve ilgili kamu otoriteleri biraraya gelerek öncelikle<br />

mevzuatımızda yer alan gri alanları belirlemeli, ve tek tek bu alanlarda<br />

uygulama açısından netlik kazandırılması için çalışmalıdır. Böyle bir çalışma<br />

şeffaflığın arttırılmasına ve öngörülülebilirliğin sağlanmasına yardımcı olacaktır.<br />

Hiç şüphesiz belirsizliğin sistematik bir çalışma sonucu özel sektör kamu işbirliği<br />

ile azaltılması uluslararası yatırımların çekilmesi yönünde Türkiye’yi avantajlı bir<br />

konuma geçirecektir.<br />

Yukarıdaki uygulama ve yasal belirsizliklere <strong>YASED</strong> gündemindeki konulardan bir<br />

örnek vermek gerekirse Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı sermayeli şirketlerin<br />

gayrimenkul edinimi alanında geçtiğimiz yıl yapılan mevzuat değişiklikleri<br />

incelenebilir. Yeni düzenleme ve uygulamadaki zorluklar yatırımcı güvenini<br />

zedeleyen ve üyelerimiz açısından öngörülebilirliği engelleyen önemli bir konu<br />

olmayı sürdürmektedir. Geçtiğimiz yıla kadar yabancı sermaye paylı şirketler, eşit<br />

muamele ilkesi uyarınca yerel sermayeli şirketlerle aynı şartlarda gayrimenkul<br />

edinebiliyorken, Anayasa Mahkemesi kararı ve takip eden Kanun değişikliği ve<br />

Kasım 2008’de çıkarılan Yönetmelik gereği uzun ve belirsizliklerle dolu izin<br />

prosedürleriyle karşı karşıya kalmışlardır. Yasal hakların kaybedilmemesi için bu<br />

yıl başında temelde eşitlik ilkesine aykırı bulduğumuz bu uygulamanın<br />

yürürlüğünün durdurulması ve iptali için dava açıldı. Diğer taraftan da bürokratik<br />

düzeyde iyileştirmeler yapmak üzere temaslarımız sürüyor ancak bugüne kadar<br />

yapılan bürokratik iyileştirmeler, belirsizlikleri istenilen ölçüde gidermeye yeterli<br />

olmadı. Bu konuda en kısa zamanda gerekli yasal düzenlemeler yapılmasını<br />

bekliyoruz.<br />

Yatırımların önündeki engellerde öne çıkan diğer bir önemli konunun kayıt dışı<br />

ekonomi olduğunu görüyoruz. Kayıtdışılık mevcut yatırımcının algısını zayıflattığı<br />

gibi özellikle greenfield (yeni) yatırımcıları için de caydırıcı bir etken olmaktadır.<br />

Kayıt dışı ekonominin önüne geçilmesi yönünde samimi adımların artık acilen ve<br />

kararlılıkla atılmasının sağlıklı bir ekonomik işleyişe büyük katkıda bulunacağı<br />

görüşündeyiz. Kayıtdışı ekonomiyle mücadele etmek yani yasalara tüm<br />

yatırımcıların aynı şekilde uymasını sağlamak daha adil bir gelir dağılımı,<br />

homojen, geniş tabanlı ve daha istikrarli bir vergilendirme ortamı yaratacaktır.<br />

Haksız rekabetin önüne geçilmesi ve seffaflasma yatırımları artıracak, hem artan<br />

yatırımlar hem de vergi tabanının genişlemesi ile vergi gelirlerini arttırmış bir<br />

Türkiye kalkınma hedeflerinde daha hızlı ilerleyecektir.<br />

Son olarak Türkiye ekonomisinin acil sorunlarından biri olan “işsizliğin”,<br />

Barometre anketimizde de üyelerimizin dikkat çektiği önemli bir konu olduğunu<br />

görüyoruz. Uluslararası yatırımların ülkemiz ekonomisine en önemli katkılarından<br />

biri olan istihdam yaratma konusunda, yatırımcıların gelecek dönem için iyimser<br />

bir tablo çizmemiş olması, istihdamda artış beklentisinin düşük olması istihdam<br />

konusunda alınması gereken önlemler olduğuna işaret etmektedir. Turkiye’nin<br />

demografik ozellikleri ve genc nufusu, yuksek buyume potansiyeli vaad etmekle<br />

birlikte, istihdam olanaklarinin kisitli olmasi sebebiyle issizlik probleminin<br />

artmasina da neden olmaktadir. Üyelerimiz “işsizlik” konusunun hükümetin<br />

önümüzdeki dönem öncelik vermesi gereken en önemli konu olduğunu ve artan<br />

2


işsizliğe karşı alınan önlemleri yetersiz bulduklarını belirtmişlerdir. <strong>YASED</strong> olarak<br />

her fırsatta belirttiğimiz gibi istihdam üzerindeki prim ve vergi yüklerinin<br />

azaltılması, çalışma mevzuatının ve isgucu piyasasinin esnekleştirilmesi,<br />

uluslararası yatırımların (özellikle yüksek teknolojili ve katma değerli yeni<br />

yatırımlar) Türkiye’ye çekilebilmesi açısından rekabet avantajı sağlanması için<br />

gereken önceliklerdendir.<br />

Barometre sonuçlarına baktığımızda bir önceki anketimizde etkileri açıkça<br />

görülen, son bir yılın ana gündem maddesi olan global krizin, üyelerimizin<br />

beklentileri ve gelecek dönem planları üzerinde hala etkili olduğunu görebiliyoruz.<br />

Anket sonuçları, kuresel ekonomi ile ilgili beklentilerde iyilesmenin devam<br />

edecegi, ancak Turkiye’de bunun daha zaman alacagi seklindedir.<br />

İçinden geçtiğimiz süreci, bir krizin de ötesinde bir dönüşüm, belki yeni bir<br />

ekonomik modele geçiş firsati olarak düşünürsek, “bu yeni dünya düzenin<br />

getireceği sosyal ve politik değişiklikler ne olacak”, “yeni dünya düzeninde<br />

Türkiye’nin yeri nerede olacak”, “Türkiye ekonomisinin daha rekabetçi olması<br />

için gerekli yeniden yapılanma süreci nasıl planlanacak” sorularına cevap<br />

vermek gerekiyor. Küresel sistemin yeniden şekillendiği bu dönemde Türkiye,<br />

yalnızca ayakta kalmaya değil; bir G-20 ülkesine yakışır hamlelere de<br />

odaklanmalıdır. Bu da bize Türkiye olarak uzun vadeli bütünsel bir vizyona, bir<br />

master plana olan ihtiyacımızı bir kez daha hatırlatıyor.<br />

Sizlerle paylaştığım öncelikli konular çerçevesinde yapılacak iyileştirmelerle<br />

ülkemize ekonomik büyüklüğüyle bağdaşan ölçekte uluslararası yatırım<br />

çekilebileceği görüşündeyiz. <strong>YASED</strong> olarak; Türkiye’de yatırım ortamının<br />

iyileştirilmesi amacıyla, hukuk güvenliği ilkelerine, serbest piyasa ve rekabet<br />

kurallarına uygun, öngörülebilir bir yatırım ortamının sağlanması ve sürdürülmesi<br />

için yapılan her türlü olumlu girişime destek vermeye devam edeceğimizi bir kez<br />

daha yineleyerek sözlerimi burada noktalamak istiyorum.<br />

Basın toplantımıza katılımınız için şahsım ve <strong>YASED</strong> Yönetim <strong>Kurulu</strong> adına sizlere<br />

teşekkür ediyorum.<br />

3

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!