16.01.2015 Views

E. Kiram

E. Kiram

E. Kiram

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

nürken, Cebrâîl gelip, Yâ Resûlallah! Ebû Bekri b›rakma! Kâfirler<br />

gelip, Ebû Bekri tutarak, senin ard›nca gelip, seni bulur, öldürürler<br />

dedi. Hazret-i Resûl nâçar kal›p, Ebû Bekri ma¤araya götürdü.<br />

Çünki, hazret-i Resûlün kâfirlerden ve Ebû Bekrden emniyyeti<br />

yok idi. Hak teâlâ, Ebû Bekrin ve Eshâb›n nifâk yapaca¤›n› haber<br />

vermifl, Ebû Bekrden vukû’a gelecek fleyleri bildirmifldir ve (Kalblerinde<br />

olm›yanlar› söyliyorlar) buyurmufldur. Bunlar›n nifâklar›n›<br />

bildiren âyetler çokdur. Resûlullah, enîs ve celîse muhtâc de¤ildi.<br />

(Görmedi¤in askerler ile Allah seni kuvvetlendirdi) âyeti, bunu<br />

gösteriyor. Ebû Bekr hiçbir gazâda bulunmam›fl, firâr etmifldir.<br />

Mü’minin kâfire, kâfirin mü’mine sâhib [arkadafl] oldu¤unu gösteren<br />

âyetler çokdur. Arabcada, efle¤in insana sâhib oldu¤unu söylemek<br />

çok olmufldur. O hâlde, Ebû Bekre sâhib denilmesi bir meziyyet<br />

olamaz. Ma¤arada Resûlullah için korkdu ise, bu korkusu ibâdet<br />

olur. Ona korkma demek, ibâdetden men’etmek olur. Resûlullah<br />

bir kimseyi ibâdetden men’etmez. Korkusu günâhdan ise ve<br />

Allahü teâlân›n Peygamberine inanmam›fl oldu¤undan ise, sâhiblikden<br />

ona ne fâide olur Korkma demek, ona fâide vermez. Resûlullah,<br />

elbette günâh› men’eder. Resûl ona, düflmanlardan mahfûz<br />

kalaca¤›m demifldi. Buna i’timâd etmedi. Ba¤›r›p ça¤›rmakdan<br />

maksad›, kâfirlere haber vermek idi denilse yerinde olur. Îmân› olsayd›,<br />

Allahü teâlâ onu da, y›lan sokmas›ndan korurdu. Allah bizimle<br />

berâberdir demek de ona k›ymet vermez. (Üç kimse gizli konuflsa,<br />

onlar›n dördüncüsü Allahü teâlâd›r) buyuruldu ki, gizli konuflan<br />

kâfirler de k›ymetli olmak lâz›m gelir. Ebû Bekrin rüsvâl›¤›-<br />

n› ve îmândan mahrûm oldu¤unu, bu âyet-i flerîfe aç›kca gösteriyor.<br />

Âyet-i kerîmede, ona sekîne, râhatl›k verdim diyor. Onlara<br />

verdim demiyor. Bu da îmân› olmad›¤›n› gösteriyor. Böyle fâs›klar›,<br />

fâcirleri, belki kâfirlerden dahâ kötü olanlar› efdal deyip, hânedân-›<br />

nübüvvetin ma’sûmlar› üzerine tercîh gösteriyor ki, Resûlullahdan<br />

sonra hicret edenlere, Muhâcir denir. Berâber veyâ önce<br />

gidenler, muhâcir olmaz) yaz›yor.<br />

Hâlbuki ma¤arada berâber bulundu¤unu bildiren, Tevbe sûresinin<br />

k›rk›nc› âyet-i kerîmesi, hazret-i Ebû Bekr-i S›ddîk›n “rad›-<br />

yallahü anh” fazîletini, flerefini göstermekdedir. Çünki, o gece,<br />

Cebrâîl aleyhisselâm gelip, (Bu gece, kâfirler seni öldürme¤e karâr<br />

verdi. Bu gece, Alîyi “rad›yallahü anh” yata¤›na yat›r ve Ebû<br />

Bekr-i S›ddîk ile, Medîne-i münevvereye hicret et!) dedi. O gece,<br />

hazret-i Alînin “rad›yallahü anh” yafl› küçük idi demesi de yanl›fld›r.<br />

Yirmiüç yafl›nda idi. Alî “rad›yallahü anh”, bin cân›m da olsa,<br />

senin yoluna fedâd›r diyerek yata¤a girdi. Resûlullah “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” Safer ay›n›n yirmiyedinci perflembe gecesi kap›-<br />

– 98 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!