16.01.2015 Views

E. Kiram

E. Kiram

E. Kiram

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mek, f›kh ilminin üsûl ve kâ’idelerine vâk›f olmak, oniki ilmi, âyet-i<br />

kerîmelerin ve hadîs-i flerîflerin rümûz ve iflâretlerini, sûrî ve ma’nevî<br />

tefsîrlerini anlay›p kavr›yabilecek ayr› bir irfâna, nûr-i îmân ve itmi’nân<br />

ile dolu münevver ve muaffâ bir kalb ve vicdâna sâhib bulunmak<br />

lâz›md›r. Bu yüksek vasflar ve husûsiyyetler, ictihâd mevk›’<br />

ve makâm›n›n îcâblar› ve lüzûmlu flartlar›d›r. Fekat, böyle fazîletleri<br />

tafl›yan, akllar› kuvvetli kimseler, ancak Peygamberimizin “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” asr-› se’âdetinde ve Sahâbe-i kirâm›n “rad›-<br />

yallahü teâlâ anhüm ecma’în” zemân›nda ve Tâbi’în ve Tebe’i tâbi’în<br />

devrinde bulunabiliyor, sohbet bereketi ile yetifliyordu. Zemân<br />

ilerleyip, asr-› se’âdetden uzaklafl›ld›kça, fikrler, re’yler bozulmufl,<br />

da¤›lm›fl, bid’atler türemifl, böyle üstün, k›ymetli kimseler yavafl yavafl<br />

azalm›fl, dördüncü asrdan sonra, bu s›fatlara mâlik bir âlim ortada<br />

kalmam›fld›r. Böyle oldu¤u, (Mîzân-ül-kübrâ) ve (Redd-ül-muhtâr)<br />

ve (Hadîka) kitâblar›nda, aç›kça yaz›l›d›r.<br />

(Fa’tebirû) âyet-i kerîmesinin meâl-i âlîsi, (Ey akl sâhibleri!<br />

Akl erdiremedi¤iniz mes’elelerde, onlar› bilen ve derinliklerine<br />

tâm ermifl olanlara tâbi’ olunuz) demekdir.<br />

‹ctihâd makâm›na varm›fl bulunan yüksek kimseler, kendi ictihâdlar›na<br />

göre hareket etmek mecbûriyyetindedir. Baflka müctehidlerin<br />

ictihâdlar›na tâbi’ olamazlar. Hattâ Peygamberlerin “aleyhimüssalevâtü<br />

vesselâm” zemânlar›nda da, sahâbîlerden biri, kendi<br />

Peygamberinin ictihâd›na uym›yan ictihâdda bulunursa, kendi<br />

ictihâd›na göre hareket ederdi. Burada bir süâl sorulabilir. Peygamberler<br />

de “aleyhimüssalevâtü vesselâm” ictihâd eder mi idi<br />

Evet, onlar da, Allahü teâlân›n aç›kça bildirmedi¤i emrleri, aç›k<br />

bildirilmifl olan emrlere k›yâs ederek, benzeterek ictihâd ederlerdi.<br />

Fekat ictihâdlarda hatâ edip yan›lmak ihtimâli oldu¤undan, ictihâdlar›nda<br />

hatâ ederlerse, Allahü teâlâ, derhâl Cebrâîl aleyhisselâm›<br />

göndererek, hatâlar› vahy ile düzeltilirdi. Ya’nî Peygamberlerin<br />

“aleyhimüssalevâtü vesselâm” ictihâdlar› hatâl› kalmazd›. Meselâ,<br />

Bedr gazas›nda al›nan esîrlere yap›lacak fley için, Server-i<br />

âlem “sallallahü aleyhi ve sellem” ba’z› Sahâbe-i kirâm ile birlikde<br />

bir dürlü, Ömer “rad›yallahü anh” ise, baflka dürlü ictihâd etmifllerdi.<br />

Sonra, âyet-i kerîme gelerek, Allahü teâlâ, imâm-› Ömerin<br />

“rad›yallahü anh” ictihâd›n›n do¤ru oldu¤unu bildirdi. Bunun gibi<br />

(Abese) sûresi de, bir ictihâd hatâs›n› düzeltmek için nâzil olmufldu.<br />

[Tefsîr-i Hüseyn Kâflifî.] Peygamber efendimizin “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem” vefâtlar› s›ras›nda, hokka ve kalem hakk›ndaki<br />

emrlerinin anlafl›lmas›nda hazret-i Ömerin “rad›yallahü anh” ictihâd›,<br />

yine böyledir ki, ileride bildirece¤iz.<br />

Eshâb-› kirâmdan sonra “rad›yallahü teâlâ anhüm ecma’în”<br />

– 52 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!