16.01.2015 Views

E. Kiram

E. Kiram

E. Kiram

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yolda yürümüfl olursunuz). Bundan anlafl›l›yor ki, bunlar›n hepsi<br />

müctehiddir. Herbiri âyet-i kerîmelerde ve hadîs-i flerîflerde aç›kça<br />

bildirilmiyen ahkâm-› dîniyyeyi, ilmleri ile, yükseklikleri ve kemâlleri<br />

ile ve kalblerinin nûrlar› ile âyetlerden ve hadîs-i flerîflerden<br />

bulup ç›karabilmekdedir. Bunun içindir ki, Server-i âlem “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem”, Sahâbe-i kirâmdan birço¤unu, dîn-i islâm›<br />

yaymak ve herkese bildirmek için, uzak memleketlere gönderdikleri<br />

zemân, tenbîh buyururlard› ki, karfl›laflaca¤›n›z vak’alar›n,<br />

hâdiselerin nas›l yap›lmas› lâz›m geldi¤ini, Kur’ân-› kerîmde ve hadîs-i<br />

flerîflerde aç›k göremedi¤iniz vakt, âyet-i kerîmelerin delâletinden,<br />

iflâretlerinden, rümûzundan, ifâde fleklinden, uygun ma’nâlar›ndan,<br />

muhâlif ma’nâlar›ndan, emrlerinin îcâblar›ndan ç›kar›p<br />

anlay›n›z ve anlad›¤›n›za göre yap›n›z ve yapd›r›n›z! Müctehidlerin<br />

vazîfesi de budur. Sahâbe-i kirâm›n herbirini bir y›ld›za teflbîh buyurdu<br />

ki, denizlerde, da¤larda, derelerde, tepelerde, sahrâlarda,<br />

çöllerde yollar›n› flafl›ranlar, k›bleyi, di¤er cihetleri ar›yanlar, bunlar›n<br />

z›yâs› sâyesinde yol bulabilsinler. Zemân-› se’âdetden sonra<br />

(Hulefâ-i râflidîn) ve bütün Eshâb-› kirâm, böylece birbirlerini<br />

müctehid tan›m›fllard›r. Birbirlerinin re’y ve ictihâdlar›na yanl›fl<br />

dememifllerdir. Sahâbe-i kirâm›n sohbetlerinde ve derslerinde yetiflen<br />

Tâbi’în-i kirâm›n ço¤u da böyle müctehid oldu. Bunlar›n sohbet<br />

ve derslerinde bulunan Tebe’i tâbi’înden bir k›sm› da ictihâd<br />

derecesine yükseldi. ‹mâm-› a’zam Ebû Hanîfe, imâm-› Mâlik,<br />

imâm-› fiâfi’î, imâm-› Ahmed bin Hanbel, imâm-› Evzâî, Süfyân-›<br />

Sevrî, Süfyân bin Uyeyne, Dâvüd-i Tâî ve benzerleri “rahime-hümullahü<br />

teâlâ” bunlardand›r. Bunlar azala azala, dördüncü asr›n<br />

sonunda, ictihâd yapabilecek derin âlim yetiflemez oldu. Önce gelmifl<br />

müctehidlerden ço¤unun da mezhebleri unutuldu. fiimdi, ancak<br />

dört imâm›n mezhebi kald›. Bunlar da, ‹mâm-› a’zam, imâm-›<br />

fiâfi’î, imâm-› Mâlik ve imâm-› Ahmed bin Hanbel “rad›yallahü<br />

anhüm”dür. Onlardan sonra bu mertebeye, bu dereceye kimse vâs›l<br />

olamad›. Onun için, mezhebler, dört olarak kald›. Müslimânlar›n<br />

hepsi, bu dört mezhebden birine uyma¤a mecbûr ve me’mûr oldu.<br />

Birkaç›n› bildirdi¤imiz âyet-i kerîmeler ve hadîs-i flerîfler karfl›s›nda<br />

Allahü teâlâ, mezhebsizlere insâf versin! Herkes bilir ki, i-<br />

ki yüzlülük, hâinlik alâmetidir. Eshâb-› kirâma ve hele, en k›ymetlilerinden<br />

olan, Allah›n arslan›na, hiç iki yüzlü denilebilir mi ‹nsanl›k<br />

dolay›s›yle, do¤ru söz, bir iki sâat veyâ bir-iki gün saklanabilir<br />

denirse, yeri vard›r. Fekat, Allah›n arslan›na, tam otuz sene,<br />

hâinlik alâmetini yüklemek ve bu uzun zemânda, hep iki yüzlülükle<br />

yaflad› demek, ne kadar çirkin, ne kadar alçakça bir iftirâ o-<br />

– 43 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!