16.01.2015 Views

E. Kiram

E. Kiram

E. Kiram

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ir memleketde nas›l durabileceklerini sabâha kadar düflünür.<br />

Ertesi gün Resûlan köyüne gelirler. S›bgatullah efendi, buradakilere<br />

vâlînin nas›l oldu¤unu sorar. ‹yi adam oldu¤unu söylerler.<br />

Seyyid Fehîm, hemen (Amcam o¤lu! O, serhofldur. Nas›l iyi denilir)<br />

der.<br />

Nehrîye gitmek için Baflkal’adan ayr›l›rken, seyyid Muhammed<br />

efendi, seyyid Fehîmi bir kenâra çekerek, (Yavrum Fehîm! Huzûruna<br />

ç›kaca¤›n seyyid Tâhâ, çok büyük zâtd›r. Vilâyet derecelerinin<br />

en yükse¤indedir. Feyz almad›kça, kemâle ermedikçe, ondan<br />

sak›n ayr›lma!) der. Nehrîden ayr›l›rken, seyyid Tâhâ, câmi’ önünde<br />

ayakda duruyor. Herkes elini öpdükden sonra, S›bgatullah<br />

efendi, seyyid Fehîmin geride kald›¤›n› görüyor. Seyyid Tâhâdan<br />

bunun da geri dönmesi için izn istiyor. Seyyid Tâhâ, izn vermiyor.<br />

O burada kals›n diyor. Yolcular ayr›l›nca, hemen orada, ayakda<br />

iken, seyyid Fehîme vazîfe verip, ta’lîm buyuruyor. S›cak bir günde,<br />

anlatd›klar›n› tekrâr etdiriyor. Hepsini, oldu¤u gibi söyleyip,<br />

yaln›z (hatt-› tûlânî) yerine (hatt-› tûlî) diyor. Seyyid Tâhâ, hemen<br />

düzeltmifldir. O zemân, seyyid Fehîm pek genç idi. Medrese derslerini,<br />

henüz bitirmemifldi. Seyyid Tâhâ, birgün, câmi’ d›var›na dayanarak<br />

otururken, seyyid Fehîm gelir. Mubârek eli ile iflâret ederek,<br />

yan›na ça¤›r›r. Yan›na gelir. (Sen zekî bir talebesin. Mutavveli<br />

okumal›s›n!) der. Efendim kitâb›m yok. Hem de, memleketimizde<br />

okunan bir kitâb de¤ildir, diyor. Seyyid Tâhâ, kendi kitâb›n› veriyor.<br />

Seyyid Fehîm tahsîlini bitirmek için, Muflun Bulan›k kazâs›,<br />

Âbiri köyünde, molla Resûl-i Sübkînin yan›na gidiyor. Mutavveli<br />

bunun huzûrunda okuyup, bitiriyor. Vilâyet derecelerinde yükselmek<br />

için de her y›l iki kerre Nehrîye ya’nî fiemdinana geliyor. Her<br />

geliflinde, seyyid Tâhâdan çeflidli iltifâtlarla flerefleniyor. Meselâ,<br />

birgün câmi’ sofas›nda (Mektûbât) okuyordu. Çok kalabal›kd›.<br />

Seyyid Fehîm uzakda, ayakda dinliyordu. Seyyid Tâhâ, kitâbdan<br />

bafl›n› kald›rarak, (Molla Fehîm! Acaba flimdi, hiç üstâd yok mu)<br />

diyor. Seyyid Fehîm, cevâb vererek (fiimdi bulunan üstâd gibi, hiç<br />

gelmemifldir) diyor. Seyyid Tâhâ, hemen Mektûbât› kapay›p, odas›na<br />

gidiyor.<br />

Seyyid Fehîm, kemâl ve tekmîle erip mutlak izn verilince, bu ifli<br />

görme¤e lây›k olmad›¤›n› bildiriyor. Seyyid Tâhâ, ›srârla kabûl etdirmifldir.<br />

Memleketi olan Arvâsa teflrîf etmesini emr buyurmufldur.<br />

Seyyid Fehîm Nehrîdeki da¤›n tepesine ç›karak giderken, tekrâr<br />

ça¤›r›yor. Kitâblar›n içindeki mektûblar›n› kendisine göstererek,<br />

(Bu ihlâs ve sevgi, sizin de¤il midir Niçin bu iflden kaç›n›yorsun)<br />

buyuruyor. ‹câzet ile flereflendikden sonra da, eskisi gibi, her<br />

y›l Nehrîye giderdi.<br />

– 394 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!