16.01.2015 Views

E. Kiram

E. Kiram

E. Kiram

SHOW MORE
SHOW LESS

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

karfl› (Delâil-i flerîf) okuyordu. Câhil k›l›kl›, siyâh sakall› birinin<br />

Kâ’beye arka çevirip kendine bakd›¤›n› gördü. (Utanmadan,<br />

Kâ’beye arkas›n› çevirmifl) diye düflünürken, (Mü’mine hurmet,<br />

Kâ’beye hurmetden dahâ öncedir. Bunun için yüzümü sana çevirdim.<br />

Niçin beni kötülüyorsun, Medînedeki zât›n nasîhat›n› unutdun<br />

mu) dedi. Bunun büyük Velîlerden oldu¤unu anlad›. Afv diledi.<br />

Beni irflâd et diye yalvard›. (Sen burada olgunlaflamazs›n) dedi,<br />

eli ile Hindistân› gösterdi. (Senin iflin orada temâm olur) dedi<br />

ve gitdi. Hacdan, memleketine gelip ders verme¤e bafllad›. Fekat,<br />

gece gündüz Hindistân› düflünüyordu. Birgün, Hindistân›n kutbu<br />

Abdüllah-i Dehlevînin talebesinden biri geldi. ‹kisi biryere kapand›.<br />

Derse gelmez oldu. Talebe, Hindliye k›zma¤a bafllad›. 1224 [m.<br />

1809] senesinde, ikisi Hind yolculu¤una ç›kd›lar. Herkes, talebe,<br />

âlimler a¤lay›p, yalvar›p yoldan çevirmek için çok u¤rafld›. Fâide<br />

vermedi. Tahrânda flî’î âlimi ‹smâ’îl Kâflîyi, talebesi aras›ndaki konuflmalarda<br />

rezîl etdi. Vaktîle flî’î tefsîrlerinde, (Bedr esîrlerini sald›¤›n<br />

için, Allahü teâlâ seni afv etdi âyeti, Ebû Bekri azarlamakdad›r)<br />

diye, okumufldu. Kâflîye (Peygamberler günâh ifller mi) dedi.<br />

Kâflî, (Hay›r, ifllemezler) dedi. (Allahü teâlâ seni afv etdi âyeti,<br />

Peygamberlerin günâh iflledi¤ini gösteriyor) buyurdu. Kâflî, (Bu<br />

âyet, Peygambere karfl› de¤ildir. Ebû Bekri azarlamakdad›r) dedi.<br />

(O hâlde, Allahü teâlâ Ebû Bekri afv etdim buyuruyor da, siz niçin<br />

afv etmiyorsunuz) dedi. Kâflî cevâb veremeyip mahcûb oldu.<br />

Sonra, Bistam, Harkan, Semnân ve Niflâpûrdan geçdi. U¤rad›¤›<br />

yerlerdeki Evliyây›, flî’rleri ile medh eyledi. Tûs flehrinde imâm-›<br />

Alî R›zân›n türbesini ziyâretinde çok güzel kasîde okuyarak medh<br />

eyledi. Câm ve H›ratdan geçdi. Her flehrden ayr›l›rken, âlimler,<br />

ehâli âfl›k olup sâatlerce yola u¤urluyorlard›. Kandihâr, Kâbil, Piflâver<br />

âlimlerinin süâllerine verdi¤i cevâblarla, hepsini hayrân b›-<br />

rakd›. Lâhora ve tâm bir senede yürüyerek Dehlîye geldi. Orada<br />

vâris-i ulûm-i rabbânî, câmi’î kemâl-i sûrî ve ma’nevî seyyid Abdüllah-i<br />

Dehlevî [1158-1240] hazretlerinin kalbine yerlefldirdi¤i<br />

zikre devâm ve dokuz ay çal›fl›p, huzûr ve müflâhede makâm›na<br />

erifldi. Vilâyet-i kübrâ hâs›l oldu. Müceddidiyye, Kâdiriyye, Sühreverdiyye<br />

ve Kübreviyye ve Çefltiyyede kemâle geldi. Abdüllah-i<br />

Dehlevînin mubârek kalbindeki bütün esrâra mazhar oldu. 1226<br />

da kendi vatan› olan Süleymâniyyeye geldi. Oradan, Ba¤dâddaki<br />

Abdülkâdir-i Geylânî hânesine yerlefldiler. Sa’îd pâfla bin Süleymân<br />

pâfla, Ba¤dâd vâlîsi idi.<br />

Mevlânâ Hâlid, Mâ-türîdî i’tikâd›nda ve fiâfi’î mezhebinde idi.<br />

Çok âlim, çok Velî yetifldirdi. Say›s›z kerâmetleri görüldü. Bunlardan<br />

ço¤u türkçe (fiems-üfl-flümûs) ve (Mecd-i tâlid) kitâblar›nda<br />

– 342 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!