16.01.2015 Views

E. Kiram

E. Kiram

E. Kiram

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

flur. Bu nûrlar›n yay›lmas›na (Feyz) denir. Günefl, dâimâ, gördü¤ümüz<br />

ziyâlar› neflr etdi¤i, yayd›¤› gibi, (ultra-viyole) ve (infera ruj)<br />

dedi¤imiz, görülemiyen fluâlar da neflr etmekdedir. Göremedi¤imiz<br />

(Laser), (Röntgen), (Katod) ve (Ölüm) fluâlar› da vard›r. Herbirini<br />

hâs›l eden kaynaklar› vard›r. Resûlullah›n mubârek kalbinden<br />

dâimâ hâs›l olan, devâml› f›flk›ran, görünmiyen fluâlar da vard›r. Bu<br />

fluâlara [›fl›nlara] (Nûr) denir. Bu fluâlar, Eshâb-› kirâm›n, ya’nî yan›nda<br />

bulunan müslimânlar›n kalblerine, isti’dâdlar›, ya’nî alabilecekleri<br />

kadar geldi. Herkesin isti’dâd›, islâmiyyete uydu¤u kadard›r.<br />

Eshâb-› kirâm›n her biri, Ehl-i sünnet âlimi idi. Her biri, kendisine<br />

gelen nûrlardan, feyzlerden, Resûlullaha olan îmân›n›n ve muhabbetinin<br />

kuvveti kadar alabildi. Ebû Bekr-i S›ddîk›n îmân› ve<br />

sevgisi, hepsinden çok oldu¤u için, hepsinden çok feyz ald›. Birisini<br />

sevmek, onun sevdiklerini sevmek, onu üzenleri sevmemek, her<br />

iflinde ona tâbi’ olmak, hizmet etmekdir. ‹nsan›n kalbi, fosforesans<br />

madde gibidir. Ald›¤› nûrlar› saçar. Eshâb-› kirâm›n kalblerinin<br />

saçd›¤› nûrlar, Tâbi’înden, muhabbet sâhiblerinin kalblerine girdi.<br />

Böylece, her asrdaki muhabbet sâhibleri kendi mürflidlerinden,<br />

hem islâmiyyeti ö¤rendiler. Hem de feyz ald›lar.<br />

Bir kimsenin kalbi, kendi mürflidinin kalbine, Resûlullahdan gelmifl<br />

olan feyzlere kavuflursa, bunun îmân› kuvvetlenir. ‹slâmiyyete<br />

uymas›, ibâdet yapmas› kolay ve tatl› olur. Nefsi, günâh, kötü arzûlar›ndan<br />

vazgeçer. Akl›, ticâret, z›râat ile, halâl kazanmakla, fen,<br />

san’at, hukûk, cihâd ve astronomi gibi dünyâ iflleri, hesâblar› ile meflgûl<br />

olur, herkesin müflküllerini çözer ise de, kalbinde bunlar›n hiçbiri<br />

bulunmaz. ‹bâdetlerini ve her ifli ve her iyili¤i, yaln›z Allahü teâlâ<br />

emr etdi¤i için yapar. Baflka bir menfe’at düflünmez. Kalbine, rûh<br />

âleminin bilgileri gelir. Seyyid Abdülhakîm-i Arvâsî “rahmetullahi<br />

aleyh” böyle idi. Îmân ve f›kh bilgilerinden ve her meslekden, her<br />

fenden sorulanlara verdi¤i cevâblar, dinleyenleri hayretde b›rak›rd›.<br />

Çal›flarak, akl ile ö¤renilen din ve fen bilgilerine (‹lm) denir. Mürflidin<br />

kalbine gelen bilgilere (fiühûd) ve (Ahvâl) denir. Allahü teâlân›n<br />

ve s›fatlar›n›n flühûduna (Ma’rifet) denir. Allahü teâlân›n ma’rifeti,<br />

yaln›z Onun var oldu¤unu, âlemin ya’nî her mahlûkun yok olduklar›n›,<br />

aynadaki hayâl gibi, bir görünüfl olduklar›n› anlamakd›r. S›fatlar›n›n<br />

ma’rifeti, hiçbir fleye benzemediklerini anlamakd›r. Bu iki<br />

ma’rifete, (Ma’rifet-ullah) ve (Fenâ-fillah) denir. Buna kavuflana<br />

(Ârif) denir. Ârif olan, kimseye kötülük yapamaz. Herkese hep iyilik<br />

yapar. Allahü teâlân›n sevgili kulu, bir mürflid olur. Hem islâmiyyet<br />

ilmlerini, hem de feyz yayar. Bunun yayd›¤› ilmlere mürflid denmez.<br />

‹lmi yayan insana mürflid denir. Ya’nî mürflid, insan-› kâmil demekdir.<br />

Herkese, vatana, millete hayrl›, fâideli, olgun bir müslimân<br />

– 262 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!