Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Camili’de yaşam kış şartlarının ağır geçmesi dolayısıyla<br />
doğayla mücadele üzerine kuruludur.<br />
Yöre insanı yaşamını idame ettirmek için doğaya<br />
bağımlıdır. İnsan ve doğa ilişkileri geçmişten<br />
aktarılan bilgi ve deneyimler ve geleneksel bir<br />
model üzerine kuruludur. Doğayla ilişkiler, tarımsal<br />
üretim, beslenme ve tedavi amacıyla bitkilerden<br />
yararlanma, yakacak ve yapacak odun<br />
ihtiyacı, salma hayvancılık, arıcılık ve yaban<br />
hayvanlarından faydalanma temelinde şekillenmiştir.<br />
Son yıllarda, geleneksel olarak sürdürülen faaliyetlerde<br />
birtakım değişiklikler yaşanmıştır. Binaların<br />
çatılarını kapatmak üzere ladin ağaçlarından<br />
hartama (pedavra) kesme işi artık yapılmamakta,<br />
çatı kaplama işi oluklu sac ile yapılmaktadır.<br />
İnsanlar yaşlandıkça ve yaylacılık yapan insan<br />
sayısı azaldıkça, otlatma da azalmaktadır. Bölge<br />
dışında satmak amacıyla bal üretilmekte ancak<br />
Camili markası etkin kullanılmamaktadır. Bal<br />
üretimini sürdürülebilir sınırlar içerisinde artırmak<br />
ve Camili markasıyla diğer doğal ürünlere<br />
pazar bulmak için gerçek bir potansiyel mevcuttur.<br />
Bu konu ile ilgili gelişmelerden birisi ise, havzadaki<br />
organik bal ve Kafkas ana arı ürünlerine<br />
2010 yılında UNESCO tarafından alınan sertifika<br />
ve patenttir. Ayrıca Camili Biyosfer Rezervi<br />
ismi ve logosu Türk Patent Enstitüsü tarafından<br />
Orman ve Su İşleri Bakanlığı adına tescil edilmiş<br />
ve Bakanlık bu isim ve logo kullanım hakkını yöredeki<br />
üreticilere devretmiştir. Ana arı üretimi<br />
önemli bir gelir kaynağı haline gelmiştir ve turistlere<br />
satış amacıyla devam eden, küçük fakat<br />
giderek büyüyen bir el sanatları üretimi de mevcuttur.<br />
Camili Havzası’nda süregelen kendi kendine<br />
yeterli geleneksel ekonomik yapı, yaşam ve ormanla<br />
doğrudan ilişkili ve doğanın döngüsüne<br />
tabidir. Bu doğaya bağımlı kendi kendine yeterlilik,<br />
doğal kaynakların sürdürülebilirliği için<br />
bir tehdit olarak algılanmamaktadır. Dışarıdaki<br />
pazar ekonomisi ile bütünleşme imkânları,<br />
bölgenin uzaklığı, zor iklim koşulları, ulaşım<br />
imkânlarının azlığı ve ulaşım maliyetlerinin<br />
yüksekliği nedeniyle sınırlıdır. Bu koşullarda<br />
sürdürülebilir yaşamın en iyi örneklerinden biri<br />
olan Camili’de yaşayanlar geçimlerini Camili’ye<br />
has kaynaklarla sürdürmektedir.<br />
Yöre halkı tarafından gerçekleştirilen ana arı<br />
üretimi, organik bal ve fındık üretimi, pansiyonculuk<br />
ve yürüyüş rehberlik faaliyetleri gibi<br />
sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen doğa ile<br />
uyumlu faaliyetlerin çeşitliliği gün geçtikçe artmaktadır.<br />
Bu tür faaliyetlerin giderek artması<br />
alan dışında ikametlerini devam ettiren yöre<br />
halkının her yıl özellikle yazı aylarının başlaması<br />
ile birlikte alan geri dönüşlerinde büyük<br />
artışlar meydana getirmiştir. Bu faaliyetlerin<br />
artması havzada yıl içerisinde yöre halkı için<br />
önemli bir ekonomik gelir oluşturmaktadır. Camili<br />
Biyosfer Rezervi hem sahip olduğu biyolojik<br />
çeşitliliği ve doğal güzellikleri ve hem de sağladığı<br />
geleneksel yaşam tarzı misafirperverliği<br />
ve konaklama imkanları sayesinde ülke içinden<br />
ve dışından bir çok ziyaretçinin akımına uğramaktadır.<br />
Her yıl yerli ve yabancı binlerce kişinin<br />
ziyaret ettiği Camili Biyosfer Rezervi, pansiyon<br />
işletmeciliğinden rehberlik hizmetlerine,<br />
ana arı yetiştiriciliğinden bal üretimine uzanan<br />
ekonomik faaliyetler ile biyolojik çeşitliliğin ve<br />
kültürel değerlerin korunması arasında denge-<br />
UNESCO<br />
Türkiye Millî Komisyonu<br />
25