Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
de konaklamak istediğini gösteriyor. Bu da gerekçeyi<br />
açıklıyor; sıcak ortam, misafirperverlik,<br />
geleneksel yöre yaşamı ve kültürünü tanımak,<br />
temizlik, hijyen ve tabiî ki yöresel yiyecekler.<br />
Arıcılık, Camili havzasında yüzyıllardır yöre<br />
ekonomisinin bir parçası<br />
olmuştur. Türkiye Erozyonla<br />
Mücadele, Ağaçlandırma<br />
ve Doğal Varlıkları<br />
Koruma Vakfı (TEMA)<br />
öncülüğünde gerçekleştirilen<br />
araştırma ve geliştirme<br />
projeleri öncesine kadar<br />
geleneksel yöntemlerle ve<br />
sadece bal üretimi için yapılıyordu.<br />
Bu araştırma ve<br />
geliştirme projeleri sonrasında<br />
uzmanlar tarafından<br />
bu havzadaki arıların yüksek<br />
verim sağlayan dünyadaki<br />
üç önemli arı ırkından<br />
biri olan Kafkas arı ırkına<br />
ait olduğu belirlendi. Ayrıca,<br />
yapılan araştırmalar<br />
havzadaki arıların genetik yapısının alana yabancı<br />
arıcıların girmemesi sebebiyle değişime<br />
uğramadığını gösteriyordu. Kafkas arı türleri<br />
ülkemizde sadece Camili Havzası’nda yaşadığı<br />
ve genetik olarak saf olduğu için aynı zamanda<br />
bölgedeki biyolojik çeşitlilik için de çok önemlidir.<br />
Havzanın bu potansiyeli GEF Projesi kapsamında<br />
da bu konuya özel önem verilmesine<br />
neden oldu ve yörede Camili Çevre Koruma ve<br />
Geliştirme Derneği (yeni adı: Macahel Biyosfer<br />
Rezerv Alanı Koruma ve Geliştirme Derneği)<br />
çatısı altında havzadaki<br />
her köyün temsilcisinin<br />
olduğu ve bölgedeki üreticileri<br />
birleştiren bir arıcılık<br />
komitesinin kurulması<br />
sağlandı. Ayrıca projenin<br />
küçük hibe programı sayesinde<br />
birçok arı üreticisi<br />
ve bal üreten kişiler desteklendi.<br />
Camili Havzası, sahip olduğu<br />
biyolojik çeşitlilik değerleri<br />
ve doğal kaynakları<br />
ile kültürel ve tarihi zenginlikleri<br />
nedeniyle mülga<br />
Çevre ve Orman Bakanlığı<br />
ve UNESCO Türkiye Milli<br />
Komisyonu işbirliğinde<br />
gerçekleştirilen çalışmalar sonucunda 29 Haziran<br />
2005 tarihinde 25,258 hektar büyüklüğündeki<br />
alanı ile UNESCO tarafından Biyosfer<br />
Rezervi olarak ilan edilerek, Dünya Biyosfer<br />
Rezervleri Ağı’na dahil edildi ve Türkiye’nin ilk<br />
biyosfer rezervi olarak kendisinden sonra gelecekler<br />
için ilham kaynağı oldu.<br />
UNESCO<br />
Türkiye Millî Komisyonu<br />
17