Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bankacılar <strong>Dergi</strong>si<br />
29<br />
30<br />
31<br />
32<br />
33<br />
34<br />
(3) Özel kurul imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve<br />
toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal<br />
edildiği sonucuna varılırsa karar gerekçeli bir tutanakla belirtilir. Tutanağın on gün içinde şirket<br />
yönetim kuruluna teslimi zorunludur. Tutanakla birlikte, genel kurul kararının onaylanmasına<br />
olumsuz oy verenlerin, en az nisabı oluşturan sayıda imzalarını içeren liste ile bu maddenin<br />
sekizinci fıkrası hükmü gereği açılabilecek dava için geçerli olmak üzere ortak bir tebligat adresi<br />
de yönetim kuruluna verilir. Tutanak, birlikte verilen bilgilerle beraber tescil ve Türkiye Ticaret Sicili<br />
Gazetesinde ilan edilir. Bu hükümdeki şartlara uyulmadığı takdirde özel kurul kararı alınmamış<br />
sayılır.<br />
(4) Genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine,<br />
üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca<br />
özel toplantı yapılmaz.<br />
(5) Çağrıya rağmen, süresi içinde özel kurul toplanamazsa, genel kurul kararı onaylanmış sayılır.<br />
(6) Özel kurul toplantısında, 407’nci maddenin üçüncü fıkrası çerçevesinde, Bakanlık temsilcisi de<br />
hazır bulunur ve tutanağı imzalar.<br />
(7) Yönetim kurulu, özel kurulun onaylamama kararı aleyhine, karar tarihinden itibaren bir ay<br />
içinde, genel kurulun söz konusu kararının pay sahiplerinin haklarını ihlal etmediği gerekçesi ile,<br />
bu kararın iptali ile genel kurul kararının tescili davasını, şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye<br />
ticaret mahkemesinde açabilir.<br />
(8) İptal davası, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy kullananlara karşı yöneltilir.”<br />
hükümleri yer almaktadır.<br />
ERİŞ’e göre; kârdan yararlanan tüm intifa hakkı sahiplerinin, yasada özel bir düzenlemenin<br />
bulunmaması ve eşitlik yönünden Kurumlar Vergisinin ödenmesi sonucu oluşan net kârdan<br />
paylarını almaları gerekir. Bkz. Eriş, 2013, s.3348.<br />
Doktrinde, TTK’nın 503üncü maddesinde sayılan hakların tamamının intifa senedi sahibine verilip<br />
verilemeyeceği hususuna dair bir görüşe rastlanılmamıştır.<br />
“Yeni çıkarılacak payları alma hakkı, intifa senetlerinde belirtilecek bir sermaye artırımı için<br />
tanınabileceği gibi, senet sahiplerine, istediği artırımlardan birinde kullanmak imkanı da<br />
bahşedebilir. Ancak, ikinci şıkkın gerçekleşebilmesi için, intifa senedi sahiplerinden, hangi<br />
artırımda kullanacaklarını genel kurul toplantısından muayyen bir süre önce bildirmeleri<br />
istenmelidir. Çünkü, bu miktarda pay sahiplerinin yeni pay alma haklarının sınırlandırılması<br />
gerekecektir.” Bkz. Tekinalp, 2010, s.623.<br />
Oysa, ETK uygulamasında, intifa senedi sahipleri, kâr payına, ancak şirket genel kurulunun kâr<br />
dağıtımı kararı alması halinde hak kazanabiliyorlardı. Yani, intifa senedi sahiplerinin kârdan pay<br />
alabilmeleri için safî kazancın elde edilmiş olması tek başına yeterli değildi. Bununla birlikte, şirket<br />
kâr elde ettiği ve gerekli koşullar oluştuğu halde, şirket genel kurulu objektif iyi niyet kurallarına<br />
aykırı şekilde ve de kasıtlı olarak kâr dağıtımı kararı almaz ise, intifa senedi sahipleri, şirket<br />
yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarına gidebilecekleri gibi, yoksun bırakıldıkları kâr paylarını<br />
dava yoluyla da isteyebiliyorlardı. Bkz. Tekinalp, 2010, s.622.<br />
İhdas: ortaya çıkarma, meydana getirme, kurma. Büyük Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu:<br />
http://tdkterim.gov.tr.<br />
Ayrıca bkz. Tekinalp, 2010, s.614-616.<br />
91