You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Soner Altaş<br />
Dipnotlar:<br />
1<br />
2<br />
3<br />
4<br />
5<br />
6<br />
7<br />
8<br />
9<br />
10<br />
11<br />
12<br />
13<br />
14 Şubat 2011 tarih ve 27846 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.<br />
Çalışmamızda, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu için TTK kısaltması kullanılmıştır.<br />
TTK’nın 565’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, sermayesi paylara bölünmüş komandit<br />
şirketlerde de anonim şirket hükümleri uygulanacağından, sermayesi paylara bölünmüş komandit<br />
şirketler de intifa senedi çıkarabilirler.<br />
Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı ve Adalet Komisyonu Raporu, Esas No:1/324, S.Sayısı:96.<br />
Ayrıca bkz. Büyük Türkçe Sözlük, Türk Dil Kurumu: http://www.tdk.gov.tr.<br />
“Türk Ticaret Kanunu’nda anılan haklar için ‘intifa’ kelimesi kullanılmakla birlikte, buradaki<br />
yararlanmanın Medeni Kanun’da düzenlenen “intifa hakkı” ile bir ilişkisi yoktur. Medeni Kanun’daki<br />
intifa hakkı, tam bir yararlanma yetkisi verir, devredilemez, miras yolu ile geçemez, malike sadece<br />
kuru mülkiyeti bırakır. Ticaret Kanunu’ndaki intifa senetleri ise, sahibine, sadece malvarlıksal<br />
yararlanma yani saf alacaklılık hakları sağlayan ancak yönetim hakkı kazandırmayan katılmayı<br />
ifade eder. Bkz. Tekinalp, 2010, s.612; Ayrıca Bkz. Pulaşlı, 2011, s.1574.<br />
Tekinalp ise intifa senedini, “sahibine sadece malvarlıksal haklar sağlayan, hisse senetlerinin<br />
aksine, anonim ortaklıklarda herhangi bir payı temsil etmeyen, onun için paysahipliği hakları<br />
bahşetmeyeni kıymetli evrak, bazen da menkul kıymet niteliğini haiz bulunan senetler” olarak tarif<br />
etmektedir. Bkz. Tekinalp, 2010, s.612.<br />
TTK’nın 348nci maddesinin üçüncü fıkrasında “intifa sahipleri” tabiri kullanılmakla birlikte, bu<br />
tabirin “pay üzerinde intifa hakkı sahibi” olan manasına gelmediğini belirtelim. “İntifa sahibi” tabiri,<br />
çalışmamızda, “intifa senetlerinin sahibi” manasında kullanılmıştır. Ayrıca, “intifa hakkı” tabiri,<br />
çalışmamızda, “intifa senetlerinden doğan hak” manasında kullanılmıştır. TTK’nın bazı<br />
maddelerinde pay üzerinde intifa hakkı kurulmasından bahsedilmekle birlikte, çalışmamızda “intifa<br />
senedi” ile “intifa senedinden doğan hak” kavramlarını birbirinden ayırmak için böyle bir tanımlama<br />
yapılması yoluna gidilmiştir. Bu nedenle, çalışmamızın ilerleyen bölümlerinde de, “intifa hakkı”, bu<br />
manada kullanılacaktır. Yoksa, çalışmamızda kullanılan “intifa hakkı” tabirinin, TTK’nın m.432/f.2,<br />
m.492/f.2, m.499/f.1 gibi fıkralarında geçen “intifa hakkı” ile bir ilgisi yoktur.<br />
“İntifa senedi sahibi, aynı zamanda şirketin pay senedine sahip ise, pay sahipliğinden<br />
kaynaklanan haklarını kullanmaya devam eder. İntifa senedine sahip olmak, sahip olunan payların<br />
verdiği hakları ne ortadan kaldırır ne de sınırlandırır.” Bkz. Tekinalp, 2010, s.683.<br />
Yargıtay 11. HD’nin 10/0/2011 tarihli ve E.4355, K.6384 sayılı kararında da “kurucu senet<br />
sahipleriyle anonim ortaklık arasında sözleşmesel ilişki vardır.” denilmiştir. Bkz. ERİŞ, 2013,<br />
s.2427; PULAŞLI, intifa senedi sahipleri ile anonim şirket arasındaki ilişkiyi, esas sözleşme ile<br />
tanınması nedeniyle, “esas sözleşmesel bir hak” olarak nitelendirmektedir. Bkz. Pulaşlı, 2011,<br />
s.1575.<br />
Eriş’e göre; genel kurul aldığı bir kararlar doğrudan doğruya intifa hakkı sahibinin haklarının<br />
verilmesini önlüyorsa, genel kurul kararının iptali istenebilmelidir. Zira, şirket genel kurulunca<br />
alınan kararlar ancak pay sahiplerini bağlayabilir ve pay sahibi bulunmayan intifa hakkı sahiplerine<br />
karşı etkili olmaz. Nitekim, Yargıtay da intifa hakkı sahibinin iptal davası açabileceğini kabul<br />
etmiştir. Bkz. Eriş, 2013, s.3349.<br />
Teoman, kurucular lehine kuruluş sırasında veya daha sonra olağan intifa senedi çıkarılabileceği<br />
görüşündedir. Bkz. Teoman, 2011, s.12.<br />
“Yargıtay, halka açık anonim şirketlerde, ETK’nın 298nci maddesini uygulamamakta, düşülmesi<br />
gereken miktar olarak Sermaye Piyasası Kurulu’nun belirlediği ilk temettüyü esas almakta idi. Bkz.<br />
Tekinalp, 2010, s.681; “Bir kısım doktrine ve eski Yargıtay kararlarına göre, kurucu intifa senedi<br />
sahiplerinin kârdan istifade hakları ilk sermaye miktarı ile sınırlıdır. Yargıtay bu kararlarında intifa<br />
senedi sahiplerinin haklarının müktesep nitelik taşıdığını da belirtmiş, ancak para değerindeki<br />
değişme olgusunu hiç nazara almamıştır. Son yıllarda Yargıtay kararlarında bu konuda iki yönde<br />
gelişme olmuştur. Birinci gelişme yönü müktesep hakların korunmasının açıklık kazanması<br />
şeklindedir. 11. HD, 1.4.1993 tarihli kararında (7645/2018), ‘kurucu intifa hakkı sahiplerinin kâr<br />
paylarının ilk sermaye ile sınırlı olduğunu’ kabul etmekle birlikte, ‘anonim şirketin sermaye<br />
artırımlarında kurucu intifa senedi sahiplerine yeni sermaye üzerinden kâr vermeğe devam etmesi<br />
halinde şirketin sonradan bu hakları geri alamayacağı, ancak ileriye doğru sermaye artırımları için<br />
sınırlama getirebileceğini’ belirtmiştir. Yüksek Daire’nin eski kararlarında mevcut olan müktesep<br />
hak kavramı bu kararla kesinlik kazanmıştır. İkinci yön ise ileriye dönük sınırlamanın kesin ve bu<br />
amaca dönük olmasıdır. Yoksa, intifa senetlerinin tek taraflı kaldırılması sınırlama diye kabul<br />
olunamaz.” Bkz. Tekinalp, 2010, 617-618; Ancak, şirket esas sözleşmesinde, kurucu intifa senedi<br />
88