Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bankacılar <strong>Dergi</strong>si<br />
zaman, o ilke prensiplere uyduğu zaman o daha güvenilir ve daha itibar gösterilen bir yapı<br />
haline geliyor ve her yerden kaynak akmaya başlıyor. Yani sadece kredi değil sermayeyle<br />
ortak olabilmek özellikle girişimci genç şirketlere.<br />
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para<br />
Kuruluşları Hakkında Kanun da yeni çıktı. Burada da yine Merkez Bankası, ama artı yine<br />
BDDK’ya, BDDK’ya artık bu yük ona fazla gelmeye başlıyor derken, neyse daha fazla yük<br />
vermeyiz zaten, onları da verdik ve bunu da modern bir çerçeveye kavuşturduk. Mesela “Bit<br />
Coin” gerçekten çok tehlikeli bir iş ve bunun tehlikeye gireceğini zaten Merkez Bankamız bizi<br />
bir sene önce uyardı. Hani Çin en son yasakladı da, tam bir piramit Ponzi oyunu, Ponzi<br />
oyunu diyorlar değil mi buna Çok tehlikeli. Bunlar da oluşmadan, daha başlangıç<br />
aşamasında müdahale edip lokalize edebilmek ve gerektiğinde de yasaklayabilmek. Bir<br />
yandan teknoloji hızlı ilerliyor, yeni ödeme şekilleri hızla ilerliyor ama, istismar edenler,<br />
kötüye kullananlar, hele hele bu küreselleşen bilgi işlem sistemleri ve ödeme sistemleriyle<br />
beraber bunları denetleyip düzenleyebilmek çok önemli bir alan, buraya da el attık.<br />
Doğal Afet Sigortaları Kanunu çıkarttık. Sigortalı hane sayısı Türkiye’de bir yıl içerisinde<br />
4 küsur milyondan çıktı 6 milyona. Şu anda 6 milyon evimiz, hanemiz Türkiye’de deprem<br />
sigortası yaptırmış durumda. Dünyadaki en yüksek oranlardan birine çıktık aldığımız<br />
tedbirlerle ve yeni yasal düzenlemelerle.<br />
Bütün bunların hepsi son iki yıla sığdırdığımız adımlar. Zaten hedeflemiştik, 2011<br />
seçimlerinden sonraki dönem reform için iyi dönemdir diye, bunları gerçekleştirdik. Her sene<br />
bunu yaşıyoruz ya da pek çok ülkede görüyoruz; seçimlerin işte önünü arkasını<br />
düşündüğünüzde, seçimden önceki bir yıl, seçimden sonraki birkaç ay reform için zor dönem.<br />
Gerekli ama zor olan işleri pek yapamıyorsunuz. Ama seçimleri geride bırakıp şöyle önünüz<br />
açıldığında da çok hızlı gidebiliyorsunuz. Bizim zaten G-20’de pek çok ülkeye tavsiyemiz bu<br />
yönde oluyor. Hemen yeni bir hükümet kurulduğu zaman hemen yeni bakanlarla oturuyoruz<br />
konuşuyoruz, ki biz hemen hemen en kıdemli bakan olduk tabii 12 yıl içinde. Diyoruz, yeni<br />
başladığınız zaman ne gerekiyorsa zaten biliyorsunuzdur yapılacakları, ama hızlı yapın ve<br />
büyük adımları da hemen atın. Çünkü 6 ay sonra hava değişecek, yapamayacak duruma<br />
düşeceksiniz, her ülkede böyle oluyor. Dolayısıyla hızlı gidin diyoruz ona. Bu balayı süreci<br />
deniliyor yeni hükümetlerde, o süreçte hızlı gelişebiliyor. O süreyi kaçırdıkları zaman da bir<br />
şey çıkmıyor. Dolayısıyla bizim işte bu 2011 seçimlerinden sonraki o dönemi iyi kullandık ve<br />
çok şükür bütün bu yoğun düzenlemeleri yaptık. 2009’da açıkladığımız bu İstanbul Finans<br />
Merkezi projemizin eylem planına bakın, oradaki eylem planında yer alan düzenlemelerin<br />
hemen hemen tamamını bitirmiş durumdayız artık. Zaten beş yıllık bir süre koymuştuk<br />
kendimize, işte 2019’da açıkladık, 2014. Artık düzenleme olarak hemen hemen hepsini<br />
tamamladık, sadece şimdi uygulama var. Uygulamada hep beraber çok çalışacağız;<br />
Türkiye’nin itibarını yükseltmek için, İstanbul’un itibarını yükseltmek için hep beraber çok<br />
çalışmalıyız bundan sonra bu uluslararası bir finans merkezi olmak istiyorsak.<br />
Küresel ekonomiye gelecek olursak, küresel ekonomiyle ilgili sonuçlar fena değil,<br />
düzelme özellikle Amerika’da daha güçlü görünüyor, Avrupa’da daha zayıf, daha kırılgan bir<br />
düzenleme var. Bankacılık sektörüyle ilgili sorunlar Avrupa’da hala çözülebilmiş değil ve<br />
Avrupa Merkez Bankası’nın zaten gevşek olan ve daha da gevşeyecek olan para politikaları<br />
da bir bakıma bu yapıyı besliyor. Yani hiçbir ülkenin batmasına izin vermem, büyük finansal<br />
kuruluşları da desteklerim diye böyle bir zımni garanti topyekun verdiğinde Merkez Bankası,<br />
tabii işler düzeldi gibi görünüyor. Faizler düşüyor, risk primleri düşüyor, sınırsız para basma<br />
imkanı olan bir kuruluş korkma deyince piyasaya, piyasa tamam o zaman diyor, sen öyle<br />
söylüyorsan ben inanırım diyor. Dolayısıyla pek çok ülkedeki faizlerin bu kadar düşmesinin,<br />
risk primlerinin düşmesi, aslında Avrupa Merkez Bankası’nın sağladığı geniş imkanlardan<br />
kaynaklanan bir gelişme. Yoksa işin özüne baktığımızda hala büyük reform ihtiyacı var, hala<br />
ciddi sıkıntılar var.<br />
25