You also want an ePaper? Increase the reach of your titles
YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.
Bankacılar <strong>Dergi</strong>si<br />
için riskler birikiyor. İşte bunun içindir ki biz 2011’de biliyorsunuz bir grup makro ihtiyati<br />
tedbirleri devreye soktuk ve 2011’de o yüzde 10’a çıkan açığımız 2012’de hemen yüzde 6’ya<br />
düştü, çok etkili oldu o ilk tur. Ama arkasından tekrar baktık yeniden kıpırdanma, yeniden<br />
yukarı doğru çıkan bir tüketim ve kredi eğilimi ve yeniden yukarı doğru çıkan bir cari açık. Ne<br />
yaptık arkadan Ekim 2013’te, Aralık 2013’te ve 1 Şubat 2014’te yürürlüğe girecek<br />
düzenlemeler yaptık. Bunların önemli bir kısmını BDDK yaptı, bir kısmını Merkez Bankası<br />
yaptı. Yine TMSF bir ölçüde bazı parametre değişikliklerini yaptı ve sonuçta bugün itibariyle<br />
bunların olumlu sonuçlarını almaya başladık. Tek tek tedbirleri saymayayım, sizler zaten<br />
hepiniz biliyorsunuz. Bu tüketici kredilerinin toplam bilançodaki payına getirdiğimiz yüzde<br />
25’lik o limitten tutun da kredi kartı uygulamalarına kadar, taşıt kredisi uygulamalarına kadar<br />
çok geniş alanda düzenlemeler yaptık. Bunun sonunda hangi noktadayız diye baktığımızda,<br />
geçen sene, hatta ta 2011’den başlayalım, 2011 Mart ayında kredi artış oranın hızı yüzde<br />
34.2’ye ulaşmıştı. 16 Mayıs 2014 tarihi itibariyle bu yüzde 21.5’a düştü, yüzde 21.5’dayız şu<br />
anda. Bireysel kredilere baktığımızda Temmuz 2011’de yüzde 38.5’a çıkmışız, en son<br />
geldiğimiz noktada yüzde 15.7’deyiz. Kredi kartına bakıyoruz, Aralık 2012’de yüzde 30.9’a<br />
yükselmiş artış hızı, ama şu anda sadece yüzde 2’deyiz. Özellikle taksitli kredi kartı<br />
bakiyesinde yaklaşık 9 milyar gibi bir düşüş var yılbaşına göre. Yılbaşından bugüne halkın<br />
taksitli kredi kartı borcu böyle 4.5 ay gibi bir süre içerisinde 9 milyar kadar geriledi. Bunlar iyi<br />
trendler ve aldığımız tedbirlerin de etkisi gösteriyor.<br />
Biz bu tedbirleri de zaten alırken, şunu da ekleyeyim en son: Bir de 13 haftalık<br />
ortalamalar üzerinden baktığımız bir rakam var ki bunu BDDK ve Merkez Bankası da<br />
yayınlıyor, ara ara onların raporlarını da görüyorsunuzdur. 13 haftalık ortalamada bireysel<br />
kredilerde 16 Mayıs itibariyle yüzde 3.3’lük bir düşüş var, fakat şirketler kesiminde kullanılan<br />
kredilerde yüzde 20.5 artış var; tam da bizim istediğimiz sonuç. Zaten bunları biz Ekim<br />
ayında bu bakış açısını açıkladık, Orta Vadeli Programımızla beraber açıkladık. Ne demiştik<br />
Tüketici kredilerinde daha dikkatli olmalıyız, ama kredi yatırım içinse, ihracat içinse, üretim<br />
içinse bunun önü açık demiştik, bu çok şükür şimdi gerçekleşiyor, bu dengeleme banka<br />
bilançolarımızda gerçekleşiyor. Bu mesajı bankalarımız iyi aldı, düzenlemelerle beraber de<br />
hem iletişimi, hem de düzenleme çerçevesinde beraber de gerçekten uygulamada güzel<br />
sonuçlar oluştu.<br />
Önümüzdeki dönemde tabii bunun çok yakın izlemesi yapılacak, trendlere dikkat<br />
edilecek. Şunu da biz yaptık: Bütün bu düzenlemeleri yaparken, yani Ekim, Aralık ve Şubat<br />
düzenlemelerini yaparken etki analizleri yaptık. Her bir makro ihtiyati düzenlemenin büyüme<br />
üzerindeki etkisi ne olur ve cari açık üzerindeki etkisi ne olur Ekonometrik modeller kuruldu.<br />
Kalkınma Bakanlığımızla Merkez Bankamız ortaklaşa araştırma birimleri çok detaylı<br />
çalışmalar yaptılar. Alternatif düzenlemelerde bu bizi nereye götürür Çünkü büyük<br />
rakamlarla uğraşıyorsunuz. Yaptığınız bir parametre değişikliğinin piyasa sonucu çok çok<br />
önemli. Düzenlemeleri seçerken de büyümeye etkisi en az, ama cari açığa etkisi en çok olan<br />
düzenlemeleri seçtik içinden. Daha da ileride elimizde çok enstrüman var gerektiğinde<br />
kullanılabilecek, çok geniş bir enstrüman seti var. Bunlar gerektiğinde her zaman devreye<br />
sokulabilir, her zaman uygulanabilir. Ama bir yandan makul büyüme hızlarımızı<br />
korumamamız gerekiyor. Ama büyümemizi ihracata dayandırarak sağlamamız gerekiyor<br />
tüketime-harcamaya değil üretim, yatırım, ihracata dayanan bir büyüme arzu ediyoruz ki<br />
büyüyelim, ama o büyüme cari açığı artırmasın; ancak böyle oluyor. İç harcamayla tüketimle<br />
büyüme bizim cari açığımızı artırıyor, öyle bir sorunumuz var. Dolayısıyla makro ihtiyati<br />
tedbirler ve bankacılıkla ilgili düzenlemelerimiz de biraz işi aslında o tarafa doğru<br />
yönlendirmeyle ilgili düzenlemelerdi ve çok şükür iyi sonuçlarını da alıyoruz. İşte Eximbank<br />
son üç yılda iş hacmini üç katına çıkarttı değil mi Bakın bütün parametrelere üç yıl önce<br />
Eximbank neredeydi, bugün nerede, tam üç misli işlem hacmi var. Bugün Türkiye’deki<br />
ihracatın yaklaşık yüzde 20-25’i sadece ve sadece Eximbank’ın destek modelleriyle yapılan<br />
bir ihracat. Tabii Merkez Bankası’nın da Eximbank’a kapı açması ve o kapının da son<br />
dönemde hem vadesinin 2 katına, hem de limitin 2 katına çıkması da Eximbank’ı çok çok<br />
23