Create successful ePaper yourself
Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.
Bankacılar <strong>Dergi</strong>si<br />
BDDK biraz önce Mukim Bey’de anlattı Basel 2’yle ilgili düzenlemeleri yaptı, Basel 3’le<br />
ilgili yaptı ve bunların her biri bakın çok sessiz böyle tereyağından adeta kıl çeker gibi ama<br />
büyük bir hassasiyetle, geniş istişarelerle yapılan düzenlemeler. Dünyadaki örneklerini iyice<br />
inceliyorlar, Bankalar Birliğimizle oturuyorlar defalarca istişare istişare, banka banka mutlaka<br />
etki analizi hangi düzenlemede ne yaparsak işte 50 bankanın her birine etkisi bunun ne olur<br />
bunlar tek tek önceden ölçülüyor, yani testi kırılmadan ölçülüyor. Yoksa düzenlemeyi siz pat<br />
diye koydunuz üç tane banka baktınız ki sıkıntıda ve 10 senede buna uyum sağlamazlar o<br />
zaman olmadı. Gerekiyorsa eğer o üç banka diyelim ki sıkıntılıysa o zaman çağırıp tek tek<br />
ayrı ayrı talimat gerekir, düzeltme gerekir o ayrı. Ben bu üç rakamı falan tamamen örnek<br />
olarak veriyorum bir anlama olmasın ama sadece örnek varsayımlarla gidiyoruz burada<br />
yoksa çok şükür hiçbir bankamızla ilgili bir sıkıntı yok hamdolsun o noktadayız. Dolayısıyla<br />
bunların hepsine dikkat ediliyor ve finansal istikrar komitemizde en son istişareleri yapılıyor.<br />
Biz finansal istikrar komitelerini yalnız değerli arkadaşlar çok sessiz topluyoruz, toplantının<br />
oluş tarihini bile, olduğunu bile çoğu zaman açıklamıyoruz dahi. Genelde Hazine’de<br />
yapıyoruz, başkanlarımızı davet ediyoruz, bu genelde akşam saatleri oluyor ve ucu açık<br />
rahat rahat bazen başka kurumlarımızı da çağırıyoruz, mesela Kalkınma Bakanlığımızı<br />
bazen çağırıyoruz, bazen Maliye Bakanlığımızı çağırıyoruz ve bütün kurumlarla beraber o<br />
masa etrafında bir ortak akıl oluşuyor, bir ortak yaklaşım oluşuyor. Nasıl o ortak yaklaşım<br />
neyse kurullarınız gidiyor, kendi kurullarında son değerlendirmelerini yaptıktan sonra da<br />
düzenlemeleri siz basından duyuyorsunuz. Bazen bu Merkez Bankası düzenlemesi oluyor,<br />
bazen BDDK düzenlemesi oluyor, bazen TMSF düzenlemesi oluyor, bazen SPK<br />
düzenlemesi oluyor, bazen Hazine Müsteşarlığının bir tebliği oluyor ama mutlaka kurumlar<br />
arası bir koordinasyonu sağlıyoruz. Bunun da çok önemli olduğunu ben düşünüyorum ve<br />
2011’de kurduk biliyorsunuz Finansal İstikrar Komitemizi.<br />
Finansal İstikrar Kurulu uluslararası bir yapı, Finansal İstikrar Komitesi bizim kendi<br />
yapımız ve bu yapı tabii şunu da yaptık: Finansal İstikrar Komitesinin kararlarını bağlayıcı<br />
karar olarak yazmadık kanuna buda önemli, çünkü nihayetinde her bir kurulumuz bağımsız<br />
ve kendi kurulu var. Orada biz sadece bir ortak akıl oluşturmaya çalışıyoruz ve orada<br />
mutabakat oluştuktan sonra o ortak akıl çerçevesinde yine her kurulumuz nihai<br />
değerlendirmesini, nihai kararını kendisi verip kurul kararıyla adımlarını atıyor ileri doğru.<br />
Bunlar çok hassas konular ve çok uzun uzun çalıştığımız konular, büyük bir hassasiyetle<br />
götürülmesi gereken konular. Sadece bugünü değil, gelecek yılı değil Türkiye’nin gelecek 5<br />
yılını, 10 yılını, 2023 hedeflerini de gözeterek attığımız adımlar ve günlük rüzgarlardan da<br />
asla etkilenmiyorlar, hep uzun vadeye bakarak yapılan çalışmalar.<br />
Değerli Konuklar, Değerli Katılımcılar,<br />
Bankacılık sektörümüz artık 1.8 milyar TL’ye dayanan bir aktif büyüklüğüne sahip, bu<br />
aktif büyüklüğü de artık gayri safi yurt içi hasılamızı geçti yani ekonomimizin toplam<br />
büyüklüğünden daha büyük bir artık bankacılık sektörümüz var. Tabii başka ülkelere<br />
baktığımızda ekonomik büyüklüğün 2 misli, 3 misli, 5 misli, 6 misliye kadar giden ülkeler var.<br />
Biz belki daha geriden başladık, ama nihayetinde baktığımızda sektörümüz ekonomimizden<br />
daha hızlı büyüyor bu da bu işin tabiatında var. Bu yılın ilk çeyreğinde dahi makul bir büyüme<br />
var ve bütün olumsuzluklara rağmen ki geçen sene yaşadıklarımız biliyorsunuz gezi olayları,<br />
FED’in para politikasındaki değişiklik, yine 2013 için konuşuyorum Avrupa Birliği’nin o hala<br />
kriz ortamı, arkasından bir 17 Aralık süreci bütün bunlara rağmen geçen sene Türkiye<br />
ekonomisi yüzde 4 büyüdü yani ilk yılbaşında koyduğumuz hedefi tutturduk ve yine bütün bu<br />
olumsuzluklara rağmen dünya basınında çıkan haberlerin yüzde 97, yüzde 98’i sürekli<br />
olumsuzken ki bir yıldır bakın şöyle bir istatistik tutup ya ortada bir haber, ya olumsuz bir<br />
haber. Olumlu bir değerlendirme yüzde 1-2 o kadar. En etkili yayın organlarına bakın<br />
televizyonlara, dergilere, gazetelere bakın olumlu yüzde 1-2 değerlendirme bulursunuz, gerisi<br />
hep ortada durur ya da büyük çoğunlukla da olumsuzdur maalesef 1 yıldır bunu yaşıyoruz.<br />
21