14.01.2015 Views

Dergi_89

Dergi_89

Dergi_89

SHOW MORE
SHOW LESS

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Ali Babacan<br />

unsurlarıyla etkileşim halinde ve aynı anda birçok fonksiyonu da yerine getirmekte.<br />

Bankacılık sektörü yatırımlar için gereken finansmanın temini için birincil kanal olmak<br />

suretiyle reel kesimin lokomotifi olmakta, belirli bir getiri sunma karşılığında hane halklarının<br />

tasarruflarını ekonomiye kazandırılmasında aracılık etmekte. Merkez Bankası tarafından<br />

yürütülen para politikalarının aktarım organı olarak mali sisteme yön vermekte, ödeme<br />

sistemlerinin etkinliğine katkıda bulunmakta ve uluslararası ticaretin gelişmesine yine yoğun<br />

katkı vermekte. Ekonominin tüm unsurlarıyla bu kadar etkileşim halinde olan bankacılık<br />

sektöründe yaşanan herhangi bir sıkıntı da aynı derecede ekonominin tüm alanlarında<br />

şiddetle hissedilebilmekte. Nitekim tarihi deneyimler bize şunu gösteriyor ki: finans<br />

sektöründen kaynaklanan krizler daha uzun sürüyor ve etkileri çok daha derin oluyor.<br />

1900’lerin başından itibaren bugüne kadar baktığınızda ve dünyadaki tüm krizleri<br />

incelediğinizde eğer krizin başlangıç noktası finans sektörüyse o krizin derinliği, etkisi çok<br />

oluyor ve çok daha uzun zaman alıyor çözülebilmesi. 2009 yılından bu yana tüm dünyayı<br />

etkileyen, ekonomik kriz aslında bize bunun son örneğini gösterdi. Finans sektöründen<br />

kaynaklanan 2007-2008’den bu yana devam eden ve hala tam olarak atlattık diyemediğimiz<br />

bir krizden söz ediyoruz burada. Finansal sektörle başladı, fakat bu sektörle sınırlı kalmadı.<br />

Çok kısa bir süre içerisinde belli başlı ülkelerin dahi iflasın eşiğine gelmesine sebep oldu bu<br />

kriz. Milyonlarca insan işsiz kaldı, pek çok ülkede yoksulluk arttı ve gelir dağılımı bozuldu.<br />

Önemle altı çizilmesi gereken husus, finansal sektörün, özellikle de bankacılık<br />

sektörünün temelinin güvene dayandığı gerçeği. Tüm ekonomi politikalarında güven esastır<br />

diyoruz ama hele hele bankacılık sisteminde güven olmazsa olmaz temel unsur.<br />

Bankalarımızda en temel tabiriyle güven müesseseleri. İnsanlar ileride belli bir getiriyle<br />

beraber geri alabileceklerine inandıkları için güvenerek paralarını bankalara emanet<br />

ediyorlar. Bankalar belirli kar hadleri içerisinde bu paraların daha sonra kendilerine<br />

ödeneceği güveniyle kredi kullanıyorlar. Reel kesim ancak geleceğe güvenle bakabiliyorsa<br />

yatırım yapıyor, kredi kullanıyor. İşte bu güven zincirinde gerçekleşen herhangi bir kırılma<br />

önce bankacılık sektöründeki bozulmaya ama en nihayetinde de ekonominin genelinde ciddi<br />

olumsuz bir tabloya sebep oluyor. Burada güveni kazanmanın zaman aldığını, yavaş yavaş<br />

oluştuğunu ama güvenin çok hızlı kaybedilebilen bir kavram olduğunu da özellikle<br />

vurgulamak istiyorum. Basamak basamak yıllarca oluşturduğunuz bir güven ortamı<br />

haftalarla, bilemediniz aylarla ifade edilebilen bir süre içerisinde tamamen bozulabilir. Bu<br />

sebepledir ki, güven ortamının kıymetini de çok çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bu güven ortamı<br />

nasıl oluştu, bunun sebepleri nedir, bunun temelindeki dinamikler nedir çok iyi bilmemiz<br />

gerekiyor ki bu güven ortamını sadece ve sadece güçlendirme yönünde adımlar atalım,<br />

mevcut güven ortamını erozyona uğratacak, sıkıntıya sokacak yaklaşımlardan da kaçınalım.<br />

Bankacılık sektörüyle ilgili düzenleme ve denetimlerin son derece dikkatli ve titiz bir<br />

yaklaşımla, rasyonel bir anlayışla ve popülizme de prim vermeden yapılması gerekiyor.<br />

Burada popülizm iki türlü olabiliyor şöyle bir dünya örneklerini incelediğimizde. Birinci tür<br />

popülizmde geniş kitleleri, kredi kullanan kitleleri düşünerek ve onlara hoş gelecek<br />

düzenlemeleri siyaseti de biraz karıştırarak, kullanarak düzenleme yapmak bu birinci tür<br />

popülizm.<br />

Bir başka tür popülizmde, banka lobilerinin, bankacılık lobilerinin oluşturduğu popülizm.<br />

Ülke ismi vermek istemiyorum ama bazı gelişmiş ekonomilerde öyle kuvvetli lobiler var ki son<br />

derece yanlış düzenlemeleri, kısa vadede bankalara kazandıracak ama orta, uzun vade de<br />

ülkeye komple kaybettirecek düzenlemeleri empoze edebiliyorlar. Meclisler üzerinde etkili<br />

olabiliyorlar, düzenleyici otoriteler üzerin de baskı kurabiliyorlar ve medya desteğini de<br />

yanlarına alarak çok yanlış uygulamalar meydana getirebiliyorlar. Bu her iki tür popülizmden<br />

de uzak durmak gerekiyor. Ne kredi kullanan kesimleri, ne de kredi veren sektörü böyle aşırı<br />

şekilde memnun etmeye çalışacak, birinden birini tercih edipte onun üzerinden bir prim<br />

yapmaya çalışacak yaklaşımlardan uzak durmak lazım. Dengeli uzan vadeye bakan, hem<br />

18

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!